29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivvz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmem Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordinatörir Hikmet Çetinkaya 0 Yazıişlerı Müdürlerr Ibrahim Yıldız, Dinç Ta) anç (Sorumlu) # Haber Merkezı Müdüru. Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu • Istıhbarat: Cengiz V ıldırım • Ekonomı. Büient Kızanlık 0 Kültur: Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sanıi Karaören 0 Düzdtme Abdullah Yazıcı 0 Fotoeraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge; Edibe Buğra 0 Yurt Habcrlen VlehmetFaraç Yayın Kunılu. İlhan S«lçuk (Ba$kan). Orhan Erinç. Okta\ Kurtböke. Hikmet Çetinka> a. Şükran Soner. Ergun Bala. Dinç Tavanç. İbrahim \ ıldu, Orhan Bursalı, Mustafa Balba\. Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balba\ 0HaberMüdürü: Doğan Akın Atatürk Bul\ an No. 125. Kat.4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 0 îzmır Temsılcısr Serdar Kızık, H. Zı>a BK 1352 S 2 3 Tel- 4411220, Faks. 4419117 0 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu. Inönü Cd 119 S No.l Kat.l. Tel- 3522550. Faks. 3522570 Müessese Müdürü Erol Erkut 0 Koordınatör Ahmet Korulsan 0 Muhasebe: Büient Yener 0 Idare: Hüseyûj Gürer 0 Işletme Önder Çelik" 0 Bılgı-lşlem. Nail înal 0 Bılgısayar Sıstem: Mürûvet Çiler MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran # Koordınator Reha Işıtman # Genel Mudur Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 51395 80-513 84(0-61.Faks 5118466 >a}MİJ>a \e Basan: Yem Gun Hab>er Ajansi. Basm ve Yayıncılık A Ş 1ûrU;a}Cad 39 i\ Cajaioglu 3453 4 Ist PK 246 hunbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hatl Faks (0 2121 513 &5 95 7EYLÜL1996 İnısak: 3.26 Güneş: 5.27 Öğle: 13.14 tkindi: 17.12 Akşam: 19.27 Yatsı: 22.39 Kazıkazana zam • ANLARA(AA)-Milli Piyıngj İdaresi Genel MüJürüğü tarafından yurdışnda bastınlan. halk: aranndı "kazı kazan" datak »ilınen "hemen kazın"ann yenilerinin. b u a>' crtaannda piyasaya çîkmlccağı bildîrildi'. MPİ Gerel Müdürü Ilham Küameıoğlu. yaklaşık bir ayd;r "ıemen kazan" bile:Iernin bitmesi üzerine, satis yaoılamadığını bildirdi. Daha öıce tanesi 20 bin lira olan henen kazan biletiernin venılerinın 30 bin ,ira4an satılacağını kaydedtn Küsmenoğlu. 50 miKonadet basılan bilellern bu ay ortalarında satışa sraulmasına çalısıldğını belirtti. Eğitimde özelleştirme • ANkARA (ANKA) - Öğretmen Dünyası. harç zamlan \e kayıtlar sırasında velilerin bağış yapmaya zorlanrrası ile birlikte gündeıre gelen paralı eğitim konusunu tartışmaya açıyor. Öğretmen Dünyası Dergisi nce "Anfa Altınpark Eğitim $6 Fuan" kapsamında düzenlenecek "Eğıtırr.de Özelleştirme" konulu panele. Öğretim Üyeleri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, eğitimci Ali Kurt ile Oğretmen Dünyası Dergisi Yazıişleri Müdürü Zeki Sarıhan katılacak. Panel bugün fuar alanında saat 14.00'te gerçekleştirilecek. Sağlık Bakanlığı aknep avında • KONYA(AA)-Sağhk Bakanlığı. biyolojik ve toksikolojik çalışmalar yapılması amacıyla tüm il sağlık müdürlükİerinden 2O'şer adet canlı akrep istedi. Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezı Başkanı Prof. Dr. Nazmi Özer"in imzasıyla il sağlık müdürlüklerine gönderilen genelgede, bugüne kadar Türkiye'de akreplerle ilgili gerek biyolojik. gerekse toksikolojik çalışma yapılamadığı bıldirildi. Denizli'de orman yangını • DENİZLt(AA)- Denizlı'nin Honaz ilçesi yakınlannda önceki gün çıkan orman yangını dün sabah 210 hektarlık alanda tamamen kontrol altına alındı. Ulukent beldesinde de çıkan ve 30 hektarlık alanda kontrol altına alınan yangının tamamen söndürüldüğü bildirildi. Yaktıkları anız ateşinin yangına yol açtığı gerekçesiyle jandarma tarafından gözaltına alınan iki kişi ile ilgili soruşturmaya devam edildiği öğrenildi. Yamttıcı ppomosyon • SİDNEY (Cumhuriyet) - The Daily Telegraph gazetesi "bedava mobil telefon" kampanyası ile okurlannı yanılttığı için 120.000 dölar (yaklasik 7.2 milyar TL) cezaya çarptınldı. Gazete. okurlanna bedava mobil telefon vereceğıni vaat etmişti. Ancak okurlann telefonu alınca bazı ödemeler yapmalan gerektiği ortaya çıktı. Bunun üzenne gazeteye "yanıltıcı promosyon" yaptığı için paracezası verildi. Modacı Faruk Saraç, hazırladığı giysilerin düğmelerini bile kendisi seçiyor Türk erkeldeıi 'renldendT SERPİLGÜNDÜZ Erkeklerdeki "renksizHği" keşfetmiş. Şimdi onlara rengârenk kravatlar ve kostümler giydiriyor. Türk erkeğinin gardırobunu iyi tanıdığını iddiaediyor. Ona göre siyasi liderlerin birde giysi danışmanı olmalı. Kadere. kısmete ve şansa inanıyor. Faruk Saraç, Türkiye'nin "enisimyapnuş" insanlannı giydirdiğini söylüyor. Ş. Urfa'dan eşya taşıyan bir kamyonun tepesinde okumak için Istanbul'agelmiş. Bir süre bakkalda ve çiçekçi dükkânında çalışmış. 1980 yılında eğitim enstıtüsü Ingilizce bölümünü bitirmiş. Futbolu çok sevdiğini anlatıyor. Tophane Tayfunu'da, Konya Ereğli'de. Adanaspor'da oynamış. Karagümrük'te "topu" bırakmış. Tekstil işiyle uğraşan bir yakınının yanında kumaşlar girmiş hayatına. Amcasının oğlunun alacağına karşılık bir dükkâna ortak olmuş ve ilk butiğini açmış. 1985'ten beri de Faruk Saraç' ı marka yapmak ıçm çalışıyor. Faruk Saraç kimleri giydiriyor? Son dönemdc zengin olmuş ya da sonradan para sahibi olmuş insanlan mı? - Bu saptama yanlış. Giyim bir kültür olayıdır. tnsanın kendine yakışanı seçmesi. Giyim kültürünüz varsa yakışanı seçersiniz. Giyim kültürünüz yoksa yakışanı seçemezsiniz. Bizde Türk erkeklerinin giyim kültürü zayıf. Zayıf olmasının nedeni de şu: Kendisi için değil başkaları için giyiniyorlar. Renkli kıyafet verdiğiniz zaman bile acaba ne derler diye kuşkulan var. Çok uçuk renkler kullanamazlar. isımleri homoseksüele çıkar. Başkaları için giyindikleri için klasik renkte kalıyorlar. Faruk Saraç pahalı mal satmıyor. Türkiye'de ekonomik dengelerin kötü oluşundan kaynaklanıyor bu. Kullandığı kumaş ve malzeme Avrupa standartlannda. Birçizgi oturttum ben. Bizim çizgimiz tamamıyla klasik. Faruk Saraç'ın çok çeşitli müşteri portföyü var. Suudi prensinden Alman De\ let Bakam'na kadar. Türkiye'nin birçok yerinden gelen insanlar. üst düzey bürokratlar. bakanlar. milletvekileri. sanayici ve işadamlan... 15 yülık birikim - Niye bu insanlar sizden giyiniyor? - Ben bu işi 14 yıldır yapıyorum. Türk erkeğinin gardırobunu çok iyi tanıyorum. Ne eksik olduğunu biliyorum. Türk erkeğinin gardırobu klasiktir. Belli bir kesim. moda olayından etkilenmiyor. Türk erkeğinin gardırobunu açın 10 takım elbisesi varsa üç tanesi lacivert, iki tanesi siyah. bir tanesi gridir. Bir kırmızı ceket, san ceket. beyaz ceket yoktur. Faruk Saraç'ın, farklı şeyleri yapmayı ve zoru başarmayı seven bır yapısı var. Son 1-2 yıldır 15 yıllık birikimimi kusuyorum. Düğmeyi bile benden başkası seçemez. Stilist. modelist kullanmıyorum. Insan başkasının beyniy le bir yere gelemez. Benim yaptığım şey Türk erkeğindeki eksik olan tarafı bulmak. Sadece kendi kazancımla farklı çizgiler yaratarak Türkiye'nin en isim insanlannı giydirdiğimi zannediyorum. Siyah hâkimiyeti - Türk erkeğinde eksik olan renk mi? - Türk erkeği 90 yılında tamamen siyahtı. Caddelerde siyah. lacivert vardı. Montlarla dolaşırlardı. Ben Türk erkeğinin bir tarzının. bir stilinin olmasından yanayım. lşimi çok seviyorum. Türkiye'ye getirdiğim çok yenılik var. • "Türk erkeği 90 yılında tamamen siyahtı. Caddelerde siyah, lacivert vardı. Canlı kravatlar. canlı renkler kullanıyorlar artık. Bordo ve saks mavisi Türk erkeğinde çok güzel durur." • Zoru başarmayı seven Faruk Saraç, "Stilist. modelist kullanmıyorum. İnsan başkasının beyniyle bir yere gelemez. Benim yaptığım şey Türk erkeğindeki eksik olan tarafı bulmak" diyor. -Erkeklerdeğiştimi? - Canlı kravatlar. canlı renkler kullanıyorlar artık. San ve mavinin 7-8 tonu var. Bordo ve saks mavisi Türk erkeğinde çok güzel durur. Türkiye'deki starlan giydiriyorum. onlarbüyük kıtlelere ulaştığı için bir Faruk Saraç giysisini herkes tanıyor. Türkiye'ye ilk renkli kıyafetı getiren kişiyım. - Pahalı giyiın alıs.kanhğı olanlarmı sizden giyiniyor? - Türk erkeğinin bir geleneği vardır. Terzisini ve berberini kimse kolay kolay değiştirmez. Bugün bir Yahya Demirel de bir İbrahim Tatlıses de benim müşterim. İbrahım Tatlıses'le 7-8 aydır çalışıyoruz. Ben farklı şeyleri yapmayı seviyorum. - Şık giyinmek ne demek sence? Renkli olmak eksiklikti - Renkli giyinmek değil. Renkli olmak Türk erkeğindeki bır eksiklikti. ben onu keşfettim. Bir Sabancıda kendine göre şık Ş. Urfa'dan İstanbula. eşya taşıyan bir kamyonun tepesinde okumak içingelen Faruk Saraç, tekstil işiyle uğraşan bir yakınının yanında kumaşlarla tanışmış. Amcasının oğlunun alacağına karşılık bir dükkâna ortak olmuş ve ilk butiğini açmış. 1985'ten beri de Faruk Saraç'ı marka yapmak için çalışıyor. (Fotoğraf. ERZADE ERTEM) giyindiğini sanıyor. Bu bir kültür olayı, beğendirmek olayı. Giyim zevki önemli. Siyasi liderlere bakın. Bugün o insanların 30 tane danışmanı var, bir tane giysi danışmanı yok. Giysinin insan yaşantısında önemi var. Özel seçilmiş bir giysi. karşınızdaki insanı etkiler. - İnsanların giysileriyle ilgili tercihleriyle kendi dünyalan arasında ilgi var mı? - Var. Bize gelen bir müşteri kendisini tamamen bize bırakır. Gelen insanın fiziğine bakarönce Faruk Saraç. Göğüs kafesinden omzuna kadar. Tenin rengi de önemlidir. İstediği giysiyi nerede, nasıl kullanacağına bakar. - Nedir Faruk Saraç tarzı? - Tamamen klasik. 25-45 yaş arasına hitap eden bir firma. Eksik gördüğümüz 15-25 yaş arası... Faruk Saraç tarzını kendim yarattım. Bayan kumaşından da ben kıyafet hazırlıyorum. Bazen kumaşı ters döndürüyorum. Yenilik yapmadığınız sürece yok olursunuz. Dedeler kategorosinde kimse koşmuyor, gençler koşuyor. 45 Türkiye markası, ünlü markalarla anılıyor. 100-150'ye yakın yabancı marka da Türkiye'ye geldi. Benim de bu savaşın içinde Faruk Saraç olarak ismim geçerse ne mutlubana. Erbakan'ın kravatlan - İslamcı kesiminözel bir giysitakbioluyor mu? - Olmuyor. Ben cuma namazlarını bile kılanm. Müslüman bir ülkede yaşıyoruz. Örneğin Necmettin Erbakan farklı kravatlan ile kendisine bir imaj oluşturdu. Bizim de gönderdiklerimiz var. Dışandan da alıyorlar. - Demirel mi, Erbakan mı iyi giyiniyor? - Klasik renklerle güzel giyiniyorlar. Onlann çevresinde büyük kıtleler var. Bakın hiçbir liderin haftasonukıyafeti vok. Resmi giysilerini bile hafta sonu giyıyorlar. - En pahalı kostümleri isteyenlerin ayağında bir bakarsın beyaz çorap... Ne vaparsın. müdahale eder misin? - Bizim güneyde çok kullanırlar beyaz çorabı. Bu bir alışkanlıktır. Bize gelen insanlarda beyaz çorap yoktur. Takıya bakışta ilkeliz - Erkekler takılar takarlar. onlara müdahale eder misin? - Bizde o tür insanlara kıro denir. Avrupa'da insanlar küpelerledolaşır. Moda olur. Biz bu konuda ilkeliz. Bizim insanlanmız güzel bakmasını bilmiyor. - Kimleri giydiriyorsun? - Salim Ensarioğlu, Tevfik Diker, Suudi Prensi. Alman Devlet Bakanı, Yahya Demirel. Sacit-Fahrettin Arslan, İbrahim Iatlıses, Burhan Çaçan, Türker İnanoğlu, Tarık Tarcan, bazen Fatih Terim. Fenerbahçe'nin 3 yıl önceki futbol kıyafetlerini yaptım. tş adamları, Ergün Berksoy; Yaşar Aktürk. Yüksd Şahin. Sinema ve tiyatrolara kostüm veriyoruz. 'Rahmi Koç'u giydirmek isterim' - Giydirmeyi istediğin kimseler var mı? - Rahmi Koç. Kendine göre çok iyi tarzı var. En büyük idealim Türkiye'ye gelen yabancı insanlan giydirmek. Her gelen insanı rengârenk giydirmiyorum. Sabancı çok kötü giyiniyor. 60'lann modasını izliyor. - Kimler güzel giyiniyor? - UğurDündar, Fatih Terim. Rahmi Koç, Duran Akbulut, Mustafa Denizli, İbrahim Tatlıses. Necmettin Erbakan. Bergama Ovacık'ta halkın hukuk mücadelesi sürerken Eurogold, üretime geçme hazırlığı yapıyor Altın rafinerisi kurulması isteniyorASUMAN ABACIOĞLU İZMİR - Dünyadaki belli baş- lı altın ithal eden ülkelerden biri olan Türkiye'nin^aran üreten" ül- ke durumuna geçmesine az kala, altın rafinerisi kurulması yönün- de çabalar yoğunlaşıyor. Türki- ye'nin altın üretse bile rafıneri kur- madan kârlı duruma geçemeyece- ği belirtiliyor. Bergama Ovacık'ta sıyanür kul- lanarak yapılacak altın işletmeci- liği konusunda bölge halkının Da- nıştay'a götürdüğü hukuk müca- delesi sürerken 8 yıldan sonra al- tın madenciliği izni alan Eurogold, yakında üretime geçme hazırlığı yapıyor. Bu arada Türkiye'de "altın ra- finerisi" kurulması gündeme gel- di. Türkiye'nin yıllık 160 ton altın ithali ile dünyanın belli başh altın ithalatçılan arasında bulunduğuna dikkat çeken çevreler. ithal edilen altının yansının işlenip ihraç edi- lirken geriye kalanının iç pazara su- nulduğunu söylediler. Hükümetin. gerek halkın elin- de tuttuğu önemli miktardakı al- tını ekonomiye kazandırmak. ge- rekse Türkiye'yi altın işleme ve ti- caret merkezi haline getir.nek için Istanbul'da biraltın borsası açılma- sına ve bir rafineri kurulmasına karar verdiğini anımsatan çev reler, bu sayede Türkiye'nin sadece dün- yanın önde gelen bir altın mücev- her imalat merkezi olmakla kalma- yıp, aynı zamanda önemli bir al- tın ticaret merkezi konumuna ge- lebileceğini belirttiler. Yabancı maden şirketleri. altın rezerv lerine bakılarak Türkiye için 5 yılda 12 tonluk altın üretimini u gerçekçi ve ulaşılabilir" bir he- def olarak koyarlarken yalnızca üretimin yeterli olmadığını. altının •"işlenmiş" olarak ıhraç edılebıl- mesi için bir altın rafinerisi ku- rulmasının şart olduğunu savunu- yorlar. Dünyada 2 bin ton olan yıllık al- tın üretiminin yaklaşık v üide 8'ini Türkiye'nin tek başına işlediğini, bu oranın ülkemizi altın işletme- cıliğinde dünyada beşinci duruma getirdiğini belirten yetkililer, bu- rada ilginç olan noktanın Türki- ye'nin altın üretimi yapmaması olduğunu savunuyorlar. 5 bin ton altın Halkın elinde bulunan 5 bin ton altının ekonomiye kazandınlma- sı için IstanbuPda kurulan altın borsası bir yılını doldururken al- tın rafinerisi kurulması için çalış- malar sürdürülüyor. İstanbul Kuyumcular Odası yet- kilileri. altın rafinerisi konusunda geç kalındığına dikkat çekerek, halkın elinde bulunan 18, 22. 24 ayaraltınlann rafineride aynştın- larak 24 ayar haline getirilmesi ile borsada işlem görebileceğini vur- guladılar. tzmir Kuyumcular Odası yetki- lileri de. Türkiye'ye yılda 1.5-2 milyar dolar ödenerek yurtdışvn- dan 165-175 ton altın ithal edildi- ğini, bu külçe altınlann genellik- le Belçika. tsveç ve İngiltere dam- galı olduğunu belirterek. şöyle ko- nuştular: "Türkiye'de25cKanndaverim- li altın madenyatağı tespit edilme- sine karşın maalesefbir tek rafıne- ri bile bulunmamaktadır. Rafine- ri yokluğu nedeniylebu yataklariş- letilme>e açılsa bile çıkarılacak ma- den y urtdışında rafine edilecek ve o ülkenin damgası ile dünya piya- salanna sürülecektir." Hedeflerini belirledi ÇYDD 2000'li yıllara hazırlanıyor • Derneğin hedefleri arasında, Türkiye'yi uluslararası toplantılarda bir sivil toplum örgütü olarak temsil etmek, olanaklan kısıtlı çocuklara bilgi ve kültür hızmetleri götürmek ve okuma-yazma kurslannı gönüllü olarak sürdürmek bulunuyor. İstanbul Haber Servisi - 2 bin 500 olan burslu öğrenci sayısını lOObine çıkarmayı hedefleyen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), 2 binli yıllardaki hedeflerini belirledi ve "2000'lerde Çağdaş \apılanma" adıyla bir kampanya başlartı. Derneğin 2000'li yıllardaki hedefleri arasında, Türkiye'yi HABITAT gibi uluslararası toplantılarda bir sivil toplum örgütü olarak temsil etmek, yaz ve kış okullannda olanaklan kısıtlı çocuklara bilgi ve kültür hizmetleri götürmek ve okuma-yazma kurslannı gönüllü olarak sürdürmek de bulunuyor. Atatürk Uke ve devrimleri ile kazanılan evrensel insan. kadın ve çocuk haklannın sağlanması ve çağdaş. eğitimin yerleştirilmesi amacıyla 1989'da kurulan ÇYDD. 2000'li yıllar için yeni hedefler belirledi. Demek. Türkiye genelindeki 60 şubesini. 2000'li yıllarda tüm kent ve kasabalara yaymayı planhyor. 1996-97 öğretim yılında, 2 bin 500 olan burslu öğrenci sayısını 100 bine çıkarmayı hedefleyen ÇYDD. halk eğitim merkezlerinde Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa yürütülen "kadını eğitimli \e üretken kılma" programını bütün ülkeye yaymayı da düşünüyor. Dernek. 2000 yılına kadar anneler yoluyla 100 bin aileye ulaşıpdestek sunmak amacıyla da çalışmalannı sürdürüyor. ÇYDD, halen 600 üyesi bulunan çocuk kulübünü yaygınlaştırıp "her şubeye bir çocuk kulübü" açmayı da hedefliyor. Bugüne kadar bin 500 köy okuluna yapılan kitap yardımını tüm köylere yayma ve tüm köy okullarına bir kitaplık kuıma projesi de ÇYDD'nin 2000'li yıllardaki hedeflerinden biri. ÇYDD'nin hedeflerinden biri de yüz yüze görüşülen 10 bin aile sayısını 100 bin aileye çıkarmak. Dernek, bugüne kadar 14'ü Türkçe basılan, biri tngilizce olarak yayına hazırlanan kitaplannın sayısını çoğaltmayı da planhyor. ÇYDD. belge nıtelığınde bilımsel araştırmalar yavımlayan bir -ÇY DD yayınevi" oluşturmayı da hedefliyor. Bugüne kadar beşi yurtdışında olmak üzere, 30 merkezde toplam 30 bin gence sergilenen "Atatürk'ün kendi diliyle Sö> lev " projesini tüm yurttakı ve yurtdışındaki gençlere yaymak da ÇYDD'nin amaçları arasında yer alıyor. tlk kez adı "Çocuk Tiyatrosu" olan bir binayı hizmete açan dernek. yeni hedefleri arasına "her şubede bir çocuk tiyatrosu" projesini de koymuş. Derneâin 20001ı yıllardaki hedefleri arasında Türkiye'yi HABITAT gibi uluslararası toplantılarda bir sivil toplum örgütü olarak temsil etmek, yaz ve kış okullannda olanaklan kısıtlı çocuklara bilgi ve kültür hizmetleri götürmek ve okuma- yazma kurslannı gönüllü olarak sürdürmek de bulunuyor. e-posta : tan (« vol. com. tr MESELA DEDÎK ERDAL ATABEK ' örfez savaşlannı herkes bılır de "köfte savaşlan" gözden kaçaı. "Köftesavaşj"nı ne CNN'den iz- leyebilirsiniz ne de ünlü yazarlann yo- rumlannarastlayabilirsiniz. Ama Kör- fez savaşı biter. köfte savaşı bitmez. Köfteler yılın her gününde. günün her saatinde savaşır dururlar. Köfte savaş- lannın üzerinde böyle ehemmiyetle dur- mamız şundandır ki bu lezzetli ve bes- leyici et yemeğini bizim icat etmiş ol- mamız büyük bir olasılıktır. Ama "köf- te" denen büyük buluş. bize ait olduğu halde şimdi elin yabancılannın ta uzak- lardan, bilmem kaç bin milleren gelip bizim yerli köftelerimizi yenmesini in- sanın aklı almıyor, hem de içi kaldır- mıyor. Ne yapacaksınız ki memleket yabancı hayranlığının avucuna düşmüş, markası yabancı olsun da ne olursa ol- sun. Buyrun bakalım. Amerikan köfteleri mevzileri ele geçirdığinde renkli bır de- ğişıklik olarak kabul edildi. Bizim köf- tecilerin "nasıl olsa gidiyor" deyip ku- laklannın üstüne yattıldan bir zaman- da cicili bicili yerleri açmaya başladı. Çoluk çocuk da değişikliğe hemen ku- lak kabartır ya, buralan dolmaya baş- ladı. Ortada koşuşan görevliler de genç- lerden seçildi. başlanna rengârenk kep- ler takıldı. Haydi bakalım. buralara gir girebilirsen. Küçük mönü, büyük mö- Dünya köfte savaşlan... A merıkan köftelerinin ilki olan McDonald's hamburgeri tepe- den inme bir operasyonla ilk nü, Big Mac derken moda oluverdi mi sana. Hamburgerle kola gençlerin ol- mazsa olmaz yaşama biçimlerinden bi- risi oldu. Elbette Amerika'da hamburgerlerin yağ miktannın fazla oluşuna, koleste- rol miktarlannın dikkat çekişine eleş- tiriler yağmasına kimsenin baktığı yok. Köfte istilası artarak sürüp gitti. Arkadan King Burger de istilaya ka- tıldı. Tav ukçular durur mu? Kenrucyli tavukçu albav emeklisi de KFC marka- sıyla bu pazara giriverdi. Şimdi yerli kıy- malarla yerli tavuklar allanıp pullanıp Amerikalı kımliklerivle yağma gıdi- Bizim köfteciler uyuyor mu?.. S iz hıç Sultanahmefte Sultanahmet köftesi yediniz mi? Şimdi başka yerlerde de Sultanahmet köfteci- leri açılıyor ya. siz bu köftev i bir zah- met gidip Sultanahmet'te tadın. Köfte. piyaz. irmik helvası mönüsünü bir kez tattıktan sonra yolunuz düşmese de uğ- ramak isteyeceksiniz. Izgara köfte olarak tanıdığımız (adı cızbız köfte de olabilır) bu yemeğin yaygınhğını herkes bilir. Ama köfte çe- şitîerimiz saymakla bitmez. Izmir köf- tesi. İnegöl köftesi. Adapazarı ıslama köftesi. sulu köfte. kuru köfte. kadın- budu köfte. ekşili köfte. sahan köftesi. bıçak köftesi gibi nice köfte çeşitleri var- dır ki hepsi de yerine zamanına göre ta- dma doyulmaz >emek türlerini oluştu- rur. Içli köfte mahzun değil. içi doldurul- muş köftedir. Tekirdağ köftesinı Tekir- dağ'dan geçerken yerseniz tadının de- ğişık olduğunu fark edersiniz. Ünlü çiğköfte memleketin her yanı- nı dolaşmaktadır. bir ara Meclis'e ka- dar girmiş. dedikodulara neden olmuş- tur. Seyyar köftecilerin "tükürük köf- tesi" de inanılmaz lezzetler sunmakta- dır. Köftenin hiç yurtdışına çıkmadığı- nı sanmayalım. Zamamnda Yugoslavya'ya kadar git- miş, orada da "köfte" olarak kimliğini korumuştur. Ne var ki bu anlı şanlı ulusal köfte- miz artık sınırlanmız içine çekilmiş du- rumdadır. Bizim köfte aşkımız da Ame- rikalı köftecilerin istilasını durdurma- ya yetmemektedır. Bu Amenkan köf- tehorlan arkalarına aldıkları büyük pa- ralarla desteklenmekte. onlan durdur- maya da bizim köftelerin gücü yetme- mektedir. Bu arada ikinci savaşlar kızarmışpa- tatesle piyaz arasında yapılmakta, o ca- nım piyaz da sonradan görme kızarmış patates karşısında gerilemeye geçmek- tedir. Ek bir savaş da kolayla ayran arasın- da geçmekte. ne yazık ki o cepheden de iç açıcı haberler gelmemektedir. Köfte savaşlannda gerilememize kar- şın zafer kazanmış mev zilerımız de ol- duğunu unutmayalım. Bunlann başın- da "dönermeydan muharebemiz" gel- mektedir. Dünyaya "dönerT1 le yaptığımız çı- karma çok şükür ki zaferle sonuçlan- mış, Alamanlardan başlayarak bütün dünya "döner"imizın parlak başanla- rı karşısında parmaklannı ısırmakla kalmamış. parmaklannı yemeye baş- lamıştır. İkinci başanmızı "yoğurt"!a elde et- miş bulunmaktavız. "Şişkebap"la da büyük başan sağladıksa da \'unanlılar bu başanyı kendi hesaplarına yazmak- ta hayii gayret göstermışlerdir. Hadi bakalım. bizim köfteciler iş ba- şma. Sız de bır gayret şu dünya millet- lerine bizim köfteleri tattınn. parmak- lannı vedırin.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear