23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 EKİM 1997 CUMARTESi CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Can Kozlu ve Uğur Yücel 'îç Güdü- Totı' başlıklı müzikli söyleşiyle bugün Askeri Müze'de Okunmanıış vuruşun peşiade...FECİRALPTEKİN Pozitif ve Açık Radyo tarafindan dü- zenlenen Istanbul Müzık Şenliği-I kapsa- mında bugün Can Kozlu ve Uğur YüeeTin gerçekleştireceği 'tç Güdü-Ton' başlıklı müzikli bir söyleşi yer alıyor. Harbiye As- keri Müze ve Kültür Sitesi Top Teşhir Sa- lonu'nda saat 14.00'te başlayacak olan söyleşide müzikte teknik ifade ve tarz iliş- kisi, doğaçlama, iç içe çalma, kapah ku- tular, serbest kalıplar, yalancılar ve doğ- ru söyleyenler gibi konulara değinilirken müzik de sık süc sohbete kanşacak. Mü- zik, Can Kozlu ve Uğur Yücel'in kesiş- me noktası. "Ben tiyatro eğitiıni gördüm, Can mü- zik okudu; ama >an yana gdince henüz aralanmaıriış, okunmanıış. okullarda gös- terilmemiş bir vuruşun peşine düşüyoruz" diye anlatmaya başlıyor Yücel, " Bizim bir mü/iğimiz yok. Beraber oluşturduğu- muz, bize özgü bir malzemenin de üzeri- ne binip gftmiyoruz. Yeni bir biçün ortaya çıkarmak uğraşından çok, yan yana getip müzik yapmaktan büyük bir keyif akhğı- mız için çalıyoruz.". " Müzik yaşamınrz boyunca biıükteçal- dığuıız herkesten keyif alamayabflryorsu- nuz" diyerek söze devam ediyor Kozlu, u Uğur ve ben, sahnenin dışında, çalmadt- ğunız zamanlarda da beraber olmayı se- viyoruz. Bazen prova yapmak için bir ara- ya geldigimiy.de. provayı boş verip oturup yemek yediğimiz oluyor". Yıllar geçtikçe birçok şeyin de değişti- ğinı söylüyor Kozlu: "İstiyorum Id evim- den elimi kolumu sallaya sallaya cıkayım. sopalanmı bilesahneye çıkmadajı öncebi- rileri versin elinıe; hatta Uğur'u da o ak- şam ilk kez orada göreyim. Böyle getişcn müzik daha zengin oiuyor" Artık müziği müzikte aramayı bırakmış Kozlu. Eskiye göre de daha az müzik dinliyor, olabildi- ğince kaçıyor müzik sohbetlerine kanş- maktan. Başka şeylerden aldığı keyfi doğ- ru bir biçimde müzığe kanalize etmekten yana. "Müzik, yaşamın küçük bir parça- SL Kendi yapbğun iş ise onun daha da kü- • "Bizim bir müziğimiz yok. Beraber oluşturduğumuz, bize özgü malzemenin de üzerine binip gitmiyoruz. Yeni bir biçim ortaya çıkarmak uğraşından çok, yan yana gelip müzik yapmaktan büyük keyif aldığımız için çalıyoruz." çük bir parçası." Yücel'in müzik serüveni çok küçük yaşlara dayanıyor. Herhangi bir müzik eğitimi almamasına karşın bugün o çok sı- kı bir perküsyonist. Tutucu bir caz dinle- yicisi olarak geçirdiği yıllann ardından salıvermiş ruhunu. Tam bir müzik gezgi- ni. Kozlu'nun deyimiyle inanümaz bo- yutta antenleri olan çok iyi bir dinleyici. "Zaten bu işlerkrtaptan okumakla ohnaz" diyor Kozlu, "Duymak, sonradan öğreni- lecek bir şey değildir, insanın kulağı var- sa varthr. Akademik altyapı. çok iyi bir teknikdonanımgetirir insana: ama buişin nıhu okulda öğrenilmez. ÖnemM olan çok bQmekdeğiLbikliğinii>içalmak.tşteUğur da bunun çok iyi bir örneğT Beraber çalışnğı müzisyen arkadaşlan- nın kendisine çok şey kattığına değiniyor Yücel. "Mûzik içinde biçimlerin değil de tonlann üzerine gidersen sahne sana bir şeyler öğretiyor. Rrtm çıkarabilme beceri- sine sahip herkesin bir yeriere toslaması gerekli, örneğin iyi müzisyeniere. Ben Or- han, Can ve Arto'dan her ritm kalıbınm kendine özgü bir dili, bir lehçesi olduğunu öğrendim. Şimdi biiiyorum Id ben oturup konga çalarsam, bu. Amerikalımn Çinge- ne mahallesinde darbuka çalmasına ben- zer. O alete yapdmış bir ayıpör bu. Ben bunu da çalanm abi!' diye bir şey yok" Müzik yaşamı boyunca çok farklı mü- zik türlerine bulastığını, Kübalılarla, Af- rikalılarla ve Hintlilerle birlikte çalıştığı- nı anlatırken, sözü bu süreç içinde öğren- dıği en önemli şeye getiriyor Kozlu "Bir müziği iyi çalabilmek. o müziğin tapusu- nun eİinde olduğunu hissetmek ve dinleyi- cjyc de bunu hissettirebilmek için o müzi- ği yaşamak. o müziği yapanlarla birlikte yiyipiçmek,onlarla duşüp kalkmak,o top- raklann kokusunu alrnak gereldr. Ancak bu şekilde o müziğin çekirdeğine inebiür- sin; aksi halde müzik. üzerine yapıştınlmış gibi durur" diyor ve tt Caz festivallerine gi- diyorum; bir bakıyorum gençgenççocuk- lar 75 yaşmda adamlar gibi çabnaya çah- şryorlar. Işte bunlarda tapu fılan yok, zil- Kyet bik yok. 1930'lann New Orleansı'ru, 1940'lann New Yorku'nu yeniden yarabp o günleri yaşamanız mümkün değil" diye sürdürüyor konuşmasını. Aynı gerçeklerin oyunculuk için de ge- çerli olduğunu ekleyerek söze kanşıyor Yücel. "Bir karakteri yaratmanın da se- rüveni vanhr'' diyor, "Yaratacağın karak- ter yöresel özetlikler taşıyorsa o yöreyi, o yörenin öykülerini. rürkülerini araşür- mak. bilroek zorundasın. Eğer bir zııma- cıyı canlandınyorsan, saksofoncu gibi dur- manıan gerekir. Zurnacıyı oynamanın da bir teknigi, bir serüveni var." 'Doğru ses, bedenimizin içinde' Yaşamında, müzik ve oyunculuğun iç içe yürüdüğünden söz ediyor Yücel. "Müziğm kendine ait yanına, kendiliğin- denligine beni hen de belld oyuncuhıkta- ld arayışlanm oldu" diyor ve "Oyuncuhı- ğun gizleri bedenin içinde sakh. Eğer doğ- ru yoldan içine iner ve kendi kapılanm 'emekle' aralarsan. doğnı sesler çıkarabi- Brsin. Başkalanndan devraküğımız, diger bedenlerden alıp kendi bedenlerimize yer- leştirmeye çauş&ğunız şeyler ise havada kalmaya mahkûmdurlar. Doğnı ses, ken- di bedenimizin içindedir. Tiyatro egitimi- min ilk yıüannda Hamlet'in 'Melekler, Peygamberler' tiradım çahşıyordum. Müşfık Kenter'e gkfip ne yapmam, nasd yahynam gerektigini sordum. O da bana 'Hiçbir şey yapma!' dedi. G«rçekten de hiçbir şey \apmamah. önceden bir hazır- hğı olmamalı insanın. Bunu bilmek. insa- na kendi bedeninin anahtarlannı veriyor. Eğer bunu bttmiyorsan. yapbklann. bilgi ve görgü yohıyla edindigbı bir konserve- nin kapağını açmaktan öteye gitmiyor. Oy- sa Id ancak kendi bedeıûnden bir ben çı- karabüiyorsan daha önce hiç rasüanma- mış. özgün bir 'ton' oluyorsun. Hazırda sakladıklanmız kadar yasama dokunma- yan bir şey olamaz" diyerek sözü nok- talıyor. îstanbul Müzik Şenliği başlıyor Bulgar Ulusal Filarmoni Korosu iDSO'yla seslendiriyor Dk kez Alexander Nevsky kaııtatı NURDAN CİHANŞUMUL Îstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın bu haftaki etkinliklerinde Türkiye'de ilk kez seslendirilecek olan Prokofiev'in "Alexander Nevsky" kantatı ve Ver- di'nin ünlü Requiem'inden seçmeler yer alıyor. Ivan Anguelov'un yönettiği konserde eserleri Bulgar Ulusal Filarmoni Korosu "Svetoslav Obretenov" seslendıriyor. Konserin solistleri ise soprano Elena Filipova, mezzo-soprano Graciela Alperyn. tenor Jivko Je- lev, bas Juri Kruglov. ÎD- SO'nun dün akşam verdiği konser bugün saat 11.00'de tekrarlanıyor. Konserde. Prokofiev'in Eisenstein'ın ilk sesli fılmi için yazdığı film müziğin- den çıkanlan "Aleıander Nevsky" kantatı, Verdi'nin "Requiem"nin de oldukça sevilen ve tanınan bölümle- ri seslendiriliyor. Programdan sorumlu yö- netim kurulu üyesi Murat Gürol, Prokofiev'in Türki- ye'de ilk seslendirilecek olan kantatının ve Verdi'nin Requıem'inden bölümlerin böyle iyi bir koro ve solist topluluğu ile kez seslendi- rildiğıni söylüyor. Bu haftaki konserlerde Mozart'ın yapıtlarına da yer vermeyi istediklerini belirten Gürol, "koro ses yapısına uymadığı için bu öneriyi kabul etmedi" diyor. "Benim tüm amacım İs- tanbul'da seyircinin karşısı- na değişik programlarla çıkmak" diyen Gürol, Bul- garistan Filarmoni Koro- su'nun Türkiye'ye gelişini ise şöyle anlatıyon "Svetos- lav Obretenov önemli bir koro olduğu için gelişinde bazı problemİer yaşandı, çflnkü mali gücümüz yeterli değil. bakanlığın şefler ve solistkr için son derece dü- şük Bmitieri var, bunun üze- rine çıkıldığı zaman da sponsorlardan ya da der- neklerden yardım almak gerekiyor. Koro. abonman sabşian, derneğe geçen yıl- dan giren bağışlann topla- mıyla Türkiye'ye getirildi. Bizim standarUannuza göre de oldukça fazia. Aynca LD- SO kendi haftalık program- lan dahilinde ilk defa bu kadar pahalı ve büyük bir prodüksüyona imza aOyor. Dört yabancı solist ve ya- bana bir şef bizim bütçemi- ze göre pahalı okJu." IDSO'nun Kültür Bakan- lığı ile yaşadığı sorunlarda verdiği mücadelenin or- kestra için bir kazanç oldu- ğunu belirtiyor Murat Gü- roi: "Birtakım hakh talepie- rimiz bakanlık tarafindan kabul edildi ve orkestra ola- rak haklarunıza saygı doğ- du. Devlet sanatçüığı uzun yıllar önce haklı sebepleıie başlanuş ounasına rağmen sonralan değişerek amacm- dan sapö. Birtakım insanlar bu unvanı çok kolay ekk et- tiler. A>nca devlet sanatçıla- n ve orkestra solistlerinin bir statûsü yoktu. Orkestra- lann kadroian yapılan ata- malar sonucu kiliüendi ve yeni insanlara kapılanm açamayacak konuma geldi- ler. Bu durumda bir yandan gençlere firsat tanınamıyor, bir yandan da paralar har- canıyordu. Ancak bakan yaptığı açıklamada bu du- rumu çözeceğine söz verdi" tDSO'nun diğer bir soru- nu da dinleyici sayısındaki düşüş. Özellikle cumartesi sabahlan düzenlenen kon- serlere ilginin büyük çapta azaldığından söz eden Gü- rol, dinleyicilerin ve genç- lerin desteğine bunun yanı sıra da yeterli tanıtıma, fı- nansal kajmaklara ve yeni salonlara ihtiyaçları oldu- ğunu belirtiyor. İDSO bu sezon bahar konserleri ve yılbaşı kon- serlerinin yanı sıra kasım ayının ilk haftasında da "Sonbahardan Esintiler" başlıklı bir hafif müzik konseri düzenleyecek. Kültür Servisi - Pozitif ve Açık Radyo tarafindan düzenlenen. bu- gün ve yarın gerçekleştirilecek olan 'tstanbul Müzik Şenliği' başlıyor ,. . . 'tstanbul Müzik ŞenBğT kapsa- mında Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi Büyük Salon'da bu- gün saat 12.30-13.15'te Önder Fo- can Grup yer alacak. Saat 14.00- 14.45'te, "Suda Bahk", "Derya" ve Itarya'da -Ftoralia VoJ-2" isimli al- bümleri bulunan rock grubu Zen, saat 16.30-17.15'te Türk Halk ve Sanat Müziği repertuvanndan se- çilmiş eserlen ve flamenko müziği formlanndan oluşan kendi bestele- riyle Muthı Torun ve Grup Medi- terrane, saat 18.00-18.45 'te Kenny VVbUesen, Doug \Veiss ve Ühan Er- şahin'den oluşan ve 1996 yılında ünlü trompetçi Eddie Hender- son'un katılımıyla "She Said" adlı ŞenoJ RKz, Birol Yavla ve Engin Gürkey. Şükriye Tutkun bir CD çıkaran tlhan Erşahin Trio, gece konserleri kapsamında saat 21.00'de Lawrence "Butch" Morris yönetiminde Süleyman Erguner Ensemble ve Berliner Ensemb- le'dan oluşan, farklı kültür ve disip- linlere ait müzisyenleri bir araya getiren DouUe Skyscraper caz kon- seri yer alacak. Yeşil Salon'da saat 11.30-12.15'te geleneksel Türk müziği enstrümanlannm tanıümını yapacak olan Dersaadet Oda Müzi- ği Topiuluğu, saat 13.00-13.45'te, "Sevin Gayri" adlı albümüyle be- 5 EKİM - 9 KASIM 1997 Çağdaş sanatın en kışkırtıcı yapıtları İstanbul'da sergileniyor! • Darphane-İ Amire, Salı hariç her gün 10.00-19.00 arası • Aya İrini Müzesi, Salı hariç her gün 10.00-19.00 arası • Yerebatan SarniCl, her gün 10.00-17.00 arası • Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi, Pazar hariç her gün 10.00-18.00 arası • KlZ Kulesi, her gün 19.00-05.00 arası • Atatürk Hava Limani, her gün 10.00-19.00 arası • Haydarpaşa Gari, her gün 10.00-19.00 arası • Sirkeci Garı, her gün 10.00-19.00 arası Bilet fiyatları: Darphane-i Amire Aya İrini Müzesi ve Yerebatan Sarnıcı tam 65 yaş tam 65 yaş ve üzeri, ve üzeri. öğrenci öğrenci 500.000 TL 250.000 TL 500.000 TL 250.000 TL T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI BAŞBAKANLIK TANITMA FONU KURULU KUFUMSAL SPONSORLAR INTERPAN IB ^ B O R U S A N VESIH. Bu ılan Cumhurıyet Gazetesi'nin katkısıyla yayınlanmıştır Cumhurty«< ğeni toplayan ve rürküleri çağdaş müzik birikimleri üzerine yoğun- laştiran Şükriye Tutkun, saat 14.30- 15.15'te gitanst, besteci ve aranjör olan.ve bu yıl üçüncü albümü "Re- formatH>n"u çıkaran Hasan Cihat Örter, saat 16.00-16.45'te senfonik rock unsurlan taşıyan folk müzik kökenli "Bizim Sevdanuz" adlı bir kaset çıkaran Nurdan tpek, saat 17.30-18.15'te müziklerini blues, cajun, zydeco, soul, funk gibi farklı kanşımlarla çeşitlendiren tstanbul Blues Kumpanyası, saat 19.00- 19.45'te müziklerinm türünü yansı- malar olarak adlandıran Grup Yan- sımalar izlenebilecek. Top Teşhir Salonu'nda saat 11.30-13.30'da Se- ma-Wotfgang Schröhter tarafindan gerçekleştirilen bir atölye çahşması olan "Ses Enstalasyon ÇahşmasT, saat 14.00-15.00'te Can Kozlu ve Uğur Yücd'ın "İç Güdü Ton" adlı söyleşi ve dinletisi, saat 15.30-16.30'da etnik müzikle Kırklarelili müzisyenlerden oluşan KıridarelOi Mister Raci ve Arkadaşlan, saat 17.00- 18.00'de A\Tupa'da , dünyayı oktavlar arasında dolaşan ses unvanma sahip Sema-Wolf- gang Schröhter'den Deneysel Vokal, saat 18.30-19.30'da Çağdaş Türk Müzığıni yo- rumlayan Tura Dörtlüsü yer alıyor. Kırmızı Oda'da saat 11.30-13.00'deUfiıkÜnver'in Bilgisayar ve Müzik üzerine söylesisi, saat 13.3O-15.OO'te Evin Dvasoğhı'nun katılımıyla gerçekîeşen "Çağdaş Müzik, Çağdaş Müziğimiz" başlıklı söyleşi - dinleti, 15.30- 17.00'de Lawrence"Butch" Morris'in doğaçlama üzerine yapacağı "Conduction - Con- ducted Improvisation" başlıklı söyleşi, saat 17.30-19.00'da Gökhan Akçura ve Cemal Ünlü'nün katıldıklan "Taş Plakta Erken Pop" başlıklı söyleşi - dinleti, 19.30- 21.00'de Pentagranı'ın "Rock Dünyaa" üzerine söylesisi iz- lenebilir. Konferans Salonu'nda ise saat 11.30-13.30'da Özdemir Arkan'ın başkanlığmda Or- han Gencebay, Dursun Güler- yüz, Cevdet Kocaman, Atilla Ozdemiroğlu ve Şahin Ozer'in konuşmacı olarak ka- tılacaklan "Telif Haklan ve Komşu Haklar" konulu panel, saat 14.00-16.00'da Murat Belge başkanlığmda. Dr. Bü- ient Aksoy, Cem Behar, Pakrat Estukoğlu, Selim Hubeş ve Gönül Paçacı'nın konuşmacı olarak katılacakları "Istan- bul'un Müzik Mozaigi" konu- lu panel. saat 16.30-18.30'da Feza Tansuğ'un başkanlığmda Lale Barçın, Dağhan Baydur, Derya Köroglu ve Ünsaİ Ok- yay'ın konuşmacı olacaklan "Popüter Müziğin Anatomisi'' konulu panel, saat 19.00- 20.30'da Erkan Ogur ve İs- mail Hakkı Demircioğlu'nun gerçekleştirecekleri "Halk Müziğimiz'' konulu söyleşi - dinleti izlenebilir. Kültür CJrişimi'nin bildirisi 'Kültür ve sanatta vergi bağışıklığı sağlanmalı' Kültür Servisi - Kültür Girişimi, kamuoyuna sun- duğu üçüncü bildirisinde; vergi yasalannda değişi- min söz konusu olduğu bir dönemde kültür ve sanat için yapılacak yatınm ve harcamalann desteklen- mesi için bu alanda vergi bağışıklığının sağlanması gerektiğini vurguladı. Türkiye'de kültürel var- lıklann korunması, araştı- nlması, geliştirilmesi ve ta- nıtılması için katkılan özendirecek önlemlerin yeterince alınmadığının belirtildiği bildiride, sana- yi alanmda bazı sektör ve yöreler için yüzde yüz ora- nına varan yatınm indirim- leri ve çeşitli bağışıklıklar ya da olanaklar tanındığı, sermaye piyasasının geliş- tirilmesi amacıyla, bu pi- yasada oluşan kazançlar- dan ve değer artışlanndan vergi alınmadığı, turizm sektörüne geniş vergi özendırmeleri sağlandığı anımsarıldı. Kültür Girişimi bildiri- sinde, çeşitli alanlarda ver- gi indirimleri ve bağışık- lıklar bu denli geniş tutul- muşken, kültürel amaçlı yatınm ve harcamalann desteklenen etkinlikler ara- sında yer almamasını bü- yük bir eksiklik ve eşitsiz- lik olarak nitelendirerek, kültürel varhklann gelişti- rilmesi ve tanıtılmasının, sanatm desteklenmesinin eğitim sürecinin de aynl- tnaz bir parçası olduğu be- lirtilerek şu öneriler sunul- du: "Kültür ve sanat ala- nındaki temel yaünmlann yanı sıra çeşitii sanat ya da kühür dallannda kurula- caközel araşürma, eğitim ve uygulama merkezleri- nin, müze, kütüphane, ar- şiv vç benzeri nitdikteki ku- rum >a datesislerin gerçek- ieştirilmesi \e işletilmesiyle ilgiliharcamalann. yeniya- salar çıkanlarak vergi ba- ğışıkhğından >araıianma- sı sağlanmahdır. 1995te Kurumlar Ver- gisi Yasası'nda >apılan de- ğişiklik sonucu tanınan ba- ğışıkhlc özel kuruluş ve ki- şilerce yapılan kültürel ya- brun. harcanıa ve bağışla- ra da >ansıtılmalı ve gelir vergisinden indirimJeriçin- de uygutanmaİKÜr." Talay'dan Eşkıya' için rest • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sıvil sınema örgütlerini karşısına alarak. 1997 Yabancı Film Oscan dalında Yavuz Turgul'un 'Eşkıya' fılmini aday gösteren Kültür Bakam lstemihan Talay, seçimlerinin kamuoyunun karan olduğunu belirterek "Hiçbir kuruluş kamuoyunun karşısında olamaz. Kamuoyu bizi destekliyor" dedi. Çekişmeler nedeniyle Türkiye'nin temsıl hakkını kaybettiğini söyleyen Talay, "Bu yıl da 'biz göndermiyoruz' diyebilirdik. Ama bu, kamuoyunun karannı benimseyip gönderme karan aldığımız bir film. Maliyeti ne olursa olsun bu sorumluluğu üstlenirim" dedi. 'Van Gölîi Canavarı' ödül aldı • Kültür Servisi - Slovakya'nın Tatras kentinde 16-19 Ekim tarihleri arasında yapılan FV. Uluslararası Sualtı Filmleri Festivali'nde, Van Gölü Canavan'ndan esinlenerek hazırlanan 'Dinozor' adlı film 3 ayn dalda ödül aldı. Uluslararast pek çok ödüle sahip sualtı kameramanı ve yönetmen Haluk Cecan'ın yaptığı 'Dinozor' adlı fılm, daha önce Fransa, lspanya, Çek Cumhuriyeti ve Tunus uluslararası festivallerinde de ödül kazandı. Film, Slovakya'da, en ilginç ve en teknik filme verilen 'Bronz Denizatı' ödülünü, çevre ve doğa problernlerine değinmesi nedeniyle 'Tatras' ve Juri Ozel Ödülü'nü kazandı. Bugüne dek toplam 7 ödül alan fılm, önümüzdeki günlerde Slov'ak ilk ve orta okullanndaki öğrencilere çevre ve doğa sevgisinı aşılayabibnek amacıyla gösterime girecek. Festival Başkanı Peter Tokarcik ve Ivan Oravec yönetiminde organize edilen festivale ilk kez bir Türk filmi katıldı. Doğa ve çevre sorunlanna fantastik bir anlatımla yaklaşan filmde kullanılan lOmetre uzunluğunda, 150 kg ağırlığındaki maket 2 sualtı motoru ile hareket ediyor. AtHa Epgür anısına panel • Kültür Servisi - Geçen aylarda yitırdiğimiz ressam Atila Ergür'ün anısına 'Bilim-Sanat-Politika' başlıklı bir panel düzenleniyor. Bugün saat 10.30'da t.Ü. S.B.F. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Burhan Şenatalar'ın yönetiminde gerçekleştirilecek olan panele, îstanbul Tabip Odası Baskanı Orhan Anoğlu, gazeteci-çizer Tan Oral, Îstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman ve ÇEKÜL Vakfı Başkanı Metin Sözen katılıyor. Etkinlik Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu'nda gerçekleştirilecek. Şehname'ran bir saytası 860 bin dolara satıldı • TAHRAN (AA) - Iranlı ünlü Şair Fırdevsi'nin Şehname adlı eserinin bir sayfası, Londra'da yapılan bir açık arttırmada 860 bin dolara alıcı buldu. tRNA'nın haberine göre geçen hafta Safavi dönemine ait eserlerin satışa sunulduğu Sotheby's'deki açık arttırmada 1530'lu yıllarda Tebriz kentinde kaleme alınan el yazması ve minyatürlü bir Şehname'nin bir sayfası 860 bin 140 dolara satıldı. tran tarihini ve şahlann tahttan indirilip, tahta çıkışlannı, Farslarm Türklerle savaşlannı ve ünlü kahraman zaloğlu Rüstem'in maceralannı anlatan Şehname'yi (Şehler Kitabı) 10. yüzyüda yaşayan ünlü şair Firdevsi 30 yılda yazmıştı. BUGÜN • tFSAK'ta saat 15.00'te Gürdal Tezer'in 'Üç Ülke Yunanistan, Israil, Çek Cumhuriyeti', saat 16.00'da Sergül Vanş'ın 'Yansı'. saat 17.00'de Hüseyin Vanş'ın 'Toplann Dansı Bilardo', saat 18.00'de Fethi Sabunsoy'un 'Impression' başlıklı saydam Sösterileri izlenebilir. I AKSANAT'ta 2. Îstanbul Saydam Günleri kapsamında saat 15.00'te Ali Oz'ün 'Cumartesi Anneleri', saat 15.45'te Resul Baştuğ'un 'Herşeye Dair', saat 16.15'te Alper Fidaner'in 'Akrep Burcu Günleri', Kutup Dalkıran'm 'Demirkapı Kör Pencere', 17.45'te 'Kısa Gösteriler', saat 18.45'te Georgios Katsayelos'un 'Man tn Focus' ve kadir Aktay'ın 'Geçmiş Zaman Düşleri' başlıklı gösterileri yer alıyor. • İDOB'da saat 11.00'de P.I. Çaykovski'nin 'Fındıkkıran' adlı yapıtı izlenebilir. • TARİH VAKFI DARPR\NE etkinlikleri kapsamında saat 17.00'de Oğuzkaan Koleji Klasik Türk Musikisi Korosu'nun katıldığı 'Geçmişten Günümüze Klasik Eserler' başlıklı konser izlenebilir. v • KADDCÖY BELEDtYESt Cumhuriyet Bayramı'mn 74. Yıl kutlamalan kapsamında saat 15.00'te 'Mustafa Kemal Türkülerim' başlıklı şiirsel resital, saat 18.30'da Prof. Dr. Toktamış Ateş ve Adnan Özyalçmer'in katıldığı 'Cumhuriyet, Demokrasi ve Eğitim' başhklı söyleşi yer alıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear