29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
\ I ARALIK 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET HABERLER ;aglık çalışanlan «uzursuz I İZMİR (Cumhuriyet Ege lürosu)-SSK ıastanelerinde çalışan sağlık jersoneli ayakta. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) lzmir Şube Başkanı Şükran Öz, peısonel yetersizliği nedenıyle hizmetlerin aksadığtnı, yönetimin sorunlara çözüm bulmak yerine sorunlan büyüttüğünü öne sürdü. SSK Tepecik Hastanesi'nde hemşire eksikliği yaşanırken hastane baştabibinin kendı inisiyatifı ile iki başhemşire yardımcısı daha atadığına dikkat çeken Öz. "Bu durum, yoğun iş. yükünden ve ayda 7-8 nöbet tutmaktan bunalan hemşireleri isyan ettirmiştir. Biz SSK Tepecik Hastanesi ve SSK saglık kuruluşlan çalışanlan olarak insanca çalışma koşullan istiyoruz" dedi. Akın Birdal'a beraat • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tnsan Haklan Demeği'nm (İHD) düzenlediği "Barış Hakkı" konulu toplantılardaki konuşmasmda bölücülük yaptığı suçlamasıyla yargilanan tHD Genel Başkanı Akın Birdal, beraat etti. Aynı davada yargılanan ve 21 Mayıs'îa yaşamıru yitiren gazetemiz yazan Mustafa Ekmekçi hakkındaki dava ortadan kaldınldı. Türban tartışması • SIVAS(Cumhuriyet)- Sıvas Cumhuriyet Cniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yûksekokulu öğrencıknnden Behiye Karadenız ve Hülya Oztaş'ı tehdit etmek ve bu öğrencılerin mezuniyet törenine katılmalannı engellemek suçlanndan yargılanan okul müdürü ve dört öğretim elemanı hakkındaki dava sonuçlandı. Öğretim elemanlannın öğrencüere karşı bir tehdidinin olmadığinın belirtıldiğı Danıştay 2. Daire Başkanlığı'nın karannda, "Mevzuat gereği öğrencilerin uyması gereken forma düzenıne uymadıklan için mezuniyet törenine almadiklan anlaşıldığından haklannda meni muhakemeleri yolunda verilen yetkili kurul karanrun onanmasına oy birliği ile karar verildi" denildi Türkiye karşrtı yayınlar • ANKARA (AA) - ANAP İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı, Fransız televizyon kanalı TV-5'in sürekli ve sistematikbir şekilde Türkiye aleyhine yayınlannı sûrdürdügünü söyledi. TV- 5'in bu yayınlanna ne Türkiye'ninParis Büyükelçiliği'nden ne de Ankara'daki Fransız Büyükelçiliği'nden en ufak bir uyan yapılmadığına dikkat çeken Akarcalı, "TV- 5 kanahnın Türkiye'ye yönelık küstah. yalan dolu, düşmanlık içeren. nefret kokan yayınlanna son vermesi için Türk ve Fransız dış ilişkilerinin ciddi şekilde harekete geçmelerinin zamaru gelmiştir" dedi. Ecevit, sıkıntı çekeceklerini kabul ettiği memurlardan birkaç ay süre istedi 'Enflasyon aşağıya çekilecek'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Baş- bakan Yardımcısı BülentEcevit, 3 Ocak'ta yapılacak zirvede hükümetin ilk 6 ayını değerlendireceklerini söyledi. Yeni yıhn ilk 6 ayı için yalmzca yüzde 30'luk zam verilen memurlann içınde bulunduklan sıkmtılı durumdan "vfcdanazabt" duydu- ğunu bildiren Ecevit, kamu çalışanlanna verilen zammın enflasyonun altında kal- ması durumunda zaman geçirilmeden bu farkın giderileceği sözünü verdi. Başbakan Yardımcısı Ecevit. dün Tür- kiye Kamu-Sen üyelerini kabul etti. Hü- kümetin ele aldığı ilk reformun kamu gö- revlilerinin sendikalaşmasıyla ilgili oldu- gunu belirten Ecevit, "Kamu görevlileri- nin sendikalaşmasıylayalnızkamugörev- ttterininözlükhaklaruun iyileştirilmesi de- ğü, genelde kamu yönetiminin iyileştirU- mesive istikrarakavuşturulması bakımın- dan da önemliadımlaraülabilecektir" de- di. Kamu görevlilerinin maddi sıkıntıla- nnı bildiğini kaydeden Ecevit şunlan söyledi: "Bunun üzüntüsünü, azabuuyüreğjm- de duyuyorum. Fakat Türkiye'nin kamu geUrlerinin >üzde 55' i borç faizterine öde- necek. Bu, de\letin ne halde bulunduğu- nun açık bir göstergesidir. Fakat ona rağ- men biz hükümet olarak şu karan ver- dik: Birdenbire istenilen ferahhklar gcti- rilemez ama, kamu görevlilerine ve ücret- lerine önümüzdekiyıl kesinlikle enflasyo- nun altındabir geürverilmeyecektir. Eğer kararlaştınlanzam enflasyonun gerisinde kalacak olursa, zaman geçmesini bekle- meden bu eksiklik gideriktektir." Enflasyonun düşürülmesi için hüküme- te birkaç ay süre verilmesini isteyen Ece- vit. "Eğer enflasyonu aşağı çekmede ba- şarüı olamazsak, gereken sonuçlan ala- mazsakelbettebunun sıkınbsınıkamu gö- revlüerine cektirecekdeğüiz" diye konuş- tu. Ecevit son yıllarda kamu görevlileri arasında yapılan değışikliklerin arttığuıı, bunun kendisini de rahatsız ettiğinı belirt- ti. Bakanlık ve başbakanlık yaptığı dö- nemlerde "kimi buMuysa onunla çalışö- ğmı" kaydeden Ecevit, bundan hiçbir za- rar görmediğini söyledi. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Re- sul Akay, kamu görevlilerinin sendikal haklanna ilişkin yasa taslağı TBMM'ye sunulmaya hazır duruma getirildiği için aldıklan eylem kararlannı "revize" ettik- lerini bildirdi. Akay. diğer siyasal parti gruplanyla da görüşmeler yaparak tasa- nnm ocak ayında yasalaştmlmasını iste- yeceklerini söyledi. Yıl sonu itibanyla as- gari yaşam sınınnm 135 milyon lira oldu- ğuna dikkat çeken Akay, ocak ayında ve- rilecek yüzde 30'luk zamla en düşük me- mur maaşının 49 milyon lira olacağını vurguladı. TEM katliamı Gözaltı sayısı 10'u geçti EDtRNE (AA) - Edir- ne-tstanbul TEM Otoyo- lu'nun 17. kilometresin- deki park alanında, Avar Turizm'e ait otobüste 6 kişinin öldürülmesi ola- yında gözaltına bulunan- ların sayısınm 10'ugeçti- ği bildirildi. Edime Cumhunyet Savcılığı yetkilıleri, oto- banda aynı şekilde soy- gun yapmak amacıyla çe- te oluşturan, ancak ey- lemlerinden vazgeçen Muzaffer Küçük. kardeşi Naim Küçük. Yalçın Ata- be>, Ev^p Çubuk, Nevzat Karasu'nun da aralann- dabulunduğu 10'dan faz- la kişinin gözaltında tu- tulduğunu bildirdıler. Savcıhk yetkilileri şu bilgileri verdiler: "Muzaffer Küçük. Bulgaristan'da konfeksi- yonculukişi>leuğraşı>w- muş. 250 bin dolarlık ma- hnı kaybetmiş. Bunun karşıhginı alamamış. Z»r durumdan kurtulmak amacıylabir çetekurarak yurtdişuıdan Türkiye'ye dö\ i/ tasrvan bir otobüsü soymayı karariaştırmış. Ancak bu kişikr so> gun- dan vazgeçmişler. Çetede yer alanlararasındabulu- nan, ancak halen yakala- nama>anCengiz Kaya ile adı Savaş olan bir kişiyi anyonız. Bu ki^lerm çe- teden a>n olarak hareket edipolayıgercekleştirebi- lecekleri iddialannı de- ğerlendiriyonı/," Savcıhk yetkililen, olaym meydana geldigi otobüste, İstanbul ve Edime'de yapılan tüm kontrollere rağmen "zu- la" tabir edilen gizli böl- meye rastlanılamadığını da belirterek "Anlaşılan dövizter gizli bir böhnede getirilmemiş. Genellikk bu kişiler. paralan çok gizli yerlere saklama ge- reği görmeden, torbalar içinde getiriyorlar" diye konuştu. Savcıhk yetkilileri. olayın aydmlatılması için çalışmalannı çok yönlü olarak sürdürdüklerini belirterek "Bu ola>uı çö- zülmesine çalışryoruz. Ancak biraz daha zama- na mtrvacunız viar" dedi- ler. İzmır'deokuma-yaanakurslannıbitirenlereDevlet lan verüdi. Okuma-ya/ma öğrenmekten gurur duy duklannı belirten kursiyerlerin,Türkkadınuun bu- giUjşre gelmesini Atatürke borclu olduğunu anlatan şürleri Ldeyicilere duygulu anlar >aşata. (AA) Türk-îş'in raporu: Çalışanlann hedeflendiği bütçeyle enflasyon durdurulamaz Bütçede islikrarın tek ûacı vergi ANK\RA (Cumhuriyet Büro- su)-Türk-tş'in hazırladığı rapor- da, yüzde 64'lük yıllık ortalama enflasyon öngörüsünekarşın, büt- çe boyutunu yüzde 84. faiz öde- melenni de yüzde 158 oranında arttıran 1998 bütçesinin "istikrar'" özelligi taşımadığı vurgulandı. ts- tikrar programında ücretli ve ma- aşlı kesimlerin hedef ahndıgına dikkat çekilen raporda, *Toplu- mun en çok kazanan kesünlerinin satın alma gücünü denetlevebile- cek bir vergi ve harcama reformu olmaksıan enflasyonu gerttetebil- mek mümkün gözükmemekte- dir r denildi. Türk-lş"in raporun- da, hükümetin savlanmn tersine, 1998 bütçesinin 3 yühk orta vade- li istikrar programı çerçevesinde oluşturulmadığı savunuldu. Ra- porda, vergi gehrlerinın 3'te 2'si- nın faiz ödemelerine a>Tildığı vur- gulanırken. rantiye kesiminin tale- bini herhangi bir %ergi önlemiyle kısmayan bütçenin ıstikran sağla- yamayacağına dikkat çekildi. Fa- iz dışı bütçeyı smırlandırma yak- laşırrunınpersonel veyatınm öde- neklenndeki artışın denetlenme- sine dayandınldıgı vurgulanan ra- porda, "*Bu anlayış esasen yıllar- dır vürürlüktcdir. ancakbuna rağ- men enflasyonistsürecdurdurula- mamaktadır" denildi. Raporda. 5.1 katnlyon hralık 1997'den sar- Anayasa Mahkemesi Başkanlığını 1991 yılından berı sürdürüyordu Yekta Güngör Özden emekliye aynlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yekta Güngör Özden, 1991 yılmdan bu yana sür- dürdügü Anayasa Mahkemesi Başkanlığı gö- revinden '^aşhaddi*' nedeniyle bugün emek- liye aynlıyor. Yeni başkan seçilinceye dek. mahkeme gündemini Başkan Vekili Güven Mnçerbelirleyecek. Özden'inyerine asıl üye seçilinceye dek toplantılara en kıdemli ye- dek üye olarak Saraia Akbulut katılacak. 1979 yılınd a Anayasa Mahkemesi üyeli- ğine seçüen Özden iki dönem başkanhk gö- revini yürüttü. 1991 yılında başkan seçüen ve 1995 yılında ikinci kez bu göreve getirilen Özden, bugün 65 yaşınî doldurması dolayı- sıyla yaş haddinden emekliye aynlacak. Oz- den'in emekliye aynlmasryla boşalacak asıl üyeliğe, Cumhurbaşkanı Süteyman Demirel tarafından anayasanm 146. maddesine göre "üst kademeyöneticikriile avukaüararasin- dan" atama yapılacak. Anayasa Mahkemesi'neüst kademe yöne- ticileri iîe avukatlar arasından asıl üye seçi- lebilmek için 40 yaşını doldurmuş, yükse- köğrenim görmüş, kamu hizmetinde en az 15 yıl fıilen çalışrmş ya da en az 15 yıl avu- kathk yapmış olmak gerekiyor. Özden'denboşalacak başkanlık görevi için Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Din- çer'in belirleyeceği bir günde seçim yapıla- cak. kacak yüke karşm 5.9 katnlyon li- ra olarak öngörülen faiz ödenek- lerinın ve faiz dışı transfer kalem- lerindeki artış oranlannın inandı- nct olmayan bir düzeyde sınırlan- dınldığı belırtildi. Ücretlilerin ödedikleri dolaysız ve dolayh ver- giler toplamınınbütçeden rantiye- ye aktanlan faiztransferlerini kar- şılamaya yetmediği bir ortamda, "(kkncn verjjkrin hizmet olarak geri döneceğini'* söylemiyle yurt- taşlannödevlerini yerine getirme- ye çağrılamayacağı kaydedildi. KlT'ler dışında ücretlikr gibı ver- giyi kaynaktan yapılan kesintiler biçiminde ödeme yükümlülüğü olmayanlann, vergi ödevini yen- ne getirmeye duyarlı olmadıklan da v urgulandı İstikrar paketlerinin yürürlüğe konulduğu 24 Ocak 1980 ve 5 Ni- san 1994 tanhlerinde personel ödeneklerininbütçe içindeki pay- lan kısıhrken. 55. hükümetin üze- nnde oynayabileceği *ücretrezer- vi" olmadığına dikkat çekildi. POIİTtKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA İntihar... Ali Serkan Eroğlu, Ege Üniversitesi iletişim Fa- kültesi ikinci sınıf öğrencisiydi. Eroğlu, 24 Aralık 1997 akşamı iletişim Fakültesi'nin tuvaletinde ası- lı olarak bulundu... Birkaç gündür gazetelerde Ali Serkan Eroğ- lu'nun intihar nedeni tartışılıyor... 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali Serkan öl- dürüldü mü, yoksa intihar mı etti? izmir Bornova Cumhuriyet Savcısı Iskender Kutluer, Ali Serkan Eroğlu'yla ilgili iddialann ince- lendiğini söylüyor ve ekliyor. "Ali Serkan Eroğlu'nun cesedinin bulunmasın- dan 24 saat önce öldüğü saptandı..." Şimdi olayın öteki yüzüne bakalım ve bazı so- rular yöneltelim: 1 - Eroğlu, ölmeden önce lzmir Cumhuriyet Sav- cılığı'na suç duyurusunda bulundu mu? 2- Eroğ- lu'nu kimi polisler tehdit edip ajanlık teklif etti mi? Ali Serkan Eroğlu, 5 Aralık 1997 günü Cumhu- riyet gazetesinin izmir Bürosu'na geldi ve arka- daşlanmıza şu bilgileri verdi: "27 Kasım günü Karşıyaka'da evime gideriten saat 16.00 sıralannda sivil otomobilden inen, si- vil giyimli şahıslar tarafından zoria araca bindiri- lerek lzmir Terörle Mücadele Şubesi'ne götürül- düm. Burada sekiz saat gözaltında tuttular. Bu sü- re içinde kaba dayak atıp, tehdit ettiler. Öğrenci eylemlerinekatılmamamı, eğerkatılırsam beniyi- ne gözaltına alacaklannı belirtip, daha sonra sav- cılığa sevk etmeden serbest bıraktılar." *•• Ali Serkan Eroğlu'nun kuşkulu ölümünü arka- daşlan protesto etti. CHP izmir Milletvekili Veli Aksoy, içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu'nun yanrtlaması istemiyle soru önergesi verdi... Acaba Ali Serkan bir bunahm sonucu mu inti- har etti, yoksa öldürülüp intihar süsü mü verildi?.. Bu soruiar tartışılıyor... Ali Serkan'ın arkadaşı Murat Kurthan konuşu- yor. "Klasik nedenlerte intihar edecek bir insan de- ğildi..." İHD lzmir Şube Başkanı Ercan Demir, Ali Ser- kan'ın ölümünden önce kendilerine, ardından İn- san Haklan Vakfı'na başvurduğunu, izmir Tabip Odası'ndan 'sağlık raporu' aldığını vurgulayarak şöyle diyor: "Ali Serkan Eroğlu'nun ölümü bizce kuşkulu- dur. Eroğlu, gördüğü baskı sonucu intihar etmiş olabilir..." Ali Serkan 20 yaşında bir genç... Polis, Ali Serkan ve arkadaşlannı önce alıp gö- türüyor. Onlara ajanlık teklif ediyor... Bülent Taşkın 4 Kasım 1997, Kanber Çolak 12 Kasım 1997, Düzgün Butuç 18 Aralık 1997 gü- nü polisler tarafından alınıyor ve 'ajanlık yapma- lan' isteniyor... Üniversiteli gençlerin yazılı başvurulan bulundu- ğuna göre olayda bir 'bit yeniği' olduğu anlaşılı- yor... • .. Ali Serkari, polisin ajanlık teklif ettiğini ölümün- den önce cumhuriyet savcılığına bildirdiğine gö- re ölüm olayının hangi nedenlere dayandığı da anlaşılıyor... Polisin öteden beri üniversitelerde ajan kullan- dığı bilinir. Bu ajanlar sağ ve sol kesim öğrenciler- den seçilir... 1968 kuşağında da bu tür ajanlar vardı. Bunlar- dan biri de Muzaffer Köklü'ydü... ••* Ali Serkan Eroğlu 20 yaşında umutlannı bırakıp ölüme yenik düştü... Türkiye karmakanşık olaylann içinde 1997 yılı- nı geride bırakıyor... Onbinlerce faili meçhul cinayetin aydınlanma- dığı, gencecik insanlanmızın işkencelerden geçi- rilip, 'silahlı çete' kurduklan gerekçesiyle zindan- lara atıldığı ülkemizde Ali Serkan'ın ölümü de unu- tulup gidecek... Ali Serkan'ın arkadaşları gözyaşı döküyor, aile- si ise bu beklenmedik ölüm karşısında ayakta kal- mayaçalışıyor... Bu arada eli silahlı, muştalı, palalı, baltalı faşist- ler istanbul'da öğrenci yurdu basıyor, 6 demok- rat-yurtsever öğrenciyi yaralıyor... Kafamda birçok soru... Gerçekten Türkiye demokrasiyi, uygarlığı, çağ- daşlığı nasıl yakalayacak? 1997'nin son günü içimde çoğalan hüzün beni bir yerlere alıp götürüyor... Ellerim ceplerimde Gülhane Parkı'nda yürüyüp Sarayburnu'na iniyorum... Yeşilin ortasında insanın yüreğini dağlayan acı- ya aldınş etmeden çevreme bakıyor, umutlanmı- zı yitirmemek için direnmek gerektiğine inanıyo- rum... Deniz dalgalı, gemiler geçiyor... E. Posta: Hikmet.Cetînkaya(a raksnet.com Faks numararrnz: 02127 513 90 98 \ UZYAZII ORHAN BIRGIT Oltan Sungurlu Dünkü gazetelerin çoğu, Doğru Yol Partisi'ndeki bildiri kargaşasını yansıtan haberler- le doluydu. Büyük bir olasılık ile 1998 yı- lında ana muhalefet partisi kim- liğini kazanacak olan DYP, ken- disine bu görevi armağan ede- cek olan RP'nin, Anayasa Mah- kemesi' ndeki davasına yön vermeye kalkışan bildirisinin bir "sivil muhtıra" olarak sunulma- sından, dahası bu muhtıranın Genelkurmay'a da fakslanma- sının neden olduğu tepkilerle bir hayli karışmışa benziyor. Parti genel merkezindeki or- ta şiddetteki deprem, bu parti- ninyetkili organlannca seçilmiş kimselerin üzerinde de etkisini gösteriyor. Ünlü bildiri. adeta bir "yakar top" haünde görülü- yor ve kimse bu "sivil muhtı- ra"nin sorumluluğunu üstlen- miyor. Çok gerilere gitmeden, 26 Aralık Cuma akşam saatlerini anımsaytnız: Televizyon kanallarında, özellikle "BTVde "Flaş.. Flaş.." uyansı ile DYP'nin bir "sivil DYP'yi Yöneten Atanmışlar... muhtıra" verdiği ve bu muhtıra- nın Cumhurbaşkanlığı'na, TBMM Başkaniıgı'na, Genel- kurmay Başkaniıgı'na gönde- rildiği, döner yazılar ile duyuru- larak izleyicilerin tansiyonu art- tınlryor ve ekran başında bulun- malan sağlanmak istenmiyor muydu? Yıne aynı televizyonda, yani izleyicilerin Tansu ÇHIer'in ol- duğunu söyledikleri istasyon- da, DYP Genel Başkanı'nin ko- şar adımlarla mikrofonlann bu- lunduğu masaya gelip oturdu- ğunu, ünlü bildirisini okurken, partinin "ağırtoplan "nin masa çevresinden kameralara nasıl poz verdiklerini görmediniz mi? Işte şimdi, bu mizansenin beklenilen ve bilinen tepkileri ile 1998'in muhtemel ana muhale- fet partisinde kargaşa çıktı. Evet, DYP, şayet Refah Par- tisi kapatılırsa, parlamentoda en çok sandalyeye sahip muh- alefet partisi olarak "ana muha- lefet" kimliğini kazanacak. Ta- bii, Çiller de "ana muhalefet li- deri" olacak. Bu nedenle DYP lideri, aslında Refah için bekle- nilen karardan çok mutlu. Ama "Analitik" adlı bir kamu- oyu danışmanlığı şirketine akıl hocahğı yaptıran Tansu Çiller'in asıl amacı, Refah'ın oylan. Bu oylara sahip çıkabilmek için de siyasi ortamın iyiden iyiye ger- ginleştirilmesi, kendisine izlen- mesi gerekli strateji olarak su- nuluyor bir süredir. Şirket, DYP liderinin siyasi akıl hocalığını, yönlendirilmesi- ni üstlenmiş. Partinin bildirileri, genel başkanın grup ve miting konuşmaları, basın toplantıları da "Ana//tik"çiler tarafından dü- şünülüyor, hazırianıpTansu Ha- nım'in elıne veriliyor. Şirketin 'V numaralı yöneti- cisi Mümtazer Türköne. Gazi Üniversitesi Iktisadi Bilimler Fa- kültesi'nde Sıyaset Bilimi Kür- süsü'nde. ikinci isim, Hüseyin Koca- btyık. Üçüncü akıl hocasının adı Şükrü Karaca. İlk ikisinin, 12 Eylül öncesinin MHP'st ile özdeşleştikleri, bu- gün de Türk-islam sentezine bağlı olduklan belirtiliyor. Şükrü Karaca'nin, daha ra- dikal görüşlere sahip olduğu, o arada "anayasal vatandaşlık" görüşünüsavunduğu da söyle- niliyor. DYP Genel Başkanı ve elbet- te Özer Çiller, bu üçlüyü çok beğeniyorlar. STVveOncü'nün politikası da tıpkı DYP politika- sı gibi bu DYP'li olmayan üçlü tarafından saptanıyor. Ama, profesyonelce. Tansu Hanım'ın önünde, yol- suzluklar, özeliikle örtülü öde- nek dosyalarından ötürü bir "Yüce Divan" kapısının aralık bulunması, strateji karargâhı- nın başlıca gündem maddesi. Üç sivil kurmayı, Çiller'e, orta- mı olabildiğince gerginleştir- mesini salık veriyorlar. DYP karargâhı da her fırsat- ta aiınan dersi uygulama alanı- na sürüyor. Mesela Meral Ak- şener1 in askerlere meydan okuyan demecinin de bir Müm- tazer Türköne ve ekibi prodük- siyonu olduğu bılinıyor. Elli beşinci hükümeti. bir atanmışlar kabinesi gibi suna- rak kamuoyunda DYP liderine demokrasi bayraktarlığı misyo- nunu oluşturma çabalan da bu üçlünün düşüncesi. "Genel Başkan ve partisi, bütün kurumlaha kavgalı hale gelerek, o kurumlann karşısına aldığı kitlelerin önünde prim yapabilir" görüşü, Çiller çiftine her fırsatta aşılanıyor. İlk genel seçimde tek başına iktidar ola- bilmenin böylece gerçekleşe- bileceği söyleniliyor. Ama bu üçlü, kendi özel çev- relerinde, Doğru Yol ile ilişkile- rinde asla bir düşünce ve orga- nik bağın rol oynamadığının al- tını sık sık çiziyortar. "Ana/rt/k"çiler, bu görüşlerin- de elbette haksız sayılmazlar. Onlar birer profesyonel işçi olarak, kendilerini istihdam e- den siyaset adamına adeta "paralı askeriık" görevi yapıyor- lar. Hani o az gelişmiş ülkelerde sık sık görülen darbeler, ayak- lanmalar, işgaller gibi olaylar- da, uzak ülketerden gelip görev üstlenen kimseler gibi. Böyle olduğu için de ay so- nunda Doğru Yol sayrnanlığın- dan yüklü danışmanlık faturala- nnın karşılanrnasını bekliyorlar. Bugün ay sonu. Çok merak ediyorum. Doğru Yol Partisi Genel Merkezi, he- men her kesimle başlannı be- laya sokan bu stratejileri üre- ten atanmış danışmanlann Ara- lık 1997 hizmetlerinin karşılığı olarak kaç srfırlı birfaturanın çe- kini kesecek? Çillerler'in atanmış danış- manlann akıllannı satın alarak yönettikleri partide seçilmiş üye rolü oynamanın ceremesi el- bette pahalıya mal olmalı. • • • Yann yeni bir yıl. Bu yılın ye- ni umutyılı olmasını, sağlıklı ve mutluluk getirmesinidiliyorum. 'Mustafa Duyar, yasa yenilerarse yararlanır' ANKARA / TRAB- ZON (Cumhuriyet) Ada- let Bakam Oltan Sungur- lu, Pişmanlık Yasasrnın TBMM Genel Kuru- lu"ndakabul edilmesi du- rumunda, Sabancı suikas- tı sanığı Mustafa Du- yar' ın da yasadan yararla- nabileceğini söyledi. Stajlanm tamamlayan yargıç adaylanyla ilgili düzenlenen törenin ardın- dan gazetecilerin sorula- rını yanıtlayan Sungurlu, "Duyar'm beyanlannın takdiri. ilgilimahkemeta- rafındandeğerlendirilebi- Br" dedi. Sungurlu, yasa- mn yürürlükte olmadıgı- mn anımsatılması üzeri- ne, konuya ilişkin düzen- lemenin TBMM günde- minde bulundugunu anımsatarak "Yasa Mec- lis"tengecerse,yanitazele- nirseyararlanabilir" diye konuştu. Sungurlu, mem- leketi olan Gümüşha- ne'ye giderken Trab- zon'da da gazetecilerin sorulanru yanıtladı. Sakm Sabancrnın. Özdemir Sa- bancı suikastı sanıgı "Mustafa Duyar'm asd- masıgerektigi' yolundaki sözlerinin hatırlaOlması üzerine, "Türidye'de te- rörflnbu kadarşkMetfiol- duğu bir zamanda ölüm cezasınm kaldırvlmasına karşıyım'" dedi. Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görül- mekte olan Gazi olaylan davasının tstanbul'a ya- kın bir yere alınması yö- nündeki taleplere ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Sungurlu, konunun, ba- kanlığın tasarrufunda ol- madığını söyledi. Sun- gurlu, "Konu Yargıtay'a kalnuştır"dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear