23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yonetraenı Orhan -Erinç • Genel Yaym Koordınatonı; Hikmet Çetinkaya 9 Yazuşlen MüdiMen İbrahim Yıldız - Dinç Tayanç 0 Sorumlu Mudür Fikret tlkiz • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara •Gorsel Yönetmen. Fîkret Eser Dış Haberter Şinasi Danışoğhı • tsohbarat Cengiz Yıldınm 9 Ekonomı Mehmet Saraç # Kultür: Handan Şenköken • Spor Vbdülkadir Yücetaıan 0 Makaleler Sami Karaören # Düzehme AbduOah Yaaa# Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu •Bılgı-Belge: Edibe Buğra • Yım Haberlen Mehmet Faraç YaymKunjlu İHıaııSdçııklBaşkan). Orhan Erinç, Oktay Kortböke. Hikmet Çetinkava. Şükran Soner, Ergun BaVa, Dinı; Tayanç, tbnüıim Yıldız, Orilan Bursalı, Mustafa Balbav. Hakan Kara. Ankara Temsılcisi Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4. Bakanhklar-Ankara fel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • Izmir Temsılcisi: Serdar Kıak, H. Ziya Blv 1352 S.2'3Tel-4411220, Faks.4419117* Adana Temsilcısi: Çetin Yigenoğhı, Inönü Cd 119 S. No 1 Kat1, Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü Cstün Akroen 0 Koordınatör Ahmet Korulsan • Muhasebe Bûknt Vener«ldarc Hfisryin Gürer • tştanK Ömter Çefik • Bılg- lşlem Nail tnal 0 Bılgısayar Sıstem Mfirnvet Çier#Sanş FaziktKııza MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gûlbin Erduran 0 Koordınatör Reha Işıtman • Genel Müdür Yanhmcısı. Mine Akdağ Te! 514 07 53 - 5139580-51384«^61,Faks 5138463 Yayıntla>an ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Yavıncılık A Ş. TurVcKajŞ- Cad 39 41 Cagaloglu 34334 tst PK 246 tstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0'212l 513 85 95 26EKİM1997 İmsak: 4.54 Güneş: 6.21 Öğle: 11.55 tkindi: 14.47 Akşam: 17.16 Yatsı: 18.37 Yüzyılın son güneş tutulması • İSTANUL(AA)- Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, yüzyılın son tam gürıeş tutulmasının 11 Agustos 1999 tanhınde meydana geleceğinı belırterek, "Bu nadir rastlanan doğa olayı, dünyada en iyi koşullarda Türkiye'de ve 2.5 dakika süreyle izlenebilecektır" dedi. Prof. Dr. Işıkara. bu olayda Ay'ın, Dünya ile Güneş arasına gireceğini \e Ay'ın gölgesinin TSİ 12.30'datngıltere açıklannda ok>r anus üzenne düşeceğini söyledi. Rasathaneden Doç. Dr. Atilla Özgüç de tutulmanın Bartın. Kastamonu, Çorum, Merzifon, Amasya. Turhal, Tokat, Sıvas, Elazığ, Diyarbakır. Barman ve Cizre hattından izlenebilecegini söyledi. Saatierinizi geri aldmız mı? • Haber Merkezi - 1leri yaz saati uygula- ması dün sona erdı. Dün gece saat 02.00'de saatler bir saat geri alındı. Son iki yıldır Avrupa ülkelenne paralel, 7 ay üzerinden yapılan yaz saati uygulaması geçen 30 Mart'ta başlamıştı. 7 yıldan bu yana sürdürülen yaz saati uygulamasından 2.3 milyar kılovvattsaatlık enerji tasarrufu sağlandı. yasaklansın' • NEWYORK(AA)- Dünya banşı için Türkiye'den New York'a gelen 9 yaşındaki Türk banş elçisı Meryem Oral, BM'nın yıldönümü dolayısıyla düzenlenen bir toplantıda. 'Savaş •"Yasaklansın başlıklı dilekçeyi, "gelecek kuşaklar" adına imzaladı. Alanyalılar yedi yıldır evsahipliği yapüklan organizasyonu bu yıl da yüz akıyla gerçekkştirirken, triation kcnte biiyük bir canlılık getintL (Fotoğraflar: MEHMET SUCU) Kulaç, pedal, lıız şöleni7. Alanya Triatlonu'na 26 ülkeden 229 sporcu katıldı MEHMET SUCU Avrupa Triatlon Federasyonu (ETU) tara- fından düzenlenen 11 yanşmanın son ayağı olan 7. Alanya Tnatlonu'na 26 ülkeden 36'sı kadın, 193'ü erkek 229 sporcu katıldı. Ya- nşmanın toplam ödülü 140 bin Alman Mar- kı. Bunun 100 bin markı £TU, 40 bin mar- kı da Alanya tarafindan karşılanıyor. Tnatlonda Avrupa şampiyonu olabilmek için sporcular 11 yanşmadan en az 7'sine katılmak zorunda. Ancak bu yedi organizas- yonun ıçinde Alanya"nın mutlaka yer alma- sı gerekiyor. Triatlon, üc spordahnın peşi pe- şine, ara verilmeden yapılmasından oluşan bir spor dalı. Yanşmacılarönce 1.5 kilomet- re yüzüyor, sonrabisiklete binip40 kilomet- re pedal basıyor ve bisikletlerinı bırakıp 20 kilomerre koşuyor. Bu yanşmalann hemen hepsi birbirine zıt kaslan çalıştınyor. Yenilikler Triatlonun daha görsel olabilmesi için bu kez ETU tarafindan bazı yeni düzenlemeler de yapıldı. Koşu parkuru ile bisiklet parku- ru birbirinden aynldı ve bisiklet yanşı sıra- sında öndeki sporcunun rüzgar oluğuna gir- mek (drafting) serbest bırakıldı. Bu zor sporu yapmaya aday olanlar ara- sında hemen her yaştan ve kılodan insan var- dı. Her sene düzenli olarak Alanya'ya gelen ABD'li sporcu David Alexander, 130 kilo- nun üzerinde ve 50 yaş üzeri grupta yanştı. Phoenix Arizonalı bir milyarderolan Alexan- der, genel olarak 2 saat civannda tamamla- nan yanşı 4 saat 36 dakikada bitirebildi. Ama bitirdi. Alanya, 7 yıldır ev sahipliği yaptığı organizasyondan, sokaktaki satıcısından otel sahibine kadar yüz akıyla çıkmasını biliyor. Belediye Başkanı Cengiz Aydoğan'ın ina- nılmaz yardımlan, organizasyon komitesin- deki Tufan Karasu, Müfıt Kaptanoğlu, Fey- zi Açıkahn, Leveot Eren, Önder EğUmezler ve adını sayamadığimız biravuç msanın ola- ğanüstü gayretleri, Alanya Triatlonu'nu her yıl daha da ileriye taşıyor. Atanya'ya büyük bir canlılık getiren tri- atlon için yollar trafiğe kapatıldı, okullar ta- til edildi. Öğrencilerin de görevlendirildiği organizasyon boyunca yerel televizyon Ka- nal A tüm yanşma ve göstenlen canlı ola- rak izleyicılenne ulaştırdı. Organizasyon komitesi ilgisizlikten ve tek başına kalmaktan şikayetçi. 1993'te katıl- dıklan Bisiklet Federasyonu'ndan aynlmak ıstiyorlar. Görüldüğü kadanyla haksız da de- ğiller. ETU Başkanı herdefasındaolduğugi- bi yanşma alanında bir görevli gibi ter dö- kerken, bızım "Bisiklet ve Triatlon Federas- yonu BaşkanTmız, Alanya güneşinin altın- da, "lacüerT içinde tribünde ter döktü ve ki- me madalya takacağını sordu. 7. Alanya Triatlonu'nda dereceye giren sporcular şöyle sıralandı: Erkekler:'l-FrankBignet(Fransa) 1:49:58 2- Martın Krnavek (Çek Cumhuriyeti) 1:50:17 3- Craıg Watson (Yeni Zelanda) 1:51:03 Bayanlar: l-SıanBrice(Ingiltere)2:05:32 2- Nora Edusency (Macaristan) 2:05:39 3- Jasmine Hammerle (Avusturya) 2:05:46 Minach, felsefesini u Önemli olan yaşamla ban- şık olmak ve engelleri yenmek" olarak açıklıyor. TEK BACAKLA YARIŞTI Minach'tan yaşam dersi...Adı VtedhnirMinach- Birbacagından yoksun- du ve elinde bisikletıni taşımaya çalışıyordu. Her- kes Minach'ın yanşmaya katılacağını, ancak bir iddiasının olmadığını sanıyordu. Yanılmışız... ETU görevlilerinin büyük bir titizlikle denetledi- ği Ukraynalı sporcu, yüzmeden çıknktan sonra kol- tuk değnekleriy le bisikletine kadar koştu ve ayak- kabısını, formasını giydikten sonra hayretle açı- lan gözler arasmda yanşmayı sürdürdü. Bisiklet parkuru boyunca da Alanyalılardan en çok alkışı ve desteği alan yanşmacı oldu. Bisikletiyle değışım yerine geldiğinde herkes na- sıl koşacağını merak ediyordu. Minach. ETU gö- reviisi gözetiminde bısıkletinın pedallannı çıkar- dı ve pedal dirseklerini kadroya bağladı. Olma- yan bacağının bulunduğu kısmını bisikletın sele- sıne yerleştiren Minach tek ayağı ile koşarken bi- sikleti ile de vücudunu dengeledi. Kategorisinde yedinci olan Minach'ın kendisi- ni bekleyen sürprizden haberi yoktu. Mikrofon- dan ismi anons edilince önce şaşırdı. Sonra kür- süye yürüdü. Kendisine Belediye Başkanı Cen- giz Aydogan tarafindan Alanya'nın fahri hemşe- rilik beratı verildı. Yaptığının bu denli büyütül- memesi gerektiğinı söyleyen Minach. "Öıtenıliofauı , yaşamla banşık olmak ve engetieri yenmek" der- ken hayat felsefesini dile getiriyordu. Bir güzel insandı Minach ve hepimize büyük dersler verdi. Pembe Kosk'te sergi Inönü'nün notkın günışığında ANKARA (ANK4) - Türkiye'nin tkin- ci Cumhurbaşkaıu Ismet İnönü'nün aile- siyle birlikte 48 yılını geçirdiğı "Pembe Köşk", ODTÜ, tnönü Vakfı ve UNES- CO'nun düzenlediğı "Cumhuriyet Hafta- a" etkinlikleri kapsamında ziyarete açıldı. lnönü Vakfı Başkanı Özden Toker yap- tığı açıklamada, 10 yıldır belli zamanlar- da Pembe Köşk'ü ziyarete açtıklannı be- lirterek, "Ozei ve mutlu bir kuşağız biz. Cumhuriyetimizi kuranlan tanıdık. Onun için bu mumıhığumuzu genç nesiüerle pay- laşmak, Cumhuriyetimizi kuraniann anı- lannı, yapoklannı, eserlerini yaşatmak ve gençlere aktarmak istiyoruz" diye konuş- tu. Pembe Köşk'teki sergide, Ismet lnönü ve Mevhibe tnönü'nün evlenme cüzdanının ya- nı sıra tsmet tnönü'nün yaşarru boyunca sü- rekli tuttuğu küçük not defterinden alınan bir belge de dikkat çekiyor. llk kez sergi- lenen 4 Mart 1929 tarihli belgede, döne- min başbakanı olan lsmet tnönü'nün Mec- lis'te Takrir-i Sükûn Kanunu'nun kaldınl- masını isteyen konuşmasının ana hatlan yer alıyor. 4 En büyük gûç Meclis' lnönü, 1928'de kabul edilen yeni harf- lerle kaleme aldıgı "Takrir-i Sükûn Kanu- nu İçin ıNutuk Projesi'"nin bir bölümünde şöyle diyor "Poütika ile uğraşanlarabir nok- tayı tekraredeyim. Bu memfekette bu Mec- lis'ten büyük kuvvet yoktur. Bu Meclis'in bir karanna karşı durmakisteyen hâkimin herhalde kendini aciz bırakan hükmüne mahkûm olacaknr. Bu MecHs. memleketi- mizi. nasıl sayısı bulunmaz harici-dahili bir düşmanın pençesinden zoıia kurtardı ise, bu büyük MecBs \uzlerce senelcrin ezgile- rini, göreneklerini yenerek Cumhuriyet'i bir tehlikeye karşı kurdu ise, bu Mecüs Cumhuriyet'i görünürgörünmez bin kötû niyete ve kasta karşı müdafaa erti ise, Bü- yük Millet Meclisi gelecekte de \ine Cum- huriyet'i. vataıu. kanunlanna \e kendi ira- desini yine övle hale ve Uıtiyaca göre içer- den ve dışardan. derhal alacağı tedbirlerle yine muhafaza, müdafaa etmeye muvaffak olacaknr.'' tsmet tnönü'nün, eşi Mevhibe İnönü ve Atatürk ile birlikte fotoğraflannın yanı sı- ra madaryalan ve sılahlan da Pembe Köşk'te sergileniyor. Pembe Köşk, 11 Kasım'a ka- dar ziyarete açık kalacak. MÜJD GEZ SAK USTUNDE Çocuklar için - Dedem var ya, benim için "zamane çocuğu" diyor. Eğer bu iyi bir şeyse mesele yok. Kötü anlamdaysa mesele var. Dedem hiç "mesele var" demiyor. "Mesele yok" dediğini birçok kez duydum. Dedemi seviyorum. Ama o yaşlı. Ben değilim. Çocuğum ben. Belki büyüyünce dede olurum ama, şimdi değilim. Onun için dedemi seviyorum. Bir de bana kanşmasa... Pazarın Fıkrası Temel nüfus memurluğuna giderek: - On yıl önce kanm öldi, nüfusumda hâlâ evli yaziy, bunu bekâr yapalım, demiş... Nüfus memuru: - İyi de az önce bana biri altı, biri yedi yaşında iki oğlun olduğunu söyledin. Karın öleli on yıl olduysa bunlar nasıl dünyaya geldi? - Ben sana karım öldi dedim efendi, ben ölmedim ki, demiş Temel. Meslekler Bu hafta gene seçkin mesleklerden olan birini anlatacağım: Arsızlar. Şimdi birkaç satır okuyunca size yabancı gelmeyecek olan bu meslek sahipieri özellikle son zamanlarda çok artmış durumda. Artık yüzsüzlüğü, sahtekârlığı, yalancılığı, takıyyeciliği aşıp arsızlığı meslek edindiklerinden bize hiç yabancı gelmıyorlar. Örneğin eğer bir kuruma bağlıysalar ve bir yerde arsızca bir konuşma yapıyoriarsa, hemen o kurumdan diğer bir arsız çıkıp "Bizi bağlamaz, kendi fikridir' diyerek diğer arsız şeydaşını kurtanyor. Onu kurtarırken bağlı bulunduğu kurumu da kurtardığını sanıyor. Bu arsızlar o kadar da pervasız ki yalanı dolanı mesleklerinin temel öğeleri olarak görüyorlar. Bunlar için inkâr, yapıp yapıp "ben yapmadım" demek, vakayı adiyeden olmuş artık. Tann hepimizi bu arsıziar grubundan korusun. Hatta bence kendini de korusun, çünkü O'nu da kullanmaya kalkıyorlar. Allah'tan, Allah böyle şeyleri yemez... UZUN ZAMAN VAR Kl StGARA tLE İLGtLt SÖZ EDlP DE StZt RAHATSIZ ETMtYORUM. Cumhurbaşkanı'na açık mektup: Sayın Cumhurbaşkanım. Bazen bu ülkede yaşıyor olmaktan mutluluk duyduğum olmuştur. Bunlardan birine siz neden olmuştunuz. Yedi yıl önce "dünyanın ilk ve tek parasız özel okulunu" açtığımda iki buçuk yıl hapsim istenmişti. Siz, evime kadar telefon etme sağduyusunu göstererek olayı bir anda çözümlemiş ve ülkemize yepyeni bireğitim kurumunun kazandınlmasına aracı olmuştunuz. Bunu yaşamım boyunca unutmayacağım. Hatta bizden sonraki kusaklar da bu Erbakan olayı böyle bilecekler... Işte şimdi yine ülkemizin, toplumumuzun sizin sağduyunuza gereksinimi var. Avukat Eşber Yağmurdereü, yinmi yıldan fazla hapis yatacak. Oysa dünyada artık düşünce suçu diye bir şey kalmadı. Siz bu konularda hassas, tutarlı ve içtenlikli bir kişiliksiniz. Size özel olarak istirham ediyorum. Bu kadar insanı, koca bir toplumu üzüntü ve zan altında bırakan bu duruma yine sağduyunuzla bir çözüm getirin. Sizin bir önerinizle bu arkadaşımız özgür olur. Bildiğim kadanyla özünüz de sözünüz gibi doğrudur. Bu olay sizin de uykulannızı kaçınyordur, biliyorum. Çünkü biz rahat yataklanmızda uyurken, strf düşüncelerinden dolayı bir hukuk adamının yiımi yılı aşkın hapiste yatacak olması, insana uyku uyutmaz. Bir vatandaşın Cumhurbaşkanı'na güven duyuyor olması gerçekten güzel bir duygudur. Bunu bize bir kez daha yaşatacağınız inancıyla derin saygılarımı sunuyorum. Kalıcı bir çözüm bulmanız dileğiyle... Müjdat GEZEN Kendilerinin uydusu televizyonun bir toplantısında takkeli diyor ki: "Nasıl bir tankçı, bir topçu, bir havacı, piyadenin öncülüğü olmadan orayı bombardıman edemezse, biz de televizyon olmadan..." işte böyle açık açık kan kusan laflar ediyor. Eşber Yağmurdereli düzeni bozmak ve aynmcılıktan tutuklandı. 23 yıl yatacak. Burada bir sakatlık var. Erbakan gene kaşınıyor. Orduyu tahrik etmek için elinden geleni yapıyor. Ama Genelkurmay'ın takkeliyi pek ciddiye aldığı yok. Acaba kendisine "bunadı" muamelesi mi yapıyorlar? Nedersiniz?.. Pazarlık ve duvarlık sözler GİDECEĞİ LtMANl BİLMEYEN TEKNEYE HIÇBİR RÜZGÂRDAN HAYIR GELMEZ. Che Geçen hafta tüm dünya Guevara'yı andı. Bir film senaryosu yazmıştım. Olay Küba'da geçiyordu. Ankara'da Küba Büyükelçisi ile dost olduk. O söylemişti. "Che" ispanyolca'da "Heeey" anlamına gelen bir sözcükmüş. Kübalılar bunu, sevdiklerine bir sesleniş biçimi olarak kullanıriarmış. Ernesto Guevara'ya da ismi yerine "Che" diye seslenmeyi benimsemişler. Bu, onu ne denli sevdiklerini de anlatırmış. Büyükelçi uzun uzun onu anlatmıştı. Savaş'la adamın tiryakisi olmuştuk. Boyuna Küba Büyükelçiliği'ne gidiyor sohbet ediyorduk. O proje sonra bir tiyatro oyunu oldu. Tunç Başaran film yapmak için ön çalışmalar yapıyor. Şu aralar Küba'ya gidip duruma bakacak. Bakarsınız güzel bir film çıkar ortaya. Böylece biz de yaşarken Fidel'i, arkasından da, Guevara'yı bir kez daha ananz. Portre'de insanlan ökjükten sonra övüyoruz, övüldüklerinden haberieri olmuyor. Bu kuralı değiştirip bundan sonra, yaşayan dostlanmı da "portre" yapmaya karar verdim.Jlk olarak da Umur Bugay'la başlıyorum. Özel bir nedeni yok. Sadece o benim ilk ORTAGIM, o kadar. Yıl 1968. Umur, Tuzla'da yedek subay. tezkeresine bir ay kalmtş. Beş ortak, Halk Oyunculan'nı kurduk. Umur ortaklardan biri. Aydın Engin'in "Devr-i Süleyman" adlı oyununu oynuyoruz. Umur, Süleyman rolünde. Kafasının bir bölümünü kazrtması ve açık başlı görünmesi gerekiyor. Ama asker. Bir gün provaya resmi giysisiyle geidi. Şapkasını bir çıkardı, kafa kazınmış. Tezkeresine var bir ay. "Neyaptın", dedim, "ya görürierse?" "Ozaman uzatırım" dedi. Alacağı ceza umurunda bile değildi Umur'un. Aylarca tumede oda arkadaşlığı yaptık. Size, geçen yazılanmdan birinde "Umur'un şirinliklerini anlatınm" demiştim. Hangisinden başlayacağımı bilmiyorum ama biri şu: Oteldeki yatağımızın başucunda bir tahta var, mobilya sözde. Onun başucundan benim başucuma uzanıyor. Geceyansı yattık. Ben Umur'u korkutacağım. Başucumdaki tahtaya vurdum ve "Kimopoo?" diye bağırdım. Umur korkuyla uyandı. Öyle ya, başının ucunda geceyansı bir "tak tak" sesi. Az arası geçti, bir daha vurdum ve "Kim ooo?" dedim. Umur gene uyandı ve "Sen yapıyorsun, yutmam" dedi. Ben umursamadım ve bir daha yapıp "Kim ooo?" dedim. Bu gene korkuyla fırladı ve "Biliyorum sen yapıyorsun" dedi. Bir süre yapmadım. Bu uyumamış beklemiş ve beni korkutmak için kendi başucundaki tahtaya vurdu. Ben uyanıktım ve "Kim ooo?" diye bağırmamla Umur yataktan fırtayarak "Bu saatte kim olabilir acaba?" dedi. Beni güldürenler Eskiden her mahallenin bir delisi vardı istanbul'da. Bizim kısmetimize de "Deli Fehime" düşmüştü. Yaşlıca bir kadındı, ama sürekli peşimizde dolaşırdı. Bir gün konservatuvarda dersteyiz. Maks Meinicke adlı Alman hocamızın dersi. Birden dersliğin kapısı açıldı ve Deli Fehime sınrfa girdi. Hoca şaşırdı ve "Kim bu kadın?" diye sordu yarım yamalak Türkçesiyle. Savaş ayağa kalktı ve "Müjdat'ın annesi" dedi. Bunun üzerine Hoca, Deli Fehime'nin elini öperek bir Avrupalı nezaketiyle buyur etti ve bir sıraya oturttu. Ben boyuna işaret ediyordum Deli Fehıme'ye "çık dışan" diye. Şınıf arkadaşımız Sema Özcan benim bu hareketimi görmüş. Bana danldı. Savaş Dinçel'in dediğine göre Sema ağlamış, 'neden Müjdat annesine bu kadar kötü davranıyor' diye. Sonradan öğrendik ki Savaş, Deli Fehime'ye, "Arada bir okula uğra" demiş. Fehime de gelmiş, açmış kapıyı dalmış sınrfa... Bir süre arkadaşlanmı, Deli Fehime'nin annem olmadığına inandıramadım. Aziz ağabey Seni rüyâmda gördüm. Bana, "Neler oluyor?" diye sordun. Bembeyaz sakallann vardı. Sorun da bir tuhaftı doğrusu? Yani ne anlamda neler oluyor, onu pek anlayamadım?.. Neyi soruyorsun sen?.. Susuriuk'u mu, Çiller'i mi? Ülkenin durumunu mu? Refah'ın herzelerini mi?.. Neyi öğrenmek istiyordun acaba? Ben bu rüyaya bir daha yatayım, seninle tam anlaşalım, ona göre anlatayım durumlan. Sıkmak istemiyorum seni. Bir daha göreyim rüyamda, anlaşınz. SUSURLUK'U SİZ Mİ AYDINLATIRSINIZ, YOKSA BİZ Mi EL FENERİ ALALJM? Belediye vergisi Artık belediye vergisi ödemiyorum. Benim paralanmla kendi palavralannı anlatmak için televizyon kuranlara hepimiz ceza vermeliyiz. Böyle rezillik olmaz. Nerede yaşıyoruz? Kendilerine cihat televizyonu kurup parasını benden alacaklar. Yok öyle yağma. Kestim belediye vergilerıni. Haydi gelin alın da göreyim... Çetin Onu ilk tanıdığım yıl, 1974. Taksim Meydanı'nda büyük bir miting hazırlanıyor. CHR o zaman sol bir parti. Biz de elimizden geldiğince Ankara'dan gelen dostlarımıza mahallemizde yardımcı olmaya çalışıyoruz. AKM'nin duvartanna poster asılmasına, itfaiyeden merdiven getirilmesine yardımcı oluyoruz. Turan Güneş üşüyor geç vakit. Evden kazağımı getirip veriyorum ona. O sırada Hikmet Çetin de orada. Son derece sevimli bir partici. Sonradan, yıllar sonra partiye seçim sloganı ararken gene birlikte olduk Çetin'le. Çeyrek asın aşan dostluğumuzda Hikmet Çetin'de hep dürüstlük ve çalışkanlık saptadım. İyi adam olarak resimledim gözümde, gönlümde. Dışişleri Bakanı oldu. Ziyaretine gittim. Çok dost davrandı. Ne zaman karşılaşsak içten ve sevecen olduk birbirimize. Şimdi o, ülkenin iki numaralı yerinde. TBMM Başkanı. Onu buradan kutlarken, yaşayan bir sevdiğimi yazmanın hazzını da yaşıyorum. Kolay gelsin sevgili Hikmet Çetin. Bana gelenler • Süleyman Ekim "Türkiye 'yi Atatürk'ten Kurtarmak" adlı kitabını gönderdi.» Profesör Dr. Erkan Sevinç'in "Gazete Ege"de benim için yazdıklanna teşekkür ediyorum. Hem güldüm, hem beni bu denli iyi tahlil etmesine sevindim. İyiyim doktor iyiyim, ama buna bir de kendimi inandırabilsem.» Sevgili Mehmet Bayhan bana fotoğraf ve fotoğrafçılıkla ılgili nefis kıtaplar göndermiş... Hocam, benim mesleğimin önemli bir bölümü bu iş. Fotoğraf kadar neyi sevebilirim?.. Film, TV, hep fotoğrafın ürünleri değil mi?.. Çabalannız için ve zarif mektubunuz için teşekkür ediyorum. Özellikle "Yazılarla Fotoğraf" kitabı nefıs. • Tuncer Cücenoğlu, Oben Güney'in eşine bir ev alındığını müjdeledi. Tüm yürek koyan sanatçı dostlanma teşekkürümüzü yineliyorum. TOBAV, 15-16-17 kasımda Mersin'de Kultür Bakanlığı himayelerinde bir kurultay düzenliyor: Türkiye Tiyatrolar Kurultayı. • Bakırköy Belediyesi'nin düzenlediğı Özgün Oyun ve Uyariama Yanşması ödülleri yann akşam 20.00'de Yunus Emre Kultür Merkezi'nde veriliyor. Ben de alacağım. Ne güzel. • MEKTUPU\RINIZI KADIKÖY- İSTANBUL ADRESİNE YAZABİÜRSİNİZ. Biri, neden adrese kod numarası koymuyorum diye sormuş. Yanıtım: Koymuyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear