23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 EKİM 1997 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Ikinci "karanlık" bir başka yer- de geçiyor: "Ben Kâbe'nın içtne gırdiğim zaman içerisı karanlıktı. Namaz kılacaktık, kıbleyi bulmak için nereye döneceğımizi sorduk, bir zat gelip elimizden tuttu ve kıbleyi gösterdi." Takkeli Erbakan ikinci olayın nerede ve ne zaman geçtiğine, işine gelmeyen yanları fazla ol- duğu içın tabii değinmek istemi- yor. Olay 1973-74'lerde izlendi. CHP-MSP koalisyon hüküme- tinde Takkeli Erbakan başbakan yardımcısıydı. Büyük tutkusu Suudi Arabis- tan'a gitmek. milyariarca dolar yardım almak ve Araplaria or- takyatınmlargerçekleştirmektı. Resmi zıyaret programını aşarak "dolar da dolar" diye yatvar yakar olduğu Riyad'dan askeri bir uçakla derdest edilip Beyrut'a gönderılişimizden hiç söz etmiyor Takkeli, Suudlann dolar yerine beş kuruşluk nasi- hatlarla kapıyı gösterdiğinden söz etmiyor. Yuzkarası bir gezıden sadece Kâbe'deki "teran///c"kalmışbel- leğınde. Oysa Kâbe'ye girdiğimız za- man "zrfiri karanlıkta" belimiz- den sıkıca tutan muhafızlar, o gezide birlikte olduğumuz Al- tan Öymen ile beni bir duvann önüne götürüp bıraktılar. Hiç unutmam Altan'la ben, önümüzde duran Protokol Ge- nel Mudürü Büyükelçi rahmetli Ismail Erez'e uyarak namaz kıl- dık. Asıl karanlık olan, şimdı ma- sum bir öyküymüş gibi anlattığı namaz olayı değil. Bir yığın il- ginç öykü arasında ya çarşı pa- zar gezip "pembe inci" arayışı- na ne demeli? Yurda dönüşte geziyle ilgilı yazdığım son haberin büyük başlığı her şeyi özetliyordu: "Medine dilencisi olduk" Ellerinden gelse Kanal 7'ye destek olan RP'li beledıyeler olayı, köktendinci yapılanmayı, kadrolaşmayı or- taya çıkardığı için elbette çok önemli. önemli olan ve mutlaka ay- dınlığa çıkanlması gereken bir başka olay daha var. RP'li belediyelerde ya da RP'lilerin egemen olduğu kamu kuruluşlannda artık "rüşvet al- mak" yok! Ya ne var? Rüşvetin yerini "hibe" adı altında topla- nan paralann çırkın yüzü alıyor. Bu paralann nereye, hangt amaçlarla aktarıldığı ve kullanıl- dığının ortaya çıkanlması dazo- runlu. RP'li kurumlarda hibe adı al- tında bir çeşit "haraç sistemi" ışliyor. Yıllardır işletilen bu yöntem aşama aşama geliştirildi. 1974'lerde CHP-MSP hüküme- tinde, yatınm bakanlıklannı alan takkeli bakanlarla başladı. Özel- likle Sanayi Bakanlığı'nda. Işini bir an önce görmek iste- yenden -o sırada makbuz da vermiyorlardı- belirli oranlarda "para istenıyor", alınıyor ve an- cak ondan sonra gereken ithal belgesi çıkıyorya da yatınm için gerekli olan izın ışadamlanna veriliyordu. MSP'liler o dönemde devlet eiiyle ışleyen ekonomiden bu şekilde yarartanıyortardı. 1990'larda yöntem daha bir getiştirildi. Makbuz karşılığı pa- ra alınıyor, sonra "hizmet" yeri- ne getiriliyor. RP'li olmayan belediye baş- kanlannın söylediğine göre ilçe betediyelerinin "ilan veya rek- lam vermeieri" yasadışı, Içışleri Bakanlığımıza önemli bir görev düşüyor. RP'li beledi- yelerin ucuz tarifeli diye Kanal 7'ye verdikleri yasadışı reklam- larla ilgili soruşturma açmak! Bu soruşturmayı açarsa nere- ye kadar uzanacağını görece- ğiz- 1998 bütçesınden siyasal partilere 16 trilyon aynlıyor. TBMM'deki sandalye sayısı dikkate alınarak devlet, önü- müzdeki yıl RP'ye 4 trilyon 350 milyar lira "yardımda" buluna- cak. Bu rakam yardımlann "resmi- sı". Ötesını hesaplayabilirsiniz. RP'nin kasasında kaç trilyon ol- duğunu varsayabılirsinız. Bu paralarla gözleyeceğimiz olası eylemlerle ilgili bılgıler ya- vaş yavaş yansıyor. Orneğın; 163. madde, kesintısiz 8 yıl ve laik cumhunyetın koruyucusu tek sağlam kurum TSK hakkın- da "din /farşrt/d/r" tartışmalannı, bu paralarla destekleyip körük- leyecekleri söyleniyor. Her şey beklenir! Her şeyi yaparlar! 'Çath'yı devlet görevlendirdi' • Baştarafı 1. Sayfada dışı bölücü örgüt hamiUğini yapan Şa- nar Yurdatapan'ın satondançıkanlma- sını istiyonım" dedı. Mahkeme Başka- ni Sedat Karagül. duruşmanın herkese açık olduğunu belirterek Çarkın'ın bu talebıni reddetti. Davada ıfade veren Meral Çatlı. ba- sının bu davayı gereğinden fazla abart- tığını öne sürerek "Benim eşim devteti- ne, milletine çalışmıştır. Onun yapbkla- nnı tarih yazacak" dedı. Eşının yurtdı- şında olduğu sırada Tûrkıye'den Mete Bey adında üst düzey bir yetkilıyle sü- reklı temas halınde olduğunu söyleyen Çatlı, eşınin uyuşturucu suçundan ceza aldıktan sonra Isvıçre'dekı cezaev inden 'kacınküğını' söyledi Meral Çatlı, 1990 yıhnda ıse Türkiye'ye geldığını ve teks- tıl ışı ile uğraştığını kaydederek, eşı ıle Haluk Kıra'nın Istanbul Üniversıte- si'nde tıcaretle ılgılı bir kursa da gittik- lenni belirtti. Çatlı, mahkeme başkanı- nm "Eşüıizsiyasiteriegörüşürmüydü?" sorusunu da "Evet, Sedat Bey'le görü- şürdü. Medis'e giderdL Aynca 1992 yı- lında bir siyasi partinin kongresi için de çalıştr yanıtını verdı. Çatlı şöyle ko- nuştu• "Abdullah, işyeri veya evi aranacağı zaman yerinde olmazdı. Hatta bir kez Ataköy'dcki işyeri aranacağı zaman bi- ri arayıp 'Bir saat sonra geleceğiz. Sen orada olma" demiş." Eşınin ölmeden bir yıl önce çoktedir- gin olduğunu ve çelik yelekle dolaştığı- ru belırten Çatlı, hatta evlennın garajı- na kimlıği belirsız bir kişının bomba koyduğunu, ancak kapıcının bunu göre- rek polise ihbar ettığıni anlattı. Sedat Bucak ıle aılece görüştüklennı, tbrahım Şahın'i Avrasya Düğûn Salo- nu'ndakı düğünden tanıdığını. Korkut Eken ıle kızının düğününde tanıştığını kaydeden Meral Çatlı, "Çatü'yla Bu- cak'ın nealakas var?Ortak arkadaşkk- lannedir?" sorusunu, "Neredetanıştık- lannı bilmiyonım, araa iyi bir dostluk- lanvardT şekhnde yanıtladı. Ömer Lütfü Topal ile de aılece tatile gıttıklen Kıbns'ta tanıştıklannı anlatan Meral Çatlı, TankÜmit'i hiç tanımadı- ğını, eşinden de bu ısmi hiç duymadığı- nı söyledi. Eşınin Susurluk'ta geçırdiği trafik kazasını 'kotnplo' olarak nıtelen- diren Meral Çatlı, eşinin kendisinı Ya- lova'dan aradığını ve takip edıldildenni söyledığını bıldirdi. Yaacıoğlu'nun açıklamalan Eski jstanbul Emnıyet Müdürii Yazı- coğlu, Ûmer Lütfü Topal cınayetiyle il- gili aldıklan ihbarla araştırma başlattık- lanru belirterek. "Olaylayakalananzan- Ular arasında. ön ifadeferinde ilgi kuru- lamamışta. İlgi kunılamadığı için de ser- best bırakılmalan gerekirdi" dedi Dö- nemın lçışlen Bakanı Mehmet Ağar'tn, Istanbul'a gelerek konuya ılışkın bılgı ıstedığını belırten Yazıcıoğlu, "Zanla alındıklannı. maddi bir şey tespit edile- mediğbıi söyledim. Özel Harekât Timi, Emniyet Cenel Müdürlüğü'ne bağlı idL Bakan bana "Genel müdürlük baksın' dedL Aynı giin akşamı İbrahim Şahin aradL Bilgi Ünal'la irtibat kurmasuu is- tedim. İrtibat kurdular \e gözaltma ab- nan 3'ü Özel Timci polis. 5 kişiyi İbra- him Şahin ahp götûrdü" diye konuştu. Kemal Yazıcıoğlu, kendısıni çağıran Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile dönemın başbakanı Necmettin Erba- kan'a soruşturmayı bu şekilde anlattığı- nı söyledi. Yazıcıoğlu, "Çankava'daki li- derler zirvesinde elimizdeki ham bilgile- re göre, Susurluk olayının Ömer Liitfii cinayeti ile Ugisinin olabileccğini kanaat olarak söyledim'' diye konuştu. Mahke- me başkanının. **ltirafettilernıi?'',''Eli- nizde bantlar var mı?", "15 gün içinde çözerim bu olayı dediniz mi?", "Bu şa- hısları aldıktan sonra Sedat Bucak stri anvor. Daha sonra da birçok telefon gö- rüşmeniz oimuş. Bu doğnı mu?" şek- lindeki sorulara Kemal Yazıcıoğlu şu yanıtı verdı: "Hayır, üzerindeçalışılma- sı gereken ham bUgilcrdi ttiraf etmedi- ler. Bant falan da yoktu. 'Bu olayı çöze- rim' demiş olabilirim. Şahıslan aldığ>- mızdan iki saat sonra Sedat Bucak ara- dı ve 'Niye aldınız?' diye sordu. Garibi- me gitti, çünkii gbJi tutuyorduk. Daha sonra iki kez daha aradu tahkikat üzeri- ne aldığınu/ı ve onunla ilgili olduğunu söytedim.'" Yazıcıoğlu, mahkeme başkanının, "Çatiı'nıneşi.beyanlannda,'E\eemnı- yetten telefon geliyordu' diyor" sözü ûzenne de, "Çatiı ismini, 1978'li yıllar- dan beri bilirim. Emniyet müdürii, par- lamenter var Susurluk olayında. Onlar telefon ediyor olabilir" dedı. Duruşmada daha sonra Cumhurbaş- kanı Süleyman Demırel'in, dönemin başbakanı Erbakan'a 'kişiye özel' ola- rak yazdığı •'Mesut Yılmaz bana geldi. Suçu m'raf ettUderi halde serbest gezi- yorlar. Aşiret reisi devleti kullamyor. Su- ça kanşan en az 100-120 kişi var. Bunla- nn tetkikinin yapümasmı rica ederim" şeklındekı mektubu okundu. Yazıcıoğ- lu'ndan, bu konu ıle Çankaya'dakı lı- derler zirvesme ilışkin bildıklen sorul- du. Yazıcıoğlu, "ÇankajaBderlerzirve- sindeki yapılan toplantıda, bendeki bil- gi ve belgeleri anlatmıştım. Bunlar ham bUgilerdL Elimde belge var, kamtvar gi- bi değeıiendirildi. Kesinlikle böyle bir şe> yok. Ben, elimdeki bilgi ve belgeleri Sanyer ve DGM cumhuriyet savcıhkla- nna «rdim" diye konuştu. Mahkeme başkanının. "Yani Cumhurbaşkanı >«- lan mı söyüiyor?" sorusuna Yazıcıoğlu. "Ben böyle bir şey söylemedim. Yanhş değerlendirihnişoİabilir*' diye yanıt ver- di. Tank Ümıt'in Cıhangir'deki yazıha- nesinde yaklaşık 2 yıl görev yapan AH Durmuş da ıfadesınde, eski Özel Hare- kât Datresi Ba^kan Vekili tbrahim Şa- hin. Yaşar Öz ve Korkut Eken'in bırkaç kez yazıhaneyı telefonla aradığını söy- ledi. Daha sonra söz alan avukatlar, mü- vekkılerinın vareste tutulmalannı istedi- ler. Avukatlann bu istemini reddeden mahkeme heyeti önümüzdeki celse Ömer Lütfü Topal'ın eşi Birsu Hüal .\1- üntaş'ın ve Çatlı'nın şoförü Habib ,\s- lantürk'ün tanık olarak dmlenmesıne karar verdı. Mahkeme heyeti. Topal cı- nayetinin görüldüğü Beyoğlu Ağır Ce- za Mahkemesf nden. cinayetin nasıl iş- lendiğını belırten krokinın de istenme- sini kararlaştırarak duruşmayı erteledı. Köstebek, KKK'ye de sızmış H Baştarafı 1. Sayfada ilgili olduğunu söyledi. Askeri Sav- cı Albay Mehmet Yenigün. Çelik'in kendilerine daha önce çok net bilgi- ler verdiğini, ancak son ifadesinin gerçekleri yansıtmadığını savaındu. Mahkeme başkanı Mehmet Kurşun. Batı Çalışma Grubu'nun çalışması- nı gösteren belgenin aslının Genel- kurmay Başkanlığı'nca, "davados- yasuıda avnısmm buhınduğu, Deniz Ku\'vetleri'nin bilgisayannda mev- cut olduğu" gerekçesiyle gönderil- mediğini bildirdi. Söz alan Orakoğ- lu ve avukatlan. mahkeme heyetinin belgenin aslını yeniden ıstemesi ta- lebinde bulundular. Verilen kısa aranın ardından kara- n açıklayan mahkeme başkanı, sav- cının Alaaddin Yüksel, Emin Arslan ve Sabri Uzun'un tanık olarak din- lenmesı isteminin reddedildiğini bil- dırdı. Mahkeme. Hanefi Avcı'nın heyete sunduğu 50 sayfalık dosyanm gereğinin yenne getırilmesi için Ge- nelkurmay Başkanlığı'na gönderil- mesine karar venrken BÇG belgesı- nin aslının istemini reddetti. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada duyan Ankara'ya gelmiş, akla gelebilecek her türlü bağlantı- yı kurmuştu. Kâr çok tatlı olunca kulisi de çok katlı oluyor. Tes-lş ve Maden-lş sendika- lanyla Elektrik Mühendisleri Odası ve KİGEM'in yaptığı or- tak çalışma, elektrikteki kimi karanlık noktalan aydınlatıyor. Hani yapılan işe, işletme hakkının devri değıl de, kâr et- me hakkının devn demek daha uygun olur. Durumu satırbaşlanyla akta- ralım... Hediye edilen.. affedersiniz devredilen santrallar şunlar: Çatalağzı-B, Çayııtıan, Kan- gal, Kemerköy, Orhaneli, So- ma-A, Soma-B, Tunçbilek-B, Yatağan, Yeniköy. On termik santralın yirmi yıl- lığına devir bedeli, toplam 1.2 milyar dolar. Bu santrallann yıllık kân 507 milyon dolar. Ozelleştirmede çok ileri adımlar atmaya meraklı hükü- met, 2.5 yıllık kâr karşılığı sant- rallan devretmiş oluyor. Hediye edilen gelir, dokuz milyar dola- n buluyor. "İşletme hakkının devri" ta- nımıyla deyim yenrvdeyse ana- yasayı işletiyorlar. Yapılan işle- mi, yargıdan kaçırmaya çalışı- yorlar. Bu santrallarda devletin üst- lendiği arrtma tesisi ve benzeri yatınm tutan iki mjlyar dolar. Üstlendiği dış borç da 2.2 mil- yar dolar. 1.2 milyar dolar alıp, 4.2 mil- yar dolar ödeme yapmayı an- cak biz başannz. Enerjide Tatlı Kıyaklar Ba- kanlığı, işletme hakkını devret- tiğı santrallann tüm üretıminı al- magarantisi devenyor. Bugün- kü tabloda, bu dogal karşıla- nabilir ama, diyelim ki dönem- sel değişiklıkler oldu, bakanlık kullanmasa bile elektriği satın almak zorunda kalacak. On santralın devir parasıyla sadece Soma-B Santrah'nı kurmak bile olanaksız. Devredilecek santrallann ço- ğu linyit sahalannın yanında. İş- letme hakkı Türkiye Kömür Iş- letmeleri (TKİ) kurumuna ait. Ama linyit madenlerinin işlet- me hakkı da santrallan işleten- lere devredilmiş olacak. Bu du- rum hükümete uygun, yasaya aykın. Hükümet açısından önemli olup olmadığını tam olarak bi- lemediğimiz bir durum daha var; çalışanlar... Başbakan Mesut Yılmaz, 20 Ekim'deki basıntoplantısın- da, çalışanların mağdur edil- meyeceğini söyledi. Bunun hemangi bir bağlayıcılığının ol- madığını söylemeye gerek yok. Değer saptama ve ihale yöntemlerinin yasayla düzen- lenmesi gerekiyor. Anlaşılan Bakanlık, "Bizim sözümüz ya- sa yerine geçer" diyor. Dol ar... Enerji konusunun pek çok boyutuvar. "Çağdaş insan" öl- çütlerinden biri de kişi başına düşen elektrik tüketimi. Kara- kollarda insanlanmıza verilen elektrik de hesaba katılsa fena değilizdir ama, dünya ne yazık ki elektriği bizim kadar geniş kapsamlı kullanamıyor. Santrallann devnyle bıriikte, elektrik kısıntılannın başlayabi- leceği haberieri de yayılıyor. Kasımdan itibaren kısıntı ola- bılirmış, elektrik yetmiyormuş. Bu haberlerin hemen yanına da önümüzdeki dönem yapılacak enerji yatınmlan iliştiriliyor. Ara- lannda nükleer santral da var. Başta ABD olmak üzere dünya bu teknolojiyi terk ederken biz dert ediyoruz. Verilmek istenen mesaj şu: "Eğer nükleer santral yapı- mına karşı çıkarsanız, elektrik- leri keseriz." Gökova Termik Santralı'nın mahkeme karanyla durdurul- masının hemen ardından buna benzer bir tehdit mantığıyla tüm Ege'de elektrik kesintisi uygulandığını anımsatıp, hükü- metin "kesınti" gerekçelerin- den kuşku duyduğumuzu vur- gulayalım. Enerjide "dolar"\\ günlerde- yiz... Hukümet özelleştirmeye tak- mış, diline dolar... Hazine'ye girecek 1.2 milyar, çıkacak 4.2 milyar dolar... Santral kârian çokuluslu şir- ketlerin kasasına dolar... Biz de yönetıcilerin vicdanın- dakı boşluğa bakıp sesleniyo- ruz: Dol ardol... Şahin Ozer ile Müzik Dünyast 0x1x2 ve Lıbero Bizim 5ta<l ,- HBB Spor ı,pcr J< • Aırport iyi tw
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear