25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyetİmtlvaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı: Orhan Erinç # Genel Yavın Koordınatorü Hikmet Çetinkava 0 Yazıışlerı Müdürlerr fbrahim Yıldız, Dinç Tav anç (Soruml u) • Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara # Gorse) Yönetmen Fikret Eser \a\ın Kurulu İihan Selcuk ı Ba^kan). Orhan Erinç. Okta\ Kurrböke. Hikmet Çetinka>a, Şükran Soner. Ergun Balcı. Dinç Tav-anç- İbrahim Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehnict Faraç Balba>. Hakan Kara. Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 9 Ktıhbarat Cengiz \ ıldınm 0 Ekonomı Bülent Kı/anlık 0 Kultıir Handan Senkoken • Spor Abdülkadir V ücelman • Makalder Sanıi K'araören 0 Duzeltme Abdullah V. azıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0Bıİ2i-Beİ2e AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbav 0 Haber \luduru Doğan •Vkın <\taturk BuKan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4N5U20 I 7 hat) raks 4195027 0 lzmır Temsılcısı SerdarKıak.H.ZıyaBI\ 1352 S 23 Tel 4411220, Faks. 44191 P 0 Adana Temsılcısı Çetin V iğenoğlu, înonu Cd 119 S No ! Kat l.Tel 363 12 1 1. FaU 363 12 15 Muessese Muduru Erol Erkut 0 Koordmatur Ahmet Korulsan 0 Muhasebe Bülent Yener 0 Idare Ö MEDVA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Gene! Mudur Gülbin Erduran # Koordınator Reha Hüseyin Gürer 0 Işletme Önder lfitman # Genel Mudur Yardımcısı ÇeUk 0 Bıleı-lşlem \aU İna! 0 Mine \kdağ Tel 514 07 53 - BılgısayarSısiem Mürû\et ÇUer 5l?95S0-51?!<46ü-61.Faks 5138463 \ avımla>an ve Basan: Yenı Gun Haber Aıansı. Basın \e Yavncılık A $ TıAooıŞı C j •?'> 4! Cagaloğü 34334 Nt PK :46 Lıanbul f el (0 212ı 512 05 05 (20 hatı Faks 17OCAK1997 Imsak: 5 48 Güneş: 7 19 Öğle: 12.21 İkindi: 14.4"7 Akşarrv 17.09 Yatsrl8 35 Cosby'nin oğlu öldiirüldü • \\ASHINGTON (Cumhuriyet) - Ünlü Amerikalı televizyon yıldızı Bill Cosbv 'nin 20 yaşındaki oğlu Ennis \Villiam Cosby öldürüldü. Polis. cesedin. San Diego otobanında. Mercedes marka spor otomobilinin yanında bulunduğunııbıldırdi. Polis açıklamasında, Ennıs'in aldığuek kurşun yarasından öldüğünün belirlendığinı \e cinayetten şüphelendiklerinı kaydettı. Açıklamada, Ennisin. arabasının patlayan lastiğini değiştirmek üzere otobanda durduğu sırada \ urulduğu belirtildi. 54>aşındaki Cosby. tek oğJu Ennıs'in ölüm haberini aldıktan sonra gazetecilere. "Bu. paylaşılması çok zor bir hayat tecrübesidir" dıye konuştu. Marmara Üniversitest 114 yaşında İstanbul Haber Servisi - Marmara Cnıversitesi'nın 114. kuruluş yıldönümü törenle kutlandı. Marmara Üniversıresı Rektörü Prof.Dr.Ömer Faruk Batırel törende yaptığı konuşmada, üniversitelerin. dünyadaki ıhtiyaçlan karşılamak için siyasi iktidar ve ekonomik güç odaklanndan ahlaki ve entelektüel açıdan bağımsız olması gerektıgıni belırterek "Bu ilkelere ulaşmak ıçın bilimsel özgürlüğu sağlayan bütün araçlann öğretim üyelerinin tümüne sunulması zorunludur" dedi. Kredi alacak öğrenciler • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yükseköğrenım fCredı \ e Yurtlar Kurulu'ndan (Yurt-Kur) 1996-97 öğretim yılında katkı (harç) \e öğrenim kredisi almaya hak kazanan öğrenciler belirlendi. Yurt- Kur'dan yapılan açıklamada. kredi alacak öğrencilerin listeleri üniversite. fakülte. yüksekokul ve enstitülere gönderildı. Kredi alacak öğrencilerin. kendilennden istenen belgelen 31 ocak tarihine kadar Yurt-Kur Genel MüdürlüğtTne elden ya da posta yoluyla ulaştırmalan gerekiyor. Krediler. 24 şubattan ıtibaren ilgıli Ziraat Bankası şubelerine gönderilecek. Princess Hotel'in personel balosu • Haber Merkezi - İstanbul Pnncess Hotel. personel balosunu büyiik bir coşkm Ia kutladı. Uç yüz otel personelinin eşleriyle birlikte katıldığı gecede yılın personeli de seçildı. Yılın personeli. ödülünü İstanbul Princess Hotel Işletme Müdürü Teoman Su'dan aldı. Barışa çağrı • Haber Merkezi - Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneğı, Türkıye ve Yunanistan'daki bütün banşseverlere. iki ülke banşının kalıcı biçımde sağlanması ve geri dönülmez zararlara götürecek çıkmazlardan sakınılması çağnsı yaptı. Türkiye-Yunanistan Derneğı'nin "Bansa Çağn" başlığıyla yavımladığı metinde "Hiç de \arsıl olmayan sofralanmızdan eksilenler karşılığında mılyarlarca dolarlık silahlanma ve savaş korkusu içinde bir yaşam... Silah yapımcılannın pazar oluşrurma oyunlanna düşmemeyi ne zaman öğreneceğiz0 Sorunîanmızı elbette konuşarak. düşmanlıkla değil, dostukla daha kolay. daha kalıcı. daha insanca çözebilıriz" denıldı. Biri kenti hep çatılardan resimliyor, diğeri insanlann yalnızlığma dikkat çekiyor ÂşkLarmson durağıIstanbulSERPİL GÜNPÜZ Christine Favre Grünberg ve Jacques Le Guernec İstanbul'da yaşayan iki yabancı. İkisi de resim yapıyor. İkisi de âşık Jacques Le Guernec 'Minareler şehrin kimliğinden birisi' • "Ayncahklı bir hayat yaşıyorum. Oturduğum mahalleyi çok seviyorum. Etrafta Fransızca konuşan bir yığın Türk var. Bir yığın da Fransız." îstanbul'la ılk tanışması Tepebaşı'ndakı Londra Oteh'nın penceresinden oldu. Dört yıl önce bir Fransız adamla Italyan bir kadm. gecenın bir yarısı Londra"dan Istanbul'a geldiler. Adam. sabah uyandığında otelın pencerelenni açtı. Haliç'e doğru baktı. İstanbul'u gördü. u Tıpkı Londra gibi" dedi. "Sisü ve yan karanük, burası benim hoşuma gidecek* 1 ve ılk resmını orada yaptı. Bu ılk resım şımdı Jacques Le Guernec ve Marie Therese'in Cıhangır'dekı evınden Marmara Denizı"nı sevrediyor. Le Guernec'ın evının duvarlan. kapılar dahil yaptığı resımlerle donatılmış. Pont Aven ekolünden Gauguin'in de ıçınde bulunduğu ressamlann. çalışma mekânı olarak seçtiklen Britanya'da doğmuş Fransız suluboya ressamı Le Guernec. Resımlennde bıze bir Fransız ressamın gözünden istanbul'un şiırıni ve belkı de bızım hiç fark etmedığimiz İstanbul 'u aktanyor. Dort yıldır istanbul'da ve tek kelıme Türkçe bılmiyor. Hemen her resımde de bir mınare... "Ben istanbuFa baktığunda bu kadar minare görmüyorum" dıyorum. Anlatıvor: u Camiler sanki olduklan bir insanın peşinden gelmişler Istanbul'a... Le Guernec İtalyan bir hanımın ardından. Chiristine Favre Grünberg bir Türk erkeğinin ardından. Christine. Günev Amerika ve Istanbul'da yaşadıktan sonra bir İsviçreli gibi düşünmemeyi öğrenmiş. Oğrendiği en önemli şey hoşgörü ve önce görüp sonra kararvermek. İstanbul'da insanlann yalnızlığına dikkat etmiş. Resimlerinde hep yalnız yüzler var. Le Guernec. 4 yıldan beri İstanbuPda ve tek kelime Türkçe bilmeden yaşayan bir Fransız. Ünlü ressamlann yolunun geçtiği Britanya'da doğmuş. Uzun yıllar Paris'te reklamcılık yaptıktan sonra bir İtalyana. Marie Therese'e âşık olmuş. Birlikte İstanbul'a gelmişler. Şimdi sadece resim yapıyor ve kenti çatılardan resimliyor. Sehpasını kurduğu her yerde insanlarla anlaşıyor. Sokaklarda çalışırken insanlar onu çaysız kahvesiz bırakmıvor. Christine Favre Crünberg 'İnsanm yalnızlığı beni çarpıyor' Jacques Le Guernec 4, Christine Crünberg ise 13 yıldan beri İstanbul'da istanbuPun üstünde koruv ucu anneler gibi kenti sarmalıvor. Hani şisman İtalyan anneleri vardır, iri memelu koruy ucu onun gibi. Amacım cami göstermek değil. Minareler şehrin bir kimliği. Minareler bir kere benim resmimin yapısına yardımcı oluyor. Kent yaygın bir kent Vuvarlak hatlan olan bir şehir. Resimdeki minareler dikev olduğu için bir şekilde dengeli\or. Cami ve minareleri kakhrdığımız an bu sokağı Paris'te de başka bir kentte de görebiliriz." François Mitterrand'ın da Paris'te bir resmını satın aldığı Le Guernec İstanbul'u mor. mavı ve yeşilın dennlığınde gezrntıye çıkarcasına çatılardan resmetmış. Le Guernec. İtalyan Marie Therese'le 10 yıldır birlikte yaşıyor. İtalyan Dışişleri Bakanlığı'nda görevlı Marie Therese, İstanbul Ünıversıtesı'nde İtalyan Dılı ve Edebıyatı derslerı verıvor. IstanbuPa bir İtalyan hanımın peşinden geldığinı anlatıyor. "Paris'ten sonra benim için farklı bir oksijendi, haıaydı İstanbul." İstanbul'da kesınlıkle resım yapması gerektığinı anlamiş. "İlk iki yıl Marie Therese üniversitede ders verdiği için ben de onunla çıkıyordum. Şehri bu şekilde yürüyerek keşfetmeve çalıştım ve krokiler çizdim" dıye anİatıvor. Beyazıt Meydanı'nda sehpasını kurduğu zaman hemen etrafını çevıriyormuş insanlar. çaylar kahvelergehyormu!). Istanbul'da tek kelime Türkçe bilmeden yaşıyor Le Guernec. "Ayrıcalıklı bir hayat yaşıyorum. Oturduğum mahalleyi yaşıyor(KADER TUĞLA) çok seviyorum. Etrafta Fransızca konuşan bir yığın Türk var. Bir yığın da Fransız. Dışanda 'bonjour" deyip konuşuyorum. llicbir probiemim vok. Parmaklanma gözlükler takıp nerede kötülük var diye de düşünmüyorum." Pekı kım bu Le Guernec... 18 yaşında bir yanşma ıle güzel sanatlar okuluna girdiğını anlatıyor. Lıseye gıderken ünlü heykeltıraş Charpentier ona ders vermış. Aynı süreç içinde grafik sanatlar okulu sınavını birincılıkle kazanmış. Grafik eğitımı görmuş. Grafık okuluna devam ederken Paris'te bütün sanatçıiann, yüksek sanat eğitımınin de görüldüğü bir devfet kuruluşunda resim kursu görmüş 2 vıl büyük reklam ajanslarında çalışmış. "Asıl isteğim resim vapmaktı" dıyor Christine Favre Grünberg: Bir İsviçre- Iı. O da Le Guernec gibi suluboya resim yapıyor. İstanbul'u anlatıyor, ama onu il- gılendiren insanlar. insanlann yalnızlığı- nı resimlıyor. u Bu yalnıziık beniçarpıyor. Kimi peyzajlanmda bu düşüncevi izleme- ye çalıştım." 13 yıldır Istanbul'da yaşıyor Christine Grünberg. Eşı bir Türk. Lozan'datanışmış- lar ve eşinın pçşmden Istanbul'a gelmış. Ilk gelışı 23 y ıl önce veu müthişbirşok..." Öncelerı sev-rnedim dıvor. Şimdı ıse Is- vıçre've dönüp orada yaşamak istemiyor. Istanbul'a gelmeden önce iki yıl Güney Amenka'da Bogota'daöğretmerüik yaprruş. Güney Amenka onun v aşam bıçimını çok etkılemış. Bir tsviçrelı gıbı duşünmemeyi öğrenmış. •*Bizler İsviçre'de şöyiedüşü- nürüz: Biz en iyi yaşanz. En ivi ömek biziz. Bundan baş- ka bir vaşam biçimi vtıkrur. Görmeden inceiemeden karar baştan verilir. Ben Güney Amenka'da bunu aştım." Güney Amenka'da yaşa- mak. Istanbul'da yaşamayı koiay la^tırmış onun için. "Ge- lişmiş ülkelerde yasamıştım. Farklı bir ülkede. daha doğ- rusu yoksul bir ülkede olmak farklıydı. Ben iyi yaşıyordum. ama komşum kötü yaşıvordu. Bogota'daçok arkadaşım oldu. Beniçok etkiledi. Orada benim öğrendiğim en önemli şey, öncegörüp sonra karar ver- mekti. Ifkum açıldı. Biraz resim vapüm: çok fazla bir şey çıkmadı. Çok gençtim 22 vaşındavdını gittiğim zaman. Birikinıim oldu." 23 yıl önce îstanbul'la ilk karşılaşma- sını şöyle ıfade ediyor: u Nefretettim. Bir tarafGüney Amerika gibiydi.Öbür taraf- ta Müslüman bir ülke olduğu için büyük fark vardı. Geldiğimde Boğaz Köprüsü Chiristine Grünberg yoktu. Cafeler yoktu. İnanamadım. Her- kes bana bakıyordu. .Ahşamadılar bana. Gü- ney Amerika maço bir ülke, ama Türkiye farklıydı. İstanbul'da yabancı azdı. Be- bek'tevaşıyordukbiz. Başka verlergörmek istedim. Taksûn'de bir tek yerde kahve içi- yordum. Divan Oteli'ne gidip otunıvor- dum o kadar. Ben yüriimevi seviyordum sokaklarda İstanbul yürümek için şaha- ne bir şehir. Yünirken dikkatimi çekti in- sanlar direkt olarak birbirine bakmıyor- lardı. Ben de nereye bakacağımı şaşınyor- dum." Türkiye'ye alıştığmı ve Türkçe öğren- diğıni anlatıyor Christine Resim eğitımı almamış. Müzisyen bir annenın çocuğu. "15 yıl piyano çaldım. Her zaman kötü çaldım. Güzel sanadara ghmek istedim. Fo- toğrafi da çok seviyordum. Okuma süresini azaltmakiçin öğretmen okuluna gittim. Ta- til çok diye düşünmüştüm. Güney Amerika"dan önce Al- manya ve İngiltere'de çahş- üm. Meksiko'yagiderken Lo- zan'da hukuk eğitimi vapan eşimle tanışnk vç Türkiye'ye geldik." 1980 yılında askeri darbe nedenıyie Türkiye'de umutlanm yıtınnce kan koca Paris'e gıdıp 3 yıl orada yaşar- lar. "Paris'te bir arkadaşım vardı sulubo- ya çalışan. Baktı sen de vapabilirsin dedi Bana biraz öğretti ve tek başıma çalışma- ya başladım. Paris olduğu için sergi açma- dım. Korktum. Türkiye'ye döndüğümde sergi açmaya karar verdim. İlk sergim 5 yıl önce oldu. Bundan sonra her y ıl İsviçre'de sergi açtım. Türkive'de bu ikinci sergjm." Resımlennde ne anlatmak istıyor Chris- tine 0 u Benim resimlerimdeki temel ele- man insan. Resimlerimin kimilerinde be- ni irkiJten şejleri resmetmek istiyorum." 'Siyanürle altın'a destek için imza kampanyası başlatmışlardı Profesörlerde görüş ayrılığı ASLTV1A.N ABACIOGLL İZMtR - Bergama Ovacık'ta üretıme geçmesı planlanan altın madenı. Dokuz Eylül Ünıversıtesi'ndekı öğretim üyele- rinı ikıye böldü. Mühendislık Fakülte- si'nin Maden ve Jeolojı bölümlerinde "altın madeni taraftan" olanlarla "kar- şıt görüşteki"* profesörler. birbırlerıni suçlayıcı açıklamalar yapıyorlar. Altın madenıni savunan demeçler veren iki profesörün de maden şirketi Eurogold'a danışmanlık yaptıklan öğrenıldi. Dokuz Eylül Üniversıtesi'ne bağlı Mühendislık Fakültesi'nın maden veje- oloji bölümlerinden toplam 44 öğretim elemanı, bir süre önce yayımladıklan deklarasyonda altın madencılığine yöne- lik "haksız tepküeri" eleştirerek "uzun süreden beri. kalkınma planlannın te- mel itici güçlerinden biri olarak kabul edilen yabancı sermaye girişiminin des- teklenmesi ilkesi"'nın bu gelışmelerden olabıldığınce büyük yara aldığını savun- muşlardı. Profesörler. deklarasyonda. al- tın madenlerinın yanı sıra ülkemizdeki diğer benzeri yeraltı kaynaklarının da çıkanlmasınayönelikprojelenndestek- lenmesine ilişkin her türlü katkıya hazır olduklannı açıklamışlar. konunun uz- manlan varken madencilik ile uzaktan ya- kından ilgisr olmayan kişilerin zengin- liklenmızin işletilmesıne karşı çıkması- nı, olayı sıyasal şova dönüştürmek iste- melenni kınamışlardı Meslektaşlanndan tepki Öğretim üyelennın "aran madenciU- ğini savunan'" deklarasyonuna en büyük tepki yine kendı meslektaşlanndan gel- di DEÜ Mühendıslik Fakültesı Jeolojı Bölümü'nden 22 öğretim elemanı, ortak açıklamalannda, öncelıkle kendi bölüm- lerinin "yabancı bir şirkerin savunucu- su ve destekleyicisi gibi yansıtılmasın- dan"duyduklan rahatsızlığı vurgulaya- rak "Sanki Jeoloji ve Maden bölümleri- nin ortak bir duyurusu gibi yansıtılan deklarasyondaki görüşlere katılmak ola- naksızdır" dedıler. Bılım çevrelennin. özellikle üniversitelerin Bergama halkı- nın tepkisine kulak vermesı ve halka çevrebilincikonusunda yardımcı olma- sı gerekirken bir grup öğretim elemanı- nın sıyanürlü altın ışletmesine açık des- teğın verildığı bırdeklarasyon yayımla- masını eleştirdıler Öte yandan Berga- ma "dakı altın madencılığine destek ve- ren iki profesörün. maden şirketi Euro- gold'a danışmanlık yaptıklan belirlen- di. Jeoloji Bölümü'nden Prof Dr. Cahit Hehacıve.Maden Bölümü'nden Prof. Dr. Lner İpekoglu'nu. Eurogold'un başvu- rusu üzerine Fakülte Yönetim Kurulu olarak danışmanlık yapmak üzere gö- rev lendirdiklerını belırten Mühendıslik Fakültesı Dekanı Prof. Dr HaHI Köse. şöy- le konuştu- "Bizim fakültemizde Euro- gold'a danışmanlık yapan iki profesör var. Eurogold bize başvıırdu ve danış- manlık hizmeti taleperti. Mühendıslik Fa- kültesı Yönetim Kurulu olarak Prof. Dr. Helvacı ve Prof. Dr. İpekoglu'nu görev- lendirdik. Cahit Hehacı'nın aldığı 57.5 milvon. döner sermayeye yaüyor ne ke- sintilerden sonra bu arkadaşın eline 21 milvon geçiyor. Lner İpekoğlu'nun da aynı biçimde laboratuvar harcamalan kesintilerinden sonra eline ayda 14 mil- von geçiyor. Bu paraya da haftada bir gün danışmanlık yapıyorlar." SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Acaba 'Oyun' Bitti mi? 'Akkuyu 9 ya Santral Yapılamaz' kampanyası e-posta : tan (a vol. com. tr YAŞARÖZTÜRK SİLİFKE - Akkuyu'da nükleer santral yapılmasına karşı çıkan Büyükecelı köy- lüleri ile Türkiye'mn dört bir yanındaki çevTecilerden son- ra Silifke basını da "Akku- yu'da Nükleer Santral Yapı- İamaz" kampanyası başlattı. Arkadaş Cevre Grubu, gaze- telerın protestolu birer örne- ğinı dev letin yetkili kuruluş- lannagönderdi. Sılifke'nın önde gelen ga- zetelerınden Göksu. haber yayınım durdurarak tüm say- falarını Akkuyu Nükleer Santralı'na tepkilere ayırdı. "32 süruna manşetle kam- panya"" başlattıklarını belır- ten Göksu gazetesimn yöne- ticısı Turhan Baloğlu. şunla- n söyledi: "Nükleer santralı hayatta yapamazlar. Nükleersantra- İı kimler istiyor. V öre halkı yöresindeyapdacakbir sant- ralı istemiyorsa. bunu her ve- sileyleaçıklıyorsa gene de ora- da santral yapma inadı aca- ba nereden kavnaklanıvor. Kimler, hangi maksat ve çıkar uğruna bu zehirsaçacaksant- ralı ille de kuracağız diye di- retiyor? Akarsulann bu ka- dar bol olduğu .\kdeniz Böl- gesi'nde hidrolik santrallar yerine nükleersantrallar kur- mak Akdeniz'i gözden çıkar- mak anlamınagelmiyor mu?" Göksu gazetesme tam say- fa açıklama yapan Silifke Be- lediye Başkanı A. Sadık Av- cı da şöyle diyor özetle: "Kaybettiğimiz doğa, ya- şam ve memleketsadecesizin ya da bizim değil, hepimizin- dir. Tarihi ve dogal güzellik- leri göz önüne ahndığında ye- şil ile mav inin. dağ ile denizin kucaklastığı Akdeniz'in cen- net köşelerinden biri olan Ak- kuyu'ya kurulacak bir nük- leer santral tümdeğerleriyok edecektir..." Yerel basının kampanya- sına destek veren Arkadaş Cev re Grubu da gazetelenn bırer orneğını Cumhurbaş- kanlığı. Başbakanlık. Dışiş- len Bakanlığı, TBMM Baş- kanlığı. ÇevTe Bakanlığı ve Enerji BakanlığVna faksladı. j nsan nelerhatırlıyor... Soğuk Savaş'ın, gemi azı- I ya aldığı yıllar, 1950 kışı, uğursuz ve karanlık bir kış. Moskova Radyosu'nun Türkçe yayınında. Erdem Yoldaş (Lâz Ismail) açıyor ağzını, yumuyor gözu- nü: Türkiye Sosyalist Partisi aleyhine, demediğıni koymuyor. Esat Adil Bey'den. (sesi hep yorgun, gözlerı daima mahzun), ertesı gün 'Gerçek'tekı baş- yazısında zehir zemberek bir cevap! Işin buraya ka- dannda, herhangı bir fevkalâdelik yok; tuhaflık bun- dan sonra başlayacaktır. Sovyet TASS Ajansı'ndan iki muhabir. birkaç gün sonra. eskı Vakit Yurdu'ndaki Gerçek İdarehane- sine 'damlıyorlar': sarışın, mavi gözlü. iyi kötü Türk- çe konuşabilen. iki Rus. O tarihte, o kadar alışılma- dık bir şey ki bu, bir an kendimizi Hollywood'ın es- rarengiz casus filmlerinden birinde sanıyoruz. Esat Adil Bey'in odasında, o, 'San' Mustafa (iyi Rusça konuşurdu). iki muhabir, bir de ben, bir süre hoşbeş etmiştik; ziyaret besbelli. bir 'nezaket' ziyaretıydi; za- ten bırer kahve içip, kalkıp gittıler. Bilir misinizkı, TSP'nin 'kapatılması' ile ilgili, istan- bul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada, bu zi- yaret. Parti'nin ve Gerçek gazetesimn 'aleyhinde' önemli bir 'delil' olarak zıkredilmiştır. Mahkemede du- rumu izah ederken, 'hey'et-i hâkime'yl. olayın sıra- danlığına bir türlü inandıramadığımı, ellerimle tutar- casına görüyordum. 'Soğuk Savaş', SSCB aley- hinde 'Sistem'in yüruttüğu ağır ve yoğun propagan- da, ülkemizde öyle bir hava yaratmıştı ki, sadece Ka- radeniz'in karşı kıyısında yaşıyor olmak, birisinin 'düşman' gibi görülmesineyetiyordu.VVashington'ın 'oyununa' öylesine kapılmıştık. SSCB dağıldı, acaba oyun bitti mi? Bunu anlama- nın yolu, bizim için de, Ruslar için de Wolfowrtz ve Jeremiah Raporlan'na bir gözatmaktan geçiyor. 'Hangi temel düşünce?.. 1 Fransa'da yayımlanan 'La Defense Nationa- le/Ulusal Savunma' dergisınin direktörü Paul Marie de la Gorce, ilk raporu yorumlarken, şu sa- tırların altını önemle çizmiş: "... rapora göre, Avrupa'daki 'istikran'; ya Rus- ya'da milliyetçiliğin dirilmesi, ya da Rusya'nın SSCB'den ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiş ül- keleri, yeniden kendisine bağlaması teşebbüsü bozabilir: Ukrayna'yı, Beyaz Rusya'yı, belki da- ha da başkalannı! Işte burada, gelecek yıllara değgin Amerikan dış politikasmın hangi temel dü- şünceye dayandığı meydana çıkıyor ne pahası- na olursa olsun, eski Sovyetler Birliği'nin dağı- nık halde kalmasını korumak; hatta gerekirse, bu dağılmayı hızlandırmak; hangi şartla olursa ol- sun, Rusya'da, ya da Rusya'nın etrafında, güçlü bir süper devletin tekrar oluşmasını önlemek!.." Her şey yeterince açık ve anlaşılabilır değil mi? He- le Jeremiah Raporu'nun 'içeriğine' de şöyle bir bakarsanız!.. O raporda, ABD'nin gelecekte karşı karşıya kalabileceği 'çatışma senaryoları', uzman kurmaysubaylarcatasarlanmış; bunlardan ikisi ABD ile Sovyetler Birliği'nin çatışmasıyla ilgili: birisi Irak'la bir çatışmayı öngörüyor, bir başkası Kuzey Kore'yle -ya da ikisiyle birden- bir çatışmayı hesaplamış; ay- rıca Panama'y'a bir. Filipinler'le bir, Güney Ameri- ka ve Uzakdoğu'daki adı zıkredilmemış iki ülkeyte birer çatışma senaryosu hazırlamışlar. Jeremiah Raporu'nun özü, 'mevcutsınırtannın öte- sıne taşmayı öngördüğü takdirde, Rusya'yla yaşa- nabilecek bir çatışma'; Paul Marie de la Gorce, yo- rumunda bu hassas noktayı ayrı bir önemle belirt- miş, diyor ki: "... açıkça anlaşılıyor ki, Körfez Savaşı sırasın- da desteğini sağlamak; ya da, nükleer ve kon- vansiyonel silahsızlanma anlaşmalannı gerçek- lestirip, uygulamasına geçebilmek niyetiyle, dav- ranışını zaman zaman yumuşatmış olması bir kenara bırakılırsa; ABD, açıkça SSCB'nin çökü- şünü amaçlamıştır. Öyle ki, Sovyetler'de merke- zi bir iktidann mevcudiyeti, Birleşik Amerika'nın siyasal ve stratejik çıkarlan bakımından yarar- sız sayıldığı anda, SSCB'nin dağılışı gündeme gelmiş, bunun ilk işaretleri, Amerikan yetkilile- rin çoğunluğu tarafmdan fark edilir ediimez de, temel stratejik amaç artık bu olmuştur. Wolfowitz Raporu'ndan aktardığımız bölümler bunu açık- ça gösteriyor..." (Le Monde Diplomatique. Nisan 1992, s. 14). Rusya Federasyonu'nun 'ahval-i perişanı' orta- da, bunu anlamak için uzun boylu araştırmalara hiç gerek yok; sadece Çeçenistan olayını görmek, ya da son seçimlerde eski komünistlerin nasıl güçlen- diğini fark etmek, yeterlı; Yeltsin'in, -'küreselleştıril- miş' ve 'özelleştirilmiş' hemen bütün eski 'Doğu Blo- ku' ülkelerinde olduğu gibi- gittikçe daha zor, gittik- çe daha sarsıcı olaylarla karşılaşması (Lebed Olayı gibi) muhtemel; bu şartlar altında, en azından Rus- ya'nın 'onurunu' kurtarabilmek için, Çin'le- bu ara- da tabiı Türkiye ile de- bazı ciddi anlaşmalar yap- ması, normal sayılmamalı mı? HeleWolfowto ve Jeremiah Raporlan'nın 'muh- teviyatını' öğrendikten sonra!.. Avrasya projesi de... /"* ünkü ış, sadece Rusya Federasyonu, Irak, Gü- Vj/ ney Amerika'daki ya da Uzakdoğu'daki ismi zik- redılmemiş devletle bitmiyor; Birleşik Amerika'nın geleceğıni tasarlayan uzmanlar, işı adamakıllı kap- samlı tutmuşlar, o kadar kı, 'Soğuk Savaş' dönemi- nin Avrupa'lı 'sâdık müttefıkleri' de, aynı açıdan ele alınmış, davranışlannm olumlu ya da olumsuz yan- lan tartışılmış, karara bağlanmış. O konudaki tesbit- ler gözden geçirilirse. VVashington'ın 'ABD'nin Dün- ya Hâkimiyeti' bahsınde, ne kadar kararlı, ne dere- ce sebatlı olduğu daha açık görülmektedir. O noktaya da ılişeceğiz ama, şu kadarı bile, Mos- kova ile Pekin'in -adeta bir çeşit müdafaa-yı nefs içgüdüsüyle- aralannda bir anlaşmaya gitmiş olma- lannı makul göstermiyor mu? Zaten Avrasya Pro- jesi de, bu bilgilenn aydınlığında, gerçek manasına ve muhtevasına kavuşuyor. Yanlış mıyım? http:// www. prizma.net. tr/A İLHAN http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear