22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 EYLUL 1996 PA2AR 12 DIZIYAZI • Çelebi, kongre öncesinde kullandığı "Bır elınde bilgisayar, bir elinde Kuran olan çağdaş Türkıye'yi yaratacağız" sözlerinin yanlış anlaşıldığını belirterek "Biz, bırelmde bilgisayar bir elınde Kuran olan ANAP seçmenıne, gelenek, örf ve âdetlerine, ınançlarına bağlı yeniliklere açık, demokrat ve sivilleşmeden yana bir seçmene seslendık. Slogan da bılimselliğı ıçeren bir slogandır. İnanan insanların, bilimsel de olması gerektiğini söylemek istiyorurrL Bu aynı zamanda rahmetli Özal'ın da sloganıydı. Bunun RP'yı taklit etmekle ilgisi yoktur" dedi. ANAP'm kurucusu MKYK üyesi Vehbi Dinçerler 'Merkez sağ donuklaşıyor' DÜRDANE KOCAOĞLU / BULENT SARIOGLU ANAP Genel Baskanı Mesut Yılmaz'ın, 24 Aralık seçımknnde hiçbır gerekçe gosternıeden, mılletvekılı adayı gostermemesınden büyuk rahatsızlık duyan, partının son kongresınde Merkez Karar Yönetım Kurulu'na (MKYK) gırmeyı başaran kurucu uye Vehbi Dinçerler, seçimlerde, ANAP ve DYP'nın oylannın yuzde 51 *den yüzde 38'e duştuğünü anımsatarak. "Liderter aktUanmaz ve turunılanııı değiştirmezierse merkez sağın ilk seçimierde o\ u \ üzde 30'u asmaz" dedı Vehbi Dinçerler. bu saptamayı yaparken şu argumanlara davandığını soyledı "Merkez sağ \e 1991'den buyana kuruian hiikiinıetlerin, orta direğin sorunianıu çözememesi, Türki>e'nin önemli tiim meselelerinde gerileme olması, mesela dış ticaret açığı, sosyal adaJet. sosjal güvenlik, enflasvon, dış güvenlik meselelerinde geriye gidilmiş olması, ANAVOL hukumefiııin de bu konularda hiçbir üntit verememesi." Merkez sağın guçlu polıtıkalar u>gulayamaması yanında. lıderlerın kışıselleşen kavgalannın da enmenın nedenJen arasında bulunduğunu so> ledı Dinçerler, "Sanki bu partilerin amacı eşittir başkanlannın amacı haline gelmiştir. Başkanların amacı da siyaseten birbirini katietme noktasında kilitlenmiştir. İki başkan birbirini siyaseten ökJürmekle görevli, bunun için partilerini ve dev letin diğer imkânlannı kullanmakta hiçbir sakınca görmiivorlar. Bu devam ettigi siirece sağda erime. sağda kilitlenme devam edecektir." AN AP v e DYP'mn ekonomık, malı. dış, guvenlık ve terörle mücadele poiitıkalannın hemen hemen aynı olduğunu savunan Dinçerler. ancak bu partılenn "Kurulu düzenin dışına çıkacak, sistemi bir anlamda sarsarak ileriye götürecek" herhangı bır çıkış noktasını zorlamadıklan düşüncesınde Dinçerler. "Aölım yok. Statüko muhafaza ediliyor. Mevcut şartlar hiç dokunulmazsa. politikalarda sıçrama yapılmazsa Türkhe'de bir jere gidilemez. Bundan da imtina edUince merkez sağ donuklaşıyor. A\ nca. kendi içinde kavga ediyor, enerjisini iç kavgalara harcıyor. Tabii kamuoyu o zaman başka alternatifler anyor. \e>a sırtında taşımak istemediği razı ohnak istemediği alternatiflere tahammul etmek mecburiyetinde kalıvor" dedı Vehbi Dınçerier, RP'nın söylemlenyle olmasa da eylemlenyle merkeze yaklaştığı düşüncesınde Dinçerler, RP'nın ozellıkle Çekiç Guç ve olağanüstü hal uygulaması konusunda devlet partısı olarak nıtelendınlen ANAP ve DYP'nın da\ ranış bıçımını seçtığını kaydettı REFAHYOL hukümetı başanlı olmasa bıle yaşadığı sürece RP'dekı buyümenın, merkez sağ partılerdekı kuçühnenm devam edeceğını savundu Dinçerler sağın ilk seçimde oyunun yüzde 30'ları aşamayacağını savundu. 'ANAP'ta, yeni mucadele dönemi'Oltan Sııngıırlıı o\ ka\bı\la ılgılı goru^lerını at,ıklarken de ulke açısindan da. ANAP açisindan da asıl sorunun 1991 'de orta>a <,ıktığını soyledı Sungurlu sovle devam etrı "Bazı \anlışlanniız oldu. Bazı konularda gerekli ciddiveti gostermedik. \alnızca icraaf \apmayı esas aldık. Halk bizden kuptu. Istediğın kadar icraat yap, bu icraatını iyi anlatamı>orsan. icraatını yapmamak \anında bazı hafifliklerde yapıyorsan. toplumu rahatsız eden şeyler yapıyorsan. toplum elbette uzaklaşır. Ama. I<WI seçinılerinde başka birşey cereyan ettı. AN\P"ı ne pahasına olursa olsun yıkmak havasıv la diğer si>asi partiler anormal \aadlerde bulundular. İnsanlar bunlan yapılabilir zannetti \e a>nı şe\leri bizden de bekledi. Bence. ortada eğıtinı eksikliği var. Toplumun en ustundekı insanlar sırf o> almak için de\ letin vapamayacağı şeyleri \aat ederken. halk da buna inanıyor. Bu duşunce tarzını \ıkmak gerekir. Bizim. halka gerçekleri anlatnıamız gereknor. Eğer, dcmokrasiyi vatandaşın içine sokamıyorsanız. ne başanlı ulmanı/ ne de demokrasinin yaşaması mumkûn." ANAP'ın s Olağan Kongresı. >enı bır doneının başlangıcı oldu Bu venı donemııı Mesut \ ılmaz ın sov ledığı gıbı "değişimin, atılımın. dinamiznıin" başlangıcı olur mu bılınmez. ama partı ıçı >enı bır mucadele donemının ba^langıcı olacağı keMn Ancık bu donemde partı ıçı \anşın kongre salonunda bıtırılmesı gerektiğini savunan ^ ılmaz'ın disıplın kurullannı çjhştır.ıbıleceöı kj\dedılı_\or \fesut ^ ılmaz'ın Mustafa Taşar, Ersin Taranoğlu. Evüp Âşık. Burhan Kara \e Ali Erden me_\dana gefen partı mufettı^lığı oluştumıa>ı da orgutlerı sıkı bır denetım altında tutınak ıstedığı ^eklınde vorumlandı Kongrede \ ılmaz a karşı van!>an Işın Çelebi've gore her >e> \enı ba>lı\or Kongrede \aptığı çıkışın toplunıda genış bır vankı varattıgını sa\unan Celebı. bundan sonra Turkıve vı kans. karıi) gezeceğını belınerek ^,o\\e dedı "Sisttnı kilitlenmiş, denizin sonuna gelinmiş. ANAP'tan kurtarıcı rolu beklenivor. Bunu kinı \aparsa Turki>e*de Mirunlann çüzumunde onemli bır misvon ustlenecek. Bu meselevi parti ıçi mesele olarak değil, Turki\e genelinde bir mesele olarak goruvoru/. Ben Turkive için bu mucadelevi sürdureceğim." AN AP ın çok tidtiı bır muhalefet \apmasi \e ıızerındekı ataletı atarak ıktıdara vurumesı gerektiğini kavdeden Çelebi. ~Bununiçin ANAP. toplumun duvan kulağı. gören gozu \e konuşan dilı olmak zorunda" dedı Çelebı kongre oncesınde kullandığı "Bir elinde bilgisavar, bir elinde Kuran olan çağdaş Turkive'yi varatacağız" sozlerının \anlı> anlaşıldığını belirterek "Biz. bir elinde bilgisayar bir elinde Kuran olan ANAP seçmenine, gelenek. orf ve âdetlerine. inançlanna bağlı. yeniUklere açık. demokrat \e sivilleşmeden vana bır seçmene seslendik. Kuilandığnn sk>gan da bilimselliği içeren bir slogandır. İnanan insanlann. bilimsel de olması gerektiğini sovlemek istnorum. Bu slogan a>nı zamanda rahmetli Ozal'ın da sioganıvdı. Bunun RP'vi taklit etmekle ilgisi \oktur~ dedı I>ın Çelebi. Turkıve'de sıvasal vapının kıhtlenme noktasinageldığını sa\ unurken de başkanlık sıstemının artık tanışılma zamanının geldığını soyledı Uzun: ANAP ve DYP renksiz Eskı BOTAŞ Genel Muduru ANAP Kocaelı Mılletvekılı Havrettin Lzunda Genel Başkan Mesut ^ ılmaz ve vonetıme karşı eleştırılerının dozunu vukseltenlerden ANAP açisindan kongre sonrası ba^lavan >enı donemde de Lzun un muhalefetın onemtı isimlerı araMnda veralması beklenı>or Turkıve ko^ullarında sıvası partilerin merkez sağ- merkez sol dıse kesın çızgılerle bırbırlerınden aşrılabılmelerının mumkun olmadığını belırten Uzun. ANAP \e D\ P \ı de "ideolojileriolmavan, renksiz partiler" dıve nıtelendırdı Lzun "Jnançlan>ok,sö)lemleri>ok. Kendi taleplerini bilivorlar, ama toplumun taleplerini bılmivoıiar. İnsaniar elbette bireysel çıkaıiarına dikkat edecektir. Ama sivasetçileri motive eden sadece birevsel çıkaıian olmamair dedı ANAP'ın belırlı \e sinırlı savıda "gûçle" ı^bırlığı vaparak avakta durmava çalı^tığını kavdeden Uzun. "Obıir tarafta. D\ P'de Çiller kendi başına guç olmava çalışıvor. Bu dumm. anormal bir gelişme olmazsa bu partilerin kuçıîleceklerini gosteri.vor" dıve konuştu Havrettin Uzun Turkıve de sıvası partilerin toplumun ıhtıyaçlarına değıl kışılerın ıhtıyaçlarına gore kurulduğunu ılerı surdu Herhangı bırorganızasvon gıbı sıyasi partilerin ıçensinde yer alanlann kendi taleplerının en ı>ı şekılde sağlanmasi ıçın t,aba harcadıklannı sa\unan Lzun ^u gonışlerı dıle getırdı "Turkiye'de siyaset bir meslek haline gelmiş. Bir çıkış noktası. bir meslek değiştirme ve inıkân sağlanıa noktası olarak göruluyor. Toplumun buvuk bolumune aktif siyaset yapmayasağı getirilmiş. Sivaseti ışsizler >eya beiirli meslek gruplan yapıvor. Bunlarda genelde. işinde başansız olmuş. başka başansızlıklan olmuş kişiler. Sivasete girerek bovlece kendi eksiğini tamamlamış oluvorlar. Ovsa, kendi sorunlannı çozememiş olanlar toplumun sorunianıu çozmeve »oneleme/ler. Diyarbakır Milletvekili Abdülkadir Aksu: 6 DYP ile birleşme abesle iştigaldir' ANAP'ın 5 olağan kongresı öncesinde Genel Başkan Mesut Yümaz'la 4 eğılım konusunda polemığe gıren Ankara Mılletvekılı Cemil Çiçek ıle AbdülkadJr Aksu. partının 1983 çızgısınden bır haylı uzakta olduğunu savunuyor. ANAP'tan aynlacaklan kulıslerde dıle getınlmesıne karşın bunu reddeden Çıçek ve Aksu, DYP ıle bırleşmeye de şıddetle karşı "Birteşme önerisi abesle iştigaJdir" dıyen Abdölkadır Aksu, şu gomşlen dıle getırdı "Birleşme çabalannı, anlamsız bir gay ret olarak görüyorum. Bu tür partilerin birleşmesi, kaynaşması tabanda oiur. En sağiıklı birleşme sandıkta olan büieşınedir. Onun dışındaki birleşme suni olur. Kaldı ki hiç olmaz. sıkıntılı olur. \atandaş kızar. birini bitirir birine y üklenir, işte birleşme bö> k olur. Sandıkta biriesmey i tenıin edecek zemini hazırlamak lazım. Bunu da genel başkan ve yetkili kurullan yapar.1 Cemıl Çıçek de ANAP'ın y/üzde 19'larda >'üzde 20'lerde oyu tıkanmış kalmış patınaj yapan bır partı konumunda olduğunu söyledı. ANAP'ın tek başına ıktıdar olması ıçm bütün objektıf koşullar varken, bu şansını kullanamadığını belırten Çıçek, şöv te dedı "Enflasjon yüzde lÖO'lere. işsizlik yüzde 20'lere dayannııştı. iktidar yolsuzluk-hırsızlık iddialanyla kamuoy u ne/dinde çok ciddi itibar kaybeîmişri. Buna rağmen. seçimlerde aJdığımızoy ortada. İktidarda olduğumuz halde 2 haziran yereİ ara seçimlerinde de oyıımuz, aşağı yüzde 4-5 civannda gerileme gösterdi. \ani muhalefettevken de iktidarday ken de, ki iktidann önemli bir avantaj ounasına rağmen oy umuzu arttıramadık. Bunda herkes mütteflktir. Belli ki partinin bir sıçramaya bir hamleye ihriyacı var. Partimizde bir dinamiz eksikliği var. Kongrefer nezdinde bunun temin edümesi AbdülkadirAksu DYP ife birleşmeçabalannı anlamsız bulduğunu söyiedi. gerekirdi fakat maalesef bu yapılmadı." Partıyi tabandan büyütmek yenne y ukandan yatay geçışlerle mılletvekjlı arttınlarak buyuk partı gönintüsu venlmeye çalıştldıgmı anlatan Çıçek. "Bu >atay geçişler de bi/i ilkesiz, tutarsız ve bu partiyi sevenler ve sövenlerin aynı kefeye konulduğu bir konunıa getiriyor, bizi sıradanlaştırıvor. 80 ölesi gördüğümüz ayak oyunları anlanıındaki siyaset konumuna indiri>t)r'" dedı 1983 çızgısının o gunun koşullannda ortava çıkan bır çızgı olmadığını savunan Çıçek, "'Türkhe'nin v« bizim o giin de bugün de yann da en önemli ihtiyacunız uzlaşmadır. ANAP, uzlaşma parrisidir. Onun için 4 taban denilmiştir. AN AP'ın kuruluşunda bulunmayıp 12'ye 5 kala gelen arkadaşlanmız, o güniin şartlannı bilmiyor. Onlar, 4 tabanın bir araya getirilmesinin o güniin şartlarından doğduğunu zannediyor. Değil, Ozal inanarak yaprı. Başka eğilimierin partileri var elbette. Kurulu olanlar ve kurulacaklar. Buna rağmen arkadaşlar, ister sosyal demokrat liberal, ivtcr muhafa/akâr bu partide bulunuvoriarsa bu uzlaşmaya inandıklarından, uzlaşnıaya verdikleri önemden kaynaklanıyor. Dolayısıyla bu dengeler üzerine oturmuş ANAP'ta, uzlaşma fikrini bir kenara iterseniz, dengeleri bozarsanız ismi ANAP olur ama 83'te vatandaşuı ikitdara getirdiğL btiyiik reformlan yapan 4NAP olmaz. ANAP'ın dışında bir parti olur. Bunun anlamı da ANAP'ın silinmesi ve giderek shasetten silinmesi anlamına gelir, tabiri caiz.se, Gıiven Partisi konumuna gelir." Çıçek. u \Iilliyetçilik ve muhafazakârhğın seçimlerden önce akJa gelen ve sonra da kaçınılması gereken bir görûntü gibi algıianmaya kalkılırsa vatandaş bunu yutmaz" derken de zaten bu konuda ciddi kaygılar buiunduğunu so> ledı Çemıl Çıçek. "Bu tablo gerçekleşmezse, ben ve benim gibilerin bu partide şeklen kalmasının bir faydası yoktur. Taban zaten bir başka partiye kayar gider" dedı Toplumun sorunlan. ihtiyaçlan partilerde ikinci planda. O yuzden eylemleri ve soylemleri asla ortuşmuyor. Oy almak için topluma ihtiyaçlan var. O zaman soylemleri topluma yönelikoluyor. Amaç. topluma hizmet olmadığı için iktidara geçtikleri zaman eylemleri kendi taleplerine uvgyn hale geliyor." Mafya düzeni' Turkıve de en bu\ uk iorunun kotu vonetım olduSunu sa\ unan Lzun. yalnız bugun değıl, geçmışten ben kotu yonetımın soz konusu olduğunu sov ledı Partilerin ıvılerm vonetıme talıp olmasına olanak tanımadığını kavdeden Lzun. so\ le de\ am ettı "Ç unku tamamen liderler demokrasisi var. Partiler. lideıierin ihtiyacına gore kuruluvor. Lider, \a karizmatik olup iyi yetişmiş insanlaria çalışabilmeli ya da demokratik olup guçlu insanların one çıkmasına fırsat tanunaiı. Son seçimlerde liderler. kendi yetersizlikleri ve seçunın /or şartlarda yapılması vÜTünden scçimi kazanmak için nitelikli ınsanları da seçime sokmak zorunda kalmışlardır. Ancak bu da beraberinde sıkıntılan getirmiştir. Turkive'nin siyaset vapısına baktığınız zaman parlamenter. kendisini seçene karşı korunuyor. kanunlara karşı korunuvor. ama lidenne karşı son derece /ayıf. sıkıntı buradan başlıvor. Partiler. tamamen aşiret du/eni ile mafya düzeni arasında bir sistemle vonetiliyor." Havıettın Lzun ANAP ın * Olağan Kongresı nın ne toplumun ne de partının ıhtıvaundan kavnaklanan bır kongre oluğunu savunarak >u değerlendırmevı v aptı "Bu kongre yasal bir zorunJuJuğun verine «etirilmesinden ibaret. seçime endeksli bir kongre olmuştur. Kongrenin, amacı nedeniyle de venı bir donemin. atılımın, dinamiznıin başlangıcı olması mumkun değildı. Sadece bu kongrede >, ılmaz. biraz daha guçlenme çabası içine girmiştir. Demek ki \ ılına/'L en çok eleştirdiği Çiller'in partideki konumunu yakalama arzusu içinde gordüm. V ılmaz. kendi içinde de tutarlı dav ranmıyor. \a demokratik ol. ya anti-demokratiksen orijinal ol." Kücuk liberal parti' Lzun ANAP ın kuruluşundakı ıdeolojısı ıle >u andakı durumu arasinda farklılıklar bulunduğunu sa\ undu Havrettin Lzun. bu trendın devam etmesı durumunda AN AP'ın "merkez sağ ile merkez sol arasında sıkışmış kuçuk bir liberal parti" olaeağını ılerı ^urdu \enı Başkanlık Dıvanı'nda partının onemli ısımlennın gorev almamasına Jıkkat ı,eken Havrettin Lzun "Küçuk adamlan bir araya getirerek büyuk gozukulmez. Etrafına kuçük adamlan toplayacaksın, buyük gozükeceksbı. oyle şey olmaz. Lygun adamlan. büyuk adamlan toplayıp onlann arasında büyuk gozukebiliyor musun, onemli olan o." Yann: llhan Kesici liderliğe mi hazırlanıyor? CZÖRÜŞ / Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV Soğuk savaş donemınde Amerıkan mudahalelerının nedenı bır yolu bulu- nup komunızme bağlandı. Ama bu donem artık kapandıysada, mudaha- lelerın sonu gelmedı. Surup gıtmesı. aslında, şaşırtıcı olmamalı, çunku bı- rıncı neden dış dunyada Amenkan de- netımının yok olmamasıydı. Ancak, yenı gerekçelerın bulunması zorun- luydu Başkan Reagan'ın bu amaçla oluşturduğu Bırleşmış Uzun Vadelı Stratejı Komısyonu' sekız yıl oncekı raporunda bundan boyle Asya, Afrıka ve Latın Amerıka'da kuçuk çaplı sa- vaşlara yonelmeyı oğutluyordu Asıl amaç, dunyadakı Amerıkan denetımı- nın azalmamasıydı Bazı siyaset adamlan ve unıversıte- lerde ders kıtabı olarak kullanılan ya- yınlar. Amenka'nın stratejık madenler- de ve hammaddelenn çoğunda dışa bağımlı olduğunu kabul edıyorlar Bush şoyle dıyordu "Dunya, Amerı- kan çıkarları ıçın Sovyetler'le olan es- kı ılışkılere benzemez bırbıçımde teh- Müdahaleler son bulacak mı? lıkelı olmaya başladı " Irak'ın Kuveyt'ı ışgalı bu yaklaşım ıçın bır uygulama orneğı yarattı Ikıncı Cıhan Savaşı'nın yenık ıkı devletı olarak askerı harca- maları kısıtlanmış ya da yasaklanmış olan Almanya ıle Japonya'nın buyuk ekonomık guçler olarak ortaya çıkma- sıyla Amerıka, Uçuncu Dunya'yı tum kaynaklarıyla kendi etkı alanı içinde daha da fazla tutmak ıstıyor Amenka'nın gozu. enerjı kaynakla- nnda, başka madenlerde, ucuz emek- te ve satış pazarlannda Ustelık, so- ğuk savaşın sona ermesıyle bu tur mudahalelerde buyuk bır engel olan Doğu Bloku da toptan ortadan kalktı Amerıka, Bırleşmış Mılletler'ı de za- man zaman tek başına mudahale ye- rıne onun şemsıyesı altında kuvvete başvurarak eylemlerıne bır ortaklık gorunumu de kazandırıyor Bır ulke- nın, meşru olarak hangı koşullarda kuvvet kullanabıleceğı bellıdır Saldı- rıya uğrayıp kendını savunmak zorun- da kaldığı ya da başka bır ulkenın sal- dırıya uğrayıp ondan yardım bekledı- ğı zaman Bu ılke genel uluslararası hukukta ve BM Andlaşması'nda (M.51)çokaçıktır Amenka'nın da ım- zaladığı bu andlaşma, aynı zamanda, ulkenın yasalarından bırıdır Yoksa Amerıka ıstedığı yerde hukumet devı- remez dıledığını ıktıdara getıremezya da zırhlılarından fuze yollayamaz Amenka'nın çeşıtlı ulkelere yaptığı as- kerı müdahaleler, Bırleşmış Mılletler ın bu temel belgesı açisindan değerlen- dınlınce, bu eylemleri savunmak ger- çekten guçtur Bunların çoğu hukuka aykırıdır iran da Musaddık'ı devır- mek, Kuba'da Domuzlar Korfezı Çı- karması ya da Panama'da devlet baş- kanını kaçırmak gıbı olaylar son tah- lılde Amerıkan yasalarına da aykırıdır Dahası, Amenkan anayasasını çığne- yen Başkan'a gorevden e) çektırmek de bır anayasa emrıdır Soğuk savaşın sona ermesı nede- niyle yenı mudahale olanakları araştır- makyerıne bırozeleştırı yaparak Mon- ros Doktrını'nden (1823) bu yana ya- pılan mudahalelerden gerı donme yol- iarının araştırılması daha uygundur Al- manya, Japonya ve Sovyetler bazı haksız eylemlerınden oturu ozur dıle- mışlerdır Amerıka nın da bır Guatemala dan Grenada'dan İran dan Kuba'dan ve bazı başka ulkelerden ozur dılemesı ona çok şey kazandırır Bu mudahe- lerde olenlerın çocuklarının ya da ana- babalannın gonullerıne de bir olçude su serpılmış olacaktır Amerıkan huku- metlerı değıştığıne gore, boyle ozur kararlarını Kongre pekâlâ alabılır Amerıkan halkı bu mudahelelerle bugune değın yeterınce yanıltıldı La- tın Amerıka başta olmak uzere, Uçun- cu Dunya'dakı Amenkan mudahalele- rının ne gerçek nedenını oğrenebıldı. ne de hukumet ustunde denetım go- revını yapabıldı Ama bu ulke, dış dunyada gıtgıde daha fazla eleştırılıyor Amerıkan Dev- letlerı Orgutu Panama'dakı mudaha- leyı kınadı ve BM'nın Guvenlık Konse- yı bıle beş yıl öncesinde olduğu gıbı peşınden gelmıyor Vıetnamdeneyımı halkın dur dıyebıleceğını de goster- dı Bugunku acız Kongre'yı sarsarak anayasal sorumluluklarını anımsata- cak olan da Amerıkan halkıdır Alış- kanlık ve bılgısızlık çemberının dar ka- lıbında sıkışıp kalmış olan Kongre uye- sını uyandırmak kuşkusuz kolay değıl- dır. ama kendıne demokrası dıyen toplumlar ıçın de başka yol yoktur BITTİ ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ İşkencecinizi Tamyor musunuz?12 Eylul'un uzerınden uçgungeçtı, darbesının uze- rınden 16 yıl 1981 yılındabırgenç, Ankara'da "DAU'da ışkencede Ankara emnıyetının garajdan bozma alt kat hucrelerınden bırınde "4" numaraya yatırılmış; "Olurelımızde kalır" dıye korkularından, sanığın 19 nu- marada kalan eşını çağırıyorlar Işkence gorenın eşı, on beş yıl sonra anlatıyor yaşadıklarını, dılım tutuk dın- lıyorum - Bana bazı şeyler soyleyebılıyor, dıyorkı 'Belkı ol- durebılırler benı ama bır şey soylemıyorum onlara1 " Bunlan bana soyleyebılıyor Işkencede dırenıyor bel- lı kı Oldukça da kararlı Ben de ışte, pamuk ıstedım dışarıdan Vurdum kapıyı dedım kı Kulağı çok akı- yor'" Bıryandan su ıçırmeye ça/ışıyorum, ben de çok zayıfım Bırşeydepekyıyıpıçmıyoruzoradatabn Çok da zayıfım, ama o halımde de - Yıyecekler nereden gelıyor, dışarıdan mı? - Yooo, bıze bır şey gelmıyor Aılesı çok ılışkılı olan, torpılı olanlar fılan dışarıdan bazı şeyler gonderıyor- du, ama benım annemle hiçbir kontağım yok Dışarı- da zaten annemle bebek oğlum kalmış Olduğumuzu fılan sanıyorlarmış o donemde Kımse bırbırını duy- muyor, haberdar değılız Oradan ışte, sut fılan verıyor- lar emnıyet, gunde bır şışe sut verıyor onu da ıçmı- yoruz bıle zaten Işte ekmek helva Askere verılen malzemelerden herhalde onlar, çok basıt şeyler, ye- mek fılan yok oyle Bırparça ekmek, bırparça helva, o kotu etlerden -çok ender olarak- ordunun kullandı- ğı buzhaneden Onları da yemıyorduk1 Neyse pek yeme ıçme olayı yoktu tabn Sadece ku- ru ekmekle helva dıye duşunebılırsınız yeme olayını Boyle kırk yılda bır sut getırılır o kâğıt kutularda Biz de onları su ıçın kullanıyorduk, ıçıne su koyup ıçıyor- duk Çok ılkel şeyler Bır yandan ben ona (eşıme) su ıçırıyorum, ama bır yandan da kulağından su akıyor korkunç bır şey boy- le Sonra, bır ışkencecı kapıyı tekmeleyerek açtı, ben ne olduğunu falan anlayamıyorum o sırada korkunç bırşeydı, hemen ' Kalk1 " dıye bağırmaya başladı Ben "Ne oluyor'?" dıye tepkı gosterdım "Bu haldekı bır ın- sana ne yapıyorsunuz boyle?" dedım Benı hızla ıttı1 Duvara çarpıp duştum Tuttu, baygın yattığı halde, kulağından da sureklı su akıyor, tuttu onun saçlarını boyle, taktı parmaklarını surukleyerek zorla çıkardı Korkunç, ığrenç bıradamdı Dışanya çıkardı - Gorsen tanıyabılır mısın bu adamı? - Tanıyorum ben onu' - Goruyor rnusun? - Hayır, gormuyorum. ama ben o anda ona oyle bır baktım kı, asla unutamam 1 Sonradan yargılandı onlar, bızımkılere ışkence yapmaktan - Ne oldular. mahkûm oldular mı? - Mahkûm olmadılar çunku herkes, oradakı gorev- lıler onlann şeylennı orttu Yanı, suçlannı orttu Zaten o denlı yaygın kı, bır tek o değıl onun gıbı çok ınsan var Eşım de. arkadaşı da soyluyorlar 'Bunlardı bıze ışkence yapanlar dıye Onlar ıse ceza almadan kurtardılar Ben askerı savcının odasında savcılık ıfa- demın alınması ıçın beklıyordum, o sırada o adam gır- dı odaya Onu gorur gormez dedım kı savcıya, "Bak, buadamdı 1 " cted/rn "Iştebuydu 'a olumcul say- rı ıken onu şey yapan..' Askerı savcı ham hum yapıp Askerı savcı bılıyordu, bildığı halde lafkarıştırdı ve bır- bınnın - Pıslığını orttu 1 - Evet, evet O anda tutanak tutması gerekirdi iyi bır savcı olsaydı, gerçek anlamda durust bır ınsan ol- saydı, boyle gosterdım "Buydu 1 ' dedım Kı buyuk bır cesaretle, anındaonutanıdım 'Çağırın' dedım, "bu- radatutanaktutulsun'" 'Yok' dedı ışteşoyleydı, boy- leydı bılmem ne Yanı oyle gunlerdı kı zaten, kımse bızı dınlemıyordu Olmuş de olabılırdık Oylesıne te- sadufen yaşıyoruz bugun ışte 1 Herkes kım vurduya gı- dıyordu bılıyorsunuz - Evet. olaya gelelım - Neyse, (ışkencecı) çektı onu hucreden surukle- yerek çıkardı dışanda korkunç bırbıçımde "Sensoy- lemıyorsun, ama biz senden bunu almasını bıhnz r Bıl- gı ıstıyorlardı herhalde o da gık dıye ağzını açmıyor - Ne gıbı bılgı ıstıyorlar 9 - Ne bıleyım 9 Kendilerıne gore, uydurup uydurup kafalannda Işte kım gelmiş, kım gıtmış? O gun o top- lantıda kımler var 7 Boyle şeyler - Sız ışkence fılan gordunuz m u ' - Tabn, zaman zaman kaba dayak bıçımınde bır şey- ler yapmaya çalıştılar, ama ben çokzayıftım, "Elımız- de kalır" dıye korkuyorlardı - Kaç kıloydunuz? - Kırk kıloydum (guluşmeler) şu anda 55 kıloyum' O zaman duşunun, ıskelet gıbı bır şeydım yanı, kor- kuyorlardı - Kaç yaşındaydınız 9 - 25 yaşındaydım' Bızı sorguya alanlar, seslerınden bellı kı 'Aaaa. bu bızım Mulkıyelı" falan dıye konuşu- yorlar Neyse, ışte o adam eşımı çıkardı, çok kotuyap- tı, korıdorda ışkence yaptı Herkes duyuyor, orası ka- labalık Herkes sınmış durumda. uzgun ve endışelı Ondan sonra, yenıden attılar hucreye, bır ıkı polıs ge- tırdı. bu kez diğer kulagı da patlamıştı Kulaklarına tampon yapıyorum su çıkıyor sureklı, artık bayılmış, kendınden geçmış B U L M A C A SEDAT\İŞA\A\ SOLDAN SAĞA: 1/ O\un. dolap" anlamında argo sozcuk II Ln. et vebarma ılevapı- lan bır yemek "Câm-ı satâ ge- rekmez dunv a-\ ı - - - elınden (Ne- vı) 3/ Bır banka- nın. sattığı menkul değerlerı gerı satın alma taahhudune \enlen ad Hın- dibtan da halkın avnlmı^ olduğu bırbınne karşı kapaiı Mnıt- ların adı 4/ Bavağı Elı >a da avağı ^akat olan kımse 5/Bırbağlaç Te- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 I I U LM I II I I I 8 ı 9 L— 1 2 3 melı taklıde dayanan soz- 3 suz ovun Ltanç duvma 4 6/ Siğ sularda ağır v uklerı c taşimak ıçın kullanılan al- tı duz tekne Ovundace- " zalı çocuk 7/ Hukuksal 7 sonuçdoğuranbırsuçiijle- g yen kımse Akla \e sağ- „ duyuya avkın olan 8/ Anadoluda kurulmu^ eskı uvgarlık Asma kutuğu 9/Bır çeşit parlak ıpeklı kumaş YIKARIDAIN AŞAĞIVA. 1/"Eşekkulağı" da denılen ve eczacılıkta kullanılan bır bıt- kı 2/ Osmanlı devletınde kullanılınış Hollanda kralıvet a^- lanıbetımlıgumu^Mkke Gelecek 3/Karfırtınası —bır tahtaka^ıktır Sapıortasına denkdu>en"(Can Vucell 4/Tok- yo nun eskı adı Ticaret e^vası 5/Bır soru sozu Pamuk- tan dokunmu> basma Kat kat çakıl ve kumdan olu^muş ver kıvrımı 6/ Anadolu'da kuçuk hav\an-toprak ı^letmele- nne venlenad Gozlerı gormeven 7/Ilaeç Bo\utlar 8/ Doğu Slav halkı Altabe 9/llgınç
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear