23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 ŞU AT1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 ANKARA kulisiIŞIK KANSU Güç birliğini bütünleştirmek C SPGenel Başkanı Bülent Ecevit, güç bırtığıni: CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, güç bırliği ile yetirneyp bütünleşmeyi savunurken ne denlsamimiler? DSP'de, sendikalaria birlite "güç birliği"ne yönelen millevekıılennı dısiplın kurulu kapısına sünüıteyen Ecevit değıl mi? ÇHPde, izmır ıl başkanı Osman Özgıven i, bütünleşmenin, bir arada olmaıın erdemı üzenne süslü sözler edildgı dönennde kesin ihraç istemiyle disipn kunjluna gönderen Baykal değıl mi? Ecevit'in saf dışı etmeyi düşündüğü mjllevekiteri ıle görüştük. Dedikleri şu: "Ülkfde ekonomik ve sosyal sorunlar artıyır. Cumhuriyet ilkelerine karşı nereteyse savaş açtldı. Böylesi bir bunalımı aşmak için DSP'nin layık olduğu yere gelmesini istiyoruz, partinin daha etkin hale gelmesini amaçlıyoruz, bundan rahatsızlık duyuluyor. Bu amaçla hareket edenler, etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor." Hasan Fehmi Gürteş, tüm sıkıntının, demokrasıyı yeterince içıne sindirememekten kaynaklandığını söylüyor "Siyasi partiler demokrasinin belirleyicisi ise, demokrasinin yetieşmesi, gelişmesi için demokratik araç olmak zorundalar. Yani, parti içi demokrasiye işteriik kazandırmalılar. CHP ve DSP'de son yaşanan olaylar, disiplinle, kurallarla ilgili değil. Parti içi demokrasinin çalıştınlmaması ile ilgili. Işte bu nedenle gerek CHP'de gerekse DSP'de yaşanan olumsuzluklara karşı duran çok az kişi çıkıyor. Neden? Çünkü, parti yöneticileri, özellikle milletvekilleri tutsaklığa aday oluyorlar. Genel başkan diktatöriüğüne tutsak oluyorlar." Guç bırlığı, bütunleşme tartışmaları, soldan yana krtlelere az da olsa "heyecan" bile vermiyor artık. Çünkü, haykınr duruma gelen toplumsal muhalefet, DSP ile CHP'nın üst yönetimlerini çoktan aştı. iki parti lıdennin bugün yaptığı, toplumsal muhalefet ile güç birtiğini bütünleştirmek isteyenleri biçmekten başka bir anlam taşımıyor. Kadınlar üüyürüyor T ürkiye'de son dönemde yaşanan olaylar karşısında paniğe kapılanlar az değil: "Iran mı, Cezayir mi, Afganistan mı oluyoruz?" Türkiye, harcında ulus egemenliğine varma amacı olan Ulusal Kurtuluş Savaşı vermiştır. Mayamızda, halkı çok derinden saran bir cumhuriyetçilik ilkesi vardır. Insaniarımız çağdaş yaşam değerleri ile yoğrulmuşlardır. Bu açıdan Türkiye, kim ne derse desin, ne Cezayir, ne iran, ne de Afganistan ile karşılaştınlabilir. Bizim toplumumuz geriye dö'nüşe izin vermez. Somut bir örnek: Onlarca demokratik kitle örgütü, bugün herkesi saat 11 .OO'de Sıhhiye Köprüsü'nde başlayacak olan "Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü"ne çağmyor. Örgütler diyor ki: "Sevgili kadınlar, okullardan, işyerlerinizden alınıp eve kapatılmak istiyor musunuz?" "Hayır" diyorsanız, vann gidin kadın yürüyüşüne... Peki, "Aydınlık yüzlerinizi, kara peçelerin arkasına gizlemeye razı mısınız?" "Hayır" ise yanıtınız, bağırın haklarınızı kadın yürüyüşünde... Ya, "Giyiminizi siyasal bir sembol haline getirmelerine, çağdaş ve modern giyinme hakkınızın elinizden alınmasına izin verecek misiniz?" "Asla" diye karşı çıkıyorsanız, yürüyüş sizi bekliyor. Kadınlara örgütlerden son bir duyuru: "Uyanık olalım. Birlik olalım. Ortaçağ karanlığına kadınca karşı duralım." Santrallar gidiyor, uyatıın M ırasyedi REFAHYOL iktidarının, termik santrallar çevresınde çığlık çığlığa gerçekleştirdiği yamyam dansı sürüyor. Türkiye Maden- Iş Sendikası, termik santrallar ıle ilgili bir rapor hazırladı. Termik santrallann özelleştinlmesine ilişkin gerçekleri öğrenelim: "Hükümet, 12 termik santral ve 3 kömür işletmesini yaklaşık 1.6 milyar dolar için 20 yıllığına devretmektedir. Devredilen termik santrallar ve kömür işletmelerinin yıllık kârlan ortalama 20 ile 75 milyon dolar arasında değişmektedir. Devir bedeli, bu işletmelerin 2-3 yıllık kârlanna karşılık gelmektedir. Sadece, henüz işletmeye açılmamış ve devir kapsamında olan Kemerköy termik santralının tahmini değerinin bile 1 milyar dolann üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Devredilmek istenen termik santrallann 2.3 milyar dolar yerii ve yabancı bankalara borçları bulunmaktadır. Bu borcu da devlet üstlenmektedir." Oh oh, yeme de yanında yat... Raporu okumaya devam edelim: "Elbistan ve Seyitömer termik santrallannın da özelleştirme çalışmalan kapsamında olduğu göz önüne alımrsa, Türkiye'de toplam 8863 MW kurulu gücündeki (yani Türkiye'nin toplam gücünün yüzde 41'i) termik santrallann ve bu santrallan besleyen kömür ocaklannın özel sektöre devredilmesi, gelecekte ülkemizin enerji temin güvencesini ortadan kaldıracaktır. Çünkü, bu işletmeleri devralan özel sektör, hiçbir ek tesis ve yenileme yatınmı yapmayacaktır. Bu da, hükümetin bugünden bir enerji darboğazını ve enerji tekellerine bağımlılığı kabullendiğini göstermektedir." Tüh, tüh, tüh, kırk bir kere maşallah... Rapordan bir alıntı daha: "Şartnamede, bir makine parçasına bile sayfalarca yer aynlırken, 40 bin işçinin (aileleri ile birlikte yaklaşık 200 bin kişi) geleceğine sadece yuvarlak bir cümle ile değinilmesinin hiçbir hukuki ve insani açıklaması olmadığı gibi, hükümet sorumluluğu ile de hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Her şeyden öte, bu tam bir insanlık ayıbıdır." Ey millet, lukjukçulara. gulu guluculara karşı uyan: "Üüüürrüüüüürüüüüü..." DISK'in 30. yılı D evnmcı Işçi Sendikalan Konfederasyonu'nun (DİSK) 30. yaş gunü kutlandı. DİSK kurulduğu gün, yani 13 Şubat 1967'de topluma şu erekleri şıralamış: Beslenme devrimi: Beslenmede devrim, asgan gıda ıhtiyacının herkesçe mutlaka elde edilmesi ile birlikte başlayacaktır. Bannmada devrim: Işçilerin insanlık onuruna yakışır bir konut sahibi olmalannı savunacağız. Sağlıkta devrim: Koruyucu hekimliğin kurulmasını. sağlık hizmetlerinde aynlık gaynlık gözetılmeden herkesin maddi güçlenne bakılmadan yararlandınlmasını istiyoruz. Eğitimde devrim: Eğitim hizmeti, varlıklı sınıfa mensup çocuklann tekeline girmiş gibıdir. Bütün işçilenn okur-yazar olmalarını istiyoruz. Eğitimin, mesleklerinde tlerlemelerini sağlayacak bir öz kazanmasına çalışacağız. Semınerler, gece kurslan, ışbaşında eğitim yapmak suretiyle canlı eğitim kuralı içinde bilinçli sendikacılar nesli yetıştırmeye önem vereceğız. Borçtan kurtulmak için devrim: Borçtan kurtulmak için sanayileşmenin gerçekleşmesini en başta şart sayacak ve bu uğurda çaba sarf edeceğiz. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, konfederasyonun 30 yıl önceden ülkenin sorunlan ile bunlara tanıyı koyduğunu belırtip şu yorumu yapıyor: "O günden bugüne Türkiye'yi genellikle DİSK'in fikir karşıtlan yönetmiş ve bu yüzden de DİSK'in söyledikleri yapılmamış ve ülke DİSK'in 30 yıl önce söylediği yerde kalmış." Yenmizde saymayı reddedip ne zaman yürümeye başlayacağız? Budak'ın yanıtı şöyle: "DİSK'e göre, çare demokratikleşmededir. Demokratikleşme ile örgütlü toplumun gerçekleşeceğine inanıyoruz. Örgütlü toplum ile ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan gelişeceğine inanıyor, ulusal gelirin daha adaletli payiaşılacağını ifade ediyoruz." Dileriz DİSK'in sözü dinlenir de bir 30 yıl daha havanda su dövülmez... Yüksel Endeğer Ey Birey! yaztyor Sana ' c sesleniyorum tekil insan, sadece sana. Kimseyi, ama kimseyi düşünmeden bu yazıyı yalnız kendin için oku! Tek başına oku! Ancak o zaman tadına varabilirsin. Sen ki bireysin, senden daha önemli hiçbir şey yok. Kendini, sadece kendin düşünürsün. Bu yüzden ne kadar düşüncen varsa, kendin için harca. Bütün bilgini, enerjinı, birikimini kendine kullan. Şu hayatta en önemli şey, durumu kurtarmaktır. Sakın ha, toplumcu mavralara inanma. Kolektivizm çoktan öldü! Güçsüz insanlar senin aklını çelecektir. "Örgütlü direniş" numaraları yapıp topluma karşı sorumluluğun olduğunu söyleyecektir. Asla aldanma! Başın ağnsa toplum sana aspirin vermez. Kendinden başkasını düşünmeye başladığın zaman kaybedersin! Bencil ol ve daha önemlisi bencil kal. Unut toplumu moplumu, hayatın güzelliğini hisset! Toplum nedir? Senin hayatının figüranlarıdır diğer insanlar. Başrolde sen varsın ve önemli olan da sensin. Bu sebeple gerçek bir star gibi yaşamalısın. Ön planda olmalısın. Hep sen kazanmalısın! Senı engellemek isteyenler, soyut değerlerie kandırmaya çalışacaktır. Onur, erdem, ilke, vs. Oysa hayatta bunlardan bir yarar sağlayamazsın. Bırak onur topluma kalsın, sen güzelim dolar destelerinden edin! Erdem çoğulculann olsun, taşınır ve taşınmaz mallar senin! İlke repo yapamaz, bunu da unutma. Ey birey; her şey ve herkes sana çalışır, değerini bil. Paraya ulaşmak için her yolu dene. Ne demiştim, sen bir starsın. Her role girmelisin gerektiği zaman. Liberal de olmalısın, milliyetçi de. Fethullahçı da olabilmelisin, Amerikancı da. Hatta senaryo gereği solculuk bile yapabilirsin! Bütün roller senindir. Saldır hayata, vahşi doğanın kuralı budur! Internet: htp/www/Toplumu yiyim, bireye bişey olmasın! HAYVANLAR İSMAIL GLLGEÇ & l KİM KİME DüM DUMA BEHIÇ AK >/ ofr<K, onlar ch- ÇİZGİLİK KÂMtL MÂSARACI L. H A R B İ SEMİH POROY GADDAR DAVUT WRI KVRTCEBE /OBAL. BİJZ S£â BULUT BEBEK MRAY ÇIFTÇÎ Onur yarası ile yanık yarasj TARİHTE BUGÜN MİMTAZARIKAN 15 Şubat MONTE CASSINO BOMBARDIMANt 1944-'TE 8UGÜN,a.lMJNYA SAVnŞl SÜZE&leeN, İTAL- yA'DA, MO/VTE CASStNO AOU KASA8A MÜTTEFIK- L£R TM/MF/A/PAM BOMSALAAlMIŞrt OCAK AYI- fiJHV İKİNCİ YAIZtStNOA, SO 8"V KiŞiLiK BİR AAAE- RİISAAI !/£" İNG/LİZ KUVVET', ALMANLABfN HEMEN AZKAS/NA DÜÇFfJ AN2IO'YA ÇIKAeMA YAPM1Ç- rl."çiZME"t>EN YUKAGt 0O6ÜU ILE£LEli£L£N, NAPOÜ-GOMA ARASINOA KALAN MOAfTS CASSfHO KA£ABAStAU>A ÇAKtLIP KALMlŞrf. ES- tei VE BÛYÜ*: BtR AAAAlASrtKIM SULUfiJDOĞU T£PEt>E MEVZİLENMİŞ OLAAJ ALA4AA1LARI OULAİİI BMGEU£MBKreYP4. SONÜNOA, UÜ7TEFrKl£g,22S BOAABAflCnuAAl uçAĞrrlA *S3 roM BOtogA y*gPt- RAKAK ÇÖZÜMS ULAŞMAK İSTEM/f,/U*4 YİNE OE MAYISA DEGİN üİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear