25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ HABERLER Tüpkkent genel kunulu • İZMJR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-Türkive Kent Kooperatıfleri Merkezi Bırliğı'nın (Türkkent) 8. Olağan Genel Kurulu bugün Izmir'de vapılıyor. Türkkent Genel Başkanı Oğuz Sovdan. Türkiye"deki yıllık konut açığının 500 bin, kentsel arsa gereksiniminın de 30 bin hektar olduğunu belırterek '"Gelecek 15 vılda 7 milvon konut üretilmesi gerekiyor. Bunun içın de l20milyar dolar kavnaâa ihtivaç var" dedı. Nüfus tespit yasası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMMPlanve Bütçe Komisyonu'nda. genel nüfus tespiti yapılması ve seçmen kütüklerinin güncelleştırilmesini öngören vasa önertsı kabul edildi. Komısyonda kabul edilen öneriye göre vasanın Resmi Gazete'de yayımlanmasından dört ay sonra gelecek ikinci pazar günü. De\let İstatıstik Enstitüsü (DİE) tarafından genel nüfus tespiti, Yüksek Seçim Kurulu tarafından da seçmen vazımı yapılacak. 'Eşcinsel' tantışması • ANKARA (AA) - ANAP Eskişehir Milletvekilı Mustafa Balcılar'ın. TBMM'nin bır oturumunda kendisine "eşcinsel" dıyerek kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle. DYP Tunceli Milletvekiii Kamer Genç hakkında açtığı I milyar liralık tazminat da\asına devam edildi. Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkenıesi'nde görülen davanın duruşmasında, mahkeme hâkimi. da\a dosyasının bir süre önce bilirkişiye göndenldiğini hatırlatarak dönmesınin beklenmesi amacıyla duruşmayı başka bir güne bıraktı. Yayın durdurmaya ret • ANKARA (AA) - Ankara Bölge Idare Mahkemesi. Radvo \e Televızyon Üst Kurulu'nun (RTÜK). Kanal D'nin yayınının bir gün sürevle durdurulmasına karşı acılan iptal davasında Ankara 9. tdare Mahkemesi'nin \erdiği 'yürütmenın durdurulmasf karannı onadı. Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Necmettin Koçtaş. onama kararı ıle RTÜK'ün. Kanal D"nin yayınının 30 Haziran 1996 saa't 24.00 "ten itıbaren bir gün süre\le durdurulması kararının uvgulanmayaeağını belirtti. Örtülü ödenek davası • ANKARA (ANKA) - DYP Genel Başkan Tansu Çiller"in başbakanlığı dönemınde örtülü ödenekten dolandırıcı Selçuk Parsadan'a 5.5 mılvar dolar ödendiğini ortaya koyan dava\a. 18 temmuzda Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak. Ankara Cumhuriyet Başsaveılığı'nın iddianamesinde. Selçuk Parsadan ile aynı suça katıldıklan gerekçesiyle dört sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5 yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası isteniyor. belirtti. 14 bin liralık parti • ANKARA (ANKA) - Anayasa Mahkemesi'nin siyasi partilerin denetimine ilişkin çalışmalan ilginç sonuçlar ortava koyuyor. 1991 yıbndaZekiÇe'liker tarafından hülle amacıyla kurulan Biiyük Anadoîu Partisi'nin yıllık gelir ve giderinin yalnızca 14 bin lira olduğu görüldü. Bu harcamaların tümünün posta gideri olduğunu belirleyen mahkeme. bunlara ilişkin belgelerın kendilerine iletilmemesini yasaya aykınlık olarak değerlendirdi. Düzeltme • Gazetemizin dünkü sayısında "TEDAŞ"ta Vurguna İzin" başlığıyla yayımlanan haberde, TEDAŞ'tan usulsüz ihale alan şirketler sıralamasında Eltes ve EMİTAŞ firmalarının da adı • geçmiştir. Bu şirketlerin isimleri haberde vanlışhkla yer almıştır. Düzeltir, özür dileriz. DYP ve RP, liderleri hakkındaki soruşturmalarm durdurulması ilkesinde anlaştı Somştunnalar hasır alüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP \ e DYP'nin. "yolsuzluklarvekuşkulu malvar- lığı1 * konusunda karşılıklı olarak araştırma ve soruşturma önergesi vermeme karan. iki partinin lideri ile ilgilı birçok yolsuzluk dosyasının da hasır altı edilmesini günde- me getirecek. REFAHYOL koalisvonunun kurulması durumunda. DYP Genel Başkanı Tansu Çil- ler'e. \ erdiği soruşturma önergelenyle "Yü- ce Divan" >olunu açan RP. bu kez hükümet ortağını "aklamak" içın mücadele \erecek. DYP de. "kirli kasa~ olarak adlandırdı- ğı Sülevman Mercümek ıle RP bağlantısı konusundaaçtırdığı Meclis araştırmasmda koalisvon ortağının yanında tutum sergile- yecek. REFAHYOL'un resmen kurulması duru- munda. Çiller'e, hakkında açılan 3 soru^-. turmadan kurtulma olanağı doğacak. 15 üyeden oluşan meclis soruşturma komis\on- lannda. RP'lilerin de Çıller lehıne oy kul- lanmalan halinde. DYP-RP ağırlığı 8 ola- cak. Budurumda ANAP. DSP veÇHP'ninoy- lan. SUÇILI olduğu görüşüne de vanlsa Çil- ler'i Yüce Di\an"a göndermeye yeterli ol- mayacak. Anayasa \e ıçtüzükgereği. kuru- lan meclis soruîjturma komisyonlannın fes- Yeni hükümet Çiller ile Erbakan mahkemelik ANKARA (Cumhurnet Bürosu)-Refah Partisi'yle ortak hükümet kumıa kara- n alan DYP Lıden Tansu Çflkr24 Aralık seçımlerin- den önce \e sonra an arda vaptığı suçlamalar. haka- retler nedeni> le Necmettin Erbakan la mahkemelik. Erbakan. kendİMni "eroin kaçakçılığfv la suçlavan Tansu Çillerdentam 10 mil- yar lira tazminat istiyor. RP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan ise kendisine "şerefsiz*" dıyen DYP Genel Başkanı hakkında 5 nıiKar liralık manevi tazminat da- \ası açtı. Karşılıklı olarak birbirlerine her tür suçla- malan vönelten ve mahke- melik ölan RP ile DYP'nin ortak hükümet kurması tep- kilere neden oluyor. tki partinin lideri gerek 24 Aralık genel seçimlerinden önce gazetelere verdikleri ilanlar \e mıtinglerde. ge- rekse seçim sonrasmda bir- birlerine ağır suçlamalar v ö- neltmişlerdi. Çiller. "Türk siyasi tarihinin en büvük oportünisti". "Apo gibi bö- lücü" suçlamalarında bıı- lunduğu Erbakan "la ortak- lık kurmav a çalışan ANAP Genel Başkanı Mesut \ı\- maz'ı da o dönemde. "Ki- şisel hırsı uğruna ülke\i ka- ranlığa gömmek~le suçlu- yordu. Erbakan'a karşı "göğsünü siper edeceğinT ve laik Cumhuriyet'in bek- çisi olacağını savunan Çil- ler, "l'lkemsahlıkdeğildir. Bosna parası. Mercümek olayının takipçisi dacağun" sözleriv le RP've sava^ açar- ken Erbakan. "Çillerhasta. Teşhisim: isterik" diye ko- nuşuyordu. Suçlamalar. hakaretler birbirini izlivor. "eroin ka- çakçılığTv la. "şerefsiz"lik- le suçlanan RP ıse art arda Çiller hakkında da\a açı- yordu. Necmettin Erba- kan'ın Çıller hakkında aç- tığı 10 miKar liralık tazmi- nat da\ası halen sürüvor. RP Genel Başkan Yardım- cısı Şc\ket Kazan'ın. vap- tığı birkonuşmada kendisi- ne "şerefsiz" diyerek kişi- lik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle DYP Genel Başkanı Tansu Çiller hak- kında açtığı 5 miK ar liralık manevi tazminat davasına ; se yeni başlandı. Örtbas anlaşması REFAHYOL: TOFAŞ, TEDAŞ. Çiller'in kuşkulu serveti soruşturrnalan ile RP-Mercümek ilişkisine yönelik Meclis araştırmasının rafa kaldırılması anlaşmasına dayandırıldı. Çiller klirtUİuyor REFAHYOLun resmen kurulması durumunda, Çiller'e, hakkında açılan 3 soruşturmadan kurtulma olanağı doğacak. hedilmesi söz konusu olmadığı için me\- cut soruştumıalar devam edecek. Ancak. bu- rada RP'li ü\elerin oyları önem kazanacak. Komisyonlardan olumsuz karar çıksa bi- le iki partı arasindaki ">olsuzluksoruştur- malanna karşı" davanışma. konıis>on ra- porlarının oylanacağı TBMM Genel Kuru- lu'nda sergilenecek. REFAH\'OL'un resmen kurulması duru- munda. Çiller'le ilgilı "hasıraltı" edilmesı beklenen dosyalar şö> le: TEDAŞ: RPGrupBaşkanvek'ili Şe\ket Kazan \e 75 arkadaşının \ erdiği önergenin kabul edilmesi ile Çıller hakkında. TEDAŞ ihaleleri ile ilgili usuKüzlüklere gözyuma- rak göre\ ini kötüye kullandığı savıv la 24 ni- sanda meclis soruşturması açılması kabul edildi. Komisvonda. D\P. RP \e ANAP'ın 4'er. DSP'nin 2 \e Ç'HP'nın de 1 üyesi bu- lunu\or. Komis>onbaşkanlığını DSP'li Me- tin Bostancıoğlu \ürütü\or. TOFAŞ: RP Grup Ba^kanvekili Şe\ket Kazan \e 56 arkadaşının verdiği önerge ile Çiller hakkında. TOFAŞ ihalelerine fesat ka- rıştırdığı sa\ı\la. 9 nisanda Meclis soruş- tunııası açıldı. Komis\on ba^kanlığını RP'li Ertuğrul\alçınba>ır'ın üstlendiöi 15 kişi- lik komısvonda RP. D\P se ANAP'ın 4'er ü\esı bulıınu\or. ' Malvarllğl: RP Erzurum Milleneki- lı Lütfü Esengün \e arkada^larınca \erilen önergenin 5 haziranda kabul edilmesi ile Tan- su Çiller'in kuşkulu maUarlığına ilişkin Meclis Noruşturma.sı açıldı. Komisyon üveleri henüz belirlenmedi. Ancak, bu komisvonda da RP ve DYP'nin' PnonrPİİf* HînİpHÎ C um h ur bâşkanıSüleymanüemirel.eşiNazmi\eDemirelilebir- r u g u i c u y UllUCVU likte.geüriSardvbosnâ-dainşaedilecekAnaveÇocukSağlığıHas- tanesi'ne bağışlanacak olan. ünlii Yugosla> pivanist I>o Pogoreliç'in konserini i/ledi. İstanbul Kültiir ve Sanat Vakfı'nca 24. L luslararası Müzik Festivali kapsanıında. Atatiirk Küttiir Merkea'rıde gerçekleştirilen konser yoğun ilgi gördü. Sülev man Dt'nıirere konserde İstanbul \alisi Rıdvaıı YeııisAiı ile eski te/.acjbası ^ önetûn Ku- rulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı eşliketti. (Fotograf: ERZADE ERTEM) 4'er üvesi bulunacak. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan hakkında ise şu dosya- lar bulunuvor: RP-Süleyman Mercümek: DYP Grup Başkanvekilı ve arkadaşlannca veri- len araştırma önergesinin kabul edilmesiy- le RP'nın "gizli kasası" olarak bilinen Sü- lev man Mercümek'in partiyle mali ilişki- lerinın araştınlması amaçlandı. CHP Er- zincan Milletvekiii Mustafa Kul'un başkan olduğu 9 üyeli komisvonda RP en fazla üveye sahip. Bu komisyonda RP'nin 3. DYP'nin 2. ANAP'ın 2. DSP ve CHP'nin de birer üyesi bulunuvor. Malvarllğl: Nec'mettin Erbakan hak- kında DYP tarafından verilen Meclis soruş- turma önergesinin DSP oylanyla reddedil- mesi üzerine CHP tarafından Meclis araş- tırma önergesi verildi. Halen Meclis gün- deminde bulunan önerge henüz görüşüle- medi. DYP'nin. RP-IHH (Uluslararası Yardım Teşkilatı) ilişkileri. RP-Beşir Darçın ilişki- leri ve RP'nin hac organizasyonu ile ilgili verdiği 3 araştırma önergesi daha bulunu- vor. Meclis gündeminde bulunan ancak henüz görüşülmeyen bu önergelerin de DYP tarafın- dan geri çekilebileceğı belirtiliyor. Ortak acıklama 'HADEP ve EP'ye saldın planlıydı' ANK\RA(Cumhuri>«Bü- rosu) - HADEP ve EP>e ya- pılan saldırıların. önceden planlanmış saldırılar olduğu bıldinldı. HADEP. EP. DBP. ÖDP ve SİP Ankara il örgütlen tarafın- dan dün ortaklaşa yapılan ba- sın açıklamasında. HADEP kongresi ıle EP'nin kapatıl- masını protesto eden kitleye yapılan saldınlarm. önceden planlandığı kaydedilerek "Bo- valı basın da bu saldınlara eş- güdümlü olarak haklı gerek- çeler ürehnekk göre\ lidir" de- nildı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: -Burjuva/i. yaşadığı kri/i. emekçilen? saldırarak aşmav a çalışı\or. Bir \andan ortamu- nuna dönen hükümet kurma çabalannı sürdürürken. diğer vandan işçi sınıfı \e emekçile- re > unelik saldınlannı arttıra- raksürdürüvorlar. Ancak bütün bu sakhnlar ilericileri. dt>\ rimcileri. bu dü- lene karşı mücadele edenleri sindiremez." îbrahim Çebi: RP-DYP koalisyonunun bedeli ağır olacak 'REFAHYOLgüvenoyu alatnaz' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP vönetimı. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in. kişisel hesaplarım örtbas etmek için RP ile ortaklık kurduğunu ileri sürerek. REFAHYOL hükümetinin güvenovu alamavacağını savundu. ANAP Genel Başkan Yardımcisi Ali Er. dün düzenlediğı basın toplantısında. Çiller'in. volsuzluklarını. örtülü ödeneği hasır altı edecek ve ABD'deki mallannı göremevecek bir partı aradığını ilen sürdü. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan 111 da mılletin din duvgularını istismar ederek oy toplamava çalıştığını savunan Ali Er. ""Siyasete\e siyasetçhe gmenin gittikçe azaldığı şu günlerde, Tansu Çiller ile Necmettin Erbakan. heın AUah'ın hem de milletin hu/urunda sınav \eri>or** dedi. ANAP Genel Başkan ^'ardımcısı \ ılma/Karakov ıınlu DYP'nin • ANAP Teşkilat Başkanı Burhan Kara: "Çiller. her bir bakanlığı 4 kişiye söz verdi, kabine açıklandığında kıyamet kopacak." • Ali Er: "Siyasete ve siyasetçiye güvenin gittikçe azaldığı şu günlerde, Tansu Çiller ile Necmettin Erbakan. hem Allah'ın hem de milletin huzurunda sınav verıyor. önemli bir karar aldığını belırterek "D^ P, RP'\i dışında ilan ettiği rejimin içine çekmeye karar \erdi" dedi. Karakovunlu. milletin. her türlü hıtc ve hurdavı örtbas etnıeve vönelik. menfaat dağıtımına da>alı hükümet modelini ıçine sindıreceğini zannetmediğini sövledı. "Sabancı şaklabanlık yapıyor" ANAREFAH hükümetinin kurulsa bile güv enov u alacağına ihtimal vermcdiğini belirten Karakovunlu. i$ dümasina da tepkı göstererek RP'li koalısvonu savunan i^adamı Sakıp Sabancıııın "şaklabanlık" yaptısjını sövledi. DYP r nin RP ile pazarlıkları sürdürdüğü sirada ve yaklaşık 10 gündür VNAP'la da temas halinde olduğunu anlatan 'Karakovunlu. "Bugörüşmelerde belli bir mesafe de kat edilmişti. Ancak. DYP'nin aşamadığı tek engel Savın Mesut \'ılmaz'ın "Ben soruşturma komisvonlannı çalıştırırını' demesidir" dedi. Karako\unlu. ANAP'ın bırleşmeve vönelik son çağnsının taktik değıl. Ntratejik olduğunu belinerek "Biz. bu aşamada bu çağn\ı yapmak zorundavdık. Aksi halde. bu çaönmıza t'M't deme>en D^ P gibi biz de tarih önünde sorumlu olurduk" dive konuştu. ANAP Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Çebi. RP-DYP koalisyonunun bedelinin hem Türkive hem de söz konusu partiler için çok ağır olacağını savundu. Çiller'in kendi hesaplannı örtbas etmek için RP ile koalisvon kurduğunu ileri süren Çebi. "Bu hükümet güvenovu alamaz. DYP içinde bi/inı çağrımı/a olumlu bakan en az 50 arkadaşunız var" dedi. ANAP Teşkilat Başkanı Burhan Kara da. Çiller'in kendısını kurtarmak içın her volu deneveceğinı belirterek "Çiller. kendini kurtarmak için denize bile atlar" dedi. REFAHYOL hükümetinin güvenovu alacağına inanmadığını belirten Kara. şunları sövledı: "Çiller'in, grubunun RP've karşı tavrını vunıuşatnıak için her bir bakanlığı en az 4 millet\ekiline vereceğine dair söz verdiğini dııvduk. Onun için kabine açıklandığı zaman kıyamet kopacak." NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR "Türkiye 'yi hangi dış düşman- larkanştırıyor?" Başımıza çeşit- li milli felaketler geldiği zaman hep bu soruyu sormaya başla- rız. Ortalık iyice karışınca, "Mut- laka bazı dış mihraklaryine ha- rekete geçmiş" deriz. Böyle konuşanlann aklına "Biz nerede hata yapıyoruz?" de- mek gelmez. "Acaba içimizde- ki bazıları, kişisel çıkarlan için Türkiye 'yi karıştırıyorlar mı" di- ye sormayı akıl etmeyiz. Sırn Sakık'ı önceki gün ce- zaevine gönderen anlayışı is- terseniz biraz sorgulayalım. Bu tutuklamanın ne gibi sonuçlar yaratacağı üzerinde kafa yora- hm. Sırn Sakık. HADEP kongre- sinde bayrak indirilmesine açık- tan tepki gösterenlerden biri- siydi. Sakık, uzun zamandan beri Kürtler içinde sertlik yanlı- • larına karşı çıkıyor, iki halkın bir- liği ve kardeşliği konusunda du- yarlı ve uyancı biryol izliyor. Bir- likte siyaset yaptığı arkadaşla- rını bile bu açıdan eleştirmekten çekinmıyor. Neyazıkki Sakık'ın Sırn Sakık'ın Hapse Girmesi... bu konudaki çabası. her sefe- rinde baltalanıyor. Bazen Türk ta- rafındaki sertlik yanlıları, bazen Kürtler arasındaki sertlik yanlı- ları Sakık gibi düşünenlerin ha- reket alanını daraltıyor. İki taraf- lı mengene sıkılıyor ve yumu- şama ve barış isteyenlehn sesi kısılıyor. Geriye iki tarafın şahin- leri kalıyor. Bırisi bayrak indiri- yor, diğeri deTürkiye'yi bir bay- rak isterisiyle şovenizm alanına hapsetmeye çalışıyor. Sakık, tutuklanma kararı ve- rildikten sonra gazetecilere şun- ları söylüyor: "Benim tutuklan- mam, tutuklanmamam çok önemli değil. Ama ülkeyi biryer- lere götürmeye çalışanlar ve gündemi saptırmaya çalışanlar şunu çok iyi bilsinler, bu ülke- de bütün insanlar kardeştir ve bir arada yaşayacaklar. Edir- ne'den Şımak'a kadar bu ülke hepimizin, birlıkte yaşayacağız, bayrağa saygılı da olacağız. Kimse, halkları birbirine vur- durtma şansına sahip olmaya- cak." • • • Hukukta tutuklama bır önlem- dir. Bır sanığın kaçma veya de- lilleri yok etme tehlikesi varsa tu- tuklanır. Yoksa karara kadar tu- tuklama yoluna pek başvurul- maz. Sakık'ın gerilimı azaltmak amacıyla söylediği sözler, bir anda bazı gazeteci arkadaşla- nn tepkileriyle karşılaştı. Sakık'ın sözleri eleştirilebilir veya beğe- nilebilir. Ancak öyle bir hava oluştu ki, birilerinin top ateşine tutulması gerekiyordu. Sonun- da. yıne Kürtler içinde sertlığe karşı tutumuyla tanınan Sakık hedef alındı. Öteden beri, Kürt sorununun nası! çözüleceği Kürtler arasın- da tartışma konusu oluyor. Bir kısım Kürt aydını, karşılıklı düş- manlığı kışkırtabilecek eylem- lerden, davranışlardan kaçın- makgerektiğini söylüyor ve Kürt tarafına da eleştiriler yapıyorlar. Kürtler arasındaki sertlik yanlı- ları, böyle söyleyen aydınlara kızıyor ve "Siz bu yumuşak tu- tumunuzla bütün halkı kırdırı- yorsunuz" diyerek onlara ses- lerini kısmalarını söylüyorlar. Bu ayrılıkların zaman zaman öldürmelere varacak kadar tır- mandığı da oluyor. Aynı şey Türk tarafı içinde de geçerli. Türkler içinde de Kürt sorununu, şidde- ti tırmandırarak halledebileceği- ni iddia edenlerle, bu konunun banş ve demokrasi yoluyla çö- zülebileceğıni söyleyenler tar- tışıyorlar. Bu tartışmalar. zaman zaman yargılamalara. tutukla- malara. devlet içindeki sertlik yanlılarının saldırılarına, ırkçıla- rın tehditlerine kadar vanyor. Kürt sorununun çözümünde iki çizgı, iki yol. zaman zaman birbirine karışsa da giderek ay- nşıyor. Ya bu sorunu demokra- si içinde çözeceğiz ya da kan ve ölüm devam edip gidecek. Dış düşmanlar edebiyatını bı- rakıp kendi hatalanmıza baka- lım. Kürt sorununun çözümün- de şovenistlere ne kadar des- tek oluyoruz? Bayrak kampan- yasıyla yaratılan hava kimin işi- ne yarıyor? Bunun primini ki- min toplayacağını sanıyorsu- nuz? Sırn Sakık tutuklandı. Bunun Kürtler arasında nasıl bir ruh ha- lı yaratacağını hiç düşündünüz mü? Ona şöyle diyecekler: "Kar- deşim, biz sana söylemiştik. Öy- le banş, kardeşlik edebiyatıyla bir şey yapamazsın. Gördün mü, ne söylersen söyle, yine hapsi boyluyorsun." Kürtler arasında iki Sakık is- mini bilıyoruz. Birisi dağlarda PKK eylemlerinin önde gelenle- rinden Şemdin Sakık. Diğeri Sırn Sakık. ikisi Kürt sorunun- da tamamen farklı iki yol izliyor- lar. Sırn Sakık'ın çizgisine hayat hakkı tanınmıyor. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLL Kiiçiik Burjuva Cumartesi günü, Vatan Caddesi üzerindeki istan- bul Emniyet Müdürlüğü'nün avlusunda, Galatasaray Lisesi önündeki gözaltıdan sonra tıkıldığımız polis otobüsünde akıbetimizi beklerken, arabadaki genç- lerden biri. beni kastederek, "Küçük burjuva Cum- huriyet yazarlannın da aramızda olması iyi bir şey" dedi... Bu sözlerde herhangi bir küçümseme yoktu. Genç arkadaş beni ve birlikte gözaltına alındığımız ya- zar ve sanatçı arkadaşları kendince tanımlamış olu- yordu. Bir an. düşüncelerim beni yıllarca önceye gö- türdü... ilk kez 1964 yılında gözaltına alındığıma gö- re aradan 32 yıl geçmiş... Ankara Sıkıyönetim Komu- tanı Cemal Tural'ın esip savurduğu günlerdi... Tür- kiye işçi Partısi Genel Başkanı Aybar'ın Kıbrıs'la ilgi- li bir demecı renkli basında partiyi yıpratmak için kul- lanılmak istenıyordu. Üyesi olduğumuz partiyi ve Ay- bar'ı savunan bir bıldiri yazıp üniversitede dağıttığı- mız için ben ve bırkaç arkadaşım sıkıyönetimce gö- zaltına alınarak Ankara sınırları dışında oturmaya zo- runlu kılındık... Ben Çorum'a sürülmüştüm... 22 yaşındaydım... 15 gün sonra, 27 Mayıs'ın yıldönümü nedeniyle çıkan af- laAnkara'yadönebıidik. 1965'te. Ankara'da. "Dönü- şüm"dergisinı Kızılay Bulvan'ndasloganlarataraksat- tığımız sirada da birkaç kez gözaltına alınan gençler arasındaydım. Bunlar en çok bir gün süren kısa sü- reli gözaltılardı... 80 sonrasmda başımıza gelenler, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Banş Derneği Davası duruşmaları toplumun belleğinden henüz silinmemiş olmalı... Amacım, zaten bunları bir bir sayıp dökmek değil. Sadece çok hızlı bır anımsama ve anımsat- ma... • • • Bütün bu gözaltılarda ve tutuklu olduğum dönem- lerde, "ce//af"lığı açıkça görüp bilinenler dışındaki polisi (askerı tutukevlerinde de asker, astsubay ya da subayı) hiçbır zaman kişisel (ya da sınıfsal) hasım ola- rak görmedim... Tersine. sözünüettiğim ilkgençlikdö- nemlerimden bu yana, bu insanlarla insanca bir di- yalog kurmaya çalıştım... ("Dönüşüm" olayları sıra- sında. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde 'bu işlere ne- den girdığımızi' anlatmakta olduğum. kendisinın de emekçi otduğunu söyledığim bir sivil polisin "8u söz- lerinle beni etkilemeye çalışma!" diyerek odadan çı- kıp gidışini bugünmüş gibi anımsıyorum... Bır başka anı: "Ne yağmur... Ne şiırler" adlı şiir kitabım yanıl- mıyorsam 1981 'de toplatılmış. Selimiye'de yargılan- mak üzere gözaltına alınmıştım... Yeni baskısı henüz yapılmış kıtaba da yayınevinde el konulmuştu... Ki- tap paketlerıni Selimiye Kışlası'na, beni oraya götü- ren sivil görevliyle taşıdık... Gözaltına alınanların bek- lemekte olduğu hangarımsı bır yerde bır an dalıp git- tiğimi görmüş olmalı ki, "Çocuğunu mu düşünüyor- sun"diyesordu. "Evet" dedim... Muğla'dagörevli ol- duğu sirada küçük yaşlardaki çocuğunun orada öl- düğünü ve orada gömülü olduğunu anlattı... "Ziya- retine gidebıhyor musunuz" diye sordum... "Önce- leri gidiyorduk... Artık gidemıyoruz..." dedi... Gözle- rimiz karşılıklı olarak dolmuştu... Tutuklanarak orada kalacağım anlaşıldığında belki kucaklaşarak değil, fakat insanca duygularla, arkadaşça ayrıldık bu sivil görevliyle). Galatasaray Lisesi önünde polis otobüsüne birlik- te tıkıldığımız gençlerle "çevik kuvvet" görevlileri ara- sında bir didişmedır gidiyor.. Gençler devrimci marş- lar söylüyor, gelip geçenlere kendilerini duyurmak için otobüsün camlarını yumrukluyorlar... Hemen he- men hepsi yirmili yaşların başlarındaki çevik kuvvet görevlileri ıse buna engel olma çabasında... Tıkış tı- kış otobüste, en arkada, ayaktayım... Her iki tarafa da yatıştırıcı bir şeyler söylemeye çalışıyorum... Bel- ki bu sözlerin de etkısiyle, yakınımdaki genç polis en arka koltuğa oturarak bir sigara yaktı, "Bırakın, neya- parlarsa yapsınlar" diye seslendi öndeki arkadaşla- rına... Bir süre sonra, marşların da hızı kesilmiş olarak Emniyet Müdürlüğü'nün avlusuna girdik... Birkaç sa- at süren bu gözaltının gözlemlerini bir köşe yazısına sığdırmakolanaksız... Belki de biz "yaş//"lar içinde ol- duğumuz içın gölgelık bır yere çekilen otobüse ara- da bir gelip oturan ve belki bizlerle bir iletişim arayan çevik kuvvet görevlileriyle otobüsteki gençler arasın- da bir iletişim olası değil... On sekiz milyon lira ma- aşla iki çocuklu ailesini geçındirmeye çalıştığını söy- leyen genç polise, gözaltındaki gençlerden biri, mem- nun değilse işten ayrılmasınt. gelip kendileriyle birlik- te düzene karşı savaşmasını öneriyor... • • • Bana küçük burjuva diyen genç arkadaşa kendisi- ni nasıl tanımladığını sordum. Sınıfsal kökeni bakımın- dan küçük burjuva, fakat "proletarya diktatörtüğü"nü savunduğu için ''proleter dew/rnc/"ymiş... Polis oto- büsündeki birkaç saatte, benimle saygı ölçüleri dışı- na çıkmaksızın konuşan. daha çok da dinleyen ve söy- ledıklerimi ıçten bir ilgiyle dinlediklerinı gözlediğim bu genç arkadaşlara, benim de onları incitmemeye çalışarak, fakat sözlerimi de sakınmaksızın söyledik- lerim özetle şunlardı: "Namusunuza ve cesaretinize saygı duyuyorum. Fakat başarı kazanma şansınız sı- fırın da altında. Sizin sözünü ettiğiniz küçük burjuva- lık, ışçiler de içinde olmak üzere bu toplumun bütün kesimlerinin iliklerine işletilmiş... Yine de, en geniş halk kesimleri, toplumun büyük çoğunluğu, toplumsal adaletsizüklerden birkurtuluş yolu arıyor. Dün Türki- ye'de Pol-Der'i örgütleyen, geçen günlerde Fransa'da hükümete karşı büyük gösteriler düzenleyen polis- ler de eninde sonunda bu toplumsal gruplardan bi- ridir... Bütün bu insanları nasıl etkileyip örgütlemeyi düşünüyorsunuz? Halktan kopuk, grupçu daryakla- şımlar, yüzeysel ve sloganlaşmış bilgiler, yüz yıl ön- ceki marşlarla mı?.. Yoksa yaşadığımız toplumun so- mut bilgilerini edinerek bu toplumun bütün kesim- leriyle somut, sıcak. gerçekçi, akılcı ilişkiler kurmaya çalışarakmı?.." Kim bilir, böylesi sorular sormak ve böyle kaygılar taşımak. bütün aianlarda ve bütün ilişkilerde akıl dı- şı bır sertliğin ne yazık ki her şeyden çok egemen ol- duğu bir ülkede belki gerçekten de küçük burjuvalık- tır... Seveilı Annemiz LMRAN EVSEN'in hastalığı sırasında tedav isini üstlenen. son anına kadar ona \e b\zlere destek olan başta Prof Dr. NEJDET ÜSKENT olmak üzere tüm GATA doktor. hem^ire ve sağlık görevlilerine teijekkür ederiz. AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear