16 Mayıs 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23ARALIK 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER MusaYalçm Surmelı oldu • fetanbul Haber Servisi - Sürmeli Şirketler Grubu'nun sahibi Musa Yalçın Sürmeli. Etiler'deki evinde dün sabah geçirdiği kalp krizi sonucu öldü. Bir ay önce by-pass ameliyatı geçirdiği öğrenilen 57 yaşındaki Sürmeli. 4 kız Sitebank AŞ, Kartek, Turizm San. ve Tic. AŞ (Adana Büyük ve Küçük Sürmeli, Ankara, Istanbul Sürmeli Otelleri, Pamucak Tatil Köyü), Siteyatınm AŞ, Site Factoring AŞ, Site Finansal Kiralama AŞ, Site Turizm Tic. lnş. San. AŞ (Park Otel), Turotel Turizm Otel Işl. ve San. AŞ, Sürmeli Turizm San. Tic. Paz. Işl. AŞ'nin de yer aldığı Sürmeli Şirketler Grubu'nun sahibiydi. Sürmeli'nin, bugün Şişli Camii'nde ikindi namazmı müteakip kılınacak cenaze namazının ardından, Zincirlikuyu MezarlığVndaki aile kabristanında toprağa verileceği bildirildi. Uyuşturucu davasmda karar • Istanbul Haber Servisi - Teş'ekkül oluşturarak uyuşturucu ticareti yaphldan iddia edilen ve Istanbul 6 No'lu DGM'de yargılanan Remziye Saydın, Satılmış Özarslan, Ergin Kesim ve Emine Nazan 5 yıl ile 5 yıl I0 ay arasında değişen ağır hapis cezasına çarptınld). Mahkeme heyeti, sanık Atik Berberoğlu'nun ise beraatına karar verdi. Tutuklu sanıklar, Saydın, Özarslan ve Kesim tutuklu bulunduklan süre göz önüne alınarak tahliye edildı. Öcalan yapgılanıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - PKK'nin yayın organt olarak bilinen Med TV'de yaptığı açıkJamalarda, "vatan hafnliği yaptığı, devletin ûlfö'sme ve egemeniiğine karşı suç işlediği" gerökçesiyle hakkında idam cezası istemiyle dava açılan örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın yargılanmasına devam edildi. Ankara 2 No'lu DGM'de görülen davanın dünkü duruşmasında mahkeme başkanı Turgut Okyay, Öcalan'ın gıyabi tutukluluk durumunun de\ amına karar vererek duruşmayı erteledi. Akdeniz-deki tatbikat • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türkiye'nin İsrail ve ABD'nın Deniz Kuvvetleri'ne bağlı unsurlanyla katılacaklan "Reliant Mermaid" tatbikatı7Ocakl998'de Doğu Akdeniz'in uluslararası sulannda icra edilecek. Düzeltme H Gazetemızin 5. sayfasında dün "Kalp Hastalanna Yeni Umut" başlığıyla yayımlanan haberde Fransız Sanofi fırmasmın adı yanlışlıkla ABD'li olarak yer almıştır. Düzeltir özür dileriz. Özden, ABD'nin Refah Partisi konusundaki yanlı tutumunu eleştirdi 6 ABD tatimat verîrANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahke- mesi. RP'nin kapatılması istemiyle açılan davayı esastan görüşmeye bugün devam edecek. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yelcta Güngör Ozden. RP'nin ka- panlmamasını isteyen ABD Dışışleri Bakanı Madeieine Albright'ın "talimat verir gibi konustuğunu" belırte- rek tepki gösterdi.Yüksek mahkeme. 16 Aralık salı günü raportör Yusuf Öz- türk'ün hazırladığı 470 say- falık raporu okumaya başla- mış ve geçen cuma günü yaptığı son oturumda, rapo- run 400 sayfası okurunuştu. Anayasa Mahkeme- si'nin bugün yapacağı top- lantıda, raporun "değerien- dirme ve sonuç" bölümü okunarak üyeler tarafindan tartışılacak. Bugünkü top- lantıda aynca davanın yıl- başından önce birip bitmeyeceğ) de açıkJı- ğa kavuşacak. Mahkeme heyeti, bilgisine başvurulabilecek bir kişinin dinlenmesine ya da delil niteliğindeki kasetlerin yeniden çözümüne karar venrse, davamn yeni yıla sarkacağı kaydedildi. Heyetin, böyle bir ka- rar almaması dunımunda davanın yılbaşm- dan önce sona erdirileceği bildirildi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, kurulun şimdilik biraraştır- ma, soruşturma ve dınleme karannın bulun- madığını belirterek "Davanın ne zaman bi- Ankara DCM Başsavcılığı yeni soruşturma başlattı Karatepe Avrupa'da hak arayacak Haber Merkezi - Ankara DGM Başsavcılı- ğı, Yargıtay tarafindan 1 yıl hapis cezası ona- nan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şökrü Karatepe hakkında öncekı gün yaptığı konuşma nedeniyle yeni bir soruşturma baş- lattı. Başsavcılık, Karatepe'nin, önceki gün partisinin genişletilmiş il divan kurulu toplan- tısında yaptığı konuşmayla ilgili olarak Kay- seri Emniyet Mûdürlüğü'ne bir yazı yazarak konuşma metni, kasedi ve tutanağını istedi. Ankara DGM Başsavcılığı, emniyetten istedi- ği belgelerin gelmesinin ve incelenmesinin ardından Ka- ratepe'nin ifadesine başvuracak. Soruşturmanın, Karatepe"nin iaiklıkle ilgili sözleri nedeniyle TCK'nin "halkı,din farkbhğı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" fıılini düzenleyen 312/2 ve Atatürkhakkındaki ifadeleri nedeniyle de 5816 sayılı Atatürk Aleyhinde Işlenen Suçlar Hakkmdaki Ka- nun'a göre başlatıldığı bildirildi. Şükrii Karatepe Öte yandan Ankara 1 No'lu DGM tarafin- dan verilen 1 yıl hapis cezası Yargıtay'ca da onanan Şükrü Karatepe, Avrupa fnsan Hak- lan Mahkemesi'ne başvurmak için dosya ha- zırhyor. Türkiye'de mahkemelerin, psikolojik şartlara uygun olarak çalıştıklannı öne süren Karatepe, "Bo şarüarda hakkunızı Türki- ye'dearamanuzmümkün değfl" görüşünü sa- vundu. Karatepe, davasının "otağan dtsj" şart- larda oldu bitn'ye getirilerek sonuçlandınldı- ğını, usul ve esas açısından 5-6 konuda Türk hukukuna aykınlık bulunduğunu iddia etti. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı ise Karatepe'nin, önceki gün yaptığı "Kimse Türkiye laik kalacak diye ke- " şekiindeki konuşmasını inceleme- ye aldı. Cumhuriyet Başsavcılığı, dün sabah, Emniyet Müdurlüğü Güvenlik Şubesi aracılığıyla yerel televiz- yonlardan Karatepe'nin. dünkü konuşmasının görüntü bantlannı aldı. ieceğini söyle>emem" dedi. Anayasa Mahkemesı'nin parti kapatma meraklısı olmadığını bildiren Özden, "Ben de isterdim ki hiçbir parti kapatümayacak durumlar ohun. Ama varsa bir kusunı. par- ti de kapanhr. yoksa kapatilmaz" dedi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği Ge- nel Başkanı Tiirkan Saylan ve beraberinde- ki bir grup dernek üyesmı dün makamında kabul eden Özden, yüksek mahkemenin ya- sa koyucu olmadığını anımsatarak "Madem öyle, parti kapatJmasını istemeyenkr, 1995'deki anayasa değişiküğinde parti ka- patmayı düzenleyen 68 ve 69. maddekri ç>- karsalardı" diye konuştu. Özden, RP hakkında açılan kapatma da- vasına ilişkin bir soruyu yanıtlarken. kendi- lerinin daha karan bilmediğinı, ancak bazı- lannın "kâhin" gibi tahminlerde bulunduk- lannı söyledi. Özden, "Kurutun bir araşânna, soruş- turma. dinleme karan yok. Ne zaman bite- cegini söyleyemem. Haricten gazel okuma- nın en çirkinL Ben bilmiyorum oniar nere- den bühor.Ama orüara ma- lum ounuşsa ben büemenj" diye konuştu. Özden, RP'lı bir mıllet- vekilinın "Ozden de emek- li okhıktan sonra RP'ye ka- ülır" şeklindeki açıklama- sının anımsatılması üzerine, -Atatürk de RP'li olacağma göre o da fena bir fıkir değiL Siyasetle ilgim yok. l mutla- rryla yasasınJar" yanıtını verdı. Bir başka soru üzeri- ne, yargımn tam bağımsız- lığmı gölgeleyen durumlar olduğuna dikkat çeken Öz- den, ancak Anavasa Mah- kemesi'nin tam bağımsız olduğunu söyledi. Ozden, "Biz yansız olmasaydık RE- FAHYOL hükümeti kuru- labiBrmhdi?NeDoğnı Y- ol'a karsıyım ne de Anava- tan'dan yanayım. Verdiği- miz kararlar unutuluyor" dedi. Özden. şunlan kaydet- tı: "Talimatverir gibikonu- şuyorlar. Dilek açıklayabilir- ler. Bize gözdağı verir gibi, empoze eder gi- bi, akıl verir gibi, dışandan Türkiye'nin ba- ğunsız devtet olduğunu gözardı edip yargh nın bağımsız olduğunu unutarak konuşu- yoriar. ABD Dtşişleri Bakanlığı sözcüsünün açık- iamalanna kaülmryorum. Onlaruı ülkesin- de yargı, siyasetçinin isteğine göre mi karar veriyor. Bana Cumhurbaskanı kanşmaz ki Başbakan kanşsın. Mesut Yılmaz. 'Ben de RP'nin kapanmasmı istemiyorum" demiş. O da Yılmaz'ın bileceği iş_" Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den Suriye, îran ve Avrupa Birliği'ne sert eleştiri dökerek sıı alamazsınız 9 ANKARA (Cumhurijet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel, Avrupa Birliği 'nin (AB) Lüksemburg Zirvesi'nde aldığı kararlann Türkiye'yi in- cittiğini belirterek "Avrupa'nın Yunanistan ipoteğine girmesi haysiyetkına'' dedi. Avrupa'nın 1. Dünya Savaşı'ndaki "işgalci- liğuü" anımsatan Demirel. AB'nın Türkiye've u .\ğzmla kuş tutsan ben bir bahane bulurum" mesajını vermek istediğini kay- detti. Cumhurbaşkanı, Ortado- ğu'daki gelişmelere değinırken Suriye'nin PKK'yi destekleme- sini eleştirerek "Su haklo. alaca- ğım diye kan dökeceğim dhorsa- nız, bunu hiçbir zaman alamaz- suuz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Demirel, ön- ceki gün TRT'de yayımlanan "Poütikanın Nabn" programm- da, Türkiye'nin son dönemde karşılaştığı dış polıtıka sorunla- n ile ilgili sorulan vanıtladı. AB'nin Türkiye'nin önüne ge- rekçeler çıkarmasının Avru- pa'ya yakışmadığının altını çi- zen Demirel. "Avrupa'nın Yuna- nistan ipoteğine girmesi haysiyet kıncı. Avrupa'nın, Yunanis- tan'ın ipoteğine girerek sorunla- n çözümsüz hak getirmesine ses çıkarmanıasını esefle karşıhyo- rum" dedi. Demirel, I. Dünya Savaşı sonrasındaki durumu an- latırken Türkiye'yi o dönem iş- gal ettirenlerin Avrupalı ülkeler olduğunu. aynı ülkelenn tstan- bul'u işgal etmek istediklerini anımsatarak "Anadolu'yu tak- sim ettiren de onlardı" dedi. Cumhurbaşkanı, bütün bu olum- suzluklara karşın Atatürk'ün ay- nı Avrupalı ülkelerle el sıkıştığı- nı da vurguladı. Demirel, göre- vini eksiksiz yerine getiren NA- Cumhurfoaşkanı Demirel, dün G AP uçağıyla gittiği tzmir'den Aydın'a geçti. Önce valiliği ziyaret eden Demirel, daha sonra Adnan Menderes Unhersitesi'nde kendisine "fahri doktora" unvanı verilmesi törenine kaöldı. İşadamı Erdoğan Ata> "ın yaptırdığı Hacı Lütfıye Atay tlköğretim Oku- lu'nun açılışını da vapan Cumhurbaşkanı, akşam saaücrindc Ankara 'ja döndü. (AA) TO üyesi Türkiye'nin sofraya çağnlmamasımn anlaşılır olma- dığını kaydederek "Türkiye'ji incittiler. Böyle dosduk olmaz. Yapüklan ayıp" diye konuştu. Türkiye'nin Ortadoğu ülkele- ri ile ılişkilerinı de değerlendiren Demirel. Suriye ve Iran'ın terö- rüdesteklemelennı eleştirdi. De- mirel, Atatürk'ün "Hayatibirza- ruretolmadıkçasavaşcinayettir" sözlerinı anımsatırken "Bölücü örgütSuriye'de banmyor. Suriye PKK'nin dünya Ue iletişim kur- masını sağbyor. Orgüt, Kuzey I- rak'ta üs kurdu. tran Ue 360 se- nedir, Kasn Şirin anlaşmasından bu yana istikrarlı ilişkilerimi/ var. İran'dan terörist sızmalar halkumzı incitiyor. Buna engei oJ- malannı isteyince hayır diyor- lar" dedi. Arap üfkelerinin, "Türkiye'nin bir gün güçlenerek yayümacı eğilimleri içine girer- ler mi, ecdadınız böyleydi'" kor- kusunu yaşadıklarını anlatan Demirel. "Musul tarüşması hâ- lâ zihinlerde. Tarihten kalan tar- nşmalar da halen zihinlerde du- ruyor" diye konuştu. Irak'ın top- rak bütünlüğü ile oynanmasınm bölgede 50-100 yeni olaylan da peşinden getireceği uyansında bulunan Demirel, "Suriye, P- KK'yi koruyor. Dünya üe Uişld kurmasını sağlryor. Bu nasıl Müslüman kardeşliktir? Buna engel olun diyoruz. Dinleyen yok" dedi. Cumhurbaşkanı, Arap Bırliği'nin su konusunu or- taya attığını belirterek "Bir tek agaç gösterin kuruttuğumuz. Bu büyükhaksızlıkür" diye konuş- tu. Demirel, "Su hakkı alacağım diye kan dökeceğim diyorsamz, bunu hiçbir zaman alamazsuıız, bu olmaz. Bunu Tahran'da da herkese anlatük" dedi. DüZYAZII ORHAN BİRGİT e TURBAN Bilgin yargı yolu açılıyof - ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -TURBAN Genel Müdurlüğü döne- minde, kurumu "DYP'nin çiftliği'' haline getirdiğı Meclis komisyonu raporlanna y^ansıyan DYP Isparta Milletvekili OmerBilgin'e yargı yo- lunu açacak ilk adım atıldı. TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyonu bünyesindeki alt komisyon, Bil- gin'in, TURBAN Genel Müdurlüğü döneminde görevini kötüye kuJlan- dığı ve alım satım işlerine fesat ka- nştırdığı gerekçesiyle dokunulmaz- lığının kaldınlmasını istedi. Anayasa-Adalet Komisyonu bün- yesindeki hazırlık komisyonlan dün deellerindeki fezlekelerle ilgili ınce- lemelerini sürdürdüler. CHP Antal- ya Milletvekili AK Şahin'in başkan- Iığındaki altkomisyonda, birüye ek- sik olduğu için karar alınamadı. Ko- misyonun geçen cuma günü savun- malannı istediği millervekillerinden RP'li MehmetEIkatmış,ZekiErge- zen ve CHP'lı Mustafa Yüdız savun- masını gönderirken Bağımsız Rize Milletvekili Şe%ki Yılmaz ve RP Ge- nel Sekreteri Oğuzhan Asiltürk sa- vTinma göndermedı. Komisyon, sa- vunma göndermeyen mılletvekille- rine 2 günlük ek süre tanırken DYP'den bir üyenin istifası nedeniy - le karan çarşamba gününe bıraktı. CHP Muğla Milletvekili ZekiÇakı- roğlu'nun başkanlığındaki alt ko- misyonda ise yalnızca DYP'li Bil- gin'üı dosyası karara bağlandı. Oktay Ekinci ve Cumhuri- yet, dün başarılı bir gazeteci- lik ömeği sergilediler. Geçen hafta Istanbul'da yapılan "2. Ulusal Demiryolu Kongre- s/"nde nelerin konuşulduğu- nun, dahası bu kongrede han- gi sonuçlara ulaşıldığının far- kında olmayan meslektaşları- nı, önemli yerleşim merkezle- rini kısa yoldan birbirine bağ- lamayı, böylelikle demiryolla- nnda taşınan yük ve yolcu sa- yısını dört katına çıkarmayı ön- gören bir yeni projenin variı- ğından haberii kıldılar. Düşünebiliyor musunuz: ' Biz Istanbul'da oturanlar, geçen haftayı ani bir kar yağı- şının buzlanmaya yol açtığı "bakımlı" caddelerimizde ve kentin iki yakasını birbirine bağladığını sandığımız asma köprülerimizde, saatlerimizi ulaşım araçlanmızın içinde ha- pis olarak geçirmek zorunda kaldık. Ayrn günlerde, Yeşilyurt'ta bir otelin konferans salonun- da üç günlük çalışmalarını, medyamızın ilgisinden hemen hemen uzakta tamamlayan ve devletin düzenlediği bir bilim- sel kongrede, demiryolculu- ğun önemini kalın çizgiler ha- linde öne çıkartan kararlann arasında, sadece yukanda da söylediğim gibi, önemli yerle- şim merkezlerini kısa yoldan birbirine bağlamayı amaçla- yan somut projeler yoktu. Kongre, "Istanbul Boğazı De- miryolu Tüpgeçişi" ile Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlama önerisine de sonuç bildirge- sinde yer vererek "üçüncü köprü" tartışmalarını devletin ulaştırma politikası açısından değerlendirme yolunda adım- lar atıyordu. Ben o gün, Ikitelli'deki ça- lışma büromdan saat 16. 30'da çıktım ve otomobil ile Kadıköy Caddebostan'daki evime saat 01 .OO'de ulaşabil- dim. Istanbul'u böyle bir başı- boşluk ortamı içinde altüst e- den o günkü meteorolojik ko- şulların hemen ertesinde, kentliler metro ve raylı tüpge- Demiryolu Sevdalıları. çit gibi somut konularda bir re- feranduma çağrılsaydı, öyle umulur ki yüzde doksanı aşan bir ağırlık "evet; hem de he- men" yanıtını verirdi. Oysa biz, gazetelerimiz ile, televizyon ve radyolanmız ile, bu kenti temsil eden milletve- killeri, belediye ve il genel meclisleri üyelerimiz ile tam bir vurdumduymazlık içerisinde olmayı sürdürdük. Yanıbaşımızda bir resmi bi- limsel kongrede, Istanbul'u da içeren ve ülke boyutunda ula- şım sorunlarını ele alan bir olayla ilgilenmedik. Bu bakımdan dün gazete- mizde Ekinci arkadaşımızın haber-yazısını okumaktan, bu yazının birinci sayfanın man- şetini işgal etmesinden kendi adıma mutlu oldum. Adeta günah çıkartanlar arasında ya- nm yüzyıllrk bir Istanbul hem- şerisi olarak yer aldığımı his- settim. Ne rastlantı!.. Benim yükseköğrenim için Istanbul'a geldiğim yıl, böyle bir kongreyi başan ile düzen- leyen ve sorunu gözlerimizin önüne bütün boyutlan ile se- ren Devlet Demiryollan Genel Müdürü Tekin Çınar'a göre Türkiye'de demiryolu yapımı- nın da adeta noktalanmasına rastlıyor. Yani çok partili yaşa- mın başlangıcı, ulaşımda da "demirağlar ile anayurdun dört baştan örülme" sevdası- nı nedense engelliyor. Nedeni elbette çok gizli de- ğil. Devlet, cumhuriyetin kuru- luş yıllannda demiryolu yapı- mına ağırlık verirken olabildi- ğince yerleşim merkezini bir- birine bağlama zorunluğunu duyrnuş. ıkinci Dünya Savaşı sonra- sının koşullannın sergilenme- si açısından da önemli bir baş- langıç sayılabilecek o yıllarda, karayollannın değeri artarken, o Anadolu bozkırlannda yılan kıvrımları halınde dolaşıp du- ran demiryollan yerine olabil- diğince kestirmeden otomo- bil ve kamyon geçirmenin önü açılmış. Bu strateji, zaten üvey evlat durumuna sokulan de- miryolculuğumuzu daha da alan dışına itmiş. Fakat sanıyorum, trafik ca- navannın bu kadar hızla at koşturduğu karayollanmızda, her gün karşılaştığımız ölüm- ler, kamuoyumuzda, demiryo- lu ile seyahatin, hele hele yük taşıyıcılığın önemini giderek yeniden ön plana çıkarmakta- dır. Bu ön plana çıkışta, uzun bir süre adeta sahipsiz ya da devtetin ikinci sınıf vatandaşı imiş gibi kendi başlanna terk edilen demiryolcularımızın, öyle anlaşılıyor ki bu davaya sevdalanmış bir genel müdü- re sahip olmalannın rolü bü- yüktür. Gerçi ben, Birkan Erdal adını da bundan üç yıl önce Devlet Demiryollan Genel Mü- dürü iken, örgütünün sorunu- nu kamuoyunda ön plana çı- kartması ile duymuş ve bu is- min altını kendi hafıza arşivim- de bu nedenle çizmek gereği- ni duymuştum. Ama öyle anlaşılıyor ki bu- günkü Devlet Demiryolları Ge- nel Müdürü Tekin Çınar'ın bir başka avantajı, Ulaştırma Ba- kanlığı makamında bulunan Necdet Menzir'in demiryolu sevdasına inanmış olması. Menzir, bu sevdasını, daha doğrusu raylı ve toplu taşıma- cılığaverdiğiönemi, istanbul'a üçüncü köprü konusu günde- me geldiği zaman göstermiş- ti. Ama açık konuşmak gere- kirse, Ulaştırma Bakanı'nınve Devlet Demiryollan Genel Mü- dürü'nün demiryolu sevdaları, yanm yüzyıldır yüzüne bile bakmadığımız bu sektörü ayağa kaldıracak güçte bir do- ping için yeterli değildir. Demiryolculuğun da tıpkı denizyolculuğu gibi, ikinci sı- nıf vatandaş statüsündeki yer- lerini koruduklarının en somut kanrtı, devletin Ulaştırma Ba- kanlığı bütçesinde, dünkü ha- berde de belirtildiği gibi, ge- rekli parasal kaynağın sadece yüzde 20'sine sahip olmalan ile belli değil mi? POLİTtKA GU1NLUGU HİKMET ÇETİNKAYA 96 Yıl...Bölücü örgüt üyesi nasıl olunur? Senaryo yaklaşık 40-50 yıldır aynıaır? Bir memur ya da öğrenci eylemine katılıp yaka- landığınızda, babanız, ananız ve yedi sülaleniz araş- tınlır, evinıze yapılan baskında 'yasakyayın' olduğu öne sürülen kitaplartoplanır, birkaç molotofkokteyl, daktilo makinesi ele geçirilip polis tutanağı hazırla- nır... Artıksiz 'örgürev/'ndeyakalanan militansınızdır... Suçunuzu merak mı ettiniz? 0 da şudur "Silahlı çete mensubu olmak..." Artık siz istediğiniz kadar bağınp çağınn kimse- ye derdinizi anlatamazsınız... DGM karsısında soluğu alırsınız, demir parmak- lıklar arkasına atılırsınız... Anneniz, babanız, eşiniz, çocuklannız çalmadık kapı bırakmazlar... Onlann tek umudu gazetelerin köşe yazarlan ve politikacılardır. Sabah akşam gazetelere uğrayıp 'köşe yazarlan 'yla yüz yüze konuşup 'çocuklannın, eşlerinin' 'silahlı çete mensubu' olmadığını anlatma- yaçalışırlar... Kimi köşe yazarlan ve politikacılar ilgilenir, kimi- leri ilgilenir gibi gözükür... Ben bunlan niye yazıyorum? Hürriyet'te. Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu, Ismet Solak'ın kulağına eğilip şöyle diyor: "Slogan atan kişilene yargılananlaraynı kişilerde- ğir Vali Şahinoğlu devam ediyor: "Kamuoyu yanlış bilıyor. Meclis'te slogan atıp pankart açan gençlerin davası bitelı çok oldu. Çan- kın Cezaevi'nde yatanlardan biri, o pankart açma davasmda da var. Bu Murat Koyuncugil. Şimdi başka arkadaşlan ile 96 yıl ceza aldıklan olay, silah- lı örgüt üyesi olmaktan yargılandıklan dava..." • • • Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu'nun 'silahlı ör- güt üyesi' olduğunu söylediği Metin Murat Kalyon- cugil'in arkadaşlan kimler? Elrf Kahyaoğlu Ahmet Aşgın Doğan, Mah- mut Yılmaz, Bülent Karakaş, OzgürTüfekçi, De- niz Kartal. Nurdan Bayşahan .. Gelelim sanıklann fiili ve hukuki durumlanna: "Anayasal düzenı silahlı mücadele ile yıkarakye- rine Marksıst-Leninist ilkeler doğrultusunda bir dü- zen kurmak..." Yaptıkları eylemler neler mi. bakalım: 1 -1.5.1995 günü Tandoğan mitingine katılmak. 20. 5.1995 günü Kızılay Meydanı'nda üniversite harçlarını protesto etmek, TBMM eylemine katıl- mak. 1.3.1996 günü Cebeci'de Kredi ve Yurtlar Ku- rumu Müdurlüğü önünde yapılan eylemde bulun- mak. Devrımci Gençlik Örgütü'ne parasal destek sağlamak için demokratik kitle örgütlerini dolaş- mak. 2-30 adet kitap, 'Mayıslarda Sevdam Kor' iba- reli yazı, 'Söz, Yetki, Karar, Iktidar Halka' yazılı pan- kart, 300 adet 'Mitinge Katıl' başlıklı bildiri, Devrim- ci Gençlik öğrencileriyle koordinasyon sağlamak, ÖDP'nin Çankaya toplantısına katılmak, Ankara De- mokrasi Platformu'nun mitingine katılmak...... o f / Evet, suç öğeJeri bunlar... • , , . ^,, Türkiye'de silahlı 'çefe mensubu' böyle olunu- yor... Bu ülkede işkencede öldürülen gençlere devlet hastanesinden 'merdivenden düşerek beyin kana- ması geçirdi' raporu alınmıyor mu? Belge mi istiyor- sunuz, verelim: "Elazığ'da işkenceden sonra ölen Sinan Demir- baş..." • • • Metin Murat Kalyoncugil'in avukatları Şenal Sa- nhan, Kâzım Genç, Nurten Çağlar, Hüseyin Ço- lak, Rıza Torun ve Şenol Karaduman ın 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanlığı'na yaptık- lan savunmayı okudum... Diyorlar ki: "Silahlı çeteden söz edebilmek için 'kişi ve silah yönünden maddi yeterlilik', 'hıyararşi içinde orga- nize bütünlük', 'Amaçta tam bir irade birliği' bulun- ması gerekir..." Suçun manevi öğesi ise şöyle tanımlanıyor avu- katlar tarafindan: "Silahlı çete mensubu olan kişinin, çetenin a- macını bilerek, isteğiyle çeteye girmiş olmasıdır. Yani bir kişinin TCY'nin 168. maddesinde tanım- lanan çetenin üyesi sayılabilmesi için, kendi i- radesinin çetenin amacıyla uygunluk göstennesi esastır. Bu kişilerin sorumluluklan da örgüte katılır- ken örgütün mahiyetini bilmelerinden ve örgütün amaçlannı kendi amaçlanna uygun görmelerinden doğmaktadır..." Üniversiteli gençler hakkında hiçbir tanık beyanı yoktur... Durum böyleyken niçin bu gençler toplam 96 yıla mahkûm oluyorlar? Yann bu konuya devam edeceğız... Çünkü 'teröhe mücadele' ayn bir şey, her üniver- siteli gencimizi 'potansiyelsuçlu' olarak görme ay- rı bir şeydir... Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir... E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 C A G D A S Y A Y I N L A R I ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2. BASI KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 3. BASI 400 0COTI SANCILI YILUR KUŞATIUII? SOKAKIAR 4. BASI 350O0OTL KUZU POSTUHDA KURT 2. BASI 600 000 TL ZAMBAK SANA DA BULAŞTI KAN 2 BASI 600 030 TL DİN BARONUHÜN KAZ1ARI 6O0 0O0TL A$IK KADINLAR SOKAĞI eoooooTı. ŞERİAT PAZARI6OO0OOTL Cumh'jrıyet Kıtap Kulûbü Çağ Pazartama A Ş Türkocajı Cad No.39/41(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel 514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear