22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 TEMMUZ 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DemireVe 'ver kurtuV suçlaması • •Demirel'e: İktidarda "\er kurtul' anlayışını buldu. Yılmaz'a: Türkiye"yi teröriste emanet etti, bayrağı indirdi. • "Laikliğin. demokrasinin üzerinden geçmesine izin vermeyiz" ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - DYP Genel' Başkanlığı'na yeniden seçilen Tansu Çiller. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i. basbakanliğı dönemınde "ver kurtur politikası izlemek; ANAP Genel Başkanı Mesut Yûmaz'ı da "Türkiye'yi teröristiere teslim etmek ve Ankara'da Tiirk bayTağını indirmek"le suçladı. Çiller, partideki avnlıklar nedenıyle DYP'nin tek başına iktidar olanağını kaybettiğini belirtirken kendi yönetimi altında partisinın bölünerek, kan kaybettiSini ilk kez itiraf ett'ı. DYP liden Tansu Çiller, partisınin 5. olağan kongresinde yaptığı konuşmada. DP ve Adalet Partisi misyonuna değinirken "Nke şehitler verdik, nice adstz kahramanlar geldi geçti. İşte onlar biziz'" dedı. DYP'nin geçmiş, iktidar dönemindeki icraatına değinirken Kardak kayalıkları konusunda çıkan bunalımı uzun süre anlatan Çiller. daha örtce zafer olarak açıkladığı boru hatlan konusunda ortaya çıkan bozgun nedenıyle, bu konuya gırmemeye özen y.iisterdi. Demirere suçlama DYP Genel Başkanhğı için -Bir faniye nasip olabilecek en büyük onur" diyen Tansu Çiller'2.5 yıllık basbakanlıfiı dönemınde terörle mücadelede eikin olduğunu savunmaya çalışırken kendisinden önceki Başbakan Süleyman Demırel'i ısım vermeden "ver kurtul politikası izlemek"le suçladı. "İktidara geldiğimizde, ülkenin bir bölümü için adeta 'ver kurtul' anlayışını gördük" diyen Çiller. "Can verilir, çakıl taşı verilmez dedik. O çakıl taşının üsrüne basan her bebe, bizim bölünınez bütünlüğümüzün bir parçasıdır. Sizin yüzünüzü kara çıkarmadım. Ölen bir bebenin, onun ağlayan anasıııın değeri trilyonlarla ölçüJür mü? Bu, bir iktidan tarih öniinde önıür boyu ibra etmeye yeter" diye konuştu. Çiller. iktidarda bulunduğu dönemde en çok önem \erdiklen diger konunun "özgürlük" oldugunu. si\il topluma yönelik anayasal değişiklikleri gerçekleştırdiklerini savunurken insan haklan konusuna gırmedi. Avrupa Bırliği ile gümrük birliği sürecindeki prosedürü de çarpıtarak anlatırken "Türkiye'nin 30 yıldır >apamadığ) vardi" diyen Çiller. gümrük birliginin ardından. Avrupa'dakı işlen Türklerin aldığını ve bu nedenle bu ülkelerdeki işsizliğin arttığını iddia ederek "lOyıl içinde ne kadar büyük bir tarihin yazıldığını tarih göreceknV görüşünü dile getirdi. Çiller. asıl mücadeleyi siyasi rakiplerine degil. Türkiye'nin yeni geleceginı önlemeye çalışan gruplara karşı verdiğıni ve ANAP lideri Yılmaz'ın, bu çjkar gruplannın "taseronu" oldugunu savunarak daha önce hedef aldığı holdingleri suçladı. Çiller. RP'li koalisyonu savunurken -Dediİer ki. RP'yi iktidar yaptınız. Hayır DYP değil, demokrasi ve millet yapmıştır. Ben, 'RP'nin prögramını iktidar yapmam' dedim. Bu programda kıratın miinrü vardır. Benim ülkemde bu toplıımsal uzlaşmaya. banşa ihtiyaç vardı. Demokrasinin gereği RP ile bir ikridardı. Meclis aritmetiğinin gereği buydu" dedı. Hazreti Muhammed'in birlik, bütünlüge ilişkin söilerinden örnekler \erdikten sonra. "Eğer peygamberin bize gösterdiği yoİda gitseydik, böiünmeseydik, tek başımıza iktidar olurduk" dıyerek. yönetimindeki partinin bölünerek kan kaybettiğini itiraf etti. Genel başkanlığa yeniden seçilmesinden sonra teşekkür konuşması yapmak için kürsüye gelen Çiller. "Bir kez daha bir fani insana. bu büyiik onuru. bir I iirkiye sevdasının başında bulunma gururunu verdiniz" dedı. HABERLER D Y P k o n g r e s i n d e s k a n d a l Çjfler'in raldbine salchrı Başkan adayı Mehmet Dülger, seş düzeni bozularak konuşturulmadı. Dülger, kürsüde meyve suyu kutusu yağmuruna tutuldu. Önünde pankartlar açılarak televizyon görüntüleri engellendi .\NKARA (Cumhurivet Bürosu)- DYP 5. olagan büyük kongresinde Tansu Çüler'e karşı genel başkan adayı olan kuruculardan Mehmet Dülger, çirkin saldınlara hedef o(- du. Di\an Başkanı Mehmet Gazioğlu'nun "Bırakın konuşsun, sonra da gitsin" dedigi Dülger. ses düzeni bozularak. hakaret edile- rek, "hain" denilerek. üzerineçeşitli madde- leratılarakengellenenkonuşmasında. Çiller'i sertbirdilleeleştirdı. Dülger. "Biz, ihtilalle- ri aştık. şimdi otorite hedefley enlere karşı mü- cadele ediy oruz. Parti, otorite karşısında sec- de eder hale getirilmeye çalışılıyor. Tek ses. tek nefes. Böyle parti olmaz. DYP, doğru söyle- yenleri biçen bir kıyma rnakinesi olmuştur" dedi. 12 Eylül darbesinin ardından 1987'de ya- pılan ilk yasaksız seçimler öncesinde "Ko- nuşan Türkiye" sloganının sahibi olan DYP. Çiller'e karşı genel başkan adayı olan mu- halif parti kuruculanndan Mehmet Dülger'i kongrede konuşturmadı. DYP kongresinde. 24 aratıkseçımleri öncesi partiden ihraçedı- len. REFAHYOL koalisyonunun ardından istifa eden \ e bir bölümü de sessiz kalan mu- haliflenn tek sözcüsü Dülger oldu. Merkez ararkurulu<MK.K.)üyesi NurullahAydın'ın, lehineçekilmesi sonucuÇiller karşısında tek aday olan Mehmet Dülger. Çiller'in konuş- masının ardından boşalan kongre salonuna \e bir gmp delege olmadıkları dikkat çeken -militan topluiuğa" hitap etmek zorunda kal- dı. Istânbul II Başkanı eski MHP'li Celal Adan ile Isparîa Miliervekiü Ömer Bilgin'ın organıze ettigi belırtilen bir grup. Dülger'i konuşturmamak içın heryolabaşvururken dı- van yönetimi deDülger'ın konuşmaMnı uzun süre anonslarlaengelledı. Kürsünün önünde toplanan grup, Dülger'e kâgıt, teneke ve meyve suyu kutuları fırlatırken pankart aça- rak kameraların görüntü almasını da engel- lemeye çalıştı. Dülger, divanın mikrofonun sesini açmaması nedeniyle konuşmasına uzun süre başlavamazken daha sonra ses düzeni- ninbozulmasıdadikkatçektı. Kongreyi can- iı veren TRT'nin yayınında da ses kaybı ol- ması üzerinecanlı yavını sunan Zafer Kiraz. ses kıiy bının TRT'den değil. sev düzenım \a- pan firmadan kaynaklandıgını belirterek özür diledi. "Hainler dışarı* Organize grubun Çiller yanlısı sloganla- rının yanı sıra. -Hainler dışan" dıye slogan atmalan ve yuhalamanna karşin konuşma- .Mnı güçlükle siirdüren Dülger. böliinmeyi önlemek ıçın adav oldugunu belirterek "Bu- rada konuşan I ürkive'vi arıyorum. Şarkı söylemek konuşmak değildir. Biz köşelerde, kuliilerde değil, kongrelerde konuşnıak isti- yoruz" dedı. DYP misyonunun, yabancı ellerde küçük kişisel hesaplarla gölgelendiğini anlatan Dül- ger. şunlan söyledi: "Dağlanaşan DYP'nin bugün barajı aşıp aşamayacağı (artışılıyor. Biz ihtilalleri astık. tanklar karşısında ezilme- ÇUJer, yanında eşi ve korumalanvla keyif çatarkcn rakibi Mehmet Dülger'e çirkin saldınlar yapıldı. konuşmasından sonra korumaları eşli- ğinde genel ba^kanlık için o\ kullanmava gelen Dülger, ses dü/eninin bozulması ve v uhalanmasına ilişkin sorulara "Fa/Ja yorum yapmak Lste- miyorum.Olur böyleşe>ler,girmekistemiyorum" dedi; (fotograf: TARIK TINAZAY) Kongreden notlar dik. Şimdi. otorite hedefley enlere karşı mü- cadele edeceğiz. A takımu B takımı, Çillerci, Demirelci ay nmı yapdmasına karşjyiz.Tekses, tek hedef isteniyor. Böyle parti olmaz. Parti otorite karşısında secde eder hale getirilme- ye çalışılıyor. Hesap sornıak için geklik. He- sap sorma zemini kongredir." Parti realizmımn Çiller realizmıne. kong- renin de Çiller şovuna dönüştüğünü söyleyen Dülger, ülkenin sorunlannın konuşulmama- sını eleştirdi. Delege seçıminde Çiller müda- halesine dikkat çekerek kongrenın tek aday esasına göre yapıldıgını belırten Dülger, **Aİ- kışladığınız genel başkan seçildiğinde, DYP yüzde 27'lerdey di. Şimdi yüzde 10'larda. Yüz- İerce örgüt acımasızca feshedildi. Kendi ör- gütüne husumet duyan bir genel başkan is- temiyoruz. DYP. doğru söyleyenleri biçen bir kıyma makinesi olmuştur" dıye konuştu. Dülger, partılılenn yanı sıra divanın mü- dahalesiylede sık sik kesılen konuşmasını ta- mamlayamadan bitıımek zorunda kalırken şu sözlerle kürsüden ındi: "Türkiye kurtanlmak de- ğil, yönetilmek istiyor. Parti kötü yönetiliyor. Çünkü yö- netenler ehil değil. Koltuğu yönetim için değil. kendiieri için istiyoriar. DemireL tele- fon açanın karşısma çıkardı. Bana Çiller'in teletbn numa- rasını söyleyin. Partiye saygı duymayan. partiyi evinden yöneten genel başkan istcmi- yoruz. Gel. partideki kultuğa otur; orada Menderes oturdu. Demirel oturdu." Mehmet Dülger, konuşma- sının ardından. tepkinin arta- rak sürmesi üzerine polisler tarafından koruma altına alı- narak, salonun arka kapısın- dan dışan çıkanIdı. Daha son- ra yine korumalar eşliginde oy kullanmak için kongre salo- nuna dönen Dülger. ses düze- ninin bozulması ve yuhalan- masına ilişkin sorulara. "Ohır böyle şey ler, girmek istemiy o- rum" dedi. Gazetecilere. olumsuz koşullara karşın yap- tığı konuşma nedeniyle ken- dısini kutlayan bir partilinın faks mesajını gösteren Dülger. ünlüdüşünürSeneca'nın "Bir muhatapyeter" sözünü anım- satarak. "Asıl olan da benim için bu. Hazreti Yunus da, 40 yıl pey gamberlikjt aptı, ama 3 inananı vardı. Önemli olan mesajın yerini bulmasıdır. Bu faks da onunkanıtı" dedı. Özeleştiri, fanatizme yenildi... YP'nin 'nıescit'egiden kongrı BÜLENTSARIOĞLL ANK.ARA - Bütün heyecanı Tansu Çil- ler'in yaptıgı "hamasi" konuşmayla sınır- lı kalan DYP'nin 5. Olağan Kongresi'nde. Çiller fanatizmiylegüdümlenengençlerve delegeler, partinin en köklü misyon tem^il- cilerinden olan bir kurucunun bile özeleş- tırisine dayanamadılar. D't'P kongresınin yapıldığı Atatürk Spor Salonu'ndaki ilk yenilik. delegeler için ha- zırlanan mescit oldu. RP dışındaki parti kongrelerinde tanık olunmayan "Mescite gjder" levhalan izlendikten sonra küçük bir sapmayla kongre alanınagirilebilırdi. Çil- ler'in davetıne karşın. mazeret bildirerek DYP kongresine katılamayan ve kutlama gönderen îspanya Başbakanı FelipeGonza- les ile tngiltere Başbakanı John Major de- leeenin alkışını aldı. Çiller'in. DP. AP ve DYP'nın eski genel başkanlanyla yaşamda olmayan kurucula- nndan bahsederken.~Bakın demokrasi mü- cahitlerine" ifadesini kullanması. Başba- kan Necmettin Erbakan'dan ka>naklanan bir etkilenme olabilirdi. Çiller. Çumhurbaşka- nı Süleyman Demirel'in yanı sıra DP ve AP'nin yaşamda olmayan tarihi kişilikleri- ne de "selam'' gönderdi. DYP kuruculuğu- nun ardından genel başkanlık da yapan Hü- samcttin Cindoruk ile Yıldırım Avcı. D^'P'nin eski genel başkaıılarını tek tek sa- van Çiller'in çifte standart süzgecine takıl- dı. Çiller. başbakanlığı dönemindeki icra- atını anlatırken. birçok kez "Tarihten bah- setmiyorum" sözlerıni tekrarladı. Ancak. bazı çarpıtmalarla aktardıgı 3 yıl önceki gelişmeler tarihin ta kendisiydi. Çiller. l *D\'P'nin birinci parti çıkması önlenmiştir. tarihin akışı değiştirilmek istenmiştir" diye devam ederek. tarih kavramına değişik ba- kışını gösterdi \e zaferiyle sonuçlanmayan dönemlen "tarih" olarak kabul etnıediği ızlenımı uyandırdı. "İlk kez dedim ki: bu terör ya bitecek, y a bitecek" dıyerek kendisinden önceki başba- kanları. bellı ki istenıeden. zan altında bı- rakan DYP lideri. Irak toprağındaki Zeli Kampı'na gerçekleştirilen sınırötesi ope- rasyonların uluslararası arenada yarattığı bunalımı da "Ayağa kakhrmışı/dünyayr söz- leriyle reklam olarak kullandı. Çağdaşlık ve muhafazakârlığı DYP potasina toplayan Çiller. küreselleşme ve bölgesel i^birliğini arttırıcı ülkeler arası bloklaşmalara değin- dikten sonra, "Dünyada yine milliyetçilik yükselen değerdir'* sözleriy le. bulabildiği her akıma eğilim gösteren birsiyasi strateji gös- terdi. Çiller. HADF.P kongresindeTürkbayra- ğının indırilme.sınden dönemın Başbakanı Mesut Yılmaz'ı doğrudan sorumlu göste- rırken. Dıvan Ba.şkanlığı'nın arkaMndakı platt'ormdahazırlanandev Türk bayrağıta- vana çekildi. Ba\ rak ve ezan söylemini sür- düren Çiller'in. ~Bizim için bay rak mukad- destirderiz. Kardak'taderiz,Zeli'dederiz" sözleri. belkı delegeleri değil. ama basın mensuplarını şaşırttı. Gazetecilergülüşme- lerle düşünüyorlardı: Zeli Kampı'na Türk bayrağının dikilmesi gibi bir plan olabilir miydi? • Konuk Tuncay siniriendi Kongreye konuk olarak katılan ANAP Genel Başkan Yardımcısı İlkerTuncay. si- nirlenerek takip ettiği Çiller'in konuşma.M- nın hemen bıtiminde salondan aynldı. Yolsuzlukiddıalannıgündemegetiren ve muhalif seslerı kamuoyuna duyuran basın da saldınlardan payını aldı. Etrafında kala- balık bir grupla salonda gövde gösterisi ya- pan İstanbul II Başkanı ülkücü Celal Ada. gazetecilerle tartiştı. Birgün önce tutuklu yakınlannın eylemi sırasında kurt işareti yapan DYP'lilerce hırpalanan Kanal D mu- habiri SerdarCeoe'yi hedefalan partililer, gazetecilerin üzerine içeçek kutulan ve ya- nan sigaralar attılar. Serdar Cebe'yi proto- kol bölümüne alarak kurtarmak isteyen Sağ- lık Bakanı Yıldınm Aktuna. Dev let Baka- nı Bahattin Yücel tarafından "Boşver" di- yerek engellendi. Gazetecı RkretDadaşdapartilıgibidav- ranan ses tesısatçıları tarafından döv ülerek yaralandı. Mehmet Dülger'i konuşturmamak için yuh ve küfür seslenyle salonu gürültüve boğan partililer de basını hedef aldı. 37 ki- şinin yakılarak öldürüldügü Sıvas olaylan sırasında içişleri Bakanı olan MehmetGa- zioğlu. Divan Başkanlığı görev inde. Dülger'e pet şişe atarak küfreden partililere karşı sü- kunetı sağlamadı. Salondaki büv ük bir pankart, genel mer- kez denetiminde yenilenen örgütün siyasi taraflara mesajını özetliyordu. Gumhurbaşkanı Süleyman DemireTi sim- geleyen fötrşapkanın karşı.sinda, "Senise- viyoruz. Gölge etme. başka ihsan istemez": Mesut \ılmaz"ın portresınin karşısında, "3 ay sanaçokbile": DSP'nin ak güvercininin karşısında. "Karaoğlan değil,çekimseroğ- lan": CHP'nin 6okunun karşısında "Mu- halefet kaderin. barajlar korkun olacak" ifadelerini taşiyan pankartta. takunyayla gösterilen koalisyon ortağı Erbakan'a da "Emanetçi, emanet sahibinde" sözleriyle mesaj gönderildi. TJIRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: engin@planetcom.tr DünküTırmık, "PekiRefah'ın devlete karşı konumu ne, ko- numlanışı nasıl" sorusunu bu- güne bırakarak noktalanmıştı. Ideolojik ve siyasal bir çizgi olarak Refah'ı bir sivil güç ola- rak görenler var. Böylece Re- fah'ı baskıcı, despotik devlete bir seçenek, onu zayıflatacak, gü- cünü kıracak, hatta burnunu sürtecek bir siyasal güç olarak olumluyortar. Orneğin YDH'nin resmi Refah çözümlemesinde bu, en uç noktaya götürülmüş, Refah, devlete en uzak , dola- yısıyla da sivil toplum güçlerine en yakın hareket olarak tescil, tebrik edilmişti. Tuhaftır, Refah'a böyle ve do- layısıyla da onu olumlayarak ba- kanlar, aynı zamanda devletin küçülmesinin ateşli savunucu- ları. Siyasal liberalizmin olmaz- sa olmaz koşulunu, devleti eko- nomiden tümüyle kazımakta an- yorlar. Bu kesimlerin özelleştirmeyi ve kuralına uygun işleyen bir serbestpiyasa ekonomisini şid- detle savunmalarında, devletin gücünün olabildiğince daraltıl- ması, giderek en aza indirgen- Refah Üstüne Sesli Düşünceler (2) mesi tercihi yatıyor. Devletin gücünün toplumsal yaşamda olabildiğince azaltıl- masına, birey-devlet ikilemir\\n silinip, devlet aygıtının salt insa- na hizmet etmek için var olma- sına hiç bir itirazımız yok. Bu bağlamda Erbakan'ın garson devlet tanımlamasına da itirazı- mız yok. Ama Erbakan'ın 'garson'u, nasıl bir garson acaba? Büyük olasılıkla bu garson, müşterile- rine (bana, sana, bize) gelip "Bu- nu yiyeceksin lan. Hesap da şu kadar tuttu. Ödeyeceksin. Ta- mam mı? Yoksa!.." diyecek, ol- dukça tuhaf bir garson. Refah'ın devleti küçültmek, toplum yaşamında devletin bas- kıcı gücünü kırmak gibi tercih- leri olduğunun en küçük bir ka- nıtı, bırakınız işareti bile yok. Re- fah sadece Cumhuriyet Türkiye- si'nde tanımlanıp uygulanan la- isizm anlayışına. Batılılaşma yö- nelimlerine itiraz ediyor. O siya- sal İslama ve Islami yaşam bi- çimine yönelen kısıtlamaların kalkacağı ve... Ve onun yerine, yurttaşlarına islami yaşam biçi- mini, islami hukuk mantığını-, is- lami eğitim ilkelerini dayatacak, güçlü, çok güçlü, 1923-1996 arasında tanık olunan devletten çok daha güçlü bir devlet üret- mek istiyor. Daha kestirme deyişle Refah, devlete, sivil toplum güçlerinin konumundan bakmıyor. Onu küçültmek gibi bir niyeti ve prog- ramı yok. Tersine (evet tersine) var olan devleti ele geçirmek, onu, kad- rolannı tümüyle değiştirerek, Re- fah ıdeolojisi uyarınca işleyecek bir baskıcı devlete dönüştür- mek hedefini önüne koyuyor. Bugüne kadar buna çabaladı ve bugün bu olanağı ucundan da olsa yakaladığı kanı ve umu- dunda. Refah'a kesinlikle karşı çıkan. onun iktidar şansı yakalaması- nı ülke için bir talihsizlik, bir ka- ra yazgı gibi görenleregelince... Burada bir bütünlük aramak yanıltıcı. Elmalarla armutları ay- nı sepete koyup adlarına da la- ikler cephesı demenin anlamı yok. Bir kere Refah; ideolojisi, toplumsal, ekonomik dayanak- ları, kültürel tercihleri ile bir si- yasal hareket. Bunun karşıtları laisizm ortak paydasına sığdırı- lamaz. Zaten sığmaz da... Bugün Refah'a karşı, var olan devlete sahip çıkarak konumla- nanlar var. Yani köy yakan, Kürt sorununa bomba, kan ve ölüm- le çözüm öneren, tersi öneri sa- hiplerine düşmanca saldıran. ihbareden, "özgüriüklerve dev- let" ikilemi karşısında gözünü kırpmadan devleti yeğleyen, anayasadaki kutsal devlet teri- minden rahatsızlık bile duyma- yanlar Refah'a karşılar. Refah'ın islami yaşam biçi- mini dayatmayacağına inansa- lar, onu demokrasinin bir ürünü olarak kabullenebılecek, gel gör ki doğası gereği İslami yaşam bi- çimini dayatacağını sezecek bi- linç ve deneyimle donanmış olanlar da Refah'a karşı. Refah'ın devleti tümüyle ele geçirmesi durumunda ülkede- ki gelır dağılımında, ufak tefek değışiklikler olabileceğinden, bugüne dek kana kana ve tek başlarına su içtikleri muslukla- ra, çıkarlarını Refah'ın savun- duğu kesimlerin de ağız yanaş- tıracağından korkanlar da Re- fah'a karşılar. Nihayet, bir yanda köy yakan, özgürlükleri alabildiğine kısıtla- yan bir güçlü devlet ile öte yan- da şeriatı, ekonomik, siyasal ve kültürel gericiliği savunacak bir başka güçlü devlet arasında ter- cih yapma ikilemine düşmeme- ye kararlı olanlar da Refah'a kar- şılar. Onlar için veba ile kolera arasında tercihte bulunmak bir zorunluluk değil, olsa olsa bir tuzak. Görülüyor ki Refah karşıtları aynı cephede buluşabilecek bir ortak paydaya sahip değiller... Son cümle ister istemez konu- yu demokrasi ve özgürlüklere ve 'düzen'e getiriyor. Bunu yarına bırakalım mı? POLİTtKA GUMAJGU HİKMET ÇETİNKAYA Gerçek... Tansu Çiller Hanım kürsüde estikçe esti. Salon al- kıştan yıkılıyordu konuşmasını bıtirdiğinde... Bacı Çiller, kürsüye. 'Anatürk'ürnuz olarak çağrıl- mıştı. O anda salon inlemeye başladı: "Vurvurınlesın, Mesut Yılmaz dinlesin..." Aslında kimsenin dinleyecek hali yoktu... Tansu Hanım, neler söyledi? Hiçbirşey!.. Koskoca DYP bu hale mi düşecekti? Adnan Men- deres, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan bu ko- şullar altında mı anılacaktı? DYP'nin 5. Olağan Kongresı'nin Divan Başkanı Meh- met Gazioğlu, görevini 'başan 'yla yerine getiriyordu doğrusu. Genel başkanlığa adaylığını koyan Mehmet Dülger'i gayet 'demokratik birtavır'\a konuşturmamak için elinden geleni yapıyordu. Baha Dülger'in oğlu Mehmet Dülger'in sesı duyul- muyordu. Bu koşullar altında konuşmaya çalışan Dül- ger'i, Tansu Hanım'ın amigoları susturmaya çalışıyor- du. TRT spikeri Zafer Kiraz. sonunda açıklamak zorun- da kaldı: "Mehmet Dülger'in konuşması TRT'den kaynaklan- mıyor..." Tansu Çiller, kendi kuyusunu kazıyor ve DYP kendi geçmişini inkârediyordu... DYP bu hallere mi düşecekti? • • • DYP'liler, 'Eller Havada' şarkısıyla çoşarken acaba ilk genel seçımlerde alacakları oyun hesabını da yapı- yorlar mıydı? Avanta, çıkar ve yolsuzluk ıddıaları üçgeni içinde şı- kışmış bir siyasal partinin lideri gelecekte ne yapabi- lirdi? Şeriatçı Yeni Şafak gazetesinın manşeti tam isabet- li bize göre: "DYP küçük ama Çiller'in..." RP'yi destekleyen şeriatçı gazete, bir gün önce de DYP'li İsmail Köse ıçın şu başlığı atmıştı: "DYP'li İsmail Köse'den şok sözler: ıran, 5 erimizi şehitetti..." Yeni Şafak, ismail Köse'nin bu sözlerini şöyle değer- lendiriyordu: "Büyük gaf..." Aynı gazetenin yazarı Ahmet Taşgetiren ise hâlâ bir soruya yanıt arıyordu: "Cevap bekleyen soru: Bayan Erbakan kapıda mı kalacak?" Başbakan Necmettin Erbakan'ın eşı Nermin Er- bakan ve kızları orduevıne gıttığinde içeri alınacak mıydı yoksa alınmayacak mıydı? Muhterem günlerdirbu soruya yanıt arıyordu. işi gü- cü bırakmış önüne gelene soruyordu: "Söyleyin bakalım, Nermin Hanım ve kızları türban- la orduevıne gırebılir mi?" Aklınca nabız tutuyor. Necmettin Erbakan'a da bu konuda soru yöneltiyor. Diyor kı: "Nermin Hanım ve kızlan orduevıne alınmazsa, oza- man Başbakan Erbakan ne yapacaktır?" Bizim 'uyanık ve üstelık şehatçı' yazar, ardından ek- liyor: "Mustafa Kemal Paşa ve Celal Bayar/a ilgilı bir anekdot okumuştum. Hanımlara başörtulerin attırıldı- ğı Cumhuriyet'in ilkyıllan. Birbaloda devleterkânı bu- luşuyor O dönemde Bayar'ın hanımı hâlâ başörtülü. Ayaküstü sohbet edilirken, Mustafa Kemal. bir ha- nımlargrubunun içinde, Bayar'ın hanımınıbaşörtüsü-^ nü çıkarması noktasında zorluyor. Kadıncağız çıkar- mak ıstemıyor. Paşa ısrar ediyor, kadın direnıyor. Bu ı ara sesleryükseliyor. Bayar, seslerm geldiğı tarafa yö- neldiğınde kendi eşı ile ılgılı bir sorun oldugunu anlı- yor. Oraya vanyor. Ne oldugunu soruyor. Durumu Mus- tafa Kemal Paşa anlatıyor. Celal Bayar, Paşa 'yı rahat- latıyor: - Elbette açacaklardır Paşam. Karısının başörtüsünü kendi elleriyle çıkarıyor ve Cumhuriyet bir meseleyi daha böylece çözmüş olu- yor. Bu anekdotu okuduğumda Bayar'ın eşi hesabına içim ezilmiştı. Birde, Trakya'dabirbirlikte, orduevinde. üst rütbeli subaylann önünde, bir astsubayın eşının başı- nın açtınldığını öğrendığımde içım ezılmişti. Sanki kez- zap dökülmüştü yüreğime. Bunlar bu ülkede oluyor ve bizler insan gibi yaşadığımızı düşünüyorduk." • • • Tansu Hanım "DYPküçük olsun, benim olsun"öer- ken şeriatçı basın. Erbakan'ın eşınin orduevine türban- la girip giremeyeceğiyle uğraşıyor... Biz, şeriatçı basına şunu söyleyebiliriz: "Orduevıne erkekler kravatsız, kadınlar çarşafla, tür- banlagiremez..." Ayrıca, hastanelerde kılık kıyafet yönetmelıği oldu- ğu için kara çarşaf. başörtüyle ne bayan doktor ne de hemşire görev yapabilir... Camıye nasıl ayakkabıyla gıremezsenız, yineTBMM Genel Kurulu'na milletvekıli kravatsız. olarak katıla- maz... Orduevlerinın de yönetmeliği vardır... RP'nin iktidarda olması. 'karayobaz çefe/er/'nin is- tediğini yapacağı anlamma gelmez. Kalın kafalannızabu gerçeği sokun!.. Türkiye'nin, İran ve Afganistan olamayacağını da bir kenarayazın!.. Türkıye laik, demokratik cumhurıyettir, islam cum- huriyeti değil... Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya '/ Planet.com. TR İzlenimler Konuşan Türkiye'den susturulan DYP'ye OSMAN . ANKARA-12 Eylül darbe- sinin ardından ilk yasaksız se- çımlenn şapıldığı sırada. Sü- leyman Demirel lıderlığınde "Konuşan Türkiye" sözlenv - lemeydanlardahavkıran DYP. dün ~Susan.\otsuzhıksuclanıa- lannın hesabını veremeyenşa- ibeü liderinin karşısında sustu- rulan DYP" damgasını \edı. Doğru Yol Partısı (DYP)!dün Tansu Çiller Partisi (TÇP) ol- du! Eşi ve kendısı hakkında her- gün bir yolsuzluk iddıası orta- ya atılan, hakkında 3 Meclis so- ruşturması açılan. \ ergı kaçır- dığı belgelenen ve kuşkulu ser- vetinın hesabını verenıeyen Çiller. medya'in tanımlama- sıyla. "Türkiye'nin ilk kadın Başbakanı olarak fürkiye'vi 2OOO'li yıllara taşıyacak Hder" avansını 3 vıl içinde rükettı. 1993 kongresinde rakıplen İs- met Sezgin \ e Köksal Top- tan'ın çekilmcbi sonucu. ıkın- ci turda 933 oyla genel baş- kanlığa seçilen Çiller. dün ya- pılan kongrede bu desteği tek tek seçtırdığı delgelerle konı- vabıldı. Denıırerıngölgeiinin hı>>edıldığı ve farklı görüşle- rın dıle getmlerek genel baş- kanlık \an^ının\aşandığı 1993 kongresınden sonra dünkü konure. Çiller'in egenıenliği- nın \e D\'P'nin Tansu Çiller partisi olacağının kesin ışare- tıııı \erdı Kıııet Sezgın'in "Bu kongre önceden bitmiş. Bu. ci- lalıimajkori!ia L si" JcJığı D\P kongresinde, genel başkanlığa sorun^uz seçilen Çıller'ın, bir kitle partisinin değil, küçük gruplann partisinin genel baş- kanı olacağı ıfade edıldi. DYPdışında kalan muhalıf- ier. kongredekı sazlı sözlü coş- kuyuvealkışlan "Çiller'in bi- tişinin işareti" olarak değer- lendırseler de Çiller. 3 yıl so- runsuz başkanlığı garanti- ledi. MuhalifTııçbirsesinçıkar- tılmadığı kongrede. valnızca Çıllerve Çiller vanlılannın ko- nuşmasına ızın venldı. Türki- ye'nin sorunlannın konuşul- nıası yerine şova ağırlık \eri- len kongrede. konuşan . ko- nuşmaya çalışan kesım hedef alındı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear