25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EKİM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER KKTC'de mark vurgunu • Istanbu) Haber Servisi - Kıbns Türk Banş Kuvvetleri Komutanlığı'nda (KTBK) görevli TC uynıklu subay- astsubayı dolandırdığı öne sürülen emekli Hava Yarbay Burhan Bayazıt'ın oğlu Burçin Bayazıt. Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyetı (KKTC) Polis Genel Müdûrlüğü tarafından aranıyor. KTBK Komutanı Korgeneral Ali Yalçın olayla ilgili soruşturma başlatırken, KTBK Komutanlığı yetkılileri tarafından yapılan ilk araştırmada asken personelın Burçın Bayazıt tarafından dolandınldığının ortaya çıktığı anlaşıldı. Rraride frengi mikrobu • BURSA (Cumhuriyet) - Bursa Devlet Hastanesi'nden firar eden Çeçen uyruklu Viskhan Abdurrahmanov'un, Hepatıt B vırüsünün yanı sıra frengi mikrobu taşıdıgi da bildirildi. Devlet Hastanesi Başhekimı Dr. Değer Kaya, tahlıl sonuçlannın bu hastalıklann çocukJukta geçirilmiş ya da halen devam ettiğinin göstergesi olabileceğini belirterek, "Hastanın hem sağlığını hem de ılışkide bulunduğu insanlan dikkate alarak mutlaka tetkilderini tamamlatması gerekır" dedi. Abdurrahmanov 'u muayene eden başhekım yardımcısı ve intaniye uzmanı Dr. Necmi Tunç da ciddi karaciğer rahatsızlığı tespit edilen hastanın "sirozdan bir önceki aşamayı" yasadığını belirterek, "Hastatedavi olmadığı takdirde hem siroza yakalanabilir, hem de hastalıklan bulaştırabilir" dedi. TGC okul yaptıpıyop • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyetı (TGC) tarafından yapılan açıklamada, cemiyetin adma bir ilköğretim okulu yaptınlması kararlaştınldı. TGC Başkanı Nail Güreli'mn İstanbul Valısi Kutlu Aktaş, ve İstanbul t] Mılli Eğitim Mfidfirü Omer Balıbey ile birlikte bugün cemiyet adma yapılacak olan okul için protokol imzalayacağı belirtildi. Öğretmen atamalarında hile • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mılli Eğitim Bakanlığı'nm 3 ekımde gerçekleştirdıği öğretmen atamalannda hile yapıldığı iddıasında bulunuldu. 16 bin 350 öğretmenın bilgisayar aracılığıyla yapılan atamalannda kura çekimine dışandan müdahale edildiği öne sürülürken, Personel Genel Müdürü Muhsin Şener'in de sağlık sorununu gerekçe göstererek istifa ettiği öğrenildi. Milli Eğitim Bakanı Hıkmet Uluğbay, bir milletvekılınden alınan ihbar nedeniyle müfettişlerin soruşturma başlattığını bıldırdi. Istanburun kurtuluşu • İstanbul Haber Servisi - Istanbul'un kurtuluşu, önceki akşam düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı. Kadıköy Belediyesi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Istanbul'un kurtuluşunu ve Atatûrk'ü. Atatürk'ün Büyük Söylev'ini seslendirerek anarken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Istanbul'un kurtuluşunun 74. yıldönümü kutlamalan çerçevesınde önceki akşam bir resepsiyon verdi. Kamu girişimciliği • Ekonomi Senisi - Elektrik Mühendislen Odası'nın düzenlediğı "Türkiye'de Kamu Ginşımciliğinin Dünü. Bugünü, Yannı" adlı sempozyumunun ikinci gününde Türkiye'deki kamu gırişimciliğinın durumu değerlendirildi. Oturumda, "Türkiye'de Kamu Ginşimcılıği" başlıklı bir tebliğ sunan gazetemiz yazan Prof. Dr. tzzettin Önder, özelleştirmeye karşı sonuç alabilmek ıçin varolan politikalara uyum sağlamadan, aykın fikirlerin ısrarlı ve belirgin bir şekilde savunulmasının gerekliliğıne işaret etti. Petrol-lş Sendikası Genel Başkanı Bayram Yıldınm ise sunduğu teblığde "Sendikalar özelleştirme sürecınde kesınlıkle özelleştirme pohtıkalanna alet olmamalıdır" dedi. Savunma Sanayii'nin MSB denetimi altına alınması projesinde kavga büyüyor Savunmada yetld tarbşması• Gelirini oluşturan tüketim maddelerine yapılan zamlar ile bütçesi katlanan müsteşarhğın, 'milli silahlanma direktörlüğü' adı altında yeniden yapılandınlması çabalannın altında, doğrudan silah alımı yapmayı tercih eden lobiler ile asker-sivil çekişmesinin yattığı savlanıyor. LALE SARIİBRAHİMOĞLU ANKARA - Savunma harcama- lannı katlayan Türkiye'de, yerli bir savunma sanayii altyapısının ku- rulmasına öncülük eden Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ile ye- niden yapılandırma çalışmalan başlatan Milli Savunma Bakanlı- ğı (MSB) arasındaki asker-sivil kavgası büyüyor. SSM'nin, Milli Silahlanma Direktörlüğü (MSD) adı altında MSB'nin kontrolüne geçmesi çalışmalannın arkasında, doğrudan silah alımı yapmayı ter- cih eden lobiler ve askerler ile si- viller arasındaki güç kavgasının yattığı öne sürülüyor. MSB'nin hazırladığı ve son şek- lini verdiği çalışmaya göre, siya- si otoritenin ağırlığının hissedildi- ği özerk yapıdaki SSM'nin, MSD adı altında MSB'de müsteşar yar- dımcısına bağlı olarak faaliyet gös- termesi öngörülüyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Savunma Sana- yii Müsteşarlığı (SSM), 1985 yılmda Savunma Sana- yiini Geliştirme Başkanlığı (SAGEB) adı altında ku- ruldu ve 1989 yüında da müsteşarlık düzeyine çıka- nldı. SSM, Türkiye'de kuruluş amacı çerçevesinde yerli bir savunma sanayii altyapısının kurulmasına öncülük ediyor; yabancı ve yerli özel sektörü özendi- riyor ve projelerin sonuçlandınlmasında askerlerin yanı sıra sivillerden oluşan profesyonel bir kadro ile çalışıyor. Geliri spor loto, toto, Milli Piyango, at yanşlan, Te- kel ürünleri, gelir vergisi ve akaryakıt tüketim vergi- sinden yapılan kesintilerin biriktiği fonda toplanan SSM, MSB bütçesinden pay almıyor. Yasaya göre, hü- kümetler bu fondan genel bütçeye aktarma yapabili- yorlarya dakendi bütçelerinden SSM'ye aktarmaya- pıyorlar. Ancak genelde, hükümetler SSM'nin bütçe- sinden kendilerine kaynak aktarması yapıyorlar. Geçen hafta oynanan Sayısal Loto'dan elde edilen hasılattan payına yaklaşık 3 trilyon liranın (yaklaşık 200 milyon dolar) düşmesi beklenen SSM'nin, büt- çesine kaynak oluşturan ürünlere yapılan aşın zam- lar sonucu son iki yılda gelırlerinde de önemli artış oldu. SSM'nin bu yılki büteesinin 1.5 miryar dolan bulması bekleniyor. SSMyüda yaklaşık 1.5 milyar do- lar civannda bir ortak üretim ve doğrudan alımı ger- çekleştiriyor. MSB'nin de yılda 1.5 milyar dolar ci- vannda ağırlıklı doğrudan silah alımı gerçekleştirdiği belirtiliyor. MSB'nin 1997 bütçesindekipayı yaklaşık yüzde 10 civannda, 651 trilyon lira (yaklaşık 3.7 milyar dolar) olarak belirlendi. Diger yandan SSM'nin mevcut ve geleceğe dönük projeleri için harcamanın 17 milyar dolan (yaklaşık 3 katrilyon lira) bulması bekleniyor. Türkiye'de bir ulusal savunma sanayii altyapısı kurulması ama- cıyla 1985 yılında oluşturulan ve bu çerçevede yerli ve yabancı sek- törün işbirliğinde milyarlık proje- leri başlatan SSM, müsteşarlık dü- zeyinde ve MSB. başbakan ve ge- nelkurmay başkanına bağlı olarak görevyapıyor. SSM'nin, MSB'nin denetimine geçmesi yönünde za- man zaman girişimler oldu. ancak ilk kez bu yöndeki görüşler bir ta- san haline getirildi. MSB'nın sı- kı denetimi altında yeniden yapı- landınlması öngörülen SSM'nin doğrudan alım yapacağı ya da or- tak üretimin gerçekleştirileceği projelerde son karan Savunma Sa- nayii lcra Komıtesi venyor. tcra ko- mitesinin karar veren üyeleri ise milli bavunma bakanı, başbakan ve genelkurmay başkanmdan oluşu- yor. 12 yıllık özel sektör bırikimi bulunan SSM'nin yeniden yapılan- dırılmasının perde arkasmdakı amacı ile lehte ve aleyhteki gö- rüşler şöyle sıralanıyor: • Dünyanın her yerinde asker- ler, savunma işlerinde gücün elle- rinde olmasım isterler. Nitekim 1961-1%3 yıllan arasmda ABD Başkanlıgı yapan ve suikast sonu- cu öldürülen Joim F. Kennedy dö- neminde, Savunma Bakanlığı'na si- villerin istihdam edilmesi ve SSM benzeri bir örgütlenmenin kurul- masına askerler uzun süre diren- di. • Türkiye'de de askerler, sa- vunma ahmlannda ve ortak üreti- mınde kontrolün yeniden kendi- lerine verilmesini istiyorlar. Diğer yandan SSM'nin kaynaklannın artması ve yasalara göre bu payı- nın bir kısmını gerektiğinde siya- si otoriteye devretmesi bazı proje- lerin aksamasına neden oluyor. Ancak SSM'nin geliştirdiğı proje- lerde son karann icra komitesin- de venldiği anımsatılarak, genel- kurmay başkanının bu toplantıda itiraz hakkı bulunduguna dikkat çekiliyor. • Çok az miktarda ortak üretim projesi geliştiren ve ağırlıklı ola- rak doğrudan alım yapan MSB 'nin bu projelerde toplam yerli katkı payının yüzde 5 civannda olduğu- na dikkat çekiliyor. Bünyesinde savunma sanayii gıbi özel bir alan- da yetişmiş İcadroyu banndıran SSM'nin ortak üretim projelerin- den yerli katkı payı ortalama yüz- de 50'nin üstüne çıkabiliyor. • Büyük ölçüde doğrudan silah alımı gerçekleştiren MSB'nin, SSM'nin yerine bir Silahlanma Direktörlüğü kurma çalışmasın- da, doğrudan silah satışı yapan ve Türk sanayisine katkıda bulunmak istemeyen güçlü lobilerin de etki- sı bulunuyor. Yargıdan Çillere 'Tepkilere duyarlı davranm' EVtNGÖKTAŞ ANKARA-Ankara 26. As- liye Hukuk Mahkemesı. DYP Genel Başkanı Tansu Çilfcr' in kişilik haklanna hakaret edil- diği gerekçesiyle açılan dava- yı reddederken DYP liderinın "eleştirüere kayıtsız kalıp top- lumun susmasını isteyemevece- ğmi" ka> detti. MehmetAKBirand ın hazır- ladığı 32. Gün programında 16 Arahk 1996 günü Baym- dırlık ve Iskân Bakanı Yaşar Topçu, soruları yanıtladı. Çatlı'nın Topal cınayeti zanlılanndan olduğunu belirten Topçu, cinayet sonrası silahlann kimler tarafından Ankara'ya getirildiğını sordu. Birand'ın, "Siz kimler olduk- lannı biliyor musunuz" soru- suna Topçu şu karşılığı ver- mişti: "Ben Idm olduklannı tabükibifiyorum-Diyorumki bu olayda Sayın Mehmet Ağar'ın ve Sayın Başbakan Yardımcısı Tansu Çıller'in eşi Özer Çiller'in ismi geçmekte- dir. Olay Çatlı'ya fatura edili- yor. Çatlı'nın işin içinde oldu- ğu doğru, onun yanı sıra Ağar ile Sedat Edip Bucak'a da fa- tura edilip kapatılmava çalışı- hyor." Bu program üzerine Anka- ra Cumhuriyet Başsavcıhğı'na baş.vuran Çiller ailesi, Topçu ile açıklamalannı yayımlayan Shovv TV ve AKS TV AŞ yö- neticileri hakkında manevi tazminat davası açtılar. Dava dilekçesinı inceleyen Ankara 26. Asliye Hukuk Yar- gıcı Yusuf Uluç, ret karan ve- rirken "Kamuoyunun ve var olan basla gruplannın. aynı zamanda dördüncü güç duru- rmında bulunan basının sesine kulak vermek, gösterikn tep- Idlere duyariı davranmak, de- mokratik sistemin vazgeçflmez unsurlan olduklannı kabul et- mek, hukuk devleti olmanm bir gereğkür" dedi. t s t a n b u r d a hayırsever kişi ve kuraluş- lar tarafından yapünlacak4 ilköğretim okulumın daha protokolü valilikte imzalandı. Imza töreninde konuşan İstanbul Valisi Kutlu Aktaş. havir- sever yurttaşlar \e kuruluşlar tarafından yapımına başlanan okullann toplam dcrslik sa>ısının 416'ya ulaş* tığını ve bu okullann malhetinin 1 trilyon 600 mihar tuttuğunu söyledi. fmzalanan protokollerin 150 ders- liğin yapımını öngördüğünü kaydeden Aktaş. bunlaria 7 bin 500 çocuğun okuma olanağı bulacağıru bil- dirdi. Valilik tarafından yaptınlacak 800 dersliğin de ihalesinin yapddığını beiirten Aktaş, "Temmuz ayı- na kadar 2 bin 500 derslik yapbrmayı hedeflemiştik. Bağışlar böyle devam ederse hedefımize daha önce ulaşacağtz 71 dedi Aktaş, Ümraniye'de yaptınlacak olan 72 derslikli "İstanbul Ticaret Odası İlköğretim Okulu"nun İstanbul'daki en büyük okul olacağuu vTirguladı. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA) Topal cinayeti sanığı Ali Fevzi Bir'in sorgulaması sürüyor Polis, DGM'den 2 gün süre aldı İstanbul Ha- berServisi- "Ku- marhaneterkra- lı" olarak bili- nen Ömer Lüt- fü Topal'ın öl- dürülmesi ve Susurluk davası kapsamında gıyabi tutuklu olarak aranırken önceki akşam Ümraniye Çekmeköy yakınlannda bir çiftlik evınde gözaltına alınan ve asayiş şu- be müdürlüğünde tutulan AK Fev- ziBir'in sorgulanması için polis İs- tanbul DGM'den iki gün süre aldı. Hakkında İstanbul DGM ve Sa- nyer Cumhuriyet Savcılığı'nca gı- yabi tutuklamakaran bulunan Bir'in dün hangi mahkemeye çıkanlaca- ğı taroşma konusu oldu. Polis Bir'in sorgulanması için DGM savcıla- nndan ek süre istedi. Susurluk so- ruşturmasını yürüten İstanbul DGM Savcısı Aykut Cengiz Engjn, daha önce yakalanıp sorgusu yapılama- dığı ıçin hazırlık evTakı aynlan Bır'e sorulmasını istediği konulan içeren bir listeyi asayiş şube müdürlüğü- ne göndererek iki gün gözaltı sü- resi verdi. Topal cinayeti soruşturmasını yürüten Sanyer Cumhuriyet Baş- savcısı Veli Engin Arslan'ın da so- rulmasını istediği sorulan içeıen bir listeyi polise gönderdiği ifade edildi. Bu gelişmelerden sonra Bir. ak- şam saatlerinde Şişli Etfal Hasta- nesi'ne götürülerek muayene edil- dikten sonra tekrar şubeye getiril- di. Asayiş şube müdürlüğünde bir açıklama yapan Bir'in avukatı Ad- nan Uçar. Bır"in bugüne kadar ne- den teslim olmadığı yolundaki bir soruya, "Müvekküinı hem Susur- luk, hem de Topal davasında kesin- likle suçsuz olduğuna inandığı için deSOerin toplanmamış olmasını göz önüne aldığı için testim obnadı" ya- nıtı verdi. Uçar, Susurluk davası kapsamın- da gıyabi tutuklu sanık olarak ara- nan özel timde görevli polis memur- lannın teslim olduklan dönemde müvekkili Bir'i de teslim etmek ıçin DGM savcılanndan AykutCen- gizEngin ile görüştüğünü, ancak sa- nıklann polis olması nedeniyle em- niyetten zarar görebileceği endişe- siyle müvekkilinin bu düşünceden vazgeçtiğini söyledi. Uçar başka bir soru üzerine mü- vekkilinin Topal'ın kumarhanele- rinin resmi ortağı olmadığını, an- cak Topal ile sözlü anlaşma sonu- cu yüzde 25 hissesi bulundugunu kaydetti. Topal'ın öldürülmesi olayında özel timciler ve AbduDah Çath'yla cep telefonlanyla görüşmesiyle dik- kat çeken Ali Fevzi Bir, hem "adam öldürmek" hem de "sflahlı teşek- kül otusturmak" ve "aranan kişi- leri sakJamak" suçlanndan aranı- yordu. Süphe uyandırdı Eğitime katkı payı kuşkulu HÜLVAGENÇ Maliye Bakanlığı, "eğitime katkı payı" adı altında topla- nan hesapta ne kadarpara bi- riktiğini açiklamaktan kaçı- nırken ilgili çevreler; fonda biriken paranın iç borç öde- melennde kullanıldıgını id- diaetti. 8 yıllık zorunlu temel eği- tim yasası çerçevesinde eği- time destek vermek amacıy- la toplanan bağış ve katkıla- nn, bütçeye aktanlmak yeri- ne özel bir hesapta bekletil- diğini ve nemalandınldığını söyleyen fon araştırma uz- manı Ati Rıza Aydın, hükû- metin "usulsüz" davTandığı- nı iddia ederek "Eğitime kat- kı adı altında toplanan bu ba- gışlan, hükümetin özel he- sapta bekletmesi genel mai il- kelere aykındır" dedi. Özel banka hesabında toplanan paralann ne zamana dek "bu hesapta" tutulacagımn bilin- mediğini belirten Aydın, ya- sanın uygun görülecek za- manda nemalandınlan para- nın bütçeye özel ödenek ve gelir kaydı olarak aktanlma- sını öngördüğünü anımsattı. Gazi Üniversitesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Oyan da eğitime katkı payı adı altında topla- nan paralann genel bütçe ha- vuzuna aktanlması gerekti- ğini savunarak söz konusu bağışlann bütçe içindeymiş gibi gösterilip özel bir he- sapta bekletildiğini vurgula- dı. Oyan, "Bu dunım bütçe içidisiplinitörpülüyor'' diye konuştu. Fonlann 1984-1991 yılla- n arasında kötüye kullanıldı- ğını anımsatan Oyan, ülke genelinde seferberlik halin- de başlatılan "eğitime katkı payı"nm şüphe altına sokul- masımn yanlış olduğunu dile getirdi. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI HOOYılıYokmuSaymalı? Roger Garaudy'nin, Islamın özü ile o özden yo- la çıkılarak getirilmiş olan kuralları birbirinden ayır- dığını yazmıştım. Oz değişmezdi; ama 1400 yıl öncesinin koşullarına getirilen çözümlerle bugün- külerin aynı olamayacağı da açıktı. Cevdet Hatipoğlu, uzunca bir mektupta buna karşı çıkıyor: "Yazınızda bahsettiğiniz kişi Islam dinini yeni kabul etmiş, bu nedenle de Kuran 'ı iyice incele- me ve dolayısıyle de anlama fırsatını bulamamış..." Garaudy'nin Müslüman doğmadığı doğru da Is- lamı bilmediği doğru değil. Bu konuda. Islam din- bilimcilerin "uluslararası"doruk toplantılannaçağ- nlacak kadar bilgili ve birikimli... Üstelik de Garaudy, bu görüşü savunan ne ilk ne de son isim... Sudanlı Prof. Abdullahi Ahmed An-Naim'den Pakistanlı dinbilimci Fazkır Rahman, Muhammed Abduh'dan Prof. Said Yazıcıoğ- lu'na kadar; aynı görtişü savunmuş o kadar çok isim var ki. • • • An-Naim'e göre Müslümanlığın kurallarını ikiye ayırmak gerekir: Islamın doğuş döneminde Mek- ke'de inen ayetlerin oluşturduğu kurallar ve Me- dine döneminde oluşan kurallar. Mekke'den inerr ayetler. ahlak ve adalet gibi "genel" kavramlan içerir. Düşünce özgürlüğünü ve dinde zorlama olmaması gerektiğini buyurur. Oysa Medine döneminde, artık Müslümanlar kendi devletlerini kurmaktadıriar. Somut sorunla- ra çözüm getirmeye yönelik somut hükümler söz konusudur. Prof. An-Naim şöyle diyor: "Şeriat, ikinci dönemin kurallanna dayanılarak oluşturulmuştur. Medine ayetleh ile çatışan Mek- ke ayetleri, geçersiz sayılmıştır. Oysa bu hüküm- ler, genel ve ebedi değil, tarihsel koşullann ürü- nüdür... Bugün şeriat denilen şey, Kuran 'ın bir bö- lümünün benimsenip, diğerinin dışlanmasıdır. Ter- sini yapmak gerekir." Yani, Medine dönemindeki kuralların, "geçici olduklan için" dışlanmasından.. ve de Mekke dö- nemindeki kurallann, "genel ve kalıcı" olması ne- deniyle benimsenmesinden yana... • • • Türkiye'de de aynı görüşü savunan dinbilimci- lervar. AÜ llahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi llhami Gü- lerdebunlardan birisi. Üstelik de çahşmalarını Mı- sır'da sürdürmüş. Güler'e göre Kuran'daki "Ey inananlar" sesle- nişi, ömeğin bugün Türkiye'de yaşayan Müslü- manlan kapsamtyor... Kuran'ın ındiğı dönemdeki "müm/n"leri kapsıyor. O dönemin toplumsal, kül- türel, siyasal ve ekonomik koşullarını paylaşanla- nn uymalan gereken kurallan koyuyor. Eski Diyanet Işleri başkanlanndan Prof. Said Yazıcıoğlu da aynı görüşte: "Dinde değişmeyen, Kuran'da belirtilen, genel- likle inançla ilgili genel kavramlardır... Modern ha- yat karşısında insanlanmızın pek çok problem ve ihtiyaçlan söz konusudur. Bunlann cevabı, asırlar- ca önce, o dönemlerin özelliklerine ve şartlanna göre bulunan çözümlerde aranamaz..." Muhammed Abduh da Kuran'daki ayetleri üçe ayınyor Inanç, ibadet ve muamelad... İlk ikisiyle ilgili olanlann değişmeyeceğini, ama üçüncüsüy- le ilgili olanlann değişeceğini söylüyor. Nedir o üçüncüsü? Güncel sorunlara getirilen çözümler! • • • Cevdet Hatipoğlu'nun yazıma bir karşı çıkışı da "/cad/n"lar1a ilgili: "Gerçek Islamda kadının kara çarşaf giymesi ve peçe takması gibi zorunluluklar yoktur... Yazı- nızda Kuran 'ın kadını hayvan düzeyinden alıp ikin- ci sınıf da olsa bir insan düzeyine yükselttığini söylüyorsunuz. Gerçek Islamda kadının ikinci sı- nıf olması söz konusu değildir." Güzel! Peki, kadının mirastan erkeğin yarısı kadar pay alması.. iki kadının tanıklığının ancak bir erkeğin- kine eşit sayılması.. erkeğe dört kadına kadar ev- lenmek hakkı tanınması.. erkek açısından kansını boşamanın bu ölçüde kolay olması... Tüm bunlar ve benzerieri acaba ne anlama gel- mektedir? • • • Islam onu katılaştırarak yüceltemez. Müslümanlığa en büyük hizmeti An-Naim'ler, Garaudy'ler, Yazıcıoğlu'lar ve benzerieri veriyorlar. En büyük kötülüğü de Müslümanlığı 1400 yıl ön- cesinin koşullanna getirilmiş birkaç güncel kurala indirgeyenler yapıyorlar. Orta Asya Türkleri arasında kadın-erkek eşitliği vardı. Eğer Islam -kadının deveden bile değersız sa- yıldığı- Arabistan'da değil de Orta Asya'da doğ- muş olsaydı... Acaba -gene de- kadını erkeğin ya- nsı durumuna mı indirirdi? Hz. Muhammed, o günün Arabistan'ında "ka- dın- erkek eşitliği''ni savunsaydı... Acaba yaymak istediği dini kabul edecek kimse bulabilir miydi? Koç Üniversitesi'ne arazi onayıHaber Merkezi- Danıştay Idari Da- va Daireleri Genel Kurulu, Mimarlar Odası ile eskı tstanbul Mimarlar Oda- sı Başkanı Oktay Ekinci tarafından. Koç Üniversitesi'nin arazisiyle ilgili olarak açılan davayı sonuçlandıran Da- nıştay 6. ve 8. Daireleri Müşterek Ku- rulu karanna karşı yapılan temyiz baş- vunısunu ve 'bu aşamada yürütme- nin durdurulması" istemıni reddetti. Genel kurul, Koç Üniversitesi'ne Bakanlar Kurulu'nun arazi tahsisi, Or- man Bakanlığı'nm ise 'kesin izin' ve 'tahsis' kararlannın iptal istemlerini reddeden 6. ve 8. Dairelen Müşterek Kurulu karannı böylece onaylamış ol- du. Genel kurul, aynı müşterek kuru- lun, Bayındırlık ve lskân Bakanlığı'nın, nazım planda resen yaptığı değişikli- ğı geri aldığı için 'davanın bu bölümü- ne ilLşkin bir karar verilmesine gerek olmadığı' yönündeki hükmüyle, söz konusu tahsis kararlanna dayanarak bahçe ruhsatı düzenleyen Sanyer Be- lediyesi'nin bu işleminin iptali yönün- deki kararlannı da geçerli kıldı. Böy- lece Koç Üniversitesi 'ruhsatsız ve plansız' kalmasına karşın, kendisine tahsis edilen orman arazisinde üniver- site kurma hakkım yitirmemiş oldu. Dava sûreci Mimarlar Odası ve Oktay Ekinci, istanbul Rumelihisar yöresindeki Mav- ramolaz devlet ormanı içindeki 160 hektarlık alanın 49 yıllığma Koç Üni- versitesi'ne tahsisıne ilişkin Bakanlar Kurulu karanyla. Orman Bakanlığı'nm 'kesin izin' ve 'tahsis' kararlannın ip- tali istemiyle dava açmışlardı. Dava- da aynca, Bayındırlık ve Iskaân Bakan- lığı'nın bu tahsis kararlanna dayana- rak resen onayladıgı İstanbul Metro- politan Alan Alt Bölge Nazım tmar Pla- nı Değişikliği ile Sanyer Belediye Baş- kanlığı'nca düzenlenen bahçe duvan ruhsatının iptali de talep edilmişti. Danıştay 6. ve 8. Daireleri Müşte- rek Kurulu da Bakanlar Kurulu Kara- n ile Orman Bakanlığı'nm işlemleri- nin ıptal ıstemini reddederken Sanyer Belediye Başkanlığı'nın verdiği du- varruhsatını iptal etmişti. Müşterek ku- rul aynca, Bayındırlık ve lskân Ba- kanlığı'nın hazırladığı imarplanı hak- kmda "bu karar geri alındığı'' gerek- çesiyle karar verilmesine yer olmadı- ğına karar vermişti. Bu karara karşı davacılann yaptığı temyiz başvurusunu ve 'bu aşamada yürütmenin durdurulması' istemıni ise Danıştay Idari Dava Dairelen Ge- nel Kurulu reddederek sonuçlandır- dı.Koç Üniversitesi'ne ait binalann te- meli, Sanyer Rumelifeneri'nde tahsis edilen arazide, Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel'in de katıldığı bir tören- le atılmıştı. Koç Üniversitesi'nin bu inşaata devam edebilmesi için yeniden imarplanı yapılarak bina ruhsatı alması gerek iyor. Yurttaş f Necmettin Erbakan! Biz çetelerden arındırılmış saydam bir hukuk devleti özlüyoruz. Elıımız elektrik düğmesıne bu amaçla gidiyor. Siz ister glu glu dansı yapın, ister mum söndürün, istef mehter marşı çalın, ister kös dinleyin! Ama arkadaşlarınızla birlikte tek bir soruyu, iktıdarda ya da muhalefette olmanıza göre agız değiştirmeden, halisane duygularla, takiyesiz bir içtenîikle yanttlayın: "Bugün Susurluk için ne yaptın?" Dokunulmazlıkları kaldırın Çetelere dokunun A Y O I N L I K İ Ç İ N YURTTAŞ GİRİŞİMİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear