29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 ARALIK 1997 PAZARTES! • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 Istanbul Y 14 Sinop Y 11 Adana Y 16 Edirne 6 Samsun Y 13 Mersin 16 Kocaelı Y 16 Trabzon Çanakkale Y 16 Gıresun PB 12 Şanlıurfa PB 13 Dıyarbakır PB 11 Y 12 Izrnir 16 Ankara 6 Mardın PB Manısa Y ]2_ Eskişehir 7 Siırt PB 10 Aydın Y 1 4 Konya 6 Hakkâri PB Denızlı Y 12 Sıvas KY 0 Van PB -1 Zonguldak Y 10 Antalya Y 18 Kars pb -4 Doğu Anadolu'nun do- ğusu, Güneydoğu Ana- doiu ıle Doğu Karade- " nız dışında tüm yurt ya- AVRU PB -7 ğışlı geçecek. Yağışlar Helsinkı genellıkleyağmuryery- stockholm PB -3 er sağanak şeklınde . _ . „ olacak. Hava sıcaklığı Lonara PB 2 8 bıraz artacak. Rüzgâr Amsterdam guneyvebatıyonlerden Brüksel hafif ara sıra orta kuv- vette, yurdun Batı ke- PB PB KY 4 sımlerinde yer yer kuv- Bonn vetfı olarak esecek. Münih PB 5 PB 3 Milano Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB PB Y PB Y K Y Y 3 5 13 5 5 2 16 7 PB 12 ASYA Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire PB B PB KY PB KY KY AB -6 7 -4 5 7 4 5 20 Şarn AB 14 Açık Parçalı bu'utlu Sıslı Bj iftt'J t Çok bulutlu Yağmurtu Kariı Trenlere Vakıflar içîn orman kıyımı koridor açılacak• Baştarafı 1. Sayfada daki 85 km'lik bölümün yüzde 80'ı tamamlanmış olmasına ragmen orada ke- sılerek iptal edıldi. Ulaştır- maya aynlan kaynaklann yüzde 8O'ı karayollanna aktanhrken deniz, hava \e demiryolu ancak yüzde 20'yi üleşebildiler... Demiryolu kongresinde işte bu gıbı "ihmaller" tar- tışilırken, Türkiye'nin bu "çağdaş uygaıiık trenini" yeniden yakalayabilmesi için en önemli planlardan birinın de "mevcut kori- doriarda kısalrma projele- rinin" bır an önce başlatıl- ması olduğu ortaya çıktı. Demıryollannın taşıma- cılıktaki pa>ı 1955'lerde "v f üzde53" iken. bugün bu oranın '•yüzde 7'ye" düş- müş olmasındakı tek neden karayollannın yaygınlaştı- nlması değildi. Mevcut de- miryolu güzergâhlan da ana yerleşme merkezleri arasında "çok uzun ve do- lambaçü koridorlardan" geçıyor. böylece "zaman ve enerji kaybr da tercih- lenn karayoluna yönelme- sinde itici bir faktöroluştu- ruyor. Örneğin, Ankara- Samsun arasında altyapı modernleşse \e hız aıtünl- sa bile, Ankara'dan Kayse- ri'ye, oradan Sıvas'a ve Yü- dızeii üzerinden Amasya ve Samsun'a dolaşan hattın karayoluyla yıne rekabet ederrieyeceği ortada. .' Devlet Demıryollan (TCDD) Genel Müdürü Tekin Çınar, bu tür uzun koridorlann gerekçesıni şöyle açıklıyor: "Bizdeki hemen tüm hatlar 1946ön- eesine ait. Cumhuriyetin kuruluş dönemlerinde ağırlık hep demiryoluna ve- riktigi için mümkün olduğu kadarçok yerleşme merke- zine blı hizmeti götürebil- mek amacıyla koridorlar Anadolu'da dolaşürumış. Ama artık ulaşım yoğun- luklanna göre bunlarda kı- saltma yapmak zorunda- Gerçekten Ankara'dan Konya'v a da trenle gidebil- mek ya da yük taşıyabil- mek için, hâlâ Eskişehir ve Afyon üzerinden tam 690 km. dolaşmak gerekiyor. Dolayısıyla da tren tercıh edılmiyor. Oysa ki TCDD'nin öngördüğü ye- ni Ankara-Konya hattı sa- dece315km. Eğergerçek- leşirse, 375 km kısalarak, karayolu çekiciliğini de or- tadan kaldırabilecek. TCDD Genel Müdürü Te- kin Çınar'ın diğer yeni ko- ridor planlan hakkında kongrede verdiği bazı çar- pıcı bilgiler ise şöyle: • Ankara-İzmir hattı; Eskişehir-Balıkesir üzerin- den hâlâ 827 km. Oysa, "Pölatb-AİTOir baglantısı sağlanırsa 137 km. kısala- cak. • Ankara - Sıvas hattı Kay sen üzennden 493 km. Oysa, "Balışeyh-Yozgat" kondoru açıldığında 126 km. kısalacak ve Sam- sun'a da bu koridordan ge- çilebilecek . • Ankara-İstanbul kori- dorunun da artık Eskişehir- Bilecik üzerinden kurtanl- ması gerekiyor. Bu kori- dorda hızlı tren projesine de hizmet edecek en kısa ve en uygun guzergâh. 1970"lı yıllardan bu yana "Sincan- Çayırhan-Arifi- ye" şeklinde belirlenmış olarak "bekliyor"... TCDD'nin yeni koridor planlannda. bunlann dışın- da "Eskişehir-Bursa-Ban- dırma", "Burdur-lsparta- Antalya-Alanya", "Erzin- can- Trabzon", "Erzincan- Palu- Di\arbakır~, "Ada- pa/an- Ereğli-Zongul- dak", "Karaman-Mer- sin"... gibı hatlar df'Vaf: Bütün bu "zbnlnlu'* yeni hat önenleri. İstanhul Bo- ğazı Demiryolu Tüp Geçişi ıle de Asya ve Avrupa'yı demiryoluyla birbırine bağlayacak şekılde ulusal Demiryolu Kongresi'nin "sonuç bildirgesinde" yer aldı. Bildirgenin "soncüm- lesi" ise şu vurgulamayla noktalandı: "DemiryoUan için akılcı, gerçekçi ve cesur politikalar üretilip uygu- İanmadıkça Türk toplu- munun çağdaş uygariık dü- zeyine ulaşamayacağı artık görülmelidir..."' Bakalım. Türkiye'yi yö- netenler, bu gerçeği ne za- man görecekler. Orneğin, programda yer aldığı halde bu kongrenin açılışına ka- tılamayan ve böylece "bu- gün ne düşündüğünü" açıklama firsatı dabulama- yan Cumhurbaşkanımız Savın Sülevman DemireL. CHP Cenel Sekreteri Keskin 6 Yılmaz efeliğe soyunuyor' İSKENDERUN (Cum- huriyet Güney İHeri Büro- sn) - AB'nin Türkiye'ye karşı tavnnı yanlış bulduğu- nu söyleyen CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Başbakan Mesut Yûmaz'ın tutumunu ise 'uluslararası platformda efeliğe soyun- mak' olarak nitelendırdi. Nikâh şahitliği yapmak üzere tskenderun'a gelen Keskin, altı aydır işbaşında bulunan hükümetin hiçbir şey yapmadığını belirtti. Yılmaz'ın AB'ye karşı tavnnı eleştiren Keskin şun- Özden: Çoğu zaman yanlış anlaşıldım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahke- mesı Başkanı VektaGungör Özden. çoğu zaman yanlış anlaşildığını belırterek "Türldye'yi Türkiye yapan ilkeleri savunmak görevini savsaklamadan yerine getir- me>«çabşanlaruı destegi güç vermektedir" dedi. Türkiye Trafik Kazalan Yardım Vakfi, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'e hizmetle- rinden ötürü ödül verdi. Vakfın dün düzenledigi tö- rende, Özden, Türk el motif- lerini taşıyan gümüş aynayı, TBMM Başkanı Hikmet Çetin'den aldı. lan söyledi: "Mesut Yılmaz, Devlet adamlığı ciddiyetine yakıs- mav an yaklaşımlar ve tavır- larda bulunmaktadır. Dış si- yaset heyecanla götürülmez. PehUvan manbğıyla yürütü- lüp "Ben senin sırtmı yere getirdim' denilemez. AB Türkiye'ye haksızlık >apü. Karannı vanlış buluyoruz. Avrupa hem kendi hem de Türkiye'nin zaranna karar vermiştir. Bundan sonra ya- pılması gereken. heyecanı kavgaya dönüştünnemek- tir." EBRU TOKTAR ANKARA - Vakıf üniversitele- rine tahsis edilen ormanlık arazinın 4 bin 875 dönüm olduğu bildirildi. Istanbul Üniversitesi Ormancılık Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Acun, Türki- ye'nin en değerli hazinelennden biri olan devlet ormanlannırı "Yag- ma Hasan'ın böreği'* gibi dağıtıl- dığını söyledi. En büyük peşkeşin de vakıf üniversitelerine yapıldığı- nı vurgulayan Acun, "Ağaçlandır- ma alanı olduğu için korunarak ka- labilcn İstanbuTun güzelim devlet ormanlan. vakıfüniversiteteri kan- dırmacasıyla veni bir kitlesel yağ- ma>a sahne olmaktadır" dedi. tstanbul Üniversitesi Ormancı- lık Hukuku Anabilim Dalı Başka- nı Prof. Dr. Ertuğrul Acun tarafın- dan yapılan araştırmada, "vakıf üniversiteleri kanahyla yapılan or- man tahsisi" açıklandı. Acun. ünı- versitelere şımdıye kadar 31 bin dönüm orman alanı tahsis edilerek "büyük bir yağmanın" yapıldığını kaydetti. Ormanlann özel sektöre devrolmasını yasaklayan anayasa hükmünün çeşitli şekillerde delin- diğini kaydeden Acun, "Ancak po- litikacılar. ana paracdar ve bunla- ra çakşan çıkarcılann işbirliğiyle devlet ormanlan değişik yöntem- lerle özel sektöre verikH" dedi. Va- kıf üniversitelerine tahsis edilen or- manlann başanh ağaçlandırma alanlan olduğuna dıkkat çeken A- cun. "Bu ormanlar, şimdi bambaş- ka bir yöntemJe holdingiere para- sız olarak sunulmaktadır" dedi. A- cun, devletin kendı elindeki or- manlan zengın holdingiere çok ko- mik rakamlarla devrederken kendi üniversiteleri için yüksek fiyatlar- la arazi satın aldığını belirtti. Hü- kümetin devlet üniversitesi öğren- cisine 1996 yıhnda65 milyon, Bil- kent öğrencisine 130 milyon lira destek verdiğine dıkkat çeken A- cun. vakıf üniversitelen yoluyla yapılan orman kıyımına şu örnek- len verdi: # Prof. Dr. Ihsan Doğramacı. 1980'den sonra hem YÖK hem de Bilkent Vakıf Üniversitesi Başka- nı'dır. Bilkent Ünrversitesi, Istanbul Ünhersitesi'nin devletormanlann- dan 3 bin 500 dönümü 1990 yüm- da 790 milyon lira>a satın aldı. Oy- sa bu ormanın o yılki değeri 10 tril- yondu. Ancak, 11 orman faküKesi öğretim üyesi ile 4 öğrenci, saüşın iptali davası açtL Saüş,23 gerekçey- le iptal ediklL • 1990'de Koç Vakıf Üniversi- tesi, Boğaziçi'nin en güzel yöre- sindeki birinci derecedeki SİT ala- nında bulunan bin 930 dönûmlük devlet ormanlannın tahsisi için başvurdu. 1 Ekım 1990 tarihinde tstanbul Bölge Müdürlüğü, 2 yıl sonra kurulacak "vakıf üniversite- si açılışında kamu yaran" bulun- ması nedenıyle tahsıse izin verdi. 26 Nisan 1992 tanhinde Bakanlar Kurulu, 1930 dönûmlük ormanı 49 yıllığına Koç Vakıf Üniversitesi'ne tahsis etti. 1992'den 1996 yılına kadar ünı- versite alanında hiçbir ağaç kesil- mediği yalanına karşın, Koç Vakıf Üniversitesi, Istanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanlığfna gönderdiği yazıda, "üniversite bi- nalannm bulunacagı yerdeki agaç- larm göreceği işlemler hakkında" rapor ıstedi. Dekanlığın görevlen- dirdiği iki profesörde 180 dönüm- deki 72 bin ağacın kesilmesine izin verdi. Kesim karan, anayasaya, Is- tanbul Büyükkent Nâzım Plam'na ve yürürlükteki 6 yasaya aykındır. • 19 Nisan 19%'da 930 dönûm- lük Tuzla Bmklı Devlet Ormanı, Sabancı Vakıf L niversitesi'ne tah- sis edildi. Oysa, a> nı alanın çok da- ha önceleri tahsis ediunesini isteyen Milli Eğitim Bakanhğı Erkekfek- nik Oğretim Genel Müdürlüğü ve Kadir Has Vakıf İ niversitesi'ne ret yamtı verilmisti. tstanbul Betediye- si 26 Temmuz 19%'da, bu tamamı ağaçlandınlmış ormana ruhsat ve imar izni verdi. • Galatasaray Vakıf Üniversi- tesi'ne Riya Köyü'ndeki Hacı Beylik Devlet Ormanı'ndan 9 bin dönûmlük alan tahsis edildi. Ancak tahsis daha sonra iptal edildi. • Istanbul VakıfÜniversitesi'ne Çatalca'da bulunan 1525 dönüm, Işık Vakıf îni>ersitesi''ne Şile'de bulunan 490 dönüm devlet ormanı tahsis edildi Menzir'în demiryolu atağı SEYFİÇELİKKAYA YOZGAT - Bundan yaklaşık 50 yıl önce planlanan. ancak geçen sü- re ıçensınde zaman zaman günde- me getinlmesine karşın yaşama ge- çirilemeyen Balışeyh-Ybzgat-Yıl- dızeli demiryolu projesı Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir tarafından yeniden Türkiye gündemıne taşın- dı. 1986 yıhnda başlanan ve 1996 yılındatamamlanacağı vurgulanan projenin etüt çalışmalan hükümet- lerin yeterli ödenek ayırmaması ne- deniyle henüz tamamlanamadı. Ulaştırma Bakanı Necdet Men- zir. tfafik'kaza1aW!drikr»tışı en aza indirebilmek amacıyla karayolla- nnda yükün hafıfletilmesi ve de- miryollannın daha etkin kullanıl- ması gerektiğini belirtti. Bakanlığın ilgili birimlerini de harekete geçiren Menzir, bugüne kadar hazırlanan ve uygulamaya • Son yıllarda artan trafik kazalan, unutulan ve tozlu raflara terk edilen demiryollan projesini Türkiye'nin gündemine yeniden soktu. Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir, toplu taşımacılığın demiryoluna aktanlmasıyla karayollannın hafifleyeceğini ve kazalarda da önemli düzeyde düşüş kaydedileceğini belirterek Türkiye'nin dört bir yanına demiryolu ağının kurulması için kollan sıvadı. konulamayan tüm projelerin yeni- den incelenmesinın yanı sıra mev- cut demiryolu ağının genişletilme- sı için yeni projeler üretilmesini is- tedi. Menzır'intalimatıyla 1950'li yıl- larda Yozgat halkının ısmmı duy- maya başladığı ve o tarihte yapılan etüt çalışmalan sırasında Yozgat'ı î-çevfeleyen dağlann altında "•sude- nizinin'" mevcut olduğu ıleri sürü- lerek. yatınm programından çıkar- tılan demiryolu projesi de tozlu raf- lardan indinldi. Balışeyh'ten başla- yıp. sırasıyla Delice, Derebağ. Bü- yüknefes İcöylerinden geçerek Yoz- gat'a ulasacak olan demiryolu hat- tı, Sorgun. Izibüyük, Şeyhhalil'den geçip Yıldızeli'ne ulasacak. De- miryolunun devreye girmesiyle bir- likte Sıvas-Ankara demiryolu ula- şımı daha kısa sürede sağlanabile- cek. Yıllar sonra yeniden gündeme getirilen ve ilk kez 1986 yıhnda ya- tınm programma alınan, ancak bu- güne kadar bir arpa bt^u dahi yoL alınamayan demiryoİu projesi için 4 milyar 638 milyon lirahk bır har- cama yapıldı. 1993 yılında bütçeye 8 milyar 400 milyon lira yatınm ödeneği konulan demiryolu proje- sinin etüt-proje çalışmalanran 1996 yıhnda tamamlanacağı bildırildi a- ma henüz bitirilemedi. Tamamla- namayan etüt-proje çalışmalannm kısa sürede tamarnlanmasını iste- yen Menzir. projeyi yatınm progra- mına dahil ettirmeye çalışıyor. Menzir hükümet nezdinde düşün- celerini kabul ettirebilirse hazırla- nan projeyle açılması gereken tü- neller açılacak, yapılması gereken köprüler ve geçiüer inşa edilecek ve yol güzergâhmdaki noktalara gar müdürlükleri ve istasyonlar inşa edilecek. Buçahşmalarnoktalandı- ğında. Balışeyh-Yozgat-Yıldızeli demiryolu hattının döşeme çalış- malanna başlanacak ve tamamla- narak hizmete sokulacak. 4 ABD gezîsi verimK geçtT • Baştarafi 1. Sayfada ye Başbakanı Mesut Yümaz hosgel- din" şeklinde gazetelere ılanlar ver- mesi dıkkat çekti. Yılmaz, ABD'nin Sunye ile ilgili görüşünde değişiklik sezdığini söyle- di. Yılmaz. ".'Vmerikahlar Suriye'nin teröre destekverdiğini eskisi kadar vur- gulamak istemiyorlar. İran ve Irak da- ha fazla üstünde durduğu konulan oluşturuyor" dedi. CNN'de sorulan anlamadı Yılmaz'ın ABD gezisinın en tatsız tarafi ise CNN ile yaptığı röportaj ol- du. Yılmaz'ın mülakatındaki başan- sızlık. kendisine sorulan sorulan anla- mamasma karşın cevap vermış olma- sına bağlandı. Yılmaz'ın yakın çevre- sine de -Sorulan anlamadtğımı fark etüm, ama yapacak bir şey yoktu" de- dıği öğrenıldi. VV'ashington Post gaze- tesi ve ABD'nin BBC'si sayılan saygın yan resmi televizyon kanalı PBS rö- portajiannm da Yılmaz'ın CNN'deki başansız performans yüzünden iptal edildiği öğrenildi. Diplomatik bir yet- kili, röportajlann iptaline "Yümaz'ın programının ağuiığuu ve yorgunhığu- nu" gerekçe gösterdiklerini belırterek -Vlaalesef kendisi yöneltilen sorular karşısında çok pot kınvor. O yüzden hiç değilse bunu iptal ettik. Çünkü bu söyleşinin >apılmamasu bizim için ya- pıİmasından daha yBrarb olacakrj" dı- ye konuştu. Bema Yılmaz, Amerika'da lösemili çocuklan ziyaret etti. Yılmaz dün Worldwide Associates Başkanı, eski ABD Dışişleri Bakanı Alexander Haig ve eski ABD Başkanı George Bush ıle de bir görüşme yaptı. Bush görüşmeden sonra "AB'nin ka- rarlan konusunda ckldi çekingelerinin bulunduğunu" vurguladı. Yılmaz, Devlet Bakanı Güneş Taner'in IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fisher ile yaptığı görüşmeye de katıldı. Türkiye'den gelen çeşitli holding- iere bağlı yaklaşık 100 işadamı ve üst düzey yöneticınin ABD ekonomik çev- releriyle hiçbir temasta bulunmaması dikkat çekti. Işadamlanndan bazılan vakit doldurmak ve eğlenmek amacıy- la barlara ve striptiz şovlanna gittiler. Büyük bir bölümü ise heyetteki herkes gibi bavul satın alarak yılbaşı alışveri- şi yaptı. Alışveriş sırasında birçok işa- damı ve yöneticinin büyük miktarda para harcadıklan gözlendi. Başbakan- lığa. ulaştırma ve konaklama bedeli olarak 4 bin dolar ödeyerek Başba- kan'ın uçağında seyahat etme hakkını elde edenlerin, vakitlenni ağırlıklı ola- rak ahşverişle doldurmalan ABD'li diplomatlarca 'tuhaf karşılandı. Baş- bakan Yılmaz, ABD'ye kendisiyle ge- len ışadamlanyla ilgili bir soruyu "Ben onlara gelmeyin demistim. Kim onlara gelin dedi ki" diye yanıtladı. Program zorladı Mesut Yılmaz, kendi istemiyle ha- zırlanan programınını gerçekleştir- mekte zorlanınca bunun suçunu. Dı- şişleri yetkililenne attı ve "Yanhş prog- ram haarlanuşlar, nefes akürmadılar. Durum değerlendirmesiyapmadan bi- rinci randevunun ardından ikinciye geçtik. Verimimiz bu nedenle dûstü" dedi. Oğlu ve eşıyle birlikte Virginia eyaletindeki pahalı bir Çin lokantası- na gıderek pekinördeği yiyen Yıl- maz'ın, burada geleneksel olarak falı- na da bakıldı. Çin falında Yılmaz'ın karakteri, "1yi bir yoldaştır, önüne zor hedefler koyarak ulaşmaya çahşır. İyi niyetlidir. ancak maddiyatçılık vıkımı olabifir" şeklinde çıktı. ABD'de gezı- sinı tamamlayan Yılmaz'm, bugün öğ- le saatlerinde Türkiye'de olması bekle- niyor. AB,MGK gündeminde .\NKARA(Cumhuriy«t Bü- rosu)-Milli Güvenlik Kuru- lu'nun (MGK), 12-13 Ara- lık günlerinde Lüksem- burg'da yapılan Avnıpa Bir- liği (AB) zirvesinde alınan kararlar ve sonrasındaki ge- lişmeleri ağırlıklı olarak ele alması bekleniyor. Başbakan Mesut Yıl- maz'ın ABD'dekı temaslan konusunda bilgi vermesı beklenen kurulda, Türki- ye'nin, AB'ye diğer aday ül- kelerle birlikte tam üyelik hedefı konusundaki kararlı- lığını vurgulaması bekleni- yor. MGK bu hafta içinde ya- pacağı aralık ayı olağan top- lantısında iç ve dış güvenlik gelişmelerinin yanı sıra lsla- mi sermayenin kontrolünde- ki özel fınans kuruluşlannı da masaya yatıracak. Irticaı faaliyetleri destekleyen va- kıflarla radyo ve televizyon- lar konusunda gerekli ön- lemleri alması için hüküme- te daha önceki toplantılann- dabildirimde bulunan kuru- lun, özel finans kuruluşla- nyla ilgili olarak MGK Ge- nel Sekreterliği tarafından hazırlanan raporlan değer- lendireceği bildirildi. Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe eskisi gibi KAYSERI (.\A) - Ankara 1 No'lu DGM tarafından "Halkı, dinfarkhhğı gözeterekkin ve düşmanhğa açıkça tahrik etmek" suçun- dan 1 yıl hapis cezasına çarptınlan ve ceza- sı Yargıtay'ca onanan RP'li Kayseri Büyük- şehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, "Kimse, 'Türkiye laiktir, laik kalacak" diye geleceğe iuşkin kehanederde buhınmasın" dedi. Geçen yılki RP Kayseri Genişletilmiş II Dıv^ın Kurulu toplantısmda yaptığı konuş- ması nedenıyle hapis cezasına çarptınlan Karatepe, partisinin bugün yapılan genişle- tilmiş il divan kurulu toplantısmda da ana- yasanın ikinci maddesinde sıralanan, Türki- ye Cumhuriyeti'nin "değiştirilmesiteklifedi- İemez" temel niteliklerinden olan laıklik aleyhinde sözler sarf etti. Toplantının yapüdığı Kayseri Büyükşehir Belediyesi Düğün Salonu'na girişinde, "Mü- cahit Karatepe", "Kavseri senink gurur du- yuyor" sloganlanyla ayakta alkışlanarak kar- şılanan Karatepe, "ömründe çok eziyet çek- tiğini, ancak belediye başkanhğı döneminde çektiği eziyet ve zulümlerin bunlann hepsini bastırdığını" söyledi. Karatepe, "Siz RP'den belediye başkanh- ğı yapmanın ne kahuv ne zulüm olduğunu bi- Uyor musunuz? Hapishane, şunlar bunlarba- na vız gelir. belediye başkanlığı yaptığım dö- nemdeki baslazulüm ve kahıriann yanında" diye konuştu. "Her şeyin bir sonu oktuğunu" ifade eden Karatepe, şöyle devam etti: "Cenabı Allah takdir eder, biz de öpüp başımıza koyanz. Ancak bizi okutanlara vicdan borcum var. Onu hizmet ederek ödemek isterim. Bundan önce nasıl ki cemaatimin bir adun önündeol- maya, onlara yol göstermeye, onlara doğru- yu işaretetmeye gayret gösterdiy sem, bundan sonra da son nefesimi verene kadar, cemaati- min önünde sürekli olarak hakkı, sürekli ola- rak doğnıyu teUdn etmeye, nifakla, fitneyle, fesatia möcadele edeceğime söz veriyorum.'" Karatepe, 2 ay süreyle Hıristiyanlığı ince- lediğini, bu dinin mesajlannın da 250 yıl son- ra kabul edilmeye başlandığını belirterek şunlan söyledi: u 250yıIboyuncaHıristiyan- larbüyükeziyetler, çileterçekti. Onlara bu çi- leyi çektiren Roma Imparatorluğu'nun Kay- zerleriydi. Ama, Roma Kayzerkri de 250 yıl sonra boğazlanna haç taknlar. Inanç müca- delesi bakidir. "Türkiye laiktir. laik kalacak- tır' divorlar. LaikUğin tarihi ne kadardırTür- kiye'de? Kaç yıldan beri laiklikten söz edili- yor? 'Türkiye falancanın yolunda gidecek- tir' denüiyor. Kaç yıldan beri gidilrvor onun yohından. Kimse. 'Türkiye laiktir, laik kala- cak' diyegeleceğeifişkin kehanetlerdebuhın- masın. Evrensel bir hakikat var ki bu da ila- himesajlannhakikatKİır.Bakikalanhepdin- ler ohnuştur. Bütün insanlara bağlı ideoloji- ler. insanlara bağlı fikriyaüar. insanlara bağ- lı programlar, insanlann şahsında ortaya çı- kan yönetim biçimleıi şunlar bunlar. bunla- nn hepsi banktır, hepsi geçecektir." Karatepe, bir gazetecinin "Izüı alarak Kayseri'den aynlmasının Atatürk'ün Kayse- ri'vegeüşinin 78. yıldönümü kutiamalan rl yla ilgili olup olmadığını sorması üzerine, şun- lan söyledi: "Bu konuda hiç sıkmtı duymadum. Baştan beri Atatürk'ün şahsu yaptıklan, haürala- nyiabenim bir probtemim obnadLBir adam 'Kemalistim. Atatürkçüyüm' dedi, ben ODU taklit ettim. Yine ederim. Yani Türkiye'de şu kadar Kemalist varsa bunlann yapüklan Atatürk'ü bağJamaz. Bunlann yapbklannı eleştirmek de Atatürk'ü ekştirmek değBdir. Atatürkçülük kimsenin tekelinde degİldir. Benim proMemim Mustafa Kemal'uıyaptık- lanyla şahsıyla ilgili değildir." "Türkiye'nuı bugün Kemalistlerle proble- mi olduğunu" ıddia eden Karatepe, "Kendi- sini Kemalist kabul eden birtakım insanlar, Türkiye'nin geüşmesinin,demokratikleşme- sinin önünü tıkamaktadır. Bu işe de Ata- türk'ün şahsını alet etmektedir. Bunlar Ata- türk'ü istismar etmektedir. Türkiye'de sade- ce benim değO, kendini demokrat kabul eden binlerce, miryonlarca insanın bunlarla prob- lemi vardır'' diye konuştu. »Gok guruttülu G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada de: "Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni dönem." Dürbünü ters çevirirsek, yeni dönem açma bu- güne kadar yapılanlarta bir yere vanlamadığını gös- teriyor. ABD Başkanı Bill Clinton her sabah dünya ha- ritasına bakarmış ve Türkiye'nin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlarmış. Yılmaz'a böyle söylemiş... Clinton, Türkiye'nin önemini haritaya bakarak aniıyorsa, yandık... Ahh Clinton... Bu atış kaç ton... Bize bir çift güzel söz söyle, varsın yalan olsun... Biliniyordur ama yeri gelmişken vurgulayalım. Biz dünya haritasını "Avrupa merkez" olarak ka- bul ediyoruz. Ortada Avrupa, sağda Asya, solda ABD... Çin'de ise dünya haritası şöyle: Ortada Çin, sağda ABD, solda Avrupa... Amerika kıtasındaki ülkelerin haritasında da or- tada bu krta var. Solda Asya, sağda Avrupa... Görüldüğü gibi dünya yuvarlak. Çizgiyi nereden çekerseniz, orasını merkez yapıyorsunuz... CNnton'ın haritasını bırakıp, Yılmaz'la görüşme- sine geçelim. Söylenen o ki, ABD Başkanı görüş- me sırasında arada bir Yılmaz'ın dizine dokunmuş. Buna tabıi kı farklı yorumlar getirilebilir ama, ilk ak- la gelen şu: "Bay Yılmaz bu gidışle yakında dizinizi döve- ceksiniz..." Görüşmeler zinciri içinde yapılan açıklamalarda dikkati çeken bir konu da şuydu: Türkiye ile ABD enerji alanında işbirliği yapma karan aldı. ABD Enerji Bakanı Pena bir süre önce Türkiye'ye gelmiş. Ortak neler yapılabilir, onu araş- tırmıştı. Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye'deki enerji ya- tınmlanndan ve özelleştirilmelerinden aslan payı- nı ABD almaya hazırlanıyor. O zaman, tabii ki ABD de aslanlar gibi Türkiye'nin yanında yer alacak. Yılmaz, New York'ta aldığı "seçkin devlet ada- mı" ödülünden sonra VVashington'da da "seçkin lideriik" ödülünü aldı. Her şey ayağına getirilen böyle bir lider tabii kı "seçkin" ödüller alacak. Yılmaz'ın ödülden sonra geziyi değerlendirirken yaptığı, "Türkiye-ABD ilişkileh ekonomiye yöneli- yor" yorumunu önümüzdeki günlerde biraz daha açmak gerekecek... Tabii yakında Yunanıstan'dan da önemli bir ko- nuğun ABD'ye grtmesi gerekiyor. Denge bakımın- dan... Clinton sanırım haritaya baktıkça Yunanis- tan'ın önemini de anlıyordur... Enflasyon fincanı... Görüşmelerjn önemli bir ayağı da IMF ile görüş-. melerdi. Konu IMF oluncaakla ilk ekonomiden so- runlu Devlet Bakanı Güneş Taner geliyor. Güneş Bey, ABD Başkan Yardımcısı Al Gore ile görüşme- si sırasında fincanı düşürmüş... Enflasyon sanmıştır... IMF cephesinden gelen haberler şu yönde: "Biz Türkiye'ye söyleyecepimizi söyledik. Top onlarda; ister kabul ederler, ister etmezler..." Söylenen de ilkbaharda kısa vadeli program. Programda doğal olarak çalışanlar lehine bir gram yok. Halk dilinde bu tür programlann adı şudur: "Kemer sıkma, semer vurma..." Yılmaz ABD'de iken Dışişleri Bakanı Ismail Cem de, NATO'nun genişleme toplantılan için Avru- pa'daydı. AB'nin, "Türkiye karannı gözden geçir- sin" değeriendirmesine Cem'in yanıtı şu: "AB karannı gözden geçirsin..." Marta kadar çok yoğun diplomatik trafik yaşa- nacak. Görünüşe bakılırsa, AB'de başı çeken tüm ülkeler Türkiye'nin ıçine düşürüldüğü duruma üzül- müş. Hani neredeyse bizim onlan teselli etmemiz gerekecek. Ama kazıyınca altından başka şeyler çıkıyor. AB yetkililennin sık kullandığı sözcüklerden biri şu: - Hayal kjnkJığına uğradık... AB bir kınklık içinde, ama bu sanırım "hayal" de- ğil, hayâ kırıklığı... Ismail Cem: Biz değil, AB durumunu gözden geçirsin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı tsmail Cem, Türkiye'ye "durumunuzu gözden ge- çjrin" uyansında bulunan Avrupa Birliği'ne (AB). "Dunımunuzu siz gözden geçirin" karşılığını verdi. Türkiye'nin Avrupa Kon- feransı'na katılmama kara- nnı bir kez daha vurgula- yan Cem. "Konferansa ka- ülmak demek, Simitis'in de daha sonra yorumladığı gibi Kıbrıs Rum kesiminin aday lığını meşru olarak ka- bul etmek anlamını taşır" diye konuştu. AB ile ilişkiler konusun- da Cumhuriyet'in sorula- nnı yanıtlayan Cem, AB'nin, Avrupa Konferan- sı'na Türkiye'nin katılma- sı yönündeki baskılanna dikkat çekti. Cem, "Benim yanıüm; 'Hayır. hükümeti- miz bunu kabul etmediği- ni açıkJadı. Aynca bize sunduğunuz, beklentileri- mizi karşılamıyor' cevabı- nıverdik" dedi. Türkiye'nin hassas oldu- ğu çok önemli iç ve dış ko- nulan AB platformunda tartışmayı doğru bulmadı- ğını kaydeden Cem, "Kon- ferans konusunda Başba- kan gayet kesin açıklama yapmıştır. Kaldı ki benim de doğrusu düşüncem o doğrultuda" dedi. Cem, Başbakan Mesut Yûmaz'ın, AB'ye üyelik başvurusunu çekme yö- nündeki açıklamasının hü- kümette çatlak yaratıp ya- ratmadığı yönündeki soru- ya ise "Sayın Başbakan sonra bu sözleri düzeltti zannedjyorum. Dünkü (ön- ceki gün) açıklamalan bi- raz daha farklı'' karşılığı- m vermekle yetindi. Cem. AB üyesi 8 ülke arasında serbest dolaşım sağlayan Schengen Vizesi vermede Yunanistan'ın yetkili kılınması girişimi- nin ise "kasıtiı" olduğuna dikkat çekti. Yine AB'den dönen bu girişim karşısında Türki- ye'nin gerekli yanıtı verdi- ğini ve bu önerinin redde- dildiğini kaydeden Cem, politik olarak Yunanis- tan'ın bundan pay çıkar- maya çahştığını söyledi. AB üyesi ülkelerin girdi- ği ihalelerin iptal edilmesi yönünde hükümetçe alın- mış bir karar olmadığını belirten Cem, gûmrük bir- liği ile ilişkileri ise ayn tut- tuklannı vurguladı. Dışişleri Bakanı Ismail Cem, Yunanistan'la yasa- nan "casus kria" konusun- da Türkiye'nin doğru bir tutum izlediğini belirtir- ken, "Biz doğru bir şey yapük, uydurma bir olay değildi. Buna uydurma bir olayla cevap veririer mi, vermezler mi bilemiyo- rum" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear