Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURfYET 12MAYIS1996 PAZAR
HABERLERIN DEVAMI
Edırne
Çanakkale
Kocaelı
Izmır
Mantsa
Aydın
Denizlı
Y
ÇB
Y
PB
PB
PB
PB
26
23
23
27
28
29
29
Samsun PB 19 Mersın PB 30
Trabzon Y
Giresun PB 21 Şanlıurfa
26 Dıyarbakır PB 26
PB 31
Ankara 29 Mardın PB 25
Konya PB 27 Sıırt PB 27
Eskışehır Y 28 Hakkârı PB 15
Sıvas PB 25 Van PB 20
Zonguldak Y 18 Antalya PB 29 Kars Y
Yurdun kuzey kesımten
parçalı ve çok buiutlu.
Marmara'nın kuzey ve
öoğusu. Iç Ege, Iç Ana-
doiu nun kuzeybatısı.
Batı Karadenız. Orta Ka-
radentz'ın tç kestmfen.
Doğu Karadenız ıle Dc-
ğu Anadoiu'nun kuzey-
doğusu saganak ve
gokguruttulu saganak
yağışiı. otekı yerler par-
çafı az bulutlu geçecek
Dogu Karadenız kıyıta-
rında sıs gorutecek.
Londra
Parıs
Roma
Berlın
Amsterdam
Madrıd
Sofya
Brüksel
HB
PB
Y
PB
PB
Y
Y
PB
14
15
25
11
11
15
26
12
Budapeşte Y 20 Münih
Atina
Mılano
Oslo
Helsinki
Stockholm
Belgrad
Viyana
Bonn
PB
Y
PB
PB
PB
Y
Y
PB
27
19
18
11
15
27
16
13
Y 12
Moskova PB 29
Aşkabat Y 34
Almatı Y 20
Taşker!
Tanran
Taşkent Y 27
Bakü 19
Bışkek Y 19
Tıflis 24
Kahıre PB 34
Şam PB 33
0Aç,k Parçalı bulutlu
G U N D E M >II STAFA BALBAY
Annelerimiz... Annem...
I Baştarafı 1. Sayfada
Ama benim annem bambaşkadır...
Annemi anlatmaya adı. küçük bir ipucu olur. Ama
yetmez... Hafta içinde ara ara, annem Melek'le. anı-
lar bahçesinde gezilere çıktım...
Ortaokul boyunca, her yaz Nazilli'den, Toroslar'ın
eteğindeki köyümüzegiderdik. Doyumsuzbiryolcu-
luk olurdu... incir bahçelerı, üzüm bağlan, dağların
eteğinde zeytınlikler...
Dağlarmdan yağ, ovalanndan bal akan coğrafya-
lar... Yol boyunca kitap okur. arada çevreyi izlerdim...
Yinegüzelbirmayıssabahıydı... Yoiaçıktık... Oto-
büste annemle yan yana oturuyoruz. Kentin bıtimin-
de kitabı açacağım... Bir an annemi düşündüm:
- Acaba kendisiyle fazla ilgilenmediğimi mi düşü-
nür? Her seferinde böyle yapıyorum...
Vazgeçtim... Çevreyi seyrediyorum. Arada annem-
le konuşuyorum... Burhaniye'ye yaklaştık. (Şimdiki
adı Buharkent) annem usulca dokunup seslendi:
- Mustafa... Yanına kitap almadın mı?
Içim nasıldoldu... Bu an aklımageldikçe, ogün an-
neme nıçin sarılmadım diye hayıflanırım. Bazen, ha-
yalimde o anı yeniden yaşar, kendimı annemin koy-
nunaatanm...
"Aldımanne..." dedim. Yanımda Fakir Baykurt'un
'Irazca'nın Dirliği' ile Yaşar Kemal'in 'Bınboğalar
Efsanesi' vardı. Hemen bıtmesınler dıye bıraz birin-
den biraz ötekinden okuyordum...
'Ne yaptıysa doğrudur...'
Annem ilkokul üçüncü sınıfa gelince dedem sor-
muş:
- Melek, okuma yazma öğrendin mi?
Annem sevinçle. "öğrendim" demiş, göstermiş.
Dedem, "tamam" demiş, "bukadarı sana da bizede
yeter. Okul bıttı. Şımdi tarlaya..."
Üniversite son sınıftayım... Sıkıyönetım dönemi...
Bir gözaltı... 15-20 gün kadar. Herkes anneme bir şey
söylüyor:
- Elektrik venrlermış...
- Saçlarını kazırlarmış...
- Büyük bir grup içeri girmişler. en az 15 yıl hapis
yerlermiş...
Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı Mahkeme-
sı'nden çıktığımda... Gözüme ılk ilişen ınsan karşı kal-
dırımda... Annem...
Akşam yemeğinden sonra yine uzun çay sohbe-
tımızi yaptık... Annem söylenenleaanlatıp devam et-
ti:
"Hiçbirine kulak asmadım. Ha, hı deyip geçtim.
'Benim oğlumun bir suçu yoktur' dedım. 'Eğer yap-
tığına suç diyorlarsa da yaptığı doğrudur' dedim..."
'Hiçbiri boşuna değilmiş...'
Geçen yıl...
Annem Ankara'ya geldi...
Benim. yanına gıdişim uzarsa annem Ankara'ya
gelir. Yola çıkmadan önce de telefonu şöyle kapatır:
- Oğlumuza, elımizi öptürmeye gidelim...
Sınırın olmadığı bir sabah çaylaması... Annem
Cumhuriyetokuyan bir komşumuzun, benim yazıla-
rımailişkin sözlerini aktardı. "Tanımlama"sözcükle-
rinın üzerine basıyor, biraz ağdalandırıyor...
O an aklımdan annemi üzdüğümü düşündüğüm
yıllargeçti...
Gazeteciliğin ilk yıllarında haftasonları da çalışır,
hafta ıçi eve geç gelirdim. Planladığımız pek çok şe-
yı ış nedenıyle ertelemek zorunda kalırdık.
Annemi dinledikten sonra sözü, ne diyeceğini me-
rak ettiğim bu konuya getirdim:
"Ama anne ben senı 80'liyıllarda çok üzdüm. Ço-
ğu kez ilgilenemezdım... Birlikte yapalım istediğin
pek çok şeyi yapamadık..."
Annem, gündoğumunda çiyli bir yonca tarlasını
seyreder gibi yüzüme baktı. Hafif gülümsedı. gözle-
nnı kıstı, sıradan bir şey söylüyormuş gibi mırıldan-
dı:
''Hıçbırı boşuna değilmiş..."
Bilinen bir deyimdir; bir kişıye arada bir balık ver-
mek mi, balık tutmasını öğretmek mi?
Bu. anneye de uyarlanamaz mı?
Anneler, çocuklanna salt sevgi göstermiyorlar, sev-
giyi öğretiyorlar da. Salt iyi yaşamasını sağlamaya
çalışmıyorlar, iyi yaşamasını öğretiyortar da.
Güzel Anadolu deyişlerinin çoğunu annemden öğ-
rendim. Biz üç kardeş öğrenciyken sık kullandığı
sözlerden birı şuydu:
"Cahillık çok kötüdür. Cahılın başucunda olaca-
ğınıza, okumuşun ayakucunda olun..."
Anne arkadaş...
Annesırdaş...
Anne öğretmen...
Anne sevgisi, annenin sevgisi yaşamın yağmuru.
güneşi...
Bütün anneler güzeldir...
Ama benim annem... daha güzeldir...
Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu • Yag/nurlu Sulu kar Gok gurultulu
Sungurlu: Müttefiklerimiz silah vermiyor
• Baştarufı I. Sayfadu
ambargo uygulamakkı suçladı. "Maddigü-
cümüz elv erirse kıtalararası füze dahi temin
etmeliyiz" dıven Sungurlu. Türkiye'nın.
Batı ıledostluğundan. sav unma saııayiiaçı-
sındaıı favda sağlavamadığmı belirterek
"1'marımBatı.Türkiye'yisavunmasıaçısın-
dan başka ittifaklararamakzorunda bırak-
maz" ııyariMnda bulundu.
Sungurlu'nun. Cumhuriyefin sorulannı
vanıtlarken dıle getırdığı görü^ler. özetle
söyle:
Silah gücü: Bütün dünvanın kabtıl ettiği
bir şey var kı. silahını kendin vapıvorsan
güçlüsün. Eğer silahını dışarıdan alıyorsan
güçlıi değilsın. Türkıyenın müttefiki ülke-
ler dahil. silahlarını verirken bıryığın ka-
ideler koyuvorlar ve nazlı veriyorlar. Kom-
>u ülkelerin hiçbırıne husumetımiz yok. a-
ına onların bize husumetı var.
Komşuda atom bombası ve ambargo:
Komşularımız atom bombası yapma nokta-
sına gelmişler. Uzun menzillı toplaryapı-
yorlar. kıtalararası füzc peşindeler. Bızım
müttefıkimiz ülkeler. 120-150 kilometre
mesateli tüzelerinıizeambargo kovuyorlar.
O ülkelerle vapacağımız anla^nıalarda sa-
v unma sına> lindc bunları talop odecek ım-
kânlan varatmak durunıunda\ız.
Kıtalararası fijze: Madenı savunnıamız
açısından kimseyebağh \e nıahkûmolmak
istemivoruz. o zaman maddi olarak gücü-
nıüz vcttiğindc kıtalararası tüzeleri de teıııın
etıııek ısteriz.
Vcrii katkılı sa\unma: V'erli katkılı. daha
yüksck leknolojıli savunnıa saııayii olıı^-
turma yollarını arıyoruz. Türk sanuviinın
öııde gelen firmalarının >a\ unma sanay iın-
de rol ovnamalanm ıstı\oruz. Amaç. Türk
firmalarıvla >abancı firmalar ara^ında ya-
pılan ortaklıklarda teknoioji traıısferi ve her
türlÜMİahınTürkiye'deyapılabiIirhalegel-
mesini gözetmektir. Daha çok bedel ödeıne-
y i göz önüne alarak teknoloııyı Türkıve've
transferetmeliviz.
Çekiç Cüç'e sııçlama: Cekıç Güç'ün
me\ cut halivle TBMM'den geçmesi müm-
kün değildir. Ya Çekiç Güç kalkacak ya da
Çekiç Güç'te çok ciddi değişiklikler yapı-
lacak.
'MiittefiklerinnhctibellidegirîÖncelık-
le biz Çekiç Güç içinde ABD. İngiltere \e
Fran>a ilebir ittitak içindeyiz. Diğerüyele-
rin. bu işin sonundaki hedeflerini tam ola-
rak bilmemiz gereklidir. Irak'ın toprak bü-
tünlüğünün korunacağı ve Kuzey Irak'ta bir
Kürt dev leti kurulnıayacagı yolunda söyle-
diklerı sözler var. Bunlar söyleniyor. ama
asıl hedefin ne olduğu konusunda Türk ka-
muoyu o kadar rahat değil.
'Giivence istiyoruz': Birlikte yola çıktı-
ğımız insanlann niyetı belli olursa. ona gö-
re birlikte iş yapma şansımız da daha artar.
Bu söylenen ;>özlerin yerine getirilmesi
noktasının teminatlannı istiyoruz.
Bu 15 (Çekiç Güç operasyonu) bittigi za-
man da meydana gelecek durumun tayinin-
de Türkiye söz sahibi olaeak manıvelaları
elinde bulundurmalı. Bu bölgedeki otonte
boşluğundan terör örgütü PKK yararlanı-
yor.
'Çekiç Güç, Irak nejinıine karşı': Irak'm
gelecegi konusunda ABD anahtarsa biz de
anahtanz. Çekiç Güç kalkarsa Kuzey Irak'a
Bağdat rejimi de gelır. Rejııni engelleyeno-
lay Çekiç Güç'tür. Biz. Amerika'nın haya-
tiyetine bir şev demıyorıız. ama birarkada-
şın kendi kârı ıçın ötekı arkada^ı nıahvet-
me hakkı voktur.
"Batı'dan alacaklıyız': Türkıve bir NATO
üyesi. Avrupa Birlığinin savunma kolu Ba-
tı Avrupa Bırliği'nde (BAB) ıse ortak üye.
Bizim BAB kapsamında ıki kozumuz var.
Birincisi. biz40senedir Barı Avrupa'nın
savunması ıçin büviik emek sarfetmiş. Tür-
kiye olarak kendimiziortav a ko>nuış bir ül-
keyiz. Yani alacaklıyız. Elimizdeki ikincı
büyük koz, NATO üyesi olmamızdırve NA-
TO üyesi olarak BAB'a dahil olmadıgımız
sürece BAB faaliyetlerinin zavıflayacağı-
dır Engüçlüolduğumuznokta. Avrupa'nın
sav unmasının Türkiye'siz olamavacağıdır.
6
Örtülü ödeneğin hepsi devredilmedi'
• Baştarafı 1. Suyfada
ılis.kiıı haberlen değerlendirdi. 500
milvar lıranın. Çıller"ın ba^bakanlık
görevıni devretmesınden kısa bir süre
önceörtülüödeneğeaktanldığınadik-
kat çeken >'ılmaz. "Bu.örtülii (klene-
ğin amacına avkırı kullanıldığı anla-
nıına gelmez. Ben ba^bakan olarak >ol-
suzluk iddialannı araştırmalv olabile-
cck yolstızluklann önlenmesi için ted-
bir almakla surumlu> um. Ama nrtülü
ödeneği araştırma imkânını nıevcut
değil. Yani benim bu konuda vapabilc-
ceğim herhangi bir araştırma yok" dc-
dı.
"Örtülii iidenek nasıl kullanılır?" >o-
rusunu. "*\asa\a uygun kullanmak zo-
runluluğu vardır. Âma bunun denetiın
imkânı yoktur" dıve yjıııılayan Vıl-
maz. "Müstafi bir başbakan çektiğine
göre amacına uvgun kullanıldığını söv-
leyebilir misinb" seklıııdeki soruja da
"Kullanıldığını kabul etmek lazıni.
Çünkü araştırma imkânını \ok" k.ıısı-
lıgını verdı.
500 milvar lıradan cüzı (küçük) bir
nııktarın kendiMnedevredıldığını vebu
mıktarı açıklavumavacağını surgulavan
Yılmaz. "Harcamalar için f^rckli ihti-
yaç, eğer müstafi hükümet döneminde
de dcvanı cdivorsa. bu harcamalar va-
pılacakhr. Dnict durmaz" dedı
Yılmaz. Çiller'in savunma.sinın
anımsatılması üzerine de **Onu değer-
lendirmek bana düşmez" açıklamasını
yapmakla yetindi.
Yılmaz. Meclis'tedevanıeden öner-
ge sava^ı ıle ilgılı tav ırlarınııı ne olaca-
ğına ıli>kın sorular üzerine de şunları
söyledı: "Nolsıı/lııklarkonusunda ka-
mumunun duyariılığını takdirle karşı-
lıyoruz. Ama bu konuda değeıiendir-
me yaparken daha sağlıklı ölçüler kul-
lanılnıası gerektiğine inannorum. Bi/
ANAP olarak bu konuda en tutaıiı par-
tiy ü. Biz iddialann araştınlması gereği-
ne inanı\orıı/.
Meclis denetimine •>«>«! duşuyoru/,
\e hiçbir zaman sivasi tavır almıvoruz.
Bizim dışımızdaki bazı partiler. bunu
zaafımız gibi takdim etmek istiyoıiar.
Ben bu tutumun partimiz açısından bir
güç unsuru olduğuna inanıvorum. Hü-
kümette kalmak uğruna da, bu konuda-
ki tuiarlılığımızdan taviz vermeyiz. Ne
»arsa araştınlsın. lemiz tophıma ancak
bö> le ulaşabiliriz. Siyasi hesaplaıia bu
şüphelerin üstünü örtersek bunlar de-
vam eder. Ne zaman ki bunlar tarafsız
bir biçimde araştınlır. gereği yapılır, spe-
külasyon nıalzemesi olması da tarihe
kanşır. \'apılması gereken budur, yapıl-
maktaolanda budur. Kimsenin bundan
gocunmaması la/ım. Benim. partim
hakkındaki iddialann araştınlmasına
yardımcı oluruz. Dc\let sorumlulugu
taşı>an herkesin. her zaman hesap ver-
moveha/ır olması lazım. Hükümet yet-
kisi kullanan. bunun hesahını \ermek
zorundadır."
Mesut \ılmaz, koalisyon ortagının
Meclıssoruşturmalarını mılliyetçi söv-
lemlerle eleştirmesi ve parlamento ka-
rarları ıle PKK arasında bağlantı kur-
masına da tepki gösterdı. Yılmaz. "Me-
sele>i saptırmak. bunun arkasında bö-
lücü örgütii, çıkar çe» relerini aramak,
rejimi zaafa sokar. Bu suçlamalara mu-
hatap olan kişilerin buna karşı çıkma-
\a hiç haklan yoktur" dedi.
Örtülii ödenek özel
harcamaya kapalı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Muhasebe-i Umumi-
ye Yasası, devlet çıkarlan ıçin başbakana genis. olanakiar ta-
nıyan "örtüJü ödeneğjn" özel ve siyasi harcamalar için kul-
lanılmasını yasaklıyor. 1050 sayılı Muhasebe-i bmumiye
Yasası "nın 77. maddesıne göre Başbakanlık bütçesine konu-
lan örtûlü ödenek. "kapalı istihbarat ve kapalı savıınma hiz-
metleri'". "de\ietin \üksek güvenliö ve vüksek çıkarlannm
gtrekiiliği", "siyasL sosval konularta. kiiltür \e dev let itiban
alantannda veolağanüstü hizmetlerin saşlanmasında hükü-
met kaplan sayılan amaç ve çabalar için" kullamlabihyor.
Yasa hükmünün. örtülü ödenek konusunda getirdiöi digerko-
şullar şöyle:
"Ortülü ödeneğin sarf(harcama) verinin ve hcsaplannın
na*>ıl tutvlup fasfîvv edileceğinin ve hangi vesikalann halef
olan zata dtvrolunacağınıntayin ve takdiri başbakana aittir.
Örtülü ödenek. başbakamn ve ailesinin şahsi nıasraflanna \v
sivasi partilerin idarv. propaganda veseçim ihtivaçlannasarf
ohınamaz. Başbakanlık bütçesindeki örtülü ödenek ile diğer
bakanhk ve dairelerin bütçelerindeki haber alnıa ödenefde-
rinden vapılacak harcamalar. başbakan. malive bakanı \c
sorumlu baka.n tarafından müştereken imza edilnıiş karar-
nameye dayanılarak tahakkuk ettirilir. Merkez saymanlığın-
ca bu ödemeterin vapılması. kararnamev i imza eden bakan-
lann yerlerini muhafstnt etmeierine haglıdır."
6
Seçim sistemi adaletsiz
9
İstanbul Haber Servisi -
Türkıve de hangi seçım siste-
nıi uygulanırsa uvgulansın.
partilerin "jçyapılanmalarıv-
İa"'. "halkıntemsili"nin sağ-
lanamavacagı belırtildı. Aka-
demı.syeııler. bugünkü .seçım
sisteınınin "hiç tartışnıasız""
adaletsızolduğunu belııterek
bunun rejimın tenıel bunalı-
mını oluşturduöunu söyledı
ler.
Sıyası \e Sosyal Ara^tır-
malarVak.fı(S!SAV)\eTürk
Demokrasi Vakfı (TDV) ı v
birliğıyle. İTLJ Maçka Sos-
yal TesislerCnde. "Türki-
ye'de Seçim Sistemi ve Deği-
şikJik Önerileri" konulu bir
sempozyum düzenlendi.
Başkanlığını Prof. Dr. Liitfi
Duran'ın yaptığı sempoz-
yumda. gerek parlemento.
gerekse Anayasa Mahkeme-
si"nce. farklı politik koşullar
ve iktidardaki partilerin ken-
dilerıni güvenceye alma is-
tekleri doğrultu;.unda "temsilde ada-
tet" ve "sivasiistikrar*' ilkeleri arasın-
da gidip gelindiği anlatıldı. Çok parti-
li demokrasiye geçişten bu yana süre-
gelen bir "seçim sistemi" tartışmasıy-
la birlikte vapılan seçimlerde "meşru-
luk bunalımı" yaşandığı belirtildi.
Son 24 aralık genel seçimlerinde.
seçim sistemının. seçime 23 gün kala
belirlenmesini anımsatan Prof. Dr. Sü-
hejl Batum. seçim sisteminin halka
açık bir seçım sistemi haline getirıle-
rek "halktenısilcileri"nın parlamento-
ya getırılememesi durumuııda. hangi
seçim sistemi getirihrse getirilsin so-
nunun farklı olmavacağıııı vurgulandı.
" Halkın temsikisi vok. liderin temsiki-
rTansu Çiller: Para
çekilmedi, aktarıldı
SİSAV ve TDVnin dü/enlediği panele çok say ıda dinlev ici katıldı. (FİLİZGÜMÜŞ)
si var" diye konuşarı Batum. bu soru-
nun. sistemi derinden yıprattığını ve
bu "sistemin değiştirilmesi'" gerektiği-
ni söyleverek şöyle devam etti:
"Türkiye'nin seçim sistemindeaday-
lararasında eşitlik yok. Batı ülkelerinin
seçim sistemleri vasalarının hüy ük bö-
lunıü. seçim finansmanına aynlmıştır.
Örneğin adavların hediye dağıtması
yasaklığına büv ük önem verilir. Türki-
j e'de adaletsizlikle ilgili bir düzenleme
olmadığı gibi olan da uvgulannııyor."
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğluda Tür-
kiye'de seçim Msteınlerinde bııgüne
kadar. "nisbi temsil. d'hondt sistemi.
geniş temsil ve a/ partinin parlamento-
ya girmesi"amaçlarından vazgeçıle-
mediğini. ancak bunların hepsinin bir
arada tutulmasının olanağı da bulun-
madığını kaydetti. Bu durumda vaz-
geçilmesi gerekenin. yüzde 10'luk ül-
ke barajı olduğunu söyleyen Kalaycı-
oğlu. bu barajın hiçbir mantıklı teme-
ledavanmadığını \urguladı. "Hollan-
da'da baraj. meclise bir vandahe bile çı-
karamavacak partive uygulanıyor ya
da mecliste parti çoğunluğu olan 20
sandalyeye ulaşamama baraja takılabi-
lir, bu da v üzdc 4'lük bir baraj demek-
tir. Ama ne yüzde 10'luk ne de yüzde
5'lik bir baraj konulmasının mantığı
yoktur"di\e konuşan Kalaycıoğlu.
"Türkiye'de bugünkü seçim sistemi, ne
istikran ne de adaleti sağlıyor" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- DYP Genel Ba^ü-
nı Tansu ÇiUer. başbakanlık
görevınden avrılmadan 22
gün önce. 13 Şubat 19%'da
örtülü ödenekten 500 milyar
lıra çektığinın kanıtı olarak
Hürriyet gazetesınde yav ım-
lanan belgenın. para çeki'lme-
sinedeğıl. buraya para aktanl-
masına ılı^kin olduğunu bıl-
dirdi. Örtülü ödeneğin kulla-
nıınına ılışkm ıddıalar üzeri-
ne DYP yönetımı savunmaya
geçerken Çiller. "Devlet sırn
olan ve devletin büviik işleri
için kullanılan harcamalan
suiiirinıal. yolsuzluk gibi gös-
terirseniz iki kez şerefsizsiniz"
dedi.
DYP Genel Merkezfnden
>apılan ve Çiller tarafından
kaleme alındığı anla^ılan
açıklamada. bu belgenın ör-
tülü ödeneğe aktarılmasına
vönelik olduğu kaydedıldı.
Örtülü ödeneğin. devletin
yüksek çıkarlannm gereklen
için kullanılan \asal bıruygu-
lama olduğu v urgulanan açık-
lamada şu görü^lere >er verıl-
di:"Basına belge olarak vansı-
yan veörneği verilen resmi va-
zı. örtülü ödenek hesabından
para çekmeye vönelik bir >a-
a olmav ıp v ukanda befirtifen
vasal çerçevede gerekli dev let
hizmetlerinin görülebilnıesi
için ihn'yaç duv ulan meNağın
örtülü ödenek hesabıma akta-
rılnıası işlemine iiişkindir. Bu
meblağın bir kısmı. dev let hi/-
mederinin devamlılığı ilkesin-
den hareketle kullanılmış ve
arta kaHan nıeblağ ise sonraki
vönetime dev redilmiştir."
Çiller. partisının >l kongre-
sı ıçingittığı Bılecık'teyaptı-
ğı konuşmada da. örtülü öde-
neği kullandığını ve gerek du-
vulnıuş olsaydı. görev vaptı-
ğı son gün de bu kaynağı kul-
lanmaktan çekınmeyeceğını
vurgııladı.
Çiller'in ba^bakanlığı dö-
neminde özel kalem müdürlü-
ğünü vapan ve örtülü ödene-
ğe ayrılan 500 milvar lıravı
devralan Akın İstanbullu. bu
kaynağın I W<ibütçeMnde ör-
tülü ödenek ıçın avnlanpavm
ilkdilımı olduğunu \egü\en-
lik amacıv la kullanıldığını
söyledı. İstanbullu. paranın
gerı kalan bölümünü de Ba>-
bakanlık Mü>teşan Birkan
Erdal'adevrettığını bıldırdı.
Dev let Bakunı \ e Başbakan
>'ardımcısı Nahit Menteşe de
örtülü ödeneğin. devletin
yüksek çıkarlannm gerektır-
dığı durumlarda harcanması
ıçınayrıldığınıbeiirtırken Sa-
nav ı \e Tıcaret Bakanı Yalım
Erez. ~D\ P ve Çiller. bir şev-
tan üçgeninin ortasındadır.
Bu şevtan üçgeninin noktala-
rı da siyasi ve ekonomik çıkar
çev releridir" uörii^ünü sav un-
du.
OLAYLARIN
GERÇEK
fl Buştarufı 1. Sayfada
tiııı, üretici. küçük sanayici
zor günler ge<, irıvoı:
Eskiler "Hüdagösterme-
siıı asar-ı iznıiltlal bir yer-
de" demişler. o zaman her
\e\ t,ö:ülıne\e başlıır. gün
geçnüvor kı Çiller ailesinin
ılginç voftıınını gözler önü-
ne \eren bir belge va da o-
lav ınedyada sergilenmesin.
Bu olu)iım 'Örtülü öde-
nek' gibi. kapaklannda
'çok giz/ı" \azılı dosvaları
ü(,mava btisladt.
Aııcük ı aşananlardun çı-
kankuak dersler \ar.
Cumhuriyet. vaktivle Çil-
ler'in eleştirısini yupurken
(, iller in övgüsünüyaparak
D)P liderini gereksiz yere
göklere çıkcıranlar da bıı-
giın degiyi/er
\fedyu ba^langiçtan beri
denetiın işleviniyerine ge-
tırsevdı. belki de bu nokta-
vo gelinmeyeeek. Çiller de
per\ asızgidişini dengeleve-
rek kendisini toparlayahile-
c ekıi
Artık i) ısten geçıniş gibi
giirüniivor.
Biz bu konuda her zaman
\(i\ ledigimizi vineliyonız:
Şımdıye kadar ortaya çıkan
gerçekler. Çiller i kaııııı-
oyıında ve Büyük Millet
Meclisı kutmda ınahkıım ei-
ıneve yeterlidir ve karann
Yüce Divanda verilme\ine
gerek lokttır.
Bu ınekaniznıa islemedik-
i c, Türkıve de demokrasi de
işlerlik kazanama\ aeaktır.
Batı da Çiller ın dıınıınuna
dü$cn bir politıkacı. önce
partısintn genel haşkanlı-
ğııu/an çekilerek basında
bıılundıığıı partn i laşımcısı
çokgüçhirsükten kıırtarır-
dı • • •
ABD'de
yolcıı uçağı
düştü
\V\SHINGTON (Cumhu-
rivet) - ABD'de ıç hat ^eferı
> jpan bir volcu uçağı. Florı-
da evaletının Mıamı'dekı
uluslararası havalımanı va-
kııılarında dü^tü.
İçmde I ()** kı>ı bulunan
"\alujet" fırınasına aıt uçak-
la. Atlanta-Viıamı sefennı ya-
parkenverelsaatle I4.OO(TS1
20.00) cıvarında telsız bağ-
lantiMnın keMİdığı kaydedil-
dı. Lçağın. MıaiTu'nm 13 kı-
lometre kuzevbatiMndakı ulu-
•-al park alanının içinde var
alan "E*erglades"adlı batak-
lıklarla ve gölcüklerle kaplvı
alaıu dü^tüğü belirtildi.
Mıamı'dekı verel yetkilıler.
kazadan kıırtulan yolcuya
rastlamadıklannı bıldırdıler.
Naklaşık üç yıl önce uçuş-
lara ba^layan V'akıJet fırmasi-
nj aıt uçakların daha önce de
4 önemli kaza tehlikesi atlat-
tığı bıldinldi. Son olarak ge-
çen hazıran av ında bir uçağın
motorunun vanması üzerine
ABD Federal Lla^tırma Da-
ııesı tarafından vapılan ınce-
lemcde. şırkete aıt uçakların
motorlannm sorunlu olduğu
bıldırılmıştı. N'aluJet'ın uçak
motorlannm TH^"den ^atın
alındığı da avnı ineelemede
vıptanmı^tı.
^Türkiye, İran'ın silah
• Baştarafı 1. Sayfada
ton'daki diplomatık kaynaklar. söz
konusu sevkıyatı ABD vönetıminın
başından beri bildiğini. zaman za-
man da destek verdiğini belinivor-
lar. Aynı kaynaklar. desteğin nıtelı-
ğine ilişkin aynntı vermekten kaçı-
nıyorlar. Haberlerde Çlinton yönte-
minin İran'ın silah sevkıyatına göz
vummasının nedeninin Bosnanın
tümüyle Sırpların eline geçmesini
önlemek olduğu vurgulanıyor.
Bu arada adının açıklannıasının
ıstemeyen üst diizey yöneticiler.
1994 baharında silah sevkıyatına
Beyaz Saray "ın göz yumduğunun
kongre liderlenııe bildırılmediğını
belirterek. Temsilciler Meclisi ve
Senato liderlerinin de kendılerine
"Silahlann Bosnaülara akışını sağla-
mak için bir şey yapıyor muy uz" di-
>e ^ormadıklannı anlartılar. Verilen
bilgilere göre Başkaıı Bıll Clın-
ton'un "silahlann sevkıyatına göz
yumulması ve Hırvatistan"ın destek
vermesi"yönündeki görüşü. Hırsat-
lara ABDelçısı PeterGalbraisth ta-
rafından iletildi. ABD Kongresi'nde
çoğunluğu elinde bulunduran vesa-
vaş döneminde Çlinton vönetimıne.
"Bosnalılara silah yardımı"konu-
sundabaskı vapan Çumhurivetçıler.
bir süre önce soruşturma açılması
kararı almı>lardı. Kongre vönetimı.
Çlinton yönetiminın kendilerini
yanlışyönlendirdiğinı. bunun dabi-
İinçli bir politika olduğunu savunu-
vor. 1 milyon dolara bütçeli soruş-
turma komisyonu. 6 av zarfında ko-
nıı\u açıklığa kavuşturmak için ça-
lı^ıvor.
Türkne'nin Boşnaklara silah var-
dıını yaptığı. döııemın Genelkurınay
Başkanı olan ve bugün TBMM'de
DYP Kihs Mılletvekıh olarak bulu-
nan Doğan Güreş tarafından açık-
lanmış. bunun üzerine BM soruştur-
nıa açmıştı.
ABD basınında da ÇIA ve yöne-
tim kaynaklarına dayandınlan ha-
berlerde Bosna'va silah gönderen
ülkeler olarak sürekli Iran. Türkıve
ve diğerOrtadoğu ülkelerinden söz
edilivordu.
Bakan Eyüp Aşık
' 16.4 trilyon
liralık kredi
dönmedi'
4
Soruınlıılıık Yılnıaz'da'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet Bakanı Eyüp Aşık. Türkiye Kal-
kınma Bankası'nın (TKB) İ6 trifyon
427 milyar liralık geri dönmeyen kredi-
si bulunduğunu açıkladı.
Aşık, ANAP Istanbul Millervekili
Bülent Akarcalf nın Kalkmma Banka-
sı'nın kredi koşuliarı ve hesapları konu-
sundaki soru önergesi için verdiği ya-
nıtta. TKB'nin 1361 fîrmaya ait idari ta-
kipteki alacaklarınm 4 trilyon 23 milyar
lira olduğunu bildirdi. Kalkmma Ban-
kası'nın ayrıca 604 firmadan yasal ta-
kipte olan alacaklannın da 12 trilyon
403 milvar 95i milyon lira olduğunu
kaydeden Aşık. takipteki alacakların
tahsili için gereken yasal işlemlerin
yapfldıgını söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYP Genel Bjjkn-
nı Tansu Çiller'in başbakan-
lık görev inden aynlmasın-
dan kısa süre önce örtiiüi
ödeneğe 500 milvar lira ak-
tarılmaM ortalığı kanştırdı.
RP Genel Başkanı Necmet-
tin Erbakan gazetecılerın
konuya ilişkin sorusu üzeri-
ne. "Her şey ortada. bir de-
ğerlendirme vapmaya gerek
yok. Çiller, RPvi hiç aklın-
dan çıkarmıyor" dedi.
Erbakan. D\'P"nın de ken-
disı ıle ılgilı malvarlığı so-
ruşturma önergesi hazırladı-
ğının anımsatılması üzerine.
"Biz de bir şey vapabilir mi-
yiz. diye uğraşıyorlar, boşuna
çırpınıyorlar*' dedı. RP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Ab-
dullah Gül de. Çillerden ör-
tülü ödenekten çektıği para-
nın hesabını sormadıklarını
belirterek "Çiller, "Yetkımı
kullanarak bu parayı çektim
ve vasalara ııvszun kullan-
dım'deseydi kâfiydi. Bunu
vapmadı. Artık sorumluluk
Başbakan Mesut Yılmaz'da-
dır" dedi.
RP Genel Başkan Yardım-
CIM Rıza l lucakda. iddiala-
rı ilk gündeme getiren Ka-
zan'a yönelik olarak eskı bir
başbakamn yakışıksız söz-
lerle ithamlarda bulunduğu-
nu vurguladı.
Ç'HP Genel Baskanı Deniz
Baykal da.örtülü ödeneğin
kullanımına zarar vermeden
dar bir çerçevede iddialann
ay dınlığa kav uşturulması ge-
rektığini belirterek "Bu ko-
nunun tartışılması dev leteza-
rar verir" dedi.
DSP lideri Bülent Ecevit.
her basbakanın her türlü öde-
nekten yaptığı tüm harcama-
ların hesabını tutması gerek-
tığını belirterek. "Hiçbirbaş-
bakanın. örtülü ödenek pa-
raJannı kişisel amaçlar için
kullanmış olabileceğine ihti-
mal vermivorum" dedı.
Summer
School
Programs
for 1996
English for Special Purposes Courses for those students vvishing
to attend a graduate or postgraduate program at a University, perhaps in
an English speaking country or vvhere English is the teaching medium.
Duration, 80 hours 4 vveeks x 5 days - 9.00 a.m. to 1.00 p.m.
Monday lst July to Friday 26 th July 1996
Particularly for those hoping to study
Medicine - Law - Masters in Business Administration
Science & Technology (Engineering included)
$ 750 (exclusive of V.A.T)
After an in-depth indivudial needs analysis your course program vvill be
designed to meet your particular requirements. Each course module comes
vvith an indivudual study pack for future personal reference.
For further information please contact Mr. Jim O'Brien
Phone: (0212) 293 02 15 - 293 02 16 Fax: (0212) 252 48 41