22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
^14 NİSAN 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Belediyelerde fşten çıkarmalar • İZMİR(AA)- Türkiye'de son iki yılda, •129 belediyede toplam 8 'bin 714 belediye işçisinin -t iş akdinin feshedildiği bildirildi. Genel-lş Sendikası Araştırma i5ervisi'nin27 Mart 1994- 31 Aralık 1996 dönemini -Jcapsayan araştırmasma göre. işten çıkanlan -îşçilerin 7 bin 633'ünü DISK'e bağlı Genel-lş Sendikası üyeleri 'oluşturdu. 27 Mart 1994 -yerel genel seçımlerden hemen sonra belediyelerde işten çıkanlan işçilerin büyük bölümünün RP, ANAP ve MHPIi ladaylann seçim kazandığı belediyelerin olus,turduğunun belirtildiği ^araştırmada, "27 Mart -seçimlerinden bu jana. memur ve işçi olarak "belediyelerde yakJaşık 35 bin çalışanın işten atıldığı tahmin edilıyor" denildi. Kadrolaşma tamamlanamadı' • KAYSERİ(AA)- "Kaysen Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü 'Karatepe, RP-DYP hükümetinin vatandaşlann : beklentilerini henüz -karşılayamadığını söyledi. RP'nin muhalefetteyken, işlerinin sadece mantıklı •tenkit yapmak oldugunu, iktidara geldikten sonra işin zorlaştığını belirterek "Öncelikle kadrolaşma •çalışmalannı tamamlamak -gerekir. Birlikte •Çalışacağınız insanlan seçmenız doğal hakkınız. Merkezi hükümet henüz bu merhaleyi tamamlayamadığı içın, 'istenilen hizmetleri 'veremiyor" dedi. ÖDP'den suç duyurusu • ANKARA (AA)- "DGM'ye yaptığı "başvuruyla telefonlann "dinlenilmesi karannı iptal ettiren ÖDP, şimdi de bu karan verenler ve uygulayanlar hakkinda suç d d b l k Taiepte-bulunan kişi olarak "dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, "uygundur" mütalaasını veren eskı DGM •Başsavcısı Nusret Demiral ve karan_veren DGM 'Hâlcimi Ülkü Coşkun'un "yargılanmasını isteyeceklerini belirten ÖDP Genel Başkanı Yardımcısı Saruhan Oluç, "'Dinlenen telefonlardan tlde edilen bilgilerin hangi "çetelerin çıkanna kullanıldığının ortaya •dökülmesinin de zamanı r gelmiştir" dedi. Parlamenterler Hollanda'da • AMSTERDAM (AA) - TBMM İnsan Haklan JComisyonu üyelerinden oluşan parlamenterler 'heyeti, çeşitli temas ve araştırmalarda bulunmak üzere Hollanda'ya geldi. Schılderswijk bölgesinde Kösedağ ailesinin 6 Terdinin yanarak öldüğü kundaklama olayı ile ilgili olarak Hollandalı yetkililerle görüş,melerde bulunacak olan DYP'li Demir Berberoğlu başkanlığındaki beyet, bu konudaki soruşturmanın seyri ve Türk vatandaşlannın bu ülkerde maruz kaldıklan ırkçı hareketler haklcında bilgi alacak. Hatay'da deprem • Haber Merkezi - •Hatay'da, Richter ölçeğine göre büyüklüğü 3.9 olan hafif şiddette bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Kandilli Rasathanesi ve Oeprem Araştırma tnstitûsü Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre saat 15.57 de meydana gelen deprem, kent merkezinden hjssedildi. 5 köy korucusu sepbest • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Biirosu) - Geçen hafta Lice il merkezinden ve Tepe Köyü'nden PKK'liler tarafından kaçınlan 12 ğeçici korucusundan 5'i serbest bırakıldı. PKK'liler, korucularla birlikte kaçırdığı Tepe Köyü Muhtan Ramazan Akbudak'ı da serbest bıraktı. Üç ilde, çetelere karşı birlik, dayanışma ve kardeşlik için on binler haykırdı Yurttaş lriikiiıııeti uyardıtSTANBUL / ANKARA / ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) - Susurluk skandalıyla ortaya çıkan çete örgütlenmelerinde siyasi bağlantılann örtbas edilmesı çabasına karşı on binlerce yurttaş Ankara, Istanbul ve Eskişehir'de eylem yaptı. İstanbul'da düzenlenen "Bağunsız, Demokratik Türkrye" mitingine katılan binlerce kişi, devlet içindeki çetelerin ortaya çıkanlmasmı istedi. Ankara'da ise valiliğin izin vermemesine karşın olaysız geçen mitingde, parti yöneticileri coşkulu bir kalabalığa seslerurken "Ankara çeteteri saklamasın. ÇOler, Ağar ve Bucak \argılansınr . "Fezlekeler Meclis'e". ~Çeteler halka hesap verecek" ve "Halklaruı kardeşliği çeteteri yenecek" sloganlanyla hükümet protesto edildi. Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) girişimiyle dün Kızılay Meydanı'nda toplanan çeşitli parti, demokratik kitle örgütü ve meslek grubuna bağlı yaklaşık 50 bin kişi, "devtet-siyaset-mafya" ilişkilerine tepki göstenp, hükümetin istifasını istediler. Raporu açıkladılar Çeşitli kentlerden sabahın erken saatlerinden itibaren gelen ve Sıhhiye Meydanı'nda toplanan onbinlerce yurttaş, Ankara Valiliği'nin izin vermemesine karşın Kızılay'a yürûyerek "Halkın Susurluk Raporu"nu açıkladılar. Mitinge, ÖDP'nin yanı sıra HADEP, DBP. DtSK, KESK, İHD, ÇHD. ÇGD. TÜMOB, Halkevleri. Pirsultan Abdal Kültür Derneği. Tüm-Bel Sen, Tüm Yargı Sen, Yapı-Yol Sen, Bank-Sen, Tanm-Sen ve Eğitim-Sen katıldı. Miting alanına ilk olarak ÖDP'liler ve sırasıyla HADEP, DBP, Halkevleri, sendikalar ile diğer kitle örgütlerine mensup kalabalık gruplar dev pankartlar ve sloganlar eşliginde girdiler. Mitingde konuşan ÖDP Genel Başkanı Ufiık Uras, "Çeteler artık bizlere emanet Bu birlik ve beraberiiğimiz devam ettiği sürece bizlerden kaçamayacaklar. Peşlerini asla bırakmayacağtz" dedi. HADEP Genel Başkan Vekili Ahmet Türk de çetelerin çıkış nedenlerini çok iyi bildiklerini belirterek şimdiye kadar bütün faili meçhul cinayeteleri aynı gruplann işlediğini söyledi. Miting sonrası çöpler yakıldı Miting sonrasında, pankartlann toplanması ve dağılma sırasında slogan atılmaması için uyanda bulunulurken meydandaki çöplerin toplanması Keskin, Başbakan 45 kez de hacca gitse ahirette işinin zor oldugunu söyledi 'Erbakan bu hesabı veremez*İstanbul Haber Servisi -CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Türkiye'nin kirlilikten ve sorumsuzluktan kaynaklanan bir olumsuzluk süreci yaşadığını belirterek "Tüm redllikJerin üzerine oturan ve bunlan aklamaya çalısan Başbakan, değfl 25 kez 45 kez de hacca gitse öbür dünyada hesap veremez" diye konuştu. Keskin, CHP tarafından başlatilan "tktidara iğne baürma kampanyası'" çerçevesinde dün Taksim'de CHP Beyoğlu tlçe Merkezi önünde bir basın açıklaması yaptı ve vatandaşlara kampanyanın simgesi olan beyaz toplu iğne dağıttı. Keskin, beraberinde CHP istanbul milletvekilleri AJgan HacaJoğhı ve Ahmet Güryüz Ketenci. CHP Parti Meclisi üyesi Hasan Aydın, CHP İstanbul tl zenginliklerine katı>orlar. Ama Başbakan tüm bu olaylan görmüyor. Bu nedenle iktidara önce topluiğnc. eğer yetmez.se çuvakuz batırmayı öneriyorum" dedi. Keskin, köstebeğe benzettiği hükümeti "Kösem Suttan Ue Bektaş Ağa ortakltğT olarak tanımlayarak şunlan söyledi: "Hükümetin etkisiyle Susurluk raporu, aklama belgesi haline gelmiştir. Başbakan ve Adalet Bakanı temiz toplum isteyen yurttaşlan küçümsemiş. 'İktidara iğne baarma kampanyası' başlatan CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Tak- sim'de CHP Beyoğlu İlçe Merkezi önünde bir basın açıklaması yapü ve vatandaşlara kam- panyaıun simgesi olan beyaz topluiğne dağıttı. (Fotoğraf: HAT1CE TUNCER) Başkanı Mehmet Ali Özpolat ve eski SHP istanbul 11 Başkanı Yüksel Çengel'le birlikte yaptığı konuşmada 2 bini aşkın faili meçhul cinayete. kayıplara ve Susurluk kazası ile ortaya çıkan gelişmelere dikkat çekti. lktidann.^ temiz toplum istemlerine kulak tıkadığını, Başbakan'ın Susurluk ile ilgili fezlekeyi bir aydan fazla beklettiğini belirten Keskin, "Türkiye uluslararası uyusturucu kaçakçıhğuun merkezinde bulunuyor: Türkiye'nin saygınliğı azalıyor; bazı politikacılar kamu kaynaklannı idşisel bea/^tmişlerdir. A kişi aynaya bakınca kendisini görür. Fezkkeyi bekieterek anayasa suçu işleyen Başbakan, hacca gideceğine toplumun beklentilerine yanrt versin. Bu dünyada çevresindeki kapıkulu millervekilieri onun için tanıklık yapabilirler, ama öteki dünyada hiçbir hesabını veremez." konusunda da çağn yapıldı. Bunun üzerine katılımcılar. Kızılay Meydanı'ndaki kâğıt ve çöpleri bir yere toplayarak yaktı. istanbul mitingi İstanbul'da ise sabah saatlerinden itibaren Şişli Abide-i Hürriyet Parkı'nda toplanan EMEP'liler, sendikal hak. ekmek ve özgürlük istemlerini dile getirdi. Mitinge, Maltepe ve Sun Tekstil isçileri. Zeytinburnu işçılen, Reel Export isçileri ve Türkiye Motorlu Taşıt İsçileri Sendikası (TÜMTİS) üyeleri de destek verdi. EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, EMEP tstanbul tl Başkanı Mehmet Kıhcarslan. Basın-tş İstanbul Şube Başkanı Mustafa Üçdere, şair Sunay Akın ve 19 aydır grevde bulunan Liverpool liman işçıleri temsılcisi Kevin Robinson'ın da katıldığı mitingde, "Faşizme ölüm, halka hürriyet". "Yaşasın Arnavutluk halkının direnişi* ve "Bağunsız, demokratik Türkiye ve anayasa için mücadele" pankartlan taşındı, Deniz Gezmiş ile gazetecı Metin Göktepe'nin resimleri açıldı. Grup Dost Ezgi ve sanatçı Fevzi Kurtuluş'un türkülenyle hala> çeken topluluk, "Sermaya mezara. emek iktidara", "Kahrolsun faşist diktatörlük", "Susma, susrukça sıra sana gelecek" ve "Çeteler halka hesap verecek" sioganlannı attıktan sonra dağıldı. Eskişehir Demokrası Platformu öncülüğünde 60 sivil toplum örgütü ve 9 siyasi partinin katılımıyla gerçekleştinlen "Demokratik Türkiye" mitingi de Odunpazan Meydanı'nda yapıldı. Demokrasi Platformu adına konuşan Azmi Kerman. demokratik laik düzene sahip çıkmak ve ülkenın sahipsiz olmadığını göstermek için toplandıklannı söyledi. Çeşitli sivil toplum örgütleri yöneticilennin de . kanuşma yâpttgf miting ' daha"sonra olaysız dağıldı. Demokratildesme sancısı TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi Erkut savundu; 'Rapora üye vizesi şart değil. Yücaoğlu, demokratikleşme raporunu Kimse niye yayımladm diyemez' dedi SEDAOGUZ TÜSlAD Yönetim Kurulu üyesi Erkut Yücaoğlu, derneğin ağır toplannın tepkisı- ne yol açan 'Türkiye'de Demokratikleşme Perspektifleri Raporu'nu onaylayarak ya- yımlama yetkisinin yönetim kuruluna ait ol- duğu söyledi. Yücaoğlu, "Hiçbir üyemizin, 'Ben görmedim. bana göstermeden nasıl ya- yımlarsın' demeye hakkı yok" dedi. TÜSİAD raporundaki ana konulann alt başlıklar halınde önümüzdeki aydan itibaren bütün kesimlerin katılımıyla tartışmaya açı- lacağını belirten Erkut Yücaoğlu, eğitim re- formunun ilk etapta ele alınmasının düşünül- düğünü belirtti. Yücaoğlu, TÜSLAD'm 'yar- gı reformu' konusunda yeni bir rapor yayım- lamayı planladığını da söyledi. 'Türkiye'de Demokratikleşme Perspektif- leri Raporu',yayımlanmasırun ardından Rah- mi Koç, Asun Kocabıyık, Halit Narin, A>dın Bolak gıbi TÜSİAD'ın ağır toplannın tep- kisini çekmişti. Söz konusu isimlerin istıfa- lan gündeme gelmiş ve altematif rapor ha- zırlanması yönünde görüş bildirilmişti. Bu gelişmelerin ardından geçen hafta yapüan TÜ- SlAD Yüksek tstişare Konseyi toplantısın- da Başkan Bütent Eczacıbaşı "Raporun ay- nntılan raporu vazan Prof. Dr. Bülent Tanör'ü bağlar" açıklamasını yaparak geri adım atar- ken TÜSlAD Yönetim Kurulu üyesi Erkut Yücaoğlu, rapora tam destek verdi. TÜSlAD Yüksek Istışare Konseyi de da- hil hiçbir üyenin raporu, yayımlanmadan ön- ce görmedilderi eleştirisinde bulunamayaca- ğını kaydeden Erkut Yücaoğlu "Genel ku- ruL, yönetim kurulunu seçer; yönetim kuru- lu da icraatmı yapar. Raporun içeriği eleşti- riye açıknr. Ama ü\ elerin. ben görmeden bu iş yapılmamalıydı demeye haklan yoktur. L sul konusunda hiçbiritiraz kabul edüeroez" dedi. 1990 yılında TÜSlAD'ın uzun süre tartışılan 'Eğitim Raporu'nun yürütülme- sinden sorumlu yönetim kurulu üyesi olan Erkut Yücaoğlu, derneğin prosedürü gere- ğince raporlann pianlanmasından yayımian- masına kadar geçen aşamalan şöyle açıkla- dı: " Raporlann yürütülmesini. sorumluluğu alan yönetim kurulu üyesi takip eder; araş- trnıacılaria zaman zaman toplanarak konu gözden geçirilir. Sözünü ettiğim eğitim rapo- runun yazan Zekâi Baloğlu'dur. Arastınma- nın donelerini toplamakve sonuçlannın ana- lizi bakımından o gün için kendisi en yetkili kişi olarak düşünülmüş, araşnrma kendisi- ne verilmiştir. Ancak, rapordan sorumlu yö- netim kurulu üyesi olarak. araşormanın is- tenen kapsamda çıkması için ben de çalışüm. Basma, zamanın hükümetine ve Cumhur- başkam'na takdimimi yapüm. TÜSLAD, ya- yınlannda bilimsel ve tarafsız kalmayı amaç edinmiştir. Yani TÜSİAD raporlan kimseyi bağlamaz. Geri adım aulması gibi bir şey de söz konusu değildir. TÜSİAD, tarnşmayı baş- latip gerekli uyanyı yapabüiyorsa, görevini ye- rine getirmiş demektir. Ondan sonra ortaya çıkan detayfa tarüşmalarda TÜSİAD'ın üye- leri taraf olabilüier. Hepimiz farkh düşünen insanlanz. Örneğin, Diyanet tşleri olsun ınu, olmasın mı?« TLSİAD üyeleri arasında çok farklı düşünenler olabilir, ancak bu konu ele alınmaİHÜr." TÜSİAD'ın 'Türkiye'deDemokratikfcşme Perspektifleri Raporu'nda imam-hatip liselerinin meslek hsesi statüsüne uygun yapıya kavuşturulması, imam ve hatip ih- tiyacını karşılamaya yetecek sayırun dışın- da kalanlann genel ya da teknik liselere dönüştürülmesı ıstenıyor. 8 yıllık zorunlu il- köğretimin herkes için ve istisnasız kabul edilmesinin benimsendıği raporda, Kuran kurslarının ise Milli Eğitim Bakanlığı denetimine bağlanması gereği vurgulanıyor. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr Alparslan Türkeş'in ölümü- nün ardından yazılıp çizilenle- rin, verilen demeçlerin çok -ama çok- büyük bir kesiminin ortaklaştjğı iki noktavar Kırkyı- lın Türkeş'i sağduyulu bir poli- tikacı olarak kLrtsandı ve "bil- ge" ilan edildi. MHP ise aşın sağdan merkez sağa çekilen, ılımlı, dolayısıyla da demokra- tik yaşamın benimsenebilir, sa- vunulabilir bir partisi olarak su- nuldu. Doğru mu bu yargılar? Türkeş'in bir darbeci subay olarak değil de bir siyasetçi ola- rak sahneye çıktığı 1969'larda, yeryüzünde ırkçı (Türkiye'de: Türkçü) ideoloji ve akımlar ar- tık ciddiye alınacak bir güç de- ğillerdi. Şimdi de değiller. Türkeş'in '9 Işık'mdan türe- tilmiş, "Tann Türkü korusun" ya da "Tann dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız" sloganları MHP ve Ülkü Ocak- ları çevresinde bir kimlik bildi- rimi gibi sıkça kullanıldı. ama ül- keyi saran, kitleleri ardı sıra sü- rükleyen sloganlar olmadı. Da- ha 1960'lann sonlannda Türki- ye'de kitleler "Tann Türkü ko- rusun" sloganının "Tann Türkü korusun, ötekileri korumasın" Merkez Sağda Bir MHP gibi bir mantık saçmalığı ve ırk- çı bir sapma oldugunu kolay- ca kavramış ve uzak durmuş- tu. O ve izleyen dönemde kitle- ler MHP'yi bu sloganlarla de- ğil, "Kahrolsun komünizm! Kah- rolsun komünistler" naralarıy- latanıdılar. MHP ve Ülkü Ocak- lan denince ilkçağnşım, sol ha- reketteki kabarmayı önlemek üzere zora tapan ve zor kulla- nan bir siyasi kadro oldu. Türkeş'i bilge (!), MHP'yi ılım- lı (!) kılan siyasal yönelim ise daha pek yeni: 1989 ve sonra- sı... Niye 1989? Niye 1990,91,92 filan değil de 1989? 1989 sonbahan, dünyayı sar- san bir depremin yılı. O yıl sos- yalist sistem dağıldı, Sovyet- ler Birliği çöktü. Art arda yıkı- lan domino taşları gibi kapita- list ülkelerdeki sol hareket de kitleler gözünde bir itibar yiti- mine, kendi içinde bir çözüm- süzlük bunalımına girdi. Mark- sist hareket hâlâ bu depremin sarsıntılarını içinde duyuyor, depremin yıkıntılan arasında çı- kış yolu anyor. Sol hareketin en güçlü oldu- ğu günlerde bile bir araya ge- lemeyen irili ufaklı "sol" parti, grup ve kişilerin çok önemli bir kesiminin Özgürlük ve Daya- nışma Partisi'nin (ÖDP)şemsi- yesi altında bir araya gelebilme- lerinin çimentosu 1989 depre- mi ve sonuçlandır. 12 Eylül faşizminde dağrtılmış örgütleri, sindirilmiş yandaşla- rı, hapsedilmiş, işkenceden geçmiş, siyasal göçmenliğin çürütücü etkileriyle sakatlan- mış kadroları ile ölümcül yara- lar almış Marksist sol, daha kendini toparlayamadan, ya- ralarını saramadan 1989 dep- reminin içine düştü. 1989 sonrasında Marksist hareket bir iktidar seçeneği ol- maktan epey uzakta. Sendika- lar etkili, caydırıcı güce sahip emekçi örgütlenmesi nitelikle- rini hızla yitirdiler. îşçilerin siya- sal tercihleri şaşılası bir hızla yön değiştirdi. Çözüm ürete- meyen sol (sosyal demokrasi dahil, bütün bir sol) kitle ve seç- men desteğini yitirdi. 70'li yıl- larda yüzde 4O'ı aşan bir seç- men desteğini elinde tutan sos- yal demokrat partiler, barajı aş- ması kuşkulu cılız siyasal hare- ketlere dönüştüler. Sol, kapitaîizm için görünür ve güncel bir rakip ve tehlike ol- maktan çıktı. E, peki böyle bir siyasal fo- toğrafta MHP'nin geleneksel işlevinin anlam! ne? Nitekim MHP, onca çabayla yetiştirdiği, hem ideolojik hem askeri eğitimden geçirdiği mi- litanlannı "istihdam" edemez oldu. İş veremedi, aş vereme- di, gösterecekyön, işaret ede- cek hedef bulamadı. Kadrolannın en seçkinlerini ülkenin gizli servislerine kirala- dı, verdi. Çatiriar, Kırcı'lar, OraJ Çelik'ler buralarda sivrildi. Bu kadrolann bir kesimi de özel tim içerisinde kendilerine iş ve işlev bulabildiler. Komünistler yerine Kürtlerle savaşmaya baş- ladılar. Dev-Solcu yerine PKK'li, Abdi İpekçi'ler yerine Musa Anter'leri öldürmeye başladı- lar. MHP'nin ikinci, üçüncü sınıf kadroları ise mafyanın kanlı ve kirli topraklannda kendilerine geçim kapısı aramak derdine düştüler. Birkaçı sivrildi, "ülkü- cü baba" oldu. Büyük çoğun- luğu tetrkçi, çek-senet tahsi- latçısı. otopark kâhyası, kara para kuryesi, uyusturucu perakendecisi gibi işlerleyetin- mek zorunda kaldılar. Türkeş artık işlevi yitmiş git- miş, önleyecek düşman kal- madığı için kendi varlık nedeni de ortadan kalkmış bir siyasi harekete yaşam olanağı bul- mak için bir manevra yaptı. DYP ve ANAP'taki çürümeyi, siyasal hadımlığı, bu parrjlerin deneyim- siz ve ilkesiz politikacılardan oluşan kuru kalabalığını doğru değerlendirdi. Gitgide milliyet- çi çizgiye kayan Kürt hareketine karşı merkez sağda konum- lanıp Türk mılliyetçiliğine yas- lanıp siyasal etkinlik sağ- layabileceğini hesapladı. Hesap çok yanlış değildi. Nitekim ANAP ve DYP de gücünü Türk milliyetçiliğinden alan bir atımlık barutla ayakta kalmaya çabalıyorlar. Ama bu siyasal eksen kay- dırması Türkeş'i bilge, MHP'yi ılımlı kılar mı? POLTIİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Hac Seferi... Milletvekilleri hac çıkarmasında... Elbet birincilik RP'nin... Onlan DYP, ANAP izlıyor. DSP 4 milletvekîliyte sonuncu sırada yer alıyor... Başbakan Necmettin Erbakan 25. kez hacı olur- ken, RP'li Şevki Yılmaz 15. kez hacca gıdıyor... Türkiye böyle bir dönemi yaşamadı bugüne de- ğin. Hacı olmak için hiçbir polıtikacı böylesine ça- ba harcamadı. Daha açıkçası 'hacı olmak' bugüne dek siyasal yatınm aracı olarak kullanılmadı... Türkiye bir çıkmaz sokağa doğru hızla sürükle- niyor. Tüm bu olup bitenlere bir ad koymanın za- manı da gelip geçiyor... Bunun adı şudur:" Biz ne yapıp edip laik demok- ratik cumhuriyeti yıkıp yerine şerT hükümlere da- yalı bir Islam devleti kuracağız..." Bosna'da Papa II. Jean Paul'e Saraybosna'da yapılmak ıstenen suikast girişimı ve 4 Türk'ün ola- yın içinde bulunduğu savının NATO kaynaklannca açıklanması olup bitenlere ışık tutmuyor mu? Açık- lamaya göre 'Peygamberin Dönüşü' adlı şeriatçı ör- güt militanlan Saraybosna'da ne iş yapıyorlardı? Bu kişilerin halen cezaevinde bulunan kimi İBDA-C militanlanyla ilişkisi bulunuyor muydu? Bugün ülkemızde eli kanlı şeriatçı çeteler koru- nup kollanıyor. İBDA-C, Hizbullah ve islami Ha- reket gibi şeriatçı örgütleri kımı şeriatçı yazariar ve RP milletvekilleri koruyup kolluyor. Onlar kimi za- man Avrasya feribotunu kaçırıyor, kimi zaman bir başka ülkeye şeriat savaşçısı olarak gidiyor... Evet... Türkiye'nin başı daha çok belaya girecek. Saraybosna'da Papa II. Jean Paul'e suikast dü- zenlemek isteyen 4 kişinin Türk olduğu yolundaki iddialar Türkiye'yi karıştıracak... REFAHYOL ise tüm bu gelişmeler karşısında sus- kun. Tansu Çiller Hanım, 8-10 gün için Başbakan olacak. Böylece düşleri gerçekleşecek. Necmet- tin Hoca da Suudı Arabistan'da 25. kez hacı ola- cak... • • • Her hafta cumartesi günleri Galatasaray'da 'Cu- martesi Anneleri' toplanır... Bu hafta gözü yaşlı anneler yine toplandı. Elle- rinde fotoğraflar bulunan anneler seslerini her za- mankı gibi duyurdu... Sanınm gazetelerde görmüşsünüzdür. Önceki gün Galatasaray'da 'Cumartesi Anneleri'n\n arasın- da elinde Said-i Nursi'nin fotoğrafı bulunan bir ki- şi vardı... Bu kişi ne istiyordu? Said-i Nursi'nin mezannın bulunmasını mı? Acaba bu kişi bir Nurcu muydu, yoksa ajan pro- vokatör müydü? Bir başka önemli gelişme de şuydu: Kimi kuruluşlar da Eyüp Sultan Camii'nde 'mev- //f'okuttu... Yıne gazetelere göre mevlit, Tutuklu Yakınlan ve İnsan Haklan Yardımlaşma Demeği ile Haklar ve Öz- güriükler Platformu tarafından düzenlenmışti. Mev- lit, bağımsız, demokratik ve özgür bir ülke için ölen devrim sehitleri ıçindi... Önce. İBDA-C, Hizbullah, islami Hareket, 'ca- mileriörgütevfne^ çevirmişti. Şimdilerde îse kendi- lerini'dfevrimcı*' olarak tanımlayan kimi örgütler 'camileh' kullanmaya başlamışlardı. Buyeni biryöntemdi. Çünkü 'camiler'de her tür- lü örgütlenme rahat yapılırdı. Bu iş önceleri kimi Is- lam ülkelerinde uygulanmış ve başan kazanılmış- tı... Kendilerini 'devrimci sol' olarak gören yasadışı örgütler, İBDA-C, Hizbullah ve İslami Hareket gibi kendilerine 'yeni birmesken' mi seçmişlerdi? Yok- sa, onlar da insanların 'inançlannı sömürerek' tıp- kı RP ve diğer sağcı partiler gibi laik demokratik cumhuriyeti yıkmak için yeni bir yol mu seçmişler- di? Bu bıraz devrim öncesi Iran'daki gelişmelere ben- ziyordu... Zaten sağ ve sol yasadışı örgutlerin amaçlan bel- lıydı: "Laik demokratik cumhuriyeti yıkmak!.." • • • Masamın üzennde 'Müslüman Gençlik' imzalı bir bildiri var... Bu da yukarıda yazdıklanmızın kanıtı... Okuyoruz: "Islam dini, tevhid ve adalet temelli bir dindir. Is- lam, kadın ve erkeği insan olarak, kul olarak mu- hatap alır ve fıtratlannın el verdiği ölçüde sorum- luluk yükler. Allah katındaki dereceleri kadın ve er- kek olmalanyla değil, iman edip etmemeleriyle or- taya koyduklan İslami mücadele ve pratiklehe be- lirienir. Laik, çağdaş çığırtkanlann dediği gibi kadın Is- lam 'da ikinci sınıfbir varlık değil, Allah'a karşı kul- luk ve İslami mücadele sorumluluğunda erkekle eşittir. '..Ben sizden erkek kadın, hiçbir çalışanın işini za- yi etmeyeceğim. Hep birbirinizdensiniz. Hicreteden- ler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkence gö- renler, vuruşanlar ve öldürülenler . Onlan altja- nndan ırmaklar akan cennetlere sokacağım'. (Âi-i Imran Suresi 195. ayet)" Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (g Planet.com. TR HİKMET CETİNKAYA BM0NUMJN KAZLARI 450.000 TL(KDV dahil) Çağ Pazariama A.Ş. Yerebatan Caddesi Satkımsoğüt Sokak Nto: 9/B Cağafoğlu İstanbul Tel:S14 01 95/96 Posta çekı no.: 666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear