Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CİM 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
İTAP TIRTILI SELtM tLERt
Bir aıııt eser: 'Güneşle'Güneşle'nm yeni basımını (Yapı Kre-
, Yaymlan. Temmuz 1997) geçen gün
îvgilı Handan Şenköken'in yazı masa-
mda gördüm. Bende ılk basımı var. Ki-
ıpYayınevi'ninki, 1%9'dabasılmışolan.
iandiyse otuz yıl geçmiş.
Bununla bırlikte yepyenı bir esermiş-
;esine coşkusu sardı Güneşle'nin. Han-
lan yeni basımı armağan ettı. E\ e döner-
ten arabada kanştırmaya koyuldum. Bu
kez gerçekten otuz-otuzbeş yıl öncesine
döndüm, genceldım, genç okurlara özgü
latlar almaya koyuldum.
Bu eşsiz denemelerin kimilen o za-
manki Türk Dıli dergisinde. kimilen de
hocamız Vedat Günyol'un Yeni Ufuk-
lar'ındayayımlanmıştır. (Belki başka der-
giler dc söz konusu. Belki ilk kez Güneş-
le'de yer alan yazılar...)
Hem TüTk Dili'ne, hem Yeni Ufuk-
lar'alisebirdeykenabone olmuştum. Ay
başlan postacının yolunu gözlerdim.
Bir yandan da Yeni Ufuklar'ın Tür-
be'dekiyönetım yerine gidip geliyordum.
Nermi Uygur'u orada gördüm ilk kez.
Dergiye 'Kant' adlı uzun. unutulmaz de-
nemesini getımüştı. K.üçük çantasından
çıkardı sayfalan.
'Kant''
"(_.) Birkaç, ay oMu sanıyorum,Stend-
hal'k\enidenJulien'leştim. \enkten yüz
yüze geldim o çocukluğumun Kant'ıyta.
Kimdi bu Kant? Gerçekten var nu böy-
le bir Kant? Koca koca bilgi ve ahlakya-
pıtiannın Kant'ı var."
Evet, ama Nermı Uygur, denemesin-
de 'iroan' Kant'ı anlatmaya koyulacak-
tır. Ders kitaplanmızda kupkurutanıtılan
K.anthiçbir zaman gönlümü okşamamış-
ken, bu denemeyle birükte, Nermı Uy-
gur'un anlattığı. kaleme. dile getirdiğı, dü-
pedüz yaşattığı bambaşka Kant'a çarça-
buk vurulacaktım.
Saatlerle, dakikalarla handiyse bir da-
kikçilik oyunu oynayan Kant'a mı vu-
rulmuştum?
Yok, sanmam. Şimdi yıllar sonra kav-
nyorum ki. Nermi Uygur'un yazdıklany-
dı gönlümüçelen. Denemenin kendisine
vurulmuştum.
'Kant' Yeni Ufuklar'da iki sayı 'tefri-
ka' edildi. Bu yazının bir de fotokopisi-
ni çıkarrruştım: yanımdan ayırmazdım, va-
purda. trende, orda burda yeniden okur-
dum:
"Ncrde kalmıştım? İkindi sonrasın-
davdık,odasında>dı Kant Akşamoldu bi-
le.Tam 7'dc üç köşelişapkasını kapüğı gi-
Lr
.lk kez 1969 yılmda
yayımlanan 'Güneşle',
Yapı Kredi Yayınlan
arasmda çıkan yeni
basımıyla yine gündemde.
Nermi Uygur, dilde seriyor
gözümüzün önüne bizi
mutluluğa, uygarlığa,
gönül inceliğine götürecek
her şeyi... Güneşle benim
için başyapıttır.
Yıllarca arkadaşlık etmişti.
Şimdi yine yıllarca
en yakın arkadaşlanmdan,
ustalanmdan,
yaşama kıla\r
uzlanmdan
olacak.
Bizi uçurumlanna çekti
çekecek kof değerlerden
kurtulabilmek için bu
kitaba sığınmak gerek.
bi gezmeye çıkardı. Ağaçhyollardan, ses-
siz köprülerden geçer, sonra yine eve ge-
lirdi. Yalnız gezmeyi severdi, yapayalnız.
Öylesineşaşüacakbir düzenleolupbher-
di kibu gezintiler.Kant'ın hangisaattene-
rede oMuğu kesinlikle bilindiğinden, çok
kimsc Kant'a göre ayariardı saatini."
Bakın, ahntıdan iki özellik beni müt-
hiş etkiler:
a) "Akşamoldubik'' diyorNermi Uy-
gur ve akşam gerçekten oluyor. Bir ro-
mancı incehğiyle, bir yahnlık ustalığıy-
la.
b) Kant'a göre saatini ayarlayanlar, hiç
bilmediğimiz o insanlar birdenbire 'ro-
man kişüeri" olupçıkmıyorlar mı? Daha-
sı, Kant, o satırlarda derin ız bırakan ro-
man kişisi değil midir? FahimBey'le Ob-
lomov'un tam karşrtı bir roman kişisi.
Zatenbaşka hangiyazı çizi Kant"ı bun-
ca sevdirebilirdi?
YalnızKantdegil
Ama yalnızKantdeğil. Güneşle'de se-
vilecek öyle çok ıncelik, duyarhk, özel-
lik vardır ki! Yazan şöyle belirtmiş.
*Bu kitaptaki denemelerin ortak yön-
lerinden biri, giinün \alnizca güneşÜ sa-
atkrinde yazümış olmalandır."
Dahaeve dönerken. arabadayken, ken-
tin yogun trafiğı, gürültüsü patırtısı, hay-
huyu ortasmda 'İçindekîler'e kapılıp git-
miş; nerede olduğumu unutmuş, gürül-
tüleri işitmez olmuştum.
Örnekse 'Ev'. Bu deneme, uydurmu-
yorsam, ilk kez 1%7'de yayımlanmıştır.
Bir uzunöykü, bir romandır bir bakıma.
Evi yazmak isteyen hikâyeciye, roman-
cıya çevrenler açar. Tikel anıîardan yola
çıkandenemeci genellemelere vanr. Onun
'•ev'i gıtgide hepimizin evleri olur. Ken-
di evlerimizin çağnşımlanna kapıldık-
ça, amk roman evleri, öykü evleri yaz-
mayı gereksiniriz.
"Bir kitaplık görsem. işte kitaplann
evi, diyorum.OtomobiBereev dunımun-
da değil mi garajlar? Kayıkhanc, adı üs-
tûnde, ka>ıke\idir: kayıklar sığııur kötü
bavalarda oraşa. Çeşitli mallann serçj-
kndiği\ensergievidir. Korunmayadeğer
geçmiş ürünlerine evdir müzeler. N'olur-
du'bilgelık evı" diyebiLsesdikünhersite-
ye."
Sıcaklık yayıhyor içimize,k
ev' duygu-
suyla dolup taşıyonız. Hele o, kitaplann
evi olması kıtaphgın, gözlerimı yaşartı-
yor. hele o. bende koskoca bir roman bö-
lümü açıyor; bir gün mutlaka yazaca-
ğım...
"İstanbul'da Pendik'tebu ev,çocuklu-
ğumdaki Pendik'te. Bir iki bin kişilik bir
babkçıköyihdü Pendikbiz orda>ken. De-
miryolundankıvıva hafıf bir eğimledikey
inenbir koşuluktaşyotunortasında\dı evv
nüz. Tahtadandı."
Pendık'tekı cv. sonra. 'ÇîngenePalamu-
tu
1
denemesine bağlanacaktır. 'Çingene
Palamutu'nda: "Amcalanmdan biri ba-
hkçıvdı. Bir kahvesi \
r
ardı köyde. iskele-
nin tam kar^ısmda" denıyor ya, gözü-
müzün önünde hemen Pendik belirecek-
tir artık.
Edebiyat dünyasındaheyecan: Nobel Edebiyat Ödülü bugün açıklanıyor
En üginç aday:BobDylan
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - Birkaç yıldır NobdEde-
bhatödûiü'nün açıklanması, kasımdan eki-
me alınmıştı. Bukez saati de degişti. Bildigim
kadanyla ılk kez bu yıl, tsveç Akademisi'nın
daimı sekreteri Sture AB'enodasının önünde-
kı saatin 13.00'üdegil. 11 .OO'i çalmasırubek-
leyecek. Dünya basmı izdiham halinde. yazı-
lı basının emekçılerine bu değışiklik iki saat
kazandıracak; az zaman deg.il doğrusu.
Edebiyat çe\Tesinde sessizlik yoğun. Daha
önce adı adaylar arasında olan ama ödül ala-
mayanlardan hangileri halen güncel. bilinmi-
yor. YaşarKemal'in bunlararasmdaolduğu bir
gerçek. Akademi, daimiüyelerindenbirinin ölü-
mü üzerine, yerine, kalbi Afrika'da yatan Pjuu"
Westberg'i almıştı bir süre önce. Acaba yeni
bir Afrikalı yazar olabilir mi?
Birbaşka olasılık ise îsveç'in yaşayan ve ha-
len yabancı dillere en çok çevrilmiş ozanı du-
rumunda olan TomasTranströmmer'in odül-
lendirilmesi. tsveçli yazarlar. 1974'ten sonra
bu ödülü almadılar. O yıl, EdvindJohnson ve
Harry Martinson bu ödülü paylaşmıştı. Yani
27 yıl sonra sıra yine "keDdileirine'' gelebilir.
Yaklaşık bir yıldır Amerika'dan ve Nor-
veç'ten BobDylanaday gösterilmekte. Dylan'ın,
şarkıcıdançok şaır olduğunu savunan Ameri-
kalı edebiyat profesörü Eric Zorn ve Norveç-
li edebiyat araştırmacı Inderebo Porde, "Bob
Dylan'aNobelVerümesiKomitesi^ni oluştur-
muştu. Kendilerini en güçlü savunan kısi, bir
süre önce yas^ma gözlerini yuman Amerika-
lı ABen Ginsberg idi. Ginsberg bu konuda şu
görüşü belirtmıştı: "Yirminciyüzvüda Dylan,
Amerika*nın en öndegelen ulusalozanıve şar-
kıcKidır. Sözkri, bütün dünşada birçok nesli
etkilemiştir. Gücünün ve etkisinin kabulünün
kanıtı olarak Nobel Ödülü'nü alması onun
hakkıdırr
Chicago Tribune gazetesinin köşe yazan
Eric Zorn da aynı görüşte-, "Melodilerİe ilgi-
lenmekgerekli değil. Şarialann sözlerini oku-
mak yeter. "A hard raın"s gonna fall', 'Tanag-
led up in blue' ve "Sad eyed lady of the low-
lands' bu ödülü alması için yetertL"
tsveç'te yayın çevrelerinde genel kanı, bu
yıl ödülün öyle pek tanınmamış bir ada ve az
kullanılan dile gitmeyeceği şeklinde. Eğrisi
doğrusu, siz bu satırlan okurken belli olacak.
MALTEPE SANAT GAUERİSİ
ERCÖMENT
TARHAN
Reslm Serglsl
10-29Ekim'97
Tel:ff»16) 441 91 96 ' 441 95 «0
STUD1O OYUNCULARI
ŞAHİKATEKAHD
OYUNCULUK
SEÇMELER
1-2 Kastm'97
246 77 25 -233 51 15
cprananausVİStNEMALARI
MÂLTEPE'DE AÇILDI
SİNEMA & AUŞVERİŞ ve EĞLENCE MERKEZİ
Atalûrt Cd. No:41 / MAITEPE (Beledıye Yanı) Te! 0 216 442 60 30
KAYIP DÜNYA (JURASSIC PARK) SALON A
ISUNSUl tUYUKŞEHmElEDTYtSl »
LÜRÜSHAYAT AH KARAGÖZ
VAH KARAGÖZ
84-10-V (2 ÜUM 11-12-18-19-25-26 EK1V
Fft.TIHRESATNURISAHNESI: 0112 524 5Î 80
SURPRIZ BABALAR SALON B
SİYAH GİYEN ADAMLAR SALON C
1 1 . 1 5 - 1 3 . 4 5 - 1 6 . 1 5 - 1 8 . 4 5 - 2 1 . 1 5
K A W Y A İ Ş L E T M E S İ D İ R )
ALİ ARİF ERSEN
Resim. Sergisi
9 Ekim - 8 Kasım'97
Abdı Ipekçı Cd. 18/2 Nışantaşı Tel: (0212) 241 21 83
Gülden Kut
Resim Sergisi
19 Eylül-10 Ekim'97
ASMALIMESCİT SANAT GALERtSt
SofyalıSk. No:5/1 Beyogiu/İST Tel: (0212) 249 69 79
NE HEPSİ NE HİÇBİRİ (çocutorumı
KÖÇÜKNASRETTİN(ç.o
nlMracDEMZIU
1-1Î--S-19-Î5-2SEKIM
Güneşle öyledir. Bir bakıma yazann
kendisini anlatır, dünyayabakışını, yaşa-
mı algılayışını. Bizi de kendimize. dün-
yayabakışımıza, yaşarru algılayışınuza çe-
ker.
Oncayalın "Amcalanmdanbiribahk-
çıydı" sözû bende *bütün amcalanm'
çağnşımlannı uyandırır. Ne iş yapardı
amcalanm? Öyküleri neydi? Nasıl yaşa-
düar? Her biri kendi macerasını söyleme-
ye koyulur.
Güneşle'nin denemeleri. bence. bir
yandan da 'yaayazdırtandenemeler'dir.
Okudukça onlan, öyle kaç kez, handiy-
se ıç fırtmalarla yazı makinamm başına
geçmişimdir. Niçin Çingenepalamutuna
ılişkin anılanmı, duygulanmı dile getir-
meyeyim? Niçin 'Çeükçomak'la bırlik-
te bizim çocukluk oyxmcaklanmız yazı-
ya dökülmesın?
Hangi birinden söz açaviml
Bilmem, Güneşle'deki denemelerin
hangi birinden söz açayım! Hepsıni çok
seviyorum, ama en çok, pek çok sevdik-
lerimden biri. yıllar önce Yeni Ufuklar'da
yayımlanmış olan 'Yokülke'dır.
Denemenin adı, Türkçe'mıze katkıy-
dı. Nermi Uygur 'utopia' karşılığı 'yokül-
ke' diyordu:w
Utopia hiçbir>erde bulun-
mayan,varohnayan bir deviet,bir yokül-
kedV.Yokülkccikrgerceklikle ilgisinikes-
miş, düşlerde gezip «j\alanan tasancılar-
dır çok kimseye göre.*
Denemeci. sonra, çok kimse'nin ne
kadaryanıldığını saptamayakoyulur. Yo-
külke edebiyatında bir geziye çıkanz.
Umut ve yann ülküsü için ütopyalann
bizi hangi olanaklarladonattıklannı usul
usul ayırt ederiz.
Birbaşka eşsizdeneme 'Pmar'mTûrk-
çesi'dır. Burada 'şair' Nermi Uygur ko-
nvışuT. Çocuklann dilinden yola çıkarak,
anadilimizın uçsuz bucaksızhgına deği-
nir. Pınar televizyon için diyor ki: 'Sah-
netiradyo'. Onun sözlüğünde 'yoklaşlar',
•yoldaki arkadaşlar'dır Puf böre|inin
adıysa; 'Yastıkböreği.' Hayır, bu deneme
özetlenemez: ille okunmah. Keşke okul-
lanmızda okurulsa. dilin büyüsünü yitir-
miş kaskatı büyüklere okurulsa, herkese
okurulsa...
Ya 'Romansa Yaşavamam?!' O gali-
ba Türk Dih'nde yayımlanmıştı:
-Kendimi bildim bileli, roman düş-
mez elimden. Hastalık da, yorgunluk da.
yalmzhk da çekilir, yeter ki roman oku-
yabitosin. Şimdi \akapaca beni götürse-
ler. yanda kalacak diye
~"~~"^~"~* romanlanmbir kez daha
üzülürüm."
Siyasal düzeninözen-
dırdiğı her şeye bunca
ters düşen o 'romansız
yaşayamam' sloganı. el-
bette bir yaşama ülküsü
olup çıkabilir.
"Ben bir romana baş-
ladım nu, daha ilk saor-
la,yaşamamıntaortasın-
dan bir degişme, her şe-
yimibızlakaplayan, dün-
yada uzanmadık hiçbir
kıyıbucak komayan bir
değişme bitrverir."
Gelişigüzel alıntıhyo-
rum. "Yaşamayı öğreni-
rim ben romanlardan." /
w
Sav1ı romanlan da, ro-
man denecekse onlara,
bunun için sevmiyorum
işte. Ders verir ^bi ya-
zanlardan ne 5§renir ki
insanyaşamadakullana-
cak?" / "Uyanp esinle-
yen bir anlatıdır roman
benim için." / "Öyle bir
anlatıkiyaşam»!dâde se-
rer gözümüzün önüner
Nermi Uygur da dilde
seriyor gözümüzün önü-
ne bizi mutluluga. uygar-
lığa, gönül inceliğine gö-
türecek her şeyi. Güneş-
le benim içinbaşyapıttır.
Yülarca arkadaşlık et-
mişti. Şimdi yine yıllar-
ca en yakın arkadaşla-
nmdan. ustalanmdan, ya-
şama kılavuzlanmdan
olacak.
Biziuçurumlannaçek-
ti çekecek kof değerler-
den kurtulabilmek için
bu kitaba sığınmak ge-
rek. Güneşle her gün ay-
dınlığımız olabilir.
Ul
EVÜÜK
İUC EVÜÜK _ HUWEWER'İHWSMHAU
5--HS-3O-Î'. UM
OYUN GUNLERI SALt 20 30 / CARSAMBA: 15.00-20 Î0
PERŞEMBE 2Û.Î0 I CUMA: 20.J0
C.TES!: I I 00-1S OO-20.Î0 I PAZAR: 11.00-15.00-18.J0
BIIETSATIS VfRtfRI SEHIR TIYRIROLARI GISELERI ILE
KADIKOY HM0UN UlrtR (MERKEZ GISESII
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Bir Yaşama Ustası:
Muhibbe Darga
Prof. Dr. Muhibbe Darga ile sanınm bundan yir-
mi yıl kadar önce, Avusturya Kültür Ofisi'nde tanış-
mıştık. Türkiye, AJmanya, Avusturya ve Isviçre'nin
katılımıyla üç günlük bir "Etnoğrafya Sempozyumu"
düzenlenmişti. Ben, sempozyuma sunulan bildirile-
ri ve yapılan konuşmalan çeviriyordum.
O zamanlar Istanbul Üniversitesi'nde görevli olan
Prol Dr. Muhibbe Darga da sempozyuma katılanlar
arasındaydı. Eski Anadolu uygariıklan üzerine yaptı-
ğı çalışmalaria ve yazdığı krtaplarta tanınmıştı.
Beni ilk karşılaşmamızda en etkileyen yanı ise tü-
kenmek bilmeyen enerjisi olmuştu. Akşam saatleri-
ne kadar süren sempozyum oturumlannın ardından,
herkes "yorgun" bir akşam geçirmeye hazırlanırken,
Prof. Darga, sanki hep yeni bir ^ıbaha uyanırgibi olur-
du. Bir akşam bizi, o zamanlar sanınm Gayrettepe'de
olan evine akşamyemeğine çağırdığmda, geceningeç
saatlerine kadar hızı hiç kesılmeyen bu enerjinin da-
ha da yakın tanığı olmuştum. Prof. Darga, onca ko-
nuğuyla sanki birkaç çok yoğun sempozyum günü
hiç yaşanmamışçasına ilgilenmişti.
Sonraki yıllarda sık sık karşılaştık. Karşılaşmasak
bıle duyduğum ya da k'rtapçı vitrinlerinde gördüğüm
çalışmalanyla Prof. Darga, yaşamımdan hiç eksik ol-
madı. Sokakta, ayaküstü konuşmalanmızdan sonra
bile onun yanından hep içim yeni bir yaşama gücüy-
le dolarak, yorgunluklanmdan utanarak aynldım. Ve
bu kimliğiyie Prof. Muhibbe Darga, yaşamımda be-
nim için çok değerii bir itici güç olma nıteliğini hep
korudu.
Istanbu! Üniversitesi'nden emekli oluşundan epey
sonra, bu kez yollanmız Anadolu Ün/versrtes/'nde
kesişti. Aslına bakılırsa, Prof. Muhibbe Dargagibi, gü-
cü hiç tükenmeyen, kendi alanından ne zaman söz
etse bütün gençlerden daha genç kesılen bir bilim
insanıyla o ünıversıtede karşılaşmama hiç şaşınna-
dım; çünkü bütün yaşamını Anadolu Üniversitesi'ne
adamış olan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in onu da
Eskişehir'e çekmiş olmasında şaşılacak bir yan yok-
tu.
Prof. Darga, yıllardır Eskişehir çevresinde arkeolo-
jikkazılanyürütmeyi sürdürüyor. llerieyen yaşına kar-
şın, karşımda her yıl sanki daha gençleşmiş bir Mu-
hibbe Darga buluyorum. Bulduğum zaman da ya-
şama sanatı" diye bir sanatın var olduğuna her de-
fasında bir kez daha inanıyorum.
Bundan ikiyıl kadar önce, Prof. Darga'nın "kazı son-
rası" çalışmaianna da tanık olma mutluluğuna er-
dim. Sonbaharda biten bir kazının hemen ardından,
Anadolu Üniversitesi'ndeki laboratuvannda yardım-
cılanyla birlikte bulunanlan sınıflandınp raportan ka-
leme alıyordu. Gençler için bile yorucu olan, günler
sürmüş bir kazının ardmdan Prof. Darga, bu kazı-son-
rası çalışmalannı gerçekleştirirken de meslege henüz
adım atmış bir "b/7im aday/"nın coşkusu içindeydi.
Yardımcılannagüveniyor, amayine de en ufakbir ay-
nntıyla bile şahsen ilgilenmekten kendini alamıyor-
du.
Bu akademik yılın başında, ekimin ilk haftasında,
üniversitede dersler başladığında, Prof. Darga ile Es-
kişehir'de yine karşrtaştık. Bir kazıyı daha tamamla-
mıştı. "Biraydırburadayım, brazyotvldum" dedi. Carv
lılığı, "Yorgunum" söylemini yalanlıyordu. Ardından
yeni çalışmalanndan, yazmakta olduğu yeni bir ki-
taptan söz etti. Bu arada geçen yıl parmağında gö-
rüp beğendiğim bir yüzüğün benzerini benim için Is-
tanbul'dayaptırmayı da unutmamıştı!
Prof. Dr. Muhibbe Darga'yı tanıyabilmiş olmaktan
mutluyum. Yaşama ve çalışma gücümün kaynağını
her zaman soyut sözlerde ve düşünceierde değil,
ama onun gibi somut insanlarda, ne zaman kendimi
yorgun hissetsem, bazen de belki biraz karamsar ol-
sam, beni yorgunluğumdan ve karamsarlığımdan
utandıran onun gibi insanlarda buldum.
Dilerim ki Muhibbe Hoca'nın çalışmalan daha ni-
ce yıllar hız kesmeden sürsün, çünkü daha onu ta-
nımaya layık insanlar var!
Türk Dil Kurumu ödüUeri
•ANKARA (\A) Türk Dil Kurumu'nun 1997 yılı
ödülleri belirlendi. Şiar Yalçın, basın-yayın
organlanndaki dil yanlışlannı güzel bir Türkçe ile
ortaya koyduğu ve dil konusunda bir duyarlıhğın
oluşmasını sağladığı gerekçesıyle köşe yazarlığı
dalında ödüle değer görülürken radyo-televizyon
spikerliği ve sunuculugu dalındaki ödülü de 'güzel
ve doğru telefuzu" nedeni ile TRT spikeri Nermin
Tuğuşlu aldı. Seçıci kunıl üçüncü ödülünü de
'Çağn' adlı yaymlanyla Türk dilini devamh
gündemde tutan Robert Lisesi Yayıncıhk Kolu'na
verdi.
BUGÜ1S
• İFSAK'ta saat 19.30-20.15'te Erhan
Saraloğju'nun 'Çiçeklerim' adlı saydam gösterisi
izlenebilir.
• .\KBANK7.C.\ZFESTİVALİ kapsamında
Sabancı Center'da saat 20.30'da Betty Carter-Trio
konseri, Aksanat'ta saat 12.30'da Alberta Hunter
'My Castie's Rockin' videodan ve saat 18.30'da
Freddie Hubbard Lhe at the VıUage Vanguard'
laser-disc'ten izlenebilir.
• KİTAP GÜNLERt '97 kapsamında Yeşilköy
DünyaTicaret Merkezi'nde saat 14.00-15.00'te
'Ders Çahşmayı Zev'kli Hale Getirmek İçin Gerekli
Kuralları Bilebilirû' adlı panel izlenebilir.
Hepimiz sadcct >aptıklarımı/dan değil,
\apnıadıklarımızdan da sorunüuyuz. Çünkü sessiz
kilıvoruz. Çünkü seşirci kalıvoruz. Çağdaş eğitim için
sessk kalmayalım...
ÇAĞDAŞ EĞİTtM VAKFI
Tel: 02i2-2'6 2i 99 Foks: 0212-2S6 1} 54
Vakıfbank Etiler J*. Çev Bağif Hesap ,\'o: 20127H
SÜREKÜ EĞİTİM İSTİYORSAK KİTAP OKURUNU
ÇOĞALTMAUYIZ. EĞtTlM SÜREKÜLİĞİ, OĞRENCİNİN
KUÇÜKYAŞTA KÎTAPÇM TANIMASIYLA BAŞLAR; HAYAT
BOYU DEVAM EDER. SUREKLIEĞÎTİMIJE SOŞYAL VE
EKONOMİK SORUNIAR ÇABUK ÇÖZÜLUR.
. KİTAPÇ1LARDERNEĞI
"Yeni Bir Hizmet"
Sağlık ekibimiz, evinize, işyerinize geliyor. Bir
telefon kâfidir.
TÜRK KALP VAKFI
19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL
Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat
Faks:(0 212)212 68 35