Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29:CAK 1997 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
B 15
K 6
Çara-ckale 6 Trabzon
Kocslı K 5 Giresun
ızrnt B 11 Ankara K 3
Mansa B 10 Konya
B 14 Eskışehir B 2
Derclı B 10 Sıvas B
Zorçjldak K 4 Antalya B 17 Kars
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siırt
Hakkârı
Van
B
B
B
B
B
B
B
15
5
8
2
5
-6
-1
B -4
Yurdun kuzey ke-
simleri çok bulutlu,
Marmara'nın doğu-
su ve Karadentz,
karla karışık yağmur
ve kar yağışlı.ötekı
yerter az bulutlu ge-
çecek. Hava sıcaklı-
ğında önemlı bır de-
ğışıkltk olmayacak.
Ruzgar kuzey veba-
tı yonlerden hafif.
ara sıra orta kuvvet-
te esecek.
Londra
Paris
Roma
Berlın
Amsterdam
Madrid
Sofya
Brüksel
B
B
B
B
B
Y
B
B
8
4
12
5
5
15
2
6
Budapeşte B 5 Münth
Taşkent
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
B
K
K
K
K
K
B
-8
5
6
4
5
6
3
19
Şam
Parçalı bulutkı Sısi Bulutlu k
Çok bulutlu ı Yağmurlu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Bzşıarafı 1. Sayfada
Tackeli Başbakan ın Gül Abdullah ı ise aynı
dotrJtuda konuşuyor:
"AJam/ann bir açıklaması yok. Arkadaşımız ken-
di hdberinin manşete çekilmesi için gitmiş adama,
Türtye de esrar için ne düşündüğünü soruyor. Bu
kanaatı bız oluşturuyoruz. Bizim kaşıyıp ortaya çı-
karp-anız."
Neresinı düzelteceksiniz ki: Alman hâkime soru
sorıo ''kaşıyan" gazetecı Türk değil, resmi AJman
haber ajansı DPA'dan. Yeter mi?
N/edyayısuçlamakyerine, Batı'nınyanlışları, var-
sa yalanlarını düzeltecek belgeler ve bılgilerle orta-
ya çı<mayı niçin öngörmüyoruz?
Kuşkusuz. böyle davranabilmek için öncelikle iş
başndaki hükümeti temsil edenlerın, bizi suçlayan
Batıl devletlere güven vermesi, davranış ve sözle-
riylealaya alınmaması gerekiyor.
Öneğin. bundan bır süre önce ABD Büyükelçi-
si Mark Grossman, Takkeli Başbakan1
1 ziyaret et-
ti.
Takkeli, Grossman'a -Dışışleri'ndeki bilgi notla-
rınagöre- mucidi olduğu D-8'lerin tuttuğunu, ar-
tık sranın zenginler kulübü G-7'lerle 'diyalog kur-
maya' geldığıni" söylüyor.
Takkeli, bu kadarla yetinmıyor, daha gösterışli
adımlar atıyor:
"Dıya/oggörevini, G-7'leradma Başkan Clinton
üstlense... Fransa ve Ingiltere görevi almak için
bastırıyor. Ancak ben, 'bu şansı' Clinton'a vermek
istıyorum" diyor.
Başkan Clinton, göreve resmen başlaması nede-
niyle yapılan törenler sırasında kulağına fısıldanan
Takkeli patentli bu sözlere kımbilir ne kadar gülmüş,
alaya almıştır.
Yabu?
Güven duygusunun derecesini saptamak mı? Iş-
te:
Bir milyonun üzerinde satan Almanya'nın ünlü
Der Spıegel dergisinde çıkan uzun yazı "BirKatile
Saygı Sunmak" başlığını taşıyor. (27.1.1997)
Sıyasal ve kışısel kımi marifetleri uzun uzadıya an-
latılan Şaibe Hanım'la ilgıli satırlar -AJman hâkimin
24 ocaktanhli savlarından sonra- özellikle önem ka-
zanıyor, dikkati çekiyor:
"Tüm iddialan reddetse de, akıllı biriş kadını olan
Çiller, 1993 yılında ıktidara geldikten sonra şahsi
servetini beş mısline katlayarak ne şekilde 70 mil-
yon marka getirdtğini makul bir şekilde açıklayama-
dı.
Çiller, başbakanhk görevi sırasında hükümetin
örtülü ödeneklerinden 10 milyon markı kime öde-
diğini açıklamak istemiyor. Bunun bir 'devlet sırrı'
Jduğmuönesürüyor. _ , _ - . . _
Güventik çevreleri, bu parantn siyasi mafyaya,
Çatlı ile ortaklanna vehlmiş olabilecegi ihtimali üze-
rinde durmaktalar.
Çiller'in suçlu olan Çatlı'yı ölümünden sonra da-
hı nasıl himaye ettiği dikkat çekmekte. Cenazesi ile
ilgıli olarak -yıllarca hizmet vermiş bir asker veya
siyasetçi gıbı tabut bayrakla örtülmüştü- katil zan-
lısını övdü: 'Devlet için kurşun atanları da, yarala-
yanları da daima saygı ile anacağız.'
Kamuoyunda bayan politikacıya karşı yeni suç-
lamalann yapılmadığı bır gun geçmiyor."
Türkiye, Batı ülkeleriyle ılişkılerde kargaşaya sü-
rüklenirken, yaşamsal ve ulusal diye nitelendirdiği-
miz politıkalarda dışımızdaki dünyadan yadsryaca-
ğımız öneriler duyuluyor.
Bilgi önce; Kıbrıs sorununda "Moskova 'nın da
dahil olduğu bir gergınlik yaşanıyor" diye Rus baş-
kentinden geldı. Ardından Ankara kaynaklı bir baş-
ka haberde; Rus dışbakanı Primakov'un Dışişleri-
mızle görüşmeler yapan özel temsilcilerine dayalı
bilgiler sıralanıyor:
"Rusyetkıliler... Kıbns'ın 'silahsızlandırılmasının'
gerçekleşmesi halinde füzelerin satışının da 'yeni-
den değerlendirmeye' tabi olacağını ifade ettiler."
Yineleyelim; bu ikilı ile...
Nereye?
' Adalet istiyorum'
Haber Merkezi - Hacettepe
Tıp Fakühesrnin Sıhhıye"de-
ki merkez bınasında 13 Nısan
1970 günü ülkücü komando-
lar tarafından öldürülen As-
teğmen Dr. NeedetGüçlü'nün
kız kardeşi Necla Güzel. 27
yıl önce ağabeyı öldürüldü-
ğünde yaşadığı acılan bugün
yeniden yaşıyor.
O zaman agabeyinin kendi-
lerine "komando" diyen ül-
kücü katiller tarafından öldü-
rülmesinın acısını yaşamış
Necla Güzel Yıllarca kendi-
sine gelememiş, tedavi gör-
müş. Şimdi ise ağabeyininka-
tilinin adeta ödüllendinlirce-
sine. Türkive Büyük Millet
Meclisi'nde uzman doktor
olarak çalıştırılmasının acısı-
nı yaşıyor...
Sitem edercesine "çaresi-
zHn" diyor \ e ekliyor: "Adam
öldürmekten ceza almış, bir
doktoru öldürmuş biri, nasıl
Meclis'te doktorluk yapar?
Heıtı de dört yıldır çalışnnlı-
vormuş. Bu nasıl adelet, bu na-
sü hukuk?-"
Çaresızlık içinde peş peşe
sorular yöneltıyor: "Kimi ki-
me şikâyet edeyim? Şimdi ne
yapabilirim ben? Derdimi ki-
me anlatayım? Karadayı'ya
mı gideyim? Kardeşimivuran
silahın sahibi orduda komu-
tan. Meclis'e mi başvurayım?
Demırel'e mi gideyiın?..''
Ağabeyinın Hacettepe Tıp
Fakültesi"nibitirdikten sonra
ıhiısas yaptığını ve daha son-
ra da Amerika'ya gittığini an-
latan Necla Güzel, sözlerini
şöyle sürdüriiyor:
U
O meslegine âşık bir orto-
pedi uzmanıydı. Amerika'da-
Selim Ölçer: Hedef bendîm
ki eğitiminden sonra Türki-
ye\e döndü. Orada kaknası
için tcklif gelmişti. ama o kal-
mamıştı. 'Neden geldin, kal-
saydm' dedim. Ama memle-
kctini öylesine se>iyordu ki
'Ben memleketımin tozlu
yollannı bıle özledim, kala-
mazdım' dedi. Gdmesinden
kısa bir süre sonra. 6 ya da 7
ay sonra onu vurdular. Vürul-
duğunda askerliğini yapıyor-
du. Katilkri. Ecevit'in
1974'teki affından yarariana-
rak çıkülar. O dönemde o ka-
dar perişan olduk ki bunu an-
latmam mümkün değil. Ve
onu öidüren insan yıllar son-
ra Meclis'te doktor olarakça-
uşıyor. Bu yapılam hazmede-
miyorum. Biz de Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşıyız.
Katilini Meclis'te doktor ola-
rak çahşurarak ağabeyimi bir
kez daha öldürüyoıiar. Ceza
alnuş bir insan nasıl Meclis'te
doktorluk >apı\or? Bövle bir
şe>, herşe>den önce Türk mil-
letine hakarettir."
Necla Güzel. ağabeyini öl-
dürenlerin kullandığı silahın
sahibi Fehmi Altnbilek'ın ikı
yıl önce Çanakkale'de yarbay
rütbesiyle görev yaptığını tes-
pit ettiğini belirtiyor.
1970"li yıllarda Gökçeada
Jandarma Alay Komutanlı-
ğı'nda üsteğmen olan. ıki yıl
öncesıne kadar da Çanakkale
116. Jandarma Er Eğitim
Alay Komutanlığı'nda yarbay
rütbesiyle Jandarma Satınal-
ma Komisyonu Başkanhğı
görevini yapan Altınbilek
şimdi ıse Çanakkale'de değil.
Görev yeri değişmiş. Ama ne-
reye gittiğini bilen yok!..
• Baştarafı 1. Sayfada
Güçlii, askeri tıplılann kınaladığı Doğan ve arka-
daşuıa engel olnıak için hamle yapmca, Doğan si-
latunı çekip ateş etmiş."
Dığer 10 ülkücünün kendisini kamyonetle. bu-
gün De\ let Resim Heykel Müzesi olan Türk Oca-
ğı binasına götürdüklerini anlatan Ölçer. "'Beni
zindan gibi bir yere kapattdar. Bir süre sonra tb-
rahim Doğan geldi. Ardmdan da polis baskın yap-
tı ve Doğan'ı alıp götürdü" dedi. Ölçer, polisin
kendisini kunarmadığınıdabelirterek, ~Beniog-
leyin 12.00'de alddar, ertesi gün sabah 06.00 sıra-
lannda bıraktılar" diye konuştu.
Öldürülen Güçlü'nün yakın arkadaşlanndan
olan eski TTB genel sekreterlennden Dr. Uğur
Cilasun. olay sırasında Adına'da olduğunu belir-
terek. "Ben üniversite öğrenci birliği başkanı
idim. Adana'daki üni\ersite oyunlanna katılma-
ya girtik. Ola>ı orada öğrendik. Arkadaşlanmız,
karşüaşmalara siyah bant takarak çıkülar" de-
di. Güçlü'nün, açık fikirli, ileri görüşlü ve öğren-
cılere son derece sıcak davranan bir kişi olduğu-
nu söyleyen Cilasun. "O sırada askerliğini vapı-
yordu. Çatışma olduğu sırada. kaçan aracın pla-
kasını almak için eğjldiği sırada öklürüldüğünü
duyduk Adana'dan dönünce" diye konuştu.
Cilasun, Güçlü'nün katili Doğan'm TBMM'de
hekimlik yapmasıyla ilgili olarak şunlan söyle-
di: "Eli kana bulaıunış bir insanın hekimlik mes-
legini icra etmesi nasıl olur bilmıyorum. Sürekli
konıma aitında olduğu anlaşıhyor. Tıpkı bugün-
kii çeteier gibL"
Doğan, 1974 afflndan yararlanarak serbest kal-
masından sonra eğitimine devam etti. Doğan, 3.
sınıftan başlayarak Ankara Tıp Fakültesi ögren-
ciliğinı sürdürdü. Bu dönemde Doğan'la sınıf ar-
kadaşı olan TTB Merkez Konseyi Üyesi AtaSo-
yer, okuldaki tüm ülkücülerin, Doğan'a "abi"
diye seslendiklerini anlattı.
Doğan'm, yeniden okula dönmesi sırasında.
dönemin ülkücü öğrenci liderlerinden Sevgi Has-
tanesi'nin sahibi Orhan Ozcanlı tarafından kol-
landığı iddiaedildi.
Doğan'm, Başhekim Yardımcısı olduğu Tra-
fık Hastanesi'nden TBMM'ye geçmesinin tesa-
düfı olmadığı ve 24 Aralık seçimleri öncesi sağ
partilercc kendisine Yozgat milletvekili adaylığj
önerildiği kaydedildi. TTB Genel Sekreteri Bi-
laloğlu, TBMM 'deki yolsuzluklart ortaya çıkatan
Dr. Levent Burak Yıldıza yapılanlann ortada ol-
duğunu belırterek, "Bir yanda Yıldız var, diğer
yanda bir kişi\i öklürdüğü belirlenmiş bir katil
var. TBMM'nin bu konudaki yaklaşımının de-
ğeıiendirilmesi gerektiğini düşünüyonız. Bir de
Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümünde atdan bir
stogan aklıma ^tiyor, 'Katiller Meclıs'te' " gö-
rüşünü dile getırdi.
Kalemli: Herkesi tetkik edemem
ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) -
TBMM Başkanı Mustafa Kalemli,
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Öğretim Ü>-esi NecdetGüçlü"nün ka-
tili tbrahim Doğan'm TBMM'de he-
kimlik yapması konusunda. "Türki-
ye Cumhurr>-eti vatandaşlan, yasal
haklan ile heryerde çalışırlar" değer-
lendirmesını yaptı. Kalemli, Do-
ğan'ın 24 ytl hapıs cezası aldığmı ve
1974 affıyla cezaevinden çıktığını
belirterek TBMM'de çalışmasına
tepki gösteren Türk Tabipleri Birliği
(TTB) yönetıcileriyle girdiği tartıs.-
mada ise "TBMM'de 4 bin Idşi çali-
şıyor. Ben bunlann dosyasını otunıp
sabah akşam tetkik mi edeceğün?"
dedi.
Kalemli, dün, mesleki sorunlannı
aktarmaya gelen TTB yöneticilerini
kabulü sırasında, gazetecılenn Cum-
huriyet'in "Teğmen Güçlü'yü öldii-
ren Meclis'te doktor" batjlıkh habe-
rini anımsatması üzerine. "Çok cid-
di yayın \ aptıgını iddia eden basın or-
ganınuz adına ben böyle bir yayına
çoküzüldüm" dedi. Kendisinin. Ha-
cettepe Üniversitesi mensubu olma-
dığını söyleyen Kalemli. öğTencili-
ğinin, asistanlığının ve baş asistanlı-
ğmın, -Güçlü'nün katili İbrahfanDo-
ğan'ın da okuduğu- Ankara Üniver-
sitesi Tıp Fakültesi'nde geçtiğini bil-
dirdi. Kalemli, Doğan'ı da ilk kez 25
ocakta yeni sağlık ünitelerinin açilı-
şı sırasında knlağmı muayene eder-
ken gördüğünü söyledi. Doğan'm
1993 yılında TBMM'de çahş.maya
başladığını bildiren Kalemli, göreve
başlamasmın kendisiyle uzaktan ya-
kından bırilgisi olmadığını kaydetri.
Kalemli. Türkiye'de "geçmişte ya da
bugün idarede üst düzeyde bulunan
kişiJerin bazı kişiltrie ilişkilerinin ku-
rulmaya çalışılmasının moda olduğu-
nu" sa\nnarak. "Böyle bir zorlama
var. Zaman zaman da bastn organla-
nmızdan alet olanlar da oluyor. Bu
yazı da belki böyle bir gayretten ka>-
naklanmış olabilir. Onu da bilmiyo-
rum" dedi. Cumhunyet'in kendisin-
den özürdilemesıni beklediğıni söy-
leyen Kalemli, Doğan hakkında bu-
güne kadar hıçbir şikâyet gelmediği-
nı belırterek. "TBMM'de 4 bin kişi
çahşıyor. Ben bunlann dosyasmı otu-
nıp sabah akşam tetkik mi edeceğûn?
Bir şikâyet gelmedi. bir başvuru yok.
Hukuki bir dunım \arsa,onu hukuk
idarelerine zaten bDdiririz" diye ko-
nuştu. Doğan"ın TBMM'de çalışma-
sı konusunda yasal bir engel bulun-
madığını vurgulayan Kalemli. TTB
Başkanı Sayek'in. "24 yıl ceza almış
ve af ileçifcnuş bir kişinin TBMM ça-
bsı aitındaçauşmasını hoş karşılama-
dığuu" belirtmesine sert tepki gös-
terdi. TBMM Başkanı şu görüşleri
dile getirdi: "Türldye Cumhuriye-
ti'nin vatandaşian kanuni haklan ile
her yerde çalışırlar. Meclis'te de çau-
şıriar. Bunu tenkit etmeye hakkınız
yok. Türkiye Cumhuriyeti vatandaş-
ian kanuni haklan her yerde kulla-
nırlar. Bu kanuni haklan dışında bir
şey yapılıyorsa, o zaman şikâyet hak-
kınız olur. Bir doktordur, o da sizin
üyenizdir. doktor olarak hepsi si/in
üyenizdir. Önce doktor olarak sahip
cıkmanızlazun. Hukuki meseleler ay-
ndır. Burada hukuki meselelerin tar-
üşmasına sizinlegirmem. Çokaçık ve
net söylüyorum, bu Meclis'te çalışan
herkesin hakkuıı korumak da benim
görevim. Ama Medis Başkanhğı'nı
şöyle veya böyle birtakun ilişkiler için-
de" göstermeye kimse gayret etmesin.
Birtakım olaylan kullamp da TB-
MM'nin manevi şahsiyetiy le ilgili
Idmse laf etmesin. Ona laf ettiımem."
Kalemli, gazetemizm Genel Yaym
Yönetmeni Orhan Erinç'e gönd'er-
diği açıklamasmda da, Hacettepe'de
okumadığını, Doğan'ı tanımadığını
bildirdi. Kalemli'den önce TBMM
Başkanhğı yapan, Demokrat Türki-
ye Partisi (DTP) Genel Başkanı Hü-
samettin Cindonık ise kendi- döne-
minde. Doğan'ın, Trafık Hastanesi
Başhekim Yardımcılığı görevininya-
nı sıra Meclis'te "•part-tnne" göröv
yaptığını söyledi. Cindoruk, Do-
ğan'ın, kendi dönemınde kadroya
alınmadığını bildirdi. Kaynaklar, Do-
ğan'ın daimi kadroya Kalemli döne:
mınde alınmış olabıleceğini belirt-
tiler.
Cinayetten hükümlü tbrahim Do-
ğan'a CHP'den de tepki geldı. CHP
Sıvas Milletvekili Mahmutlşık,geç-
mışte birçok insanın bır kere karako-
la gıtmesı ya da mahkemeye çıkma-
sı nedeniyie fişlenmesine karşm es-
kı ÜlküOcaklan Genel Başkanı olan
bir katilin en üst düzeylerde görev-
lendırilmesınin dikkat çekici olduğu-
nu söyledi. Işık. "Katil olabilecek ka-
dar kaü bir ideolojik yapıya sahip bir
kişinin TBMM"dedoktorlukyapması
yasal olsa bile hoş değü" dedi.
Tumivjsm
ırli^ır 1B U G U N
SAAT: 21.00
ss#
9 k ., « 6»-
\ğ^\
L ^ .
r<
'*C
>
"L
i - ^
Halk Dansları gibi folklorik değorlore yer ver
canlı ve hareketli bir ınüzik programı...
Hem clinlendiren hem oğlondiron
Halk Müziğimizi, Halk danslanmızı
gençlere tanıtan ve sevdiren öz^ün bir yapım
Sulu kar i Gok günjitûlû
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
- Balık nasıl kokar?
"Başındaki solungaçlara bakarsın" dedi, "koku
varsa, iş bitmiş demektir. Koku kısa sürede kanna
yayılır..."
Balıkçıya takıldım:
- Türkiye'de de öyte değil mi?
Yanıtı son dönemde duymaya alıştığım bir tüm-
ceyle sınırlı kaldı:
"Yayıldı ki ne yayıldı, boşuna uğraşmaym düzel-
temezsiniz..."
Kamuoyu araştııma şirketlerinin çalışmalanyla ta-
rikatlar gündemin ikinci, üçüncü sırasına inmışken
yeniden ilk sıraya oturdu.
PlAR-GALLUP'un araştırmasının sonuçlan dün
Cumhuriyet'te yayımlandı. Erbakan'ın tarikat lider-
lerineverdiğiiftaryemeğini "onay/am;/on;m''diyen-
lerin oranı yüzde 67.8, "normaldir" diyenlerin oranı,
yüzde22.8.
Tarikatlann laik düzen için tehdit unsuru olduğu-
nu düşünenlerin oranı yüzde 67.4...
Tankatlann tehdit unsuru olmadığını düşünenlerin
de tümünün bu kesıme sıcak bakan kişiler olama-
yacağını hesaba katmak gerekiyor.
Strateji Grubu'nun araştırmasına göre ise tarikat
tartışmalarından puan kaybeden partiler şunlar:
DYP yüzde 42, RP 31, MHP 27, BBP 23...
Bu tartışmalarla puan kazanan partiler ise şöyle:
DSP yüzde 4, ANAP yüzde 3, CHP yüzde 1...
Bu iki araştırmanın ortak dili şu:
Toplumun önemli bir dilimi tarikatlaşmayı onayla-
mıyor. Ancak bu tartışmalara duyduğu tepkiyi dile
getirecek, üretime dönüştürecek bır siyasi parti de
göremiyor.
DSP, ANAP, CHP hderleri düşüncelerini sık sık di-
le getirıyorlar. Ne var ki toplum bu tehlikeye karşı de-
meç üretmekten çok sağlam bir dönemeç oluştu-
rup, yeniden çağdaş değerlerie örülü bir yaşamı öz-
lüyor.
Tarikatlann ilgi alanlan gün gün açığa çıkıyor. Bu
yuvalann, "Tanrıya giden yol" değil, "kişisel çıkara
dayalı herfürtüyoTolduğugörüşü; iddiadanöte, ka-
nıtlı, belgeli durum...
Çok kimlikli oğul Gündüz...
Kamuoyu Müslüm Gündüz'u günlerce tartıştı.
Her akşam en az ıki-üç televızyon kanalının konusu
buydu. Geceleri, Gundüz yaptılar. Şimdi de Müslüm
Bey'in oğlu gündemde...
Gazeteci Gökhan Bektaş, Ahmet Gündüz'un ıl-
gi alanına giren konuların tümünde pazarlık yaptı.
Bektaş soruyor:
- Sana bir nüfus cüzdanı çıkartır mısın?
"Tabii, 5 milyon muhtara veririz. 10 milyon kadar
nüfus müdürüne. Yani, 20 mityondan aşağı olmaz..."
- Şenin kaç kimliğin var?
"Üç tane var. Bekir Asker, Hüseyin Cahit San-
car..."
- Başka ne fş fhplftrsun ?
"Ben ufak çaplı bir mafyayım..."
Oğul Gündüz, mafyayı sanki, ticaret siciline kayıt-
lı, sanayi odası üyesi, doğal bir kuruluş gibı anlatı-
yor.
Yeni kimlik çıkaımayı, kırtasiyeciden fotokopi çek-
tirirgibi görüyor...
Ahmet babasına da kızgın:
"Benim yüz bin markımı aldı. Vermedi..."
Ahmet, sahte kimliklerden biriyle cezaevine girmiş,
çıkmış...
Babasından sonra tarikatın başına kendisinin ge-
çeceğinı söylüyor...
Haktı... Gerekli bütün özelliklere sahip...
Bütün foyasının ortaya çıkmasından sonra bağı-
nyor Ahmet:
"Milliyetçilergelecek... Islam başınıza taş gıbidü-
şecek, yakındır, göreceksiniz..."
Ahmet Gündüz ciddiye alınır, alınmaz, bu ayn ko-
nu. Katil zanlılannı milliyetçi ilan ederseniz... Islamı
vıcdandan alıp cüzdana koyarsanız, olacağı budur.
Bir dönemin moda üçlemesi, "tahkat-siyaset-tica-
ref'ti...
Bunu günümüze şöyle uyariayabiliriz:
Tarikat-vukuat-maddiyat...
Biraz korku, biraz din sat...
Sıkışırsan azıcık cezaevinde yat...
Ama karşılığı, araba, kat, yat...
Ohhh... Ne güzel hayat...
Doğan'ın sicili silindi
ANK.\RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Öğretim üyesi as-
teğmen Necdet Güçlü'yü öl-
dürdüğü için 1970 yılında
hapse mahkûm edilen TB-
MM hekimi İbrahim Do-
ğan"ın, Adli Sıcil Genel Mü-
dürlügü'ne başvurarak "sabı-
kasının silinmesi" hakkını
kullandığı belirlendi.
1974"teki genel afla ceza-
evinden tahliye edilen Do-
ğan"ın, yargılandığı Ankara 1
No'lu Ağır Ceza Mahkeme-
sı'ne başvurarak "memnu
haklan"nı iade ettirdiği öğre-
nıldi Mahkeme karan üzen-
ne memnu haklan iade edilen
Doğan'ın, Adli Sicil ve lsta-
tistik Genel Müdürlüğü'nde-
ki sabıkasının silindıği kay-
dedildi. Adli Sicil Genel Mü-
dürlüğü yetkilileri. ibrahim
Doğan'ın. 15 Mayıs 1974 ta-
rihinde kabul edilen 1803 sa-
yılı Genel Af Yasası ile tahli-
ye edildiğini belirterek yasa-
nın 1. maddesinin 'b' fıkrası
geregince Doğan'ın herhangi
bir devlet kurumunda çalış-
masında sakınca bulunmadı-
ğını söylediler.
Af yasasında, "zimmet,ih-
tilâs, irtikâp, rüşvet, hırsıztık"
gıbi yüz kızartıcı suçlan ışle-
yenlerin kamu kurum ve ku-
ruluşlannda çahşamayacak-
lannın belırtildiğinı kaydeden
yetkililer, aynca söz konusu
yasa gereği, genel afla orta-
dan kalkan mahkûmiyet hü-
kümlenne ait sicil varakalan-
nın adli sicilden çıkanldığını
anımsattılar.
Mehmet Ağar'm kızı öldü
B Baştarafı 1. Sayfada
Içişleri Bakanı Meral Akşe-
ner, Ulaşürma Bakanı Ömer
Barutçu, Sanayi ve Ticaret
Bakanı Yahm Erez, DYP
Grup Başkanvekıli Saffet
Ankan Bedük, DYP Genel
Başkan Yardımcılan Hasan
Ekinci. Necraettin Cevheri,
Hayri Kozakçıoğlu, Cihan
Paçacı \ e Mehmet Gölhan,
D^'P Genel Sekreteri Nur-
han Teldnel. milletvekilleri.
Ankara Büyükşehır Beledi-
ye Başkanı Melih Gökçek ile
Emniyet Genel Müdürü Ala-
addin Yükselde BayındırTıp
Merkezi'ne gelerek Ağar ve
eşine başsağhğı dileğinde
bulundular.
Yasemin Ağar'ın cenazesi
ambulansladün saat 12 55'te
karayoluyla lstanbul'a gön-
derildi.
Yasemin Ağar'ın cenaze-
si, International Hospital'm
morguna konuldu. Ambu-
lansa Mehmet Ağar, eşi
Emel Ağar \e oğlu Tolga
Ağar da eşlik ettı. Ağar ai-
lesi, TEM otoyolu Çamlıca
girişinde: tstanbul Valisi
Rıdvan Yenişen. Muğla Va-
lisi Cemü Serhatlı. DYP Is-
tanbul ll Başkanı Celal
Adan ve MİT eskı danış-
manlanndan Korkut Eken
tarafından karşılandı.
Yasemin Ağar'ın cenaze-
si, bugün öğle üzeri Fatih
Camii'nde kılmacak namaz-
dan sonra Zincırlikuyu Me-
zarlığı'nda toprağa verile-
cek.