22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29HAZİRAN 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Exodos Çağdaş Performans Sanatı Festivali'nden izlenimler... (1) 6 Exodos' zatnanı geldi, geçiyor... EMRE KOVLNCUOĞLU 25 Mayıs - 6 Hazıran arasında Sloven- ya'nın başkentı Lyubliyana'da gerçekle- şen E\odos Çağdaş Performans Sanatı Festıvalı. modern dans, performans gös- tenleri, dans tiyatrosu örnekleri ve alter- natıf tıyatro çalışmalannı kapsıyordu. Dünyanın çok farklı ülkelerinden klasık anlatımın (oldukça) dışınaçıkmışbirçok gösteri izleme olanağı buldum. Bu tür "tiyatnTnun belli bir izleyicisi \ar. "Da- ha başka ne olabilir, bundan sonra ne var'meraklılanndanoluşanlardiyebılı- riz onlara. Tiyatronun kon\ ansiyonel gö- rev lerinin çok dışında bır mantık bütün- lüğûnde buluşuyorlar; sınırlanmamış de- neysellığe yönelık çalışmalar. Avusturya - Macar Imparatorluğu kimlıgı. daha sonra Yugoslavya kımlığı ve sa\aştan kolay "•sı>irtmış'"olmanınra- hatlıgı \e agırlıgıyla ilk defa kendi kım- likleriyle 5 yıllık genç bir ülkenin, Av- rupa topluluguna girmeye az kalmış tek- no çagı gençlennin mekânı. Lyubliyana. Alpler'in sınınnda yeşillikler içinde ta- rihibirkent. Başkentin her anlamda bir- çok detayında sanata ve sanatçıya veri- len önemı görmek mümkün. Zaten yeni bır ülke olarak da seslerini önceliklı ola- rak sanatçılanyla duyuruyorlar. Farklı arayışlara açık Exodos Festıvah de bu noktada çok önemlı bır yer alıyor Tüm dünyada ar- tık daha çok tıcan taraflan ön plana çık- mış ünlü tiyatro festivallenne alternatif oluşturmaya çalışıyorlar. Festıvalin yö- netmenı eskiden dans tıyatrosu ve tiyat- ro yönetmenlıgi yapan ancak otuz'ann- da olan Miran Sustersic, geçen ay Inter- natıonal Ballet Tanz Actuel Dergisi"nde yayımlanan söyleşisınde konuya şöyle açıklık getiriyor: "Bufestıvalinenöncm- li yanı ve temelini oturttuğu düşünce ve- ni oluşumlara ve farklı arayışlara açık ol- ması. Butterfly Effeet Network'ün bir iivesi olarak her zaman yeni ve farklı çı- kışlan olan sanatçılara destek aradım ve destekledim. Festival de farklı düşünce- lere ve arayışlara açık olmalı. Bu tabii ki belli bir riski de göze almak oluvor. bunu kabul ediyorum ve üstleniyorum. Avru- pa'da v er alan birçok tiy atro v a da sahne sanatlan festivalinin birbirine benzer bir vapısı var. Ancak. bu yapının oturduğu sanat anlav ışı artık değişmekte. Değişim- den organizasyonlar da pavını almakta. artık dans festivallerinde valnı/ca dans görmüyorsunuz. Dans ve performans sa- natının günümü/de belli bir jannn kalıp- lan içinde sayılamavacak kadar değişik kullanım alanları var." Tam bu noktada da festivalin içerigiy - le ılgilı bır şeyleF soylemeye başlamak lazım. Kolombiya Üniversıtesi'nde Tı- yatro Arastırma Bölümü'nde ritüeller ve mitoloji üzerine araştırma yapan. aynı *J ar zamanda kurdugu tiv atro ekibiyle dün- yanın bir çok ülkesinde bu çalışmaları sahneleyen yönetmen Enrique Vargas davetlılerden biriydi. Vargas. Lyublıya- na'ya 1 ay önce gelmış ve ekibindeki oyuncularlabirlıkteSloven20kışilıkbır "meraklı" grubu ile bır atölye çalışma- sı yapmış. Meraklı dıyorum. çünkü gös- teri sonrasi yapılan basın toplantısında N'argas. kendisiyle çalışan "oyuncula- nn" bazen tiyatro ya da dans eğıtimı al- mamış olmasına dıkkat ettığıni söylu- yor. Onun içın çalışacağı insanlarda ol- ması gereken. bır tür özel duyarlılık ve merak. Bir ay boyunca Sloven insanının aponya'dan festivale katılan Teshigavvara Modern Dans Grubu, koreograf Saburo Teshigavvara'nın. "I was real... Documents" ("Ben gerçektim oradaydım.. Dokümanlar) adlı eserini sahneledi. Teknik açıdan dansçılara söylenecek tek söz bile yoktu. Yönetmen Enrique Vargas da. bir aylık atölye çalışmasıyla, insan medeniyetinin özü mitik öğelerle ve okültik sembollerle bir gösteri . hazırlamış; 'Oracles'(Kehanet). dünyasıaraştırılmıs. Hangi kokularaya- kın. hangi dokularla ilgili. ne tür sesler. tonlar alı^ıldık... Elektronik ve dijital teknik Tüm bu verılerle. ın>an medenıyetı- nııı özü mıtık öğelerle v e okültik sembol- lerle bır gösteri hazırlanmış. "Orac- les"( Kehanet) Gösterıden bahsetmeyı pek istemıyorum. (Belkı Türkıye'ye de gelırlerse, ~o\unbo/.anlık"olabılır. iSöy- leyebılecegimtekşey.yarattığı bır tür n- tüelle bir labirentte ızley ıciy i oy uncuyla bırlikteaktıfbırdurumasokması veher- kesi kendine ait bir yola çıkarması ola- MESEC eaktır. Oldukçaetkiieyıci vedüşündürü- cü. Tabıi bıınlargösteri sonra.si söylene- bıliyor. Gösterıde yalntzca yaşıyorsu- nuz... Eleştırmenler daha sonra bu gös- terıvle ılgilı ne yazılabılır tartı.şması aç- tılar. Gösterıyı anlattığınız anda. göste- rıye daha sonra gıdecek birının tüm öz- nel deneyımıni yok edıvorsunuz Bır başka tartişilan konu ise ritüelın ne ka- dar tıvatro sayılması gerektigiydi. Ritü- elde seyreden olmadığına göre tiyatro- nun en ba.sıt tanımı olan oyuncu ve izle- yıcinın varolma gereklılığı felsefik an- îamda ne kadar geçerli... fzleyen. o>un- cu olamaz mı? Tabıı bu sorularla bırlık- Kültür-Sen'den Güner'e sert tepki 'Sanatın gelişmesi için banş şart' .\NKARA (ANKA) - Kül- tür Emekçılerı Sendıkası (Kültür-Sen) Baskanı Izet Po- lat Ararat. Türk-lslam sente- zı görüşünün devletın resmı ıdelojısı halıne getırılmeve çalışıldığını savunurken "LT- kücü kadrolaşmavı Kültür Bakanlığı'na vapılacak en bü- viik kötülük olarak görüvo- ruz" dedı. Ararat. Kültür Bakanlı- gı'nda bir baskı ve sındırme polıtıkasının uygulandiğını öne sürdü. Kültür Bakanı AgâhOktav Güner'ın bakan- lıkta ızledığı pohtıkayı eleştı- ren Ararat. "Cumhurivetin köklesnıesi. laik hukuk dev le- rinin yerleşmesi ve demokrasi- nin gelişmesinde önenıli kat- kıları olacak bir bakanlığın 'ülkücü' olduklannı söyleven bir grup insan tarafından ele geçirilmesini son derece yanlış ve geri bir dav ranış olarak gö- riivoruz"dedı Engın Anadolu kültürünün 'Türk-İslam sentezi' gıbı dar bir bakış açısıvla karsı karşı- ya kaldığını v urgulayan Ara- rat şöyle konu^tu: "Atatürk'ün çağdaş uygar- lık seviyesinin üzerine çıkar- mak için çalıştığı bir iilkev i, sa- natta özerkleşmevi ve sanatın özgüıiüğünü vok ederek kül- tür ve tabiat v arlıklanmı/ı ile- ride çete haline gelecck olan kişilere teslinı etmek. telafısi giiç sonuçlar doğuracaktır". Bakan Güner'ın SHP- CHP'lı bakanlann dört yılda yaptıgı atamadan daha çok personel değışıklıği vaptıgına dikkat çeken Ararat. 300"ün üzenndepersonelın yerdeğış- tırdığını. 80'ın üzennde üst düzey yönetıcinın görev ınden ahndığını anımsattı. Kreştekı çocukîarın ıse ülkücü mılıtan- ların baskı ve korkusu altmda vaşadığını öne süren Ararat. "Yarınından güven duvma- van, korkak ve endişeli. itaat- kâr insan sürüsü istenmekte- dir" dedi. Ararat. Korunıa Ku- rulu üvelerinde ve ılke karar- lannda vapılan değışıklıkler- le "kültür vetabiafvarlıklan- nın vağmava açıldığını" da sözlerıne ekledı 'Şanatauzanan dil5 toplumun onurunu zedeler' KültürServisi-Dünyanın en ünlüpiva- nıstlerı arasında yer alan İvo Pogoreliç. 24. L'luslararası Istanbul Müzık Festıvah çer- çevesmde Atatürk Kültür Merkezfnde. Cumhurba^kanı Sülevman DemıreFınhı- mayesı altında gerçekleştırılen ve gelırı Saraybosna"da ınşa edılecek 'Ana ve Ço- cukSağlığr hastanesının vapımına bağış- lanan ıkı konserverdı. Yılda ortalama 80 konser v eren v e genç müzısyenlenneğitımgörebılmesivekon- ser verebılmesı ıçın vaptıöı çahşmalardan dolayı UNESCO tarafından 'Ivi Niyet El- çisi" olarak atanan sanatçı. düzenledığı ba- sın toplantısında. Saravbosna'nın sa\a^- tan zarar gören en önemlı kurumlarından bırıolan "AnaveÇocukSağlıgı'hastanesı- ne v ardım amacıy la gerçekleştıreeeğı kon- serlerle yaşamın Saraybosna'da ölümden daha güçlü hıssedıldığını vurgulamak w- tedığını belırttı. Saraybosna'nın tanh boyunca farklı uy- garlıklarabeşıkhk etmiş. kendine özgü y>i- pısı olan bır kent olduğunu \ urgıılay an Po- gorelıç. akıl, sağduyu \e ınsanlığın sava- şa ve şıddete karşı savaşımını çok güzel sembohze eden Saraybosna'nın. kendisı ıçm her zaman çok özel bır anlam taşıdığını söyleyerek "Savaşınyoketmeveçalıştığıbütünbuzenginlikler karşısında, bir vabancı gibi olup biteni i/lemek \ı- rine. kcndinıi bir şevler vapmava zorunlu hissedi- yorum'" dıye konuştu. 1996 97 sezonunda \ereceğı 200 konsenn bütun geiırını Saraybosna'da yapılacak "Ana ve Çocuk Sağlığı Hastahanesi'ne bağı^layacak olan sanatçı. bu projeye yönelık her türlü desteğın kendisı ıçın te tiyatronun pratiği de oldukça büyük değışımlere zorunlu kalıyor. Japonya'dan festivale katılan Teshiga- »vara Modern DansCrubu (dans tiyatro- su da denebılır) koreograf Saburo Teshi- gavvara'nın. "I v\as real... Documents" ("Ben gerçektim/oradaydım.. Doküman- lar)adlı eserini sahnelediler. Teknik açı- dan dansçılara söylenecek tek söz bıle yoktu. Koreografinin en ilginç yanı Do- ğu beden kullanımıyla Batı modern dans teknıgını çok iyı bütünleştirmelerı dene- bilir. Zengin bır tiyatro geçmışı ve bu zenginlıgin temelıne oturan oyunculuk ve beden dili geleneğı olan Japonlar. ne bu ayrıcalıklarının altında ezilmişler. ne de bunu "turistik tanıtım"amacıy la kul- lannıışlar. Sahnede "gerekli" olanın dı- şında bır şey yoktu. Japonya'dan gelen alternatif çalışma- ların çogunda bılgısayar ve elektronik bir teknik kullanımı göze çarpar. Bu da basın toplantısında Teshıgawara sorulan sorular arasındavdı "Neden bu kadar çok elektronik malzeme kullanıyorsu- nuz?" Cevap oldukça kısa ve yeterli ol- du. "Bizim ülkemizdc en ucuz malzeme elektronik ve dijital teknik." Bu da sanat- sal açıdan bakıldıgında oldukça hoş bır yere oturuyor. Elinde olan bıldık malze- meyı. evrensel bır anlatım bıçımıne do- nüştürmek.. Teshıgavvara'nın gösterisın- de öyle göze batan teknolojik bır şov da yoktu. Ancak çok ilginç bir mikrofon sıstemi vardı. Dansçıların gırtlağına. al- nına. agızlanna. nabzına çok hassas ve hareket ederken ya da konuşurken rahat- sızlık yaratmayacak kadar hafif ve ufak mıkrotbnlaryerlestırılmıştı. Buradançı- kan sesler doğrudan ızleyicı tarafından duyulmuyor. Bırbilgısayarsıstemine gı- riyor ve bizim alışık olduğumuzun dışın- dadijital efektlı vebıranlamda bestelen- miş bir beden sesi orkestrasyonu ve mü- ziğı dinlıyorsunuz. Gerçekten ilgınçti. çok önemlı olduğunu belırterek. "toplumun. bili- nıin ve sanatın geîişmesi için tek koşulun banşı ger- çekleştirmek" olduğunu vurguladı. l^tanbul konserlerının. Saraybosna ıçın A\ru- pa'da fon getırecek ılk etkınlık olduğunu belırten Pogorehç. 'bir romans kenti' olarak tanımladığı Istanbul'un tıpkı Saraybosna gıbı tanh boyunca pck çok uygarlığı besledığıne de değındı. Istan- bul'a öncekı gelışlennde dınleme fırsatı bulduğu Tiirk popüler müzığıne hayrankaldığını söyieyen Pogoreliç. Istanbul konserlerının ardından Alman- ya'ya gıderek Deutsche Gramafon ıçın gerçekleş- tıreceğı bır 'etnik müzik albümü' üzerınde çalış- malara başlayacak. Bu proıede. ispanyol. Gürcü. Ermenı ezgılerı ağırlıklı olmak üzere. dünya üzenndekı pek çok kültürün müzıklen yeralacak. İvo Pogoreliç. Tür- kıye'den de ılgısını çekecek bır beste olduğu tak- dirde. albümünde bır Türk kompozıtöre sev e sev e ver verebileceeını behrtıvor. 13. Hürriyet Karikatür Yanşması sonuçlandı Kültür Servisi - Beşiktaş futbol takımı teknik dırektörü Rasim Kara'nın. futbolculan- na hıtaben vaptığı konuşmada sarf ettığı. sözlü ve yazılı ba- sında da vansıyan "Futbolcu şahsivetlidir. Futbol ciddi bir iştir. Şariatanlık vapacaklar- sa Muhsin Ertuğrul Tivatro- su'na gitsinler' şekhndekı sözlen sanat dünyasında tep- ki uyandırdı. Istanbul Beledıyesı Şehır Tıyatrolan Genel Sanat Yö- netmeni Kenan Işık. yayımla- dığı basın açıklamasında 'sa- nata uzanan dilin toplumun onurunu zedeleyeceğini'v ur- guladı. Rasım Kara'nın sözle- nnı "talihsi/sozler' olarak yo- rumlayan Işık: bu sözlerın her toplum ıçın vazgeçılmez bır saygınhğı olan sanat ve kültür kurumlarına açık bır saldırı nıtelığı taşıdığını belırttı. Işık. Kara'nın sözierıne ılışkın olarak 'ülkemizdeki tüm tiyatroyazarvesanatçıla- nna. sayılan futbol seyircisin- den hiç de geri kalmayan dü- zeyli tiyatro sevircisine yönelik ağır bir hakarettir. llkemizde stksen yılı aşkın saygin bir geç- mişi olan ve topluma değer bi- linci aşılamak. kültür seviye- nıizi yükseltmek gibi onurlu bir işlev üstlenen tiyatro ku- rumunu ve bu yersiz ve talih- siz beyana hiçbir şekilde katıl- madığından ve tepki duydu- ğundan enıin olduğumuz, içinde sanatçılar. bilim adanı- lan banndıran Beşiktaş spor camiasını bu aşağılayıcı söz- lerden tenzih etmek isteriz. Kurucumuz büyük sanatçı Muhsin Ertuğrul'un adını ta- şıyan kutsal çatının altında ve tüm tiyatro sahnelerinde, in- san onuru dimdik ayaktadır. Şariatanlık ancak. sanata sa- ğır, değeriere kör kişilerin har- cıdır" dıyerek toplumun onu- ru olan tiyatro -.anatçılanna yakışıksız bır şekilde dıl uza- tılmasını kınadığını ekledı. Kültür Servisi - 13. Hürriyet Uluslararası Karikatür Yanşması' nda birincilığı Roınen sanat- çı Mihai Ignat kazandı. Aydın Doğan \ akfı ta- rafından düzenlenen Hürriyet L'luslararası Karikatür Yarışmasf nın 13.'sünün değerlendiril- mesi Antalya Falez Otefdeyapıldı. . 80 ülke çızerının ka- tıldığı yarışmanın Seçı- cıler Kurulu'nu Gürbuz Doğan Ekşiog'u. çızerı- ınız Ali L'lvi Ersoy, VValt- her Keim. Riccardo Mannelli. Turhan Sel- . Romen sanatçı Mihai Ignat. 2. Lkraynalı Oleg Dergatchov 3. Ukraynalı Jıırij Kosobukin çuk, François Solo ve INecdet Şen oluşturdu. 391 sanatçınm 502 yapıtını değerlendıren kurul. 13 Hürriyet L'luslararası Karikatür Yarışması bırın- ciliöıne Romen sanatçı Mihai Ignat'ı değer bul- du.~ Yarışmanın ikincisi Ukraynalı Oleg Dergatc- hov. üçüncüsü ise Ukraynalı sanatçı Jurij Koso- bukin olarak belırlendı.Yarışmanın binncisı Mi- hai Ignat. 1954 Ploeşti doğumlu. Güzel Sanatlar Akademısf ndekı eğitımını grafıker olaruk la- mamlay an sanatçı 1989 yılında 7 HürnyctLlus- lararası Karikatür Yanşması'nde 'Şeref Mansiyo- nu" ı!e ödüliendırılnııştı Kurulun Şeref Mansi- yonıı'na değer gorulen sanatçılar ıse şöy le Em- reBecer(Türkıye). MediBelortaja(Arııa\utluk). Marek Brzozowski(Polonya). Ali Şükrü Fidan (Türkıye). Christo Komarnitski (Bulgaristan). Vladimir Nenashev (Rusyaı. Rudic Nikola (\'u- go^lavya Fed. Cum ). Rana Mermertaş (Türkı- ye). MiletaMilodoroviç(\'ugosla\ya Fed. Cum). Amin Moayediıİran). Constantin PaveKRoman- y a). Andre Pijet (Kanada). Marco Ranıosl Peru). AliŞur(Türkıye).Zujev \ictor(Ukrayna).Vladi- mir Borojevic (Nfakedonya). Mikola Voront- sov(Rusya). Yanşmaya katılan yapıtlar. Seçici Kurul'un de- ğerlendirmesinden sonra Antalya Falez Otel'de sergılenmeye başladı. Sergi 6 temmuza dek ızle- nebilecek. ^arışmadaderecealansanatçılannödülleri. 11 kasım pazartesi günü Ankara Devlet Resım ve Heykel Müzesf nde yapılacak bırtörenle verile- cek ve müzede sergilenecek. DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Biçimcilik Önemlı sözler eden Dır yazar, yapıtının içeriğiyle öne çıkmak isterken biçimine yeterınce özenmeye- bilir. Bu, bence, yazariığın en büyük açmazı... Sanat alanında biçime özen göstermeden başarı- lı olmak çok güç. hatta olanaksızdır. Gerçi yapıtlarının dış biçiminde göze batan aksak- lıklar bulunan başarılı yazarlar yok değil. ama bıraz yakından bakınca onların da ımgeler, benzetmeler, değişik söyleyişlerte ayakta duran iç bıçim ustaları ol- dukları görülür. Büyük tat alarak okuduğumuz nıce yazarın yapıt- larını dostlannın, yardımcılarının. ya da bu ış için öğ- renim görmüş uzmanların gözden geçirdığıni biliyo- ruz. Yazarların başlangıç yıllarında içeriğe ağırlık vere- rek yazmalan, biçime dönük bır özne! eleştıri gücü edınmeden, söyledıklerı önemli sözlerle doyuma ulaşmaları, biçim alanındaki eksıklıklerıne karşın, kendilerini beğenmelerine, yeterli bulmalarına yol açabilir. Bu çok sakıncalı bir durum. Gerek ıç, gerek dış biçım alanlarında başarıyı ge- tiren çok çeşıtlı yaklaşımlar vardır: Yalın ya da süslü, açık ya da kapalı, doğrudan ya da dolaylı, sıkı ya da çözük, kuralh ya da kuralsız vb... Hangi yaklaşımla olursa olsun. başarıyı saptaya- cak olan, yazma sürecinde de, bitirıp yazdıklarını ye- nıden gözden geçirırken de ardı arası kesılmeden iş- leyen bir denetım düzeneği. yazarın biçime dönük öznel eleştiri gücüdür. Bunun gelişmesi neye bağlı? Biçime dönük bir öznel eleştiri gücünü yazar nasıl elde eder? Okuyarak, yazarak... Okuluyok... Olsadabuyanıtdeğjşmez. Orada ya- pılacak şey de bır öğretmenin gözetiminde okumak, yazmaktır. Zaman içinde biçime dönük bir öznel eleştiri gücü kendıliğinden edinilecektir. Başarı? Başarı bu azlığa ya da çokluğa bağlı... Yazarın düzeyı, "Oldu!" deyip okur önüne çıkara- cağı ürünlerinin düzeyine göre, yani biçime dönük öz- nel eleştiri gücüne göre behrlenecektir. Demek ki başlangıç yıllarında orta malı ıçerıklerle oyalanıp biçime ağırlık vererek yazmak, acemılıkleri görmeyi engelleyecek önemli sözler soylenmeyece- ği için, biçime dönük öznel eleştiri gücunü edınme açısından daha yararlı. Doyumu bıçimde arayınca. biçime ağırlık vermek kaçınılmaz olur. Biçime ağırlık verınce de arkasından yetkınleşme gelecektır. Ama bu durumda da "bıçimcillik" dedığımiz eksı> sanata kayma sakıncasıyla karşı karşıya kalımr Sanatlarda bıçîmi önemsememek hıçbır anlayışta söz konusu değıldir. Ağırlığı ıçerığe verenlerın bıçımı oluruna bırakmak gibi bir düşüncelerı yoktur. Bu konudaki tek yanlılık "biçimcilik" denılen yak- laşımın tavrıdır. Yazında, özellikle şiirde, anlamlarından soyutlan- mış sözcüklerle de yapılar kurulabılmesi, anlama ge- rek olmadığı, anlamın rastlansal olduğu gıbı sözler edilmesine, giderek ıçeriğın önemsızlığıne inanılma- sına yol açmıştır. "Biçimcilik" sanatlarda biçime önem vermek an- lamına gelen bir sözcük gıbı görünür, ama aslında "Sanatsaltbiçimdir, ıçenkgereksızdır" anlamınakul- lanılır... Yoksa niye karşı çıkılsın!.. Yazınbilimı insanla, ınsanlararası ilişkilerle ilgili öbür bilimlerden bağımsız ayrı bır bilim olarak ele almak isteyenlerin kendilerine sordukları soru sanırım şöy- leydi: "Bir sözü yazın çerçevesine sokan nedır?" Ya da şöyle: "Bir söze yazınsallık kazandıran nedir?" Daha açalım: "Felsefe ruhbilim, ya da toplumbılim çerçevesin- de ele alınabilecek bir sözü yazınsal kılan nedır?" Yanıt: "Biçim." Öyleyse felsefe, ruhbilim. ya da toplumbılımden bağımsız bır yaztnbilimin konusu bıçim olmalıdır Yazınbılime bağımsızlığını getıren bu seçim, eleş- tirmenlerın önüne gittikçe ılgınçleşen bır çalışma ala- nı da açmıştır, ama bu alana "yaz/n"ın bütünu dıye bakmak yanlış olur. Çünkü biçim aracılığıyla yazın- sallaşan, yazın çerçevesine sokulan söz. felsefesel, ruhbilimsel, yadatoplumbilimsel ıçeriğinden soyut- lanmaz. Yazınsallığıyla yazınbılimın olduğu kadar, içeriğiyle de onların konusudur. Yazın bır yana, yazınsallığın da bütünüyle biçime bağlı olduğu. bence, biraz kuşkulu. Kurmaca olayın- dan bile önce, daha yazar içeriğini bıriktirirken baş- ladığı söylenebilir yazınsallığın... Düşünün. fotoğrafçı makinesını bir yere yerleştir- mekle sanatsallığı yakalıyor... BLGLN 24. L LLSLARARASI İSTAN'BUL Ml'ZİK FESTİVALİ kapsamında saat 19.00da AKM Buyük Salon'da Kutsi Ergüner'in Rembetiko konseri \e y iııe saat 19.00'da AKM Konser Salonu'nda Sıla L^er. yiyola ve Senem Ercan pıyano konseri ızlenebilırAya Irini'de ise saat 19.00'da La Scala Yaylı Çalgılar Topluluğu'nıın ünlü Dessi ıle \ereceğı konser yer alıyor. AKSANAT kültür etkinlikleri kapsamında saat 15.00"te laser-dıscten Çaykovskının 'Uyuyaıı Güzel" balesı yer alıyor EVRENSEL Kİ LTİ R MERKEZİ etkinlikleri kapsamında saat 14.00'te Charlıe Chaplıııden kısa fılmler. saat 19.00'da da Dıdar Şeşen'ın yönertığı "Sitem'adlı fılm yer alıyor. SAHAF CAFE KL'LTL'R MERKEZİ etkinlikleri kapsamında saat 19.00'da Şafak Ba>kır'm Batı'da Türk Kımli&ı" adlı söyleşısı yer alıyor KABALCrKİTABE\r r\'DE 14.00-16.00 ardMnda Yalvaç Ural'ın ımza »ünü yer alıyor. TARANTA BABL KÜLTL R SANAT MERKEZİ'NDE saat 19.30'da Zafer Atalay ve Hüsevin Saltıkoğlu'nun flamenko müzik dinletisi yer alıvor. ADT'nin yeni müdürü Tansu Aytar Kültür Servisi - Ankara De\ lct Tıyatrosu Mudurii olaıak görev yapan Istemı Betıl'ın ıstıfa etmesı üzerine. yerıne Ankara Dev let Tıyatrosu sanatçısı Tansu Aytar getırıldı. 1954'te Ankara Dev iet Tıyatrosu Tiyatro Böii'mıü'ne gıren ve 1955 öğretım yılı vonunda konservdtuvardan aynlarak Devlet Tıyatrolan Çocuk Bölüınü'ne geçen Tansu <\ytar daha sonra Devlet Tıyatrolan sunatçılıgına atandı. 1979yılında Londra'dakı 'Natıona! llıeatıe'ın davetıyle bıryıl ıçın lııgıltere'ye gonderılen -\ytai. 1984'te Devlet Tıyatrolan bünyesınde okişturulan Gençlık ve Çocuk Tıyatrolan Müdürlüğü'ne atandı. Gençlık Tıyatrosu. bırım olarak feshedıldığınde Ankara Devlet Tıyatrosu Müdürü olan vebu görev ı 1992yılı sonuna dek sıirdüren Aytar'ın rol aldığı oyunkırdan bazıları şöyle' 'Köşebaşı'. 'Mıdas'ın Kör Düğümii'. "Çıl Horoz'. 'Çadı Kazanı". Aly Faır Lady". Kanlı Nıgfır". "Kafesten Bır Kuş L'çtu", "Soru^turırıa'. "Halay' ve 'Gazap Lzümlen'.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear