Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 1997 ÇARŞAMBA
10 HABERLER
Karatepe
avukatlıK
yapacak
• KAYSERİ
(Cıunhuriyet) - Ankara
DGM tarafından bir yıl
hapis cezasına çarptınlan
Kayseri Büyükşehir
Belediye Başkanı Şükrü
Karatepe. partisınden ihraç
edileceğine ilişkin
ıddiaiara. '"Partimin bir şey
japmasına gerek yok. Ben
zamanı gelince iki satır
dilekçe yazanm" diye yanıt
\erdı. RP Kayseri il örgütü
Şiikrû Karatepe ye bir
destek ziyaretinde bulundu.
Karatepe, ziyaret sırasında
yaptığı konuşmada, son
günJerde sık sık adliyeye
gıttiğıni belirterek
"'Kalender Işhanı'nda
avukatlık bürosu açtım.
Bundan sonra avukatlık
yapacağım" diye konuştu.
Maliye'de
armağan yasağı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Maliye Bakanlığı,
yayımladığı genelgeyle
yılbaşı için gönderilen
armağanlann kesinlikk
kabul edilmeyeceğini
bildirdi. Bakanlığın merkez
birimleri. bağlı ve ilgili
kuruluşlar ile valiliklere
gönderilen yazıda,
gönderilen armağanlann
Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu'na
verileceği belirtildi.
Polis müdiipüne
soruşturma
• İZMIR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Hayat kadını
Aysel Firmalı'nm "Sevgiye
Sevdalıyım-Bir Hayat
Kadınının Anılan"
kitabında adını vermeden
sevgilisi olduğunu iddia
ettiği emniyet müdürü
belirlendi. Izmır Emniyet
Müdürü Ahmet Demir'in
talimatıyla açılan idari
soruşturmada adı geçen
kişinin Bergama tlçe
Emniyet Müdürlüğü
görevinde bulunan Fethi
Harlıoğlu olduğu
belirlendi. Izmir Valisi Erol
Çakır'ın oluruyla Harlıoğlu
açığa alındı.
Özelleştirme
için kulis
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Alman Friedrich
Naumann Vakfı (FNV),
Türk-Alman Işbirliği
Kuruluşu(GTZ)iIe
Özelleştirme İdaresi
Başkanhğı'nın (ÖİB)
ortaklaşa düzenlediği
sempozyumda Türkiye'de
özelleştirmenin sorunlan
ele alındı. FNV Başkanı
Hans Vergau, Türkiye"de
özelleştirmenin hukuksal,
finansal ve sosyal sorunlan
bulunduğunu belirterek
"FNV ve Alman hükümeti
olarak Türkiye'de
liberizasyon hareketlerini
ve özelleştinne
politikalannı teşvik
ediyoruz" dedi. Vergau.
Almanya'da özelleştirmeyi
gerçekleştirmek için
anayasayı değiştirmek
zorunda kaldıklannı anlattı.
Karakola
bombalı saldırı
• İstanbul Habcr Servisi -
Sefaköy Karakolu'nun
yakınına kimliği
belirlenemeyen kişi ya da
kişilerce bırakılan saatli
bomba dün akşam saat
20.00 sıralannda patladı.
Patlamada. ölen ya da
yaralanan olmazken
karakol binasının dış
cephesinde maddi hasar
meydana geldi. Saldınyı
TKP-ML TİKKO örgütü
üstlendi.
ABD vizesine
kısıtlama
• İstanbul Haber Servisi -
ABD Konsolosluğu'ndan
yapılan yazılı açıklamada,
konsolosluk binasındaki
bakım ve onanm
çalışmalan nedeniyle vize
hizmetlerinin 24 Aralık
1997-19 Ocak 1998
tarihleri arasında kısıtlı
olarak sürdürüleceği
bildirildi. AçıkJamada, bu
tarihler arasında "'göçmen
olmayan" kategorisindeki
vize için yapılacak
başvurulann ancak
seyahatin gerçekten acil
olması durumunda ve
başvuru sahibinin İstanbul
başkonsolosu bölgesinde
ikamet etmesi koşulu ile
değerlendirileceği
kaydedildi. Başvuru
sahipieri Göçmen Vizesi
Bölümü'nü şu
numaralardan arayabilirler:
0212-251 36 02'den4452,
4150.4416
Ankara'yı düş kınklığma uğratan Lüksemburg zirvesinden sonra Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye biçtiği yeni rol
4
Çjftçîlikten ağır sanayiye yönelin'
• AB, AET olduğu dönemlerde Türkiye gibi gelişmesini
tamamlayamamış ülkelere "bakkallık ve çiftçilik" rolünü
biçmeye çahşıyordu. ÇevTe sağlığının önemli olduğu
günümüzde ise ağır sanayi gelişmekte olan ülkelere
yüklenmek ısteniyor.
LEYLATAVŞAJSOĞLU
BOİVN/DÜSSELDORF - Lüksem-
burg'da geçen hafta sonu düzenlenen
ve Ankara'nm düş kınklığının giderek
artmasına yol açan AB zirvesi, Avru-
pa içinde Almanya'nın gücünün dere-
cesini de bütün dünyaya kanıtladı. AB,
ilk stradaki aday adayı ülkelerin he-
men tamamını Almanya'nın istediği
Orta Avrupa ülkelerinden seçmiş, bu-
na ek olarak Kjbns Rum Yönetimi'ni
de "aday adayı ülkeler" arasma kat-
mıştı.
Almanya'da konuştuğumuz siyasi
gözlemciler bir konunun altını kalın
hatlarla çiziyorlardı: O da Alman-
ya'nın AB'yi bir ölçüde kullanarak ye-
niden "Büyük Almanya İmparatorlu-
ğu" düşünü gerçekleştirme hevesiy-
di. Ancak bu gözlemciler, Alman-
ya'nın AvTupa içinde oynadığı oyTonun
ne derece tehlikeli boyutlara varabile-
ceğine dikkat çekiyorlardı.
Merkezi Bonn'da bulunan Türkiye
Araştırmalar Merkezi ve Kuzey Ren-
ty'estfalya eyalet hükümetinin düzen-
lediği bir program çerçevesinde bu-
lunduğumuz Bonn ve Düsseldorf
kentlerinde konuştuğumuz Alman
yerlilerin söylemlerinden, bü>r
ük öl-
çüde nezaketten uzak tavırlanndan
edindiğimiz izlenim de buna benzi-
yordu. Bırakın federal hükümetin or-
tağı Hıristiyan Demokrat Birliği'nin
(CDU) tavnnı, Sosyal Demokrat Par-
tisı (SPD) ve Yeşiller bile "büyük Al-
man" tavnnı benimsemiş gibiydiler.
Kuzey Ren-Westfalya eyaleti içinde
ağır sanayinin nasıl küçük ve orta boy
işletmelere (KOBt) dönüştüriilmekte
olduğunu ve bu işler için AB'den na-
sıl yüz milyonlarca mark destek aldık-
lannı açıklarlarken verdikleri mesaj da
çok açıktı:
Türkiye gibi hâlâ kalkınmasını ta-
mamlamayı beceremeyen ülkeler ar-
tık bu ağır sanayi işiyle uğraşsın. Kö-
mür, çelik üretimini onlar üstlensin.
Bizim gibi zengin ve kalkınmış ülke-
ler ise bu ağır sanayi işini bir yana ıti-
yor, böylece çevre sağlımızı da koru-
muş oluyoruz.
Adının AET olduğu 1970"li ve 80'li
yıllardaki dönemde Türkiye gibi kal-
kınmasını tamamlamamış ülkelere
"Avrupa'nın çiftçisi ve bakkalT rolü-
nü biçmeye çalışan AB bugün de "ağır
sanayiji pas ederek" bundan kurtul-
maya çalışıyor.
Bonn ve Düsseldorf'ta konuştuğu-
muz Alman SPD yetkililerinin klişe
halinde söyledikleri şuydu:
Türkiye AB'nin demokratikleşme
kriterlerine uysun. Insan haklan ihlal-
leri sorunun üstesinden gelsin. Eko-
nomisini düzeltsin. Bunlan yapmadı-
ğı sürece AB'nin kapısından bile ba-
kamaz.
tyi de AB ülkeleri içinde demokra-
tikJeşme kriterlerine ne derece uyulu-
yor? tnsan haklanna hangi ölçülerde
saygı gösteriliyor? Helsinki Watch'ın,
Batı Trakya Türklerine uygulanan bas-
kılan somut örneklerle veren ve Yuna-
nistan'ı kınayan raporlannı, tngilte-
re'nin, Kuze>r
Irlanda politikası nede-
niyle kaç kez Avrupa tnsan Haklan
Divam'nda mahkûmiyet yediğini, Al-
manya'nın insan haklan ihlallerini na-
sıl unuturuz?
Bütün bunlan Almanya'da yayım-
lanan "Focus" dergisinin bir yöneti-
cisiyle konuşup "Sadece Türkiye'ye
gelince mi insan haklan önem kazanı-
yor" dıye sordufum uzda aldığımız ya-
nıt gerçekten çarpıcıydı: "Siz Hıristi-
yan değilsiniz. Üstelik de zengin bir ül-
keobnadınız. L'nutmayın ki her zaman
parayı veren düdiiğü çalar."
YTÜ'lü öğrenciler tiim üniversite gençliğini Kızday Meydanı'na çağırdılar. (ALPER TLJRGÜT)
96 yıl hapis cezasına çarptınlan gençlere destek
Öğrencidavası Yargtiay'da
ANKARA/ İSTANBUL (Cumhuriyet) - Harçla-
ra karşı gerçekleştirdikleri eylem sürecinde gözal-
tına alınarak haklannda "örgüt üyesi" suçlama-
sıyla dava açılan ve Ankara 2 No'lu Devlet Gü-
venlik Mahkemesi (DGM) tarafından toplam 96
yıla mahkûm edılen öğrencilerin temyiz duruş-
ması bugün Yargıtay 'da yapılacak.
YıldızTeknikCniversitesi'nde(YTÜ)birgrup
öğrenci, duruşma öncesi arkadaşlanna "destek"
eylemi yaptı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde bugün
saat 09. OO'da yapılacak temyiz
duruşmasında öğrencilerin sa-
vunmanhğını Türkiye Barolar
Bırliği (TBB) Başkanı Prof. Dr.
Eralp Özgen ile Şenal Sarıhan
yapacaklar. Üniversite öğrencile-
ri de saat 12.30'daKızılay'dager-
çekleştirecekleri bir basın açık-
lamasıyla arkadaş.larıyla dayanış-
malannı sergileyecekler.
lstanbul'da ise dün YTÜ Öğ-
renci Cephesi ve YTÜ Öğrenci
Derneği üyeleri. 96 yıl hapis ce-
zasına çarptınlan arkadaşlanna
Yargıtay "da görülecek dava önce-
si moral ve destek vermek için üniversitenin bah-
çesinde gösteri yaptı. "•Oğrenciyedokunma,çete-
leri yargıla'", "Fermanlara karşı inadına isjıan, ina-
dına özgürlük" ve "Çeteler Meclis'te, ögrencüer
hapiste" sloganlannı atan öğrenciler. tüm ünıver-
site gençliğini bugün Kızılay Meydanı'nda toplan-
mayaçağırdı.
• Davası görülecek
öğrencilerden Özgür
Tüfekçi'nin babası
Mehmet Tüfekçi,
Yargıtay'daki temyiz
duruşması öncesinde
"Türkiye'de yargıçlar
davardır" sözüne
inanmak istediklerini
belirtti.
Öğrenciler adına yapılan açıklamada. '•Ateşin,
güneşin ve isyanın çocuklan, çete kurmadılar,
uyuşturucu ve silah kaçakçüığı yapmadılar. Hatta
bütün bu işlere karşı çıküklan için devletin üst dü-
zeyi tarafindan'kahraman' ve'şerefli' ilanedü-
mcdiler. Onlar ülkesine ve üniversitesine sahip çık-
manın bilinciyle hareket ettikleri için 'çete' kur-
makla suçlandılar" denildi. İstanbul Üniversite
Öğrencileri Koordinasyonu, Ankara'ya hareket
etmeden önce Haydarpaşa Tren Gan'nda şenlik
düzenledi.
Öğrenciler, davanm sonucunun
sadece öğrencileri değil toplum-
sal muhalefeti de ilgilendirdiğini
vurgulayarak kıtlesel eylem için
kamuoyunun desteğini bekledik-
lerini açıkladılar. Türkiye Yazar-
larSendikası (TYS) Başkanı Ata-
ol Behramoğlu da öğrencilerin
temyiz davasına gözlemci olarak
katılmak için Ankara'ya gitti. Da-
vası görülecek öğrencilerden Öz-
gür Tüfekçi'nin babası Mehmet
Tüfekçi, Yargıtay'daki temyiz du-
ruşması öncesinde "Türkiye'de
yargıçlar da vardır" sözüne inanmak istedikleri-
ni belirtti. "Adalet istiyorum, çocugumu istiyo-
rum" diyen Tüfekçi. "Çocuklanmız devlet isti-
vorlardı. polis değiL Vlilli Eğhim Bakanı'nı istivor-
lardı. Ona söyleyecek sözleri vardı. Talepleri var-
dı. Onlan dinlemediler, karşılanna polisle, copla
çıktüar" diye konuştu.
RP'li Şevket Kazan'ın geri çevirdiği fezleke
'Devlet görevlileri
katillerle iş yaptı'
EVtVGÖKTAŞ
ANKARA-TBMM'de dokunulmaz-
lığı kaldınlan eski DYP Elazığ Millet-
vekili Mehmet Ağar hakkında ilk fez-
lekeyi hazırlayan Ankara Cumhuriyet
Savcısı Nihat Arttıran, devletin kilit
noktalannda bulunan görevlilerin, kira-
lık katillerle iş yaparak "suun aşükia-
nra", böylece ajan olarak kullanılan ki-
şilerin zamanla provokatör halıne gel-
diğini bildirdi.
Savcı Arttıran, 3 Kasım 1996 günü
Susurluk'ta meydana gelen ve "siyaset-
mafya-poüs" ilişkisini ortaya çıkaran
kazada ölen "Mehmet Ozbay" takma
adlı Abdullah Çath'nın
üzerinde, dönemin Em-
niyet Genel Müdürü
Mehmet Ağar imzalı
"silah taşuna izin belge-
si" çıkınca, soruşturma
başlatmıştı. Savcı, Ağar
hakkında Türk Ceza
Yasası'nın (TCY) 240.
maddesi gereğince ko-
vToşturma yapılması ge-
rektiği savıyla fezleke
hazırlamıştı. REFAH-
YOL döneminın RP'lı
Adalet Bakanı Şevket
Kazan. Ağar'ın doku-
nulmazlığının kaldınlıp
yargılanması amacıyla
hazırlanan fezlekeyi, ba-
zı eksiklıkler olduğu ge-
rekçesiyle iade etmiş,
bunun üzerine Ankara
Cumhuriyet Başsavcısı
tihan Mesutoğlu, soruş-
turmayı savcı Arttıran'dan alıp savcı
Hikmet Önen'e devretmişti.
Cumhuriyet'in ele geçirdiği fezleke-
de, Emniyet Genel Müdürlüğü"nden
"Suruç 1%1 doğumlu Mehmet Özbay
adlı bir kişinin uzman ya da silah uzma-
nı olarak çalışmadıgı. 190 sayılı genel
kadro ve usulü hakkında kanun hük-
münde kararname hükümlerine göre
silah uzmanı unvanında bir kadronun
olmadıgının" bildirildiği kaydedildi.
• Ankara
Cumhuriyet
Savcısı Nihat
Arttıran'ın DYP
Elazığ
Milletvekili
Mehmet Ağar için
hazırladığı ilk
fezlekede,
"kiralık katillerle
işbirliği yapılırken
sınınn aşıldığı,
ajan olarak
kullanılan
kişilerin zamanla
provokatör
olduğu"
suçlaması yer aldı.
Savcı Arttıran, "Kamuovuna yansı-
yan yazılı ve görsel basındald bilgiler.
konuyla yakından ilgilenen sorumlu ki-
şilerin demeçleri. olay sırasındaki kaza-
da siyasetçi-polis-mafya ilişkilerinin ola-
vımızla bağlanOlaru Meclis araşürma-
sı ve idari soruşturmalarla da ortaya ÇK-
kanlabilir" dedi.
Fezlekesinde. devletin kilit noktala-
nndaki görevlilerin kiralık katillerle iş
yapmasında "devletin gizli faah'yetleri-
nin sınınnın"' aşıldığını vurgulayan Art-
tıran, şöyle devam etti: "Poüsin kullan-
dığı ajanı, gücünü ve yetkisi ile erişeme-
yeceği noktalara getirmesi durumunda,
ajan olarak kullanılan kişilerin provo-
katör haline geldikleri,
böylece eylem bütün ha-
linde değerlendirildiğin-
de Türk Ceza Kanu-
nu'nun 240. maddesine
uyan, görevi kötüye kul-
lanma suçunun işlendigi
yolunda deliller bulun-
maktadır. Sonuç olarak,
halen 20. dönem Elazığ
Milletvekili, zamanın
Emniyet Genel Müdürü
Mehmet Ağar'ın sahte
silah taşıma özel izin bel-
gesmi im/alayarak, Ab-
dullah Çatlı (Mehmet
Özbay) adındaki kişinin
kolavlıkla silah taşıma
ruhsatı almasına yar-
dımcı olmaktan, e>1emi-
ne uyan TCK'nin 240.
maddesine göre takibat
yapdabilmesi, TC Ana-
yasası'nı n 83/2. m addesi
uyannca TBMM'nin bu yolda bir ka-
rar almasına bağlı olduğundan, TB-
MM'nin takdirlerine sunulmak üzere,
gerekli işlemin vapılabilmesi için işbu
fezleke tarafundan diizenlenmiştir."
Arttıran, fezlekesinde "sahteözel ev-
rakı bilerek kullanmak" suçundan
Mehmet Özbay takma adlı Abdullah
Çatlı hakkında yürüttüğü soruşturma
için de söz konusu kişi öldüğü için "ta-
kipsizük" karan verildiğini bildirdi.
Gözaltındaki 15 kişiye iskence yaptıkları iddiasıyla haklannda dava açılan 8 poüsin yargılanmasma devam edildi
Mağdurlar mahkemede yaşadıklannı anlattı
• 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan 8 polis,
avukatları gelmediği için savurıma yapmadı. Mağdurlann
ifadelerini dinleyen mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.
İstanbul Haber Senisi - Gözaltına
aldıklan 15 kişiye işkence yaparak
cinsel tacizde bulunduklan öne
sürülen İstanbul Emniyet
Müdürlüğü Terörle Mücadele
Şubesi'nde görevli 8 polisle ilgili
davaya devam edildi. Duruşmada
ifade veren mağdurlar işkenceyi
mahkemede anlattılar.lstanbul 7.
Ağır Ceza Mahkemesi "ndeki
duruşmaya TCY'nin 243. maddesi
uyannca 5 yıla kadar hapis cezası
istemiyle yargılanan başkomiser
Bayram Kartal, komıser Sedat
Selim Ay, komiser yardımcısı Yusuf
Öz. polis memurlan Erdoğan Oğuz,
Zülfikar Özdemir, Necip Tükenmez.
Şaban Toz ve Bülent Duramanoğlu
katıldı. Duruşma öncesi sanık
polisleri koridorda gören tutuklu
mağdurlar Arif çdebi ile Gönül
Karagöz "İşkenceci kauUer" diye
bağırdılar. Sanık polisleravukatlan
gelmemesi nedeniyle sav\mma
yapmayacaklannı söylerken
mağdurlar da işkenceyi mahkemede
anlattılar. Mağdur Sultan Ankan
ifadesinde21 Şubat 1997'deevinin
basıldığını belirterek şöyle konuştu:
"Şubeye görürülünce gözlerimi
bağladılar. Ama aralıktan
görüyordum. Sanıklardan Yusuf Öz,
Şaban Toz bizi sıraya koydular.
Masada onıran Ba>ram Kartal'ın
yanından gelen sanıklardan
Tükenmez ve Duramanoğlu bizi
sıraya koydu. Buradan odaya
aluıdım. Bir odadan çığlıklar
geliyordu. Dövülüvordum. Bu arada
kısa boylu şimdi huzurda olmayan
yeşil gö/Jü bir görevli gelip beni
askıva aldı. Parmağını vajinama
soktu. Odada başkalan da vardı.
Biriikte askjvi kaldınp
indiriyorlardı. Sanık Zülfikar
Ozdemir doktor olduğunu
söylüyordu. Elinde bulunan
merhemi beni zoria smduktan sonra
vücudumda gezdirivordu. Amacı
muayeneye götürüleceğimiz için bir
an önce işkence izlerinin
kaybolmasını sağlamaktı. Bu kötü
muamdeler sonucu kısmi felç
oldum. DGM'ye çıkanldığun 6
Mart'a kadar sürekli dövüldüm."
Kendisine copla cinsel taciz
yapıldığını söyleyen mağdur Arif
Çetebi de fiziki ve psikolojik
işkenceye maruz kaldığını öne
sürdü. Duruşma, dosyadaki
eksiklerin giderilmesi amacıyla
ertelendi.
IRMIKIAYDEV ENGİN
içinizde bir öfke düğümü gitgide irileşi-
yorsa... Yüreğinizdaralıyorsa... "Ulanböy-
le de memleket olur mu be..." diye baş-
layan bir cümle kurup devamında, iyi ye-
tişmiş bir sokak çocuğu olarak ana avrat
düz gitmek istiyorsanız... Birönceki cüm-
lecikte "ana avrat" diye başladığınızın ayır-
dına vanp şu aşağılık erkek söylemini bir
türtü terk edemediğinizi fark edip -tek ba-
şınıza olmanıza rağmen- kulaklarınıza ka-
dar kızanyorsanız... Yani kısacası yazmak
istediklerinizi yazamıyorsanız ne yaparsı-
nız?
Mizah her zaman iyi sığınaktır.
Önce firaklı bir cümle: Bu satırtar yazı-
lırken...
Böyle başlayan yazılan pek seviyorum.
Yazana "önemli gazeteci" havası veriyor.
llerleyen paragraflarda da "Bu satırlann
yazarı" derim. Böylece alçak gönüllü ya-
zar dümenine yatıp önemli gazeteci hava-
sını daha da pekiştirmiş olurum.
Üffff!..
• • •
Laf Kıtlığmda Asma Budamak
Üffff!.. Durun. Okumaya ara verin ve ya-
zının başlığını bir kez daha okuyun: Lafk/t-
lığında asma budamak...
Ne demek, tam bilmiyorum. Ama ne za-
man çenem düşse annem, gök gözlerinin
derinliklerine kadar alayla gülüp "Laf kıt-
lığmda asma buduyorsun Terzi Sadık'ın
oğlu" derdi; "Sussan sen de rahat ede-
ceksin, ben de..."
Gel de sus.
Bu satırtar yazılırken Ankara'da, Yargı-
tay'da beş de//kanlının davası görüşülü-
yor. Hani şu Çankın mapus damında ya-
tan beş haylazın; Mahmut Yılmaz, Bü-
lent Karakaş, ÖzgürTüfekçi, Aşkın Do-
ğan, Metin Murat Kalyoncugil'in dava-
sı. Hani Meclis'te üniversite özerkliğini, bi-
limsel özgürlüğü ve harç denen haraçlan
protesto için pankart açmak gibi idamlık
birsuç işleyip yüce ve kutsal devletimizin
merhameti sayesinde toplam 96 yıl hapis
cezası ile paçayı sıyırmış beş azılı teröris-
tin davası...
Ankara'daki yargıçlar DGM'nin verdiği
96 yıllık hapis cezasını adaietin terazisine
vuracaklar. Ülkenin en yüksek yargı orga-
nının üyesi olmanın bilinç ve sorumluluğu
ile ince eleyecekler, sık dokuyacaklar.
Özgür Tüfekçi'nin artık "umut etmek-
ten" bile ürken annesinin solgun gözleri
çakmak çakmak olacak, uygar ve özgür
bir yurttaşın öğüncüyle haykınrcasına fı-
sıldayacak:
- Ankara 'da yargıçlar var!..
Ya da...
Ah, hayır!
Ya da Çankın mapusdamındaki beş
haylazın üçü 18 yıl daha, ikisi 24 yıl daha
geceleri gözlerini bozkırın lacivert göğü-
ne dikip yıldızlan sayacaklar.
Birannenin, örneğin Özgür Tüfekçi'nin
annesinin gözlerindeki görünmeyen umut
ışıltıları büsbütün silinecek; baba Meh-
met Tüfekçi gene çelebi gülüşüyle gaze-
tede, bizim odanın kapısında belirecek ve
bizi avutacak, "ÇocuklariyiAydın Bey" di-
yecek. "Çocuklar sapasağlam. Gene şiir
okuyoıiar, gene kitap tüketiyohar ve ge-
ne umut saçıyorlar..."
•••
Bu satırtar yazılırken bu sorula nn yanı-
tı bilinmiyor. Oysa siz bu gazeteyi elinizde
tutarken sorular yanıtlanmış olacak.
Yürek öfkeyle kabanp sıkıntıyla daralır-
ken; "Ankara 'da yargıçlar var" deyip bir u-
mut kıvılcımı çakıp çakamayacağınızı bi-
lemeden yazmaktan, ölümüne nefret edi-
yorum. "Beadam, mecbur musun? Yaz-
ma sen de. Başka birşeyleryaz" diyecek-
siniz.
Demeyin.
Yüreğim Çankın'da, kulağım Ankara'da
iken "başka bir şeyler" yazmak istemiyo-
rum.
Şu an, şu saatte lafkıtlığı var. Inat bu ya,
asma budamak istemiyorum...
Oral Çelik suçlamalan reddetti.
(Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
MİT:
Suikastı
Oral Çelik
planladı
İstanbul Haber Servisi- MİT Müs-
teşarlığı, eski Mılliyet Gazetesi Ge-
nel Yayın Yönetmeni Abdi İpek-
çi'nin öldürülmesıne ilişkin tuhık-
suz yargılanan Oral Çelik'in. -Ab-
di İpekçi suikastını planlayanlar
arasında bulunduğunu, Mehmet
Ali Ağca'ya yardım taahhüt ettiği-
ni ve suikast sonrasında bu sözünü
yerine getirdiğini" bildirdi. İpekçi
davasında, yurtdışında ifadesi alı-
nan Yalçın Ozbey'ın tutanaklan
mahkemeye istendi.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde görülen davaya 20 yıldan az
olmamak üzere ağır hapis cezası is-
temiyle tutuksuz yargılanan sanık
Oral Çelik katıldı. Adalet Bakanlı-
ğı kanalıyla MİT Müsteşarlı-
ğı'ndan göndenlen, Çelik'in "su-
ikasb planlayanlararasnda bulun-
duğu, Mehmet .\li Ağca'ya suikas-
tı gerçekleştirmesi durumunda yar-
dım yapacağım taahhüt ettiği ve
olaydan sonra da bu sözünü yerine
getirdiğirl
ne dair yazı duruşmada
okunarak tutanaklara geçinldi. Ya-
zıda ayrıca, Çelık'in, Ağca'nın
Maltepe Cezaevi'nden kaçınlma-
sına yardım ettiği. kendisine giysi
ve penık sağladığı belirtıliyor. Ce-
zaevınden fıran sırasmda Çelik'in
Ağca'yayataklık ettiği de ıfadeedi-
lerek sahte pasaportla önce Iran'a
sonra da Almanya'ya turist olarak
kaçınldığı anlatılıyor. Bu yazıyla
ilgili söz hakkı \erilen Oral Çelik,
iddialan kabul etmediğini belirte-
rek "Bunlann hepsi dedikodudan
ibarettir'* dedi. Çelik'in avukatla-
n Şevki Lüleci ile Bülent Selçuk
da. MlT'ten gelen yazının adli de-
lil niteliği taşımadığını öne sürdü-
ler. Müdahil avukat Turgırt Kazan
ise mahkemenin duyduğu ihtiyaç
üzerine sorulan bir soruya devletin
en üst düzey istıhbarat örgütünden
cevap geldiğini belirterek bu ceva-
bın mahkemece değerlendirileceği
inanctnda olduğunu söyledi. İpek-
çi suikastına kanşan kişilerden bi-
ri olan Yalçın Özbey'in yurtdışın-
da iken ifadesinin alındığını kay-
deden Kazan, bu ifadenın İçişleri
Bakanlığı tarafından dönemin baş-
bakanına iletildiğmi hatırlattı. Baş-
bakana gönderilen \azıda, ifade ko-
nusunda ilgili yerlere bilgi verildi-
ğinin belirtildiğini anlatan Kazan.
ancak ifadenin dava dosyasma gel-
mediğini söyledi. Özbey'in bu ifa-
desinin davanın aydınlatılması için
gerekJi olduğunu kaydeden Kazan,
bu nedenle İçişleri Bakanlığı'ndan
söz konusu ifadenin istenmesini ta-
lep etti.
Bu istek üzenne Oral Çelik,
"Beni Yalçın Özbey'in söyledikleri
ügilendirmez. Sizin karşınızda olan
benim ve ben yarguanıyorum. Bu
talebin reddedilmesini istiyorum"
dedi. Mahkeme heyeti. verilen ara-
dan sonra Emniyet Genel Müdür-
lüğü istihbarat görevli si Nail Aydın
tarafından başka bir dosyada sanık
olan Yalçın Özbey'den alınan ifade-
nin onaylı bir örneğinin îçişleri
Bakanlığı'ndan istenmesine karar
vererek duruşmayı erteledi.