29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
T EYLÜL 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET ** SAYFA KULTUR 15 5 3 . V E N E D İ K F İ L M F E S T İ V A L İ ' N D E N N O T L A R Godard ve 'Saraybosna mon amour'SCTNGUÇARAJN VENEDİK- Ufaktan ufaktan tünelin ucu göründü Venedik'te. Daha önce yaz- dığiTnız gıbi. basındaçıkan değerlendir- melerden ve uzman dedikodulanndan çı- karabildiğımız kadan>la. Abel Ferra- ra'rtın mafya fümi "The Funeral-Cena- ze", Allın Aslan'a oldukça yakın duru- yor şimdılik. Ken Loach'un "Carla's Song"u. önceki gün se\rettiğimiz. ttal- yan toplumundaki çürümenın. genel yozlaşmanın. mafyanın üstüne giden. kendi halındeki bir kilise rahibiyle I gü- nümüz Italyan sinemasının en sıkı akıör- lerin-den Fabrizk) Benri\oglk> oynuyor). himayesine alıp eğittiği, gönlünü açtığı, kilise şarkıcısı yaptığı. cahil \ e yoksul ai- le kurbanı Napolili güzel bir oglan çocu- gunun yakın ilişkisini, yeni gerçekçiliği günümüze taşıyan. duyarhkîı \e belge- sele yakın bir tarzda anlatan. yeni ku- şaktan Antonio Capuano'nun acı ve sert filmi "NunziOiMayısta 14'üneGirecek"'i ve İrlandalı Neil Jordan'ın. basıoldeki Liam Neeson'un yine döktürdüğü. des- tansı "Michael Collins"i de yapılan de- gerlendirmelerde öne çıkan dığer fılm- fer. Akademi geçmişimizden olsa gerek. bizim pek beğendiğımiz. David Bo- vvie'nin. adeta "Andy \Varhol mezann- dan çıkagelip de oynamış!'dedirten per- formansıyla Pop Art'ın prensini canlan- dırdıgı "Basquiat"nınsa esamesi okun- muyor pek. Ahlakın altını çiziyor Dün akşam seyrettiğımız bir başka \a- rışma filmı de, dünya prömiyeri. *acıla- rın başkenti'nde. Boşnaklann tıkabasa doldurdugu bir salonda yapılmış, Jean- LucGodard'ın son yapıtı olan "Forever Mozart"tı. 4 yıldır Bosna'da yaşanan katliamlardan duyduğu utançla \e azıcık da olsa. Boşnaklara arka çıknıak amacıy- Ia bu filmi gerçekle^tirdiğinı ifade eden Godard ustanın "Forever Mozarfı. alı- şılmış sinema standartlanndan farklı bir • Abel Ferrara'nın mafya filmi 'The r-uneral- Cenaze", Altın Aslan'a oldukça yakın duruyor şimdilik. Ken Loach'un 'Carla's Song'u. yeni kuşaktan Antonio Capuano'nun acı ye sert filmi 'Nunzio, mayısta 14'üne girecek ve İrlandalı Neil Jordan'ın, başroldeki Liam Neeson'un yine döktürdüâü. destansı 'Michael Collins'i de yapılan değerlendirmelerde öne çıkan diğer filmler. • 4 yıldır Bosna'da yaşanan katliamlardan duyduğu utançla ve azıcık da olsa, Boşnaklara arka çıkmak amacıyla bu filmi gerçekleştirdiğini ifade eden Godard ustanın 'Forever Mozart'ı, alışılmış sinema standartlanndan farklı bir yapı arzediyordu beklendiği gibi. yapı arz ediyordu beklend\ğı gibi. Pessoaya ithaf edılecek \e Portezi'de çekilecek bir film önerisıni erteleyip. Philippe Sollers'in Le Monde'da ya\ ım- lanmış 'Sarajevo-Marivaas 11 yazısından esinlenerek. Fransa- İs\ içre sermayesiy- le "Forever \1ozart"ı çeken Godard ön- celikle ahlakın altını çiziyor Saraybosna olayında. 193O'!u yıllarda A\rupa'da yaşanan al- çaklığın 1990'larda Avrupa'nın göbeğin- de tekerrür ettigini vurguluyor. Mad- rid'de Goytisolo'nun ona dediği gibi. "36'nın uluslararası tugaylan benzeri bir çok dilin konuşulduğu ku\ vetler var bu- gün Bosna'da, ama bir boka yaramnor ne yazık ki!" diyen Jean-Luc amcanın sözcüklerivle •Saravbosna, Batı dünva- sının fahişesi' ne yazık ki. Bir yönetmen. üç öykü \e savaş sahnelerinin yer alma- dığı. farklı tasanlarla Saraybosna'yayol- lanan bir film ekibi... Her zamanki gibi. pelikül üstüne kay- dedilen kurmaca öyküler anlatmanın yollanyla, film çekimiyle. John Ford'va- ri sinemasal ifade olanaklanyla dalgası- nı geçerek, kendince bir çeşit düşünce si- neması yapan Godard'ın bu 'aydın işi, film içinde film' gırgın. sona erdiğinde cılız bir- iki alkıştan fazlasını alamadı. hatta bizim seyrettiğimiz özel basın gös- terisinden çıkanlar bile oldu! Günah çıkarmava dönüşecek mi? Bize Godard'ın 30 yıl kadar önceki "Kiiçiik Asker" ya da "Jandarmalar" gibi ilk dönem yapıtlarını anımsatan "Forever Mozart"ı a acabajüri nasıl de- ğerlendirecek, meraka değer. Şu günler- de, seçici kurul üyelıği nedeniyle. her- halde dışa kapalı \e ketum bir hayat sü- ren. Se\gili Hülya Lçansu'vu bir göre- bilsem. bunu soracağım özellikle ve ta- bii bir de acil söyleşi \aadi alacağım en kısa zamanda. gazetemiz için. Bizim bilebildigimiz. Paul Pavtkms- ki'nin "Sırp Destanlan". Miran Zupa- nic'in "Bosna'ya Bakış". Bernard Hen- ry-Levy'nin "Saraybosna", SergioGer- mani'nin "Savaşın Sonu Yok". Milko Mançevski'nin "Vağmurdan Önce". Teo Angelopulos'un "Ulis'in Bakışı". Emir Kusturica'nın "L'nderground". Michel VVinterbottom'un henüz çekim aşama- sındaki "Nataşa'nın Öyküsü" ve Go- dard'ın "Forever Mozart"ı gibi filmler- le Bosna olayının Avrupa sineması için giderek bir günah çıkarmaya dönü^üp dönüşmeyeceğini göreceğiz zamanla. Italyan basınında rastladığımız. ko\- boy Clinton'un Saddam'ı ufalayaca- ğımvan demeçlennin ürpertısı ve Kör- fez bunalımının nüksetmesi endişesi bir yana, Venedik'te başımız göge erdi bu- gün: JaneCampion'un özel gösterilecek Henn James uyarlaması "Bir Leydinin Portresi"nde başrolü üstlenen dilber Ni- cole Kidman'ı gördük. >anındaki süne- pe koca&ıyla birlıkte Lıdo'yu şereflendi- rirken! Yann da Bruce VV'iIlis geliyor- muş, eskiden göıme zevkine erdiğım Maruschka Detmers, \aleria Golino, Barbara Hershe>, Roman Polanski ve ta- bii Emmanuelle Seigner'len filan say- mıyorum artık... Ölümünün 8. yılında mimar Sedad Hakkı Eldem'i yine 'suskun' anıyoruz Mimarlığımız Sedad Bey'in özlüyorOKTAY EKİNCİ "Bir zamanlar Boğaziçi acaba nasıldı?.." Bir nostalji olmasının ötesınde. bulundugu dogal çevreyle bütünleşen eşsiz bir "mimarhk kültûrü"nün de yenıden anımsanması demek olan bu soruşa yanıt arayanlar, önce Sedad Hak- kı Eldem'e başvururlar. Sonra".. '- 4 -"Vı# Sonra yine Sedad Hakkı Eldem'e başvurur- lar ve belki de sadece onunla yeiinıp sorulannın yamtını da fazlasıvla almış olurlar. Pekı: bu eşsız mimarlık kültürünü "çağdaş u>gulamalar için de esin kaynağı olarak değer- lendirmek" ve yine mımarlıkta "uygarlık kim- liğinım sürdürmek" ıçın acaba venı tasanmlar- da nasıl bir "diP kullanmak gerekır' 1 "Netere özen gösterilmelidir?" Günümüzmımarlıgınıntemel "ulusalsorum- luluklan" arasında yer alan; hatta sahip olduğu- muz kültürel birikımın bir "insanhk mirası" ol- duğunu da düşünürsek. > ıne mimarlıgımızın av - nı anda "evrensel yükümlülüğünü" tanımlavan bu sorunun da vanıtını bulmak ıstevenler. elbet- te kı önce Sedad Hakkı Eldem'e başvururlar. Onun bir hoca olarak gerçekleştırdığı zengın araştırmalannın yanı sıra bir "mimar'" olarak da tasarlavıp Istanbul'a armağan ettigı bınalannda- kı "geleneksel esintiler". geçmışı rutucu bir an- la> ışla taklıt etmeden. ama geçmışuı yine u bize aitolan" sanat ve estetık degerlennı kucaklaya- rak varınlara Üa taşıyabılmenın çagdaş ömekle- nni oluştururlar. . Türkıye'nınkültürbirikimineduyarlımimar- larımız ve hele onun "disipline ve eiddiyete da- yalı" derslennı alma şansını bulabılmış ögren- 293 89 78 (3MW) (liınisıS A N AT ME RKE Z Resim - Seramik - Gravür Minyatür - Takı - Ebru Çocuklara Resim ve Seramik KURSLAR BAŞL\MIŞT1RZeytinl* Mah. Sporcu Sk. Ho: 12 BakırkâyTe<. (0212| 571 60 16 SEMIYE FENMEN R E S İ M V E S E R A M İ K S E R G İ S İ 2 - 16 Eylül 1996 D.G.S. Galerisi Atlas Sineması Üstü / Beyoğlu Galeri Atölye ilanlarınız için: 293 89 78 (3 hat) Sultanahmet CAFERAGA MEDRESESİ Hat • Te$l«lı • Mfeıyatir • Ebn • Ağaç oyma n Sefefkariık Ponalen S H İ M M • Cam SÜSIMM • Takı .Testil Tasanm Tataıiği • Dekoratif Senalk • Pntik E» Dekora • Granr • Rilyef • Resiı • Göal Sanatlara Hazırlık Osnanlıca • Araaça • Ney • Ud Kayıtlar: CvM ı HAHIÇ) Hergün: ııj Uü - H) 00 ;ır-ıs Tel: 513 18 43 2^2 31 4-1 Fax: S11 41 Ai T.C. MILLİ EĞİTİM BAKANLIĞI t f OZEL • PERA GÜZEL SANATLAR LİSESİ AN&&OLU LİSESİ STATÜSÜNDEKİ TÜRKİYE'NİN Vjjjt ^ÖZEL GÜZEL SANATLAR LİSESİ • - O L A N O K U L U M U Z D A ; * İlk yılı İngilizce Hazırlık olmak üzere 4 yıllık öğrenim süresi * Kendi dallarında uzman öğretim görevlileri eşliğinde köklü eğitim * En fazla 24 kişilik İngilizce hazırlık sınıfları * Hazırlık sınıflarında ağırlıklı branş dersleri için, tam donanımlı müzik, resim atölyeleri ve çok amaçlı salon * Zengin bir kütüphane * Öğrencilerin yiyecek ve içecek ihtiyaçlarının karşılandığı 200 kişilik, donanımlı yemekhane ve kafetarya * Şehrin kültür merkezindeki okulumuzdan eve, evden okula rahat ve güvenli ulaşım imkanı 1996 -1997 Öğretim Yılı için Lisemizin ÜMÜZİK ve RESİM Bölümlerine giriş sınavı ile öğrenci alınacaktır. Kayıtlar devam etmektedir Sıraselviler Cad. Billurcu Sok. Billurcu çıkmazı No:l4 Taksim - istanbul Tel: 0(212) 2453008 - 2453009 - 2454460 - 2445203 Fax: 2523082 EVRENSEL SANATLAK MüziK MERKEZI Merhaba iasanlar, motaba-. Muzık sanatının bılimselliğıne ınanan. çağdaş çızgısını korumakta kararlı ve bu yolda eğitim alacaklar ıçın. KEMAS PtYAMO ŞAN SOLFEJ VtYOLA GİTAR ORK. ÂRMONÎ VtYOLONSEL MAMDOLA KORO KONTRAPUNT KONTVRBAS MANDOÜS KOMP. FORM BlLGİSt FLÜT SVRENSEL TINI Bu bölumlerde yeüşenler, "YENİ MÛZİK" olgusunda var olan eserlen EVRENSEL SANATLAR Orkestra ve Korosunda sunarak yol aJmakladırlaı BU YOL EVRİM YOLUDUR. Eırensel Sınjliu Mönk Motezı 19S0 yılındı Tayfon GalKku tanfindaı kunjlmuf otup. \xozcn ısımjerdekı kunınüvlı ıl{uj yoktur Imu te^ıllukr. Başağa Çeşnıe Sok. No.ll Galatasaray-İst. Tel: (0211) 293 60 75 • 293 61 05 Faks: 293 61 05 Tarih Vakfı'nın Darphane Bınalannda Duzenledığı "Dünya Kerrti tstanbul" ve "Tarihten Günümüze Anadokı'da Konut ve Yerfeşme" Sergılen HHALKLEASING F l • A • s ı L t l ı u ı m « ? . katkılanyfa 29Eytül'e Kadar Açıki.. T Evlûl 1996 C m » < u i « ı h ı m ı r a ^ a n u i a a K u l t ü r 5 a n a t E t k ı p l ı k l c r ı P r o g r a a 1600 lırıgıı "Darphanf-ı \mırr'd^ Haııne Au" tftematıfTurızm DeıUfı\te 18.00 kontrr "Ulaobul Çalarak Bız Seı'tanbaİ Pr 8E\luİ19^ Pazar \ 15 00 Tulumbacılar Göstrneı "Darph»tM*-ı Amırf'dr ^an»ın \aaar. ^etı^ın Tulumbaoılar!* | /)( Buvuktehır Beledtyeıt Itfaive Mudurlüğû Tulumbacılan 17:00 ' kon I "Sefarad Mülıeı" Sergner ;=t it ul tarm ne kadar Pazartesı-Salı hariç d Çer gjn r m' 1000-19:00 a'as açı* Tarıhı Darphane Bınalan r o p u p ı S r a j ' i . LSU Aya Ir n yt-^ı-Sul:a^ıa^ rn Kültür Sanat ilanlarınız için: 293 89 78 (3 hat) cileri (kı çoğu bugünün en dene\ımlı hocalan arasında yer alıyor) sekız yıl önce ölüm haben- ni aldıklannda derinden sarsılmış ve günlerce "susmuşlardı": Önceleri çaresızliğın. sonralan da belkı "ök- süzkalmaduygusu"nun \aranıgı bu suskunluk. ılgınçtır hâlâ sürüyor. 7 Eylül 1988"de yitirdigimız Prof. Dr. Sedad Hakkı Eldem içm, ister Kültür Bakanhğı üstle'n-' sın. ısterse de tam 64 yılını verdıgi "Akademi" önderolsun, örneğin genış kapsamlı bir sempoz- yum ya da benzen bir "anma ve deferiendirme toplantısı" düzenlemek üzere. acaba 8 \ ıldır ne beklenıyor?.. YüzjTİın serüveni 20. yüzyıl mimarlığımıza tartışmasız en güçlü ımzayı atan Sedad Hakkı Eldem 1908'de istanbul'da doğdu. Bir Osmanlı diplomatı olan babası Alişanzade Ismail Hakkı Be> 'ın yurtdışı göre\ len nedeniyle ilk ve ortaöğrenımını Avrupa'da tamamladı. 1924'te gırdigı'Sa- na>i-i Nefise Mektebi'nin Mi- marlık Bölümü'nü 1928'de bı- nncılıkle bıtırdi. tlerleyen yıl- larda adı "Güzel Sanatlar Aka- demisi" olan bu okulda (şimdı- ki Mımar Sınan Ünıversıtesı) 1932'den sonra "asistan" ola- rak çalışmaya başlayan Eldem. 1978'de emekli olduysa da as- lında yaşamının son günlenne dek yine hep Akademi "de "ho- calık^yaptı. Sedad Hakkı Eldem'in mı- marlığımıza olan ilk büyük kat- kısı.hiçkuşkusuz 1934'teyıne Akademi'de kurduğu "Siilli Mimari Semineri" adlı araştır- makurumuydu. "Batılıolmak" ıle "Batı'\ı taklit etmenin" ay- nı şey olmadığını, "çağdaş u>- gartığı'' yakalamak isteyen bir toplumun önce "kendi uygarh- ğının birikimlerinden yararlan- ması" gerektığıni, nitekım Ba- tı toplumlannın da yine kendi kültürel zenginlıklerine olan saygılanyla uygarlıklannı ge- liştırdiklerinı dıle getirmek ve savunmak, Cumhuriyet Türki- yesı ve cumhunyet dönemi mi- marlığımız için ne kadar da önemlıydı. Acaba. günümüz mimarlan. 60 yıl öncesinin bu "'dııyarlı seslenişine" şımdı ne dıyorlar? Dünya mimarlığının beşiği sa- yılabılecek bö>lesi bir coğraf- yada acaba nasıl bir "mimarlık dili" gerçekten evrensel olabi- lir'.' Istanbul'u ve giderek bır- çok kentimizi geçmişınden ko- partan şu garip \ e sözde "mo- dern"(!) uygulamalar, gerçek- ten "bizam" midir? Hem "çaf- daş" hem de "ulusal" bir mima- rinin >olu. yömemi. dayanağı ve "etiği r 'nedır?.. Bütün bu ve benzeri sorular. aslında Sedad Hakkı Eldem'i de mimarlığımızın tarihe geçen "Sedad Bej'*i" yapan ve onu "hocalann hocası'" kılan çaba \e arayışlarının temel sorula- nydı. Giderek çok daha fazla gereksinme duyduğumuz yine bu sorulann yanıtını verebil- mek için. hıç değılse ölümünün üzerinden artık 9 yıl geçmeden bir "Sedad Hakkı" Eldem Sem- pozyumu" düzenlemek. hem tarihe hem de geleceğe yönelik bir "uygarlık borcu" olsa ge- rek. Sevgilı hocamızı. bir ölüm yıldönümünde daha işte bu öz- lemle anıyoruz... S 1 DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Açlık Grevi "Ne yasaların yıldıncılığında kalsın ölüm cezası, ne de insanlar haklarını ölüm orucuna yatarak arasın- lar..." Telefondaki ses tümcenin ikinci bölümüyle ilgili bir şey söylememiş, yalnızca ölüm cezasına karşı olup olmadığımı sormuştu. Geçen yazımda dilimin döndüğünce anlattım o ko- nuda neler düşündüğümü. Gelin. tümcenin ikinci bölümünden de benzer bir soru çıkaralım: "Yani şimdi siz insanlann haklarını aramak için ölüm orucuna yatmalanna karşı mısınız?" Önce soruyu soyutlamak gerekir: Şu ya da bu dünya görüşünden. şu ya da bu inanç- tan olan, şu ya da bu ülkü için savaşım veren insan- ları düşünmeyin... Kısaca, dileklerini kamuyaduyurmak isteyen. hak- kını arayan herhangi bir insanın, değil ölüm orucu aşamasına geçmek, açlık grevine bile yatmasına ben kesinlikle karşıyım. Bu gerçi ilgisiz, devinimsiz bir toplumun yüzüne in- dirilecek en büyük şamardır, ama ederi çok yüksek bir şamar: Bir insan ya da insanlar ölecek. karşılığında top- lum kıpırdayıp birtakım haksızlıkları görüp önlemeye çalışacak... insan bu kadar ucuz mu!.. Miskin âdem oğlanını benzetmişler ekinciğe Kimi biter kimi yiter yere tohum saçmış gibi Bu katlanma, boyun eğiş geçmışte kaldı. Bugün kimse kimseyi ekinciğe benzetemez!.. Ayrıca, sindirilmiş, aldatılmış, beyni yıkanmış. eği- timsiz bir toplum söz konusu ise, onu kıpırdatmak- tan ne umulabilir? Yoz bir toplumu sergilemek, başka toplumlar kar- şısında zor duruma düşürmek için de, bir insanın ya da insanlann ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bırakıl- maları çok yanlıştır... Hele toplumda yandaşı az düşünceleri savunan ki- şilerin eylemlerinde açlık grevine hiç yer olmaması gerekir. Çünkü bağlandıkları düşüncelerin arkasın- dan bakınca onlann değeri herhangi bir insanın de- ğerinin üstüne çıkar. Bir de insanın birey olarak çevresiyle ilişkilerini dü- şünmek gerekir... Hiç kimse yalnız kendisi değildir... "Bu can benim değilmı, ne ıstersemyaparım!" dı- yemezsiniz... Yaşamı paylaştığınız insanlar vardır. Ananız, baba- nız, kardeşleriniz, eşiniz, çocuklarınız, arkadaşlarınız, öğretmenleriniz, eğitmenleriniz, toplumsal ilişkiler içinde olduğunuz birçok insan... Yapıp ettıkleriniz on- ları çeşitli oranlarda etkıler... Kendinızi yöniendirir- ken onları da düşünmeniz doğaldır... Eskilerin çok kullandıkları bir sözü, şimdilerde pek kimse ağzına almıyor. Birisinden ayrılırken, "Hakkını helal et!" denirdi... Diyelim bir kimse bir yere gidecek, bir süre aılesın- den, akrabalarından uzak kalacak, bütün büyüklerı- ni dolaşır, kendisine emek vermiş, bakmış, yardımcı olmuş, hizmet etmiş kım varsa, tek tek, ellerını öper. dualarını ahr, haklarını helal etmelerini ısterdı. Demek ki bizim kültürümüzdeki geleneklere, inançlaragöre, insanlann birbirleri üzerınde bazı hak- lariöîuşuyor. Verdikleri emekle orantılı olarak. Ayrılır- ken o hakların helal edilmesi isteniyor. Bir haktan söz edilmesi yanlış elbette... O sözün gelişi. bir abartma. verilen emeğe göste- rilen birsaygı... Ama verilen emekle oluşan bağlar da yadsına- maz... Ananıza. babanıza. kardeşlerinize. yakınlannıza. sizi sevenlere, yani sevdıklerinize kötülük etmek, acı çektirmek ister misiniz? Böyle bir soruya hiçbir sağlıklı insan olumlu yanıt veremez... "Evet!" diyemez... Ama dilekçelerinize canınızı pul olarak yapıştırma- ya başladınız mı, bu soruya olumlu yanıt vermiş, "Evet!" demiş oluyorsunuz... Ben ölümün ötesinde bir yaşam olduğuna inanmı- yorum. Ölen için her şey biter: Gülmek de, ağlamak da... Ama arkada kalanlar için öyle değil... Bunu da sevdiklerine kimse yapmamalı diye dü- şünüyorum... Peki, başka çare yoksa? Çarearanır, bulunur... Her savaşım çarelerıni yara- tır... Önemli olan. açlık grevini en kolay ulaşılan, en et- kili çare diye görmemek... 7 Tüpk sanatçı Sakız Adası'nda • Kültür Servisi - Vunanıstan Plastık Sanatlar Derneğfnin davetı üzerine yedi Türk sanatçı 7-8-9 eylül tarihlerinde Sakız Adası'nda ^'unanlı sanatçılarla buluşacaklar. Buluşmada Türk \e Yunan sanatçılann ortak olarak yapabilecekleri etkinlikler tartısılacak. İki toplum arası kültürel alışveriş \e dostluk. ban^ üzerine ikili sanatsal projeler gündeme gelecek. Kalıcı \e sürekliliği öngörülen bu toplantıların ilkine Türkiye'den Uluslararası Plastik Sanatlar Derneğı üyesi Arzu Başaran. Canan Beykal. Emre Zeştinoğlu. Müneza Fidan, Müşerref Zeytinoğlu. Orhan faylan. Tijen Şika \e Yusuf Taktak'ın >anı sıra Ali Akay gözlemci olarak katılıyor. Dünya koroları Ankara'da buluşuyor H Kültür Ser\isi- Dünyanın dört bir yanından gelecek çoksesli korolar Ankara'da buluşacak. Ankara Çoksesli Müzik Derneği'nin düzenlediği '1. Uluslararası Ankara Koro Festi\ali". 5-10 kasımda gerçekleştirilecek. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in himayesinde yapılacak festivalin ilk gününde ulusal korolann katılacağı bir yan^ma düzenlenecek. Para ödüllerinin \erileceğı festivalde uluslararası korolann yanı sıra çocuk koroları da yanşacak. Türkiye'de ilk kez düzenlenen festivale Milli Piyango İdaresi. Emlakbank. Dışbank. Toprakbank. Ziraat Bankası maddi katkıda bulunuyor. Festivale katılmak isteyen korolann 15 e\ lüle dek Ankara Çoksesli Müzik Demeği Merkezi'ne baş\oırmalan gerekiyor. ENIS BATLJR "Yolcu 7 Eylul 1 9 9 6 , CUM*RIESİ / S».M. 1 6-1 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear