25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5EKİM1997PAZAR 12 KULTUR Joffrey Bale'nin gösterisinde Mehmet Sander'in 'Inner Space' koreografisi gerçekleşemedi 'Dansın en yabn lıaliııi arıyorum' EMRE KOYÜNCUOĞLl Geçen günlerde Yapı Kredi Festivali kapsammda Türkiye 'ye gelen Joffrey Ba- le nin Istanbul gösterisi öncesinde bir av süren bir kararsızhk yaşandı. Gösterile- rine ek olarak Mehmet Sander'in bir ko- reografısıni de sahnelemek ısteyen grubun GenelSanat Yönetmeni GeraldArpino 'va bu ısleminin "profesyonelce olmadığı" söylendı. Dünyamn belli başlı dansgrup- lanndan sayılan Joffrey Bale nin dansçı- larım kendi ürettiği dans tekniğivle ıkiyıl- dır eğiten ve bu ekıple koreografilehni sahneleyen modern dans ustamız Meh- met Sander 'in "InAer Space "adh kore- ografisinın Istanbul gösterısine eklenip eklenmeme durumu organızasyonda sorun yarattı. Joffrey Bale nin gösterisi böyle- lıkle Sander 'si: gerçekleşti. Mehmet Sander 'le ilkkez Londra'dakar- şılaştıklarını ve çalışmalarından çok et- kılendiğmi anlatan Arpino, Mehmet San- der 'ın 21. yüzyılın en ılginç ve en başan- lı genç koreograflarından birı olduğunu söylüyor. - Joffrey Bale iie olan iüşkiniz nedir? MEHMET SANDER: Ben Joffrey Ba- le'yle ıkı yıldır çahşıvorum v e "Inner Spa- ce"adlı eserimi Amenka'da defalarca sah- nelediler. Joffrey Bale. bu yıl kuruluşunun 40. yılını kutluyor. Bu nedenle Amen- ka'da turneye çıktılar v e esenmı de bu tur- nede kullandılar. RobertJoffre> öldükten sonra Joffrey Bale'nin genel sanat yönet- meni. Gerald Arpino oldu. Ben dansçıla- nnı 1995 yılında çalıştırmaya başladım. Ilk kez 1996 yılında bir eserimi VVashing- ton'da Kennedy Center'da sahnelediler. Sonra ben onlardan aynlarak kendi gru- bumla turneye çıktım. Bu yıl da geçen yıl olduğu gıbi Joffrey Bale'nin dansçılannı çalıştırdım. Washıngton'da çok prestijlı bir yer olan Natıonal Smıthsonian Insti- tute'da düzenledikleri kutlama törenlerin- de. benden kendi dans kuramımı anlata- cağım bir konferans istediler. Ardından da Joffrev Bale dansçılan e&rlenmi sah- nede uyguladılar. Amenka'da tume ya- parlarken. ekibımle çalıştığım kente. Los Angeles'a geldiler. Kalifornı\a'nın en önemlı gösten merkezı Los Angeles Mu- sıc Center'daki Ahmanson Theater'da be- nim de ıçinde bulunduğum bırkaç kore- ografın göstenlenni sundular. Daha son- ra da tstanbul'a gelecekleri için benımle • Yapı Kredi Festivali'nde Joffrey Bale'nin programına eklemek istediği Sander'in 'Inner Space' koreografisi festival yetkililerince kabul edilmedi. Joffrey Bale ile çalışmalannı sürdüren Mehmet Sander, kendini sahnede bir obje olarak görüyor. Danstan müziği, kostümü, öyküyü çıkararak en yahn hali anyor. Çünkü "yalınlaştığı zaman her şey o kadar büyüyor ki..." ilişkiye geçtiler. Ben de düşündüm ve on- lara geçen yıl teknik anzalar nedeniyle İstanbuİ'da gerçekleştiremediğim birgös- terimi, "Inner Space"i yapabileceklerini söyledim. Bu gösteri ıçın Pleksiglas'tan bir, küpe ihtiyaçlan vardı. Bu küpün Amen- ka'dan taşınmasının çok pahalıya mal o- lacağını biliyordum. Geçen vıl Hollanda Dans Festıvalf ne geldığımde gösteri ıçın bıze ödenen paranın çoğu sırfbu kargo ıçın harcanmıştı. Bu nedenle onla'ra gösteri için gerekli olan küpün Türkiye'de hazır olduğunu da söyledim. Bunu onlara ilet- tığim zaman, ağustos ayındaydık. Küp ge- çen yıl lstanbul'da gerçekleştırdiğim gös- tenlerin bir parçası olarak hazırlanmıştı. Çok sevindiler, çünkü lstanbul'da dünya- ca ünlü bir Türk sanatçısının koreografi- sini sahneleyeceklerdı. Her şey tamamdı. ama festivali düzenleyen bankayla bırta- kımproblemlerioldu. Jofrrey Bale'rıin tur- ne yaptığı gösterınin adı "Billboard"\e tüm Avrupa'daki turnesındekı kontrat bu gösteri adma yapılmış. "InnerSpace" ko- reografısının bu göstenye aynca eklenme- si sırfTürkiye ıçındüşünüldü. Bunun ıçın para da ıstemedıler. Yapı Kredı Festivali organizasyonu bunun profesyonelce ol- madığını söylemişler. Arpino çok ıstek- liydı. günlerce göstennin provasını yap- tılar Gösten için gerekli olan özel ses sis- temi, kostümler Istanbul'a geldı. Bunlar geldıkten sonra bıle Yapı Kredi Bankası Festivali'nın yetkilileri bir türlü karara \a- ramadılar. Arpino. festival yetkılıleriyle özel bir görüşme \ apıp diretti bile. Olma- dı. Kendi grubumla 98'de tstanbul'a gel- mevi duşünüyorum. Üstelik Joffre) Bale de Istanbul'a yenıden gelecek \e prog- ramlannda "Inner Space"i de düşünüvor- lar. Aslında ben. böv le polıüktas ırlann ol- duğu yerlerde pek olmak istemiyorum. Joffrev Bale. şu anda dünyadaki en büyük beş bale grubundan birısı. Prestijli bir grup. benım de prestijim var. Işlerim dün- Charles Saatchi 'nin çağdaş sanat koleksiyonu Kraliyeî Akademisi 'nde sergilenince güriiltü koptu Suçu: SanatKültür Servisi - Ünlü Ingilız reklamcı Charles Saatchi'nin çağ- daş sanat koleksiyonundan olu- şan "Sensation" başlıklı serginın Londra'nın köklü müzelennden Royal Academy'de (Kralı>et Aka- demisi) sergilenmesi. Ingiliz sa- nat ortamında çeşitli tartışmalara yol açtı. Son yıllarda Londra'yı uluslararası çağdaş ^anat ortamı- nm önemli merkezlerinden birı halıne getıren genç sanatçılann ) apıtlanndan oluşan "Sensation". tutucu çevrelerin tepkisinı çektı. Sergide \er alması beklenen bazı yapıtlan yasaklamaya çalışan Ro- yal Academy'nin bazı üyelerinin. etkinlıği protesto etmek amacıy- la istıfa etmeyi düşündükleri söy- leniyor. Sergide yer alan ve daha önce Royal Academy üyelik çağ- nlannı reddeden Damien Hirst ve Rachel VVhiteread gibi ünlü sa- natçılar ıse akademinın tutucu üyelerinin istifa etmesınin kuru- mun yaranna olacagına ınanıyor- lar. Charles Saatchi koleksiyonu- nun Royal Academy'de sergilen- mesi, Ingiliz sanat ortamında bir değişimin göstergesi olarak ka- bul edılıyor. 1977yılındanbuya- na akademıye çağdaş bir çehre kazandırmak için mücadele ve- ren sergiler sekreteri Norraan Ro- senthal, BBC'ye yaptığı açıkla- mada, "Bugünkü Akademi.fark- lı eğilimteri sergileyen 75 üyeden Saatchi Koleksivonu'ndan Thomas Grünfeld in vapıtı. oluşuyor. Pek çoğu. birbiriyle hiç konuşmuyorbfle. 1981 yıbnda Re- simde Yeni Bir Ruh" başlıklı ser- giyigerçekleştirdiğimdeyoğun tep- kiler aldım. Akademinin tutucu üyeleri,ser- gi için Avrupalı sanattüccarlany- la işbirliği vapnğunı iddia ettiler! Oysa o sergi son derece başanlı oldu. uluslararası yankılar buldu. Şirndibu' Sensatıon' sergisineseç- tiğbn baa yapıüar için de elestiri- liyonım. Doğrusunu isterseniz,bu sergide yer alan sanatçılar. Krali- .vet.Akademisi'neknaslagerçekbir akademi oluşturuyorlar. Birbirle- riyle ilişki içindeler: konuşuyor- lar, taröşıyorlar. Onlann bir bölü- mü. yannın akademisyenleri ola- caklardır" dıyor. "Sensation" sergisinde, tngilız sanat ortamının son yıllarda en şöhretli sanatçısı haline gelen Da- mien Hirst,bu yıl Venedik Biena- li'nde Ingiltere'yi temsil eden Rac- hel VVhiteread,MarcQırinn,Mark \\allinger. Jenm Saville, Simon Callery, Keith Co\ r entr>,Gar>' Hu- me. Jake&Dinos Chapman ve Marcus Harvw gibı, Charles Sa- atchi'nin sanat ortamına lanse et- tiği pek çok sanatçı yer alıyor. Bir- birinden ilginç yapıtlanyla tngi- liz sanat ortamına yeni bir soluk getiren bu genç sanatçılann isim- lerine. artık uluslararası bienal- lerde dc rastlanıyor. Charles Saatchi'nin bazı çevre- lerde u> andırdığı tepki de bu nok- tada başlıyor. An Revıeu dergi- sinin editörü Da\id Lee, "Saatc- hi koleksiyoncu değil, neyin nasıl pazarlanacağını çok iyi bilen bir tüccar. Bu sergi. Saatchi'ye kendi tkari menfaatian için Londra'nın en iyi gakrisini kullanma fırsaö %e- riyor" diyor. Ünlü sanat tarihçisi Norraan Adamsda benzer düşün- celeriçinde: "Saatchi'nin sergile- digi sanann estetikdeğeriyok. Tek özelliği. izleyiciyi tahrik ermesi. Sonra Saatchi, güleoynaya banka- nın \olunu tutuyor..." İngıltere'de olduğu kadar dün- yada da modem sanatın önde ge- len koleksıyoncularından biri ha- lıne gelen Charles Saatchi, hıç ta- nınmayan bazı genç sanatçılann tüm yapıtlannı satın alarak başa- rılı bir bıçımde sanat dünyasına lanse ettigı. dolayısıyla 'anlıkyü- dızlar' yaratarak fiyatları haksız bir biçımde aşın yükselttığı ge- rekçesıyle eleştırilıyor. Bu sıste- mın uzantısı olarak anık sanat öğ- rencilerının şöhrete kavuşmak ı nacıyla "Ba> Saatchi'nin bege- ı line seslenen" yapıtlar üretme- ye :alıştığı söylenı\or. Ünlühey- kehıraş Rachel VMıiteread. genç- lenn artık sanat aşkıyla değil. 'ka- riyer' aşkıyla ürettiği kanısında. 800"ü aşkın sanat yapıtının bu- lunduğu Charles Saatchi kolek- siyonunun bir bölümünün sergi- lendiği Saatchi Galerisi'nde çalı- şan bir yetkıli ise "Charles 10 yıl içinde satın aldığı \apitlann yüz- de doksanının kendinden başka kimseye bir değerifade etmeyece- ğjni söylüyor" dıyor.u Galeriyi fi- nanse etmek için raman zaman bazı >apıtlan satışa çıkanyor. Ko- leksi\onundaki>apıtlanen iyişe- kilde sergilemeye çalışıyor. Bu ötû değil, >aşa>an bir koleksiyon." Tüm bu tartışmalar sürerken 15 yılda yalnızca iki söyleşi ger- çekJeştıren Charles Saatchi sessiz- liğinı koruyor. Koleksiyonu ile il- gili asıl değer yargısını. zamanın vereceğini biliyör belki. Miles Davis'in yapıtlan 8-25 Ekim tarihleri arasmda Aksanat'ta sergilenecek ^Resimleıi yaşamnnn görsel güncesi'KûltürSenisi-Efsa- nevi trompetçi ve kom- pozitör MDes Da\is'in resim serasi. Türkiye'de ılk kez 8-~25Ekım 1997 tanhleri arasında .\ksa- nat'tayeralacak 1. Ak- bank Caz Festivali kap- samında gerçekleştiri- lecek olan sergi, Da- vis'in 81 yapıtından olu- şan yağlıboya ve karakalem çalışmalan- nı ıçenyor. 1980'li ydlann başından itıbaren mü- zığın>anı sıraresimledeilgilenmeyebaş- layan sanatçı. yasamının son 10 yılını re- sım yaparakgeçırdi.Resim yapmayapn- mıtiffıgürlerL- başlayan Miles Davis, son- ra renk ve kompozisyon ağırlıklı yapıtlar koydu ortaya. Davıs'in ilk resim sergisi 1989da Amerika'da açıldı. Sanatçının karakalem çizimleriyle başlayan resim serihenı, tuv- 1 üzenne soyut kompozis- yonlarla daha da ilerledi. Sanatçının yağ- lıboya tablolan onun duygulannı ve dü- şüncelerini yansıttı ve müziğinde olduğu gıbı doğaçlama ve değişkenlik açısmdan zengin ifadeler kazandı. 1980'den sonra eskizler ve resımler yaptı. En büyük ilham kaynağını kadın vücu- dundan ve onun hareketinden alan Miles Davis. dans edenleri resmetmekten de bü- yük haz duydu ve onlann vücut hareket- lerini tuvaline yansıttı. Müzisyenleri ve ger- çek olmayan çizgi fılm kahramanlannı da resmeden sanatçı. öjjceleri soyut akı- mın etkisinde kaldı ve Milano'nun Memp- his hareketinden etkilendı. Miles Davis; otobıyografisinde. resme olan ilgısini şöyleanlatıyor: "Giderek da- haçok çiziwr. dahaçok boyuyorum, gün- de birkaç saat resinile meşgul olu>x>nun. Turoedeyken de öyle. Beni dinlendiriyor resim yapmak. yumuşatıyor. Hayal gü- cümden çıkan resmi görmeyi de çok sevi- yorum. Terapi gibi benim için resim yap- mak. Müziğime karşı nasıl tutkuluysam resme karşı da tutkuluyum." Yasamının son iki yılında daha çok Af- rika sanatı etkili yapıtlar üretmek için so- yut sanattan uzaklaşan Miles Davis. hıç- bir zaman satış amacıyla resim yapmadı. Sanatçı bütün yapıtlanna. hıslenni \e geniş hayal gücünü de kattı. En sevdiği \e en çok kullandığı renkler; yeşıl. san. kahverengi ve kırmızı olan Davis. resım- lennde totem yüzler. karanlık. bazen kö- tü, mistik fıgürlere de yer verdi. Bunlar Davıs'in hayatının görsel güncesinı oluş- turdu. Miro, Kandinsky \e Basquiat gıbi ressamlara hayranlık duyan sanatçı, 1988'den sonra bazı çizim ve resimleri- nın sengrafılerinı yayımlamayı düşündü. 'Noteworthy', 'Faces' ve 'Chorus of Ima- ges'dan oluşan ilk üç serigrafı, sadece 100 adet çoğaltıldı. Üç orijinal imzalı Miles Davis serigrafısı. Hollanda'nın Harlem kentinde 'Yunnan Art' başlıklı bir sergi- de sergilendi. Davis'in 1991 'deki ölümün- den sonra 'Sea Horses' adlı yapıtından 200, 'TheKiss' ve "DonQuixote' adlı ya- pıtından 450 adet sengrafı yapıldı. yanın her tarafuıda artık tanınıyor. Bır- çok ülkede sanatseverler"InnerSpace" ese- nmi izleyebildi. Kendi ülkemde, yetiştı- ğım îstanbul şehnnde. bir festıvalde böy- le birkarann verilememesı nedeniyle bu- radaki izleyicilere o şans verilmedi.. Ekim ortasında Amenka'ya dönüyorum, Joffrey Bale'yle üçüncü kohtratımı imzalayaca- ğım. Ve artık Joffrey Bale benım koreog- rafilerimi programında arka arkaya yap- mak istiyor. Gelecek yıl ıçın birprömiye- ri de onlarla birlikte gerçekleştireceğiz. -Joffrey Bale'nin dansçılan, sizin dans- çılarunz gibi ağır çalışabUiyorlar mı? Ben çalıştırdığım için başka seçenek- leri yok zaten. Benim dansım farklı bir tek- niğe dayanıyor. Arpino'yla ılk karşılaştı- ğımızda bana."Benim dansçüanm senin- kiler gibi değil" dedi. Çünkü dansçılanm halter kaldınrlar, ağ:r kondısyon çalışır- lar. Kadın. erkek aynmı yoktur. 15 yıllık bir prima balerina 2 haftalık bir çalışma sonunda 75 şınavı, 250 tane mekıği arka arkaya çekıyordu. Bunun cinsiyetle bir il- gisi yok. Ben baleye tamamen karşıyun. Bale ge- çen yüzyıla ait bir sanat. Ben halen "Fın- dıkkıran" gibi eserlenn sahnelenmesi için vüklü paralar harcandığında gerçekten üzülüyorum. Klasik operaya da çok kar- şıyım. Bunlar saray sanatlan. Elit bir gru- bun eğlencesi ve belli bir sanat anlayışı ola- rak ortaya çıkmışlar. Hiçbir zaman evren- sel değerleri içermedi. Bale bana Uzak- doğu sporlan gibi gelıyor. Vücut çalıştır- ma tekniği. Estetik açıdan benim gözüm- de sıfır bir değeri var. Ben modem dan- sın baleden geldiğıne de inanmıyorum. Estetik olarak da felsefi olarak da bırbir- lerine çok tersler. Modern dans çok yeni bir dans daluYeni düşüncelere, yeni es- tetik yaklaşımlara çok açık bir sanat dalı. Daha bir yüzyıllık bir sanat dalı. Hareket eden TIR'Iaria dans - Joffrey Bale sanatçılan bu düşündük- lerinizi tabii ki biliyorlar değil mi? Evet, biliyorlar. Ancak, Joffrey Bale grubunun bir özelliği var. Onlann dansa bakış açıları çok genış. Örneğın Ameri- kan Bale Tiyatrosu'nun benı mısafır bir koreograf olarak çağırabıleceğmi hiç dü- şünmüyorum. Arpıno o kadar müthiş bir ınsan ki.. riskleri göze alabilen bir insan. Hem eskı repertuvan elinde bulunduruyor hem çağdaş baleyi hem modem baleyi. Bir yandan Balanchine in eserleri. bir mm ~ m yandan da benım eserlerim. Sı- nırlan zorluyor. - Geçen yıl bahsettiğiniz baa planlannızvardı? Örneğin hare- ket edeoTIR'larda dans etmek- \'aptınız mı? Evet. yaptım. 1997*de Kopen- hag bir kültür başkenti olduğu için benden o şehirde bir prömi- yer yapmamı istediler. Uzun za- mandır, hareket eden bir TIR'ın içinde bu sefer de hıza karşı dur- mak ıstıyordum. Ağustos 1996 "da atölye çalışması yaparken per- formanslanndan memnun kaldı- ğım birkaç Kopenhaglı dansçı ve ekıbimden bazı dansçılarla bu gösteriyı gerçekleştirdik. Şehrin dışında motosiklet yanş pistınde göstenyı yaptık. Benim eserlerim- de hep engeller yardır. EJizi dur- duran engeller. Ömeğin; yeri 45 derecelik bir açıyla kuüanınm. Dansçılarıma her zaman, "Siz durmuyorsumız,engellerbizi dur- duruyor",diyorum. Fizıkkanun- lanna göre bir hızın durdurulma- sı için bir nesneye ihtiyaç var. Normalde, A noktasından sıçn- yorsak. yıne A noktasına düşüyo- ruz. Pekı yer hareket ederse, ya da duvar bana doğru gelirse. o za- man ben sıçradığımdaduvara çar- pabilırim. Fızik kanunlan, bir ko- reograf olarak ilgımi çekiyor. Gösteriyı 5-6 metrelik TIR'lar- la yaptık. Gösteriden sonra mo- tosiklet yanşı vardı. Yanşçılann çok hoşuna gittı. Çünkü çok risk- lıydı. Bir anlamda bir ölüm ka- lım meselesi. Kopenhang'dan sonra Brezil- ya'ya geçtim. Sao Paulo'nun ku- zeyindeki Belo Horizante'de re- pertuvardan eserler yaptık. Klas- tug'da Belçika'da bir festival var. Ben orası için hazırladığım so- lo'mu yaptım. "Surface" (Satıh) dıye.. Oradan Sao Paulo'ya geç- tık. 98 'de yine gıdeceğız. Bu ara- lar bolca kıtap okuyorum. Fizik üzerine araştırmalar yapıyorum. Ne de olsa benim dansımın fizik ve mimariyle ilgisi var. Hayatın kendisi fizik kanunlanna göre... - Duygular nerede? Duygularla sahneye çıkmayı gereksiz buluyorum. Ben sahne- de bir objeyim. Bir tahta parça- sı, cansız bir obje olarak sahne- de yer alıyor. Ben ve dansçılanm da onunla karşı karşıya olan can- lı objeler oluyoruz. Benim için o kadar basit. Smithsonian'da ders venrken izleyicilere soruyorum: "Şu anda karşımda olmanıan nedeni nedir?" Hep bana "Seni çok seviyoru/,yapnğm işten etki- leniyoruz_" diyorlar. "Çok sağ olun" diyorum ve yine soruyo- rum :" Pekı ama benim karşımda olmanızın nedeni nedir?" Her- kes bıraz şaşınyor. belli bir zaman sonra da soruyu ben cevaplıyo- rum: "Burada olmanızın bir nu- marah nedeni; verçekimidir." Be- nim yaptığım; dansın en yalm halıni aramak. Danstan müziği çıkardım, kostümü çıkardım, hi- kâyeyi çıkardım.. En yalın hali ne- dir? Yalınlaştığın zaman her şey o kadar büyüyor kı. KÖŞEBENT ENİS BATUR Dalinin Zararından Kâr Çıkarmak İçin 7?7e Sunday Tımes 'in 14 Eylül 1997 tarihli kültür eki-, nin kapak konusu "Dali Felaketi" başlığım taşıyordu:-, "XX. Yüzyıl Sanatını Iflas EttirenAdam." Bu yıl yedincisi düzenlenen TÜYAP Sanat Fuarı'nı,_ dolaşırken Dali'yle ılgili saptama aklımdan çıkmadı.J Yanlış anlaşılmak istemem: TÜYAP Sanat Fuan'nın' organizasyonunda herhangi bir sorun yoktu. Orada. yer alan yapıtlar bana Dali'nin "/ı/sse"sıni düşündür-, dü: "Felaket", anlaşılan, bütün dünyayı olduğu gibi Türkjye'yi, Türkiye'deki yeni sanatçı kuşaklannı da bel-' li ölçüde etkilemişti. Burada da kesin bir yargıdan yola çıkmadığımı' anımsatmak isterim: Salvador Dalı'yi ressam sayma- yanlar, kötü ressam sayanlar bir dolu ya. onlardan bi-'' ri değilim gerçekte. "Iflas" sorununa ilişkin kimi dü-' şüncelerim, ortak kaygılanm var öte yandan, onlara • değinmek istiyorum. Salvador Dali, hakkında kolaycana "basmakalıp ' kanı"\ara ulaşılabilecek sanatçılann başında geliyor-' du. Yapıtı kadar, hatta yapıtından çok, kişıliği ve ta-: vırtanyladikkatleri, nefretı, en hafifinden tepkıleri üze-' rindetoplamayı başarmıştı. Başarıdan sözediyorum, • çünkü önde gelen hedefleri arasında olabildiğınce //-"< g; çekmek geliyordu. Belki yaprtı ve kışiliğı, aynlabil--i diklerince ayırmayı denemek en lyisi. Bir daha vur-. guluyorum: Ayırmak elden geldıği, gelebildıği ölçü-i de tabii. * Her şeyden önce, Dali'yi "öağ/am"ından kopar-.. madan ele almak gerektığini unutmamalıyız. 1930'la- nn başında "olay" patlak verdiğinde, modern sanatı büyük atılımlannın çoğunu gerçekleştirmişti: Kübizm,} Dışavurumculuk, Metafizik Akım. Füturizm, Dada, t Soyut Anlayış belli başlı ustalannı, ana yapıtlannı or--, taya koymuştu. Dalı, dolayısıyla. önemli bir yol açıcı, değildi: Bir parçası olduğu gerçekustuculüğun öncü , sanatçılan arasında bile yer almıyordu, De Chirico t ya da Emst hareketin özgün çizgisıni çoktan ortaya koymuşlardı. Nasıl olmuştu da bu kaçık Katalana, birinci dere-, cede bir rol biçilebilmişti. Öyleyse? Öncelikle bir tavır getirdıydi Dalı: Düpedüz skan-4 dal ebesıydi. Yapıtını genış jestlerle susledi, destek-'_ ledi. Oerin kuramlardan (psıkanaliz) tuhaf sonuçlar çı- \ kardı: Bekâret, pislik (skatoloji). paranoyak yöntem gi- \ bi. Yaprtından çok kimlığını öne surdu, yaygınlaştır-H dı. "Para"ya taptı. Çağdaş sanatçı için alternatif bir duruş yarattı, ne yazık ki etkili de oldu. 1 Dali'nin hazırladığı iflas bu yoldan hız kazanmıştır.' Gelgelelim, madalyonun bir de obür yuzu var. Zen- gin bir imgelem dünyası. kendi çizgisınde sağlam bir' tekniği vardı ressamın. Bilinçaltına, düş bolgesıne gözüpek adımtarla dalmıştı. Ne kadar beğenmesek, yüzyılın resim sanatında özel yerı vardır. FelakeV'm asıl nedeni, bu dunyanm etkili olmuş olmasında yatıyor: Dalı'ye öykünuldü, yaklaşımı dur- \ madan tekrarlandı, açtığı tematik depodan aralıksız* su çekildi. Bana öyle geliyor kı iflası hazııiayan takip-3 çiler olmuştur. \ Resim dünyasının komşulan aracılığıyla mühru yer-2 leşiklik kazandı Dali'nin; ıllüstratörler, grafik tasarım-J MÖ^W» reklamcılar.da o üslubu çoğalttılar^ara/s^^ga^ 'f3r gene de resim sanatına sıçramıştır. Genç sanat3 çılara bakınca, yurtdışında da Türkiye'de de Dali'nin^ inanılmaz sayıda kurbanı olduğu göze çarpıyor. 5» Özellikle Türkiye'deki genç sanatçılan, bu "fela-b ket" konusunda uyarmak gerekıyor: Imgesıyle, tema-jı sıyla, tekniğiyle bir rüküşluk okyanusuna düşmeme- J leri için Dali'yi. yapıtını ciddi biçimde ıncelemeleri ge-J rekir. J Belki yapıtının yerini bulmayı da sağlar bu. Kosko-fi ca çağdaş sanatın tek katilı olduğunu ileri sürmek ko-* medisinden kurtulmak için de bir yol bulunabilir böy- ' lece. Hâmiş: Nazar Büyüm (Arthur Clark'dan) aktar-, dı; Graham Bell, telefonun anlamını kavrayamayan yetkilileri ıkna etmek için "Gün gelecek" demiş, "her şehirde muhakkak bir telefon olacak". 68'liler Che'yi anıyor • Kültür Servisi - Ernesto Che Gue\ara. ölümünün • 30. yıldönümünde 8 Ekim'de saat 18.00'de Ataturk Kültür Merkezf nde düzenlenecek olan bir geceyle .; anılacak. Küba Büyükelçisi Jorge Casıro Benıtez. Kübalı konuşmacı Tomas Cao, gazetemız yazarı Ilhan Selçuk, 68"liler Birlıği V'akfı Başkanı Haşmeı Atahan'ın katılacağı gecede Küba \e dünyadaki anti- empery'alıst dayanışmaya ilışkın konuşmalar yapılacak. Gecede, 68'İıler Che Gue\ara ile birlikte ', kendi özgürlük mücadelelerinı ve kaybettikleri dostlannı anacakJar. Bedn Baykam'ın katkılanyla açılacak fotoğraf sergisinın ardından Viva Che Özgürlük başlıklı dıa gösterisi yer alacak. Aynca Moğollar. Emin Igüs ve Küba müzık topluluğu Trio • Dialogo'nun da yer alacağı gecede Halil Ergün. Tuncer Necmioğlu \e Orhan A\dın da şiır okuyacak. İsveç'in efsanevi oyuncusu Jarl Kulle öldü • STOCKHOLM- lsveç tıyatro ve sınema dünyasının efsanevi oyuncusu Jarl Kulle cuma günü '• 70 yaşında öldü. Sanatçının ölümü lsveç te büyük üzüntü yarattı 1827'dedoğan Kulle, 19 yaşındayken -' Stockholm Dram Tiyatrosu'nun tıyatro okuluna girdi. •> 1956'da Eugene O'Sleill'ın "Geceye Doğru Lzun Bir Gündüz Yolculuğu" adlı oyunda başkışınin oğlu Edmond rolünü oynayarak büyük başan kazandı. Bu * oyun. lsveç tiyatro tarihinde bir dönüm noktası olarak ; kabul ediliyor. Kulle aynı pıyeste bu kez baba rolünü î 32 yıl sonra oynadı. Bu oyunun şönetmenliğinı j Ingmar Bergman yapmıştı Kulle. 1958'de özel ^ tiyatroya geçti. En başanlı rollennden bırini yaptığı. "My Faır Ladv'" tam 766 kez oynayarak rekor kırdı. " Sinema oyunculuğunu da paralel olarak sürdüren Jarl ' Kulle. ilk film rolünü Ingmar Bergman'ın . ' rejisörlüğünde 1952'de "Kadınlann Özlemf'nde ' oynadı. En önemli rolü olarak ıse yıne Bergmanın J filmi "Fanny ve Alexander"daki (1982) baba Adolf < Ekdalf kabul edilir. Sanatçı Isveç'in en önemli sınema ödülü olan Altın Böcek'i iki kez kazandı. lsveç halkı ;. Kulle'yi her yılbaşı gecesi. yılın son dakikası j yaklaşırken Stockholm'dekı ulusal park Skansen'ın ', çanlan çalarken okuduğu ve tele\izyonda tüm ülkeye canlı olarak yayımlanan şiırlenyle de anacak. Alfred • Lord Tennyson'un "Çalsın Çanlar"ı son kez okuduğunda yapılan ses kaydı, ölüm haberiyle birlikte* tüm radyolarda vayımlandı. * Yellovv Jackets Grubu, Eskişehip Festivali'ne katılamıyor [ • Kültür Senisi -11 Ekim-19 Ekim tanhleri arasında gerçekleştırilecek olan 3. Uluslararası Eskışehir Festivali'nde sahne alacak olan Yellow Jackets , Grubu'nun Türkiye turnesinı iptal ettiğı açıklandı. ; Yellovv Jackets'ın yenne Larry Coryell'in "Space , Revisited Grubu" yer alacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear