Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatörü Hikmel
Çetinkaya • Yazıışlerı Müdurlerı
Ibrahim Yıldız. DinçTayanç (Sorumlu)
# Haber Merkezi Muduru: Hakan Kara
• Görsel Yönetmen Fikret Eser
Diş Habertcr Şinasi Damşoğlu # istıhbarat
Cengi/ Yıldınm 0 Ekonomı Bülent Kızanlık
• Kultur Handan Şcnköken 0 Spor:
Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler Sami
Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı
9 Fotocraf ErdoğanKöseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe fiuğra # V urt Haberlen Vlehmet Faraı;
Yavın Kunılu İlhanSelçııklBaşkın).
Orhan Erinç, Oktay Kurtböke.
Hikmet Çetinkaya, Şökran Soner,
Ergun BalcL Dinç Tavanç, tbnüıim
V ıldız, Orhan Bursalı. Mustafa
Balba>. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı. Muslafa Balbay # Haber Muduru Doğan
Akın Ataturk BuKan No: 125. Kat:4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat). Faks- 4195027 • Izmır Temsılcısr
Serdar Kızık. H Zıya BK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks
4419117»AdanaTemsılcısı ÇetinViğenoğlu. tnönuCd
119S. No 1 K.at:l.Tel. 363 12 11. Faks: 363 12 15
Müessese Muduni Erol Erkut •
Koordınator Ahmet Korulsan #
Muhasebe. Bûlent Yener • Idare
Hfiscyin Gürer • Işletme. Önder
Çelik • Bılgı-lşlem: Nail İnal •
Bılgısayar Sıstem Mûriivet Çikr
MEDYA C: 9 Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdur Cülbin
Erduran 0 Koordınator Reha
Işıtman 9 Genel Mudür Yardımcısı
Mine 4kdağ Te! 514 07 53 -
5139580-513&460-61.Faks 5138463
Vatımla>an te Basaa: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Yayıncıiık A Ş
furioc?ğ"ı C a d 3 9 41 C a g a l o ğ l u 3 4 3 3 4 Ist P K 2 4 6 lslanbul T e l ( 0 2 1 2 ) 5 1 2 0 5 0 5 ( 2 0 h a t ) F a k s ( O 2 1 2 I 5 1 3 8 Î 9 5
13OCAK.1997 İmsak: 5.49 Güneş: 7.21 Öğle: 12.20 tkindi: 14.43 Akşam: 17.05 Yatsı: 18.31
Urünlere
sanatsal bakış
• Haber Merkezi - Ege
Seramik ürünleri. 1997 yılı
takvimınde. klasik anlayışin
dışına çıkılarak fotoğraf
sanatçısı Nazif
Topçuoğlu'nun
objektifinden yansıtılıyor.
Sanatçının kadınsı formlara
ait düşlerinin penceresinden
ulaştığı ürünlerin yer aldığı
6 sayfalık takvimde.
seramik vevitrifiye
ürünlerinin kullanıldığı
kompozisyonlann
stilıstliğmi Clio Mutaf
üstlenmiş.
Balonla dünya
turu başansız
• CENEYT*E(AA)-
Balonla dünya turu yapmak
için bir haftâ içınde
gerçekleştırilen
girişimlerden ikincisı de
başansızlıkla sonuçlandı.
Isviçre Alpleri'nden
havalanarak yaklaşık ıki
hafta süren bır yolculukla
dünyayı dolaşmayı
amaçlayan lsviçreli
Bertrand Pıccard ile
Belçikah Wim
Verstraeten'ın diin yapmaya
çalıştıklan uçuş.
kalkışlanndan 6 saat sonra
sona erdi. Uçuş ekibı adına
konuşan bir yetkili. Piccard
ile VerstraeterTin. balonda
çtkan teknik sorunlar
nedeniyle uçuşlarına Fransa
üzennde son verdiklerini
söyledı. İngıliz milyarder
Richard Branson'ın hafta
içinde Fas'tan başladıği
balonla dünyayı dolaşma
girişımi de başansızlığa
ugramıştı.
Domuzu karısına
tercih etti
• NEW YORK(AA)-
Kocasının e\ hayvanı olarak
aldığı ya\Tu domuzdan
hoşlanmayan Edna
Denholm adlı kadının
kocasına verdiği "Ya
domuz. ya ben" şeklindeki
ültimatom. ters tepti ve genç
koca "Öyleyse sana güle
güle" diyerek kansmın
valizini eline tutuşturdu.
Eşinin kendisine böylesine
rest çekeceğini bir an bile
düşünmeyen Albie
Denholm adlı koca,
"Domuzumu ne kadar
sevdiğimi biliyordu. Beni
böyle bir tercihe zorlaması
hataydı" dedi.
MEB veliierden
pahatsız
• ANKARA (ANKA) -
Velilerin. dernek ve vakıflar
kanalıyla okul
yönetimlerinde söz sahibi
olmalan Milli Eğitim
BakanlığVnı rahatsız etti.
Bakanlık. okul
yönetimlerinde velileri
devre dışı bırakacak yeni bir
düzenlemeye gitme
yönündeki çalışmalanna
başladı. Yetkililer,
bağışlann yanlış
kullanımının önlenmesi için
veli örgütlenmelerinin
bakanlıkça desteklendığini
anımsatarak "Ancak bazı
kurumlarda bu sınırlar
aşılmış. Veliler hangi sınıfa
hangi öğretmenin
verileceğine bile kanşır
olmuşlar. Bunun önlenmesi
gerekir" dedi.
Kennedy
boşanıyor
• LONDRA(AFP)-
ABD'nin eski
başkanlanndan John F.
Kennedy'nin oğlu John F.
Kennedy "nin, dört ay önce
evlendiği Carolyn
Bessette'den boşanmak
üzere olduğu ileri sürüldü.
Ingiltere'de yayımlanan
Express gazetesinin dünkü
sayısında yer alan haberde,
Carolyn Bessette'in
boşanma tazminatı olarak
10 milyon dolar ya da eşinin
servetinin yansını talep
ettiği bıldirildi.
Kennedy"nin avukatlanna
göre ise çıftın evlenmeden
önce imzaladiğı kontrat
gereğı Bessette'in 650 bin
dolann üzerinde tazminat
isteme hakkı bulunmuyor.
Geçen eylül aymda evlenen
çıft. balaylannı Türkiye'de
geçirmişİerdi.
Tecavüz ediliyor, işkence görüyor, öldürülüyor ya da evlat ve eş acısı çekiyorlar
Ka<bıılan savaş vurayorALIER
Kadınlar toplu tecavüze uğrayarak. iş-
kence görerek, öldürülerek, evlat ve eş acı-
sı çekerek savaşlann en iğrenç uygulama-
lanna maruz kalıyor, en onulmaz acılany-
la karşılaşıyorlar.
Savaşlardaki toplu tecavüz olaylannı ko-
nu alan araştırmalarda, kitlesel tecavüzün,
çoğunlukla asken üstünlük sağlamış tara-
fın, saldırgan ırkçı dürtülerie zaferlerini ilan
etmenin ve karşı tarafi aşağılamanın bir ifa-
desi olarak gerçekleştirildiği belirtiliyor.
Bosna'daki savaşa vicdani retçilerle bir-
likte direnen ve kadınlar için kurulan SOS
hattında çalışan Stasa Zajoviç, Türk insan
haklan savunuculanna aktardıgı gözlemle-
rinde. Sırp askerlerin yalnızca Müslüman
ve Hırvat kadınlara değil, Sırp kadınlanna
da tecavüz ettiklerini belirtti. Zajoviç'in an-
latıklanndan bir bölüm özetle şöyle:
• 'Sayılan yaklaşık 400 bin olan kadınlar, kaçmamalan için
barakalarda çmlçıplak tutuldu. Aralannda 8 yaşındaki kız çocuklan
ile yaşlı kadınlar da vardı. Beş küçük kız Muhammedpur'de kurulan
askeri genelevde her gün 2 ile 10 askerin tecavüzüne uğradılar.'
•'Sırplarönce'düşmanlannın" kadınlan- renenler (War Resister Intemational) bül-
tenınde yayımlanan Koreli. Bangladeşli ve
Bosnalı kadınların uğradıklan toplu teca-
vüzlerle ilgıli anlatımlanndan örnekler ve-
rerek şöy le konuştu: "* 1937 ile 1945 yülan
arasmda Japonya'nın Kore'yi işgali sırasın-
da, 300 bin Koreli kadın ve genç kız köyle-
rinden. ailelerinden zoria alınıp kurulan as-
keri genelevlere yerleştirildiler. Comfort Wo-
men (rahatlarıcı kadınlar) olarak adlandt-
na tecavüz ettiler. Bu yetmeyince kendi mil-
letinin kadınlanna yöneldiİer. Ancak. teca-
vüzü sadece askerler yapmadı: Sırp ve Müs-
lüman komşular kav ga bile etmeden v ıllar-
dır birliktc vaşarken. Sırp ordusunun zafer
haberieri gelmey e başlay ınca. siv il erkekler
de komşulan olan Müslüman kadınlann
evlerine zorla girip tecavüz ediyorlardı."
Kadın hareketi savunuculanndan Vap-
rakZihnioğlu da savaş deyince ilk akla ge-
lenin kadınlara tecavüz olduğunu, kadın
bedeninin savaşın ganimetleri arasında bu-
lunduğunu savundu.
Zihnioğlu, araştıımacı Susan Brovtnmü-
ler' in hazırladığı ve Ulusiararası Savaşa Di-
nlan bu kadınlar, her gün ortalama 30-40
askerin tecavüzüne uğnıyordu. Kadınlann
büyük bölümü kiirtaj, çocuk düşürme, iş-
kence ve bakımsızlıktan öldüler. Bu gerçek-
ler,Japonlartarafından Zorunlu Cinsel Hiz-
mete Alınan Koreli Kadınlar Konseyi'nin
Kadınlar, yaşlan ne olursa olsun savaşın en iğrenç yönkriyle karşılaşıyor, en dayanılmaz acılannı yaşıyor.
çabalanyla ortaya çıktı." "'Pakistan, 1971
yrimda Bangtadeş'in bağımsızlık savaşına baş-
İaması üzerine 9 ay süren bir askeri hare-
kât düzenledL Savaş sırasında Pakistanlı as-
kerlere, köylerinden kaçınlarak toplanmış
genç kız ve kadınlara tecavüz emri verildi.
Böylece Müslüman bir ordu. Müslüman bir
ulusun kadınlanna yığınlar halinde teca-
vüz etti. Sayılan yaklaşık 400 bin olan bu ka-
dınlar. kaçmamalan için barakalarda çınl-
çıplak tutuldu. Aralannda 8 yaşındaki kız
çocuklan ile yaşlı kadınlar da vardı. 13 ya-
şındaki Hatıca, dört arkadaşıyla biriikte
okula giderken kaçınldı. Beş küçük kız Mu-
hammedpur'de kurulan askeri genelevde
her gün 2 ile 10 askerin tecavüzüne uğradı-
lar."
Ve Bosna
Azra (15):" ...Yüzüme bir v umruk indi,
bayümışun. Kendime geldiğunde yine teca-
vüze ugradım. Daha sonra sekizinin birden
tecavüzüne ugradım. l yandığımda bin üs-
tümde yatıyordu ve silahını alnuna daya-
mışü; uzun süre gözlerimin içine bakü. Öte-
ki bıçagını boynumda ge/diri\ordu."
Mirsada(l'7): •4
...Birgecede20'denfazla
adamın geldiği oluyordu. Gözümün önün-
de pek çok kıza tecavüz edip sonra öldür-
düler."
Son 30 yıldır iç gerginlik ve çatışmala-
nn yaşandığı Türkiye'de on binlerce anne
yüreğinde evlat acısıyla yaşıyor. Şehit an-
neleri mezar taşlannı okşayarak acılannı
dindırmeye çalışırken. kayıp anneleri ve
eşleri bir yılı aşkın süredirhercumartesi gü-
nü Galatasaray Lısesi önünde ve Izmir Ko-
nak Meydanı'nda bir araya gelerek çığlık-
lannı duyurmaya çalışıyorlar. Uluslarası
Af Örgütü bültenlerinde. gözaltında cinsel
organlanna elektrik verilen. işkence gören
ve cinsel tacize uğrayan çok sayıda genç kız
ve kadının anlatımlan yer alıyor. tHD An-
kara Şubesi Kadın Komisyonu'ncadüzen-
lener.'
4
Kadın,Tecavüz ve Savaş" konulu fo-
rumun bültenınde ise Güneydoğu'da süren
çatışma ortamında Kürt kökenlı kadınlann
özellikle koruculann cinsel tecavüzüne uğ-
radığı. işkence gördügü. eşleri dağda olan-
lann ise zorla cinsel muayeneye tabi tutul-
duğu öne sürüldü.
Dağlı'ya beraat karan veren yargıcın kardeşinin, bakanın lokantasında çalıştığı ileri sürüldü
Orman Bakanı'ıun kardeşi orman sanığı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
DYP'h Orman Bakanı 'Halit Dağ-
ll'nın kardeşi MeHmet Dağlı hak-
kında. ağaç kestıği savıy la yasal iş-
lem yapıldığı belirlendı.
Mehînet Dağlı aleyhine açıldığı
belirtilen davada beraat karan veren
İhsan Coşkun adlı yargıcın karde-
şinin, Halıt Dağh'nın lokanta zinci-
rinde bir süre çalıştığı ileri sürüldü.
CHP lstanbul Milletvekili Meh-
met Sevigen, Başbakan Necmettin Er-
bakan'a. Bodrum ve Antalya'da bu-
lunan >anık orman alanlannın kesim
ihalesinin Dağlı'nın akrabası Fatih
Dağlı'ya verilıp vennediğı sorusu-
nu yönelttı.
Omian Bakanı Halit Dağlfhın
kardeşi Mehmet Dağlı'nın, Orman
tşletme Müdürlüğü'ne bağlı bölge-
dekı tapulu arazisinde 1994 yılında
kesım yaparken devlet onmanma aıt
93 ağacı dakestiği belirlendi.
Adana Orman Bölge Müdürii AK
Karaman. Kozan Orman İşletme
Müdürlüğü'ne gönderdıği vazıda.
Dağlı'nın yasadışı eylemine göz
yumdukları gerekçesıyle Horzum
Orman İşletme Şefı MehmetSağlam
ile şeflik görevlisi Hüseyin Başıbü-
yükhakkında hazırlanan fezlekede.
zanlılarla ılgili olarak yasal işlem
yapılması için suç duyurüsunda bu-
lunulmasını ıstedi.
Orman Genel Müdürlûğütarafın-
dan Adana Orman Bölge Müdürlü-
ğü'ne 18Ocak I996'da gönderılen
''gizir yazıda da ~._usulsüz ve ka-
çak olarak kesilen ve yok edilen 93
adet dikili ağaçtan eldeedilen em val-
lerin gerçek zarar ile çarpılmasından
elde edilen 18 milyon 539 bin 970 bin
lira idare zarann. bütün sanıklar
müştereken ve müteselsilen sorum-
lu otduklanndan sanıklardan 31 Ara-
lık 1994'ten başlav arak yasal faizi ile
biriikte tahsil ediİmesi._'" ıstendı.
CHP lstanbul Milletvekili Mehmet
Sevigen. Erbakan tarafmdan yazılı
olarak yanıtlanması istemiyle
TBMM Başkanlığı'na verdiği soru
önergesınde, Dağlı hakkındakı iddi-
aları anımsattı. Sevigen, önergesin-
de şu sorulann yanıtlanmasını iste-
dı:
- Halit Dağlı'nın kardeşi Mehmet
Dağlı hakkında orman kesme su-
çundan dava açıldığı doğru mudur?
Doğruysa bu kaçak ağaç kesimle-
rrvle devlet ne kadar zarara uğraül-
mışür?
- Halit Dağlı'nın kardeşi Mehmet
Dağh'nın daha önce orriian kesme
suçundan sabıkası var mıdır? Meh-
met Dağlı ve diğer sanıklann dava-
sina bakan yargıç thsan Coşkun mu-
dur? Dağlı bakan olduktan sonra mı
kardeşi suçsuz bulunmuştur?
- İhsan Coşkun'un kardeşi, Halit
Dağh'nın restoranında şef olarak ça-
lışmış mıdır? Coşkun'un kardeşinin
Ankara'da bulunduğu sürede Hah't
Dağh'nın lojmanlanndaki evinde
misafîr olarak kaldığı doğru mu-
dur?
Uğur Dündar'dan Can Dündar'a tepki
'Paralı haber'
televizyonculan
birbirine düşürdü
Uğur Dündar: Can
Dündar'ın böylesine önemli
sonuçlar doğuran bu
araştırmayı para karşılığı
habercilik olarak görmesi
kendi sorunudur.
HalUk ŞahİII: Can
Dündar'a sormak gerekir:
Turgut Özal'a suikast
girişiminde bulunan Kartal
Demirağ'la para karşılığı ilk
röportajı hangi haber programı
yapmıştır?
lstanbul Haber Servisi-
Arena programınm y apımcı-
sı ve sunucusugazetecı L'ğur
Dündar, gazeteci-yazar Can
Dündar'ın "Para karşılığı
haberciliği ilk kez Arena baş-
latü" sözlennı yanıtlayarak
"Can Dündar önce aynaya
baksın ve mesleki etik açısın-
dan hesap versin" dedi. Ka-
nal D Haber Koordınatörü
Dr Haluk Şahin de "Sırça
köşkünde oturanlann çev re-
lerine taş atmamalan gerek-
rtğmi" behrterek Can Dün-
dar'ın da aynı metotlan kul-
landığını savundu.
Son günlerde tartışıian
medyanm para karşılığı ha-
bercilik yapmasına ilişkın
hazırlanan ve dün gazete-
mızde "Habere para virüsü
bulaşd" başlığıyla yayımla-
nan haberde. gazeteci Can
Dündar'ın "Para karşılığı
haberciliğin ilk kez DYP'li
Milletvekili İlyas Aktaş'ın
sekreterinin Arena'ya konuş-
tuğu zaman başladığı" şek-
lindeki sözlen. Arena ekıbı-
nı kızdırdı. Gazetemizı dün
arayarak bır açıklamada bu-
lanan Uğur Dündar, TRT'de
15 yıl çalışıp bugüne dek
yüzlerce program yaptığını
beürttı. L'ğur Dündar.
u
Ben,
dolandıncılıktan hüküm gi-
yen bir kişinin yanında ydlar-
ca çalışmadım. TRT arşKle-
rindekj fılmleri götürüp, on-
larla belgesel de vapmadım.
Can Dündar. önce aynaya
baksın ve mesleki etikaçBin-
dan hesap versin" dedi.
Uğur Dündar şö> le de\ am
etti: "Can Dündar,televiz-
yonda para karşılığı haber-
cilik tarnşmasuun ilk örneği
olarak tlyas Aktaş'ın sekre-
terinin Arena'ya konuşma-
sını gösteriyor ve bunu eleş-
tirivor. İlvas Aktaş'ın sekre-
teri Fatma Mıntürk'ün Are-
na'yakonuşmasuun ne den-
li önemli sonuçlar doğurdu-
ğunu Can Dündar'ın farket-
mediği anlaşılıyor. O röpor-
tajın ardından vüce Medis'in
çatısı alnnda padayan silah-
la ilgili dosya yeniden açıldı
ve iddia edilenin aksine. sila-
hın kaza sonucu değiL bu sek-
reterin patlattığı gerçegi or-
taya çıktı ve Fatma Akın-
türk'ün tüm söyledikkrinin
gerçek olduğu yargırun kara-
rıyla da kanıtlandı. Fatma
Akıntürk beraatederken, İl-
yas Aktaş ve silahın Meclis'e
sokubnasını engelleyemeyen
ve olayı örtbas edenler hak-
kındadavalar açıkk İKas Ak-
taş, genel seçimlerde millet-
vekili seçilemedL Can Dün-
dar'ın böylesine önemli so-
nuçlar doğuran bu araştır-
mayı para karşılığı haberci-
lik olarak görmesi, kendi so-
runudur."
Haluk Şahın ise gazetemi-
ze yaptığı yazılı açıklama-
da, Türkiye'de haber kayna-
gına para ödenmesi örnekle-
rınin eskılere dayandığını
kaydederek şunlan söyledı:
"Omeğin sonolaylardan >a-
kınan Can Dündar'a sormak
gerekir.Turgut Özal'a suikast
girişiminde bulunan Kartal
Demırağ'la para karşılığı ilk
röportajı hangi haber prog-
ramı yapmıştır? Gene olay-
lardanyakınanNurseh İdız'e
sormak gerekir: Sharon
Emel 'le kocasına habercan-
landırması yapmak için ne
kadar para ödenmiştir?"
Şahın, haber kaynağına
avantaj ya da para sağlayarak
bilgı almanın her zaman "^eh-
likeü biroperasyon" olduğu-
nu vurgulayarak. bunun or-
tadan kalkmasının tek yolu-
nun ise tiraj ve ratıng yanşına
son vermeİcten gectiğini kay-
detti.
İ Ş B İ R L İ Ğ 1 Y A P M A L A R I G E R E K İ Y O R
Çevre sağhğı 8 ülkenin elinde
VVASH1NGTON (AA) - Türkiye dahil
Birleşmış Mîlletler üyesı çok sayıda ül-
kenin katıldığı Rio de Janeiro'daki Yer-
yüzü Zirvesi'nin üzerinden beş yıl geç-
mesine karşın, çevTe bakımından dün-
yanın durumu hâlâ kötü. Çevre koruma
önlemlerinin alınmasmda, en fazla ABD
ve Dünya Bankası yönetiminin ihmalle-
ri ve eksıkliklenne dikkat çekilen World-
watch Enstirüsü'nün raporunda. çevre
koruması. yani yeryüzünün sağlığı için
Çin, Hindistan, ABD, Endonezya. Bre-
zilya, Rusya. Japonya ve Almanya'nın
kapsamlı bir işbirliği yapması gerekiyor
Bir başka deyişle, "Rio Zirvesi'nin gün-
demi ve yeryüzünün kaderi bu sekiz ül-
kenin elinde".
Ulusiararası çevrecı bır kuruluş o'an
Worldwatch Enstirüsü'nün yıllık "Dün-
yanın Durumu" adlı raporunda, Rıo'da-
ki Yeryüzü Zırvesi'nde global çe\Te so-
runlanvehastahklanylamücadelevaat-
lerine rağmen. ormanlann hâlâ yok edil-
diğı, havanın eskisinden daha çok kirlen-
diği ve 1992'den beri dünya nüfusunun
yaklaşık yanm milyar kişi (500 milyon
kadar) arttığına dikkat çekıldi. Hükü-
metlerin, Rio Zirvesi'nde belırlenen he-
deflere ulaşmada geride kaldıklanna işa-
ret edilen raporda, özetle şöyle denıldı:
-Rio'daki Yervüzü Zinesi, geniş kap-
samlı hükümet programlany la hasta ge-
zegenimizin tedavi edilebileceği fıkrinin
hayata geçirilmesi için son çabaydı. Ma-
alesef, az sayıdaki ülke, dünyayı çevresel
bakundan sürdürebilir >ola koy mak için
gereken politika değişikliklerini başlat-
n."
Worldwatch Enstirüsü'nün 30 dilde
yayımlanan bu vılkı raporunda, çevre
korunmasında en büyük ümidin. özel-
likle Bangladeş ve Hindistan gibi ülke-
lerde, halkın içınden çıkan sıvıl toplum
örgütleri ve gınşımlerde yattığı vurgulan-
dı.
Raporda aynca. 51 ülkede 1500'ü aş-
kın kentte benimsenen yerel çevre plan-
lan\ekurallannın. Rio Zırvesi'nde, mer-
kezi, ulusal hükümetlerin önerdıkleri çev-
re kurallan ve planlanndan daha sıkı, da-
ha cıddi olduklanna dikkat çekıldi.
Yeryüzü Zinesi Genel Sekreteri Ma-
urice Strong da, geçen hafta yayımladı-
ğı raporda. çevre korumada bazı ılerle-
me alanları bulunmakla biriikte hâlâ sa-
dece çok az sayıdaki ülke, şirket, kurum,
topluluk ve vatandaşın, sürdürülebılir
kalkınma hedeflerini ileriye götürecek
seçım \e değışımleri gerçekleştırebıldik-
lerini duyurmuştu.
Bergamalıdan siyanürle
altın aranmasma 'hayır'
HAKAN DİRİK
e-posta : tan (a vol. com. tr
BERGA^U - Bergama'nın
sekız köyünde. siyanürle al-
tın aranılması yurttaşlann oy-
lanna sunuldu. Dün sekiz köy-
de yapılan referanduma katı-
lım yüksek olurken sandık
başlannda davul-zurna eşlı-
ğınde halaylar çekıldi. Bazı
gruplar da konserler verdı.
Bergama köylüleri "siyanür-
leahm"a hep bir ağızdan "ha-
yu-" dedi.
Yörelerinde siyanürle altın
çıkanlmasına karşı çıkan Ber-
gama köylüleri ayiardır sür-
dürdükleri eylemlenn ardın-
dan dün de "Halk kendi de-
mokrasisini kunıyor" diye-
rek sandık başına gittiler. Çam-
köy, Narlıca, Pınarköy, Ova-
cık, Süleymanlı, Aşağıkınk-
lar. Tepeköy ve Yalnızev köy-
lerine kurulan sandıklarda.
Çevre Yürütme Kurulu'nun
düzenlediği seçimlere katılan
yurttaşlar, yetkılileri diren-
mekten vazgeçmeye çağırdı-
lar. Herhangi bir olay çıkma-
ması için jandarma gözeti-
minde yapılan seçimlerde.
"Siyanürle amna hayır" pusu-
lalan hızlatükendi. Oy kulla-
nan köylülerdaha sonra "Eu-
orogold defol" sloganı attılar.
Seçim yapılan sekiz köyün
yedisinde sandık başkanlık-
lannı muhtarlar yürütürken
Ovacık Köyü Muhtan Halil
Gezen'in sandık başkanı olma-
yı kabul etmemesi büyük tep-
ki topladı. Seçimleri. Siyanür-
le Altın Yasaklansın Alman-
ya Komıtesi Temsilcisi Mu-
harrem Er de izledi. Er, ge-
lişmelen yakmdan ızledikle-
rini, yöre yurttaşlannın arka-
sında olduklannı ve siyanür-
le altın aramak ıstenmesi ne-
deniyle yöre halkı üzerinde
oluşturulmaya çalışılan baskı-
lan Avrupa platfoımuna ya-
yacaklannı söyledı.
Yöre halkının "Siyanürle
altma hayır" dediğinin anla-
şılmasından sonra bir konuş-
ma yapan Bengama ÇevTe Yü-
rütme Kurulu Sözcüsü Ok-
tay Konyar, sekiz köyde ya-
şama hakkını savunanların
tercihlerinı bir şölen havasın-
da sandıklara yansıttığını be-
lirtti.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Malpaux'nun 'Şiddef EleştirisiC A nti/Memoires'ı ne zaman elime alsam, aynı
r \ düşünce, ışıklı bir tren katarı gibi. zihnimden
geçiyor: Malraux'nun oto/biyografisi, bir manada,
XX. yy'ın biyografisidir. Neresinden bakılırsa bakıl-
sın, XX. yy., bir 'ihtılâlleryüzyılı': Sovyet, Anadolu,
Çin, Küba, Vietnam, vb. Ihtilğl demek, 'silahlı ey-
/em'demek, Malraux, 'fikirleriniyaşayan' bir^yazar,
bir düşünce adamı olduğundan, onun entelektüel
eylemini, silâhlı eyleminden ayırabilmek, gerçekten
çok zor!
Belki de bu yüzden, onca içlidışlı olduğu 'silâhlı
eylem' konusunda söylediklerıni hafife almak, müm-
kün değil; çünkü 'konuşan', konuştuğunun 'için-
den' gelen biri, 'ahkâm kesmiyor', yaşantısından
süzdüğü neticeleri aktarıyor. Itiraf etmeli ki, 'netice'
olumsuzdur. Bana sorarsanız, sosyalizmin gerçek-
leşmesi denildi mi, Malraux'nun en çarpıcı katkısı,
budur: 'devrimi' başka bir ışık altında incelemek!
'Tanklar' ve 'uçaklar'
[~\ emiştir ki meselâ: "...günümüzde Lizbon'da ol-
L/ duğu kadar Prag'da da, başkaldırmalar, mo-
lotofkokteylleriyle yürütülmek istenmektedir,
verdiği sonuçlar ise meydandadır srfır!..
"...ben, fazla iyimser değilim, kolay bir 'ge-
çiş'e inanmıyorum; çünkü, çağdaş bir ülkede, -
niteliği ne olursa olsun- bir isyanın; -hangi tür-
den olursa olsun- bir devletten (hele o devlet ka-
rarlıysa) daha güçlü olabileceğinden emin de-
ğilim: her şeyin esası budur..."
Bu 'tesbit', 'Kanton'da İsyan', 'insanhk Duru-
mu', 'Umut' gibi ayaklanma destanlannın, gerçek-
çi bir özeti; çünkü Malraux, ne cafcaflı sloganlarla
heyecana kapılacak tecrübesiz bir genç, ne de pro-
vokasyona kapılacak bir safdil; o, çıplak ve acı ger-
çeğin, 'tecriıbeli', 'devrimci'si, zaten 'tesbitini' üze-
rine oturttuğu gerekçe de, son derece 'teknik' bir
gerekçe:
"...bastırma aygıtı dendi mi, ilk önce tanklan
düşünüyorum, benim için temel sorun budur (...)
Nisbeten yakın bir devrim olan Ekim Devrimi'nde
proletaryanın başkaldırması, teknik bakımdan hâ-
lâ savunulabilir durumdaydı. Günümüzde böy-
le mi ya? Böyle bir şeye, ancak ne zaman kal-
kışmayı düşünebilirsiniz, biliyor musunuz?
Karşınızdakiler, 'ateş emri' vermemeyi garan-
ti ederlerse; zira, iki tank taburunu önünüze yığ-
dılar mı, ne proletarya kalır ortada, ne başkal-
dırma! Ekim Devrimi, 19. yy'ın son devrimidir
zaten..."
Yalnız tanklar mı? Ispanya'da 'faşist' Hava Kuv-
vetlerı'ne karşı, gezi uçaklarıyla savaşan Matraux,
çağdaş isyanlarda neticeyi tayin edici gücün, zırtılı
biıiikler kadar, hava gücü olacağından emindir: Tank-
lar ve uçaklar, 'karşı tarafta' ise, isyanın hiç şansı yok!
Malraux bunları, 1970'li yıllarda, 'Le Nouvel Ob-
servateur' dergisine söylüyor; ilginç olan, Ispan-
yol Komünist Partisi'nin iç savaş yıllarındaki ünlü
'La Passionaria'sı Dolores Ibarruri'nin, başka bir
yerde, başka bir münasebetle onu doğrulaması:
"...silâhlı çatışmayla başanya ulaşmak şansı,
çağdaş devîetlerde çok azalmıştır. Ne kadar ör-
gütlenirse örgütlensin, işçi sınıfının; geliştiril-
miş iletişim olanakları, ulaşım olanakları, hare-
ket yeteneği ve hızı son derece artmış, çağdaş
profesyonel ordularla başetmesi olmayacak bir
şeydir..."
Emesto 'Che' Guevara'nın 'askeri', yüzyılın bir
başka isyancısı Regis Debray, yazdığı eserlerde
(Türkçede 'Che'nin Gerillası', Fransızcada 'La Cri-
tique des Armes') aynı 'tesbiti' yapıp, benzer bir
sonuca ulaşmıyor mu?
Andre Malraux'nun devrim anlayışına bu 'gerçek-
çi' katkısının önemi, kim ne derse desin, son dere-
ce büyüktür.
Itiraz eden yok mu?
Peki, itiraz eden yok mu buna? Olmaz olur mu,
sürü sepet! Şımdi isterseniz, o 'hızlı' itirazcıla-
ra, datia o zaman vermeye çalıştığım cevaba da, şöy-
le bir göz atınız:
"...o hızlılardan birisiçıkarderki, Çin Devrimi, Yu-
goslav Devrimi, Vietnam devrimi vs... çağdaş de-
ğil mi? Son zamanlarda yapılmadı mı? Nasıl olur da
böyle kestirip atabilirsiniz?.."
"...bu soruya başka birsoruyla cevap verebilirrz:
anılan devrimlerin hepsi, aynı zamanda, işgalci bir
saldırgana karşı yürütülmüş 'kurtuluş savaşlan'd/r;
ulusal ve örgütlü bır kapitalist iktidara karşı, başkal-
dırmalardeğildir. Buna karşılık, silâhlı eylemin en ateş-
li savunuculan olan Lâtin Amerika ülkelerinde,
'komprador' burjuvaziler dahi, 'ulusallığı' tartışıla-
bilecek ordulan vepolisleriyle, çoğu eylemlenn hak-
kından gelmişler; Debray gibi birini 'Devrim İçin-
de Devrim' gibi kendi kitabını yerecek çizgıye ge-
tirebilmişlerdir..." ('Hangi Sol', 4. basım. Bilgi Yayı-
nevi)
Malraux'nun 'gerçekçi' perspektifi, 'silâhlı ey-
lemlerin' zamanla neden dolayı ya yasadışı profes-
yonel suç ve kaçakçılık mafia'sına, ya da provokas-
yon çetelerine 'yozlaştığını' açıklamıyor mu?
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html