22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
a OCXK - €S7 ÇARŞAMBA CUMHURtYET SAYFA HABERLER RTÜK'ün yetersiz kalması üzerine Milli Güvenlik Kurulu devreye girdi Ânadolu'da şeriatçı yaym ağıFt'IYA. KARABAĞLI A>KARA-Mil":i Güvenlik Kurulu'nun (MG<£). bö'ücü ve şeriatçı yayınlar ko- nısuıda Rad?o ve Televizyon Üst Kuru- h'nın (RTÜK) istihbarat birimlerinin sq)tama5i ve yurttaşiann uyansına kar- şn özellikle tsknik boyutta yetersiz kal- nası üzerine devreye girdiği öğrenildi. .AnacolJ "darer üç radyodan birinin "şe- rtıtı »veıu laiUiği yeren" program yaptı- ğ. bclücü ya? ınlann da PKK ile yürütü- loı rıücadeleyi olumsuz etkıledigine dkkzt çekıld." Yırt genelhde yayıncıhk alanında ge- rddı Jüzenlcıne ve denetim mekanizma- laınn oluşturulmamasından en çok kök- • Anadolu'da her üç radyodan birinin "şeriatı öven, laikliği yeren" program yaptığı, bölücü yayınlann da PKK ile yürütülen mücadeleyi olumsuz etkilediğine dikkat çekildi. Yurt genelinde yayıncıhk alanmda gerekli düzenleme ve denetim mekanizmalannın oluşturulmamasından en çok köktendinci akımlann yararlandığı bildirildi. tendinci akımlann yararlandığı bildiril- di. Emniyet ve istihbarat birimlerinin ha- zırladıklan raporlar ışığında MGK gün- demine konuolan şeriatçı ve bölücü rad- yo ve televizyon kuruluşlannın sayılan- nın giderek arttığına işaret edildi. Resmi bilgılere göre, yurt genelinde yerel ölçütte İ059 radyo ve 229 televiz- yon kuruluşunun faaliyet gösterdiği. her üç radyodan birinin "laiklik karşıü" ya- yın yaptığı belirlendi. Islamcı gruplann yurt geneline yaygınlaştırdıklan radyo ve televizyonlann, rahatça dinlenmesi ya da izlenmesi için sistemli ve örgütlü ya- yın ağı kurduklan resmi raporlara yan- sıtıldı. Islamcı kuruluşlar, Aczmendi lideri Müslüm Gündüz'İe başlayan tarikat tar- tışmalannın yönünü değiştirmek ama- cıyla programlannı ağırlıklı olarak Ata- türkve laiklik karşıtı yayınlaraayırdılar. Yurttaşlann. telefon ve faks aracılığıyla bu konularla ilgili şikâyetlerini ilettikle- ri RTÜK'ten bir yetkilı. Cumhuriyet"e, "Eskiden bölücü yayınlardan ihbar var- dı, şimdi şeriat yanlısı kuruluşlardaıT di- ye konuşru. Resmi verilere göre Günev - doğu ve Doğu Anadolu bölgelennde pro- paganda ve ideolojık amaçlı radyo yayın- lannın sayısında da artış oldu. Bölgede. ABD, Ermenistan. Suriye, lrak ve İran" ın, Kürtçe, Arapça, Farsça v e Türkçenin de aralannda bulunduğu bır- çok dilde yaym yaptığı kaydedeldi. Bir- den fazla radyo ıstasyonu ile yapılan ya- yınlar. kısa, orta ve FM bandından dağı- tılıyor. f ürkiye, komşu ülkelerden yapılan bö- lücü yayınlann etkisini azaltmak için "Dicle'nin SesT ile "Türkiye'nin SesT rad- yolanndan yararlanıyor. Türkçe dışında 17 dilde dünyaya yayın yapan Türki- ye'nin Sesi radyosunun PKK örgütü için- de en fazla dinlenen yayın organı oldu- ğuna dikkat çekildi. RTÜK Başkanı Güneş Müftüoğlu da MGK'nin, yıkıcı ve bölücü yayın yapan kuruluşlann doğrudan kapatıîması yö- nündeki tavsiye karannı doğrulayarak. artık karann hükümete kaldığını söyledi. Polatiyit davasında olay I İstanbul Hâber Servisi - Yısadışı TKPML-T1KK0 ö"gütüne üye olduklan. örgüt adma eylemlere kanstıklan iodiasıyla bın hakkında idam cezası istener. 6 sanığın yırgranmasırıa devam edild. İstanbul 2 No'lu DGM *de dün yapılan daruşmaya aynı davadan yırgı'anan ve geçen ginlerde akciğer kanserinden yaşamını yitiren Polat lyit'in resminin üzerlerinde bulunduğu tişörtler giyerek gelen sanıklardan Sait Oral Uyan. "Size Polat lyit'in kanmı getirdim" diyerek elindeki şişede bulunan kırmızı boyayı yere döktü. Bunun üzerine mahkeme başkanı gazetecileri salondan çıkardı. Kurban rantı tarikaflara • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Koalisyonun bûyük ortağı RP'nin, 6 trilyon liralık kurban derisi pazannda Türk Hava Kurumu'nu devredışı bırakma girişimi, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile Kızılay'ın da aralannda bulunduğu yardım kuruluşlanna darbe vuruyor. Kurban densı rantından en büyük payı, dinci kesimdeki en geniş örgütlenmelerden tyrini oluşturan ve "RP'nin gençlik kolu" olarak nitelenen Milli Gençlik Vakfi'nın alacağı belirtildi. Serrin şaibeli ataması • ŞANLIURFA (Cumhuriyet)-YÖK tarafindan bir süre önce Harran Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Mahmut Sert'in, "Atatürk karşıtlığı, tarikatçılık ve şeriatçılık yaptığı" gerekçesiyle "öğretim üyeliği mesleğinden çıkanlmasi_"nın istendiği ortaya çıktı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün de irnzasının bulunduğu YÖK Disiplin Kurulu'nun bu karanna karşın Prof. Dr. Sert'in rektör yapılmasında hükümetin DYP kanadından gelen basktlann etkili olduğu savunuldu. Özel thncinin firarı • İstanbul Haber Servisi - İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, özel harekât polislerinden Ziya Bandırmahoğlu'nun, tutuklama karannın çıktığı DGM'den firanndan sorumlu olan görevliler hakkında soruşturma başlattı. Oğlunun sünnet düğününde Abdullah Çatlı ve eskı Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili Ibrahim Şahin ile birlikte çekilmiş fotoğraflan yayımlanan Bandırmalıoğlu. tüm aramalara karşın bulunamıyor. IIHlHıaa Mvflaıa • Haklar ve Özgürlükler PlatformuMarmara TlYAD'lı ailelerce işkencenin kalkması için çeşitli taleplerle önceki gün Ankara'ya giderek TBMM'ye yaptıklan yürüyüş sırasında kendilerine eşlık eden Belçıka Emek Partıli heyetten dört kışınin gözaltına alındığı belirtildi. • Basın Şeref Kartı sahibi Borak'ın cenazesi. bugün saat lOJO'da Türldye Gazeteciler Cemiyeti önünde düzenlenecek törenin arduıdan toprağa verilecek. • Sanatçı Şanar Yurdatapan' ın, ME D-T\' 'de yayımlanan bir program ve Demokrasi gazetesinde çıkan yazısında "bölücü örgüte yardım ve yataklık ettiği" gerekçesiy le yargılanmasına, Ankara DGVÎ'nın "görevsizlik" kararı veımesi özerine İstanbul DGM'de başlandı. Bir grup milletvekili, krize yol açsa bile yönetmeliğe karşı çıkacağını açıkladı DYP^de türban çatlağıANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - RP'nin kamu kurumlan ve üniversi- telerde türban serbestisı getirilmesi- ne ilişkm yasa ve yönetmelık değışik- liği çalışmalan. DYP'de çatlak yarat- tı.DYP'lıbirgrupmılleUekili.hükü- met krizine yol açsa büe türban yö- netmeliğine karşı çıkacaklannı açık- larken bazı DYP'lı millenekilleri de temkınlı yaklaşımlannı sürdürüyor. Dev let Bakanı Ayfer Yıunaz, türban serbestısıyle ılgılı olarak, Türkiye Cumhuriyetı dev letınde kılık ve kıya- fet devrimı yapıldığmı vıırgulayarak bundan geri adım atılmasının söz ko- nusuolamayacağını söyledi. Yılmaz. "Buna karşı çıkmamızııı nedenleri var. Bu kişisel bir hareket degiL ana- yasadan başlayarak yazılı gerekçeleri var" dedı. Devlet Bakanı Bekir Aksoy ise üni- versitelerde kıyafet serbestisinden ya- na olduğunubelırtırken kamu kurum- lanna getırilecek türban serbestisi ko- nusunda yorum yapmaktan kaçındı. Planlanan yönetmelik değişikliğine imza vermeyeceğıni bıldıren Sağlık Bakanı Yıkünm Aktuna, yalnız ol- madığmı. kendisi gibi düşünen DYP'li bakan ve milletvekilleri bulunduğu- nu vurguladı. Aktuna. RP'nin ısran sonucu hü- kümet bunalımı çıksa da tutumunu değiştırmeyeceğini, TBMM'nın yeni hükümet seçenekleri sunabilecegini vurguladı. DYP'li devlet bakanlan Nevzat Ercan, Işüay Saygın ile Sana- yı ve Ticaret Bakanı Yahm Erez de me- murlara türban serbestisı tanınması konusundakı yönetmelık değişikliği- ne imza vermeyeceklerinı açıklamış- lardı. Öte yandan RP'nin türban konusun- da ortağını ikna çabalannın sürdüğü bildirildi. RP Grup Başkanvekilı Oğuz- han Asiltürk. RP Grubu'nun basına kapalı bölümünde. "Ortağunızm iti- razianvar. Özellikle. kamu kurumla- nnda bu yasağın kaldınlmasını iste- miyorlar. Mü/akırelerimiz sürüyor, bu sorunu da çözeceğiınize inanıyoruz" dediği öğrenildi. Eğitim-Sen 7/ öğretmenlerden yürüyüş Eğitim-Sen İstanbul şubelerine üye 100 kadar ögretmen. sendikal hak istemiyle katıldıklan e\lemler nedeniy le aldıklan kademe durdurma cezalanıun iptali için İstanbul Milli Egitim Müdür Vekili Saffet Kaja'yı ziyaret ederek yardım istedi. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'ne dek yürüyen öğretmenler, kademe durdurma cezalannın iptali istemiyle toplu halde davaaçü. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL) 'RP ordusunu kuruyor!'Yurt Haberleri Servisi - Başbakan Necmettin Erbakan'ın "Sakarya Grubu" olarak adlandınlan özel korumalannın ardından Kayseri'de de RP II örgütünce özel koruma ekibi oluşturulması tepki çekti. DSP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak. RP'lilerin özel, organize bir askeri güç oluşturma isteklerinin endişe verici olduğunu belirterek. "*Bütün bu gelişmeler Türkiye'nin hızla kaos dolu bir ortama sürüklenmek istendiğini açıkça ortaya koyan önemli sinyallerdir'" dedı. Başbakan Necmettin Erbakan'ın devletin resmi koruma görevlileriyle çatışan kareteci korumalan ve istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin silahlı özel korumalanndan sonra Kayseri'de de RP tl Örgütü'nün "Özel Koruma Timi" oluşturması tepkilere yol açtı. Erbakan'ı son Kayseri gezisinde koruyan ve RP'nin Gençlik Kollan üyelerinden oluşturulan 37 kışilik koruma timi. gri komando elbiseleri, üzerinde RP ve Türk Bayrağı rozeti bulunan yeşil montlan, kot pantolon \e keplen ile dikkat çekmişti. RP Kayseri Gençlik Kollan Başkanı Salih Güler, koruma timinin. partisince organize edilen karşılamalar, törenler ve gösterilerde yığılma ve izdihamın önlenmesi için görevlendirileceğini söyledi. DSP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, RP'nin kayseri'deki son uygulama ile "özel ordu" kurma girişiminde olduğunun ortaya çıknğını söyledi. Toprak, Başbakan Erbakan'ın çeşitli demeçleriyle toplumun büyük bölümünü karşısma alarak adeta Siyasi Partiler Yasası'na aykırı RP örgütkri ik belediyekrinin ünifornıalı koruma oluşturma- laruun Siyasi Partiler Yasası'na da ay kın olduğu saptandı. Siyasi Partiler Yasası'nın ."Cnübrma Giydirme ve Güvenlik Ku\>etle- rinin Görevkrini İ söendirme Yasağı'nı kapsayan 94. maddesin- de şöyle deniliyor: "Siyasi partikr. üyeleri ve personeli için ünüor- ma. üniforma nitcliğindc kıyafet veya kol bağı ve benzeri alamet- ler ihdas ederr.ez ve bunlan kullandıramazlar. Ancak her kade- medeki parti kongreleriile toptanütanndagörevlendirflen partiüye- leri ve personel bu görevleri geregi şerit, kurdele ve benzeri işaret- ler kullanabüirler. Siyasi partiler herhangi bir Idmseye veya top- luluğa güvenlik kuvvetlerinin görev vçya yetkilerini üsüenmesi gö- revini veremezler ve parti kongre ve toplantılannda üyeterinin bu şekilde harekederine müsaade edemezler." gözdağı verdiğini ve son Kayseri gezisi ile "mini bir RP ordusu" gösterisi gerçekleştirdiğini belirtti. Erbakan'ın seçimlerden kısa bir süre önce verdiği bir demeçte "İktidara kanlı mı geleceğiz kansız nu" dediğini anımsatan Toprak. şunlan söyledi: "Bugüne dek otomatik silahh bir güvenlik ekibiy le korunan Başbakan Necmettin Erbakan, bununla yetinmeyerek özel bir üniformah ekip oluşturmuştur. RP rozetli bere, lacivert ve siyah kabanla tek tip giyinen ve adeta bir özel tim ekibi görünujnündeki bu grupla Kayseri gezisinde bir gövde gösterisi gerçekleştirmiştir. RP'lilerin kendilerine bağlı özel silahh ekipler oluşturma istekleri Erbakan'la sınıriı değildir. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayv ip Erdoğan'uı da görevi dev raldığı günden bu y ana Büyükşehir Beledivesi Zabıta Ekibi'ni sUahlandırma arzusu içerisinde olduğu bütün kamuoyunun bildiği bir gerçektir. Erdoğan. bu konuda gösterdiği ısrarh çabalaria bir grup zabıtaya silah verdirerek İstanbul belediye tarihinde 'ilk silahlı zabıta' ekibinesahip belediye başkanı olmayı da başarmıştır. RP'li belediye başkanlan. kendilerine bağlı silahh zabıta ekiplerine sahip olmanın dışında ekonomik olarak da bağımsız bir güç olmayı hedeflemektedirler." Bir tarafta RP'lilenn kimı silahlı. kimi silahsız özel ordu merakı. diöer tarafta da Türkiye'de kimler tarafindan ne amaçla satın alındığı bilınmeyen yüzbınlerce pompalı silah olduğuna dikkat çeken Toprak. konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin iç ve dış güvenliğinden sorumlu koskoca bir ordu %e polis teşkilatı dumrken legal bir parti başkanının. üstelik iktidarda iken ısraria kendilerine ait özeL organke bir askeri güç oluşturma istekleri endişe vericidir. Bütün bu gelişmeler Türkiye'nin hızla kaos dolu bir ortama sürüklenmek istendiğini açıkça ortaya koyan önemli sinyallerdir. Toplumun her kcsiminin bu tehlikeli gelişmeler karşısında en yüksek duyarlıltğı göstermesi gerekmektedir. Toplumu böhneye, özel silahh güçler oluşturarak baskı altına almaya yönelik bu tür gjrişimlere bugün dur denilmezse yann çok geç olabüir. Refah Partisi'nin bu girişünlcrini kınıyor ve bundan sonraki girişimlerinde aklısehm hareket etmesini, Türk devletinin silahlı kuv>etlerine ve emniyet teşiklatına güvenmesini diliyor ve bekliyoruz." Mumcu davası Danıştay tazminatı çok buldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Danıştay. Ankara 4. İdare Mahkemesi'nin. bom- balı bir suıkast sonucu katle- dilen yazanmız Uğur Mum- cu'nun ailesine ödenmesini kararlaştırdığı 5 milyar lira- lık manev i tazminat miktan- nı fazla bularak yürütmeyı durdurma karan verdi. Danış- tay, 5 milyar 55 milyon lira- lık maddi tazminat tutanyla ilgili olarak Içışleri Bakanlı- ğı'nın yürütmenin durdurul- ması ıstemini de reddetti. Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu ile çocuklan Ozgür veOzge Mumcu, Içişleri Ba- kanlığı aleyhine 5 milyar 85 milyon lira maddi, 30 mil- yar da manevi olmak üzere toplam 35 milyar 85 milyon liralık tazminat davası açmış- tı. Davayı görüşen Ankara 4. İdare Mahkemesı, temel gö- revi kişılerin can ve mal gü- venliğinin korunması olan devletin, bu görev i yerine ge- tirmek için teşkilatkurması. hertürlüolanak vearacı sağ- laması ve hizmete hazır du- rumda bulundurması ile yü- kümlü olduğuna işaret etmiş- ti. Manevi tazminatın, olu- şan zarar nedeniyle duyulan "elemveısnrabr belirlemek ve hiçbir şekilde parayla gi- derilmeyecek olan bu elem ve ıstırabı kısmen de olsa hafif- letmek amacını taşıdığına dıkkatı çeken Ankara 4. İda- re Mahkemesi. bu nedenle eş ve baba gibi çok yakınla- rını kaybeden davacılara, "elem \e ısnraplan"nı hafif- letmek amacıyla ayn ayn ma- nevi tazminat ödenmesi ge- rektiğıne karar \ ermışti. Mah- keme. Mumcu ailesinin "olay da idarvnin ağır hizmet kusuru bulunduğu" ıddiası- nı kabul etmezken yazanmı- zın ailesine 5 milyar 55 mil- yon lira maddi. 5 milyar lira da manev i tazminat ödenme- sine karar vermişti. Mumcu ailesi "idarenin ağır hizmet kusuru" bulunduğunu savu- narak manevi tazminat mik- tanna itiraz etmişti. Davada mahkûm olan Içişleri Bakan- hğı ise her iki tazminata yö- nelik karara da itiraz ederek temyiz başvurusunda bulun- muştu. Alman bilgiye göre temyiz baş\urulannı görüşen Da- nıştay 10. Dairesi, manevi tazminata ılişkin "yüriktme- nin durdurulnıasr istemıni kabul ederken maddi tazmi- nata yönelik aynı ıstemi de oybirliğiyle reddetti. Dairenin karannda, "tem- yiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar ve temyize konu mahkeme karannın manevi tazminata ilişkin kısnunın \ ü- rütülmesinin durdurulması- nı gerektirecek niteüktegörül- düğü" belirtildi. Dairenin bu karan, manev i tazminat mik- tannı yüksek bularak verdi- ği öğrenildi. 10. daire tetkik hâkimi ile savcısmın, yürütmenir dur- durulması isteminin redde- dilmesi v önünde görüş bildir- diklen öğrenildi. Taksim Gezisi'ne yapılacak cami konusunda gözler yeniden oluşturulan Koruma Kurulu'nda Koruma Kurulu Başkanlığı7 na Topbaş atandı İstanbul Haber Servisi - Taksim Gezisi" ne camı vapılmasını öngören imar planı teklifi- nın "sononay makamı" İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kuru- lu'ndagerilimli günleryaşanıyor. Bir süre ön- ce "görev süresi bittiği'" gerekçesiyle kurul üyeliğind=n ve kurul başkanlığından aynlan Prof. Dr. Semavi Eyice suskunluğunu sürdü- rürken. RP'lı Kültür Bakanı İsmail Kahra- man. Eyice'den boşalan üyeliğe RP'de "aktif siyaset" yapan ve İstanbul ll Başkan Yardım- cılığı görev ınde de bulunan mımar Kadir Top- baş'ı atadı. Aynı kuruldanyine bir süre önce "istifaederek" aynlan MSÛ öğretim görevli- sı yüksek mımar Hüsrev Tayla'dan bo^akin üyeliğe de RP've yakın bınsinin atanması bekleniyor. Bu değişiklikler sonucunda ise Kurul Baş- kanlığı'nı vekaleten yürüten Prof. Dr. Özer Erenman ile kurul üyesi Doç. Dr. Zekive Ye- nen'ın Taksim camisi konusundaki çekınce- leriyie "azınlıktakalabUeeekleri"belirtiliyor. Halen 4 kişi olarak göre\ yapan kurulun di- ğer üyesi olan Alpay PasinlL aynı zamanda İs- tanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü. Kültür Bakanlığı'na bağlı birbürokrat olan Pasınli'nin bakanlıkça "siyasi ve kurumsal baskı" altın- da tutulduğu ve Taksim camisi konusunda "evet" demesı için kurul üyeliğinin de sürdü- riilme sözü verildiği iddia ediliyor. Koruma Kurulu'nun dığer iki üyesi olan Prof. Dr. Özer Erenman ile Doç. Dr. Zekiye Yenen ise yasa gereği "YÖK kontenjanın- dan"geldıklcrı için Kültür Bakanlığı buüye- len değıştırme yetkisine sahip değıl. Yine her iki üyenin de henüz "4'eryıl" gö- rev süresi bulunuyor ve eğer istifa etmezler- se "Taksim SİT aîanının korunması'' yönün- dekı duyarlılıklannı *sonunadek"sürdürecek- leri bilıniyor. Bu durumda Alpay Pasınli'nin de aynı duyarlılığa katılması olasılığında. Tak- sim Gezisi'ne cami projesi 4 kışilik kurulda 3oyladurdurulabılecek. Yasa gereği kurul top- lantısına katılacak olan "Belediye tcmsilcisi- nin I oyu" ise 4 kişılik kurulda sonucu etkı- lemezken, 5 kışilik kurulda "3'e karşı 3"şek- linde eşitlik olacak. Bu durumJa da Kurul Başkanlığını yürüten Prof. Dr. Özer Eren- man'ın oyu sonucu belirleyecek. ANAP ll Başkanı Erdal Aksoy. Taksim Gezisi'ne ca- mi yapımı tartışmalanna katılarak. "Bana gö- reRefah'ın kendi renlliğini kapatmakiçin uv- gulamaya koyduğu oyunlardan biridir" dedı. "Türban. iç çamaşın defileleri ve Taksim'e cami" sorunlannı gündeme getiren RP'yı sen birdille eleştıren Aksoy. "Gündemi halkın gö- zünden kaçırmak için uğraşmak yerine ger- çek sorunlara el atsınlar" diye konu^tu. 'İs- lam şehri' Istanbul'a RP'nin haksızlık yaptı- ğını savunan Aksoy. şunlan söyledt: "Cami yapımına ne gayey le yaklaştıklanm söylemeleri gerekir. Cami isteyenler-isteme- yenler diye halkı bölmeye çalışıyorlar. İbadet- te bir zorluk varsa, ulaşım, altyapı gibi ölçü- ler gö/ctilmişs*?, mimari bir kaygı varsa. konu tartışılabilir. Ancak bunlann liiçbûi > ok." Gazetemizi arayan çok sayi'i.ı nıimar ve okurumuz da Koruma Kurulu'"un "Taksim'i şeriatçı projeye karşı koruması" ıç'n tarıhsel görev ini yapmaya çağnlmasını istediler. Cum- hunyet ilkelerine ve laik düzene sahip çıkan kı^ı \e kuruluşlar bir imza kampanyaM baş- latarak "Cumnuriyetin yasalanyla oluşan ve görev yapan Koruma Kurulu'nun cumhuriyet düşmanısiyasalprojelereonay vermemesini" ısteyecekler... HAFTAYA BAKIŞ AHMET TAJVER KJŞLALI Kolay Yol Zordur... Kolaycılık, köşeyi dönmecilik gibidir. Hedefe yo- rulmadan ulaşmaktır istediğiniz... Ve bir de bakar- sınız ki, yorutmadan ulaştığınız yer, sizin istediğiniz yer olmaktan çok uzaktır. TÜSİAD'ın -büyük çoğunluğunu paylaştığım- ana- yasa veyasaönerilerinden ikisi, bana nedense ''ko- /ayc;///c"çağrışımı yaptırdı. Birincisi, Milli Güvenlik Kurulu'nun anayasadan çı- karılmasıyla ilgili... Ikincıside, Kürtçeeğıtim veKürt- çe TV ile ilgili... Yıllardır -ve özellikle de "yenı mandacı" numara- cı cumhunyetçiler- doğrularla eğrileri o kadar güzel iç içe yerleştirdiler ki... Sonunda kimıleri bunları bır- birinden aynlamaz sandı. Kımilerı de, tümunü bır- den tartışılmaz doğrular gıbı kabul etme eğilimine gırdi. Tam bir tuzak! • • • Milli Güvenlik Kurulu'nun bildirileri beni hep rahat- sız etmiştır. Çünkü orada alınan ve "îavsiye" olma- sı gereken kararlar hep şu sözcüklerle noktalanır: "... hükümete bildirılmesine karar verilmiştir." Bu, Milli Güvenlik Kurulu'nu hükümetin üstünde bir organ yapar kı, yanhştır. 12 Eylül anayasasının büyük bir yanlışıdır. Ve elbette, demokrasinin temel kuralları ile bağdaşmaz. Danışma organı, ancak "tavsiye" edebılir. Hükü- mete "talimat" veremez. Bunun düzeltilmesının bir demokratıkleşme de- meti içinde yer alması dogaldır. Ama Milli Güvenlik Kurulu'nun anayasadan çıkarılmasını istemek, faz- la kolaycılıktır. Benzeri kurumların İngiltere'de, Fransa'da olma- dığını söylemek de hiçbir anlam taşımaz!.. Fran- sa'da ünıversite rektörlerini mıllı egitim bakanı ata- yabilir. ingiltere'de yazılı anayasa bile bulunmaya- bilir. Bu söze örnek oluşturur mu? Yazılı anayasası olmayan, ünıversite rektörierinin bakan tarafindan atandığı bir Türkiye düşünebilıyor musunuz?.. Köyenstıtülen nıçın Isveç'te değıl aeTür- kiye'de doğdu? • • • Milli Güvenlik Kurulu, anayasalanmıza ilk kez 1961'de girdı... Başka bir deyişle, Türkiye'nin tanı- dığı "en demokratik anayasa"nın kurumlan arasın- dayer aldı. Niçin? Bazı sorunlar "patlama" noktasına gelmeden çö- zülebilsin diye... Ülkeyi yönetenler, askerin nabzını tutabilsinler; gereken önlemlen ona göre alabilsin- lerdiye... Ve de askerler, sivillerin yaklaşımlarını "daha iyi" anlayabılsinler diye... Yani yasal düzeyde bir "asker-sivil diyaloğu" oluş- sun diye. Darbe ya da muhtıra mı daha iyi, yoksa ordunun görüş ve eğilimlerinin "ilk elden" devleti yönetenle- re anlatılması mı? Ve de o görüşlerin yanıtlannın alınması mı? Bu kurumun ne 12 Mart ne de 12 Eylül darbele- rini önleyemediğı doğru!.. Ama başka birdoğru da- ha var: O da o darbelerm gerekçelerınin çok daha önceleri o kurumun çerçevesinde ortaya kondu- ğu... Ve de sivillerin anlamak istemediği... Milli Güvenlik Kurulu'nu kaldırırsanız, askeri dar- be olasılığı mı azalacaktır?.. Yoksa -darbe koşulla- n oluşurken- bunu sezme ve o koşulları ortadan kaldırma olanağı mı? Başını kuma gömmenin kımseye yararı yoktur! • • • Gelelim ikınci öneriye... Bu köşede hep savundum: Kürtçe üzerındeki ya- saklarkalkmalı... isteyen, KürtçeninTürkiyedeko- nuşulan 12-13 altgrubundan birısıni öğretmek için kurslar açabilmeli... İsteyen de o dilden yaym yapa- bilmeli... Ama resmi dil tektir ve egitim dili Türkçedir. Bu, bu topraklar üzerinde yaşayan insanlarda "biz" duy- gusunu, dayanışma duygusunu yaratabilmenin ön koşuludur. "Demokratik hukuk devleti" yurttaşları arasında ayrım yapamaz! TRT Kırmançı ile yayın yaparsa, Zazaca konu- şanlar ne olacak? Lazlar, Gürcüler, Araplar, Boş- naklar, Arnavutlar ne olacak? imam-hatipierde Sünnı inancı öğretiliyor. TV'de Sün- ni inancını yayan yayınlar yapılıyor. Diyanet işleri Başkanlığı, sadece tek mezhebin elinde bir araç... Peki bu, Alevilerde bir dışlanmışlık duygusu. bir "azınlıkpsikolojisi" yaratmaktan başka ne ışe yara- dı? Eğer yapabiliyorsanız, bir "kültürel hizmeti" her- kese verin! Yasalar çerçevesinde, sınırlan çizilen bir serbest- lik demokrasinin gereğidır. Ama sadece bir kesıme verilen hizmet, yurttaşlar arasında ayrımdır. "Azın- lık" eğilimlerini güçlendirmedır. Daha da kötüsü, sayısı çok ya da eli silahlı olana ödün vermedir... Yanlıştır! • • • TÜSİAD'ın öneri demetinin en büyük eksiği, so- runun özüne inmemesi. Eğer demokrasimiz gelişemiyorsa ve bunalım- daysa, bunun nedeni siyasal partilerimizdir. Partile- rimizin demokratik olmayan yapıları ve bu nedenle kitlelerin beklentilennden uzak. genel başkanlarının beklentilerine yakın oluşlandır. Demokrasiyı işletecek, eksıkliklerıni giderecek, aksaklıklarını düzeltecek olan kurum partilerdir... Partileri demokratikleştirmeden sistemi demokratik- leştirebilir misiniz? Demirel 'Uğur Mumcu cinayetinin takipçisiyim' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. -Bu dün- ya Lğur Mumcu'ya dar gel- memeliydi. Ama dar geldi. alcakçaöldürüldü'' dedı. De- mirel. pohslerce dövülerek öldürülen gazetecı Metin Göktepe'nın katıllerinın yar- gı önüne çıkanlması ve da- vanın hızlandınlması için Adalet ve İçışlen bakanlık- lanna da talimat verdiğini söyledi. Demirel, dün Çağdaş Ga- zeteciler Demeğı (ÇGD) yö- neticilennı Çankaya Kö>- kü'nde kabul ederek bir sü- re görüştü. ÇG D Genel Baş- kanı İsmet Demirdöğen. ba- sına kapalı gerçekleştinlen görüşmede Demirel'in Uğur Mumcu'nun iyi bir gazetecı ve kendısının de çok ıyı bir dostu olduğunu söylediğıni belirtti. Mumcu'nun öldü- rüldüğü dönemde Başbakan olduğunu \e olay sonrasın- da hemen Mumcu'nun evi- ne gittiğıni ifade eden De- mırcl, şöyle konuştu: "•Gökkubbenin alnnda hiç- bir şey saklı kalma/. Bu olay da mutlaka aydınlanacaktır. Mumcu'nun katilkri buluna- caknr. Ben hâlâ bu olayın ta- kipçisiyim. Mumcu cinayeti devletin en iyi takibini yap- tığı olaylardan biridir. KatiL- lcrin bulunmaması dolayı- sı>la. buolayla ilgili birçokse- naryoortayaaniıyor. Bunla- n ciddiye alırsını/. almazsn nız. Ama sonuçtakatiller bu- lunduğunda bıınlar ortaya çıkacaknr."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear