25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 MAYIS 1996 ÇAP OLAYLAR VE GORUŞLER Çocuk Sorunlanndan Bir Kesit NEŞE KIZIL Marmara Ünı lletışım Fak Öğretım Görevhsı Ç ocuklan onemsemek zorun- dayız Sadece23 Nısan'larda değıl herzaman Çocuklar toplumsal kımlığımızı yann- lara taşıvacak olanlar. çocuk- lar a>nadakı yansımamız. çocuklar yankı olan sesımız Çocuklar, ozentısız kışılıklennde tum çarpıklıkla- nmızı safıy ane dıle getıren kuçuk ınsan- Iar Çocuklar umutbağladıklanmız Tur- kıye Çumhun>eti nın ozgurlukçu, laık. demokratık bır hukuk devletı olmasını ıçtenlıkle ıstıyorsak hoşgoruyu olçulu - uyaklı ve duzyazılardışında fıılıyatta da gormek istıyorsak ışe çocuklanmızdan ve onlan eğıtenlerden başlamak zorun- davız Nıtehklı eğıtım ve oğretım polıtı- kasıni butun polıtıkalann onune alıp da- ha fazla gecıkmeden akılcı ve bılımsel çozumler uretmelıyız Ulkemızde dunyanınpekçokulkesm- de olduğu gıbı, yazık kı acı \e sıkıntılar ıçınde yaşam surmek zorunda olan ka- pasıtelennden çok buyuk agırlıklann al- tırtda ezılen çocuklar var Bunlan gor- mezden gelerek vaşamak onursuzluk gı- bı gelıvor ınsana Hasta ve sakat çocuk- lar, kımsesız çocuklar. sokak çocuklan ve tmerçekenler aıle ve toplum tarafından kotu muameleve tabı rutulan çocuklar v e yargılama oncesı ışkence gorenler Bu çocuklann sorunlannı çozebılmek ve ın- sanca onurlu bır yaşam surmelerını sağ- lamak bızım elımızde Benımsemış oldu- ğumuz hukuk devletı ılkesı demokratık ılkelerıçerenvesosyalhaklarabunyesın- de yer veren ana>asamız, çocuklan ko- ruyucu maddeler ıçeren İş kanunu ve Çocuk Mahkemelen Kanunumuzla ve de ımzalamış bulunduğumuz Çocuk Hak- lan Sozleşmesı ıle ulusal ve uluslararası platformda çocuklara ılışkın hukuk du- zenı açısından **tam" bır ımaj sergılesek de uygulamaların hıç de olumlu ımler (ışaretler) verdığını soyleyemeyız Çocuklara ılışkın sorunlann çok bo- yutlu olarak ele alınması v e bılımsel ola- rak çozumlenmesı gerekır Yonetenlenn uygulayıcıların, medyanın tum eğıtım ve oğretım kuruluşlarının çocuk sorunu- na yapıcı, çozumler uretıcı bıçımde el at- ması zorunludur Çocuk Mahkemelen Yasası'nın çıkarılmış olması, Çocuk Hakları Sozleşmesrnın ımzalanması bu yolda atılan olumlu adımlardır, ne varkı bunlann gostermelık duzenlemeler ol- maktan çıkanlması çocuklanmızı eğı- ten, bılınçlendıren. onlar ıçın bır sağalt- ma(terapı)nıtelığı taşıyanbıryargılama ve ınfaz surecının oluşturulması zorun- ludur Çocuklanmıza ılışkın olarak med- yada zaman zaman rastladığımız ıçler acısı goruntuler, Turkıyemıze yakışma- maktadır Sa> ısız çocuk sorunlan ıçınde çok faz- la sozu edılmeyen. ama onem taşıyan hıperaktıfveoğrenmeguçluğuçeken ço- cuk sorunuvardırkı Mıllı Eğıtım Bakan- lığı'nın bukonuuzennebıranonceeğıl- mesı gerekır Bırçok uygar ulkenın bu tur çocuklar ıçın ozel eğıtım kuruluşlan veayncalıklı bıreğıtım-oğretım uygula- ması gelıştırmış olduğu duşunulurse Tur- kıye'de y onetenler düzey ı nde bu konuya hıç değınılmemış olması duşundurucu- dur Yonetenlenn konuya ılgısız kalma- sı sonucu. okul yonetıcılen ve oğretmen- len de bu tur çocuklara bır kulfet bır so- run yumagı başlanndan atmalan gere- ken bır v uk olarak bakmakta, "Eğitim ve oğretimin akışını bozuvorlar" gıbı gu- lunç gerekçelerle bu tur çocuklar suçlu yaratıklarmış gıbı adeta bır kıyıya ıtıl- mektedırler (tecnt edılmektedırler) Hıperaktıf çocuk çeşıtlı nedenlerle aşın hareketlı olan ve kendısını sınırla- makta guçluk çeken çocuktur Okul ça- ğına gınldığınde bu hıperaktıf olma du- rumu bazen oğrenme guçluğu denen bır sendromu da berabennde getırmekte ve çocuk. normal hatta ustun zekâlı olsa da- hı konsantrasyon sureM. oburlenne gore sınırlı olduğu ıçın yaşıtı çocuklar kadar oğrenememektedır Oğrenme guçluğu çeken bu çocuklar, derslerde obur çocuk- lardan daha fazla sıkılmakta. uzun sure hareketsız ve konuşmadan duramamak- ta, çok fazla ûzerlenne gıdıldığınde ısyan etmektedırler Çocuğun bılgılı. bılınçlı ve dene> ımlı oğretmene rastlaması duru- munda sorun onemiı olçude halledılmek- te. ancak olayı çocuğun yaramazlığı, ıl- gısızlığı, taşkınlıgı ve bazen saygısızlığı olarak değerlendıren ogretmenler, kuçuk yavruyu daha da dennden yaralamakta- dırlar Bu tur çocuklar ıçın ulkemızde ozel eğıtım ve oğretım veren kuruluşlar ol- madığından yo/a çıkarak, ılkoğretım ve ortaoğretım kuruluşlarındakı tum ogret- men ve ıdarecılenn bu konuda bılımsel olarak bılınçlendınlmesı ve bu volla ço- cuklara zarar vencı davranışlann en aza ındırılmesı, daha doğrusu yok edılmesı gerekır Çocuklanmızın en değerlı varlıklan- mız veyannımız olduğu gerçeğınden yo- laçıkarsakdeğışık huy ve karakteryapı- Ianyla farklı psıkolojık kımlıklenyle çok değışık ozellıkleryansıttıklarını gorecek \e onlan mutlaka aralannda ıyılerı de bulunan bu ozellıklerıyle kabui etmeye çalışacağız Oğretmenlenn, asıl sorum- luluklan olan eğıtım ışını daha cıddıve al- malan veınsan sarrafiozen vedıkkatıy- le çocuklann uzenne eğılmelen gerekır Hıperaktıfve oğrenme guçluğu çeken ço- cuklann da bu toplumun bıreyı olduğu gerçeğınden hareketle onları dışlamak yenne sevgı ho&goru. anlayış çemberı ıçınde bu çocuklan kucaklamak ve ken- dı ılgı alanlan dahılınde yonlendırerek bellı aşamalar kazanmalannı sağlamak gerekır Oğretmen ve okul ıdarecılenne bu konuda onemiı gorev ve sorumluluk- lar duşmektedır Fakat her oğretmen ve ıdarecıden konuya aynı ılgı ve duyarlılı- ğı (hassasıyetı) gostermesı beklenemeye- ceğı ıçın hatta bazı okullarda bu tur ço- cuklann okuldan uzaklaştırma gıbı teh- dıtlerle karşılaştıkları ve obur oğrencı- lerle kıyaslanarak kuçuk duşurulduklerı duşurulurse Mıllı Eğıtım Bakanhğı'na bu konuda duşen duzenleme sorumlulu- ğu belırgın bır bıçımde ortaya çıkar Eğı- tım oğretım sıstemımızde çocuğun bılgı- sının notla değerlendınldığı duşunulur- se, oğrenme guçluğu çeken çocuğu, oburlerıyle aynı kefe>e koymanın hakk- sızlık olacağı unutulmamalı. bır ınsan olarak çağdaş eğıtım gormesı zorunlu olan bu oğrencılere daha hoşgorulu yak- laşılmalt oğretmen ona ışık tutucu yenı yontemler denemelıdır tnsanlann yuzlennın gulduğu hoşgo- runun egemen olduğu. herkesın bırbın- nın kuyusunu kazmak yenne bırbırıne vardımcı olduğu bır ulkede yaşamak ıs- tıyorsak ışe çocuklanmızdan başlamalı- yız Çocuklarına onem veren uluslar ya- nnlarını guvence altına almışlar demek- tır Karnı tok. başı dık. kendıne guvenen. topluma yararlı, sevgı dolu çocuklarla kaynayan bır Turkıye'ye ARADABIR RAHMİ KUMAŞ Başkanlık Saltanat Getirir Turkıye de "sa/fanaf"ozlemıduyanlaraçıkaçık "pa- dışahlık"> getırmek gerektığını soyleyemezler de ulke- ye en uygun yonetım bıçımının Âmerıka Bırieşık Dev- letlen başkanlık duzenı olduğunu yıneleyıp dururlar Ozellıkle 12 Eylul'den sonra bu yondekı açıklamalar yoğunlaştı Neredeyse 15 yıldır cumhurbaşkanının başbakan da olması gerektığı duşuncesı topluma ve- nlmeye başlandı Kurtuluşu bır kışıyı putlaştırmada goren bu çağdışı anlayış, ulkemızın sağ nrtelıklı tum partılerını sarar oldu Gun geçmjyor kı "kupon" bası- nında, en çok ızlenen televızyon dıye kendını goste- ren televızyonlarda bu yonde demeçler çıkmaz ol- sun Duşunulmektedır kı ABD'de tıkır tıkır ışleyen başkanlık duzeneğı Turkıye'de de ışler Oysa onemiı olan bınnın ustunde guzel duran bır kumaşın bır baş- ka kışının ustunde de guzel durup durmayacağı yo- nundekı ayırıma varabılmektır "Baş olanın boş olmayacağı" ınancının yaygın ol- duğu bu toplumda, başbakanlık ıle cumhurbaşkanh- ğını bır kışının uzennde bırleştınrsek yenı padışahlar ya- ratırız 600 yıl boyle yonetılen bu ulke 76 yıldır Ata- türk'un getırdığı 'parlamenter cumhurıyet'\e yonetıl- mektedır 29 Ekım 1923'te Gazı Mustafa Kemal'ın onunde Amerıkan başkanlık uygulaması da vardı, kı- nk dokuk ışleyen Fransız yonetım bıçımı de Ama o yıne de parlamenter yonetıme dayalı cumhurıyet rejı- mını seçtı Bılıyordu kı eğer ABD bıçımlı başkanlığın olduğu bır cumhurıyet kurarsa, bu er geç kaldırdığı "saltanat" yonetımıne vanr Mustafa Kemal yalnız, ne olur ne olmaz dıye Meclıs'ı dağıtma yetkısını de ustu- ne almak ıstedı ama olmadı Oysa bunda çok haklıy- dı Getırdığı yonetım anlayışının bır sonucuydu bu ıs- tek Batı'da gerek krallıklarda, gerekse cumhurıyetlerde kullanılması olağan olan "yasama kunılunun devlet başkanınca koşulların oluşması durumunda yenılen- mek uzere dağıtı/ması" yetkısı neredeyse yalnız kur- tartcı ve kurucu Mustafa Kemal'den esırgendı Bu bu- yuk cnder de bır daha boyle bır yetkıyı ısteme gereğı- nı duymadı 1960'tan sonra anayasal duzenımızın ıçın- de yer alan bu yetkı hıç kullanılmadı, tam kullanılma Drtamı doğarken başka yollara başvurularak Meclıs'ın /aşamı uzatıldı Ulkeyı yonetmek ıçın Meclıs'te bır partının en azın- jan salt çoğunluğunun olması her zaman doğru de- Jıldır 1950 -1960 arası Demokrat Partı'nın çoğunlu- )u olmasaydı 27 Mayıs olgusu ortaya çıkmazdı 1961 »onrasında yaşadığımız kaıma ıktıdariarın, 1991'den )u yana uygulanan hukumet bıçımlerının, demokrası- 3rde uzlaşmanın onemını anlatacağına, ulkeyı yone- ememe ozuru olarak algılanagelmesı 'bır demokrası nlmezlık değılse bır aymazlık'ttr Eğer ulke 32 yıldır denk butçe yapamadıysa, eğer ıu toplumda 20 yıldır fıyat artışları buyuk oranda sur- nuşse, daha da ılerısı 1994'te yuzde 150 olmuşsa, unda bır kışının ıstedığı gıbı ulkeyı yonetecek çoğun- ığu olmayışının payı aranmamalıdır Tam tersıne, de- lek kı o kışının oyle bır yetkısı olsa daha olumsuz so- uçlarla karşılaşırdık Bugunku uzlaşma zorunlu hu- jmet bıçımlenyle "Devlet malı denız, yemeyen do- \uz" turunden ulkeyı yonetenler tek başlarına yeter- çoğunluğu bulup yonetseler daha mı lyı plurduk 9 391 oncesı ANAP, daha doğrusu Turgut Özal dıle- ğı çoğunluğa sahıptı de hangı kalıcı demokratık uy- jlamayı getırdı ya da hangı ulusal sorunu tam çoz- j O halde bızde devletı yonetenlenn yetkılerını arttır- aktan çok, bunlara demokratık eğıtım vermek çok ıha zorunludur Başa geçen kendınde bır "hıkmet" ıruyor, ondan sonra yetkı savurganlığı ıle ulkenın yo- tımını guçleştırıyor Şu anda zaten Meclıs'te 5 tane şkan var Astıkları astık kestıklen kestık Bugun bu ulkede egemenlık gerçekten ulusun mu- /•? Bu soruyu soran yok' Nıye sorup da yorulsun- ' Onemiı olan, ulke olanaklarmdan "değışım" ge- »çesı altında çoplenmek TARTIŞMA CHP Kadıköy Kadın Kurulu Etkinlikleri • 9 Mayıs 1996 saat 19 00 • — Dinleti ^L_ _ —= Klasık Muzık —~ Gitar Erkın Ça\ uşoğlu Trombon. Tolga Akkaya... zzzr Konuşma: n Serpıl Şekercıoğlu ylesi: İLHAN SELÇUK Solculuk ve Neohberalızm • Yer: Kadıko\ E\ lendırme Daıresı Bın uk Salonu-Hasanpaşa İnsan, Kültür ve 68'lilik... • nsan, doğa>a kole I olmava, kafa ve kol emeğıvle başkaldırmış ve bu başkaldın ıle ınsanîıgını bulmuştur Insanın temel kulturu. doğanın kolelığıne başkaldın ıle oluşan, bu nıtelıgı ıle ınsanhk tanhını yazan v e ev rensel deferlen yaratan emekçı kımlıklı ınsan kulturudur Işte doğa ıle mucadelede oluşan ozgur eşıt ve dayanışmacı toplum^al tek ve temel, emekçı kımlıklı ınsan kulturu. somuru ve sınıf avnmcılığı ıle ıkırcıleştı bır yanda somuru ve avnmcılığı surdurmek ısteyen egemenlerın duzenınevasal ve Tannsal bır geçerlılık kazandırmak ıçın ıtaat, boyun eğme ve kulluğa davalı bır egemen kulturu, ote vanda somuru ve sınıf avnmcılığı ıle kavbolan ınsanı bırlıkteliğı yenıden kurmak ıçın ozgurluğe. eşıtlığe, dayanışmaya ve kardeşlığe dayanan emekçı kımlıklı ınsan kulturu olarak gunumuze kadar gelmıştır Tanhsel gerçekler gostenr kı. egemen kulturu sınıf ve sıstemlen sonucu somuru, baskı. şıddet, ışkence. savaş, olum ıçeren bıreycı ve çıkarcı, bağnaz. despot ve somurgecı, ınsanı ve ınsanlığı dışlayan yabancılaşma ve yalnızlaşma oluşturan değerler varatmıştır Oysa emekçı kımlıklı ınsan kulturunde ınsan ve ınsanhk akıl, bılım, ılerleme. değışım ve devnm vardır Bu kulturdur Sevgı, banş ve kardeşlık gıbı ınsancıl, ozgurlukçu ve laıklık gıbı evrensel değerlen yaratan. tum duşunsel uretım ve buluşlan, sanat ve dılı oluşturan Bu kulturel ıkırcılık doğaldırkı bızım tanhımızde de >aşanmış ve gunumuze kadar taşınmıştır Egemenlenn kendı kulturlennı yerleştırme uğruna vara'ttıkları bunca acı ve oîume karşın. emekçı kımlıklı ınsan kulturu, Anadolu ve halkımızca, evrensellığıne uvgun olarak yaşatılmıştır Bu kultur Anadolu'da ılkçagda ınsanlan ev rensel aşka çağıran Izmırlı Homeros ıle ozgur duşuncenın başkaldın temehnı atan Efeslı Herakleitos ve Talcs'ı ortaçagda bağnazhğın ve ınanç zulmunun geçerlı olduğu Islam ve Hınstıvan dunyasında sevgı hoşgoru ve davanışmayı toplumsal maya halıne getıren Hacı Bektaş Veii, Vhi Evran, Mevlana ve Yunus Emre'yı, aynmcıhğa. yoksulluğa ve zulme başkaldıran Şe>h Bedrettin, Pir Sultan AbdaL Dadaloğlu ve Köroğlu'vu, bev. ağa ve multezım baskısına başkaldıran ve Kuvayı Mıllıye'nın altyapısını oluşturan Yörük Ali Efe, Demircı Mebmet Eft. San Zevbek. Karavılan ve Şahin Bej 'ı empervalızm ıle saltanata başkaldırarak bağımsız ve laık cumhunvetı kuran Vlusfafa Kemal Atatürk'u yaratmıştır Bu kultur ıle halkımız ıse egemen Osmanlı asken sınıfınca. gorev ı tımarda çalışmak veaskerlık yapmak olan suru anlamında reaya Kurtuluş Savaşı oncesı emperyalıst pazarlarda şark köleieri gıbı satılan kul gorunmesıne karşın toplumsal >a^amında sevgı ve davanışmava dınsel ınancında hoşgoruve hangı kokenden dınden ve mezhepten olursa olsun. ınsana ve ınanca savgıva davanan Anadolu aydınlanması ıle konuksever yardımsever ve haksızlığa, zulme başkaldırmış. sevgı, durustluk ve eşıtlığı savunmuş olanlan şıır. ovku ve nırkulennde yaşatmış ve halen vaşatan halk kulturunu yaratmıştır Egemen kul ve somurge anlayışına karşı da yuzyıllann ortak yaşam bırlıktehğı ıle haksızlığa ve zulme başkaldın bınkımlerının sonucu Turku-Kurdu, Sunnısı- Alevısı ıle ulusal ve demokratık başkaldınya temel olmuş, kurulan bağımsız ve laık cumhunyet ıle de yurttaşlık haklanna kavuşmuştur Yurdumuz Anadolu ve halkımızın bıze mıras bıraktıgı kültür. ev rensel kımlıgımıze uygun, yaşamla ıç ıçe. vaşam dolu bir kültiır'dur Sevgı. dayanısma eşıtlık ve ozgurluğe dayanan. bağımsızlık ve laıklık vaşam bıçımını varatan 'kul'a karşı yurttaşlık, bagnazlığa karşı hoşgoru aynmcıhğa karşi kardeşlik kültüru... Işte 68 lılık hareketı, egemen sınıfça, unutturulmava çalışılan yurdumuz ve halkımızın bu bınkımlen ıle Kurtuluş Savaşımızla oluşan tam bağımsızlık ve laıklık temelıne davanan ulusal kulturumuzu. toplumcu ve demokratık bır ozle sentezleyıp. evrensellıkle buluşturan bır kulturel başkaldınya da onculuk etmıştır Bu donemde kulturel zengınlıklerımız teker teker ortaya çıkarıldı. sanat toplumsallaştı, sınema, tıyatro, oyku. roman müzık şıır ve resım dalhmnda emekçı kımlıklı ınsan kulturune uygun vapıtlar. egemen kulturunu "kâğrttan kaplan"orneğinde olduğu gıbı yırtıp attı Ozgur, eşıt, dayanışmacı, toplumsal kultur, halk arasında hızla yayıldı Dogaldır kı buna bağlı sol sıyasal soylemde hızla guçlenıyordu Zaten 12 Mart mudahalesının temel nedenı de sol sıyasal soylemı besleyen, kulturel bu zengınlık ıle egemen kulturun 68"lılıkle guçlenen toplumsal veevrensel kültür karşısındayenılgısını Kendi Yarattığımız Canavarlar... oldum olası sevmem bır cmseya da bır olaya aynlmış bu gunlen Sav unulması ınsan hayatı kadar kutsal her şey ın bır gune siğdınlması halaylar çekılıp turkuler yakılması. bana hep 23 Nısan'larda Cumhurbaşkanhgı koltugunun. bır saatlık ya da bırgunluk çocuklara devredılmesını anımsatır Bu gostermelık torenler, vaşanılması gereken doğrunun bır gunluk hızlı çekımıdır olsa olsa Insanian dıngın dırençlı olmaktan alıkoyar mucadele ettığımız sanısını uyandınr Ulkenın çamurlu yollanndan. ekmeksız ev lennden habersız. ne Sıvas ta katledılen aydınlardan, Senırkent tekı sel felaketınden. ne de lzmır'dekı bır aıley ı yok eden facıa çukurdan ızler taşır Hıç değmemıştır çamur ellenne. saksıdakı menekşesının dıbındekınden gayn Belkı de hıç kabahoyrateller çarpmamıştır yuzlenne ateşlerde vanılası sıcaklık bırakan fşte bunun ıçındır kı, kadının yaşamadığı, yaşamasını da hıç btemedığı şeylerın mucadelesını vermesmı anlamlı bulmam "Vayaşayanlar \a onlar Onlann sev dadan başlan hıç bulutlara değmemıştır Cınsellıklen bıleayıptıt 15- yaşmdakı Ingılız kizını bayrak yaparlar Analann çıkamadığı yol onlan da ıçıne alır Izın vermez özgurluğun vudum yudum da oJsa yaşanmasına Ya bız Bıze soluk soluğa yaşıvormuşuz gıbı gelse de ongorulen hapıslıkler ıçensınde yok olmaya yuz tutmuşuz Doğduğumuzda ellenmıze tutturulan bebeklerı şımdı kız çocuklanmıza verıyoruz Erkek çocuklanmıza O gun de bır elınde sılah. bır elmde araba. bu gun de Galıba bu canavarları bız yaratıyoruz ellenmızle Kızlanmızı ıdeal bebeklerıy le oynamaya mahkûm ederken medyanın elıne düzgun vücutlu guzel yuzlu kızlanmızı meta olarak sunuyoruz Bız analar. saçlanmızı supûrge ettıgımızı duşunurken her telınde somurunün bınbır oyunu dans edıyor Ve bız Bız kadınlar. 'Duma Kadınlar Gunü'nde kendı durdurmdktı Bu nedenle kıtaplan vaktılar gazete dergı sınema ve tıvaroları kapattılar vogun bıravdın ve sanatçı kıyımına gınştıler bağımsızlık, ozgürluk ve eşitiik gıbı uç ev rensel değer ve yureğı ıdam sehpalannda katlettıler Yıne bu nedenledır, gunumuz Yenı Dunya Duzenı adlı egemen kulturun bırevcı ve çıkarcı verel sozculennın 68"lılığe saldırmalan ve dınozorlukla ozdeşleştırmelen Evet 68'lılık dınozorlann da bulunduğu donemde vaşavan ılk ınsan kokemne dayanan. o denlı koklu. o denlı ınsancıi bır ınanç hareketıdy kendını yakalama ve ınsanlığa ulaşma hareketı Aynı zamanda 68'lılık. ıdeallen uğruna olmeyı goze alanların fakat ınsanca yaşanılacak bır ülke ve dunya kurma ınancına bağh olarak "Deniz" gıbı coşkulu yaşamı bayraklaştıran ve yaşama ınsanı bıroz veanlam getıren koklu bır kultur hareketıdır Ama bunu. bıreycılık çıkarcılık dışında değerlen olmayan. gunluk yaşavan koksuzler ıle ınsan sırtından geçınen bağırsak parazıtlen anlamaz ve anlayamaz Aynen ınsancıl. ınsanhk dolu bınkım ve kulturunden yoksun geçmış ve gunumuz efendılen gıbı SedatVural yarattığımız canavarlara karşı kadın hakkını savunmaya çalışıyoruz A>şe SüaJp - Jeolojı Müh. / Bursa PENCERE Merkez Sağ RP'yi İktidara Taşıyor... Yinelıyorum: Merkez sağ -bu gıdışle- Turkıye'yı şerı; elıne teslım edecek 1950'de seçımle iktidara geçen merkez s zaman adı Demokrat Partı ıdı- Avrupa'nın sağından çok değışık bır nıtelıkteydı Ayağının tozuyla ıkı ış yaptı İktidara geçer geçmez, Anadolu mınare Turkçe soylenen ezanı Arapçalaştırdı Hıç vakıt yıtırmeden Turk Ceza Kanunu'nu tınp fıkır ozgurluklerını daha da budadı. • Ulkemızde çok partılı rejımın kapılan açılrr Ama demokrasının kapılan kılıtlıydı.. Bugun de kılıtlıdır Çok partılı rejıme adım attığımızdan bu yar nm yuzyıllık bır zaman geçtı, ama, 21'ıncı y eşığınde Turkıye'nın sorunu nedır. Demokrası!. Alaturka bır kurnazlıkla çok partılı rejımı hall mokrası gıbı yutturmak manfetını yarım yuz berı merkez sağ yurutuyor Merkez sağ partılerı, 1950'den berı seçır mazları kılarak, sandık ıftarlan açarak, oy oruçl tarak islamı somurmekten bıkmadı. Muslumanlığı sıyasete alet ederek polıtıka manın sonucu ortaya ne çıktı. Refah Partısı' Eskıden merkez sağın kanatları altında sr yapmayı guvenlı bulan şenatçı kesım, bır sur berı bağımsızlığını kazanarak doğrudan ıktıdc vaşımına gırmıştır ve bugun Refah bırıncı pan1 • Merkez sağ bır yandan Muslumanlığı somuı ıktıdarını surdururken ote yandan 'sanayıleşmt sermaye sınıfı yaratmak' dıye ozetlenebılece ekonomı polıtıkasını benımsedı Refah Partısı'nın 'rantıyecı' dıye vurguladığ pıyı oluşturdu Rantıyecılığın felsefes/ nedır'' Çalışmadan para kazanmak, koşeyı donr uretımı dışlayıp tuketıme oncelık vermek... 21'ıncı yuzyıla yaklaşan Turkıye'de, rantıye ofkelenıp dıncı partının ıdeolojısını kurtuluş yolı bı benımseyen yığınlarla, halktan kopuk 'mutlu a lık' karşı karşıyadır Merkez sağın ekonomı polrt ları 12 Eylul donemınde "alternatıfsız" dıye su du Özal ın sozde merkez sağ partısı ANAP, bı yasetı 1991'e dek taşıdı, ardından merkez s< otekı partısı DYP bayrağı elıne aldı 1996'yageidık 21 'ıncı yuzyıla 4 var En buyuk partı hangısı? Refah' • Yinelıyorum Merkez sağ -bu gıdışle- Turkıye'yı şerıatçıl. teslım edecek. Ya merkez sol Merkez soldan hayır var mı?. , Yoki Nasıl hayır olsun kı merkez solda "duşman k, deşler" solu etkısız bırakmak ıçın "ozelgörev" u lenmışler gıbı solu parçalamakta anlaşıyorlar . Ama kendı aralarında anlaşamıyorlar Merkez sol, dıncı partının iktidara geçmesını e gellemek yolunda merkez sağdan medet umuyc Oysa merkez sağ, uyguladığı polıtıkalarla, dır partıyı ıkt/dara taşıyor İLAN T.C. İZMİR 4. SÜLH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1994 41 Satış Mahkemece satışına karar venlen Izmır ılı Dumlu- pınarMah ada 644 pafta 81. parsel 117"de kayıtlı taşınmazın mıktan 1412 m2 olarak vazılmışsa da. ta- şınmaz 14129 m2"dır 16 4 1996 tanhh ılana ek ola- rak ılan olunur 24 4 1996 Bastn 84966 Doğan Bey Mah Fevzl Çâkmak Cad No 56 (Beledıye Katlı Otopark Oınşı) Fomara / Bursa Tel (0 224) 220 09 99 Faks (0 224) 220 41 37
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear