28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İ6 MAYIS 1996 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYR EKONOMI Enflasyon bu hızla sürerse 2010 yılında bir ekmek 6.5 milyon lira olurken, bir daire 1.5 trilyon liraya alınabilecek 15 yıl sonra milyon^ bozuk para• Enflasyon böyle giderse 13 bin liradan satın alınan ekmeğin fiyatı 2000 yılında 71 bin 718, 2005 yıhnda682 bin 856 ve 2010 yılında da 6 milyon 501 bin 734 lira olacak. • Otomobil ya da ev sahibi olmak bir yana. bir yumurta almak için 3 milyon 500 bin liranın gerekeceği 2010 yılında bir akşam yemeğinin maliyeti bile milyarlarla ölçülebilecek. • Ekmekteki 50 bin katlık fiyat artışı dikkate alındığında 5 milyon 450 liralık net asgari ücretin 272 milyar 500 milyon lira olması gerekecek. çerli olmak üzere 272 milvar 500 milvon lira olması gerekecek. Önceki gün açıklanan nisan ayı fiyat artışlan. ANAYOL hükümetinın de enflasyon karşısında- ki çaresizliöini onaya koyarken Cumhuri- yet'in, Istanbul Üniver- sitesi Ekonometri tstatis- tik Bölümü Araştırma Görevlisi Sema Ulutürk ile yaptığı çalışma so- nunda oluşan fiyatlar. T ü r k i y e ' d e e n f l a s y o n u n g e l e c e k 1 5 y ı l ı AH.METÇELİK Önceki gün yıllık yüzde 80.8 olarak açıklanan enflasyonun geleceği çok daha korkunç görü- nüyor. Böyle giderse 13 bin lira- dan satın alınan ekmeâin fiyatı 2000 yılında 7 1 bin 7İ8. 2005 yılında 682 bin 856 ve 2010 yı- lında da 6 milyon 501 bin 734 li- ra olacak. Otomobil ya da ev sa- hibi olmak bir yana, bir yumur- ta almak için 3 milyon 500 bin liranın gerekeceği 2010 yılında bir akşam yemeğinin maliyeti bi- le milyarlarla ölçülebilecek. Fi- yatı 13 bin liradan 2010 yılında 6 milyon 501 bin 734 liraya çı- kacak ekmekteki 50 bin katlık artış dikkate alındığında şu anda hemen hemen hiçbir şey y apıla- mayan 5 miKon 450 liralık net asgari ücretin aynı koşullar ge- Ekmek Kırrmzı Et IKııoı Sucuk (KılO) Sosis (Kılo) Tavuk (Kılo) Yumurta Süt Domates (Kib) SatatalıkfKıfoj PortakaWoj_ Elma (Kiloj Pirinç (Kılo) HFasulye (Kılo) Hamburger Peynir (Kılo) Makama ÇayfKı/o; Maltepe 1996 13.000 450.000 550.000 4ÛO.00D 250.000 7.000 250,000 50.000 60.000 60.000 35.000 30.000 90.000 90.000 50.000 250.000 75.000 238.500 25.000 2000 71.718 2.482.560 3.034.239 2.206.720 1.379.200 38.618 tmm 275.840 331.008 331.008 193.088 165.504 496.512 496.512 275.840 1.379.200 413.760 1.152.488 120.806 2005 682.856 23.637.340 28.890.083 21.010.969 13.131.856 367.632 13.131.856 2.626.371 3,151.645 3.151.645 1.838.460 1.575.823 4.727.468 4.727.468 2.626.371 13.131.856 3.939.557 9.508.027 996.649 2010 6.501.734 225.060.034 275.073.375 200.053.364 125.033.352 3.500.934 125.033.352 25.006.670 30.008.005 30.008.005 17.504.669 15.004.002 45.012.007 45.012.007 25.006.670 125.033.352 37.510.006 78.441.205 8222,349 Mariboro YeniRata Kira EvflOmj Etektrik Su Önlök BlueJean Gömtek Ayakkabı KurşunKatem Snema Tıyatro Buzdoiabt Tçtevizyon Tüpgaz Oto/Yaöj 1996 70.000 300.000 30 000 25.000.000 3.000.000,000 5.250 11.667 1.300.000 2.500.000 1.500.000 2.500.000 15.000 300.000 350.000 49.000.00Q 33.200.000 509.000 820.721.646 2.91M74.144 2000 2005 338.257 1.449.671 144.967 108.850.875 16.219.353.000 26.746 64.364 7.101.804 13.657 315 1.194.389 13.657.315 138.149 2.762.978 3.223.474 270.323.151 183.157,727 2.808.051 4.527.756719 16.103.945.320 2.790.616 11.959.782 1.195.978 1.190.770.600 160.380.993.000 251.099 612.837 66.348.450 127.593.173 76.555.904 127.593.173 2.051.467 41.029.341 47.867.564 2.619.556.219 1.774.882.989 27.211.308 43.876.050.850 156.054.670.000 2010 23.022.576 98.668.183 9.866.818 13.026.394.950 1.585.887.069000 2.357.392 5.835.056 619.858.924 1.192.036.393 715.221.836 1.192.036.393 30.463.635 609.272.693 710.818.142 25.902.822.130 17.550.483.560 269.072.173 433 857.281.900 1.543.107.313.000 Türki- ye'nin yakın geleceği ile ilgili ürkütücü bir tabloyu ortaya çı- kardı. Şu anda ortalama 450 bin liradan satılan bir kilgramet için 15 yıl sonra 225 milyon lira öde- mek gerekirken Beşiktas'ta 3 milyar lira olan 90 metrekarelik ev için yaklaşık 1.5 trilyon. 50 bin liralık bir hamburger için de 25 milyon lira ödenecek. Nasıl hesaplandı 2000. 2005 ve 2Ü10 ytllann- daki fiyat artışlannı tahmin ede- bilmekiçin 1980 ile 1995vılla- rı arasında mal grupları itibarıy- la İstanbul Ticaret Odası tüketi- ci fiyat endeksi alınarak yapılan çalışmada söz konusu yıllar ara- sında basit ortalamayla yüzde 80'lere varan fiyat artış egilimi- nin 1995 sonrasında da geçerli olacağı kabul edildi. İlk dört ay- da yıllık enflasyonun tüketici fi- yatlarında yüzde 80'e ulaştığı düşünüldüğünde son 15 yıllık ar- tışeğiliminin süreceğini varsav- manınyanlışolmayacağınıbelir- ten Sema Ulutürk'e göre. çahjj- mada en sağlıklı rakamlar 2000 yılı için elde edilenler. Baz alı- nan yıl 2005 ve 2010'a çıktıgın- da fiyat artışları bileşik olarak gerçekle^tiği için tahmin değeri gerçek değerin altında kalırken. çarpan etkisiyle yaşanacak sap- manın tüketici aleyhinegelişece- ği öngörüldü. Hesaplamalann bileşik faiz esasına göre Logarıt- mik Doğrusal Trend yöntemiy- le yapıldığı çalışmada ortaya çı- kan rakamlar. varsayıma ve enf- lasyondaki mevcut artış seynnin devamına da>anıyor. DÜ1VYA EKONOMİStlVE BAKIŞ /ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Rusya Seçimleri Yaklaşırken16 haziranda yapılacak Rusya başkanlık seçimleri yaklaşırken, Yelt- sin'in, en önemlı rakibi komünist-mil- liyetçi blokun adayı Zyuganov'la arasındaki farkı kapattığı görülüyor. Halbukı geçen Duma seçimlerinden sonra, Komünıst-Millıyetçi blokun zaferi ve Yeltsin'in bozulan sağlığı da göz onüne alınarak, Zyuganov'un başkanlık seçimlerini kolaylıkla ka- zanacağınısöyleyenlerçoğunluktay- dı. Bu beklenti uluslararası piyasala- ra da yansımış ve Rusya'ya yönelık yatırımlar hemen hemen durmuştu. Şimdi bu manzaranın hızla değiştiği görülüyor. Adaylar azalıyor Başlangıçta başkan adaylan liste- si oldukça kalabalıktı. Önce adaylar- dan, pıyasa reformlarının mımarı E- gon Gaidar, refonmlann geleceğinı düşünerek ve komünıstlerin kazan- masını engellemek için Yeltsin'i des- tekleyeceğini açıkladı. Sonra Alek- sander Lebed'in. Grigori Yavlins- ki'yı destekleyeceği belli oldu. Ga- idar'ın tutumu kendi içinde mantık- lıydı ve olağan karşılandı. Buna kar- şılık. Lebed ile Yavlinski'nin ittifakı büyük şaşkınlık yarattı (Internati- anol Herald Tribune, 2.05.96) Le- bed, eskı Rusya imparatorluğunu kurmayı amaçlayan, Pinoşe hayra- nı. Afganistan gazisi, NATO ve Batı düşmanı ve serbest pıyasa reform- larını gerı çevıreceğını söyleyen emekli bir Kızıl Ordu generali, halbu- ki Yavlinski, piyasa ekonomisi yanlı- sı, çoğulculuktan yana ve Batı tara- rumda. (Wall Street Journal, 2.05.96) Bütün propaganda gezilerinde Zafra gazetesinın editörierinden biri- ni mutlaka yanında götüren Zyuga- nov'un halen yüzde 27 civannda olan desteğını yüzde 30'a yükseltmesi gerekıyor. Bu amaca ulaşabılmek için Zyuganov'un seçtiğı taktik. bırtaraf- tan milliyetçi temaları işlerken diğer taraftan eski rejimi adeta kaybedılmiş bir cennet gibi sunmaya çalışmak. Geçen haftaki kampanyaturlan sıra- sında Norgorov ve Petersburg'daki konuşmalannda, bir taraftan eski SS- CB'nin global siyasi gücünü yeniden kurmak gerektiğini savunan Zyuga- nov diğertaraftan "Çocuklarımıza ait olan mülklen elimızden aldılar. Bunu gerı almamız gerekir" diyerek özel- leştirmelerin bir kısmını gerı çevirebi- leceğini ıma ettı. Aynı gün bir üniver- site kampusunda yaptığı konuşma- da ise toplumsal refahı yeniden sağ- lamak için vergileri yükseltmekten ve dış tıcareti tekrar devlet tekelme al- maktan bahsetti (Financial Times, 20.04.96). Zyuganov'un, ışadamları ile karşılaştığında, örneğin geçen se- neki Davos toplantısında olduğu gi- bi, daha ılımlı bir profil göstermeye çalışıyor olması. bu tür ifadelerin uluslararası mali piyasalarda yarattı- ğı endişeyi silmeye yetmiyor. Nite- kim. Rusya'da bu yıl başından son- ra. yabancı sermaye girişleri durmuş, seçim sonrasında vadeli hazıne kâ- ğıtlarının primleri hızla yükselmeye ve ruble değer kaybetmeye başla- mıştı. fından bir gün Yeltsin'in yerine geçe- bilecek bir polıtikacı olarak görülü- yordu. Sağ içinde gittikçe prestij kay- beden Jirinovski'yi bir kenara bıra- kırsak. Lebed'in Yavlinski'ye verdiği desteğin, bu adayı güçlendirmekten ziyade karışıklık yaratarak zayıflata- cağını düşünürsek, geriye esas ola- rak iki aday kaldığı görülüyor: Yeltsin ve Zyuganov. Zyuganov ve arkasındakiler Komüntst-milliyetçi blok aralık se- çimlerinde Duma'nın kontrolünü ele geçirdikten sonra Komünist Partisi lideri Zyuganov. başkanlık yanşınm favorisi haline gelmişti. Şoven milli- yetçi, Yahudi düşmanı ve anti-de- mokratik olmakla övünen Zafra ga- zetesinin sahibi Prokhanov'un, "Bi- zım tezgâhımızdan geçti"... "Ben Rus milliyetçısıyim, o da" (Interna- tiol Herald Tribune, 3.05.96) diye- rek övdüğü Zyuganov. hâlâ yanşı ön- de götürüyor. Ancak şubat ayında bazı kamuoyu yoklamalarına göre yüzde 8'lerde dolaşan toplumsal desteğinı şımdı yüzde 21'e kadar yükseltmiş olan İYeltsin, ikinci sıraya yerleşmiş du- Zyuganov'un başkanlık seçimleri- ni kazanması halinde, başkanlık çok büyük yetkilere sahipolduğu için. ko- münist-milliyetçi blok yönetimi tümü ile ele geçirmiş olacak. Gözlemcile- re göre bu koşullarda rublenin deve- lüasyonu hızlanacak ve Rusya'dan dışan sermaye kaçmaya başlayacak. Bu senaryo gerçekleştiği takdirde borç piyasasının ve borsanın çök- mesi ve şiddetli bir mali kriz çıkması olasılığı çok güçlü. Böyle bir mali krizi dizginlemek için yeni hükümetin fiyat kontrolleri getir- mesi, Merkez Bankası'nın rubleyi ko- ruyucu tedbirler alması, hızla yeni vergileri devreye sokması gerekiyor. Gözlemcilere göre bu, 1990-91 dö- neminin kaos ve çökuntü ortamının gerı gelmesı demek olacak. (The New Statesmen 3/05/96). Bir diğer seçenek ise yeni hükümetin tüm va- atlerinden vazgeçerek piyasa eko- nomisine geçiş reformlarına devam etmesi. işte tüm bu kriz senaryöları- na rağmen uluslararası mali serma- yenin Rusya yatırımlarını tekrar hız- landırmaya başlamasının ardında. seçimleri kım kazanırsa kazansın, bu ikinci seçeneğin hâkim olacağına olan inanç yatıyor. Bu inancın temelinde ise Rus- ya'nın IMF ve Paris ve Londra kulüp- lerinden almayı başardığı mali yar- dım ve borç ertelemeleri var. IMF, Rusya'ya gelecek üç yıl için yılda 3 milyar dolar uzun vadeli kredi ver- meyi kabul etti. IMF'nin arkasından Paris Kulübü ve Londra Kulübü ismi ile bilinen mali çevreler, SSCB'den devralınan eskı borçları çok uygun koşullarda ertelemeyı kabul ettiler (The Economist 4/05/96). Her ne kadar bu mali destek doğrudan Yelt- sin'in seçilme şansını arttırmaya yö- nelik idiyse de Zyuganov'un zaferi halinde bir sigorta oluşturmayı da amaçlıyor. Yatırım bankası Merryl Lynch 'den Cheporov, bu mali yar- dımlann ve bunları izleyen yabancı sermaye gelışinın "yeni rejim için re- formlardan geri dönmenın maliyeti- ni çok yükselttı" dıyor (WSJ, 2/05/96). Gerçekten de Paris ve Londra kulüplerinin borç ertelemesi, Rusya'nın IMF ile yaptığı anlaşmaya uyması koşuluna bağlanmış durum- da. Yeltsin'in toplumsal desteğinin art- maya başlamasının ardında bu mali yardımlann yanı sıra reformist kadro- ları tasfiye etmesi, reform sürecıni ya- vaşlatması. Batı'ya ve NATO'ya kar- şı uzlaşmaz bir tutum alması, Çeçe- nistan'a ilişkin tavrını sertleştirerek milliyetçilere prim vermesi yatıyor. Bu sene enflasyonun yavaşlamış, eko- nomik gerilemenin durmuş ve dış ti- caret fazlası sayesinde rublenin istik- rar kazanmış olması da Yeltsin'in toplumsal desteğinin artmasınatabii kı yardımcı oldu. Bir de Yeltsin'i des- tekleyen "Allah vermesin!" isimli bir antikomünist gazete var. Her hafta 10 milyon adet basılıp ücretsiz dağı- tılan ve en çok seyredilen ABD dizi- lerinın kahramanlarından antikomü- nist demeçler alan, doğru yanlış her türlü malzeme ile komünistlere saldı- ran bu gazeteyi kimin finanse ettiği ise mali bir sır olarak saklanıyor. (In- ternational Herald Tribune 02/05/96). Ama en çok satan hafta- lık gazetenin iki misli tirajı ile "Allah vermesin"\n önemli bir rol oynadığı da bir gerçek. Her şeye rağmen reform Bu manzara ilk anda seçimleri kim kazanırsa kazansın Rusya'da piyasa ekonomisine geçiş sürecinde çok fazla bir sapma olmayacağını söylü- yor. Daha önce de bu sütunlarda bir- . ok kere tartıştığım gibi bu sözde <omünistlerin" sosyalizm gibi bir edefleri yok. Bu, reform sürecınin varattığı yıkımdan kaynaklanan hoş- nutsuzluğu örgütlemek için kullanılan ve büyük ölçüde de demagojik bir propaganda. Komünist-milliyetçi blokun amacı, bu geçiş sürecini. es- ki rejimın egemen sınrfının, hâlâ dev- let mekanizmasının ve sanayinın yö- netimin çok büyük bir kısmını elinde tutmaya devam eden kesiminin dö- nüşümlerden yeterince faydalanma- sına izın verecek şekilde yavaşlat- mak. Tabii bu koşullarda yabancı ser- mayenin gelişi bir süre aksayabilece- ği için de gerekli kaynaklan Rusya'nın SSCB dönemindeki bağımlı cumhu- riyetlerinden elde etmek gerekecek. Bu da ister istemez emperyalist bir politikayı gündeme getiriyor. Ancak her geçiş süreci gibi Rus- ya'nınkinde de özellikle bu kadar bü- yük bir ekonomi söz konusu oldu- ğunda, beklenmedik gehşmeler ve tatsız sürprızler yaşamak mümkün. Örneğin Yeltsin'in seçimleri kazan- masına rağmen, şiddetli bir kalp kri- zi geçirıp devre dışı kalması. Zyuga- nov'un kazanması halinde mali piya- saların. sinirlerini kontrol edemeyip anı bir panığe yol açarak yeni rejimi hıç ıstemediğı sertlikte tedbirler al- maya zorlaması gibi olasılıklar da destedeki kâğrtların arasında var. 4.5 trilyonluk kaynak aktarılacak Hayvancılığa destek paketiANKARA (AA)-Tarım ve Köyışleri Bakanlığı. hayvancılığı daha genış kapsamlı desteklemek amacıyla. asgari yıllık 4.5 fnlvon liralık kaynak öngören bir paket hazırladı. Bakanlık yetkililerınden edinılen bilgiye göre. ılgıli kurum ve kuruluşların görüşüne sunulan destek paketının en az 5 yıl sürev le uygulanması öngörülüyor. Paket kapsamında öncelıkle. hayvancılığın en önemlı sorunu olan kaba vem üretiminiıı arttınlnıası ıçın yem üretımı ve slaj ışletmelerının kurulmasi teşvık edilecek. Yem üretımı amacıyla makine. alet- ekıpman alanlara da düşük faizli kredi verilecek. Bu yöntemle. slaj üretımınin 2 milyar metreküpe ulaşması öngörülüyor. Aynca, ekonomık anlamda büyük damızlık süt ışletmelerinin kurulmasını teşv ık amacıyla en az 50 başlık, damızlık üretimının teşvikı amacıvla da en az 100 başlık kurulacak işletmelere düşük faizli kredi sağlanması planlanıyor. Damızlık havvanların ıthalat yoluyla karşılanması halinde yüzde 25 sübvansivon uygulanmaya devam edilecek. Yerlı damızlık hayvanlarda yüzde 35 olan sübvansıyonun ise vüzde 40'a yükseltılmesi öngörülüyor. Diger taraftan verlı hayvanlann verimınin yükseltilmesi açısından büv ük önem taşıyan sunı tohumlamanın teşvikı ıçın de halen normal yörelerde 6 bin lira. kalkınmakta olan yörelerde 8-10 bin lira olan sunı tohumlama prımının. kalkınmakta olan yörelerde 600 bin. normal vörelerde 400 bin liraya vükseltilmesı düşünülüyor. Aynca. özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da hayvancılık açisindan büyük önem taşıyan meraların korunması ve ıslahı için de mera kanununun bu yıl eıkarılmasına çalışılacak. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Kamu Düzeni Yok Oluyorsa... Toplumsal dokunun ana tellerini "kamu düzeni" oluşturur. Tüm ekonomik, siyasal ve kültürel gelişmeler yalnız ve an- cak bir "kamu düzeni içinde" oluşabi'ir. Bu nedenle Türki- ye'nin "yeniden" sürüklenmekte olduğu kamu düzeninde çözülme sorununun kaynağını tartışmak gerekiyor. Çağımızda kamu düzeni kavramının iki belirleyici özelliği vardır; bunlardan birincisi, toplumun tüm üyelerinin "suçlu- luğu" yargı önünde "kanttlanıncaya dek suçsuz" sayılması. ikincisi de "yasalarkarşısında eşit" işlem görmeleridir. Bu iki- li, "kamu düzenine girişin" ilk eşiğidir. Burada söz konusu edilmek istenen, var olan yasalann oluşturduğu çerçevenin niteliği değil, ne ölçüde "yansız" uygulandığıdır. Türkiye'de devlet, kolayca anımsanabileceği gibi. geç- mişte sağ ve sol aynmında yansız olmadı. Toplum yıllarca "komünizm geliyor" korkutmacasıyla baskı altında tutuldu. Yasalann yansız uygulanması gereği, suçların kişiselliği ilke- sı unutuldu, solculann "kitlesel suçluluğu" görüşü egemen kılındı. Bu süreç geleneksel olarak kendisini güvenlik güçle- rinin bir uzantısı sayan "milliyetçisağıyaygınlaştırırken", ge- rileyen solun yerini doldurmaya uğraşan "dincı sağı" güç- lendirici bir işlev gördü. Bu gelişmelere yeni bir nitelik, Kürt sorunuyla eklendi. Gü- neydögu'da başta toprak reformu, yansız ve dürüst bir ka- mu yönetimi, bölge kalkınmasına yönelik yatınm ve iş bul- ma programıyta çözüme kavuşturulabilecek bir sorun, bir yö- nüyle ülkeyi bir iç savaşın eşığıne getirirken öbür yönüyle de göçlerle büyüyen kentlerin büyük "ekonomikeşitsizliğini" ve bundan doğabilecek olumsuzlukları beslıyor. Bunlara, etnık. dinsel ve bölgesel "/(/m/;/c"arayışlan da eklenebilir. Kamu düzenini sağlamakla görevli olan güvenlik güçleri. yaşanmakta olan bu "niteliksel farklılaşma" sırasında da var olan hakları "yansız" bir biçimde koruma noktasına bir türlü gelemiyorlar; daha doğrusu hükümet edenler bunu ıstemı- yor ve sağlamıyor. Sonuçta da geçen hafta acı ile yaşandı- ğı gibi, toplum, toplantı ve gösteri yürüyüşü "hakkını kullan- maktan korkar", daha da kötüsü "neredeyse özgürlükleri is- temez" bir duruma getirilmiş bulunuyor. Demokratik hakla- nn kullanımı olanağı yok ediliyor. Oysa güvenlik güçlerinin görevi, "tüm kesimlere eşit uzak- lıkta kalmak" ve "hak ve özgürlükleri korumaktır." Bunu ger- çekleştirme "sommluluğu" tamamıyla siyasal iktidarındır. • • • Siyasal sorumluluk asıl burada başlıyor ve kaynağına, eko- nomiye uzanıyor. Türkıye ekonomik bunalımdan birtüriü kur- tulamıyor. Bugunlerde yeni bir IMF damgalı "istikrarprogra- mı" yürürlüğe sokulacaktır. iki yıl önce yürüriüğe konulan önlemler gibi bunun da emekçi kesimleri daha da yoksullaş- tırıcı olacağına kesin gözüyfe bakılmaktadır. İstikrar önlemleri, benzinden gıda ürünlerine temel tüke- tim mallarının fiyatlarının artmasıyla başlayacak; ücret ye maaşlar "aynı zamanda ve oranda" arttınlmayacağı için, "kaybedenler" her zaman olduğu gibi yine emeğiyle geçi- nenler olacaktır. Cumhuriyet'te Esra Yener'in belirttiği gibi ulusal gelir içinde kâr, faiz, rant ve kira gelirierinin, yani ser- maye gelirlerinin payı 1994'te tam 7.5 puan artarak yüzde 50.1 'den yüzde 57.6'ya yükselmiş; geçen yılda (1995) bu pay daha da artarak yüzde 61.3'e çıkmış. Sermaye kesimi, ülke- nin toplam üretim değerinin beşte üçünden fazlasına el koy- muş, kalanı da tarım ve emeğiyle geçinenlere kalmıyor. Eme- ğin payı ise geçen iki yılda, 1993'te yüzde 32.8'den önce. ünlü 5 Nisan Kararlan'nın ilk yılında 1994'te yüzde 25.1 'e, bu- nu izleyen 1995'te de 22.3'e "düşürülmüş" bulunmaktadır. Küçük bir aritmetik, ürkütücü gerçeği sergiliyor. Katkılı ulu- sal gelir 1994te can fiyatlarla 3.888,1995'te de 7.661.7 tril- yon lira olduğuna göre, yukandaki oranlar, emekçi kesimin "cebinden" 1994'te yaklaşık 299.4 trilyon, 1995'te de 214.5 trilyon liranın fiyat (enflasyon), maaş, ücret ve vergi politika- ları yoluyla "resmen çalındığını" kanıtlar. Eğer 1993'ün gelir bölüşümü oranları son iki yılda geçerli olsaydı bu miktarda gelir, sermayeye değil emeğe gidecekti. Siyasal sorumsuzluğun bir başka sermaye yanlısı ya da emek için gerçekten "acımasız" örneği, sıyas^çüeree "&r yıl daha ertelenen" rant vergisidir. Eğer bu yıl "asgari ücret- ten alındığı oranda", yani yüzde 25 oranında net faiz gelir- lerinden vergi aiınsaydı, yaklaşık 73 trilyon lira ek bütçe ge- liri sağlanacaktı. Bu miktar, 1996 bütçesinden "tüm üniver- siteler için ayrılan yıllık ödeneklerin toplamına" yakındır. Bu veriler, özellikle de yeni bir ekonomik istikrar programı kapıya gelmişken emekçilerin "bayram kutlamalanna", ülke- yi yöneten siyasetçilerin neden olanak vermeyeceklerini ya da neden özgürlükleri daha da budamak isteyeceklerini ka- nıtlamıyor mu? "Kanıtlar" karşısında "duyarsız" kalındıkça toplumsal yaşamın ana dokusu, kamu düzeni yck oluyor. Bu- nun tek sorumlusu, siyasetçilerdir. SERMAYE PİYASASI KURULU SAU KONFERANSLARI TEKNOLOJİ VE KAPİTALİZM Konuşmacı: Prof. Dr. Ergun TÜRKCAN Yer: Sermaye Piyasası Kurulu Konferans Salonu Doç. Or. Bahriye Üçok Cad. No: 13 Beşevler / ANKARA Tarih: 7 Mayıs 1996 Salı, Saat: 16.00 Konferans Herkese Açıktır İZLEYEN KONFERANSLAR Tarih 21 Mayıs 1996 4Haziran 1996 18 Haziran 1996 Konuşmacı Prof. Dr. Türker ALKAN Dr. ilhan UZGEL Prof. Dr. Tuncer BULUTAY Konu Siyasal Ahlak Balkanlardaki Son Gelişmeter Üzerine Son Yıllarda iktisat Alanındaki Gelişmeler
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear