25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Jodie Foster'in başanlı ikinci yönetmenlik denemesi bugünden başlayarak sinemalarda Evîm.. sirin, güzel e\im... S'JNSU ÇAPAN 1 Saya sümük soğuk algınlığından mustanp, işıni yıtirdıği ıçın morali bozuk ve her/ılki gibi annesiylebirlıkte aile zı- yaretııe katılmaktansa takıldığı gençle fingırceşmeyı yeğleyen. ergenlik döne- tni çakantılannı yaşayan. bakırelik so- rununı kesmükle çözmeye kararlı. 16 yaşıncaki asi kızına fena halde kafayı takmis, oldukça kaygılı, canı sıkkın, 3O"lu /aşlanna merhaba demış, boşan- mışbi' kadın olan Claudia Larson (yine hankabır HolK Hunter). yıllardır alışıl- dıgı ghi kasımın son perşembesme denk gelen. ler şükran günü tatilinde bütün aı- lebıre/lerinıbirarayatoplayangelenek- sel aile buluşmasına yollanıyor. yaşadı- ğı Chi:ago'dan kalkıp aile evinin bulun- Huğu Baltimore'adoğru yollara düşerek bumunu çeke çeke ve oflaya puflaya. Kı- mi zanan cennet, kimi zaman cehennem halıni ılabılen aile ortamı, ters. bet, ka- ramsa: ruh haline. kısa bir süre ilaç gibi ğelebi ecektir yıne de. Yaşlanmaya karşı çaresız, her yılla bir- bkte İMce süngüsü düşen, vıdı v ıdıcı an- nesı (.Vnne Bancroft). Claudia'ya hâlâ küçükkız çocugu muamelesı yaparken hâlâ HöO'lann müzıklennıdınîeyen. sa- kin. sevecen. kendısıyle banşık. tonton babasıyla(CharlesDuming)ilişkısitıkı- nndadır. Israrla çocuksuluğu oynamaktan hoş- nut. aile içinde habıre haşan ve sevimli birhaylazın yaramazlıklannı sergileyen. üstelik son dostunu (D\lan McDermott) da birlıkte getirmekten çekinmeyen. de- Udolu. taşkjn. hınzır ve eşcinsel karde- şiyle (Robert Downey Jr.). rahat. sıcak ilışkisini de özlemıştır aslında. Sanki, kızkardeşıne kaptırdığı baba'ya ömür boyu kesık kaldığından hıç e\ len- memış. yaşlı, hafif kafadan çatlak izle- nımi uyandıran. tuhaf bir garıp teyze (Geraldine Chaplin). kocası (Ste%e Gııt- tenberg) \e ıki çocuğuyla sökün etmış. mızmız ablanın da (Cynthia Stevenson) katıhmıyla tüm aile meclisı yenıden bır araya gelecektır geleneksel şükran günü tatılinde. Artık yemek masasının çevresınde cümbür cemaaı toplanmış. hem kaçınıl- maz hem önlenemez kuşak çatışmalan- na sahne olmuş. aslında "onla da onsuz da edilmeyen' aile meclısinde. aile bı- rey len arasındakı bütün o eskıden kalma hınçlar. garezler. düşmanlıklar. sevgiler \e bağlılıklar. Pandora'nın kutusunun boşalanlan sibı ortalığa saçılacaktır bır bır... Tıpık bır Amenkan aılesı bırey lerinın portrelennı çızen. şinn. sevımlı. duyarlı bırfılmnıtelığındekı 'Home For The Ho- lidays'. dışalımcı firmanın zamanlama uyanıklığıyia takılmış 'Yılbaşı Tatili' adıyia bugünden itıbaren sinemalarda. Kuşkusuz 'Şükran Günü' adının çok da- ha yakışacağı •HomeForTheHolidays', artık kameranin arkasına geçmeyi \e en- telektuel kapasıtesını sergilemeyı yeğle- yen. dünün çocuk yıldızı ve 2 Oscar'lı Holly\vood yıldızı. Yale mezunu Jodie Foster'm. bir türlü ızleyemediğimiz •Little Man Tate'den sonraki ikinci yö- netmenlik denemesi. Doğrusu bu ikinci yönetmenlik sına- vından da yüzünün akıyla çıktığını tes- lım edeceğimiz Jodıe Foster'ı daha bır sevdik. sevgi. şefkat.öfke. neşe ve çekış- meyle örülü. yoğun aile bağlanna daya- Home For The Holidays (Şükran Günü) / Yönetmen: Jodie Foster/ Senaryo: W. D. Richter, Chris Radant'ın kısa öyküsünden / Kamera: Lajos Koltai / Müzık: Mark Isham / Oyuncular: Holly Hunter, Robert Dovvney Jr., Anne Bancroft, Dytan McDermott, Charies Durning, Geraldine Chaplin, Steve Guttenberg, Cynthia Stevenson, Claire Danes, David Straithairn, Emily AnnLloyd/1995ABD (Pinema) nan 'Home For The Holidays-Şükran Günü'nden sonra. Bütün oyunculann sevimli kompozis- yonlarçıkardığı. yaşlanmaya. aile ıçı iliş- kilere, hayat boyu süren kan bağlanna ve cennetten cehenneme dönüşebilen (tersı de olası tabıi) o ılahı aile atmosferine ıliş- kin. usta işi bu hoş Fılm, kuşkusuz ilgıye v e seyredeğer nıtelıkte. hatta haftanın fil- mi nitelemesine layık. sıcak. melankolik duygularla tüketıliveren, bayağı sevimli ve eğlenceli bır Hollyvvood yapımı ola- rak gönlümüzü doldurdu. gözümüzü do- yurdu ve alkışımızı aldı özetle. Fantom'un serüvenleri, ilk kez beyaz perdede Çocukken, son dönemlenne yetiştığımız a 1001 Roman" dergisındekı sıhırbazlar kralı Mandrake, ormanlar hâkırni Tarzan. Ajan X-9 vb. gıbı popüler çizgı romanlann belki de en ılgıncı, kımseyı öldürmeden. aklını ve kurukafa damgası bırakan yumruklannı kullanarak bütün kötülerin hakkından gelen Kıalmaskeydi. adalet koruyuculuğu. doğaya sahip çıkan çevreciliği, vb. gibi <?zeJlıkleriylebenzerlikler .,, ^., gösterdiğı Tarzan'la birlıkte. Daha Michel Zevaco ya da Jules Verne romanlanna geçmediğimız ilk çocukluk dönemımize damgasmı vurmuş. balta gırmemış Bengal ormanlannda. şelalenin altından gırilen cennet gibi gızli bir mekânda. yerlılerle dostça yaşayıp hayatını veryüzündeki tüm kötülüklere. korsanlıklara. zulümlere. Haksızhklara karşı mücadele e'tmeye adamış, 1936'da Amerikalı çızer Lee Falk'ın hayalgücüve fırçasından doğmuş bu adalet temsilcisi, iyihk devriyesi, rhitolojik tannlann hatlannı taşıyan, maskelı. streçli çizgı roman kahramanının egzotik serüvenleri, Krıpton gezegeninden dünyaya düşmüş. olağanüstü güçlere sahip Süpermen'inkilerden daha çok ilgimızi çekerdi. Şimdilik çizgi roman karelerinden beyaz perdeye Kızılmaske The Phantom/ Yönetmen: Simon VVincer / Senaryo: Juffrey Boam / Kamera: David Burr / Müzik: David Nevvman / Oyuncular: Billy Zane, Kristy Swanson, Treat VVilfiams, Catherine Zeta-Jones, Pafrick McGoohan, James Remar, Samantha Eggar/1996ABD (UIP)BeyoğluFitaş, Etiler Akmerkez, Teşvikiye AFM, İstanbul Princess, Altunizade Capitol, Suadiye Movieplex, Erenköy Apollon. Bakırköy Carousel ve İncirli sinemalarında. aktanlanlann sonuncusu olarak birkaç kuşağı etkilemış. 60 yıllık. eski usul macera anlayışının sımgesıne dönü^müş bu popüler süper kahramanın. yaratıcısı Lee Falk'ın 2 dızi öyküsünden uyarlanan serüvenlennı karşımıza getiren "The Phantom"u, işte yıllar sonra birdenbıre çocukluğumuzdan çıkagelen. nostaljık bir dostu KEDİ GOZU şöyle bır anımsamak. eskı bir gözdemıze yeniden kavuşmak için gıttik seyreruk. Sonuç. türün bütün basmakalıp. öğelerinı ıçeren ve kapalı. kasvetlı. yağışlı birkış gününü renklendırecek şekılde kotanlmış. yeryer 1930'lann fantezisıni soluyan, alabildığine egzotik. nerdeyse 32 kısım tekmili birden. katıksız • t macera*\a davanan. hayü çocuksu hatta saçmasapan sayılabıleccl. ancak rahatlıkla izlenen. beylık bır kaçış filmi. Yerlılerın öiümsüz ruh saydığı. 20 ku^aktır babadan oğula geçen. hep aynı kılıkta ormanda gezip kötüleri av layan. "on kaptan gücünde, şimşekten hızlT.400 yıllık Kızılmaske efsanesının kökenini. yenı kuşak seyirciye açıklayıp özetleyen bır başlangıç bölümüyle açılan filmde. bır araya getirihnce dünyanın en büyük gücüne dönüşecek yeşım, gümüş ve altından, 3 Tuganda kafatasını ele geçirmek ısteyenlere karşı mücadele ediyor kahramanımız. "'kahraman ve "Şe>tan" kurdunun yardımlanyla. zayıfı kollayan. hayvansever. yeşilci. esprili ve Körfez Savaşı da Hollywood'a malzeme oldu 6 yıl önce. dünyanın jan- darması ABD'rvin Clin- ton'dan önceki başkanı Ge- orge Bush'un, kesınkes de- virmeyi kafasına taktığı Saddam'ı mahvederek ce- zalandırmayı hedeflediği, Amer.kan ve Irak silahlı kuv\etlerinin başrollerini paylajtığı, 'çölfirtınası' ge- neral Schvvarzkopf. ABD Genelkurmay Başkanı 'çi- kolatarenkli" Colin Povvell vb. ası;en şahsiyetlerin yan rollerni üstlendîği. ekran sayesmde oturma odamız- dan, CNN sunucusu Peter Arnet"ın anlatımaya. deh- İ t içinde. geceler boyu ız- l|diğümz (!) Körfez Sava- ^ı da Hollyvvood'a malze- ne olju sonunda.rpe c KâJıhramanlar da hatayapar j 1 kıyup 3 almanın he- Saplanyla pusulayı şaşıran 8. Cuıihurbaşkanımızın da kiovtKy Bush'aarkaçıktığı (tmalrak'a uygulananam- hjargc nedenıyie. petrol bo- ru hatının kapatılması yü- zündm yıllarca büyük za- rBrlan uğradığımız) ve Ü991 başında TV'den nak- lçn s<\Tettiğımiz bu Körfez 3ava.rnı konu edinen (da- ha .dcfrusu asken bir vic- dar» nuhasebesı, ahlaki bır h^s-ajlaşma ve hak edilmış bir şeref madalyasınm ge- rilimı soruşturması niteli- gin<iıkı öyküye fon olarak alan, ilk fılm 'Ateş Alünda Cesarrt' şimdilik. Ates Altında Cesaret Courage Under Fire / Yönetmen: Edvvard Zwick / Senaryo: Patrick Sheane Duncan / Kamera: Roger Deakins / Müzik: James Horner / Oyuncular: Denzel VVashington, Meg Ryan, Lou Diamond Phillips, Michael Moriarty, Matt Damon, Bronson Pinchot, Scott Glenn, Seth Gilliam/1996 ABD (Özen Film), Şişli Kent, Beyoğlu Lale, Kadıköy Reks, Çemberlitaş Şafak. sinemalarında. Savaşın en civ civ li döne- minde yanlışhkla kendi tankını vurup arkadaşlan- nın ölümüne sebep olan. ordunun örtbas ettiği bu 'Friendly Fire' olayından sonra genye, Amerıka'ya postalanıp masabaşı göre- vine verilen. zenci bir yar- bay (Denzel VVashington), duyduğu v icdan azabını iç- kiye sığınarak azaltmaya çalışır. iyice bunalıma gi- rer, kabuslardan kurtula- maz; evıni, ailesını de ıh- mal eder giderek. Bu klasik za\iatı' olayının pe- şine düşen. N'ietnam cehen- nemmi yaşamış. dost ve se- vecen tavırlı. 68 kuşağın- dan bır VVashington Post muhabırıyle (Scott Glenn) ahbap olur. Cstü olan general (Mic- hael Moriarty) onu, savaş- ta ölmüş. helıkopterpılotu bir kadın yüzbaşıya (Meg Ryan) verilecek şeref ma- dalyası soruşturmasının başına getinr. Gerçekte ar- kadaşlarını kurtarmak içın kendını feda etmiş. daha doğrusu sav aş meydanmda can derdine düşen arkadaş- lannın ihanetine uğramış kadın yüzbaşının madalya- ya layık olup olmadığını soruşturup araştınrken. te- selliyı viskı kadehlerinde arayan yarbayımız. gizle- nen bırtakım gerçekleri su yüzüne çıkaracak aslında kendi adamı (Lou Di- amond Phillips) tarafından kazayla vurulmuş yüzbaşı- nın kahramanlıgı sonuçta şeref madalyasıyla tescıl edılecektır, Beyaz Saray ın da isteği doğrultusunda. Napalm bombalanyla ortalığı temızleyıp dümdüz etmekten pek sakınmayan Amenkan ordusunda ger- çektenyaşanmışkımı olay- lara dayanan "Ateş Altında Cesaret', stüdyoda hazırla- nıp çekilmiş savaş sahnele- nyle başlayıp yarbayın ah- lak sorunsahna ılişİcın öy- küsünü, çok geçmeden Amerika"ya taşıyarak de- vam ediyor. RashomotTdan esinlenerek Kurosawa klasiği 'Ras- homon'dan apartılıp esin- lenilmış geriye dönüşlerle kadın yüzbaşının öyküsü- ne geçen film. giderek ah- lakı hesaplaşma. bireysel annma ve gerilımli bir po- lisıye soruşturmayla kan- şık. vatan-mıllet-kahra- manlık muhabbetinin ma- lum kulvanna dümen kın- yor. hem de mendil ıslatan bir tarzda. Had safhadan kahramanhk. fedakârlıktı- raşlan oldukça iç bayıyor. Yıne Denzel VV'ashing- ton'lu, yurtseverlığe ve Amerikan iç savaşına ıliş- kin 'Glory'yle anımsadığı- mız yönetmen Edward Zwick'ın geçen mevsım seyretmek durumunda kal- dığımız o paspal Brad Pitt melodramı 'Lİegendsof the Fall'dan sonra yıne 'Glo- ry'nın çizgisine döndüğü •Courage Under Fire - Ateş Altında Cesaret', dürüstçe kotanlmış. ama sonuçta sı- radan bır kahramanhk ve annma filmı olmaktan pek öteye geçemeyen. beylik bir Hollyvvood yapımı ızle- nimi verdı bıze. Sidney Poiter'den dev- raldığı temiz zencı jön kol- tuğuna oturmuş Denzel Washıngton"un durumu idare ettiği. ama artık ka- mksanmış, şirin. romantik o hoş kadın görüntüsünden sıyrılmak isteyerek w Ram- bo'luğa kalkışmış Meg Ryan'ın çuvalladığı film. zengın oyuncu kadrosuyla ızleniyor rahatlıkla, ama genye bır şeyler bıraktığı pek söylenemez doğrusu. adıl Kızılmaske (Billy Zane) süper gücün peşine düşmüş. ezeli düşman. korsan Singh kadeşler sülalesinden gelenlerle ve karanlık işlere bulaşarak poli&ı. polıtıkacılan filan elde ederek yükselmiş. becerikli. gözü doymaz. çete atı reısı gibi bır işadamı Xander Draxla (Treat \ViUiams) kozlannı paylaştığı serüvende kolejden eski gözağnsı. Nevv Yorklu güzel gazeteci kızla da (Kristj Svvanson) kınştınyor maskeli kahramanımız tabii. Gışesi parlak "Free \\ilh~. "Lonesome Dove" vvesterni ya da savaş komedisi "Operation Dumbo Drop" gibi fılmlerle Hollyvvood'da dikiş tutturan. Avustralyalı Simon Wincer"ın yönettiği "The Phantom- Gizlimaske". ikı boyutlu çızgt roman espnsıni. baştan sona sanp sarmalayıcı. renkli, egzotik. bır serüv en fılmine dönüştürmenin üstesınden gelen. oyalayıcı bir seyirhk. Görsel bakımdan doyurucu sayılabılecek, filmde karada. havada. denizde Süpermen ya da Indy'yi hiç de aratmayan atraksiyonlara gırişen Fantom rolündeki Billy Zane'den ya da Xander Drax- Treat Williams'dan çok. Hollyvvood'da hak ettiği yere pek gelememiş, kuğu gibi güzel, zarif Kristy Svvanson'la. kahramanımıza hafif kesik, çete kızını oynayan selvı boylu, çekıci Catherine Zeta-Jones gıbı hatunlar göz dolduruyor. Eğer hâlâ yüreğinızde bir çocuksuluk, ruhunuzda da serüv en tutkusu "kalmışsa" Kızılmaske fılmı sizı gündelik. alışılmış, yavan dünyanızdan çekıp alarak oyalayabilir bir buçuk saatliğine... VECDİ SAYAR Güdüm Var, Eşgüdüm Yok 1996'nın son yazısında ülkemizin yurtdışı temsil- ciliklerinin sorunlarına değinmiş. bu kadar sınırlı kaynakla yeterlı bir tanrtım yapılamayacağını, do- layısı ile bır kaynak tasarrufundan çok, kaynak art- tırımının gerekliliğini savunmuştuk. Ama. bu saptamamız, sayın Kamran inan'ın is- raf ıddiasına katılmamızı engellemıyor gene de. Özellikle insan kaynaklarının kullanımında rasyonel çözümlere gereksinmemiz var gibi geliyor bana. Çalışmaları için hiçbir olanak sağlanmayan bir me- murlar ordusunun ülkemizin tanıtımı adına ne ka- dar yararlı olacağını sorgulamakta yarar var. Tabii, bu hatah anlayış yalnızca yurtdışı temsilci- liklerine özgü bir sorun değıl, ülkenın içinde de ay- nı hastalıkla karşı karşıyayız. 7000 küsur memuru ile neyapar Kültür Bakanlığı? Besim Tibuk'un de- diği gibi, bir anda ortadan kaldırılıverse çok şey değişir mı dersıniz ülkenin kültür yaşamında? Yan- lış anlaşılmasın, Tibuk'un bu görüşüne katıldığımı söylemiyorum. Kültür alanından devletin elını çek- mesini istemek, bu alanı birkaç sermayedarla, "kit- te"nın -bazı konularda sesı soluğu çıkmayan, ama iş müziğe, eğlenceye gelınce sesıni esirgemeyen halkımızın- yüksek zevklerine geleceğimızı teslim etmeye bir kedınin gönlü elverir mi sanıyorsunuz? Pek çok alanda olduğu gibi, kültür alanında da kamusal alanın daraltılması değil, bu alana egemen olan zihniyetin değiştinlmesı gerektiğıne ınanıyor kedıler. Yanı, gereksiz memurlara harcanan para- nın, hizmetin kendisine harcanmasını istiyor. Kül- tür Bakanlığı, 7000 memur beslemek yerine, büt- çesini kültür yaşamının desteklenmesıne ayırsa (ta- bii ki özerk kurum ve kurullar aracılığı ile) bu sınırlı bütçelerle bile neler başarılabileceği görülür. Ama, siyasilerimiz için birer arpalıktır devlet görevlerı. Sa- yıian ne kadar çoğalırsa, oy potansiyeli o ölçüde artar. Dilerseniz bir başka örnek daha verelim. TRT kadrolannda da en az 7000 personel vardır. Ama, bunların çoğunluğu yayınla ilgisı olmayan memur- lardır. TRT koridorlarında şöyle bir dolaşmanız kor- kunç tabloyu farketmenize yeter. Tipik bir devlet daıresi tablosudur bu. Tabii, bu arada canını dişi- ne takmış, yayını tüm olanaksızlıklar içinde sürdür- meye çalışan bir grup vardır. Onlar olmasa, o me- murlar, şefler, şube müdürleri, müdürlerin müdür- leri ne yaparlar acaba? Binlerce memur besleyen bu kurumda yayının kendisine ayrılan ödenek hıç kalır. Kimin umurunda? İşte bu açıdan Kamran İnan'ın saptamasına ka- tılıyorum. Dış temsilcılerımizin sayısının bu kadar fazla olması ne yarar sağlıyor? Ülkemizin dış tanı- tımında ne kadar yararlanıyoruz onlardan? Aslında her şey ükemızin pek istıkrarlı olmadığı bir konuda düğümlenıyor: Eşgüdüm sorununda. Kültür müşavirliklerıne, tanıtma ya da turızm mü- şavırliklerine. basın müşavirliklerıne gelen başvu- rulann büyük ölçüde örtüştüğünü bilmeyen var mı? Yok ama, gene de herkes başını kuma gömüp, kendi küçük bahçesınde oynamayı tercih ediyor. Daha doğrusu oynuyorgibi görünüyor. İşte, bürok- rasinin temel anahtarı. Oysa, birkaç önemli merkezde kurulacak ve in- ternetle dünyaya bağlanacak "Türk Evleri", bu bir- birinden kopuk çalışmalardan daha etkilı olmaz mı? (Tabii, bu merkezlerin bir "devlet dairesi" ola- rak çalışmaması kaydıyla.) Turizm konusuna gelınce, Ingılizlerin özerk kuru- luşu "British Travel Board"unu örnek alan bir ku- ruluşun ya da Turizm ve Seyahat Acenteleri Bırli- ği'nin oluşturacağı dış temsilciliklerin sektörün ken- di çıkarlarını daha iyi koruyacağı açık değil mi? Kuşkusuz, kültürel tanıtımla yan yana, ıç içe yapıl- malı turistık tanıtım. Aynı mekânlarda, ortak perso- nelle ve yenıden vurgulayalım: Devlet memuru zih- niyetınden uzak bir anlayışla. Aynı şey, ekonomi ve tıcaret alanı için de geçer- h değil mı? işadamlarırruzın çabalan ile oluşturula- cak bir örgütlenme Hazıne, ticaret ve Malıye'den gelen resmi temsilcilerin yapabıleceğinin kat kat fazlasını gerçekleştıremez mı? Türk sanayıcılerinin ve ticaret adamlannın dünya ile bağlantılarının ku- rulacağı bu birımlerin de aynı yapı içinde yer alma- sı mantıklı değil mi? Umarım, bir gün devletin yenıden yapılanması gündeme gelir de, bu konularla da ılgilenenler çıkar. "Ulysses" ikinci baskıda Kültür Servisi - Çevirisi en zor kıtap olarak bilinen Irlandalı yazar James Joyce"un '"Ulysses" adlı kıtabı. yazıldığından 75 yıl sonra Türkçe'ye çevnlmesine rağmen. piyasaya çıktıktan bir ay sonra tükendı. Yapı Kredi Yayınlan'nın kasım ayı sonunda piyasaya çıkardığı kıtap, 1 ayda 5 bın okur tarafından satın alındı. 1. ve 2. hamura basılan kitabın 2. baskısı önümüzdekı günlerde yapılacak. YENI BAgL\YAINL\R... • Gözler ve Sözler Uma Thurman, Jeneane Garofalo ve Ben Chaplin çagdaş bir Cyrano de Bergerac öyküsünde birbırinden eğlenceli üç karakten canlandınyorlar. Filmin yönetmeni Michael Lehmann. • Açlık Catherine Deneuve. Dav id Bovvie ve Susan Sarandon, VV'hitney Strieber'in romanından uyarlanan filmde buluşuyorlar. Tony Scott'ın yönettiği film 1983 imzalı. • Iftiranın Bedeli Steven Segal ve Keenen Ivory VVayans'ın ıki ıyı polısı canlandırdıklan filmin konusu. iftiraya uğrayan bir pohsin yeniden göreve dönmek içın bu iftiralardan kurtulma çabası. • Son Adam Her savaşta ıki taraf vardır... Ama Bruce VVillis her iki tarafta birden savaşıyor. Filmde 1930"lu yıllann gangster öykülennden esinlenılmış. • Çılgın Lise David Zucker'ın yapımcılığını üstlendiğı fılm kendi dönemının Amerikan değerlerinı bir kenar mahalle okuluna taşımay a çabalayan bır öğretmenin sosyal ve kentsel komedıye bulanmış maceralannı anlatıyor. Jon Lovitz. Tia Carrere, Louise Fletcher ve Mekhı Phifer rol aldığı filmin yönetmeni Hart Bochner.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear