22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1B$UB,AT 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istsıbul Edne Çaraxkale Koasli Izrrr Maisa Aycr Derziı Y PB PB Y V PB Y Y 6 5 6 5 9 8 10 10 Sınop 5 Adana Samsun Trabzon Gıresun Ankara K 3 Konya Eskişehır K 3 S ı v a s K 3 Zorgjldak Y 4 Antalya Y 13 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıırt Hakkân Van Y Y Y Y Y K K 14 9 8 11 10 -1 4 Butun bolgeler çok bulutlu. Marmaranın batısı ıle Kuzey Ege ve Akdenız kıyılann- da sağanak, Güney- doçju Anadolu ıle Do- ğu Akdenız kıyılann- da yağmur, Marma- ra'nın doğusu ile Ba- tı ve Orta Karadenız kıyılarında karta kan- şık yağmur, ötekı yerterde kar şeklınde olacak. Parıs Roma Berlın Amsterdam Madrid Sofya Brüksel Y PB PB Y PB PB Y 11 16 7 8 14 2 10 Budapeşte PB 4 Münıh Atina Milano Oslo Helsınkı Stockholm Belgrad Vıyana Bonn Y PB K K K PB PB Y 1U 16 -1 -5 -2 12 6 6 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tıflıs Kahire Şam K PB PB PB PB PB PB PB PB -10 15 15 14 14 13 12 19 18 k Gok günjltıiüiç» Parçalı bulutlu • Sıslı t Çok bulutlu Yağmurlu bKariı G U N C E L CÜNEYTARC4YÜREK • laştarafı 1. Sayfada iser adli, ister siyasi. Tam bir skandal! Haftabaşında olay, görsel ve yazılı basında tam gazmanşet. Üstelik Kazan Şevket, bir "garip â- derr". Kütahya'ya gidiyor. Medya bastırıyor, inatla "koruşrnayacağını" söylüyor. K>nuşmamak, elbette Kazan Şevkefin hakkı. Ne var (i konuşmamakta dırendiğı günün gecesi, ge- ricilein savunuculuğunu büyük bir özen ve özve- riyleüstlenen sakallı Ahmet Hakan'ın karşısında, Kara!7! de. Beş değil belki on dakika, şen şakrak bir bülbül! "Arran efendim şu sözünuz yanlış anlaşılmasın " di- ye 0reve başlayan Ahmet Hakan'ın çanak soru- larına çenesı düşmüş yaşhlara özgü acelecilikle ya- nıtla" veriyor. • Alevı toplumunda büyük tepkiyle karşılanan "mun söndürme oynuyorlar" uydurmasını "asla o makîatla" söylememiş Kazan. Ustelik tam bir Ale- vi dcstuymuş. Kanıt olarak "askertik arkadaşlann- dan oırinin Alevi olmasını" gösteriyor! Ne var ki şımdi ortaya önemli bir devlet, bir hü- kümetsorunu çıkıyor. Kazan Şevket, birbiri arkası- na tersine olaylar yaratarak gündemi mi değiştir- meye çalışıyor? Yoksa... Kişisel, bünyesel bir so- rundan, bir rahatsızlıktan mı kaynaklanıyor garip- senen davranışları? llirn bılim adamlarına başvurarak soruya yanıt ararraya gerek yok. Kuşkusuz, Kazan Şevket'i ve nitelklerıni anlatabileceklerin başında, Devlet Ba- kanı Gül Abdullah gelıyor. Ha< yemeyelim Gül Abdullah, Takkeli'yi çevre- leyer yaşlanmış kadroya oranla daha mantıklı. Gü'e göre Şevket Bey, "1 dakika ışık kapatma" eylenıni yanlış anlamış olabilir. "Hükümete dönük bir teoki olarak algılamış olabilir". Bu yargılardan sonra Gül'den önemli şu sapta- ma gelıyor: • "'Mum söndürüyorlar' sözünü (şuurlu bir şekil- de sarf ettiğini) sanmtyorum." Geiniz. çıkınız Kazan sorununun içınden... Ne yapacağız şimdi? RP'li bir bakan, RP'lı bir dığer bakanın kıyamet- ler koparan sözünü "şuurlu bir şekilde sarf etme- dığinı" söylüyor. Bu saptamadan yola çıkarak Kazan Şevket'ın dahaönceki söz ve eylemlerini "şuursuzbiçimde" söyleyıp yaptığını mı kabul edeceğiz? Aman RP: Kazan'a acil bir çare. Kavram kargaşasından, şeriatı sözlük anlamıyla kullanarak fırtınalar estirmeye çalışan küstahlıklar- dan geçilmediği günümüzde. üstelik böylesı bir adalet bakanından başka, kafaları karıştıracak da- 'îa nice sav sahibi kişiler var ortalıkta. Örneğin Yenı Parti Genel Başkanı Yusuf Boz- kurt'a bakılırsa, kadın yürüyüşü "darbe teşvikçili- ğinden ibaret". RP üst kademesinin görüşü; iki aşamalı. Önce Genel Sekreter Asiltürk konuşuyor: "Gö- receksiniz, bunun sıkıntılan çıkacak. Bu böyle ol- maz. Bırgrup da karşı yürüyüş yapacak" diye teh- ditler savuruyor. Kimilerinin akıllı uslu diye niteledığı Bayındırlık BakanıCevatAyhan, "şuurlu biçimde"aç\k konu- şuyor: "Va Müslümanlar bunlar gibi yürümeye kal- kışırsa ne olacak? Müslümanlar bunlan tükürükle- riyle boğar." Bir fikır, bir görüş ve bir inanç cephesindeki kit- leleri tükürük hokkası sanan bir TC bakanı! Tek dayanaklan Türkiye'nin yüzde 99'u Müslü- man ülkesi olması. Ne hazin: Atatürk'ten Asiltürk'e... bugün ulaştı- ğımız nokta. Takkeli, daha soğukkanlı. daha hesaplı, daha si- yasi. "Karşı yürüyüş önerilerinı gen çeviriyor". Ana muhalefetimizin kafası hâlâ "şeriatın sözlük anlamına" takılı. Yalnız bir soru var ki günlerdır yanıt arıyor: Kadın yürüyüşünü düzenleyenlere ANAP kaç milyon lira maddi yardımda bulundu? Oysa, Ecevit, toplumdaki tepkıyi desteklerken doğruyu ışaret ediyor: Yoksa, RP, laık demokratık cumhuriyeti yok etmeye... Daha hızlı ilerleyecek! Orhan Velî, îsmet Inönü ve ^ • Baştarafı 2. Sayfada İsmelPaşadeğıl miydi? DTCF'nın ilerici öğretim üyelenni görevlerinden e- den ve mahkemelerde sü- ründüren kımdir, anımsava- lım. Solcu aydınlanmızın zindanlara atılması da onun zamanında başlamıştır. Re- şat Şemsettin Sirer'i MiJli Eğıtım Bakanlığı'na getire- rek Köy Enstitüleri "ne öldü- rücû darbeyi indiren de İs- metİnönüdür Tonguç onun döneminde resim-iş öğret- meiliğine atanmadı mı? Bugünlerde irtica üzenne yazan kimı yazarlar, sözü İs- met İnönü'ye de getirerek ont laikliğin ve ilencılığin yılmaz savunucusu olarak gösteriyorlar. Yüreğim yanarak belırtı- yorum. Yanlış. Bu yanlışlı- ğın altını çizmek için yaz- dırn bu yazıyı. (O bağımsız- lık savaşmın Garp Cephesi komutanı maçlı aydın. dev- nmci İnönü bu ödünleri ver- memelıydi). Orhan Veli, bu yanlışlığa ta o zaman parmak basmış. Ama o da bir konuda öyle- sıne yanılmış kı .. Çünkü Yaprak'ta 15 Şubat 1949'da yavımlanan "Pompei'nin Son Günleri" başlıklı yazı- sında şöyle demış: u ~gönül ferahhğınaküçü- cük bir haberden geliyoruz. Vüftıs savısı bir mihon olan İstanbul'da bir imanı-hatip kursu açüdı. Gazetelerde okuduk: bu kurstaki öğren- ci sayısı OD yedi imiş. Bu on yedi kişinin altısı sakallı imiş: üçünün isc sakalı bembevaz. Milyonda on yedi! Binde ya- nm büe etmez. LJselerimLd. fakültelerimizi dolduran binlerce. on binlerce gence karşdık on yedi ihtiyar. İmam-hatip kursunun bir avağı çukurda dcmektir..." Sahibinden FATİH'TE SATILIK AHŞAP BİNA 2 kat, bodrumlu-bahçeli. 10.00-17.00 arası Tel.: 588 34 03 Nüfus cüzdanımı \e .'hliyetımı ka\bettım. Hükum^üzdür. UEHMET YILD1Z 78090023209 No'luvazar kasanın ruhsdtını kaybet- tım. Hüküm>üzdür Şılc VD- 0880045426 MYA/J ASLA\ Türkiye veto etmeyecekDış Haberler Servisi - ABD, Tür- kiye'nin NATO'nun genışlemesini veto etmeyeceğinı öne sürdü. ABD Dışışleri Bakanlığı Sözcüsü Nicholas Burns. rüm NATO ülkele- rinin ıttıfakın doğuya genışlemesın- de hemfıkır olacağına ınandıklannı bildirdi. Burns. NATO'nun doğuya genişlemesının Türk vetosuyla en- gellenmeyeceğını sövledı. Burns. ABD Dışişlen Bakanı Madeline .41bright'ın 11 ülkeyi kapsayan Av- rasya turunun ikınci duraği Alman- yav a varmasından kısa bir süre son- ra yaptığı açıklamada, Washıng- ton'ın. ittifakın 16 üyesinin, temmuz ayındaki Madrid zirvesinde bazı es- ki Varşova Paktı ülkelerini NATO üyelığıne kabul etme konusunda hemfikir olacaklanndan emin oldu- ğunu belirtti. Nicholas Burns. "Tür- kiye'nin NATO'nun doğma genişte- mesini veto etme tehditİerT hakkın- daki bir soruyu yanıtlarken "NA- TO'nun genişlemesinin 7-8 temmuz tarihlerinde de\am edeceğine ve bu- nun tûm NATO üvelerinin isteği ol- duğuna inanıyoruz" dedi Burns, Türkive'nın uzun süre NATO'nun genışlemesinı destekledığini ve Dı- şişlen Bakanı Tansu Çiller'in bu ko- nudakı tutumunun hoş karşılanma- dığını da kaydettı. Burns, Albright'ın Bonn'agelme- sinden kısa süre sonra yaptığı açık- lamada. ABD Baskanı Biİİ Clin- tonın, Alman>a Başbakanı Helmut Kohl'ün Rusya ile ılgili düşüncele- nne verdığı önemi vurguladı. Burns ABD'nin, NATO'nun merkezi Na- poli'de olan güney kanadının idare- sının Av rupa ülkelennden binne ve- rilmesıne karşı olduğunubir kez da- ha tekrariadı. Albnght, önceki gün gezisinin ılk durağı Roma'da Italya Dışışleri Bakanı Lamberto Dini ile görüştü. Dini. NATO'nun genişle- mesi ve Rusya ile yapılacak anlaş- ma dahil birçok konuda ABD ile fi- kir birliğine vardıklannı açıkladı. Dini. NATO'nun doğuya genışleme- sınin Rusya için bir tehdit oluştur- mayacağı konusunda ABD ile hem- fikir olduklannı belirtti. Albright, gezisinin ikinci durağı olan Bonn'da da Almanya Başbaka- nı Helmut Kohl ve Dışişlen Bakanı KlausKinkelilebırarayageldi. Gö- rüşmeden sonra Kinkel ıle bırlikte basın toplantısı vapan Albnght. NA- TO'nun genişletnesi konusunda Al- manya ile aynı görüşü paylaştiklan- nı ifadeettı. Kinkel de genışlemeden yana olduklannı belırterek "Rusva da AvTupa'nın güvenlik mimarisine dahil edilmelidir. Rusya ile her şe>i konuşmak istivoruz. Veto olmaması konusunda da ABD ile a> m görüşte- >iz. Madrid"de> apılacak NATOtop- lantısındayeni ii>e olacak ülkelertes- pit edilecek. Bu >ılın sonunda ve>a gelecek vılın başında da AB've gire- cek olan ülkeler belirlenecek" dedi. Bu arada. Almanya Dışişlen Ba- kanlığı Sözcüsü Martin Erdmann. Türkiye'nin AB üyeliğı gerçekleş- mezse NATO'nun genışlemesıni ve- to edebileceği konusuna atıfta bulu- narak şunlan sövledı: "Türkhe, Avrupa'ya aittir. ABD ve Almanya. Türkiye'nin A\ nıpa'ya çok sıkı bir şekilde bağlanması konu- sunda hemfikir. ABD Dışişlen Ba- kanı,Türkiye'ninAvrupa'yayaklaş- ürüması politikasını gerçekleşn'rme- si için Avrupalılann ellerinden gele- ni yapmasını istedi. İ ki bakan arasuı- da geçen göriişmede, bu baglılığın aynntılan üzerinde konuşulmadı. Türkiye'nin bir vetosu söz konusu o- lamaz. ABD. Türkiye üzerinde et- kisini kullanacaktır." Albright, Çiller ile gorüşmeyecek Bagheri niçin ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu)- Dışiş- len Bakanı Tansu Çiller. bugün yapıiacak olağanüsrii NATO Konsey i toplantısına ka- nlmakiçindün Briiksel'egitti. ABD Dışiş- len Bakanı MadeleineAlbright ile görüşme istemi Amerikalı muhatabının programının yoğunluğu gerekçe gösterilerek geri çe\n- len Çiller'in toplantıda Türkiye'nin "NATO ve diğer Av rupa kurumlannın genişlemesi- nin birbiriyle bağmtılıolduğu" görüşünü dı- le getireceği kaydedildi. Ittifak üyelerinın iseÇiIler'e.Ocak 1994'te NATO'nun geniş- lemesine ilişkin karara Türkiye'nin de im- za attığını anımsatarak bu tutuma sadık ka- lınmasını ısteyeceklen vurgulandı. Çiller. dün Brüksel"e hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'ndadüzenlediği ba- sın toplantısında. NATO'nun genışlemesı- nin iç ve dış adapta^yonlanyla ilgili olarak daha tamanüanması gereken çalışmalar ol- duğunu belirtti. Çiller. "Brüksel'de yapıla- cak toplantıda yapacağım konuşmada. itti- fakın iç ve dış adaptasvonu kapsanundaki önemli konulara ilişkin görüşkrimizi vurgu- layacağun" dedi. Dışişleri BakanlıŞı Sözcüsü Büyükelçi *ÖmerAkbel. dün düzenlediği basın toplan- tısında, Brüksel'de, temmuz ayında yapıla- cak zirvenin gündeminde bulunan "NA- TO'nun Avrupa'nın yeni güvenlik vapüan- masına adaptasyonu"konulanmn gözden geçınleceğıni bildirdi. Toplantıda NA- TO'nun genişlemesi konusunun da günde- me gelmesınin beklendiğinı belirten Akbel. "NATO ve diğer Avrupa kurumlannın ge- nişlemelerinin birbûieriyle bağmtıu oldu- ğuna ilişkin Türk görüşünün" yineleceğinı \e TBMM'nin bu konudakı duyarlılığının iletıleceğını bildirdi. Londra muhabırimiz Reşat Akar'ın bıl- dırdiğine göre Jngilıere'de temaslannı sür- duren Türkiye Dışişlen Bakanlığı Müsteşa- rı Onur Ö>men, Türkiye'nin AB'ye tam üyelıği gerçekleşmeden Kıbns Rum Kesı- mi'nın tam üye olmasının mümkün olma- dığını söyledi. İngiltere'nin Kıbns temsilcisi Sir James Haney ile yaptığı görüşmeden sonra basın toplantısı yapan Öymen. "Türkiye'nin AB'ye üyeliğJ gerçekleşmeden böyle bir şey olamaz. 1960 garanti anlaşması da bunu ön- görüyor" dedi • Baştarafı 1. Sayfada ye'nin temel değcrlerini hı- çe saymasının kabul edile- meyeceğı vurgulandı. Bag- heri'nin. gerek RP yöneti- mindekı Sincan Belediye- si'nin düzenlediği Kudüs Gecesi'nde yaptığı konuş- manın. gerekse daha sonra dile getirdıği düşünceler ile sergiledığı davTanışlann "kabul edilemez" olduğu be- lırtildi. Söz konusu toplantılarda RP'nin tutumunun da Bag- heri'nın "kayıtsızlığıyla'' pa- ralellik taşıdığına \ e RP Ge- nel Sekreteri Oğuzhan Asil- türk'ün. "Kimse "gönder- dik' diye havaya girmesin. Büyükelçi zaten gkkcekti" içerikli değerlendirmeler yaparak "ödün veriunediği'' ızlenıminin yaratıldığına dikkat çekildi. Genelkurmay'jn konuya ilişkin yaklaşımını Dışişlen Bakanlıgı'na da ilettiği, ba- kanlığın "Gereken her şev yapılıyor" yanıtı vermekle yetindiği öğrenıldı. Baghen'nin Sıncan'daki konuşması, büyükelçilerin güven mektuplannı kabul e- den Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel tarafından da "yapılmaması gereken yan- lış bir konuşma" olarak de- ğerlendırılmesine karşın, Iranlı diplomat ülkesine dönmedi. Bagheri, hüküme- tin ödün veren yaklaşımın- dan da cesaret alarak "göre- vinin başındaolduğunu" ba- sına açıkladı. Türkiye için öngörülen görev süresi do- lan Baghen'nin, "ödün ve- rihniş" göriintüsü yaratma- mak için, tepkilerdindikten bir süre sonra ülkesine dön- mesinin beklendiği dile ge- tirildı. f 1 / f Vt umtmn (camera arlcası Yavuz TURGUUun EŞKIYAfilmini nasıl çektiğini öğrenmek istiyorsanız, bu belgeseli sakın kaçtrmayın... Yapım ve Kamera Asistanı: llgaz GİRİTLİOĞLU Kurgu : Hakan BAKIR Kamera : Erol YAZICI Hazırlayan : Feza ŞEKEREFE Koordinatör : Tomris GİRİTLİOĞLU Suıukar G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada Başka örneklerde de tanık olduk, kamuoyunda tepki çeken demeç veren bakan, kendi tabanında puan topluyor. Bu da bıze özgu siyaset... Halkınbelleğinitazetutmaktayararvar. Kazan'ın yakın geçmişıni kısaca özetleyelim: - Çiller'in örtülü ödenekten para alıp almadığını Meclis gundemine getirdi. Çiller. hakaretle karşılık verince mahkemeleşti... - Bakanlığa gelişinın ilk günlerinde cezaevlerin- de açlık grevlerı vardı. Kamuoyu ayaktaydı. Aydın- lar, sağduyulu insanlar göz göre göre ölümlerın ya- şanmaması ıçın çağrılarda bulundu. Buna yanıtı, "Merak etmeyın, açlık grevınden ölen olmaz. On- larkantinlen boşaltmış, gizlı gizli yiyor" oldu. Erte- sinde, gün gün 12 kışi yaşamını yitirdi. - Irak gezisinin dönüşünde yeni bir af modeli bul- du. Kuran okuyanlara özel ındirim sağlanabilece- ğını söyledi. Sonra çark ettı. - Teftış Kurulu'nun Susurluk'la ilgili raporunu ba- sın toplantısıyla açıkladı. Raporda, "Çeteyok" de- di. Ardından raporda çete olduğu anlaşılınca, "Na- mazagıtmiştim, iyı okuyamadım" dedi. - Yıne Susurluk'la ilgili Mehmet Ağar'ın dokunul- mazlığının fezlekesinı hazırlayan Başsavcı Nihat Arttıran'a, "8u olmamış" deyıp geri gönderdi. Son- ra da "Fezlekeyı sen hazırlama" dedi. - Ramazan'da Konya'da yaptığı konuşmada, "Önce medyayı temizleyeceğiz" deyıp verdi veriş- tırdi... - Adalet Bakanlığf nda sürmekte olan kadrolaş- ma işın bir başka boyutu. Halim Selim Yüksek Ku- rulu.. ee afedersınız Hâkımler Savcılar Yüksek Ku- rulu ile kafa kafaya verıp, kadroları altüst ediyor. - Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemi- ne katılanlara, "Bunlarmum söndü oynuyorlar" de- di. Düzeltirken de "Sen birgeleneğikastetmedım" deyip devirdiği çamın üzerine bir de kibrit çaktı. - Bayramın bırincı günü törenle yaptığı bu gafın ardından İzmir'e geçti. Buca Cezaevı'nde Avrasya feribotunu kaçıranları zıyaret ettı. Bu arada anım- satalım, Malıye Bakanı Abdüllatif Şener ile Temel Karamollaoğlu bayram öncesı Sıvas Cezaevi'nde, Sıvas davasının sanıklarını ziyaret etti. - Son olarak görevden alınan, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde tutuklu Sincan Belediye Baş- kanı Bekir Yıldız'ı zıyaret ettı Kazan, geçen cuma günü saat 10.00 sıralarında cezaevıne girdı. Ken- disi için özel bir oda hazırlandı. Bekır Yıldız odaya geldi. Ikı saate yakın görüştüler... Tablo ortada... Yıldız'a yıldızlı ağırlama... Şimdi biraz da Ankara Kapalı Cezaevi'nden gö- rüntüfer aktaralım. Tam bir çifte standart hâkım... Bekır Yıldız'ın kaldığı 9. koğuşa her gün paket- lerle yiyecek maddesı geliyor. Masadan plastik san- dalyeye kadar her türlü eşya içeri alınıyor. Yıldız'ın odasına özel bir televizyon da kondu. Bize ulaşan bilgilere göre televizyon. Cezaevi Birinci Müdürü Vehbi Camgöz'ün odasından alındı. Bekir Yıldız, günün her saati cezaevi müdürünün odasına girip çıkıyor. istedıği gibı telefonla görüşü- yor... Gazeteci arkadaşımız İşın Gürel'i yumruklayan Recep Görmez, once birinci kısım üç no'lu koğu- şa alındı. Ülkücülerin kaldığı bu koğuştan 14. ko- ğuşa alındı. Daha sonra da Bekır Yıldız ve öteki Sincan sanıklarının konduğu dokuzuncu koğuşa getirildi. Düşüncesı ne olursa olsun, cezaevindekilerin ola- bıldiğınce ınsanı koşullarda yaşaması Cumhun- yet'ın genel bakışı. Ne var ki aynı cezaevınde bir grup tutuklu ve hükümlü terör havası estirilerek ne- redeyse zorla isyana sürüklenırken Bekir Yıldız ve takımının adeta çok yıldızlı bir otelde kalır gibi ağır- lanması hangi adalete yakışır? DRYP hükümetinin tüm icraatlarını masaya ya- tırmak gereksız, sadece Kazan'ın bakanlık mantı- ğı bile adil düzenin ne menem bir şey olduğunu or- taya koyuyor. Biraz daha yüz verilse Türkiye'yi ikiye bölüp şu tanımlamayı yapacaklar: - RP'liler Müslümandır, ötekiler dinsizdir... Toplumsal yaşamdan uluslararası ilişkilere kadar Türkiye'nin kuyusunu kazan biranlayışla karşı kar- şıyayız... Kazmayı sürdürsünler, ama içine kimin düşece- ğı bellı olmaz... DışişlerTnden Çin elçisine tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Dışişlen Bakanlığı, Çin'ın Türkive Büyükelçısı VVü Ke Ming'in, "Temsilcüik- lerimize karşı yapılan saldın- larda Türkiye önlem almı- yor" suçlamasına yanıt ûia- rak "Bizdemokratik bir ülke- yiz. Güvenlik önlemleri alın- dıktan ve kanunlara u\ul- duktan sonra toplumsal gös- teriler yasak değildir" açık- lamasını yaptı. Dışişleri Bakanlığı Sözcü- sü Büyükelçi Ömer Akbel. dün düzenlediği basın top- lantısında, bir soru üzerine, Çin'in Istanbul Başkonsolos- luğuönündeyapılan gösteri- lerle temsilciİiğın bayrağının ındirilip yakılmasının bırbın- ne kanştınlmaması gerektı- ğını kaydettı. Çın bavrağının yakılması ile ilgili olarak Çın hükümetı ve Çin'in Türkiye Büyükelçısı \Vu Ke Vling'e resmen üzüntülennin bildı- rildiğıni anlatan Akbel. pro- testo gö^terıls;^ konusunda ıse "Türkiye demokratik bir ülkedir. Herkes yasalar çer- çevesinde gösteri vapabilir. Bu iki konu birbirine kanşD- nlmamalıdır" diye konuştu. Mıng. dun Cumhuriyet'te yavımlanan demecınde, Türk hükümetinı defalarca uyar- malanna karşın. temsilcılik- len onunde gerçekleşen pro- testolann engellenmedığini kaydetmışti Büyükelçi. Tür- kive'dekı bazı mılletvekılleri- nın Çin'in içişlenne kanştığı ıddiasını da dile getırmiştı. Dışişlen Bakanlıgfndan dün yapılan vazılı açıklama- da da. Sincan bölgesinin Çm Halk Cumhunyetı topraklan- nın bir parçası olduğu Çin'in toprak bütünlüğünün korun- ması gerektığı belırtılerek. "Ancaik Türkiye ve Türk hal- kı ile Sincan-Lygur Özerk Bölgesi'nde vaşavan l \gur kökenli halk arasında yakın kühürel bağlar bulunduğu ve aynca ülkemizde Lvgur kö- kenli Türk vatandaşlannın yaşadığı gözönünde tutuklu- ğunda. Türkiye'nin bu bölge halkına ilgi du> ması \e bölge- dt mevdaııa gelen gelişmelc- ri \akınen izlemesi doğaklır" denıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear