Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
•3CO.AL 199? PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
IstanUI
fidım
Çanakala
Kocau
Izmir
Manıa
Aydır
Denız
3
3
<
3
3
B
B
i
8
5
8
"
8
5
8 \nkara
8^ Eskişehır
Zongı;da\ K -3 \ntalya
Yurdun kuzey ve doğu
kesımlen çok buluttu,
Manrıara'nın doğusu
Karadenız, Iç Anado-
lu'nun kuzey ve doğusu,
Doğu Anadolu ıle Gu-
neydoğu Anadolu'nun
doğusu Karla kanşık yağ-
muf ve kar yağtşh, dığer
yerter az bulutlu ve açık
geçecek Hava sıcaklığı
butun yurtta azalacak.
Ruzgâr, kuzey ve batı
yonterden orta, yurdun
batı kesımlennde kuv-
vetltce esecek.
SMMMMÂ
Londra
Paris
Roma
Berlın
Amsterdam
Madrid
Sofya
Brüksel
B
B
B
B
B
B
B
B
b
3
13
3
4
15
5
2
Budapeşte B
Atına
Milano
Oslo
Helsinki
Stockholm
Belgrad
Viyana
Bonn
Münih
B
B
B
B
B
B
B
B
R
ö
9
5
3
3
5
7
3
4
Taşkent
Kahıre
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
B
B
B
K
B
K
B
-!
9
3
4
4
4
4
17
Şam B
Paryalı buluttü ! SlSll Bulutıu ^ Çok bulutlu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Butarafı 1. Sayfaaa
sonuıcusu oian "yakştklı"ya kırk ikı kerre maşal-
lah!
• Ne^are, yakışıklı"nn kahramanca çıkışlannı, ay-
nı gür, altını çeerek scylüyoruz ki aynı gün, bir baş-
ka örami ola/ gölgelyor.
.. "Yaaşklı" çrubunda bu açıklamaları yapar, tür-
t>an SDrtnuna çare a'ayan kadınlara "antilaik ha-
• reketere karşı partı darak herkesin önünde" ola-
caklajnın güvencesiri verirken...
Darıştay, rremur çalışma saatlerini ramazana uy-
durar hCkümet karanamesine yürütmeyi durdur-
ma kcran veriyor.
70 viMık laık cumhuriyet döneminde görülmeyen
"dini isaslara dayalı çalışma saatlen" kararname-
sini bj sonuca götüren gırişimi...
Ne demokratik kuruluşlar ne laiklik savunuculu-
.ğunasoyunan kadın örgütleri ve... ne de "yakışık-
•/>"nın genel başkanliğını yaptığı Cumhuriyet Halk
Partıs başlatıyor.
Darıştay; Bartın Actiyesi Yazı Işleri Müdürü Ab-
durrahman Güzelgün adındaki sade bir vatanda-
şımızn, kararnamenin "anayasaya aykın" olduğu-
-nu içeren başvurusu üzerine yürütmeyi durdurma
• karanalıyor.
. Hazin olan manzara şu: Sade bir vatandaş, gün-
lerce önce Atatürk ün partisi olmakla övünen
"GHP'nın yapması gerekeni yapıyor ve "Yaktşıklı "rnr\
'siyasetçı çalımıyla soyut içerıkli antilaikliğe karşı ör-
" güttenme nutuklan attığı gün ve saatlerde:
' Sonut ve anlamlı bir sonuç alıyor.
•' Danıştay karan toplumun direnme gücünü kam-
Zıra son günlerin karamsarlığa çanak tutan kimi
^örnekleri ortada.
RR tam anlamıyla Atatürkçülüğü ve laik cumhu-
fjyeti hedef alan "kemirme politikası" ızliyor. Nedir
tju kemirme poltikası? Bugünkü olanak ve koşul-
-İarda hedefe aşama aşama ılerlemek!
. Örneğın; RR türbanın üniversite ve devlet daire-
-terinde "serbest bırakılacağını" vazgeçilmez bir ko-
şul gördüğünü süreklı ılan ediyor.
Silah-külah
Önce DYP'Iİ kadın bakanlardan, ardından herhal-
de onlardan cesaretlenerek -Yıldınm Aktuna, Ya-
lım Erez gıbi- erkek bakanlardan "se/t'tepki geli-
yor.
"' RP Genel Sekreteri Asiltürk; hemen bir açıkla-
ma yapıyor. "B/z" diyor "türbanda kademeli bir ser-
b'estlık önehyoruz. Önce üniversitede başlasın,
iUnci aşamada devlette."
~~, • Bu sistemın gerçekleşmesı durumunda, türbanın
.(pirparçasını kopararak; RP, "kemirme politikasıru"
başarıyla yürütmüş oluyor. , ,
- - RP'Iİ -nedense adını saklayan- bir bakan, "Her
şeyzamanlama meselesi. Üniversiteler açılmadan
öğrenciler için türban izni çıkar. Daha sonra da me-
.muriar için düzenlemeye gidilir" cümlelerıyle dev-
leti ve rejimi kemirmeyi içeren planı doğruluyor.
-' Şeriatçı kafa yalan yanlış bilgilerle dolduruşa ge-
üyor. Bu yetmıyormuş gibi inandıkları yalan yanlış-
lan kamuoyuna yutturmaya çalışıyor.
; Adı gerekmez; bir RP'Iİ milletvekili ortaya çıkıyor.
"ABD ordusunda Müslümanlar başörtülü çalışıyor.
Ama biz ABD normlarına sahip değiliz" diyor.
"; Bu, bir "müjde" mi acaba?
,; Yakında Takkeli'nin "özel ordusu"nda türbanh
kâdınlar peyda olursa, hiç şaşırmayalım.
"Cumhuriyet" dışında basının ilgi duymadığı "RP
özel ordusu "nun ileride başımıza neler getireceği-
ni kestirmek fazla zor değıl.
Özel giysili koruma görevlisi bugün silahsız.
Ya, yarın?
'• "özelordu" iktidarın "kanlı mı kansızmı değişe-
ceğini" birtehdit gibi kürsülerden söyleyen Takke-
IPnin kafasından geçenlerin ilk işaretleri ise...
r' Bugün külahlı...
r
'Yannsilahlı...
Yağmuriu Kanı
îkinci hüküııılü şube müdürü• Baştarafı 1. Sayfada
mahkûm edilen Ali Güngör'ün de
Tanm Bakanlığı Tanm Reformu
Dairesi'nde şube müdiirii olarak gö-
rev yaptığı belirlendi. Güngör, ci-
nayetin faili olmadığraı. vicdanının
rahat oldugunu söyledi. Olay günü
sokulann bir ülkücüye işkence yap-
tıklannı saptadıklannı savunan
Güngör, dekanla görûşmek üzere
okula gittikleri sırada solculann si-
lahlı saldınsına hedef oldukJannı,
Güçlü'nün de bu sırada yaşamını yi-
tırdiğıni öne sürdü.
Bombah bir suikast sonucu 4 yıl
önce katledilen yazanmız Uğur
Mumcu, 14 Nisan 1976 tarihinde
kaleme aldığı yazısında, olayla ilgi-
li olarak şunlan yazdı:
"Ülkü OcaklanGenel Başkanı İb-
rahim Doğan ve MHP GençUk Kol-
lan Genel Başkanı Ali Güngör,
13.4.1970 günü, Ankara'da Hacet-
tepe Üıüversitesi bahçesinde Dr. Nec-
det Güçlü'yü tabanca kurşunu\la
vuraraköldürdiiler. Katillerin.cina-
yeti, Fehmi Altınbilek ve Mustafa
tlerisoy adlanndaki iki teğmenin si-
lahlanyla işledikleri. Ankara 1. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin 1974/92 esas
ve 1974/486 sayılı karannda yazü-
mıştır. Cinayet aleti 6815296' ve
"6815248' sicil sayılı tabancalar, An-
kara Adliyesi'nde 1970/814' sıra-
sında kayıtlıdır. Fehmi Altınbiiek
hakkında o günden bu yana hiçbir
kovuştunnaaçümanuşbr. Atünbflek
şu anda İstanbul'da Kartal'da yüz-
başı rütbesiyle görev yapmaktadır.
Kim koruyor bu yüzbaşıyı? Ben mi?
İşte yer bildirhoruz, tarih bildiriyo-
ruz, suç aleti silahlaruı kayıt sa\ıla-
noı bildiriyoruz. Başbakan susuyor.
tçişleri Bakanu Milli Savunma Ba-
kanı susuyor ve Jandarma Genel
Komutaıu da susuyor. Sonra da De-
mırel,'K.imkimi korumuş söylesin-
ler° diyor. Daha nasıl kanıttayalım,
ne söyleyelim, ne yapahm daha?
Yüzbaşıyı tutup savcıya biz mi götü-
relim?""
Dava dosyasında olayın 2 faîlin-
TJÖribrrİ blaralcSuÇiâfıaft Alı Gifitgöf'
olaylar ve hedef olduğu suçlamalar-
la ilgili olarak yaptığımız görüşme-
de, kendisinin Mumcu'yla o dö-
nemde yûz yüze görüşmeler yaptı-
ğıru belirterek yazılanlann doğru ol-
madığını savundu. Güngör, Mum-
cu'nun dava dosyasından aktardığı
bilgi ve bulgulann "hayal ürünü"
oldugunu öne sürdü.
Güngör'ün ifadesi
Cumhuriyet'in ortaya çıkardığı
tbrahim Doğan'la ilgili haberleri te-
levizyonlann önceki akşam yayım-
lanan haber bültenlerinden izlediği-
ni kaydeden Güngör, şunlan söyle-
di:
"tbrahim Doğan'la birtikte o dos-
yadan sanık olarak \argüandık. Ben
önce silah taşımaktan ikiyıla hüküm
giydim >e tahliyeme karar verdiler.
TahBye oldum.1974 affiyla birtikte
gı\abımda duruşmalar >apılmış ve
faili meçhui bir olaya kanşmaktan
dolayı hakkunızda, İbrahim'in de
öyte,karar o şekilde. Cezaevinde >at-
tım. Tahliye oklum. 1974-75'ten bu
\-ana Tanm Bakanhğı'nda çabşryo-
rum."
Güngör, Bülent Ecevit'in CHP
Genel Başkanı olarak başbakan,
ANAP lstanbul Milletvekili Korkut
Ozal'ın da Tanm Bakanı olduğu dö-
nemde göreve başladığmı anlatarak
öğrenci olaylannm içinde yer aldı-
ğını söyledi.
Güngör, sorulanmıza şu yanıtla-
n verdi:
-Olay nasıl geüşti?
- Biz o dönemde Senm Ölçer'le-
rin (ülkücülerin asıl hedefinin ken-
disi oldugunu açıklayan eski Türk
Tabipleri Birliği Başkanı) fakültede
bir arkadaşımızı alarak işkence et-
tiklerini tespit ettik. Okula dekanla
görüşmeye gittik. Dekanladaha ön-
ce telefonla görüşmüştük. Ankara
Emniyeti'yle görüştük. Bu konuda
çözüm bulmalannı istedik. Çözüm
olmayınca biz fakülteye gittik de-
kanla görüşmeye.
Orada silahlı bir grubun saldınsı-
na hedef olduk, o silahlı saldından
kurtulmak için biz kaçtık, ama olay
yerinde bir sade vatandaşın, asteğ-
menin olaylarla hiç ilgisı alakası ol-
mayan bir insan, o silahlarla çıkan
şeylere maruz kalmış, ama öyle bir
ortam ki hücum eden, sanık olması
gereken tanık oldu. Mağdur olanlar
sanık oldu. Zaten o dönemde avukat
tutmayı reddetmiştim. Ben avukat-
sız olarak son dönemde yargılan-
dım. Yani hadiselerin içindeydik, a-
ma ölüm olayıyla, Allah'a şükür
hiçbir ilişkimiz olmadığına inanıyo-
nım. Ve bunun büyük vicdan rahat-
lığı içinde oldum bütün hayatım bo-
yunca.
Bir tanık cinayeti anlatıyor
'Herşey bir anda olup bitti'
tsmini vermek istemeyen ve
Asteğmen Necdet Güçlü ile bir-
tikte çalıştığı dönemde asistan
olan bir doktor da ülkücü koman-
dolann 27 yıl önce gerçekleştir-
dikleri baskını anlattı.
Tanık şunlan söyledi:
"İbrahim Doğan'ın elinde ta-
banca vardı, sağa sola getişigûzel
ateşediyordu. Necdet Güçlü de du-
var kenannda yüriiyordu. Elinde
bir torba vardı. Yiyecek almıştı.
tum, gözlâğü kırılmıştı. Kurşun
tam burnunun üstünden girmiştL
Kamyona ko>up acil servise yetiş-
tirmek istedik. Ama yolda öktö."
Herşeyin bir anda olup bittiğini
söyleyen tanık, öldürülen Necdet
Güçlü'nün protez alanında o za-
man tek isim oldugunu ve bu alan-
da bir bölüm kurduğunu belirtti.
Tanık, şunlan söyledi:
"Kanada'da eğitün görmüş,
özellikteAnkara'ya tayiniçıkarül-
mıştL Tıp için önemli bir kayıp ol-
du."
Katil yakalandıktan sonra mah-
kemej^ıfade vemjpye gîttjjtlerin-
de çok'baskı yapıldığını belirten
tanık, "Davalara bir kahraman gi-
bi gelip gıttfler. Şov yaptüar" dedı.
- Olayda silahlaruun kuUanıkhğı
söylenen TSK mensupian Fehmi Aİ-
tınbilek ve Mustafa Derisoy'u tanı-
yor musunuz?
- Hayır. Onlar, Uğur Mumcu'nun
hayal gücüyle zorlayıp olayı bir ye-
re taşımaktan kaynaklanan çabala-
nnın sonucu.
- Uğur Mumcu dosyayı yaznıış ve
orada Amnbüek'in adı geçiyor...
- Dosyada onlann da hiç bu me-
seleyle ilgilerinin olmadığı, beraat
ettikleri ve ordunun şerefli birer
mensubu olarak görevlerine devam
ettikleri de var. Dosyada geçiyor ta-
mam. Uğur Mumcu oradan yola çı-
karak bu konuyu çok çok başka nok-
talara götürmek için uğraştı. Ama
dosyada ismi geçen bu şahıslarla il-
gili mahkemenin verdiği karar var.
Buhadiseyle ilgilerinin olmadığını,
haklannda da hiçbir takibata lüzum
olmadığı konusunda verilmiş karar
var. Dolayısıyla o hadiseyle bağlan-
tılan da yok. Ibrahim Doğan'la
hemşenlikten kaynaklanan, evlerin-
de bir misafir kalışını konu ederek
bir yere varmak istedilerdi. Olayla
bağlantısı yok, ama kurmaya çalış-
tılar.
- Hukuki dunımunuz ne? Aldığt-
nızceza de\ lette memurluk \apabü-
menize engel değil mi?
- O karar teblığ edilmiş değildir.
Benim en son mahkemeye verdiğim
dilekçede verilecek af karannı da
kabul etmeyeceğimi, hiçbir şekilde
suçlu olmadığımı belirterek beraati-
mi istedim.
Avııkatım da yoktu. Ondan sonra
gıyabımızda bıze bildirmeden af ka-
ran çıktıktan sonra mahkeme topla-
nıyor, karartveriyoerAffın çıkışı ne-
deniyle de dosyanın kapatılmasına
diyerek bir karar veriyor. Bu, bana
hukuki manada tebliğ de edilmedi.
Birincisi ilk verdikleri karar Yargı-
tay'dan dönmüştü. ikinci karar bu
dediğim şekilde, af çıkınca dosya
kapatılıyor.
Ecevit döneminde Tanm Bakan-
lığı'na başvurdum. Fakültede burs-
lüydum o dönemde"^^ct)uri hiz-
metim vardı. Tanm Bakanlvğı görev
vermek zorundaydı. O nedenle Ta-
nm Bakanlığı' nda göreve başladım.
Cenaze ülkücülerin zirvesine döndü
MfVASE tLKMJR
Fatih Camii'nın avlusun-
da Özal'ın cenaze törenın-
dekine yakın bir kalabalık
var. Camıye çıkan bütün
yollar tıkalı. Bunun tek ne-
deni cenaze töreni değil. Ya-
semin Ağar'ın cenaze töre-
nine katılan cemaatle tarihi
Çarşamba Pazan"nın kala-
balığı birbirine kanşmış.
Sokak aralannda sıra sıra
lüks arabalar dizilmiş. Mer-
cedesler. BMNV'lerle resmi
plakalı makam otolan geli-
şigüzel park edilmiş. Bakan-
lar, politikacılar. ünlü polis
şefleri, yeraltı dünyasının
ünlü simalan. sanatçılar, işa-
damlan, futbolcular ve tabii
sarkık bıyıklı ülkücü kar-
deşlerimiz. Susurluk çetesi
ile olan ilişkileri nedeniyle
bugünlerde başı hayli ağn-
yan özel tim şefi Halil îbra-
him Şahin ile Korkut Eken,
gazetecilerle köşe kapmaca
oynuyor. Korkut Eken, re-
simlerini çeken gazetecileri
tehdit etmeyi de ihmal etmi-
yor.
Namazdan sonra cenaze
tekbir sesleriyle omuzlara
alınıyor. "Ya Allah bismü-
lah, Allahu ekber" diye ba-
ğıranlar arasında resmi po-
lisler de var. Cenaze Mal-
ta'ya kadar kalabalık bir
grubun tekbirleriyle götü-
rüldükten sonra mezarlığa
kadarbüyük bir konvoyla ta-
kip ediliyor. Bu arada töre-
ni izleyen gazeteciler, tekbir
getiren ülkücüler tarafından
itilip kakılıyor. Ülkücülerin,
"saölık basın^ diye bağıra-
rak gazetecilen tartaklama-
lannın nedeni, basında Ağar
hakkında çıkan yayınlar.
Onlar, bu yayııüan yine bi-
Hnen yöntemleriyle protes-
to etme yolunu seçiyorlar.
Cenaze törenine binlerce kişi katıldı
Iİ Baştarafı 1. Sayfada
de ve sokaklar polis tarafın-
dan trafiğe kapatılırken. ca-
mi çe\Tesinde de geniş gü-
yânlik önlemleri alındı. Ya-
^emin Ağar'ın cenazesi. ce-
naze aracından polisler tara-
fından alınarak, musalla taşı-
na konulurken, tabutun önü-
ne de Yasemin Ağar'ın çer-
çeveü bir fotoğrafı konuldu.
Bu arada tabuta yaklaşan bir
kişi de yüksek sesle, Yase-
min Ağar için yazdığı "Seni
aolatmak. seni söyleînek ko-
la\ değildir / Yasemin ölmez
sevgiler sönmez / Hakikat
vardır başka şe> otaıaz'" şiıri-
hi-
okudu.
' Gü\enlik nedeniyle cena-
ze namazırun kılmacağı alan-
da polis barikat kurdu. Ca-
rfiîye girenler polis tarafın-
dan tek tek aranırken, namaz
için çe\Telenen bu alana, ka-
meramanlar ve foto muha-
bırlen alınmadı. Cenaze töre-
ni boyunca da Yasemin
Ağar'ın tabutu başında iki
polis sürekli nöbet tuttu
Eken ve Şahin
iigiodağı
Cenazeye katılan Korkut
Eken ve İbrahim Şahin. ba-
sının ilgı odağı oldu. Binler-
ce kişi, Fatih Camii "nin geniş
âylusunu tamamen doldurur-
ken, Yasemin Ağar'ın yanı
sıra 87 yaşında ölen Safıye
Sekman adlı kadının da ce-
tıtCze namazı kılındı
''•Diyanet Işleri Başkanı
MehmetNuri Yılmaz'ın kıl-
dırdığı cenaze namazı sıra-
sında Mehmet Ağar, oğlu
Tolga. DYP Milletvekili Ü-
nal Erkan, DYP İstanbul tl
Başkanı Celal Adan ve Kor-
kut Eken ön sırada saf tuttu.
Mehmet Ağar, kızının
toprağa verilmesinden son-
ra bir süre daha mezarlıkta
kalarak başsağlığı dilekleri-
ni kabul ettı.
Cenazeye katılanlar
Yasemin Ağar'ın cenaze
törenine politika, iş, sanat ve
spor dünyasından katılan
ünlüler şunlar:
De\ let bakanlan Ufiık
Söylemez. Bahattin Şeker,
Salim Ensarioğiu, Bekir Ak-
soy. Içışleri Bakanı Meral
Akşener. Mılli Savunma
Bakanı Turhan Tayan. Ada-
let Bakanı Şevket Kazan.
Sanayi ve Ticaret Bakanı
Yalım Erez, Ulaştırma Ba-
kanı Ömer Barutçu. Sağlık
Bakanı Yıldırun Aktuna,
Turizm Bakanı Bahattin Vü-
cel, ANAP Genel Başkanı
Mesut Yümaz"ın eşi Berna
Yümaz, BBP Genel Başka-
nı Muhsin Yancıoğlu. MHP
Genel Başkan Yardımcısı
Tuğrul Türkeş, ANAP mil-
letvekılleri Mustafa Taşar
ve Şadan Tuzcu. DSP rnıl-
lervekılleri Hüsamettin Öz-
kan, Ahmet Tan, DYP Genel
Sekreten Nurhan Tekinel,
aralannda Necmettin Cev-
heri, Ayvaz Gökdemir, Do-
ğan Güreş, HajTİ Kozakçı-
oğlu, Fikri Sağîar, Ünal Er-
kan ve Necdet Menzir'ın de
bulunduğu çok sayıda mil-
letvekili, lstanbul Büyükşe-
hir Belediye Başkanı Recep
Tay>ip Erdoğan, işadamlan
Sakıp Sabancı, Üzeyir Ga-
rih, Ihsan Kalkavan, Şadan
Kaikavaıı, Adnan Polat,
Emin Cankurtaran, Yase-
min Ağar'ın mezun olduğu
İstek Vakfı okullan kurucu-
su Bedrettin Dalan, Akşam
gazetesi sahibi Mehmet Ali
Ilıcak. gazeteci Hıncal Uluç,
belediye başkanlan Gürbüz
Çapan.SadettinDantan,Ah-
met Çetinsaya, spor dünya-
sından Süle>man Seba, Fa-
ruk Sürcn, Rıza Çahmbay,
Tanju Çolak, Cüneyi Tan-
man, sanatçılar Bülent Er-
soy, tbrahim Tathses, Sela-
hattin Alpav. Tekin Akman-
soy \e Mustafa Keser. ülkü-
cü babalardan Nihat Akgün,
Ali Yasak. Emniyet Genel
Müdürü Alaattüı YükseL ls-
tanbul Valisi Rıdvan Yeni-
şen, Bursa Valisi Orhan Ta-
şanlar. lstanbul Emniyet
Müdürü Ramazan Er, tl
Jandarma Alay Komutanı
Kıdemli Albay Baki Onur-
lubaş ve eski lstanbul Emni-
yet Müdürü Kemal Yazıct-
oğlu.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in cenaze töre-
nine gönderdiği çelenk de
Yasemin Ağar'ın tabutunun
hemen arkasına konuldu.
Törene aynca aralannda
Başbakan Necmettin Erba-
kan, Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller. ülkücü baba
Sedat Peker ve adı İSKt
skandalında yolsuzluğa ka-
nşan Şehmuz Tatucı'nın da
bulunduğu yüzlerce kişi çe-
lenk gönderdi.
Çokozei
fotoğraflanyta
POSTERLER
•TARKAN
•SAKİS
•EGOİST
Okurlarımızın
oylarıyla
'96'nm En Ivileri
HER CARSAMBA..
KSOTEKZ İ K M A R K E T
»Gok günjltulu
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
da art arda sıralıyor:
"Oylamaskandalı... Olacakşey değil... Ecevit'in
oyunu buiamadılar... DSP'lilerayakta, 'Genel baş-
kanımız oy kullandf diyohar... Aradılar, taradılarso-
nunda Ecevit'in oyunu kürsü ile lambiri arasına sı-
kışmış buldular... Ankara dışında olan DYP'li mil-
letvekilleh oy kullanmış görünüyor..."
Yolsuzluklar soruşturulsun mu, soruşturulmasın
mı oylamasında yolsuzluk yapılıyor...
Artık şaşırma söylemini degiştireüm:
- Olmayacak şey değil...
TURBAN Turizm AŞ, adı üzerinde, turizm alanın-
da ülkeye hizmet eden kuruluşlardan biri. 1960 yı-
lında kuruldu. Üç oteli, dört motel ve tatil köyü, dört
marinası, iki turizm işletmesi, üç seyahat acentesi
var.
Kurumun başına 1992'de Ömer Bilgin in gel-
mesiyle birlikte patlama yaşanıyor. Yok, turizm pat-
laması değil, fatura patlaması...
Patlama ki öyle böyle değil, katılımcı bir patla-
ma...
Genel müdür, müdür, muhasebe müdürü, şef,
alım satım memuru, şoför, kırtasiyecı, camcı, kasap,
nalburiyeci... Aklınıza hangi iş gelirse, 20'yi aşkın
meslek grubundan yüzlerce kişi, olayın içinde...
Kimi müdürler, şişkin faturaların arkasını, "Işten
atanz" tehdidiyle memurlara da imzalatmışlar.
Olaya adı kanşan fırmalann çoğu bulunamıyor.
Çünkü, paravan kurulmuş. Sadece, TURBAN'ı soy-
mak üzerine...
TURBAN dosyasının Çiller'le ilgili bölümü ise
"Olur böyle şey" denecek kadar normal:
- Çiftliğin işlerini TURBAN müteahhitleri yapıyor.
- Ozer Çiller'in helikopter parasını yine TURBAN
ödüyor.
- Kimi çrftlik çalışanlannın maaşı TURBAN'dan
karşılanıyor.
Kuşadası Marinası'ndan Özer Çiller'in Denge ve
President yatlannın bakım-onarımı için 114 bin
marklık fatura çıkıyor. Naylon makbuzla fatura
ödenmiş gösteriliyor.
Olağan şeyleryani...
Ömer Bilgin'in genel müdüriüğü döneminde
Çeşme TURBAN'a müdür olarak atanan Sabri
Bayraktar, 1992'de Adana'da adam yaralamak
suçundan bir yıl üç ay hapis cezasına çarptırılıyor.
Cezası kesinleşince tüm yurtta aranıyor, ama Çeş-
me TURBAN'da çahşmaya devam ediyor.
Bayraktar işi kökten çözüyor. Buca Cezaevi'ne
kendi kimliğiyte bir dublör yerleştiriyor. Bir yandan
da TURBAN Genel Müdürlüğü'nde çalışmaya de-
vam ediyor. Bir yandan Buca'da cezasını çekiyor.
400 milyon Ika karşılığı cezaevine giren "kiralık
rftahkûm" Yakup Yörtdem parasını da alamryor...
Bayraktar'ın üniversite diploması inceleniyor;
sahte çıkıyor...
308 sayfalık TURBAN dosyasında yok yok.
Oy'a'lama...
Çiller'i sorumlu tutan dosya önceki akşam TB-
MM'de oylandı. Oylama sonucu şöyle duyuruldu:
242 evet, 247 hayır...
Muhalefet rtiraz etti. Yazının başında vurguladı-
ğımız uzun tartışmalardan sonra, DYP milletvekil-
leri Ergun Özdemir, Ergun Özkan ve Şamil Ay-
nm'ın salonda olmadıklan halde oy kullandıkları
anlaşıldı. Ecevit'in oyu da uzun araştırmalar sonun-
da bulundu.
Sonuç, karmakarışık hale geldi.
Karar yetersayısı 245. Bu durumda, oylama ge-
çersiz. Başkanlık divanı konuyu bugün görüşecek.
Kesin kararı verecek.
Dünkü yazıya, "Balık baştan kokar" deyimiyle
başlamıştık. Bir balıkçıya da danışıp işi sağlama
bağladığımızı düşünmüştük. Ankara Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğre-
tim Üyesi Prof. Velrttin Gürgün aradı. "Uzmanlık
alanımdır" deyip konuyu anlattı.
Balığın önce karnı kokarmış. Sindirim sistemi du-
runca, karnındakiler mikroba dönüşürmüş. Ne ka-
dar çok yemişşe o kadar çok kokarmış. Koku da
başından dışan çıkarmış...
Yorumlarda çare tükenmez. TURBAN olayı da
biraz Prof. Gürgün'ün verdiği bilgilere benziyor.
Prof. Gürgün sözü şöyle bağladı:
"Koku bir süre sonra, zehre dönüşür..."
Şahin ve Akça
DGM'ye yine gelmedi
İstanbul Haber Servisi-
Susurluk soruşturması kap-
sammda lstanbul Devlet
Güvenlik Mahkemesi'ne
'tanık' olarak çağnlan eski
Özel Harekât Dairesi Baş-
kan Vekili tbrahim Şahin ve
Özel Tim Polisi Ayhan Ak-
ça dün de ifade vermeye gel-
medi. İfade \ ermeye gelme-
yen Şahin, Mehmet Ağar'ın
kızı Yasemin Ağar'ın cena-
ze törenine katıldı.
lstanbul Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde sürdürülen
Susurluk soruşturmasında
yeni ortaya çıkan belgeler
soruşturmanm bitmesini en-
gelliyor. Abdullah Çath'nın
bir sünnet düğünü sırasında
özel tim görev lileriyle bir-
likte çektirdiği fotoğraflar-
dan sonra savcılık soruştur-
mayı genişletti. lstanbul
DGM'nin, eski Özel Hare-
kât Dairesi Başkan Vekili
İbrahim Şahin ve Özel Tim
Polisi Ayhan Akça'nın 'ta-
nık' olarak dinlenmesine ka-
rar vermesine karşın bu iki
kişi dün DGM'ye gelmedi-
ler. İbrahim Şahin'in.
DGM'ye gelmek yerine
Mehmet Ağar'ın kızı Yase-
min Ağar'ın Fatih Ca-
mii 'nde yapılan cenaze töre-
nine katılması tepki yarattı.
Öte yandan, lstanbul
DGM'ye çağnhp. Nöbetçi 2
No'lu DGM tarafından
tutuklanan Özel Tim Polisi
Ziya Bandınnahoğlu'nun
DGM'den kaçınlmasıyla il-
gili soruşturma da sürüyor.
KEİ sekretaryası açılıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Karadenız Ekonomik
tşbirliği (KEt) uluslararası daımi sekretaryasının yeni bi-
nası olan tstinye'nin Müşir Fuat Paşa Yalısı'nın resmi açı-
lışının 7 Şubat 1997'de Dışişleri Bakanı Tansu Çiller tara-
fından yapılacağı açıklandı.
Dışişleri Bakanhğı'ndan yapılan açıklamada. başkanlı-
ğını Çiller'in ^rüteceği toplantının anatemasını KEl böl-
gesini kapsayacak bir serbest ticaret alanı kurulması yö-
nündeki sürecin başlatılmasının oluşturacağı belırtılerek
"Uzun dönemli bu amacın gerçekleştirilmesi, bölgedeki
ticareti arttıracak ve çeşitlendirecektir" denildi.