Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13OC/İ 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER
Rus S-300'leri, Türkiye'yi müzakerelerde sıkıştırmak amacıyla adaya yerleştiriliyor
Füzeler, Demoldes'in kriıoıOZGE> ACAR
AÎVKARA (Cunıhuri>el) - Kıbns
sorunu ilî ılgıli ıkı temel mûzake-
reyle eşzananlı bir planlama çerçe-
vesındeRo; (S-300>füzelerinınada-
. ya. Türki-e \e KKTC üzennde 'De-
fnokkslnkba" etkısi yaratmak ama-
cıyla yerlî^tinlmek istendiğj anlaşı-
- lıyor.
Ankarî caki diplomatik kaynak-
lar. Kıbnssorunu ile ilgıli önemlige-
lişmeleri özetle şu noktalarda toplu-
yorlar:
Çeyrek vüzyılı aşkm bir süredir
çözümlenrreyen Kıbns sorunu için
1997"nin TnüzakereyıtT olacağı çok
önceden siliniyor. Ayrıca. haziran
ayında Kıbns'ın Avrupa Birligi'ne
tam üyeliği görüşmeleri de başlaya-
cak. Her iki müzakerenin en azbiryıl
sünnesi bekleniyor. Rus füzelerinin
de 12-18 ay ıçinde Güney Kıbns'a
teslim edilebileceğıne dikkat çekili-
yor.
Geçen yıl ABD Başkanlık \e BM
Genel Sekreterlik seçimieri nedeniy-
• ABD ve AB 1997"de Kıbns sorununun çözümü için
harekete geçecek. Müzakerelerin sonuç alıcı aşamasında
füzeler adaya getirilecek.
• Rumlann, ABD ve AB'nin girişimlerine destek amacıyla
Rusya'yı da sorunun içine çekmek istediği. bu nedenle
fîizeleri gündeme getirdiği tahmin ediliyor.
le'temeldençözünTçabalan 1997've
ertelenen 'Kıbnssorunu' ile ilgıli gi-
rişimler, çeşıtlı merkezlerde avnı anr
dabaşlatılacak. Kıbns sorununun te-
meldençözümüneyönelikgirişimler
ise şu üç noktada toplanıyor:
Temel çözüm arayışlan
A)Ne» Yörk: Yenı B\l Genel Sek-
reteri. Kıbns sorunu konusunda ye-
ni girişımlerde bulunacak.
B)\Vashington: ABD'nin yeni yö-
netiminin dış politika uzmanlan ça-
lışmalannı. şımdıye değin görülme-
miş boyutta Kıbrıs sorunu üzerine
yoğunlaştıracaklar.
C) Londra: Kıbns anlasmalanna
taraf İngıltere. bizzat Dışışleri Baka-
nı düzeyınde girişimlerini yüksek
düzeyde sürdürecek.
Temel çöziim arayışları dışında
dolaylı, ancak etkin bir oluşum da
Brüksel'de tezgâhlanacak. Avrupa
Birliğfnin 6 Mart 1995 tanhınde
Türkiye ile gümrük bırliği sürecıni
başlatma kararına karşılık Yunanis-
tan'ı tatmin amacı ile Kıbns Rum
toplumunun "tam üyelik' müzakere-
lerinın. AB hükümetler arası konfe-
ransının bıtimınden 6 ay sonra baş-
latılmasını kararlaştırmışiı.
Bu karar çerçevesinde. ABD ile
Rumlararasındaki tam üyelık görüş-
meleri haziranda başlayacak.
Diplomatik alanda ortaya çıkan bu
gelişmelen dıkkatealan Rum yöne-
tımınin, SSCB'nın dağılmasından
sonra dışlanan \e ekonomik sorun-
lar ıçinde olan Rusya'yı da S-300 fti-
zelen ile Kıbns sorununun içine çek-
mey ı planladığı gözleniyor.
Bir yıl sünnesi öngörülen 'Kıb-
ns'ta temel çözüm arayışlan \e
AB*\e tam üvelik" ınüzakereleri ile
füzelerin adaya teslimi için öngörü-
len sürenın eşzamanlı olarak yürütül-
düğü anlaşılıyor.
Böylece KKTC ve TC, çok yönlü
diplomatik baskılar altına alınarak
'Demokles'in kıbcı* biçiminde bir
tehdit ile müzakere masalannda 'pes'
ettırilmeye çalışılacak.
1997 yılı için belirlemeye başla-
yan Kıbns takvimi konusunda şu ve-
rilerden söz ediliyor:
1. S-300 füzel'eri ile ilgili açıkla-
manın ardından BM. ABD. İngilte-
re'nin Kıbns temsikileri' ya da'ara-
buluculan'.bu haftadan itibaren böl-
geye gelerek ilk yoklamalan yapacak
ve taraflardan "adada geriiimi tır-
mandırmaya yol açacak da> ran ışlar-
dan kaçınmaiannf isteyecekler
2. İkıncı aşamada. ABD, BM ve
İngiltere'nin Kıbns temsilcileri böl-
geye yeniden gelip. "temel çözüm
arayTŞİarTna geçiş aşaması ile ilgili
çalışmalan başlatacaklar.
•Batı'nın Kıbns sorumınu çözme
azmini' İngiltere'nin Ankara'daki
büyükelçisi Sir Kieran Prendergast
Cumhuriyet"e şöyle anlattı:
"1974'ten beri Kıbns, çözülmesi
daha zor olan sorunlardan daha az
ikrieme göstermiştir. Bu nedenle. dı-
şişjeri bakanımız. bu konuda y üksek
derecede bir rol o> namamız gerekti-
ğine karar verdiveşöylededi: 'İsraıl
ve Filistın arasındakı sorun. Kıbns
sorunundan daha zor ve kanmaşıktı.
Örneğin Kıbns'ta bir Kudüs yoktu-
Denktaş. BM'nin düşüncelerinin
yüzde 90'ını kabul ettiğini açıkladı.
Böylece. çoğu konu aşılmıştır. Ikı
halklı. eşıt siyasal haklara sahip bir
federasyon konusunda anlaşılrnıştır.
Ortadoğu'da gelişme sağlayabiliyor-
sanız. e&er Namıbva ve Endonez-
ya'da sorunlan çözebiliyorsanız.
eğer Bosna'da bir anlaşma sağlaya-
biliyorsanız. Kıbrıs neden eşsiz bir
sorun olsun?' Bakanımız.bununde-
nemeye değer oiduğunu düşünüyor.
Şimdİ bizim yaptığunız da budur. de-
nemek.'"
AB ağız değiştiriyor
Batı'dan Ankara'ya telkin
'Çffler'e
uymayın
1 -Burgaz-Dedeağaç-
Lefkoşa hattı
2- Havayolu ile
3- Martş-
Cebelitank-
Lefkoşa hattı
4- Gemiler
bandıra
ıştirecek.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Batıh ülkeler. NATO
müttefıki Türkiye'nin. tüm iti-
razlara karşın Rus yapımı S-
300 ftizesi almaya hazırlanan
Güney Kıbrıs Rum Yöneti-
mi'ne karşı "savaş durumu-
mı" çağnştıran uyanlannı ıs-
rarla sürdürmesinden duyduk-
ları rahatsızlıgı Ankara'ya
ilettiler. Batılı ülkeler. Başba-
kan Yardımcısı \e Dışışleri
Bakanı Tansu Çiller'in, geç-
mişte oldugu gibı iç politika-
da sıkışınca dış politık konu-
ları kullanmasının uzun vade-
de Türk dış politikasına olum-
suz etkı yapacağına dikkat
çektıler.
ABD'nin Türkiye Büyükel-
çisi MarcGrossman, Milli Sa-
vunma Bakanı Turhan Ta-
yan'ın Rus fuzelerinin Rum
tarafına yerleştirilmesi duru-
rhunda Rumlann vurulabile-
ceği yolundaki uyansının ar-
dından geçen perşembe günü
Başbakan Necmettin Erba-
kan'ı ziyaret etti. Grossman'ın
Erbakan'a. Türkiye'nin sava-
şa zemin hazırlayacak kışkır-
tıcı açıklamalardan kaçınması
talebinde de bulundugu ögre-
nildi.
Kıbns'ta garantör ülkeler-
den olan tngiltere'nin Türkiye
Büyükelçisi Kieran Prender-
gasit"ın da Dışişlen Bakanlıgı
Kıbrıs ve Yunanistan işlerin-
den sorumlu Dışişlen Bakan-
lıgı Müsteşar Yardımcısı Bü-
yükelçı Inal Batu'vu ziyaret
ederek Türkiye'yi kışkırtıcı
açıklamalar yapmamaya ça-
ğırdıgı belirtildi.
Kıbrıs sorununun çözü-
münde anahtar ülkeler konu-
mundaki ABD ve İngilte-
re'nin **üslü kapair uyarı ni-
teliğindeki bu girişımlerinın
hemen ardından Dışışleri Ba-
kanı Çillerin. cuma günü dü-
zenlediöi basın toplantısında.
bir soru üzerine "Ya konmaya-
cak. ya konnıayacak. Eğer ko-
nursa gereken >apüacaktır. Bu
vapılacaklar arasında vurmak
varsa. o da vapılacaktır" de-
mesinın Batı'dacıddirahatsız-
lığa neden olduguna dikkat çe-
kildi.
Bir Batılı diplomatik kay-
nak. bu konuda şu göriişlen dı-
le getirdi: "Türkiye'nin ilk
başta bu konuda izlediği tavır
sert. ama itidalli idi. Bu arada
bt/im. Rumlar nczdindt Rus
füzelerini almamalan \olunda
>aptiğımız diplomatik girişim-
İer son derecesert oldu. Ancak
hafta içinde Türkiye'de savaşa
zemin hazııiay acak sert açıkla-
malar yapılnıası. Ankara'nın
düşündüğünün tersine. kendi
aleyhineoldu. Lstelik Türkiye.
müttefiklerinin telkinlerinigö-
zardı etti ve bize şamar atmış
oldu. Daha öncc baskılanmız
Rum taran üzerindeydi. Şim-
dj hem Rumlar hem de Türki-
ye üzennde baskı yapacağız.
Çünkü Doğu Akdeniz'de bir
savaş havası yaratılması bizi
ciddi biçimde rahatsız edivor."
Füzelerin taşınması için 4yol
ML RAT İLEM
ATİÎNA-Atına'dakı askerı
gözlemcilere göre Türkiye tîizelerin
adaya gelışinı kesinlıkle
engelleyemez. Tehlikenin boyutunu
ise yaşayarak görecek. S-300
fuzelerinin. Türkıye-\"unanıstan-
Kıbns üçgeninde neden olduğu
gerginlik sürürken Türkiye'nın
füzelerin adaya gelışinı
^engelleyemeyeceğı ortayjı jıktı.
*A<irta^iaI(i â*eri ve diplemarik* ~
çevrelere göre Rum-Yunan-Rus
eksenine. füzelerin geliş aşamasında
Bulgaristan da dahıl olacak.
Söz konusu çe\ relere göre GKRY
tarafından alınan üç batarya S-300
flizesinde 96 roket bulunuyor.
Sistemin mobil olması. geliş
yolundaki bazı engelleri ortadan
kaldıracak nitelikte. Bu çerçevede.
Türkiye füzelerin adaya gelişini
engelleyemez: Rum tarafına gelişi
öncesinde büyük gızlılik ıçinde
hazırlanacak olan örtülü yeraltı
depolannın yerini ise çok zortespit
edebilir. Hava uçuşları ile füzelerin
yeri saptansa dahi. mobil oldukları
IÇIM gezer rampalan sayesinde
hemen başka bölgeye
kaydırılabilır. Bu durumda Türkiye
füzelerin adada oiduğunu. ancak bir
savaş durumunda. ilk roketin
gökyüzüne çıkması ile öğrenecek.
İlk atıştan sonra yer tespiti
yapılamazsa, ıkincı ve üçüncü atış
için mobil rampalar aldıklan uyan
üzerine yeni hedeflere
kılitlenebilecek. Atina'dakı asken
gÖzkm^ilere^öre Türkiye. füzelerin
nedefefcılrrlenTnesini. ancak gorerek
uyan alan radar sistemint elektronik
olarak kör ederek ya da imha ederek
önleyebilir. Bu durumda iki bölgeyı
ayıran yüksek sıra daf lar üzerinde
kurulacak olan yeni radar tesisleri
ilk aşamada vurulursa füzeler yerde
emir bekler şekilde açık hedef
durumuna gelecek.
Füzelerin yol planı
Krizı yakından izleyen diplomatik
gözlemcilere göre 7 aylık süreçte
adaya gönderilecek olan üç
bataryalık S- 300 füzesi dört şekilde
adaya getirilebilir.
# f ürkive'nin Rus. Rum ve Yunan
gemilerini boğa/iia arama ihn'maline
karşılık rampalan taşıyan gemi
başka üikenin bandırası altında
seyahat edecek». (Rumlar T-80
tanklannı. bu şekilde adaya
getirdiler.)
# Rampalar denizyolu ile
Bulgaristan"ın Burgaz Limanf na
getirılip buradan karayolu ile
Yunanistan'ın Dedeağaç Limanf na
ta^ındıktan sonra. Türkiye'nin
egernenlik alanı dışında kalan
bötgelerden denizyolu ile adaya •
intikal ettirilecekler...
# Havayolu ile Lefkoşa'ya
götürülebilirler... (Bu durumda
sistemin bazı bölümlerinin sokülmesi
gerekiyor.)
# Gözlemciler. en düşük ihtimal.
yani son çare olarak ise füzelerin
Kuzey denizi-Manş-Cebelitarık yolu
izlenerek Akdeniz'e
getirilebileceğini belirtiyorlar.
Gözlemcilere göre bu durumda
Türkiye. füzelerin adaya gelişini
kesinlıkle önleyemeyecek. Türkiye,
sistemin kullanılması durumunda
tehlikenin boyutunu yaşayarak
görecek
3. Bu çalışmalar sürerken Brük-
sel'de AB karargâhından Kıbns'ın
tam üyeliği ile ilgili görüşmelerin ha-
ziranda başlayabileceğine ilişkin ilk
demeçlerverilecek.
Nitekim. Rus füzeleri olayı ile il-
gili gelişmeden hemen önce konuş-
tugum AB'nin Ankara'daki temsılci-
si Mkhael Lake. Kıbns sorunu ile il-
gili olarak 199"? yılındaki beklentile-
rini şöyle açıkladı: "Buyıl büyük bir
caba beküyonım. Kıbns sorunu bü-
v ük bir zoıiama ile karşı karşıya ka-
İacaktır. Bu konuda büy ük çaba har-
canacaktır. Kıbns'ta 1997'ninilky^-
nsında. BM Genel Sekreteri'nin ge-
nel görüşlerine uyan bir formül bul-
ma amacı vardır. Altı ay sonra (hazi-
ran) tüm ada için \B ile başanlı nıü-
zakereler başlatma amacı güdülmek-
tedir. Bu \arsayıma göre. müzakere-
lerin sonucu 1998yılının başına denk
düşmektedir. Budurunıda.önümüz-
de j oğun bir > ü \-ar." .
Türkiye. bu aşamada. "Kıbns
Cumhuriyeti'ni kuran anlaşmalar-
da yer aîan açık hükme göre. Kıb-
ns'ın Türkiye \e Nünanistan'ın
üye olmadıklan bir uluslarara-
sı örgüte üye olması olanak
dışıdır" görüşünü Anka-
ra'daki AB ülkelerinın
büyükelçilenne anlat-
maya çalışacak.
Tepkiler
Ancak, bu konuda bazı ilgınç ge-
lişmelerin olduğu da gözden kaçınl-
mamalıdır. Bunlardan bırincisı:
AB yetkılılen bugüne değin 'So-
run çözümlenmedikçe Kıbns'ın tam
üyeü^j gerçekleşemez' görüşünü sa-
vunuyorlardı. Oysaşimdı. 'sorun çö-
/ümlenmediği takdirde tek başına
Güney Kıbns \ önetimi ile tam üye-
lik müzakerelerinin açdabileceğiyö-
nünde görüşler' öne sürmeye başla-
dılar.
Ikincisi: Ankara'nın. "Kıbns;
Türkiye ve Yunanistan'ın üye olma-
dığı uluslararası örgütlere üye ola-
. maz' ıddiasınatepkileri şöyle: "Kıb-
ns'taki tüm gelişmelerden sonra, bu
artik demode olmuş bir ilkedir. Kal-
dı ki. Kıbns Cumhuriyeti. tngiltere
l luslar Topluluğu (Commonnealth)
ile Lluslararası Bağlantısı/Jar grubu-
na katıldıgında Türkiye. bu konuda
ses çıkarmamış ve tepki gösterme-
miştir." Almanya Büyükelçisi Dr.
Hans-Joachim Vergau'nun. bıraz
farklı düşündüğü şu sözlerinden an-
laşıîıyor: "Alman hükümerL kesin-
likle Kıbns'ın AB'ye katıhmı konu-
sunda bir girişimde bulunmayacak-
tır. Kıbns sorununda BM ilkeltrine
uygun bir çözüm bulunmadığı süre-
ce. bu kanlımın gerçekleşmesini ola-
naklı görmüyor."
POLİTIKADA
SORUNLAR
ERGUN BALCI
Çiller, Türkiye İçin
Tehlikelidir
ABD Dışişlen Bakanlıgı Sözcusü Nicholas Burns.
Dışişlen Bakanı Tansu Çiller'i 'akılsızlıkla' suçladı.
Türkiye açısından yenilır yutulur tarafı olmayan bir
açıklama bu. Ama elinizı vıcdanınıza koyup düşünün.
Haksız mı adam?
Türkiye'de DYP ile Çiller'in basmımızda hâlâ kalmış
birkaç şakşakçısının dışında herkesin bildiği bir gerçe-
ği dile getirmiş Burns.
Siz. Moskova'da Rusya Başbakanı Viktor Çerno-
mırdin'le görüşmesi hakkında gazetecılere açıklama
yaparken yumruğunu masaya nasıl 'dört kez vurduğu-
nu' ve 'tarıh yazdığını' anlatan bir Dışışleri Bakanı'nın
bu davranışınm akılcı oiduğunu ıddia edebilir misinız?
Çiller, Kıbns Rumlarının Rusya'dan satın aldığı S-
300 füzeleri ile ilgili olarak "Bu silahlar, oraya ya kon-
mayacak, ya konmayacak" dedi.
Peki konursa?
"O zarnan ya vururuz, ya vururuz."
Vurursak?
Yunanistan'la ya savaş çıkar, ya savaş çıkar.
Savaş çıkarsa?
ABD ile Avrupa Biıiiği Türkiye'ye ya amborgo koyar,
ya ambargo koyar. Bu arada Rusya da Türkiye'ye kar-
şı ya Atina'nın yanında yeralır ya Atina'nın yanında yer
alır.
• • •
Şaka bir yana, Türkiye onurunu ve ulusal çıkarlannı
savunmak için her şeyı goze alır. Başka çare kalmadı-
ğı takdirde Kıbns Rum kesımındekı fuze rampalannı da
vurur.
Ama füzelerin Rum kesımine gelmesine daha 12 ay
var. Gerek Avrupa, gerekse ABD'de hava Türkiye'nin
lehinde; Rumların uzun menzilli füze almasını kınayıp
kışkırtma olarak niteliyorlar.
Tansu Çiller ile "Kıbns'ı abluka ederiz" diye talihsiz
bir demeç veren Savunma Bakanı Turhan Tayan. Tür-
kiye lehındeki olumlu havayı 24 saat ıçinde 180 dere-
ce değiştirmeyı başarıyorlar.
Henüz diplomatik yollar denenmeden, savaş ve ab-
luka sözcüklerinin telaffuz edilmesı. Batı'da soğuk duş
etkisi yapıyor.
• ••
Turhan Tayan, tecrübesizliğtnden, heyecanından bir
gaf yapmış olabilir.
Ama Çiller bunu hep yapıyor.
Kardak krizı sırasında da, Türkiye'nin Ege'de savaş
nedeni (casus belli) olarak sadece Yunanistan'ın kara-
sulannı 12 mile çıkarmasını kabul ettiğini düşünmeden
ya da bilmeden, ulkemızı savaşın eşığine getirmiş, Çil-
ler'in gafını zamanın Dışişlen Bakanı Deniz Baykal dü-
zeltmişti.
Sabah gazetesinde Sayın Güngör Mengi, önceki
günkü yazısında "S-300 füzelerinden daha buyük teh-
like, Ankara 'daki başarıya aç polıtikacılardır" diyordu.
Çiller. bu politikacı tıpının önde gelen örneğidir.
Yüce Divan'a gitmekten kurtulmak ıçın Refah Parti-
si ile koalisyon yapan, bir türlü hesabını veremediği
muazzam serveti hakkındaki soylentılerden ve basının
sert eleştırilerınden bunalan Çiller. dış politikada herfır-
satta ön plana çıkıp. kahramanlık yapmaya özen gös-
termektedir. Böylece dikkatlen dağıtıp, puan kazana-
cağını ummaktadır.
• • *
Ancak Çiller'in bu girışımleri Türkiye'ye çok pahalı-
ya mal olmaktadır. Nitekim Kardak knzı sırasında Yu-
nanistan'la savaşın eşiğıne gelen Türkiye. günumüz-
dekı bunalımda da Çiller'in 'vurdulu, kırdılı' çıkışlan yü-
zünden hem sert tepkılere. hem de ABD Dışişlen Ba-
kanlıgı Sözcüsü'nün küstahça açıklamasına hedef ol-
muştur.
Çiller. köşeye sıkışmış ve çaresiz bir durumda.
Çaresiz insan, sıkıştıgı köşeden kurtulabilmek için
her şeyi yapabilir. Bu insan Dışışleri Bakanlıgı koltuğun-
da oturuyorsa, Türkiye'yi savaşa bile sürükleyebilir: en
azından Kardak krizinde olduğu gibı. ülkeyı bir kez da-
ha savaşın eşığine getirebılir.
Tansu Çiller. Türkiye için tehlikelidir.
KARflCAN
DUNYANIN
EN ÜNLÜ VE EN YETKİLİ
TEK OTO KATALOĞU
ABD meldk dipl
Dış Haberler Servisi - ABD Dışişle-
rı Bakanlıgı Güney doğu Avrupa Da-
ıresi Müdürü Carey Cavanaugh Kıb-
rıs'taki füze gerginliğinı gidermek
amacıyla dün adaya geldi.
Kıbrıs Rum Yönetimi liden Glafkos
Klerides ve KKTC lıden Rauf Denk-
taş'la görüşecek olan Cavanaugh. bu-
gün Atina'ya geçecek. Cavanaugh çar-
şamba günü de Ankara'ya gıderek Dı-
şışleri Bakanlıgı Müşteşan Büyükelçi
Onur Öymen ve Kıbns-Yunanistan
ilışkilerinden sorumlu Müsteşar Yar-
dımcısı Büyükelçi İnal Batu ile görü-
şecek.
Türk tarafı görüşmelerde, ABD'nin
Kıbns Rum Yönetimi'nin S-300 füze-
• Gerginliği düşürmek amacıyla Kıbrıs'a giden
ABD Dışişlen yetkilisi Carey Cavanaugh, daha sonra
Atina ve Ankara'ya geçerek temaslarda bulunacak.
leri alımını engellemesıni ısteyerek söz
konusu silahlann sadece adada değil.
bölgedeki dengeleri değıştirmeye yö-
nelık bir gırişim oiduğunu vurgulaya-
cak.
Ankara. 160 kilometre menzilli S-
300'lerin Rum kesimi ve Rusya'nın id-
dia ettiğı gibi. savunma amaçlı olma-
dığını. saldın niteliği taşıdığını. üstelik
ufak değişikliklerle karadan karaya he-
deflere kullanılabıleceğinindealtınıçi-
zecek.
Türk vetkililer. S-300'lerin Kıbns'ta
banş ve güven ortamına vuracağı dar-
beye de dikkat çekerek ABD'den. Rum
kesımıni "dahafazlasilahlanarakgeri-
limi daha fazla arttırmaması için açık
bir dille uyarmasını" isteyecek.
Türk vetkililer ayrıca. Kıbrıs Rum
Kesimi nin diyalog yerine sılahlanma.
AB'ye tek taraflı üyelık başvurusu gi-
bi ginşimlerle Türk tarafı üzennde bas-
kı oluşturmaya çalıştığını da belırterek
ABD'nin Rumları daha çok toplumlar
arası diyaloğa teşvikı gereğine işaret
edecek.
basladı
Amerikalı dıplomatın ise görüşme-
lerde. ülkesınin Rum kesiminin S-300
fuzelerinin alımına yönelik tepkisini
dile getırmesı. ancak Türk tarafına da
"aşın tepki \ermeyin" mesajı vermesi
bekleniyor.
Cavanaugh'nun bir süre önce gü\en
arttıncı önlemler çerçevesinde. Türk ve
Yunan savaş uçaklarının Kıbrıs üzenn-
de uçuşlannın 8 ay lığına dondurulma-
sı önerisı. Türk tarafinca kabul edilır-
ken Atına ve Rum kesimi tarafından
reddedilmışti.
Rum kesınıı. Cavanaugh'nun bölge-
ye zi\ areti öncesinde y aptığı açıklama-
da ise söz konusu öneriy ı yeniden tar-
tışmaya hazır oiduğunu bildirmişti.
ÖRÜŞ/ Prof. Dr.EROL MANÎSALI
S-300 füzeleri konusu uzun zaman-
dır Rumlann gündeminde idi ve işin bu
noktaya geleceği. üç yıl önce Rumla-
nn Atina ıte "Ortak Savunma Politı-
kası ve Ortak Savunma Alanı" dekla-
rasyonlan sonucu zaten belli olmuş-
tu. Son üç yıl içinde adada Yunan as-
kerı yığınağı arttı ve yine son bir yıl
içinde Yunanistan. Rum tarafında, ha-
va ve deniz üssü yapımına girişti. An-
kara hükümetleri, son üç yıl içinde bü-
tün bunlar yapılırken özellikle Tansu
Çiller hükümetinin başta olduğu sü-
re ıçinde gerekli önlemlerı almadı. Üs-
telık 1994 ve 1995 yıllannda TBMM ve
Milli Güvenlik Kurulu, Kıbns konu-
sunda hükümetten kullanabileceğı
"sağlam destek karartannı" da alıyor
ve kamuoyuna açıklıyordu.
Yunanistan ve Kıbrıs Rumlannın
aşın silahlanma ve "çrtayı yükseltme"
hareketinin başlangıcı 1994 yılının so-
nudur. Çünkü o tarihte Ankara hükü-
meti "Türkiye'yi gümrük birliğine sok-
ma ve bunu iç politik malzeme olarak
kullanma" telaşı içinde idi ve 1995'in
başında Yunan vetosunun kalkması
için Ankara'daki hükümet, "Rum yö-
netiminin Avrupa Brliği ile tam üye-
lik görüşmelerınin takvıme bağlan-
masına", Brüksel'in 24 Şubat 1995
bildırisine sessiz kalarak çok önemli
bir ödün veriyordu. Bu ödün karşılı-
Füzelerin Arkasındaki Gerçekler
ğında Yunan vetosu kalkmış ve 6 Mart
1995belgesi imzalanmıştı.
işte Atına'yı ve Rumlan cesaretlen-
diren de bu oldu. 12 Haziran 1995'te
Brüksel'de toplanan Rum-AB Ortak-
lık Konseyi, Rum yönetiminin. adanın
tümünü temsilen AB ile masaya otu-
racağını ve tam üyelik görüşmelerinin
belirlenen takvim içinde başlatılaca-
ğını açıklıyordu. Artık Rumlar, Anka-
ra'nın ödünü sonucu Brüksel'i arka-
lanna almışlardı. Öyle kı 6 mart belge-
sinin içinde bile (16. maddeye ilişkin
ekler) Türkiye, beş yıl içinde Kıbrıs
Cumhuriyeti ile (AB'ye göre Rum yö-
netimiyle) AB'nin, Rumlara uyguladı-
ğı serbest ticaret rejimı içine gireceği-
ni, Kıbns adını belirterek kendini yü-
kümlülük altına sokuyordu.
Bu dramatik gelişmeler, Atina ve
Rumlann çıtayı yükseltip Türkiye'yi
köşeye sıkıştırmalarına ortam hazır-
layan temel faktörler oldu. O dönem-
de, gerçekleri kamuoyunun dikkatin-
den saklamak isteyenler, şimdi kah-
ramanlık gösterileri yapmaya çalışı-
yorlar. O dönemde, durumun bu nok-
taya geleceğini. ayrıntılı olarak tü m il-
gilılere aktarmama ve basın yayın or-
ganlarında defalarca yazmanıa rağ-
men etkilı olamadı. Çünkü estirilen
"yalan rüzgân" çok güçlüydü.
1995'te hükümetin Rumlara ve Yu-
nanıstan'a verdiği ödünü telafi etmek
için 28 Aralık 1995'te Demirel-Denk-
taş deklarasyonu yayımlandı. 1996
Aralık ayında MGK Kıbrıs konusunda
karar aldı: yine Demirel, 28 Aralık
1996'da bir yıl önceki deklarasyonu,
basın önünde tekrarladı. 3 Ocak
1997'de ise TC ile KKTC arasında,
yeni bir ekonomik protokol imzalan-
dı. Ancak Brüksel cephesı buçün şöy-
le diyor: "Ankara 1995'te hükümet
olarak Yunan vetosunun kalkması
karşılığında, Rumlarla tam üyelik gö-
rüşmelerinin takvime bağ/anmasını
kabul etti, bizim için esas olan bu-
dur." Bugün Ankara hükümetinin
yapması gerekenler şunlardır:
1- Ankara ile KKTC arasında sa-
vunma ışbirliği anlaşması ımzalanma-
lıdır. Bu anlaşma 1960 anlaşmasmın
Türkiye'ye sağladığı hakların yerini al-
mayacak, "Rumlann Atina ile oluş-
turdukları ortak savunma politıkasını
dengeleyecektir." Bu anlaşmanın, üç
yıl önce yapılması gerekıyordu.
2- Ankara ve KKTC, Brüksel'e ayrı
ayrı nota vermelıler ve bu notada:
"Eğer AB, Rumlarla tam üyelik gö-
rüşme sürecini başlatırsa Türkiye ile
KKTC arasında Bülent Ecevit'/n
önerdıği doğrultuda özerkiik anlaş-
masmın yapılacağı" bıldirilmelıdir.
3- Ankara aynca füzelerin konuş-
landırılmasına. "herneyolla olursa ol-
sun izin verilmeyeceğini" Atina, Lond-
ra ve VVashıngton'a bildirmelidir.
Bunlaryapılmadan, Türk kamuoyu-
na yönelik ve ıç politika malzemeskni-
teliğınde yapılan açıklamalar, "havan-
dasudövmek" anlamınageiırvehiç
ama hiçbır ışe yaramaz. Aynen
1995'te bir taraflan Kıbns konusunda
ödün verırken diğer taraftan basın
toplantılarında "kargaların bile güle-
ceğı" şoven açıklamalar yapılması gi-
bi. O dönemde yapılan hataların,
uyuşmazlığı nasıl aleyhımıze geliştır-
dığı ortadadır. Lutfen aynı hatayı bu-
gün de yapmayalım. Atina ve Rum-
lar çıtayı yukseltmişlerdır. Türkiye de
sorunları.aynıdennlık ve boyutta kar-
şılamak zorundadır.
Türkiye caydırıcılığını gösteremez
ise bunun sonucunda Kıbrıs savaşı
değıl, Türk-Yunan sava$ı olur. Den-
gelerın bozulmaması ise savaşları ön-
lemenın en etkıli aracıdır.