Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
EKİM 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
Tstaribul
Edirne
A 25 Sinop A 24
A 27 Samsun A 27
Kocaeli A 27 Trabzon A 25
Çanakkale A 23 Giresun
tzmtr
24
27 Ankara 26
Manisa A 28 Eskişehir A 25
Aydın A 32 Konya A 25
Denizlı 30 Sıvas 22
Zonguldak A 27 Antalya A 30 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
A
A
33
32
28
32
29
27
24
20
19
Bütün bölgeler az ^ ^
bulutlu ve açik ge- l ü
çecek. Hava sı- Oslo
MIMUMIk
Y 9 Berlın Y 22
caklığıartmayade- Helsınki Y 12
vam edecek. Rüz- Stockholm Y 12
gâr, kuzey ve batı Londra Y 25
yönlerden hafif ara Amsterdam
sıra orta kuvvette Brüksel
esecek.
Y
Y 21
Pans Y 21
Bonn Y 20
Münih Y 22 Mılano
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
B
A
PB
PB
PB
B
B
25
24
24
24
25
25
24
B 23
Taşkent
ASYA
Moskova 12
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
A
Y
B
B
B
B
A
25
24
22
24
24
25
30
Şam 32
£ 3 ParçaJı bukjöu & J l u t ı U
k
ÇokbuMJu Yağmuriu Kartı
>*^*'
Sulukar t Gök gûrûttûlü
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
nrtlıyor.
Geçmiş yıllan incelemeye gerek yok. Bir ay ye-
terli.
> Davranışlannı, söylediklerini, halkımıza duyur-
duklarını kuşbakışı incelemek politikacılarımızın
bugünkü düzeyini saptamaya yetiyor da artıyor bi-
le.
llk ömek: Bursa'yı temsilen DYP'den "milletin
vekili" seçilen Ali Osman Sönmez'den geliyor.
- Yaşını baştnı almış Ali Osman Sönmez, Şaibe'ye
""büyük muhabbet" duyuyor. Şaibe'ciği hükümet-
ten düşünce, özel uçaktan yoksun kalmasına, üzü-
lüp ağlamasına dayanamadı. Uçağını Şaibe'ciği-
nin emrine "tahsis ediverdi".
_,, Gel zaman git zaman; birdenbire para babalan-
^nın kullandığı silaha sarıldı: Şaibe Hanım'a 10 mil-
•yar tutannda uçak faturası kesti.
Gazetede "Şaibe'ye fatura" olayı yayımlandığı
"gün; Sönmez'den kocaman bir yalanlama çıktı.
- Yalanlamanın yayımlandığı gün ise; Sönmez'in
yalanlamasını yalanlayan teybin çözümü sütunlar-
pa arz-ı endam eylemez mi?
.,, Sönmez, teypte; DYP merkezine fatura yolladı-
tğı sorusuna 'Tabii' diye yanıt verip, olayı doğrulu-
-yor ve sonra ekliyor "Ben Tansu Hanım'a fatura
yollanmış demiyorum. Tansu Hanım uçağı kullan-
dığı için genel merkeze yollandı" diyor.
- Üstelik Ali Osman Sönmez, "Ben milletvekilliği-
L
ni 'gırgınna' yapıyonjm" diyecek kadar, ulusal ira-
deyi, demokrasi ahlakını sıfırlıyor.
Ornek çok
Cahilliğini, kişisel ve siyasal yararian için yapma-
dığını bırakmayan kimliğini unutan birsiyasetçi da-
ha var ülkemizde.
Öteki partilerle siyasetçiler bir türlü hesabını ke-
jsemedikleri için "demokrasi kahramanı" edasıyla
' oradan buraya dolaşıp duruyor ve...
•_ Artık, sinirinden mi yoksa bilgisizliği örtmenin
yo)u budur diye düşündüğünden mi elbette bilin-
miyor Ağzını da bozuyor. Refah'la birlikte demok-
rasinin baş koşulu laikliğin canına okuduğu için or-
dunun demokratik hamlesiyle iktidardan uzaktaş-
-tınldığını bir türlü sindiremiyor. Demokrasi havari-
Si kesilmiş, TSK'ye söylemediğini bırakmıyor.
_" Bir de kurnaz mı kurnaz: Konuşmalarında
vTSK'nin tümünü karşısına almıyor.
-< Saldınlannın TSK'yi temsil eden kuvvet komu-
tanlanna yönelik olduğunu söylüyor. Tabii, bu ba-
sit manevrayı sivil asker kesimden yutana rastlan-
mıyoc
nmayacağı insanlardan birine, Ecevit'e sataşırken
t'Karaoğlangitti, karalekegeldi"diyor.
-•- Böylesi terbiye yoksunu, siyasal görüşten, de-
'rnokratik görgüden yoksun bir insana, tabii ilk baş-
1
larda Ali Sönmez'ler sahip çıkıyor.
:> Bu, ikinci örnek.
ü Kapatma istemiyle mahkemelik olan Refah Par-
»tisi, kitap kalınlığındaki savunmasını Anayasa Mah-
kemesi'ne verdi.
' Basında çıkan savunma metni özetlerindeki "bir
ifade" insanı şaşkına çeviriyor
Savunmada, "Cumhuriyetimizin kurucusu, ilk
cumhurbaşkanımız, büyük devlet adamı" diye
başlayan paragraflar okunuyor.
Bu üçüncü örneğin yorumu okuyucuya ait.
• Ya 4. örnek: Başbakan Yılmaz, CHP liderinden
ru
daha biryıl 'destek vaadi' aldığını" yayıyor. Bay-
;
!
kal, üstelik öfkeyle Yılmaz'ı yalanlıyor.
,'._ 5. bir örnek var ki evlere şenlik:
. Siyasete askerterin gölgesi düştüğü 28 Şubat'ta-
M basınla bugünkü kimi yayımlan kıyaslayanlar,
•'dün kapatılsın, bugün kapatılmasın diyen "köşe-
lere" bakarak medyayı hayırla anmıyorlar.
- Dönekliğin, ikiyüzlülüğün daniskası hem siya-
sette hem de medyada izleniyor.
Bu "kûçük ömekler" Batı'dan farkımızı ortaya
koymuyor mu?
' Ne dersiniz?
Tiip Geçiş'e kutlaıııa
• Baştarafi I. Sayfada
ledikleri belirtildi. 2 Eylül
'1997 tarihinceki Yüksek
Planlama Kurulu (YPK)
.toplantısından bu yana ara-
'.lıksız süren "Istanbul Bo-
Ifazı 3. geçişi" tartışmasmda
;VPK'nin 3. köprüyü onay-
Ijadığı şeklindekı açıklama-
lann "gerçeği yansıtmadı-
ğı" kesinlik kazanırken,
yaklaşık 9 yıUhr "hazır bek-
lev^n" Deminolu Tüp Ge-
çişi projesi örceki gün "ilk
kez" Bakanla- Kurulu'nun
gündemine getırilmişti.
Ulaştırma Bakanlığı'nın
Bakanlar Kırulu'nda tüp
geçîşi tanıtarsk savunması-
nı "ulaşım konusu asd şim-
di bifimsel olaıaktartışılma-
ya başlandı" şekhnde yo-
rumlayan Istanbul'daki Mi-
marlar Odası .e tnşaat Mü-
herKİisleri Odssı yöneticile-
ri, "Şimdi y^pılması gere-
ken. toplu tasımacılıgın ve
tüp geçişi de çeren Gebze-
Halkalı projeıinin gün ışığV
na ^ıkanlarav kamuoyuna
tanjtılmasıdır" dediler. tki
me slek odasnın ortak açık-
larnalannda; Bakanlar Ku-
rulu'na getinerek tanıtılan
£)eTnıryolu Tip Geçişi pro-
jesine tam destek verdikle-
ri Vtaydedıler:k şu gorüşle-
re yer verildı
•-İstanbul'ııı her iki ya-
kası banliyö tıatlan ile bö-
tünleşiktir (entegredir).
0 Demiryolu tüp geçiş
Avrupa yakasındaki hafif
ve hızlı tramvaylar ile de
bütünleşiktir.
0 Yapımı devam eden İs-
tanbul metrosu bu kapsam-
h projenin bir parçasıdır.
0 Tüp geçiş yalnızca
kent içi ulaşıma hizmet et-
meyecek, Ankara-tstanbul
arasmda hızlı tren ulaşımı-
nı da sağlayacaktır.
0 Saatte tek yönde, ula-
şabileceği 65 bin Idşilik ka-
pasitesi ile 7-8 köprüye be-
deldir."
Köprü ve tüp geçiştartış-
masmda asıl sorunun
"Dünya metropoUerinde
100 yıldır uygulanmakta
olan toplu taşunacıhk anla-
yışına ulaşma sorunu" ol-
duğu da vurgulanan açıkla-
mada. tüp geçiş tercihiyle
ilgili karayolu ve demiryo-
lu politikalannın karşılaştı-
nlması da şöyle:
"Daha da önemlisi De-
miryolu Tüp Geçiş, kentle-
rimi/i çöküntüye uğratan
karayolu ulaşınunın giderek
terk edilmesi, böylece eko-
nominin dışa bağımlüıktan
bir ölçüde kurtanlması de-
mektir. Demiryolu Tüp Ge-
çişterdhiyle, kentimizin ku-
zeyindeki yeşil alanlan, su
havzalan bir süre daha yağ-
ma ve tahribattan korun-
muş olacakbr."
Özel Tim komiseri: Gerçeği anlatırsam kimse askere gitmez
'Yüksekova'da kan ticaretTYurt Haberieri Servisi - "Yükse-
kovaçetesrnin DiyarbakırDGM'de
devam eden davasında yargılanan
Yüksekova Özel Harekât Şube-
si'nde görevli Özel Tim komiseri
Fatih Özhan, "Kan tkareti yapanla-
n üstlerine rapor ettigim için bura-
da bulunuyorum. Yüksekova gerçe-
ğmi anlatırsam, hiçbir ana, eviadını
Güneydoğu'ya askere göndermez"
dedi. Yüksekova çetesı davasının
Necip Baskın adlı yurttaşın kaçınl-
ması olayıyla ilgili 1 No'lu DGM'-
deki duruşmasına, PKK itirafçısi
Kahraman Bilgiç. Özel Tim men-
suplan Fatih Özhan. YusufAzmi Ay-
dm, Abdülkadir Bayram. köy koru-
culan Abdülkerim Özcük Osman
Özpazar, Neemettin Hazeyi, Meh-
met Emin Ergen ve Osman Ergen
katıldı. Sanıklann avukatlanndan
Fuat Turgut fıdye için kaçınldığı
iddia edilen Necip Baskın'ın "böTü-
cü örgiit milisi" olduğunu, itirafçı
Kahraman Bilgıç'in de Midyat Ce-
zaevi'nde örgüt propagandası yap-
tığını, Özel Tim'ın gözden düşürül-
mesi için çaba harcandığını ve çete-
nin bir hayal üriinü olduğunu öne
sürdü. Müdahıl avukat Yaşar Altürk
ise, çete ile teröristlerin aynı anlama
geldiğini, bu çetenin kollannı oluş-
turanlann dışanda olduğunu belirte-
rek yargılananlann da çete elemanı
olduğunu, serbest bırakilmalan ha-
linde delillerin yok edileceğıni ileri
sürdü. Avukat Altürk, sanıklann tu-
tukluluk hallerinin devamına karar
verilmesinı istedi. Sanıklardan Yük-
sekova Özel Harekât Şubesi polis
memurlanndan Fatih Özhan da,
"Yüksekova gerçeği ile iigüi konus-
mak istemedigjnT belirterek şunla-
n söyledi: "Ben Yüksekova gerçeği-
ni kaımıoyuna anlatırsam, hiçbir
ana, evladını Güneydoğu'ya asker
olarak göndermez. Şehit kanı satan-
lann pislikleri diz boyunu aşn. Ben
şehit kanı ticareti yapanlan üstleri-
ne rapor ettigim için buradayun.
Baskı alündayun, konusaımyorum.
Açıkfauna yapmaktan korkuyorum.
Cezaevinde can güvenliğüniz yok.
Cezaevinde siyasi tutuklularia bira-
rada kalmayazoriandık. Devletinde,
örgütün karşısında küçük düşmesi-
ni isttmiyorum."
Altürk. Özhan"ın açıklamalannın
zapta geçirilmesini istedi. Ancak
mahkeme başkanı "açıklamalann
konuyia Ugisi buiunmadığmı" belir-
terek istemı reddetti ve açıklamala-
n zapta geçirmedi. Mahkeme, Su-
surluk Komisyonu'nda bulunan
"Yüksekova çetesi" ile ilgili dosya-
nın beklenmesıne ve sanıklann tu-
tukluluk hallerinin devamına karar
vererek duruşmayı erteledi.
Doğu Perinçek
'Kurtköy'ün
ucu Çiller'e
çıkıyor'
tstanbul Haber Servisi -Kurtköy
çiftliğinin ülkücülerin kampı ola-
rak kullanıldığını lşçi Partisi (İP)
aracılığıyla bir süre önce kamu-
oyuna açıklayan eski ülkücü Mur-
taza Didin, İP Merkez Komite
Üyesi Halil Alkan ve partili Levent
Ozciğer'in Kocaeli Emniyet Mü-
dürlüğü Terörle Mücadele Şubesi
tarafından gözaltına ahndığı belir-
tildi. İP Genel Başkanı Doğu Pe-
rinçek, çok yakında Kurtköy kam-
pında yetiştirilenlerin DYP lideri
Tansu Çükr ve eşi Özer Uçuran
Çiller'in çeşitli terör eylemlerinde
kullanıldıklannı kanıtlayacaklan-
nı öne sürerek söz konusu gözaltı-
lann bu nedenle gerçekleştirildi-
İP Genel Başkanı Doğu Perin-
çek dün partisinin Istanbul ll Mer-
kez Binası'nda düzenlediği toplan-
tıda, Murtaza Didin'in ÎP'ye ilk
başvurduğu sırada Başbakan Me-
sut Yılmaz'a Macaristan'da yapı-
lan yumruklu saldınnın. önce ken-
dilerine teklif edildiğini söylediği-
ni anımsatarak "Yılmaz'adüzenle-
nen suikast tertibi örthas edilmek
isteniyor. İçişleri Bakanlığı'nı k o
caeli'ne müfettiş göndermeye da-
vet ediyorum" dedi.
Kurtköy çiftliğindeki olaylann
Çiller ailesine kadar dayandığını
öne süren Perinçek, Çillerler'e ait
Öncü gazetesinde de yaklaşık bir
haftadan bu yana Kurtköy kampı
iddialannı çürütmeye yönelik ha-
berler çıkmasına dikkat çekti.
Perinçek, Didin, Alkan ve Özci-
ğer'in gözaltına alınma şekilleri-
nin de Ceza Muhakemeleri U-
sulü Kanunu'na (CMUK) aykın
olduğunu belirterek şöyle devam
etti: "Gözaltına alınan herkes
CMTJK'a göre avukaüy la görûştû-
rülür. Ancak avukannuz Emcet 01-
caytu'yla arkadaşlarunız görüştü-
rûhnemişlerdir. Gerekçe ise suçun
DGM'lik olduğudur. Oysa savcı-
hkta soruşturma dosyası bulunma-
dığı gibi, suçun DGM'lik olduğuna
iliskin bir karar da yokrur. Arka-
daşlanmıza işkence yapdarak bel-
li bir ifade alınmak istenmektedir."
Perinçek. Başbakan Yılmaz'ın
muhalefetteyken "tktidara gelir-
sek Susurluk'u 20 günde çözeriz"
dediğini anımsatarak Yılmaz'ın şu
anda gladyonun üzerine gidebile-
cek bir iradeye sahip olmadığını
söyledi.
Polise ilk ders laiklikANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Mesut Yıtanaz, ya-
kın geçmişte polisi siyasete bulaş-
tırmaya ve kendi çıkarlan doğrul-
tusunda hareket etmeye zorlayan-
lar olduğunu belirterek "Ben da-
hil,devtetinhicbirgörev1isi,kanun-
suz iş yapamaz'
7
dedi.
Yılmaz'ın katıldığı törenle baş-
layan Polis Akademisi'nin 1997-
1998 eğitim öğretim yılınm ilk der-
si "Din ve Laiklik Üzerine Düşün-
cefcr" oldu. Polis Akademisi'nin
yeniden düzenlenen kütüphanesini
de hizmete açan Yıbnaz, Internet'e
bağlı bilgisayar aracılığryla Time
dergisinin düzenlediği "Yüzyüın
Lideri ve Kahnunanı" anketinde
Atatürk için oy kullandı. Yılmaz,
akademide yaptığı konuşmada, bir
ülkede huzur ve güven olmadan
hiçbirkalkınmaprogramının başa-
nya ulaşamayacağını belirtirken
polisin de ülke kalkınmasına canı
ve kanıyla katkıda bulunduğunu
söyledi. Polis teşkilatının yurttaş-
lann hak ve sorumluluğunu koru-
ma görevini yürüten güç olduğu-
nu belirten Yılmaz sözlerinr şöyle
sürdürdü: "Bugüne kadar polise
yöneBkmaksadıveönynrgılıyakla-
şımlann her zaman karşısında oJ-
duk. Çeşitli siyasi ve adü olaylan
bahane ederek polisi yıpratmaya
çahşanlar, bugüne kadar olduğu gi-
bi bundan sonra da bizi karşılann-
da bulacaklardır." Yılmaz, polis-
lerin yasalarla belirlenen yetkileri-
ni kullanacaklannı belirtti.
Prof. Dr. IhsanTarakçıoğlu "Din
veLaiklik Üzerine Düsünceler" ko-
nulu ilk derste, laikliğin fantezi de-
ğil, çağın ihtiyaçlanndan kaynak-
lanan bir ılke olduğunu söyledi. Ta-
rakçıoğlu, din özgürlüğü ve ona
bağlı ınsan haklannın. ancak laik
düzende güvence altında olacağını
belirtti.
Yılmaz'm gözü Avrupa'da
• Baştarafi 1. Sayfada
tamamladı. İki gün sürecek zirve
sonunda bir siyasi deklarasyon ve
bir eyiem planı kabul edilecefc'Sî-
yası bildiride, insan haklan koru-
ma mekanizmalannın güçlendiril-
mesi, ölüm cezalanmn kaldınhna-
sı, işkenceyle mücadelede etkin
önlemler alınması gerektiğine işa-
ret edilecek. Bildiride aynca, ırk-
çılık ve yabancı düşmanlığı konu-
sunda önlemlerin arttmlması, ka-
dın erkek eşitliğinin toplumun bü-
tün kesimlerinde sağlanması ve
yerel yönetimlerin rolünün arttı-
nbnası üzerinde dunılacak.
Bildiride, Avrupa Sosyal Şar-
tı'nın genişletilmesi, Sosyal Kal-
kınma Fonu'nun güçlendirilmesi,
göçmen işçilerin korunması konu-
lan da aynntılı bir biçimde yer ala-
cak. Terörle mücadelede etkin ön-
lemlerin alınması ve bu alanda iş-
birliğinın arttınlmasının da iste-
neceği bildiride, rüşvet, organize
suç, kaçak göçmenlerle mücadele,
çoculdann suiistimaline yönelik
önlemler. gelişen teknolojilerle
birlikte, kişi özel hayatına saygı il-
kesi de bulunacak.
Zirve sonunda kabul edilecek
eylem planında, Insan Haklan Ko-
misyonu ve însan Haklan Mahke-
mesı'nin yenne geçecek daimı tek
mahkemenin geciktirilmeden uy-
gulanması istenirken, insan hak-
lan konusunda, Avnıpa Konse-
yi 'nin bir komiser tayin etmesi ko-
nusunun da incelenmesi çağnsın-
da bulunulacak. Eylem planında.
geçen yıl kabul edilen Avrupa
Konseyi Bioetık Sözleşmesi'ne,
genetik kopyalamanın yasaklan-
ması konusunda bir ek protokol
hazırlaması talebine de yer verile-
cek. Eylem planında aynca, sosyal
dayanışmaya yönelik yeni strateji-
lerbelirlenmesi istenecek.
Avrupa Konseyi'ne üye 40 ülke-
nin, devlet ya da hükümet başka-
nının katılacağı zirvede. Türki-
** y
e
*V* teırtsil eâSn "Yİlmaz, konuş-
masını zirvenin ilk günü saat
17.00'de yapacak. Yılmaz'm, ko-
nuşmasında. terörle mücadele,
göçmen işçilerin korunması, ya-
bancı düşmanhğıyla mücadele ve
sosyal dayanışma konulanna ağır-
lık vereceği bildirildi.
Viyana Zirvesi'nin ardından bu
kuruluşa tam üye olan Rusya ve
Doğu Avrupa ülkelerinin de ilk
kez Avrupa Konseyi zirvesine ka-
tılacak olması, Strasbourg toplan-
ülannın önemini arttınyor. Yıl-
maz, AB'nin genişlemesi ile ilgi-
li kesın karann alınacağı Luksem-
burg zirvesi öncesinde Avrupa
başkentlerfrie" yâp'fgı ziyaretleri
arttırdı. Avrupa Konseyi'nin Stras-
bourg"ta yapacağı zirve toplantısı-
na katılmak için yann Fransa'ya
gıdecek olan Yılmaz, 16-17
Ekim'de de Paris'e gidecek.
Yılmaz, Dışişleri Bakanı İsma-
il Cem. milletvekillen Lale Ayta-
manve AhmetTan. yann Avnıpa
Konseyi zirvesine katılmak için
Strasbourg'a gidecekler. Yıl-
maz'ın yapmayı öngördüğü Ro-
ma, Madrid ve Londra ziyaretleri-
nin ertelendiğini bildirildi.
4
Köstebek davası'nda
büirkişi incelemesi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Kamuoyunda "köstebek
davası" olarak bilinen ve Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı'na ait
bazı bilgi ve belgelerin sızdınl-
dığı iddia edilen gizli belgenin
çıktısının ahndığı printır ciha-
zmrn biliıkişi incelemesi yaptı-
nlch.
Deniz Kuvvetleri Komutan-
hğı Istihbarat Dairesi Istihba-
rata Karşı Koyma (İKK) Şube-
si'nde hazırlandığı ve onbaşı
Kadir Sarmusak tarafından dı-
şanya çıkanldığı iddia edilen
belgenin, Sarmusak'tn eline
nasıl geçtiği, DKK Askeri
Mahkemesi'nde görülen dava-
nın sonuçlandmlma aşamasın-
da büyük önem taşıyor. Duruş-
malarda Sarmusak'ın bu belge-
yi, DKK Istihbarat Dairesi'nde
görev yapan ve aynı davada gö-
revi ihmal suçundan yargılanan
astsubay Tayfiın Baş'ın, eski ls-
tihbarat Dairesi Başkanı Albay
Eser Şahan tarafından hazırla-
nan Batı Çalışma Grubu'na ait
belgenin tKK Şubesi'nde çık-
tısını alırken bügisayan kullan-
mayı iyi bilmediği için çıktı tu-
şuna yanlışlıkla iki kez bastığı-
nı, ancak bu durumdan o sıra-
da haberdar olmadığını ileri
sürmüştü.
Baş, çıktıyı alırken aynı oda-
da bulunan Sarmusak'm ikinci
çıktının geldiğinin farkma va-
rarak bu belgeyi ele geçirmiş
olabileceğini söylemişti. Yap-
tınlan bilirkişi incelemesi ra-
poru, 24 ekimdeki duruşmada
okunacak ve tutanaklara geçi-
rilecek.
Bakaıı Gürdere'ye gözdağı
• Baştarafi 1. Sayfada
lanmasını önlemek için hiç kimse-
den, hiçbir kummdan çekinmeden
hareket edeceğini söyledi. Gürde-
re, Önkibar'ın kendisine yönelik
tehdit ve hakaret içeren yazısının
arkasında "Türkiye gazetesinin va-
kıf arazilerine ilişkin yasadışı bir ta-
lep bulundugunu*
1
söyledi. Gürde-
re, söz konusu yazı yayımlanma-
dan bir gün önce Önkibar'ın ken-
disini telefonla aradığını belirterek
olayi şöyle anlattı: "SayınÖnkibar
beni telefonla aradı ve sanld emir
verirgibi 'Sayın bakan. genel mü-
dürle ve başbakanla görüştüm. Al-
manya'dan dönüşümde şu arazi işi-
ni halledelim' deidL Bunun üzerine
ben de 'Kimlerle görüştüysen on-
larla hallet' dedim. Ertesi gün de
Türkiye gazetesinde o yazı çıkö."
Türkiye gazetesi sahibi Enver
Ören'in, Istanbul'da vakıflara ait
10 dönüm araziyi, otel yapmak
üzere 49 yıllığına kiralamak istedi-
ğini, ancak bunun yasal olmadığı-
nı belirten Gürdere, Sebahattın Ön-
kibar'ın da "patronu adına tetikçi-
ük yapöğını" söyledi.
Önkibar ise gazetemize yaptığı
açıklamada, Metin Gürdere'nin
sözlerinin tümüyle yalan olduğu-
nu, aralannda bu tür bir görüşme
geçmediğım behrterek "Bakan
hakkında elimde dosyalar var. O
nedenle hedef sapürryor" dedi.
Önkibar'ın 21 Eylül tarihinde
yayımlanan yazısından bir bölüm
şöyle: "Kendisini 80'li yıllann so-
nunda bugünkü velinimeti Mesut
Yılmaz için söylediği çirkin sözle-
riy le tanınz. Bir bakan ya da vckil-
den ziyade mahalle muhtannı ya da
deiegesiıü andınr. Yaşamında ba-
şanlı olduğu tek şey, kuşlan ve kaz-
lan boğazlamak, yani avcıkkür. Bu
ise o kadar heveslidir ki birkaç haf-
ta önce devletin kendisine tahsis et-
tiği makam arabasuu büe bu ugur-
da malum kazada feda etmistir."
Çevrecflerden son uyarı
• Baştarafi 1. Sayfada
kiye, Endonezya ve Güney Kore gi-
bi en iyi pazaıiama yapdan ve ter-
cih edilen ülkckr aymzamanda de-
mokrasinin en çokçiğnendiği vein-
san haklan ihlallerinin yaşandigı ül-
keterdir-."
Gayri Sıhhi Müesseseler Yönet-
meliği uyannca Sağlık Bakanlı-
ğı'na başvunnayan, Çe\Tesel Etkı
Değerlendirmesi (ÇED) almaktan
bucak bucak kaçan ve Çevre Ba-
kanlığı'na başvuru bile yapmayan
TEAŞ, müşavirlik ihalesini gerçek-
leştirmeye kalkışınca İskenderun.
Tarsus ve Antakya Çevre Koruma
Dernekleri bu hukuk dışı durum
nedeniyle dava açtı ve yürütmenin
durdurulmasını istedi. Adana 1.
Idare Mahkemesi çevre Örgütleri-
nin yaklaşımına katılmadı. Danış-
tay 6. Dairesi de mahkemenin ka-
rannı onadı. 7.10.1997 tarihinde
karann düzeltilmcsi için Danış-
tay'a başvuran Izmir Çevre Hare-
keti Avukatlan Grubu'ndan Noyan
Ozkan'ın dilekçesinde yer verdiği
görüşler Kristen Ostling'in ne den-
li haklı bir yaklaşımda olduğunu
gösteriyor. Çevreciler, bilim adam-
lan. nükleer karşıtlan ve hukukçu-
lar her şey bir yana bırakılıp yalnız-
ca hukuksal boyutta bakıldığında
bıle önümüzdeki günlerde yapıla-
cak ihalenin geçersiz olacağını be-
lirtiyorlar. Hukuki boşluklar ve ha-
talar şu ana başlıklarda toplanıyor:
0 Türkiye Atom Enerjisi Kuru-
mu'ndan 1976 yılında alınan yer li-
sansı yeterli değikür. Aradan geçen
21 yıl içüıde Çevre Kanunuve ÇED
yönetmeliği çıkanlmışür 0 Plan-
lama aşamasındayani en eîken aşa-
mada nükleer santral ve atık tesis-
lerinin çevre üzerindeki etkileri
araştınlması gerekirken, TEAŞ
müşavirlik ihalesini bitirmiş inşa-
at ıhalesine girişmiş ancak hâlâ
ÇevTe Bakanlığı'na ÇED başvuru-
su yapmamıştır.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
su Çiller'e niyet, Mesut Yılmaz'a kısmetle dev-
retmesinin ardından koltuğa Mahmut Ottan Sun-
gurtu oturdu...
Yargı çevreleri, "Ohh" dediler, "kimipartizanca
uygulamalar devam eder ama, hiç değilse hukuk
sistemi ciddi yaralar almaktan kurtulur."
Ne gezer...
Her iki konuğumuzu da bağlayan iki konuyu ak-
taralım:
- Avrasya feribotunu kaçıranlann kaçınlması...
- Yargıya yedek listeli eleman alımı. Bir başka ta-
nımla, geleceğe yönelik kadrolaşma...
Avrasya hükümlülerine imrenmemek elde de-
ğii-
Arkadaşlar gemi kaçınyor... "Bunlar bizim ço-
cuklar" diye karşılanıyor, eylemlerini naklen yayın
eşliğinde Boğaz'da tamamlıyorlar.
Arkadaşlar cezaevine giriyor. Dönemin Adalet
Bakanı Kazan, kendilerini bizzat ziyaret ediyor. Bir
istemleri olup olmadığını soruyor.
Arkadaşlar. cezaevinde kızdıklan biryönetici ol-
duğunda hemen çıkışıyorlar:
- Bizi kızdırmayın, Bakan'a şikâyet ederiz...
İş tersine dönmüş. Neredeyse yükselmek iste-
yen bir cezaevi görevlisi onlardan birini torpil ola-
rak kullanacak.
Arkadaşlann yargılanması bitiyor. Sekizyıl, on ay,
20'şer gün hapis cezasına çarptınlıyorlar. Hemen
bakanlığa başvuruyorlar:
- Yanaçık cezaevine naklimizin ricası...
Hani utanmasalar, "Naklimizi emrediyoruz" di-
yecekler... Bakanlık üst düzey yöneticileri durum
noımal olmadığı için doğrudan Bakan'a çıkıyoıiar:
- Sizin onayınız olur mu?
Oltan Bey, "Tamam" diyor, "yanaçık cezaevine
nakledin."
Daha cezaları kesinleşir kesinleşmez arkadaş-
lar soluğu yanaçık cezaevinde alıyor. Bu tür ceza-
evlerine, "cezasının çoğunu tamamlamış, iyi hal ve
tutumu tüm yönetimce onaylanmış" kişiler gönde-
riliyor.
Ağır cezada yargılanıp, yanaçık cezaevine geç-
mek çok zor. Bu tür başvurulann ilkinde sürekli şu
karşılık veriliyor:
"Altı ay daha gözlenmesine..."
Ama bizim gemi kaçıran masum teröristler de-
ğil, yargılandıktan sonra daha işin başında "iyi huy-
lu" oldukları bilindiği için istedikleri yere gönderit-
di.
Yanaçık cezaevi yolculuğundan kısa süre sonra
demokratik firar etme haklarını kullanan Avrasya
masumlanndan Vıskhan Abdurrahmartov'la Mu-
. hammet Emin Tokcan, yurtdışına giderken cep-
lerine yeşil pasaport koyamamışsa bilin ki bu on-
lann değil, devletin ayıbıdır...
Kadrolaşmada süreklilik esastr
Kazan dönemindeki kadrolaşmanın özelliklerin-
den biri geleceğe yönelik de olmasıydı.
Sınav açıyorsunuz, gereksiniminiz kadar eleman
alıyorsunuz. Bir o kadar da yedek alıp şimdiden
kaydediyorsunuz. lleride yeni elemana gereksinim
olursa, sınav açılmayacak, bunların arasından ata-
ma yapılacak.
Şevket Bey, yasalara aykın olmasına karşın, ben
yaptım oldu deyip, 423 asil 423 yedek listeyi ba-
kanlığa çakıp gitti.
Oltan Bey de "kadrolaşmada devamlılık esastır"
deyip bunu aynen devam ettirdi.
Yanlış olduğunu söylediler, yasalan anımsattılar,
dinlemedi. "Din"lenmiş kadrolaşmayı aynen sür-
dürdü. Sunguriu, Kazan'ın yanm bıraktığı atama
listesini tamamladı, böylece yedekler de kadroya
alınmış oldu.
Hâkim-savcı sınavlanna üç kez girilebiliyor. Bir
adayın, özel olarak dördüncü kez girmiş olması da
bu sınavı taçlandırıyor.
Ama yanlış hesap Danıştay'dan döndü. Danış-
tay 12. Dairesi, Avukat Mustafa Hisar'ın, müvek-
kili Mustafa Kemal Parlak adına açtığı davada
böyle bir sınav yönteminin geçerii olamayacağı
karannı aldı.
Bakalım Oltan Bey ne yapacak?
Adaletin yolundan giderse yanlış yaptık deyip
Danıştay'a uyacak.
Kazan'ın yolundan giderse, söyteyecek fazla bir
şey yok...
Gitti Kazan geldi Sungurlu, biri ötekinden kusur-
lu...
Büyük vurgun
I Baştarafi 1. Sayfada
şeklindeki planlan da Kü-
çükçekmece Belediyesi'nce
dava konusu yapılmış du-
rumda. Arsa Ofisi'nin son
birkaç yıl içinde belediyele-
re devir yaptığı arsa ve ara-
ziler için uygulanan vadeli
satış yönteminde. gerek Ar-
sa Ofisi 'nin gerekse devletin
de zarar görmemesi için yıl-
lık faiz oranı "yüzde60" ola-
rak uygulanıyor.
Çerkezköy Belediyesi'ne
21 Ocak 1997 tarihinde sa-
tılan Karaağaç köyündeki
792 bin metrekarelik arazi-
nin 2 yıl vadeli ödeme söz-
leşmesinde yıllık faiz yüzde
60 oranında belirlenmiş,
benzer şekilde Haraççı (Is-
tanbul) Belediyesi'ne de yi-
ne bu yıl gerçekleştirilen 1
milyon metrekarelik vadeli
arazi satışında belediye ile
Arsa Ofisi arasındaki söz-
leşmede yer alan faiz oranı
yine yüzde 60 olmuştu. Bu
satışlarla "aym tarihJerde"
yapılan Ikıtelli'deki 1.5 mil-
yon metrekarelik arazi dev-
ri için lstanbul Büyükşehir
Belediyesi ile imzalanan
protokolde, 2 yıl vadeli satı-
şa "jTİhkyüzde 1 faiz" uygu-
landığının Arsa Ofisi'nce
kabul edilmiş olması ise di-
ğer belediyeler yanında elde
edilen "ayncahgm" düzeyi-
ni gösteriyor.
Bu ayncalık, sadece ön-
görülen satış bedelinin 1.3
trilyonluk vadeli ödeme dili-
minde 2 yıl içinde Arsa Ofi-
si'ni yaklaşık 700 milyar li-
ra zarara sokarken, yine sa-
tış bedelinin rayiç bedelin
yüzde 20'si düzeyinde tutul-
masından dolayı da "11 trfl-
yonluk" bir değer Büyükşe-
hir Belediyesi'ne "bagışlan-
mış" oluyor. Satışın. Erdo-
ğan'ın "siyasi projeterine
destek" olmak amacıyla ger-
çekleştirildiğine dikkat çe-
kilirken, Küçükçekmece
Belediyesi de kendilerinin
daha önce aynı araziyi "nor-
mal sanş koşullannda" bir-
kaç kez talep etnklerini açık-
ladı. Yasaya göre "BgiB ve
sonımlu belediye olarak"
kendilerine devredilmesinin
"zoruhhı" olduğuna dikkat
çeken Küçükçekmece Bele-
diyesi, satışın durdurulması
için de Idare Mahkemesi'ne
başvurdu.