22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12OCAK1997PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Trajedi turizmi JOHANNESBURC r AYSU ÖNEN TK 590. her lıafta Johannesburg'a koca bır uçak dolusu Türk turist bırakıyor. Kendimı - haddım olmadan- e\ sahıbi gıbi hissetîığimden birgezi rehberi yazayım dedim. Ne yemeli. ne sörmeli. nereye gıtmeli türünden bir şeyler... Baktım. turistlenmiz alışveriş merkezlerinin yolunu Akmerkez'e gidermış gibi kolayca buluyorlar; Sun Citydeki otellerden bırinin kapıcısı bahşışı olan 50 bin TL'yı gururla yakasına iliştirmiş; yaz akşamlannın en gözde mekânı Sandton Square"dekı kafelerden binnde Zulu garson kalabahk masadakılerin bardaklanna rakı (TK 590'lann biriyle geldiğinı tahmın edivorum) dolduruvor: hevesim kursağımda kaldı. Sonra aklıma, Güney Afrika'nın az bilınen turistik hazineleri geldi. İs,te resmi olmayan trajedi turizmi rehberi. Yemeğini. müziğini ve filmıni bol acılı tercih edenler içın: Soweto: Aklı başında hiçbır Johannesburglunun kendi nzasıyla gitmeyeceği bu siyahlara ait mahalle. turisıierin ilgisini çekmeye de\am ediyor. Adını South Western Tovmships (Güney Batı Mahalleleri) sözcüklennın ilk iki harflerinin birleşiminden alan Soweto. ırkçı beyaz azınlık tarafından siyahlann orurmasına izin verilen tek yer olmuş uzun süre. 1976'daöğretim dilinin Afrikanca olmasına karşı bir öğrenci hareketi olarak başlayan gösteriler. 80'lerde toplu gr£vlere, boykotlara ve kanlı çatışmalara dönüşmüş. Irkçılığa karşı ilk zaferler Sovveto'yu. trajedi turizmi rehberimin ilk durağı yapmamın nedeni. şoîorün kınk İngilizcesınden dinlenen kanlı ırkçılık tanhi değil. Zaten. işini bılen tunstler tanh dersı için gitmiyorlar Sovveto"ya. Amaç. duvarlannı \e çatısını kare şeklinde kesilmiş üç parça ondülinın oluşturduğu tek odalı. elektnği, suyu. tuvaleti ve güneşı olmavan e\leri ve fakir sakınlerini görmek. O zaman. katarsıse ulaşmak garanti. Doğal Parklar: Seçimi ruristlenmize bırakıyorum. Güney Afrika'nın yüzlerce doğal parkından herhangı birine gidebilirler. DoğaTparka gitmenin vegâne nedeni. o güne kadar sadece Dandy çildetlennin hayvanlar albümünde gördükleri hayvanlan kanlı canlı. doğal ortamlannda gözlemlemek. bol bol fotoğraf çekmektir. Tipik | bir turist. iik foto safarisine çıktığında. her gördüğü hay\anı büyük bir hayranlıkla seyreder. Akşam yemeğinin tek konusu kimin o gün hangı hav^anı gördüğüdür. Sabah 5.30 turundakilerin aslan gördüğünü duyan tunstimiz sabahı zor eder. 5.30 arabasında yerini aldığında uykulu gözleri sadece aslan aramaktadır. Yakınından geçen zürafanın fotoğrafını bıle çekmez. Turun sonuna doğru duaları kabul olur ve tembel tembel valanan bır aslan görür. Doğal parkta geçirilen bir haftanın sonunda canlı hayvan görmek cazibesini kaybedecektir. Tunstimızin tek amacı kanlı veölü bir havvan görmektır. Masum bir karacaya saldıran bir leopar görmek iv i olur. Ya da aslanlan bir zebravı afiyetle yerlerken yakaiamak... Ölü hayvan görme hayali çok ender olarak gerçeklesjr. Gerçekles,ir diye göz vaşlanmzı sılmek için vanınıza bol bol kâğıt mendil almayı unutmayın. Zavallı Bambi için ağlamasanız da. les. kokusuna karş.ı burnunuzu tıkamakta işe yarar. Savaş Alanlan: Araba kiralavıp Standerton üzerinden Ladysmith kasabasına gıderseniz. Ingilizlerle Hollandalılar arasındaki Boer Savaşfnın en önemlı mücadelelerinin gerçekleştıği 8 ayn savaş alanı karşınıza çıkacaktır. Yolu nasıl buiacağım diye düşünmeyın. bakanlığın çıkardığı Savaş Alanı Haritasf nı tunst enformasyon bürolanndan elde edebilirsiniz. Savaş öykülennin yer aldığı bros,ürleri ok'umav ı unutmayın. Talana Hill'deki savaş müzesi gezilmeyedeğer. 8 yaşından büvüklerve askercilik oynamaktan hoşlanmayanlar için en büyük trajik turizm deneyimi. Robbem Adası: Dünyanın en ünlü tutukevlennden bınnin yer aldığı, Cape Town açıklanndaki ada. Nelson Mandela ve diğer politık tutukluların cüzzam hastalanyla 30 yılı aşkın süre paylaştıkian mekân. Geçen aralık ayında. Robben mahkûmlan çeşitli tutukevlerine transfer edildiler ve ada törenle turizme açıldı. Nelson Mandela'nın B bloktaki hücresi de ziyarete açık. Önceden mahkûmlan taşıvan dev lete ait tekneler. artık adam başı 80 rand veren turistleri adaya taşıyorlar. Kesin bir trajedi yaşamak için, Cape Tbvvrfa girtiğinizde. Robben Adası'nı. Ümıt Burnu'nu gördükten sonra zıyaret edin. Trajik tunzm turunuzu ümitle bitirmek yakışık almaz. Televizyonlannızın sesini kapayınYurtdışında Türkiye televizyonlannı ızlemek keyıfli bir iş. Bir çanak taktınvorsun. ıçerde olup bitenden haberin oluyor. Türkiye nelerle yasjyor. nasıl soluklanıyor? Skandailardır. yolsuzluklardır. Çiller- Yılmaz atışmasıdır. sosyete evlilikleridir. Cüneyt Arkın'ın "Sakm içmevin!" muhabbetleridir. yeni çıkan televizyon reklamlandır... Her bir şe\den habenn oluyor. Ve işte bu yiizden de içinı sıkıntı basıyor. Çanak sahibi olmavan arkadaşlar telefon ediyor: " Türkiye 'de ne \ar. ne yok?" Bir an susuvorsun; kafanı toparlamaya çalışı\orsun: Sahi. saatlerboyunca ızlediklerimden hangısi önemiıvdi? Ne diyeyim ben şimdı? Dünyaya bakıvorsun. hatta acı madan eleştirdığın Rusya'va bakıyorsun: Düzev bızimkınden çok da ha yüksek. Haberlerde gerçekten haberlere rasttanıvor. Insanlar ciddı ekonomik. ekolojik. felsefi vb. konular ı incelivor. tartışı>or. Sonra Türk kanallannı çeviriyorsun: Hoca bır nükteyle muhalefete atıvor ve yanda^la n alkışlayıp sloganlar atmak içın kendilerini paralıvorlar. Toplam 6-7 lideryıllardıravnı şeyleri sövlüyorlar. Ara sıra "korkunç sorunlar" keşfedilivor: "Sövledin mi. söylemedin mi? Ama ö>le demek istemedim! Hani. dev letın bölünmez bütünlüğü? Hain! Ihanet! Komplo!..'" Ve bakıyorsun herke;. bütün bunları son derece ciddiye alıyor. "Gündem" bu! Dışardan gazel okurgibı görünmek hoş değil: ama gerçekten de dışardan. içerisi oldukça farklı görünüyor. Içeride yaşayıp olup bitenin heyecanına kapılmadığın için daha sakin kafav la düşünme şansına sahipsin. Yahu, 21. vüzyılın eşığinde bizim gündemimiz bu mu'.' Gazeteiere bakıyorsun. Pek azının ilk sayfasında MOSKOVA HAKAN AKSAY dış dünyadan haber var: sankı o günün en önemli tarihsel haberleri hep bizde. Herkes kaptırmı;? kendini iç politika gündemine. öteki gazeteden geri kalmamaya çalışıvor: ""Olurmu. Çiller'in Yılmaz'a son suçlamasını ve Yılmaz'ın ona verdiğı vanıtı manşetten basmazsak geri kalmış olmaz mıyız.'" Televizyon kanallan olaylan abartmakta ve yangına k'örükle gitmekte birbirleriv le yanşıvorlar. Ee. kolav mı ratıng kavgası?.. Yine de vurtdişında Türkive kanallannı izlemek birtutku. Belki de memleketten kopmama kaygısı. Ancak bazen "çanak" tutukluk yapıyor: görüntü ve se^ bozuluyor. Atmosferde provokasvon düzenleyen"*dışgüçler'"ın işi mi. yoksa soğuktan donup buzlanan antenin azızliği mi? Dün böyle bir sorunla karşılaştım yine. Baktım. görüntü bozuk. se^ ise hiç anlaşılmnor. Işi gücü bırakıp bütün düğmeleri kurcaladım. Bana mısın demivor. Sıkıntı bastı. Görüntü düzelir gibi oldu. ama se» anlaşılmıyor. Mecburen sesi kapatıp ızlemeye karar verdim. \'e ... bu müthiş bir keşif oldu! Düşünün. Demirel çıkıp dudaklannı kıpırdatıyor. Salondaki uysal dinleyiciler ha>ran hayran bakarak ellerini bırbirine vuruyor. Sonra tek tek parti liderleri ekrana geliyor. Kımi kızgın. kimı cıddi. kimı alaycı. Bir şeyler söv leyip gidiyorlar. Mahkemelerde birileri kavga ediyor. Çarşı pazarda halk pahalılıktan yakınıvor. Hepsi sessizce. Telev ızjonumdan çıt çıkmıyor. Ve ben kendimi hiç de mağdur hıssetmıyorum. Reklamlan da aynı keyifle izlivorum. • Spor haberlerinı de. Hatta bol bol yüreğıni gösterip sevgilive yakaran şarkıcılan da. Türk filmlerindeki kötü zenginler ve iyi fakirler arasındaki yürek parçalavıcı sahneleri de... Demek ki. diyorum. bu aletin sesi çıkmav ınca çok bir *e\ kaybetmiyorsun. Üstelik kafa dinlıyorsun. Birde duvmadığın sözleri tasarlama ovununun verdiği ke\ if var. Ama bılıyorum. vakında antenimdeki sesi bozan teknik nedenler ortadan kalkacak ve yine a\nı şevleri dınlemek zorunda kalacağım. Acaba hiç olmazsa ara sıra televizvonun sesini kapatmakta varar vok mu? Isveç'te de kör karanlığın bıçağı parıldıyor STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN n n ı ı t i v o r ı ı i n nırtlnk nı*rkt«>strk rürkivc'dekanık>anantrafikkazalarınais\iç.rv'debüyüktep- c a n a v a r m a ç ı p ı a K p r o ı e s ı o w g ö s t e r i i d i 3 0 k a d a r ç ı p ıa k pmtestocu,Zünh sokakiannda koşarak trafiği karışürdı. Eylem, 19% vılında kentte me>dana gelen ka/alarda 21 kişi>aşamını >itirdiği için vapıldı. Rauf Denktaş'm gizli şekerleri KKTC Cumhurbaşkanlığı'nın yemek salonu... Yuvarlak bir masa. çevresinde altı kişi oturuyoruz. Sofrada vemek ser\ islerinin solundakı salata tabaklannda kerev ız sapian. domates, ve^il salata. salatalık. siyah zeytin var. Czerlenne az miktarda zeytinyağı gezdinlmiş. Nedeni de Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'm yemek rejiminin bir parmak dışına çıkmamak. Ekmekler bile kızanmış olarak servis edıliyor. Denktaş Bev veşilliklen bir hamlede iştahla yıyor. Derken. önümüze yayla çorbası geliyor. Çorbanın işi de dakikada bitirilıyor. Sıra, kuşbaşı etli börekte. Herkesın tabağına börek ser\ isi yapılırken Denktaş Bev hareketleri ilgivle izliyor Ama onun tabağı "es" geçiliyor. Bununyerine önüne bolca voğurt konuyor. Üçüncü servis ızgara tavuk filetosu... Denktaş Bey bundan üç parça ıstıvor. Ama bırde bakıyor ki ekmeği kalmamış. Hemen bana dönüyor: **Siz ekmekleri yemiyorsunuz. Bari ben yiyej'im." 1 (Cartal gibi Cumhurbaşkanı'nı izleyen garsonun kasjan kalkıyor, ama sesini çıkarmıyor.'Vemek bıtiyor. Bitmesivle de Denktaş Bey kapıya hamle yapıyor. Kendisini izleyen var mı diye bir yand'an da sağı solu kolluyor. Sonra elıni LEFKOSA LEYLA TA\ŞANOGLL ceketinin cebıne atıp bir şev çıkanyor. Bir kâğıt hışırtısı. Bu sesi bastırmak içın hafiften bir şarkı tutturuyor. Kâğıttan çıkardığını ağzına alıvor. Diyabet hastası olan Denktaş Be> anlaşılan arada bir perhiz bozup gizlice şeker de atıştmvor. KKTC kumarhaneler cenneti olma yolunda. Su anda 14 kumarhane var. Lç tane de yeni kumarhane için başv uru yapılmış. Öte vandan Rum tarafında 2 kumarhane için yapılan başvuru onay bekliyor. KKTC'ye giden turist sayısında önemli düşmeler olması ve rurıznı gelinnde kayıplar meydana gelmesi üzerine kumar turizminden kazanç sağlamavı amaçlayan Devlet Bakanı Serdar Denktaş, "Kıbns'ı kumarhaneler merkezi yapaeağım" demişti. Muhalefet tarafı buna büyük tepkı göstenyor. Mafyanın KKTC'ye gireceğini söyleverek kumarhaneler politikasını eleştirivor. •"Turi/nı böyle kalkınmaz. Bir sürü kötülüğün nedeni olur" *av unmasını getirivor. Karmı. ya da Karaman Köyü...Girne dışında bir tepenin eteginde. Köy nüfusu 62 kışi. Amenkalılar. Ingilizler. Isveçliler. Almanlar köy sakinlerini olu>turu\or. Köy nıevdanındaki A\a Panavıa Kilisesı 16. yüzvıldan kalma. Günlerden pazar olduğu için kilisenin kapısı açık. İçerde ışık yanıvor. Sıralardan binnde bir kadın oturmuş. Saşınyorum. Girne'de bir Rum topluluğu yokken bu Rum Ortodoks Kilisesı nasıl açık oluyor? İçeri giriyorum. Sırada oturan kadın bana dönüvor^Girin, hoşgeldiniz." Besbelli İngiliz. Yetmişine yakın olmalı. Adını soruyorum. "Nadia" diyor. Sonra kövlünün kilıseye nasıl sahip çıktığını ve bakımını yaptığını anlatıyor.Kiliseden çıkıp çevreyi geziyorum. Daracık sokaklarda sağlı sollu İngiliz "publan", restoranlar... Olağanüstü güzellikte bir deniz manzarası... Karmi köyü insanın \aşamı boyunca unutamayacağı szüzellikte bir köv... Ona Avla dıyelım: adı önemsiz. 22 vaşında. İki vaş küçük kardeşı tarafından dıskotek çıkışında bıçaklandı. Akciğerleri ve kalbinin altı. defalarca defik deşik oldu. Yoğun bakıma alındı: oğlan tutuklandı. Şu anda yaşamsal tehlikcvı atlatmış durumda. Bir a> önce Kuzev 1 İsveç'tekı bir kentte Iraklı bırailenin trajedısınde. ağabevı tarafından saldınya uğravan I6yaşındaki kızcağız ölmüş ve cesedi karlar altına bırakılnııştı. Çünkü teodal kafanın kör bıçağı. İsveç'teki uzun gecelerde de parıldıyordu.. "Ayla" buradakı insanlarımızın büvük çoğunluğunun geldıği verden. Kulu'dan. 16 yaşında. babasının uygun gördüğü yaşlı bir ailedostuylaevlendirilmiş. Burava gelir gelmez de kaçmış kendisıne uvgun görülen cehennemden. Bu vılın ilk günlerınden birının gecesınde kardeşi tarafından bıçaklandığında. üç yıldır ailesinden avrı vaşamaktavdı Daha önce. üç kez babası tarafından fena halde -fena olmasa ne fark eder'.'- döv üldüğü için polisc başvurnıuş. baba çesıtli cezalara çarptınlmıştı. Feodal kafa ona. aılesınden ayrı ve bekâr bir kadın olarak bıle dilediğınce ya^ama hakkı vermiyordu. Oysa ona bıçak çeken kardeş ellerı. her fırsatta Isveçlı genç kızların göğuslennı sıkıştırmava hazırdı... Oğlan istediği kadar dıskoda kalabılir. ikna ertiğı (İsveçli) kızı evine götürebılir Ablasına layık gördüğü ıse. tam 22 bıçak darbe'si; üç vıldır kendi başına vaşayan ablasına (kendi başına yaşıyor olmasaydı ne fark ederdi?) Sonraki gelişmeler malum. Türk toplumunun yapısını. çoğunluğun dınıni bilen b'ilmeyen herkes görüş behrtti. Göçmen bakanlığı. alel acele 'bizlen' aydınlatmak içın bir ^emıner tasarladı ve tanhini bıle saptadı. Iraklı.s). Türkü. İranlısı. Somalılısi. okumuşu. okumamışı, kebapçısı. manav ı. akademisyeni, karası, az kara>ı: hepimız şimdi öğreneceğız bir aıle ferdinın ötekini diskoteğe gittiğı için bıçaklavamavacağını. Çünkü bılmıvorduk:bız böylevdık Biz. yani. aynı kalıptan çıkmış hepimiz: 42 numara kundura gıbı .. Dagens Nyhetergazetesı. bu son olaydan sonra vavımladığı başmakalede şunu sordu' "En ıdeal durum hiç kuşkusuz anne-babaların (>anı göçmen babaların g.u.) kendılenne güvenin övle bır derecede olması gibi. veni vatanlanndakı değer yargılarından etkılenebıl>inler. Ama • eğer bunu başaramazlarsa. en kötüsü acaba hangisr Geleneksel ; aıle vapısına göre mi davranacaklar, ı voksa anne- baba olarak otontelerinin sarsılmasına mı göz yumaeaklar 0 " Ana dili öğretimi yok denecek düze>e indinldi. L'ç hılalli bayraklar v e Türk büy ükleriv le izbe mahzenlerde poz \eren kaytan bıyıklılar, 'Kültürçalışanları ve dernekleri' olarak tanıtıldı. Geçenlerde olduğu gibi. Türk toplumunun polıtik yaşamında yer sahıbi olan bır ıleriei -kendi deyişıyle- "köpekler tarafından' saldınya uğrayıp varalanınca polis. 'soruşturma açmava gerek olmadığına" karar verdi. Camı yapılacak diye Suudi Arabistan'dan gelen paranın. okullarda laiklik dersi veren Müslüman öğretmenleri izlemeye ve onlara gözdağı vermeye kullanıldığı kanıtlandı. ama konu derhal hasıraltı edildi Yılbaşı gecesi bir Türk restoranında kendi masasında "lo. lo' dive bağırarak eğlenen Doğulu vatandaşlara avnı 'köpekler' saldırdı. Bir vanda vobazlar. bırvanda faşistler 'soru^turma>a gerek olmavan" yöntemlerle tırmanış içindeler. Simdı bizler. bunlann varattığı tehlıkeyi göremeyen vönetıciler tarafından. kız kardeşlerimızı bıçaklamamak içın 'eğitileceğiz.' Ayla. 4 yıldır kendi başına avakta kalma savaşını venyordu. Sesi duyulmadı. 22 bıçak vıyince, duyuldu. \e var ki o sesin ne dediğıni. hâlâ anlayamadı İsveçli kurumlar. vönetıciler. Ov sa bizim için o se> çok tanıdıktı... TÜRKİYE GERÇEGİNDE, BÜTÜN YÖNLERİYLE MÜKREMİN ÇITIR OLAYI SİYASİ ^ DEMOKRATİK TÜRKİYE PARTİSİ PARTİ KURMA SURECİNDE TÜRK-İŞ NE YAPIYOR? MÜSLÜM GÜNDÜZ-FADİME SAHİN İLİŞKİSİ NİKAH KURUMUNU MASAYA YATIRDI: HANGİ NİKAH? BÜYÜKSEHİR VE İLCE BELEDİYELERİNİN YETKİ KAVGASI REFAH "L0BI1ERLE BARISTI, TABANIYLA TERS DÜSTÜ KIBRISTA SAVAŞ RÜZGARLARI ESİYOR! ANADOLU NUN NAZAR VE DILEKC OLKLORU KOKSAL TOPTAN/ BAKANLIK ICIN GERİ D0IWEM" EMLAKBANKTA GENC BIR RLJZGAR TURIZMDE HASAT ZAMAM Nokta Dergisi, internet Web Adresî:http. vıuw.med>aif\i.cum Notrta Dergisi, EMail Adresi: Tüm Yazarlarımıza Açık Davet SAIT FAIK HİKAYE ARMAĞANI Darüşşafaka Cemı\etı olarak 1964 \ılından bu \ana Saıt FAIK'ın anısını yaşatmak gayesıvle duzenJedığımız odullu hıka>e yanşmasımn otuzuçuncusune rum yazarlanmızı davet edıyoruz Katılma Şartları 1 -1996 vılında basjiıp yayınlanıtuş hık.ne kıtaplan arasından seçılecek bireserin >a/anna. büyük yazar SAIT FAİK anısına odül venlecekıır 2 - Dahadnce a>nı armağanı kazanmış yazarlar beş >ıl geçmedıkçe >arışma>a katılamazlar 3 - Yanşmaya katılacak jazarlann >apı(lanndan onbcş adedının 28 Şubaı 199^ gunu saat 17.00'ye kadar Darüşşafaka Cemıyetı Genel Sekreıerlığı.Biryııkdsre Caddesı. Derbent Mevkiı Lisc Durağı 80884 Sanyer/ISTANBUL adresıne leslım edılmcsı gerekır 4 - Seçıcıler Kurulu'nun değerlendırmesıru takiben sonuçlar Mayıs 1997 avı ıçınde açıklanacakiır Seçiciler Kurulu : Fethi NACİ.Prof Dr Şara SAYIN.Hilmi YAVUZ.Tjnk Dursun K Fusun AKATLI.Fent EDGÜ.Zekaı OGUZ EkBiigi .-0212 276 7607 - 286 22 00 f 103) DARLŞŞAFAKA CEMİYETİ Kf'LTflR VARIJKLARIMIZI ^ AÜATALIM ORUŞl İS>L4İL SOYSAL Rus Füzeleri ve Türk Boğazlan Kıbns Rumlarına teslim edilecek Rus fuze- lerinin Türk Boğazlan'ndan geçıp geçmeye- ceği konusu haklı olarak basınımızda geniş bır yer aldı. 60 yıl once ımzalanan bu sözleşme her ne kadar 1929 Lozan Boğazlar Sozleşme- si'nde Türkiye'nın guvenlığını ve Istanbul'un selametını bozacak hükümlerı ı'Boğazlar bol- gesının yeniden sılahlandınlması. geçışieri de- netleyen Ulusiararası Komısyonun ye'tkililennın Turk hukümetıne bırakılması, yakın bir savaş tehdidi durumunda Türkıye'ye tanınan yetki vs ) ortadan kaldınlmış ise de, 2. madde ile ti- caret gemılerine tanınan sınırsız geçış hakkı son 4-5 yıldır Türkiye içın ciddi sorunlar yarat- mıştır. Gerçi 1934'te yürurlüğe konulan tuzük ile bir ölçüde güvenlı (safty) geçış içın onlemler alınmıştır. Ancak 1936 yılına oranla trafiğin yak- laşık 30 kat artması. hele hele son zamanlar- da petrol tankerlennın çoğalması (bugün yıllık 150 mılyon tonalıte dolayındaki trafiğin üçte bı- rını tankerler oluşturmaktadır) hem kazaları hem de kırlenmeyi arttırmış. istanbul'u büyuk tehlikelerle baş başa bırakmıştır. Öte yandan, yabancı gemılerin ne taşıdığını -ki bunlar kim- yasal ve bakterıolojıksılahlaryadazenginleş- tirilmiş uranyum olabılır, Türkıye'ye karşı kul- lanılmak uzere onun bır komşusuna ya da te- röristlere gonderılmış tehlikeli silahlar buluna- bılır- denetlenmekten yoksun kalınmaktadır. Kıbns Rum hükumetıne satılan Rus fuzele- rinin Boğazlar'dan geçınlıp geçınlmemesıne gelınce: Türkiye kendini yakın bir savaş tehdı- dı altında görse de (Madde 21). yalnız savaş gemılerının geçışıne engel olabılır. Tıcaret ge- mılen ise -gündüzlen gösterilen şentten ve bır Turk pılot kaptan almak koşulu ile- geçme hak- kına sahıptır (Madde 6). Eğer fuzelen taşıyan bır tıcaret gemısı aslında savaş gemilennın işıni kolaylaştıran yardımcı savaş gemısı ıse (auxıhary vessel). o zaman savaş gemıleri gıbi işlem görur ve Turkıye ısterse onu geçırmeye- bılır. Sozleşmenın ıkınci ekınde (Annex 11/6) boyle bır gemınin nitelıklen belırtılmıştır. Bu ni- telıklerin değerlendırılmesı ıster ıstemez Türk makamlannca yapılacağına göre. kanımızca Türkiye'nın elinde onu durdurmak. denetle- mek ve geçırmemek yetkısi vardır. Kuşkusuz Rusya boyle bır gemıyı. pahalı- ya da mal olsa, Baltık Denızı'nden ya da ku- zeyde Beyaz Deniz'den Akdenız'e. ya da Bul- ganstan-Yunanıstan'dan Ege Denızı'ne geçı- rebılır. Herhalde bu olaydan çıkaracağımız bir ders vardır: 2. Madde bıze yeni yeni sorunlar yaratacak gıbı görunmektedır. Bugun Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin karasulannda geçiş- lerde (zararsız geçiş; bıle ilgilı ulkeye 12 türde denetim ve sınırlama hakkı tanımışken Türki- ye, yurürlukteki statunün kurbanı olarak, tü- müyle yanı denizi, karası, hava aîanıyla. ege- menlıği altındakı bir bolgede bu olanaklardan yoksun bulunmaktadır. Uç yıl önce kurduğumuz Türk Boğazlan Gö- nullü izleme Grubu. devletler hukuku uzman- larımızla bırfıkte, buna bır çare aramak ve dev- letımıze yardımcı olmak karanndadır. Ek tü- zükler çıkararak ya da güvenlik ve çevre alan- larında ulusiararası sözleşmelerın hükumlerin- den yararlanarak bu sooınu düzluğe çıkarmak belkı mümkun olacaktır. Şayet bu yoldan olumlu bir sonuç alınamazsa. genye kalan tek yol, müttefiklenmizle danışmalarda bulunduk- tan sonra. Montrö Sözleşmesıne. 28. Madde uyarınca, son vermek ve yeni bir konferans toplayarak, gunümüzün koşullarına uygun bir statüyü ortaya koymaktır Nasıl Montrö'yü. •koşullar değışınce hukumler de değişir" (Latınce, rebus sıc stantibus) kuralına daya- narak elde edılmışsek, bugünun koşullan için- de yeni bir sozleşmeyı de aynı bıçımde gerçek- leştirebilmelıyız. Bundan çekınmeyelım. Boğazlar bızım elımizdedır. Haklıyız, hakkımızı alabılmelıyiz. * EmeUı Biiı ükel^ı ve Gö miHü İzleme Grubu Koordinatörii
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear