25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET J5_EYLÜL1996PAZAR PAZAR YAZILARI Liderler, buzdolaplan ve traktörlerf »nışuyor. Rusya B s t r Bcris V 6 « n ı yüreğini. Ne sauclı.sta1 .Areşatne kadar lefcılej? Yrftsıfı yekilcri kime ı ö l û s -ya Ja veterince t e * ? -satnleı aşka bavalarda. masaıı p»tnksı''*nda bir :£p<tkî&m ön; siirüyorlar. «a~ »«çıkJl as] böyle olur. <ieı*c;ejgetriyo:-a Ydtsin'in kalp llği k ö ia anu aat v apılacağının eizsnin-onesinı _renlin son ula tazetecilere ıaijı £»; jJe«ce cesur adıniir >ldaîun Tarcoagandasını r p 3 3u ıdm.am öncr>iz e y anlış Jİdıpnı SÖ3 lerrs-i zo: Gerçekten de ıcılfl palitfcasımcsırdan iyi ieli.ıretîrrxnla ^m^. Başkanlık seçimlerinin üzerinde iki ay gibi çok kısa bir süre geçti. Seçim kampanyasında Yeltsin'in "sapasağlam" olduğu iddia edilmişti. Zaten devlet başkanı adayının ağır hasta olduğu söylenseydi, seçilmesi mümkün olmazdı. İkinci tur seçimler öncesinde Yeltsin'in ortadan kaybolması. "taktikyaklaşım" olarak yutturuldu. Seçim sonrasında hastalık dedikodulan yeniden yoğunlaşınca, Başbakan Mctor Çernomırdin'in. "Başbakanla tokalaşırken elimi öyle bir sıktı ki! Omı hiçbir zaman böyle sağlıkb görmemiştün" sözleri dilden dıle dolaştı. Ne var ki. zaman geçti ve hastalığın kokusu çıktı. Şimdı artık herkes Yeltsin'i "hasta ve yaşlı biradam'"olarak görüyor. Vandaşları bile gazete ve televizyonlardan halka. "O da bir MOSKOVA HAKAN AKSAV insandır: anlavışlı olaJım!" türünden yumuşak çağnlar yapıyor. İyi ama, başkanlık seçimlerinin üzerinden öyle kısa süre geçti ki!.. Madem Yeltsin bu kadar hastaydı. bu gerçek neden daha önceden açiklanmadı'7 Neden bu "son derece diirüst açıkiık politikası" birkaç av önceden kullanılmadı? Neden Yeltsin ve çevresı, daha genç ve sağlıklı birini, örneğin, Çernomırdin'i veyaşimdiki Başbakan Yardımcısı Mktor İlyuşin'ı aday göstermedı'1 Neden illa ki "yaşlı ve hasta bir adanı" halkın hizmetine sunuldu?.. Düşünün. birbuzdolabı veya traktör alıyorsunuz. Koskoca ve sapasağlam görünüyor. İki ay kullanmaya çalışıyorsunuz. Ama fazla işe yaramadığı ortaya çıkıyor. Garantisi de yok. Kapsamlı \e riskli bir onanmdan geçmesi gerekiyor. Düzelmezse bir kez daha dolaşmak. para harcamak \e yenisini almak zorundasınız. Tüketici haklan açısından korkunç birsaldın ve yalan! De\ let başkanlan halklar ıçindir: halklar devlet başkanlan için değil. Konumunu halkına borçlu olan ülke liderleri. bir anlamda halkın malıdır. Tıpkı buzdolaplan ve traktörler gibi. Her şey politik adırn. Her şev ivıve kötü puan hesaplarına dayalı. Kremlin'in soğuk surlannda birdenbire filizlenıveren "açıkiık politikası". zorunlu bir ameliyattan "rating yükseltmek" için düşünülmüş basit bir taktik. Ameliyatın Rusva'da yapıiması tavn da öyle. Batı"da bu tür ameliyatlarda risk oranı çok daha düşük. Eğer \eltsin"in yaşamı. Rusya'nın yazgısı açısından çok önemliyse. risk oranını olabildiğince azaitmak gerek. Varsın ABD'de ameliyat olsun. kurtulma şansı artsın. Ama hayır, bir kez daha Yeltsin'in ve Rus karakterinin özelliklerine uygun bir "varlık vokluk mücadelesi" sahnesi hazırlanmalı. Tıpkı 80'li yıllann sonunda. 1991 "de. 1993'te olduğu gibi. önce tehlike varatılmalı. sonra politik sıçramalarla muhalefete fark atılmalı. Tartışmasız. özgün bir yoğurt veme yöntemi bu. Ama çekirgenin sıçrayamayacağı bir an var. Oana kadar: Sen sağ. ben selamet! Ondan sonra: isterse tufan!... Ortadoğu çorbasında Gûney Afrika tuzu Irkçı v a: jzınlığnı •aıdırda olduğu yıllarJa. dirya büyikeri. Güney Afrika'yi ekonoınkve loplunai anbargoya mahkjnı amiş. ülk;> ulıslararası her anlaştnann dı>ındatı:mujtur. Bu anlaşınaadan Dİn.-cınyasal silahların üretiraın teneıleyeı e snırlayan uluslararas pakttır.B<yleıkle. dünya başkataraa bakarlcrıFYVde Klerk liderifiindfki Güne<- V.fnl.a. kinıyasal siiah ekndojisıyle »acıncan ilgilenmeye başlar ilk önceâkti'kırbcn madencilikte kullarılmava baş/anr KISJ bir süre sonra. aktif kar&cnun bazıtmya>al tuzlarla birleşmce lehirli ga:lxa karşı koruyucu tiitre ûretininin anarraddesi oldugu keşfecılır. Bu yeni bjlınan kımyasal teknobjıye. KÎyı Projtsı v; Proje B kod adlan veıil r. Delta G e P-otechnık adlı iki şirket. hükûmet adıra nzlı olarak araştırnalan.denever \ekimyasal teknolojinın ülke dı^nia pazarlaması ışinı yürütrneje başlar. Miiseri bulmakta şanslan\a\ergıder. ?t('lenn ikinci vansındapatlak vercn.kımyasal silahların açık açıkkullanıldı* tan-irak savaşını. 1991'dek:. lrak'ın k"m;asal silah tehdidivle dolu bir Körfez Savaşıizler. Güney Afrika'nın elindekı tîknolojınin ilk alıcısı. kımyasal siiah üretirni .e kullanımmı yasaklayan uluslararıs anlışmada imzası olmasına karşın. kirryaîal siiah kullanan ama kendi birliklerinı ;an etkilerden korumak isteyen Irar dur. Güney Afrika'yla lran irasındaki ticaret ilişkisı petrol alışverşi. le başladı. Bugün, Güne> Afrika. petrol g;reksıniminin O o60'ını lran'dan satırı ılıyor. Güney Afrika. Iran'a. petrollerini depolayıp pazarîama teklifinde bulunmasma karşın, bu ticari anlaşma, Amerika'nın insiyatifiyle. petrol depolamanın Güney Afrika'da yaratabilecegı çevre kırliliğini incelemek bahanesiyle dondurulmuş durumda. Kımyasal siiah endüstrisi. kaynaklarda izine rastlanmasa da. oldukça kârh. Adı geçen şırketlerden Protechnik. laboratuvarlarında aktif karbonla dene\ yaptığını yalanlarken; Delta G. 15 mılyon dolarlık bir kimya şirketi oldugunu. yılda 5 milyon dolar degerinde kimyasal ham madde satın aldığını saklamıvor. Delta G'nin sakladığı. ham maddeleri uluslararası karaborsadan satın aldığı. gözyaşı bombası ürettigi. mallann fabrikaya gece yansı geldıği. ihracat işlerinin yine gece varısı şapıldığı gibi gerçekler. Delta G'ye bugüne dek, toksıt atık yüzünden kızan çevreciler dışında kimse bulaşmıvor. 1994"te. belli başlı bütün haberalma örgütlen. Güney Afrika Sa\ unma Gücü'nden bir subayın sık sık Libya'ya gittiğini ve Lıbya'nın kimyasal siiah üretim programını ınceledığini ortaya çıkardılar. Kimyasal silahsızlanma anlaşmasında imzası olmasa da, şüphe çekmemek için lran gibi anlaşma dahılindekı ülkelerle ış vapsa da. Güney Afrika hükümetinin gizli bir kımyasal sılah programında parmağı olduğu yolundaki iddialann sesı böylece yükselmeye başladı. Eninde sonunda, Güney Afrika Savunma Gücü Başkanı General Georg Meiring. hükümetin, gizli şirketler aracılığıvla Ortadoğu'va kimyasal siiah sartığını. kimyasal siiah teknolojisi konusunda Libya'd'an yardım alındığını aeıkJamak zorunda kaîacak. Şu an için söylenen tek şey: kimyasal siiah teknolojisini savunma amaçlı geliştirildiği. ancak kımyasal siiah üretımini yasaklayan uJuslararası anlaşmava ters düşen programın, ülkenin diğer ülkelerle ilışkılenni bozmamak için gizli tutulduğu. Önemli olan yaşamaktan emekli olmamak Dostluk maçı öncesi kameralara poz fi^^SffiîaSSSS^SS ta başkent Bangkok'ta insanlardan sonra hayvanlar da bu sporu \apma\a başladılar. Açık bir havvanat bahçesi olan Safari Dünvasında 6 yaşındaki Mum isimli orangutan, rakibi Dan'İe vapacağı dostluk maçından önce boks eldivenkriyle fotoğrafçektirmeyi ihmal ermedi. (Fotoğraf: REUTERS) STOCKHOLM GÜRJL\N UÇKAN Yeni mezun bir üniversiteli olarak Stockholm'e ilk kez geldiğımde hazirandı. fsveç'in alışagelinenın dışında çok sıcak bir yaz geçirdiğini bilmiyordum. Sokakta kutup ayısı (beyazayı) göremediğime değil. yemyeşil kentin her köşesinde halkın güneşleniyor olmasına şaşırmıştım. Kısa sürede buna alıştım. O zaman kafam. bevaz şapkalı, yaşlı "teyzelere" takıldı. Nerede bir açık hava gösterisi varsa. herkesten önce onlar oradaydılar. Ben kentin sokaklarım züğürtçe arşınlarken. çoğunluğun onlarda olduğunu görüp şaşınyordum. Sonra ilk ipucunu araştırarak kaptım: Epey geç ölüyordu buradakiler. İkinci ipucu ise. birkaç yıl sonra geldı: Dünyanın en örgütlü toplumlarının başında gelen Isveçliler. emekli olunca. yaşamaktan da emekli olmuyorlardı. Şımdi. geleneksel dev let güvencesı. "refah toplumu" sarsıldıkça azalıyor. Buradaki deyişle "halk evi" -bitişik değil- süreklı olarak kendinden bir şey ler leriyor. Yani. ülkeyi bu düzeye getiren yaşlı nesil. alın terıyle kazandıklannı. yeni ve o kadar da genç olmayan neslin hovardalığı \üzünden teker teker > itiriyor. Aynı zamanda. iş yaşamına atılmanın arıfesinde olan. hazır olduğu halde bir türlü fırsat bulamayan genç insanlar da. "Ben rnecbur muvum benden öncekilere ölmelerine dek bakmaya", dıyor. ya da. demış kadar oluyor. "Halke\i" kavramı sarsıldıkça. "yeni dünya dü/eninin" temelinı oluşturan bencillik kök sahyor. Isveç'te 8.7 milyon nüfus var. 63-65 arası değişen emeklilik yaşını geride bırakanlarını sayısı 1.5 miiyondan fazla. Kadınlann ortalama • yaşam süresi 81.5. erkeklerin 76.2. Bu insanlar emekli olarak yaşamaktan da kopmuş değil ler. Metro gazetesinin yaptığı geniş kapsamlı bir araştırma, 65-75 yaş arasındaki insanlann %84'ünün şu ya da bu şekilde beden jımnastiğı yaptıklannı gösterdi. Bu ev lemlerin başında: dans etmek. bahçede çalışmak. ormanda yürüyüş yaprnak. balığa çıkmak ve denize açılmak geliyor. Emeklilerin kitle örgütü PRO. 0 -o60'ı kadın 38Öbin üyeye sahip. Dernek. üyelerinin haklan gündeme getirildiği zaman aslan kesiliyor. Bu satırlan okuduğunuz sırada PRO. yıllık kongresini yapıyor olacak. 238 önerge tartışılacak. Üzerinde durulacak konulann başında: hükümetin. 1997"deenaz 100 bin emelinin maaşını azaltacak yasa önerisi. giderek tırpanlandığı için vaşlıları herkesten fazla olumsuz etkileven sağlık sektörünün durumu ve parlamento ile yerel seçimlerde partilerin, yaşlılar için özel bir seçilme oranı-kotası- saptaması gelivor. (sveç'in en köklü eğitim \e kültür kuruluşu ABF'in birçok konudaki kurslanna katılanların üçte biri, 65 yaşında ve daha yaşlı. Tarih. bilgisayar. edebiyat tarihi ve estetik. emeklilerin en çok ilgi gösterdikleri konular. Isveç tstatistik Merkez Bürosu. emeklilerin ellerine para geçtıği anda yurtdışına gıttiklerini. gece yaşamını arttırdıklannı ve karşı cinsten yeni dostlar edinmeve çalıştıklannı açıkladı. Onemli olan. yaşamaktan da emeli olmamalan. Zaman ile zamansızlık arasında gezen bulutlar VİYANA y. Sj" CSTCN AKMEN \'iyana'da hava bulutlu. Tuna'nın bir ko'lu olan \e kente adını veren VVien Iımağı ile Tuna'nın başka bir kolu olan Danaukanal. kentin kıyılannı yalayarak ılımlı ılımlı akıyor. Gotik canlandırmacılık ve Rönesans üsluplarından izler taşıyan belediye binası. Burgtheater, Adalet Saravı ve Parlamento binasının üstünde bulutlar ovaın gibi eğlenceli bir gösteri vapargibi gözleri avutuyor. Küçük bir küme öylesine yoğun ki. sankı bolluğu simgeliyor. Rathaus- Park'ta bazan öfkeli. hatta zaman zaman ölüm gücü gibiler. Kentin tartışmasız en tarihseli. en "biblo"su ve en ünlü "gotik~i St. Stephan Katedrali üstünde ise ınce. yumuşak. banşçı. güzel ve çok çoklar. Mimarisi ile ünlü bu kültür \e müzik merkezinde. Yeni Hofburg'un kapısından tek körüklü. dört tekerlekli. çift atlı binek arabaya binip gezerken. imparatorluk Sarayf nın üzerine düşen bulutlan da gözlemlıvoruz. Bulutlar sanki yer ile gök arasında bir yerlere. özlemle dırenerek asılmışlar. Karnter Caddesi'nde yürüyen. vıtrinlere bakan. koşar adım ilerleven insanlar... Bana sorarsanız insanın \ıyana"da ruhu da bulutlar gibi. zaman ile zamansızlık arasına asılmış direniyor. Bir ara, "zarureften" olsa gerek. yağmur çiseledi. tyi de oldu hant. Viyana Devlet Opera binası ıslanınca bir güzei şavkıdı. Akşam saatlerinde Prens Eugen Caddesi'ndekı Büvükelçiliğimız'in önünde araçlar sıra sıra durma\a başladı. Binanın karşısındakı barok mimannin en önemlilennden bıri olan ünlü "Belvedere". çipıl >ağmurdan kurtulmanın mutluluğunu yaşıyordu. Büyükelçiliğimizde da\et vardı. Şampivonlar Ligi'nde Rapid \Yien ile oynamaya gelen Fenerbahçe kafifesi ağırlanacaktı. Sefıremız FUiz Dinçmen, konuklarını kapıda karşıladı. Fenerbahçe'nin başkanı Ali Şen. esasen Galatasaravr vandaşı olan. aılece dış sivasetçı sefiremizin (eşi de Prag Büyükelçimiz Üstün Dinçmen) kulübe başvnrup kendilerine nasıl yardımcı olabileceklerini sorarak örnek oluşturduğunu sövledi \e ilk kez böyle olumJu bir dav ranışla karşılaştıklannı örneklerle anlattı. Gerek sefiremiz Filiz Dinçmen'ın Ali Şen'e yanıtını dinlerken, gerekse kendısıyle söyleşirken etkileyici iletişimın. bir kaynaktan bir hedefe vöneltilen. rutum ve da\ranışı değıştırme amacını taşıvan tek yönlü bir haberleşme olduğunu bir kez daha kavradım. Dışanda. kent merkezini çevrele>en \e kısaca Ring olarak adlandınlan caddede bulutlar genledi. çiseleyen yağmur durdu. Hofburg'daki papyonlu fayioncular atlannı ahırlara çektiler. Büyükelçilikte o akşam ortamın etkilevici iletişime etkisi vardı. Sumru Noyan'la tanıştım. Bayan N'oyan Birîeşmiş Milletler sorumluluğunda uluslararası uyuşturucu kontrol programının başındaydı. Kişinin toplum ve kültürle bağlantısının ele alındığı makro çerçevede sosyalleşme ve kültür-kişilik ilişkisi gene kendiliğinden ortaya çıkmaz mı! Pek şaşırmadım doğrusu. Büyükelçiliğin pencerelerinin dışında. akşam güne karşı ağırlığını daha birtavırlı koymaya başladı. Körleşmekte olan cadde. yağmur sonrası donuk renklerinin düşünü öyle canla başla savundu ki, balkon kenarlanndakı sardunyalar da kızıllıklannı. kırmızılıklannı. pembeliklennı ister istemez korudu. Günboyu beynimde toplanan gereksizlikleri attım. Gecenin derin aynasının içinde yüzümü. düşüncelerimi onardım. Bütün bir gün duyduğum pek çok anlamsız sesten yüreğimi anndırdım. Bir akşam sonra Fenerbahçe güzel oynadı. yengiyi kıl payı kaçırdı. Gönendik. Ama anlaşılan, üsrüne üstlük dün akşam rastladığım ülkemin ülkemi yurtdışında simgeleven ıkı başanlı kadını da beni iyice etkilemiş. gelecek için umutlandırmış. \'iyana"nın kendi insanının jaşamını biçimlendirdiğini duyardım. Bu kere. ben de iyiden iyiye "şekillendim'" galiba. İLAN T.C. İSCEHİSAR ASLİ\ E (TİCARET) MAHKEIVIESİ'M)Eı\ İLAıN METNİ DosvaNo: 1996 105esas Mahkememızde İscehısar Çalışlar köv ünden Ahmet oğlu 1932 doğumlu Abdullah Çelik tarafından çeklerinın kaybol- duğu ıddıasıvla açılan davanın vapılan tensip kararı uvarınca: EmırdağÂkbankşubesıneaıtçek sahıbinin A. Kadır Yiğiter olan 00076-0 nolu hesabında 23001925'den 2300195O'ye kadar olan çeklenn kavbolduğu ıddıasıvla ve çeklerını kaybettığinden bahisle açılan davada çeklerin vetkisiz kışilerce tahsılının önlenmesı bakımından ödeme yasağı konulmasını talep ve dava ertığınden dava sonuna kadar çekın ibraz edi- len şahse ödenmemesıne karar verılmıştır. \'ukarıda özellıkleri belırtılen çeki elinde bulunduran şahıslann herhangi bir hak ve iddialan var ise çe ile bırlikte du- ruşmanın bıakıldığı 25.09.1996 günü saat 09.00'daki duruşmada hazır bulunmaları veva kendilerinı bir vekılle temsıl et- tirmeleri ilan olunur. 29.8.1996 Basın: 106331
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear