23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 ARALIK 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Polis üniformalanndaki sicil numaralan Mehmet Ağar'ın emriyle kaldırıldı Ağar'a yeni suçlama• Resmi giysili polisler, iki yıl önce yürürlüğe giren yönetmeliğe karşm kendilerini tanıtan sicil numaralannı takmıyor. • Içişleri Bakanlığı'nı dava eden avukat Bozkurt, yönetmeliğin, emniyet genel müdürlüğü görevinden aynlmadan önce Ağar'ın emriyle delindiğini saptadı. SERDAR KIZIK tZMÎR - Mehmet Ağar'la ilgili Ankara Cumhuriyet Savcihğı'na yeni bir suç duyuru- sunda bulunuldu. Suçlama, emniyet örgütün- de "•akıl almaz" bir uygulamayı kapsıyor. Konu. üniformalı polislerin giysilerindeki sicil numaralanyla ilgili. Suç duyurusunun sahibi, tzmir Çevre Gru- bu Avukatlanndan Rıfat Bozkurt. Karşılaştığı polislerde üniformalardaki si- cil numaralannı görmeyen Bozkurt. sorumlu bir yurttaş ve hukukçu olarak konuyu araştır- maya başlıyor. Emniyet Genel Müdürlüğû'ne yaptığı başvuruda sicil numaralannın neden kaldınldığınt soruyor. Yasal sürede herhangi bir yanıt alamıyor. Bunun üzerine Danıştay 10. Daıresi'nde dava açıyor . Dava dilekçesınde kolluk kuvvetlerinin, in- sanlann can ve mal güvenliğini, anayasal il- kelerin korunması ve güvence altına ahnma- sını sağlayan tek kurum olduğunu vurgulu- yor. Hukuk devletinde bu gücün görevini yûrû- türken diğer devlet organlanndan daha özenli ve titiz olması gerektiğini anımsatıyor. Ardın- dan da gerekçelerini sıralıyor: "Kolluk kuvvetinin denetlenmesinde hassasiyet gösterilmelidir. Çünkü bu ku- rumda suç işlenmesi ve işienen suçlann yaygın hale gelmesi, suçun mağdurların- dan daha çok kamuya zarar verecektir. Bu Mehmet Ağar hakkında cumhuriyet savcı- lığına yeni suç duyurusunda bulunuldu. denli hassas güçlerle donatılmış olarak gö- revini yürüten kolluk görevlilerinin aleni olarak teşhis ve tespitinin sağlanabilmesi, kurum içinde suç işleme>e eğilimli olabile- cek kişiler açısından çok önemli bir caydı- ncılık unsuru olacaktır. Bunun yanı sıra kurumla ilgili olumsuz spekülasyonlar da engellenmiş olacaktır. Bu nedenle resmi kolluk kuvvetlerinin üniformalanna sicil numaralannın yazılması gerekmektedir." Ankara İdare Mahkemesi Danıştay 10. Dairesi davanm Ankara 4. Idare Mahkemesi 'nde görülmesi gerektiğine karar veriyor. Davadaki ılginç gelişmelerden ilki işte bu aşamada başlıyor. Emniyet Genel Müdürlü- ğü'nden mahkemeye gelen yazıda, 15.09.1995 tarihinde Resmi Gazete'de ya- yımlanan bir yönetmelikten söz ediliyor. Buna göre resmi giysili polislerin kol arma- lannda sicil numaralannın yazılmasının zo- runlu kılındığı belirtiliyor ve uymayanlann disiplin cezasma çarptınldıklan anımsatılı- yor. Mahkeme, gelen yazıya dayanarak zaten bu konuda "mevzuat dûzenlemesir> olduğu- nu, dolayısıyla polislerin sicil numaralannı taktıklannı belirtip. Bozkurt'un yûrütmenin durdurulması istemini geri çeviriyor. Bozkurt, bu kez Ankara Bölge Idare Mah- kemesi'ne başvuruyor. Isteğinin davalı idare tarafından da kabul edildiğini de belirtip, "Davalı taraf sicil numaralarının takıldığı- nı, üstelik bunu yerine getirmeyenlerin ce- zalandırıldığını belirtmiştir. Oysa uygula- mada, ülkemizin hiçbir yerinde resmi giy- sili polisler sicil numaralannı takmamak- tadır" diyor. Bu durumda Ankara 4. tdare Mahkemesi'nin karannın kaldmlmasını isti- yor. Ağar için suç duyurusu Yargılama siireci devam ederken Bozkurt işin peşini bırakmıyor. Konuyla ilgili ikinci il- ginç gelişme bu aşamada ortaya çıkıyor. Boz- kurt'un ulaştığı adres, dönemin Emniyet Ge- nel Müdûrü Mehmet Ağar. Bozkurt, polisle- rin sicil numaralannı takmalannı zorunlu kı- lan yönetmeliğin Ağar'ın emriyle kaldınldı- ğını anhyor. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Savcıh- ğı'na şu suç duyurusunda bulunuyor: "Sanık Mehmet Ağar, yönetmeliğin yayımından kısa bir süre sonra bir emir yayımlayarak sicil numaralannın takılmasını engellemiş- tir. Bu durum, görevi suiistimal suçunu dü- zenleyen TCK'nin 240. maddesi çerçeve- sinde suçtur. Görüldüğü gibi kendi doğru- lan çerçevesinde yasalan ve hukuku hiçe sayan bu baskıcı ve antidemokratik zihni- yetin cezalandınlması, gelecekte bu zihni- yete sahip halk ve demokrasi düşmanlan üzerinde de caydıncı etkiye sahip olacak- tır..." Ağar'la ilgili suç dosyalanna bir yenisi da- ha eklenirken polisin kımliğini ortaya koyan sicil numaralannın ünıformalardan sökülme- sinin gerekçelen ilgiyle bekleniyor. AYDINLANMA EMREKONGAR Huntington, Kemalizm ve ABD Huntington, Uygahıklann Çatışması adlı k'ıtabında- ki ana tezîerini Kemalizm'i irdeleyerek ve onu redde- derek geliştiriyor. Huntington'a göre Batı uygarlığı dışındaki ülkelerin hangi yolla olursa olsun, "Batılılaşması" olanaksızdır. Aslında tüm kitap, "Batı'nm "tek ve biricık", taklit edilemez ve enşilemez bir uygarlık sahibi olduğu ve bu özelhğini öteki uygariıklara karşı korumak zorunda bulunduğu tezine dayandınldığı için, Atatürk'ün, Müs- lüman ve feodal bir imparatoriuktan, "Batılı ve çağdaş bir devlet" yaratma projesinin yadsınması, doğrudan doğruya yazann ana tezi haline gelmiş. Tezinin yanlışlığı bir yana, hiç kuşkusuz, Türkiye ör- neğıni ve Atatürkçülüğü, kıtabının ana ekseni yaparak, Mustafa Kemal Atatürk'ün evrensel dehasının ve Türkiye'nin gelecek yüzyılda dünya üzerinde "örnek" bir ülke olma özelliğınin önemini onaylamak açısından doğru bir teşhiste bulunmuş. ••• Huntington'a göre, Batı uygarlığı dışındaki ülkele- rin Batılılaşmaya ve modemleşmeye (çağdaşlaşma- ya) karşı üç tepkisi oluşuyor: Birinci tepki reddiyecilik. Hem modernleşmenin hem de Batılılaşmanın yadsınması biçimindegelişiyor. 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Japonya bunun klasik örneği. İkinci tepki Kemalizm. Hem çağdaşlaşmanın hem Batılılaşmanın kabul edilmesi biçiminde ortaya çıkıyor. Örnek Türkiye. Üçüncü tepki reformculuk. Çağdaşlaşmanın kabu- lü fakat, Batılılaşmanın yadsınması biçiminde oluşu- yor. Klasik örnek Mısırda Mehmet Ali Paşa, Çin'de Ch'ing hanedanının son yıllan ve 1870-1920 arası Os- manlı Imparatorluğu. Huntington günümüzdeki tüm uygartıklan ve geçir- dikleri deneyimleri inceleyerek, bu her üç tepkinin de farklı nedenlerle, Batı dışındaki toplumlann "Batılılaş- masını" sağlayamadığını söylüyor. Böylece Amerika, Kanada, Batı Avrupa ve bir ölçü- de Avustralya ile Yeni Zelanda dışındaki ülkelere, "Ne yaparsanız yapın, bize benzeyemezsiniz, bizim dışı- mızda kalmaya rnahkûmsunuz" diyor. Huntington Türkiye için, Batı uygarlığının içinde ikin- ci sınıf bir ülke olmaktansa, Islam uygarlığı içinde bir merkez-lider ülke olmanın daha uygun olduğunu be- lirtiyor. Atatürk'ün toplumu laikleştirmesirKİen dolayı, Os- manlı Imparatorluğu'nun Islam uygarlığının merkez ülkesi olma rolünü Türkiye'nin devam ettiremediğini ve bu rolü, laik olduğu için, şimdı de üstlenemeyece- ğini belirten Huntington, ülkemiz için bir reçete sun- ma bonkörlüğünü de gösteriyor. Batı'nın laik ve demokratik düzeninde yeterince de- neyim kazanmış olan Türkiye, artık Islam âleminin li- deri olabilir. Ama bunu yapması için. Rusya'da Le- nin'/n reddedildiğinden daha şiddetle Atatürk'ün mi- rasını yadsımalıdır Bu ise ancak hem siyasal hem de dinsel açıdan meşruiyet sahibi olan, üstelik de Atatürk kalibresinde (terim Huntmgton'undur) bir lidertarafın- dan gerçekleştirilebilir. Bu öneriyi okuyunca insanın aklına hemen, "Hun- tington Türkiye'yi neden bu kadar çok seviyor?" so- rusu geliyor. Yani Huntington, sadece teorilerinin doğruluğunu kanrtlamak için mi, neredeyse ikı yüz yıl önce Osman- lı imparatorluğu'nda başlamış olan bir Batılılaşma ve çağdaşlaşma sürecıni geri çevirmek gibı olanaksız bir öneride bulunuyor? Bir siyaset bilimcinin, öne sürdüğü kuramın doğru- luğunu kanrtlamak uğruna, böyletarih, akıl ve bılim dı- şı bir öneride bulunmasını anlamak, benım gibi "bilim- sel ihtiras sahibi olanlar" için bıle çok kolay değil. Aslında mensup olduğu Batı uygariığını tek ve biri- cik otarak tanımlayan ve onu erişilmez bulan Hunting- ton'un Türkiye'ye önerdiğı bu çözümün, kendi uygar- lığı açısından küçük (!) bir de avantajı var: Kitabının 145'inci sayfasında bunu da söylüyor: Ku- zeyden gelen büyük tehlikeye karşı Türkiye'nin birsi- per olarak Batı için yaran kalmamıştır. Artık, Körfez sa- vaşında olduğu gibi, güneyden gelen daha küçük teh- ditler ıçın o/as/ bir müttefiktir. Yani, Sovyetler'in çökmesinden sonra Türkiye, Ba- tı için ancak Ortadoğu petrolleri konusundaki bekçi- lik açısından önemlıdir. Eh, gerisini de vann-sız anlayın: Türkiye, Ortadoğu petrolleri konusundaki bekçiliği, Batı uygarlığının bir üyesi olarak mı daha iyi yapar, yoksa Islam dünyası- nın lideri olarak mı? Aynca, Islam diktatörlüğü ıle yönetilen bir ülke, "dış politika ve askeri müdahale konusundaki kararlan" hiç kuşkusuz demokratik bir ülkeden çok daha kolay alır. Haftaya Huntıngton'un kuramının eleştirisi! Medya notu: ABD Dışışleri Bakanlığı Sözcü Yardım- cısı Fotey, Anayasa Mahkemesfnde görülen davay- la ilgili olarak, Refah Partisi'nden yana tavır koymuş. Böylece bendenızin üç haftadırsüren "Huntington di- zısı"nin ne denli önemli ve güncel olduğunu kanıtla- mış. Sağolsun. e-posta: emre. Kongar ta raksnetcom web safyası: http://remzi.com.tr/yazar. html Yunus Nadi Armağanı Yarışması, 1946'da kuruldu; hem geçmişe, hem ge- leceğe dönük olan anlamı, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi 'ye saygı ve sevgi- den kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriye- ti 'nin kuruluşunda büyük emeği bulunan Yunus Nadi 'nin anısını her yıl tazele- mek bizim için bir görev. Devrimci ve demokrat Cumhuriyet 'in Ulusal Bağım- sızlık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuri- ygfi 'yle zamandaş ve eşanlamlı bir ku- tjrihçesi var. Yunus Nadi, gazete- emel îaşlanm bu doğrultuda koy- du. Yunus Nadi'nin ölütn yıldönümünü geçmişe dönük bir acı olarak değil, ge- leceğe yönelik bir kültür olayına dönüş- türmek amacıyla bu yarışma düzenlen- di. Yanşmanm ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye'de sanat alanında hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yal- nız CHP 'nin koyduğu bir şiir ödülü var- dı. Aynı dönemde b 1 '* 1 " 1 " MtynAn *nnat, bilim ve edebiyat ödülleri ünyapmışlar- dı. Isveç'te Nobel, ABD'de Pulitzer, Sovyeîler'de Lenin, Fransa'da Gonco- urt ödüllerinin sonuçları Türkiye de de izleniyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu öncülüğü üstlendi, elli yıl önce düzenle- nen Yunus Nadi Armağanı 'yla sanat ve küiiür y'aşamımızda bir yajnşma coşku- SU oluşturdu. Daha sonraki yıllarda Türkiye'de de yanşmalann ve ödüllerin sayısı çoğaldı, yirmiyi aştı. Bugün belki ödül enflasyo- nundan söz açdabilir; eleştirel bir yak- laşımla sakıncalan gündeme getirilebi- lir, amayine de kültür, bilim ve sanat ko- nularında yapılan yatırımlann çok ya- rarlı olduğu rahathkla söylenebilir. Za- 52. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 1998 manla ödüller arasında ayrımlar ortaya çıkar; bir yarışma kurumsallaştıkça, amacı, nitelikleri, karakteri belirginle- şir. Bu arada kimi holdinglerin kendi amaçlarına yönelik yarışmalar düzenle- meleri ve ödüller dağıtmalan da bu alanda kaçınılmaz çoğulculuğu yansıtı- yor. Kimi bankaların, şirketlerin, ticari tekellerin reklam amacıyla düzenledik- leri yanşmalann ödülleri, parasal açı- dan ne kadar büyük olursa olsun; özü, maddi çerçevenin dışındaki anlamında odaklaşıyor. Ödüller, 40 yılı aşkın bir sürede Yu- nus Nadi Armağanı Yarışması adıyla arahksız olarak kırk yılı aşkın bir süre- de düzenli olarak gerçekleştirildi, kültür ve sanat hayatımıza amaçlanan katkıla- n yaptı ve etkilerini duyurdu. Dah<*ön»* ce bir dalda yapılan ödüllendirrh^M kapsamı 1990 yılından itibaren genişle- tildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sür- meye başladı. Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı bü- tün baltalanmalara ve olumsuz yatırım- lara karşın sürekli gelişiyor veyaygınla- şıyor. Fikir ve sanat özgürlükleri Türki- ye 'de tam değil; siyasal iktidarlann bas- kıları hâlâ sürüyor ve çağdaş demokra- tik ortamdan henüz yoksıın sayılıyoruz. Buna karşınfikir,sanat, bilim, kültürde çabalar sürüyor. Tarihsel gelişim süre- cinde elbette aydınlanma'nm önüne hiçbir güç geçemez. Cumhuriyet, çağ- daş uygarlığa giden yolun fikir, sanat, kültür, bilim yolu olduğunu kuruluşun- dan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabaları desteklemek ve özendirmekte Yunus Nadi Ödülleri 'nin işle\i sürecek. 1998 Yunus Nadi Ödülleri'nde dört ariabaşlıkto, S'âdül verilecet Edebi- yat Ana Dalı: Öykü, Roman, Şiir. Görsel Sanatlar Ana Dalı: Afiş, Fotoğraf, Karikatür. Sinema: Uzun Metrajh Film Senaryosu. Bilim- sel Araştırma: Sosyal Bilimler Araştırması. Adaylara başarılar diliyoruz. ÖYKÜ Ödüle 1 Nisan 1997 ile 31 Mart 1998 tarih- leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya- yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday oluna- bilir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâ- ğıdına makine yazısı ile çift aralıkh yazılmış olması gereklidir. Adaylaryapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştırabi- lir. Seçici Kurul: Mehmet Başaran, Vedat Günyol, Selim 1leri, TankDursun K., Sami Karaören. R O M A N Ödüle 1 Nisan 1997 ile 31 Mart 1998 tarihle- ri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayı- na hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olunabi- lir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâğı- dınamakine yazısıyla çift arahklı yazılmış ol- ması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, ki- tap \Q kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Talip Apaydın, Ahmet Cemal, Konur Ertop, Muzaffer Uyguner, Prof.Dr Tah- sin Yücel. Ş İ İ R Ödiile 1 Nisan 1997 ile 31 Mart 1998 tarihle- ri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayı- na tazır bir 'kitap dosyası' ile aday olunabi- lir. Tayımlanmamış yapıtlann beyaz dosya kâ- ğıdna makine yazısı ile çift arahklı yazılmış olrnısı gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olank göndereceklerdir. Ödül bir yapıta veri- lir. Seçici Kurul ödülü kitap ve kitap dosyası araanda paylaştırabilir. Seç£İ Kurul: Prof. Dr. Cevat Çapan, Doğan Hızan, Attilâ îlhan, Şükran Kurdakul, Hilmi A F İ Ş • Yanşmaya Ocak 1993-31 Mart 1998 arasın- da Türkiye'de tasarlanmış ve basılmış, kültür ve sanat konulu (sinema, tiyatro, müzik, bale, ope- ra, resim, heykel, tasanm, mimarhk, edebiyat vb. alanlarda gerçekleştirilmiş gösteri, konser, konferans, festival, yayın vb. ile ilgili afişler) ka- tılabilir. • Sayı sınırlaması yoktur. Her tasanm- cı dilediği sayıda afişle yanşmaya katılabilir. • Yanşmaya katılan afişler A3 (29.7x42 cm) for- matından küçük olmamalıdır. • Yanşmaya her afişten iki kopya verilmesi istenmektedir. • Her afişin arka, sağ üst köşesine: a) Yanşmacının adı, b) adres ve telefonu, c) afişin yayın tarihi yazılmalıdır. • Yanşmacılann, afişlerinin sergilenmesini isteyip istemediklerini ayn bir kâğıda yazıp (bir yanşmacı için bir belge yeter- lidir; her afiş için ayn bir yazı gerekmemekte- dir) teslim etmeleri gerekmektedir. • Yanşmaya katılan afişler, sergi bitiminden itibaren 15 gün içinde geri almabilecektir. Bu ödül, Grafikerler Meslek Kuruluşu - Grafik Yanşmalan Yönet- meliği'ne uygun biçimde düzenlenmiştir. Seçici Kurul: Yurdaer Altıntaş, Metin Deniz, Mengü Ertel, Sadık Karamustafa, Tan Oral. F O T O Ğ R A F Ödüle, en çok 4 adet siyah - beyaz fotoğraf ile aday olunabilir. Sönderilecek siyah - beyaz fotoğraflann en az 13x24, en çok 30x40 cm. boyutlannda olması ve daha önce başka yerde ödül almamış olması gerekmektedir. Seçici Kurul: îsa Çelik, Şakir Eczacıbaşı, Orhan Erinç, Ara Güler, Paul McMillen. K A R İ K A T Ü R Karikatürler, en az 18x24, en çok 20x30 cm. boyutlannda, beyaz kâğıt ya da kartona siyah çini mürekkebiyle çizilecektir. Ödüle en az 3, en çok 5 karikatürle aday olunabilir. Gönde- rilecek karikatürlerin daha önce başka yerde yayımlanmamış olması gereklidir. Seçici Kurul: Semih Balcıoğlu, Ferruh Doğan, Ismail Gülgeç, Kâmil Masaracı, Turhan Sel- çuk, Ali Ulvi. U Z U N M E T R A J L I F İ L M S E N A R Y O S U Senaryolar, beyaz daktilo kâğıdına çift arahk- lı makine yazısıyla yazılmış olmahdır. Yapıt- lar özgün olmalı ve klasik senaryo tekniğine asgari düzeyde uymalıdır. Senaryonun yanı sıra konuyu özetleyen, en çok üç sayfalık bir 'sinopsis'in de eklenmesi gerekmektedir. Ödüle sadece bir yapıtla aday olunabilir. Gön- derilecek senaryolar yedi adet olarak hazır- lanmalıdır. Ortak çahşmalar da katılabilir. Seçici Kurul: TarıkAkan, MacitKoper, Zeki Ök- ten, Ziya Öztan, Işıl Özgentürk, Memduh Ün. S O S Y A L B İ L İ M L E R A R A Ş T I R M A S I Ödüle 1 Nisan 1997 ile 31 Mart 1998 tarihle- ri arasında yayımlanmış "1923 Aydınlanma Devriminin Anlamı" konulu bilimsel araştır- malarla, yayma hazırlanmış ve en az 25 sayfa olarak beyaz dosya kâğıdına çift arahklı ma- kine yazısı ile yazılmış bilimsel araştırmalar katılabilir. Adaylar yapıtlannı sekiz adet ola- rak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul Ödülü, kitap ve kitap dosyası ara- smda paylaştırabilir. Seçici Kurul: Prof. Dr. Bedia Akarsu, Prof. Dr. Toktamış Ateş, Prof. Dr. Aydın Aybay, Prof. Dr. Taner Berksoy, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Izzettin Önder, Prof. Dr. Erdoğan Teziç. H E R D A L İ Ç İ N G E Ç E R L İ C E N E L K O Ş U L L A R Ödüller, her dalda amatör-profesyonel herke- se açıktır. (Cumhuriyet mensuplan hiçbir dal- da ödüle aday olamazlar.) Adaylar gerçek ad ve adreslerini ve telefon numaralannı belirt- mek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adres- lerinin sakh tutulmasını isteyebilirler. Ödül koşullanna uymayan yapıtlan yanşma dışın- da tutmak zorundayız. Adaylann yapıtlanyla birlikte adlannı ve soyadlannı arkasına yaza- caklan iki fotoğraflannı, açık adreslerinin de yer aldığı katılma belgesini ve yaşamöyküle- rini 11 Nisan 1998 Cumartesi günü akşamına kadar 'Cumhuriyet Gazetesi, Yunus Nadi Ödülleri, Cağaloğlu 34334 Istanbul' adresine iadeli taahhütlü olarak postayla göndermele- ri ya da elden teslim etmeleri gerekmektedir. Özel olarak paketlenmesi gereken (afiş, fo- toğraf, karikatür) yapıtlann postadan zarar görmesinden kurumumuz sorumlu tutulamaz. Yayımlanmış yapıtlann daha önce herhangi bir ödül almamış olması gerekmektedir. Zar- fın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili ol- duğunun (şiir, fotoğraf, öykü vb.) yazılması zorunludur. Ödül dallannda (Afiş ve Sosyal Bilimler Araştırması dışında) konu sınırlama- sı yoktur. Fotoğraf, afiş, karikatür dışında ka- lan yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Iade edilecek yapıtlann 31 Temmuz 1998 tarihine kadar (Afiş dışında) alınması zorunludur. Ak- si takdirde hiçbir hak iddia edilemez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde tasniften geçi- rilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğrul- tusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül so- nuçlan 29 Haziran 1998 günü açıklanacaktır. Ö D Ü L Her dal için: 200.000.000 TL. K A T I L M A B E L G E S İ ADIM, SOYADIM: ADRESÎM: TELEFONUM: KATILDIĞIM DAL: .-=,. - ^ -n
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear