25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT 1996 ÇARŞAMBA EKONOMI/PARA RAPORU lç borç çıkmazı, vade uzatılıp faizler düşürülerek aşılabilir, ancak piyasalann güveninin kazanılması şart Çözüııı^ konsolidasyonda değil SORU: İç borçlar ıçın konsolıdasyon ya da benzen yontemler düşünülebıhr mı9 Ya da bütçe rakamlanna yaklaşan iç borç rakamlannı tehlıke ışaretı olarak saymanın yanlış olduğu düşüncesıyle borçlanma sürdürülmelı mı? Önenlennız ışığında borç-kamu finansmanı gereksınımı sorununu değerlendınr mısıniz? Yıllar itibanyla iç borçlanmanın ortalama vade ve faiz yapısı Yıllar itibanyla iç ve dış borç stoku DOGAN AKIN / ESRA YENER Faız oranı 1990 1991 1992 1993 1994 lYıllık/vuzde) 51 94 72 07 75.39 86 33 117 04 I; borç stoku (TL) 1990 27 tnlyon 991 mılyar Dış borç stoku ($1 49 mılyar 35 mıtyon 1991 51 tnlyon 663 mılyar 50 mılyar 489 mılyon 1992 128 tnlyon 634 mılyar 55 mılyar 592 mıtyon 1993 254 tnlyon 993 mılyar 67 mılyar 356 mılyon 1994 799 tnlyon 213 mılyar 65 mılyar 601 mılyon 1995 1 katnlyon 346 tnlyon 73 mılyar (1995 ılk 6 ay) AYFER YILMAZ: İç borç so- rununa stokun buyumesıne yol açan unsurlar açısından bakmak gerekmektedır Çeşıtlı platform- larda ıfade edıldığı gıbı, ulkemız ekonomısının çozum bekleyen en temel sorunu, gıderek buyuyen kamu açıklandır Ozelleştırme konusunda da beklenen somut ge- lışmelenn gerçekleşmemesı, kay- nak yaratılmaması, KJT sorunu- nun da surmesı sonucunu getır- mıştır Bu nedenle bubaşlıklaral- tındayapısal çozümlergetınlme- dıkçe ıç borç yukunun azaltılma- sı konusunda alınacak tedbırier kalıcı sonuçlar yaratmayacaktır Borç stokumuzun GSMH'ye oranının dığer ülkelerle karşılaş- tınldığında çok buyuk olmadığı. hatta yüzde 20'ler cıvannda bu- lunan bu oranın pek çok OECD ulkesının gensınde kaldığı görul- mektedır Ancak borçlanmamız- da daha onemlı olan nokta vade- nınkısalığıdır Oldukça kjsa olan ortalama borçlanma vadesı (1995 ıçın 122 gun), borç stokunun kı- sa donemlerde çevnlmesı ve faız ödemelennın de yuku karşılaya- cak şeklıde katlanarak buyûmesı sorununu yaratmaktadır Sıkmü yok Borç yonetımınde ılk ele aldı- ğımız konu, vadenın pıyasaya uy- gun uzatılmasıdır Ikıncı onemlı konu ıse vade uzatımına paralel olarak, tum ekonomık bınmlen ve uretımı etkıleyen faız oranla- nnın makul duzeylece çekılmesı- dır Ancak bu her ıkı konu da mev - cut belırstzlıklenn ortadan kalk- ması, somut tedbır ve uygulama- lann pıyasa tarafından rahatlıkla algılanabıleceğı şekılde ortaya ko- nulmasını gerektırmektedır Konsolıdasyon Hazıne'nın fi- nansman sıkıntısına duştuğu do- nemlerde dahı duşûnulmeyen bır konudur Hazıne'nın finansman sıkintısı yoktur Hazme, ıç ve dış pıyasalarda uygun koşullarda borç- lanma ımkânına sahıp bulunmak- tadır Gelır ıdaresının de sağlıklı ışleyışı ıle vergı gehrlenmızın beklenen duzeyde gerçekleşmesı, onumuzdekı donemde harcama- larda dısıplınlı davranılması ıle nakıt akışının rahatlıkla sürdürul- mesı mumkün olacaktır RÜŞDÜ SARACOĞLU: İç borçlardakı sorunumuz, borç sto- kunun yükseklığı değıl, vadenın olağanustu derecede kısa olması- dır 1991'de 14-15 ay olan ıç borç ortalama vadesı, bugun 3 aya ka- dar duşmüştür Bu kadar kısa va- delı bır ıç borca aslında borç de- ğıl, avans demek belkı daha doğ- rudur Böylebırolgu, gelışmışül- kelenn hıçbınnde soz konusu de- ğıldır Gelışmış ulkelerde borç/GSMH oranı Türkıye'dekın- den daha yûksek olmakla bırlık- te vadelen 30 yıla kadar yayıldı- gı ıçın çok farklı bır yapı vardır Bu göruşlerden hareketle ha- zırlanan Anavatan Partısı seçım ta- ahhutnamesınde ongorulen ço- zum, Turkıye'yeozgu bırçozum- dur Soz konusu program uya- nnca Hazıne'nın yonetımınde ve sorumluluğunda bulunan kısa va- delı ıç borç stoku, Merkez Ban- kası'na devredılecek ve bu borç- lann vönetımı Merkez Banka- sı'nca yapılacaktır Aynı zamanda bır taraftan Mer- kez Bankası Kanunu'nda yapıla- cak değışıklıkle bankanın Hazı- ne 'ye ve kamu kurum ve kuruluş- lanna kredı açması yasaklana- cak, boylece Merkez Bankası sı- yası otonteden bağımsız bır ku- rum halıne getınlecek, dığer taraf- tan da Hazıne'nın butçeden fi- nansmanı ıçın yapabtleceğı borç- lanmanın en az ıkı yıl vadelı ol- ması kanun hükmune bağlana- caktır Burada amaçlanan husus, Ha- zıne'nın borçlanmasını bılınçlı bır şekılde zorlaştırarak sıyası oton- te uzennde bır bütçe dısıphnının sağlanmasıdır Bır dığer ıfade ıle amaçlanan duzenlemeler denk butçe yapılmasını ve yapılan but- çenın cıddıyetle uygulanmasını zorunlu kılarken Hazıne'nın uze- nndekj borç ıdaresı yukunün de kaldınlarak bu kurumun esas go- revı olan nakıt yonetımıne ağırlık venlmesını sağlamaktır Böylebır yapılanma altında sıyası ıktıdar borçlanmanın mıktan, faızı, za- manlaması gıbı konularda pıyasa- lara mudahale edıp sıstemı boza- mayacaktır Bunun yaran, 1994 Nısanı'nda ıstıkrar programıvla sonuçlanan faızlere ve borçlan- maya yonelık yanlış sıyasal mu- dahalelenn onlenmesı ve pıyasa mekanızmasının serbestçe çalış- masının sağlanması yonunde ola- caktır lç borç stokunu Merkez Bankası'na devreden Hazıne, bu stoku 10 yılda ve eşıt yıllık tak- sıtlerle Merkez Bankası'na ode- yecektır Merkez Bankası ıse bu borçlan vadesınde faızıylebırlık- te alacaklısına odevecek, ancak dar yûkselmesının nedenı Hazı- ne'nın uzun vadelı borçlanma ya- pamaması, dolayısıyla faız ödeme- lennın ıçensınde büyük olçüde anaparaödemelennın debulunma- sıdır Sorunun çözümu,kısavade- de, Hazıne ıç borçlanmasının bu- yuk olçude orta ve uzun vadeye yayılmasinda, uzun vadede de ka- mu finansman dengesının sağlan- ması suretıyle "zaman itibanyla denkteştirmezorunluluğu'" dışın- da kısa vadelı borçlanmaya gıdıl- memesınde bulunmaktadır Borç vadelennın uzablması ıçın a konsolıdasyon, bırçok nedenle duşunulmemesı gereken bır konu- dur Bır defa, borç yönetımı, borç alan kuruma guvenı gerektınr Uzun vadelı borçlanma konusun- da Hazıne'ye ve ekonomıye gu- vensızlık unsurunun on planda ol- lı yapılannın bozulmasına neden olacak belkı de yukûmluluklen- nı yenne getırememelen nede- nıylezordurumaduşurecektırkı, bunun da ekonomık sonuçlan ol- dukça ağır olacaktır Kaldı kı Eylul 1995 tanhı ıtıba- nyla kamu borçlanma kâğıtlannın yuzde 83 7'sı bankalarda, kalan yuzde 16 3 de resmı ve ozel-tuzel kışılerle gerçek kışılerde ıken bu oranın bugun ıçın yuzde 75 ve yuzde 25 dolayında olduğu tahmın edılmektedır Ozel kışılenn elın- dekı kamu kâğıtlannın konsolı- dasyonu soz konusu olmayacağı- na gore bu koşullarla yapılacak konsolıdasyonun sağlayacağı ya- rann doğuracağı sakıncalarla kı- yaslanmayacak olçude olacağı or- ta>açıkmaktadır lç borçlann Merkez Bankası'na tın etkılı orgutlenmesı sonucunda da kamu gehrlennın yetennce top- lanamamasından kaynaklanan but- çe açıklan gelmektedır Sonuçta bütçe, sosyal guvenlık kuruluşla- n, KtT'ler ve yerel yönetımlenn finansman açıklan sonucunda "kamu kesimi borçlanma gereğr sureklı yukselmıştır Bu durum- da onemlı olan kamu finansman gereksınımını doğuran 4 temel sorunun çozume kavuşturulma- sıdır OM'R KUMBARACIBAŞI: Kamu malıyesınm en onemlı so- runu, dev boyutlara ulaşan ıç borç- lanmadır tç borçlanmayla ılgılı mutlaka bır çozum getınlmesı zo- runluluğu var Ancak bu aşama- da artık konsolıdasyon olamaz Bunun dışında yontemler aran- ması gerekıyor ANAP ıç borçla- İ L H A N K E S İ C İ ( A N A P İ s t a n b u l M i I I e t v e k i I i ) Sıkıntı, borçlanmanın vade yapısında H içbir devletin konsolklasyon duşunmemesı gerekir. Bırakm borçian konsolide etinevı. düşünmek bile çok yanlış ve tehlıkelidır. Bovle bır durumun genreceğı zarar, ancak \0 yılda tamır edılebılir. Dev lctiıı ınamlırtığı. guveniliriiği kalkdktan sonra. yenıden guven sağlaması zordur. Dunva Bankası'nın hem geüşmiş hem de geUşmekte olan ulkelcr ıçın kullandığı bir kriter var. Bır ulkenın borçlannın toplanunın millı gelirin yuzde 60'ını aşmaması dunımunda. bu ulke tehlıkeli borca sahip fllke kapsamına aJınmıyor. Milli gelirimiz, ortalama 180 mılyar dolar civannda. Dış borçlantnız yaklaşık 65-70 milyar dolar arasuıda bir rakam. İç borçlar da 20 miryon dolar duzeyınde. Vaklaşık 90 milvar dolar olan bu borçlar, milli geünn yaklaşık yuzde 50'si düzev indedir. Gozumu/u korkutacak, bizi urkutecek, ekonomı polıtıkalannda önenıli değişiklikler yapnracak bır rakam degıldir. Burada sıkıntı. borçlann mahiyetindedir. \ani mıktannda ve milli gelirc oranında bır sıkınüsı vok. Sıkınü, daha çok vade yapısından kay naklanıyor. Dış borçlann 18-20 milyar dolariık bolumü, kısa vadeli borç mahiyetindedir. Bu oran. yuzde 20'nin uzenndedir. Turkiye'de ekonominin istıkrarda olduğu donemlerde kısa vadelı dış borcun oranı yuzde 12 duzeyındeydı. fç borçta: ekonominin iyi yönetildığı donemlerde ıç borcun vadesi 1.7 yıldı. tki yıllık vadelerde de olmuştur. 1992- 1993 yıllannda da K, borcun \adesı ortalama I yıl olmuştur. Asılsıkınü. iç borcun vade yapısı. Bunda borç ıdaresı, yani borç yönetimi devreye giriyor. Eğer vade yapısı 3 ayhk bir vadeye sıkışmış ise 1 senede 4 kerc dondurmemz gerekiyor. Ekonominin uzerinde yıllık ortalama vadesi 1 yıl civannda olan bir borcun 4 kati kadar bir borç miktan biniyor. Türk ekonomisini asıl sıkışüran nokta, burada odaklanıyor. tç borcun miktan, millı gelirc oranı dış borcun miktan, milli gelire oranı, exonomiye buyuk yük yapmaması gereken bir noktada iken bunlann vadelerinin 3 ay önemli olan sıkışmış olması. Bu yuku 4 kat arttınyor. Burada borçlann vadesınin en azından 1 yıla çıkanlmasıyla ılgılı I urkiye'nin hem siyasi yapısının, hem ekonomik yapısının du/entenmesı. Vadenın uzaOlabilmesi için Turkiye'de kuvvetli bir siyasi otoritenin gelmesi gerekır. pıyasaya çıkacak olan lıkıdıteyı kontrol altında tutabılmek ıçın ta- mamıyla kendı yetkı ve sorumlu- luğu altında çıkaracağı, vadesı ıkı yılı geçmeyen senetlerle yenıden borçlanarak çev ırebılecektır Onenlen sıstemın temel yakla- şımı Hazıne'nın borçlanma ım- kânlannı kısıtlayarak butçe dısıp- hnının sağlanması ve bu yapılır- ken de Hazıne'nın uzenndekı ıç borçlann yenıden finanse edıl- mesı ıçın oluşan baskının kaldı- nlmasıdır Konsolıdasyon gıbı zorlayıcı u> gulamalar, pıy asalann çok ıh- tıyaç duyduğu guvenı yok eder lç borçlarla ılgılı zorlayıcı hıçbır yontemm duşunühnemesı gerek- mektedır ZEKERİY4TEMİZEL: Kon- solide butçe ödeneklen ıçensm- dekı oranı yuzde 35'lere ulaşan ıç borç faız ödemelennın, 198O'lı yıllardakı yuzde 3 oranlarla kar- şılaştınldığında, çok yüksek oldu- ğu ortaya çıkar Bu oranın bu ka- duğu bır dönemde konsolıdasyon kamu borçlanma kâğıtlanndan kaçışı ve Hazıne'nın borçlanama- ması sonucunu doğurabılır Ikıncı zorluk, kamu borçlanma kâğıtlannı elınde bulunduran ku- rumlann malı kaynaklannın ya- pısında doğmaktadır Kamu borçlanma kâğıtlannın bankalann munzam karşılığa ta- bı mevduat ıçensındekı payı 1995 başında yuzde 37'ler dolayınday- ken 8 Aralık 1995 itibanyla yuz- de 22'lerdüzeyme ınmış, faızlenn yukselmesıyle de yenıden ay so- nu ıtıbanyla yuzde 27"lere yuksel- mıştır Yanı bankalar konsolıdas- yon ıhtımalıne karşı kendılennı güvenceye alma çabasına gırmış- tır Bunun yanında bankalann ka- mu borçlanma kâğıtlanna bağla- dıklan mevduatın vadesı de bır yılın altındadır Mevduat yapısı bu durumda olan kurumlann ala- cakJannın orta ya da uzun vade- ye yayılması, bu kurumlann ma- devredılerektasfiyesı deoldukça onemlı sakıncalar taşıyan bır ço- zum olacaktır tç borç vadelennın uzatılması, ıç borç anaparalannın TEFE ya da TUFE'ye (hangısı daha yuksekse) endekslenerek enflasyon karşısında enmesının onlenmesı, endekslenmış anapa- ra uzennden de vade uzadıkça yukselen oranda, reel faız oden- mesını onermek suretıyle, kamu kâğıtlannı elınde bulunduranlara seçenekler sunarak gönüllu talep- ler sağlanabılır Seçenek zengın- lığı ve guven unsuru, boyle bır programın başan şansını arttıra- bılır Piyasa alt-üst olur Kamunun finansman gereksı- nımı, borçlanma polıtıkalan ve borç yönetımı ıle gıdenlemez Çunku bunalımın nedenlennın başında, temelı kotu yonetımde bulunan savurganlıklar, populıst yaklaşımlar sonucu venmsız ya- tmmlar ve harcamalar ıle devle- nn çozümu ıçın doğrudan bır açık finansman onenyor "MerkezBan- kası iç borçlan devralsın, o ödesin. Devletin butçesi üzerinden bu yük kalksın" dıye bır goruş ıfade edı- yorlar Dolaylı soylenmemış de olsa"Parabasalını''dıyorlar Bu, çok yanlış bır onen değıl Sonuç- lan açısından da çok yanlış bır onen değıl Ancak, çok gecıkmış bır olay Bu kadar basıt algılaya- rak yürütmek kolay değıldir An- cak mantık açısından yanlış değıl Ancak 1 5 katnlyon lıraya ulaşan ıç borçlan Merkez Bankası'na devrederek tamamını para basa- rak karşılamak, bu aşamada artık yanlıştır Borcu donem ıçıne yayarak da Merkez Bankası'na ödetmeye kal- karsanız, beklemedığinız boyut- larda bır enflasyonla karşılaşırsı- nız, bütun pıyasalan altust eder- sınız Ne dovızı tutabılırsınız ne faız oranlannı tutabılırsınız Ar- tı. bu şekılde yaklaşmak, borç- lanma açısından hukumetlenn kre- lç borç sorunu ciddi siyasi kararlılık gerektirir B ugün, ıç borç sorununu, konsolıdasyon yoluyla çözmek mümkün degıldır Bu aşamada, konsolıdasyon, sorunu daha da ağırlaştınr, kamuyu kaynak bulamaz hale getırebılır Ote yandan ıç borçlanmanın, bır tehlıke yokmuş gıbı, bugunkü bıçımıyle sürdurûlmesı de mümkün değıldir Kımı zaman toplam borçlann GSYİH'ye oranından hareketle kamu borçiannın bır sorun teşkıl etmedığı one sürulüyor Bu yaklaşım, borç stokunun ortalama vadesmın azalmakta olduğunu ve Türkıye'nın fınansal pıyasalannın sığ olduğunu gözardı ettığı ıçın yanlıştır Izlenen ıktısat polıtıkalanna piyasalann guvenmemesı sonucu, borçlann ortalama vadesı kısalırken faız oranlan artmakîadır Ancak çok yüksek reel faızle borçlanabılmek mumkun olmaktadır Oyle bır noktaya gelmmıştır kı, faız dışı bütçe fazla verse bıle, toplam borçlann GSYtH'ye oranı artmaktadır Bu sorunun çözümunde anahtar, malı polıtıkalarda kamuoyunda, pıyasalarda guven yaratacak bır hukümettır Bu guvenle guçlu malı dısıplmın sağlanması ve kamu finansmanı ıle ılgılı köklü bır "yeniden yapılanma-reform" çalışmasının devreye sokulması gerekmektedır Malı dısıplının sağlanabılmesı ıçın, bırkaç yılı kapsayan butçeler yapılmalı, makro büyüklüklenn zaman ıçınde alacağı değerlere yönelık hedefler saptanmalı ve bu hedeflere olan uzaklıkla ılgılı hükumetın parlamentoyu ve kamuoyurıu penyodık olarak bılgılendırmesı, yasa hükmü halıne getınlmelıdır Bellı makroekonomık büyüklüklenn bır takvıme bağlı olarak düzenlı bır şekılde kamuoyuna duyurulması zorunluluk halıne getınlmelıdır Ek butçe uygulamasına son venlmelıdır Hukümetın bütçeyı aşacağının anlaşılması haınde kamu tüketım harcamalannda otomatık kesmtıye gıdılmelıdır Merkez Bankası'nın ve özelleştırılene kadar kamu bankalannın. portfbylennde bulunduracaklan kamu borçlanması sınırlandınlmalıdır Aynca bu bankalara, ıkıncı el pıyasalarda yaptıklan ışlemlenn ortalama olarak bellı bır lımıtın üzennde zarara yol açmadığını ıspat yukümlülugü getuıhnelıdır Kamunun ıç ve dış borçlanmasına kesm sınırlamalar getınlmelıdır Kamu kurum ve kuruluşlannın tek düzen muhasebe sıstemıne göre duzenlenmış bılançolan, bağımsız organlarca denetlenerek penyodık olarak ve her seçım donemı oncesınde parlamentoya sunulmalı ve kamuoyuna açıklanmalıdır Asıl önemlısı, cıddı bır sıyasal kararlılık ve kamuoyu desteğıdır dıbılıtesını uzun bır sure ıçın or- tadan kaldınr lç borçlanmanın yarattığı sıkın- tı, faız oranlanndan kaynaklan- maktadır Dolayısıyla açık finans- manda ortaya çıkacak olan bır enflasyonun sıkıntısıyla kıyaslan- dığı zaman sureklı alınan borcun katlanmasının yarattığı enflasyo- nıstbaskıdahaağırdır Bırçozüm yaratılması şart Burada onemlı olan, borcu yenı kaynak oluştura- rak tasfıye etmek lç borç ağırlığının ortadan kal- dınlması ıçın farklı yontemlen uygulamak gerekıyor Bınncısı kaynak bulmak Burada en büyuk kaynak, kısmen mevcut olup da de- netımsızlıkten tahsıl edılemeyen vergılerdır Vergı denetımı, son derece onemlı bır olaydır Tahak- kuka bağlanan vergı ıle tahsıl edı- len vergı arasında fark var Mu- kellef, kontrol edılemeyeceğını duşünduğu ıçın deftennde gos- terdığı vergı mıktannı, vergıyı be- yan ederken düşük gostenyor Ha- tayapmışgıbıdavranıyor Bunu denetlemek basıt, çunku her yer- de otomosyana geçıldı Dolayı- sıyla budenetımarttınlmalı tkın- cısı, vergı sıstemının değıştınl- mesı Turkiye'de vergıde tumüy- le bır eksığımız var Bır de Turkiye'de ıkı ekonomı çalışıyor Bınncısı Turk Lırası ekonomısı, ıkıncısı döv ız ekono- mısı Bu, kayıt dışı ekonomı dıye de adlandınlabılır Borç stoku eritilmeli Dış borçlanmaya ağırlık ver- mek gerekıyor Olanak da vardır Bunlann hepsını bırden bır kom- pozısyon ıçınde düşünmek ve dev- rcye gırmek gerekıyor lç borç stokunun entılmesı şart Bunu yıl- lar ıçınde azaltarak, hacmını da- raltarak kesmek gerekıyor Bu, faız oranlannın da duşmesını be- rabennde getınr Bu, enflasyona karşı da en onemlı mucadeledır NECATl ÖZFIRAT: lç borç stokunun GSMH ıçındekı payına bakıldığında ülkemızde bu ora- nın 19801ı y ıllann ortalanndan be- n yuzde 20 etrafında dalgalandı- ğmı görmekteyız Dığer ulkeler ıle karşılaştınldığında ıç borç stoku çok yüksek gorünmemektedır Ancak malı sıstemın yetennce de- nnleşmemesı, ıç borç stokunun, düşukluğüne rağmen ıstıkrarsız- lık kaynağı olmasına yol açabıl- mektedır Ekonomık ve sıyasal belırsız- lıklenn arttığı donemlerde vade- ler kısalırken faız oranlan yuk- selmektedır Nıtekım 1995 yılı ocak-eylül dönemınde 260 gun olan ortalama borçlanma vadesı, erken seçımın gundeme gelme- sıyle bırlıkte ekım ayında 109, ka- sım ayında 98, aralık ayında 86 gu- nedüşmüştur Bubelırsızlıkorta- mı aynı zamanda ıç borç faız oran- lannın da artmasına neden olmuş- tur 1995 ağustosunda ıç borçlan- ma yıllık bıleşıkağırlıklı faız ora- nı yuzde 92 0 ıken bu oran aralıkta yüzde 181 4'eçıkmıştır Boyle bır vade ve faız yapısı- nın ıstıkrar programlanndan bek- lenen sonuçlan güçleştıraığı ger- çektır ve kronık hale gelmesı de programlann sosyal fizıbılıtesını tahr.p etmektedır Konsolıdasyon bır anlamda kangren olan bır organı kesmeye benzetılebılırTürk ekonomısın- de uzun suredır hâkım olan enf- lasyonıst bekleyışler ve son yıllar- da surekJı gündemde tutulan knz sendromlan sadece dev let borçla- nnda değıl, malı sıstemde ve ge- nel olarak ekonomıde de vadele- nn kısalmasına yol açmıştır Böy- le bır ortamda yapılacak zorunlu ve tek taraflı bır vade uzarma ope- rasyonunun genel olarak ekono- mıde yaratacağı lıkıdıte knzıne de hazır olmak gerekır OzeUestirme hızlandınlmah Borçlanma polıtıkasının dısıp- lıne edılebıknesı ıçın, bütçe kanun- lanndakı ıkraz ve lımıt dışı borç- lanmaya ımkân veren hükumlenn kaldınlması gerekmektedır Dış borçlanmadan yararlanarak ka- mu kesımının yurtıçı malı pıya- salar uzenndekı babkısı hafıfletıl- melıdır Ozelleştırmenın hızlandı- nlması, vergı gehrlennın arttınl- ması, sosyal guvenlık reformu- nun gerçekleştınhnesı, teşvıklenn daralnlması ıle sağlanacak kaynak- larla kamu kesımı borçlanma ıh- tıyacı kalıcı bır şekılde düşürul- melıdır Türk ekonomısının dunya ıle bütunleşmesmı sağlayacak ve re- kabet gucunu sureklı kılacak or- ta vadelı yapısal dönuşumlenn gerçekleştınlmesı de faız, borç ve enflasyon kısırdongusunden sağ- lıklı ve kalıcı bır şekılde kurtul- mamızda onemlı bır rol oynaya- caktır SÜRECEK SOYLEŞILER KORKUT BORATAV Esnekleşen Emek Pîyasaları On beş yıl once dış tıcarette serbestleşme, dun fı- nansal lıberalızasyon, bugun ozelleştırme, yann ıse "ış- gucü piyasalannın esnekleştınlmesı" Yapısal uyum programlarının değışen gundemı aşağı yukan bu çız- gıyı ızlemıştır "Esnekleşmesı" ıstenen ışgucu pryasalan ıle ne kas- tedılıyor'? Burada Batı ekonomılennde son yuz yıl bo- yunca; Turkıye yapısındakı yan-sanayıleşmış ulkeler- de ıse son ellı yıldan ben çok farklı tanhsel, polıtık ve konjonkturel etkenlerle gelışmış olan bır kurumsal ya- pının adım adım tasfıyesı soz konusudur Bu kurumsal yapı, ışgucu pıyasalarında emek lehındekı tum duzen- lemelen ıçenyor "Işgucu pıyasalannın esnekleştınlme- sı" programı, maksımum hedeflen ıle Batı'da "refah dev- letı", bızım gıbı yarı-sanayıleşmış ulkelerde ıse "sosyal devlet" dıye anılan tum duzenlemelerın tasfıyesı ıle eşanlamlıdır Açıkçası, ozelleştırmeden çok daha genış bır gun- demle karşı karşıyayız Ozelleştırme tartışmalarında pekçok kışı, "Bu konu, KlT'lerde çalışan ışçılen ılgılen- dınr, onlaruğraşsınlar"dıyerek taraf olmaktan kaçınmış- tır. Şımdı sozunu ettığım "ışgucu pıyasalannın esnek- leştınlmesı" ıse hepımızın gunluk hayatına şu veya bu bıçımde yansıyacak oğeler ıçenyor ve bu nedenle ta- raf olmamak mumkun gorunmuyor • • * Buyuk bır ışyerınde ışkolu esasına gore toplusozleş- me ımzalayan bır sendıkaya uye mısıniz'' "Esnekleş- me" furyası başladığında topun ağzındasınız demek- tır Bu programın kuramcılanna gore elıt, ayncalıklı bır ucretlı kategonsı ıçınde sayılıyorsunuz Bu konumunuz- la çok sayıda orgutsuz ınsanın ışsızlığıne yoksulluğu- na neden oluyorsunuz Sendıkanızın doğrudan yasak- lanması kapatılması onerılmemektedır, ancak, ışkolu duzeyınde toplusozleşmelere dayanan yasal duzenın son bulması, farklı sendıkalar arasında veya sendıkalı ve sendıkasız ışçıter arasında rekabetın gelıştınlrnesı he- deflenmektedır Bu doğrultuda rekabetı onleyen yasal guvenceler ortadan kalktığında sendıkanızın htzla kan kaybına uğrayıp tabeladan ıbaret kalması, bırkaç yıl ıçın- de ucretınızın asgan ucret duzeyıne yaklaşması bek- lenmelıdır "Asgan ücret" mı dedık"? Durun bakalım Asgan ucretler de ışgucu pıyasalannın ışlemesını bozan "çar- pık" aavlet mudahalelenndendır Ucretlenn aşagıya doğru esnekleşmesını (yanı duşmesını) onler Işyenn- de asgarı çalışma koşullannın tanımlanması, kadın-ço- cuk emegının korunması, kıdem tazmınatı gıbı guven- celen andırır Bunlann fiılen uygulanması ımkânsız de- ğılse bıle guçtur Tum bu alanlardan devletin elını çek- mesı, bunlann yasal, yonetsel duzenlemeler yenne ış- veren ıle ışçının (veya temsılcısının) karşılıklı ıradeleny- le belırlenmesı gerekır Guçlu, bağımsız sendıkacılık adım adım tanhe karışacağı ıçın bugune kadar ış ya- salan tarafından duzenlenen çok genış bır alanın gıde- rek ışçı ıle ışveren arasındakı bıreysel ış akdı tarafından belırieneceğı ortaya çıkıyor Kısacası, asgan ucretlı ıse- nız, emeklılık sonrası hesaplarını kıdem tazmınatı bek- lentılenne bağlamış ısenız fazla mesaı yapıp hafta so- nunda saatlık ucretınızı yuzde ellı yukseltme olanağı ıle nefes alıyorsanız dıkkat edınız, butun bunlar "esnek ış- gücu pıyasalan"n\ bozan çarpıklıklardır ve er veya geç tasfiye edılmesı gundemdedır Ucretlı olmayanlar dahı kurtulamıyor Harç bedelle- nne tepkı gösteren unıversıtelı gençler, çocuklannı or- taokula kaydetbnrken katılma payı odemek zorunda olan velıler Bu gunlen arayacaksınız Zra, "esneWesme"dokt- nnı, emeğın eğıtım koşullanna ozel bır onem venyor ve ılkokul uzenndekı tum eğıtım kademelerının "yaraha- nan oder" ılkesıne gore orgutlenmesını savunuyor Or- ta ve yuksekoğrenım, boylece, okuyana yarar getıren bırer ışletme gıbı duşunulecek, muşten-satıcı ılışkılen oğrencı ıle hocayı karşı karşıya getırecek ve "parayı ve- ren dıplomayı" (ve kendı geleceğını) satın alacaktır üstenın bunlardan ıbaret olmadığını da ozellıkle belır- telım ••• "Esnekleşme" yaklaşımına gore bızım gıbı emeğı bol bır ulkenın dunya ıle butunleşmesındekı en onemlı "kar- şılaştınvalı üstünlüğu'ucuzemektır Toplumsal yapının çeşıtlı alanlanna emeğı korumak amacıyla gırmış tum devlet mudahalelennın kaldınlması bu nedenle hedef- lenıyor Bıreysel veya toplumsal ucretlenn doğal (yanı geçımlık, mınımum) duzeylere ındınlmesı boylece sağ- lanacaktır Programı savunanlar bu sayede ışsızlığın azalaca- ğını, bınkım ve buyume oranlannın yukseleceğını on- goruyorlar. Bu, ıktısadı duşuncede Keynes oncesı do- neme aıt bır hurafenın hortlaması demektır Emekçıle- rı, "sendıkalı, yüksek ucretlı, güvencelı e//f'lle "ışsızler ve kayıtdışı, duzensız ekonomıde çalışan yoksullar" arasında bolerek programa karşı muhalefetı kırmayı umuyorlar Gormedıklen bır şey var Turkıye gıbı toplumlarda sen- dıkalı ışçıyle ışsız, gecekonduda oturan kuçuk memur- la geçımını marjınal uğraşlarla kazanan kent yoksulu esasında aynı sınıfın mensuplandır, hatta çoğu kez ay- nı aılenın çocuklandır. Asıl sorun, bu nesnel olguyu oz- nel bır kolektıf bılınce donuşturecek sol sıyasetın yok- luğudur. Sevgılı Ufuk Uras ve arkadaşlanna, kendını solda goren herkese, hepımıze bu bağlamda buyuk go- revler duşmektedır MERKEZ BANKASI KURLARI oövtz CİNSİ AUŞ lABDDolan 64107 1 Alman M»kı 43 726 1 Avustralya Oolan 48464 1 Avusturya Şıtını 6218 1 Belçıka Frangı 2 1 2 5 1 Danımarka Kronu 11299 1 Fın Markkası 13 972 1 Franstz Frangı 12 684 1 Hollanda Flonnı 39 049 1 ispanyol Pezetası 513 11sveç Kronu 9234 11svıçre Frangı 53 664 lOOtafyanüretı 4 034 1 Japon Yenı 604 1 Kanada Dolan 46498 IKuveytDınan 214691 INorveç Kronu 10 002 11ngMız Stertını 98686 1 S Arabıstan Rıyalı 17 095 21 ŞUBAT 1996 EFEKTİF SAT1Ş 64429 43 946 48 708 6249 2136 11356 14 042 12 748 39245 521 9280 53 934 4054 610 46 732 215 770 10 052 99182 17181 ÇAPRAZ KURLAR 1 ABD Dolan 1 4661 Alman Markı 1 3228 Avushıralya Dolan 10 3095 Avusturya Şılını 30 1600 Belçıka Frangı 5 6735 Danımarka Kronu 4 5884 Fın Markkası 5 0541 Fransız Frangı 1 6417 Hollanda Flonnı 123 72 İspanyol Pezetası 6 9430 Isveç Kronu 1 1946 1589 25 105 70 1 3787 6 4094 3 7500 1 Steriın 1ECU 1SDR 1SDR AUŞ 63 915 43 595 47 737 6187 2114 11243 13832 12646 38659 500 9188 53 503 3994 590 46 033 210 397 ; 9 952 98 390 16 839 isvıçre Frangı Italyan Lıretı Japon Yenı Kanada Dolan Norveç Kronu SATtŞ 64622 44 078 48 854 6268 2142 11390 14084 12 786 39 363 530 9 308 54 096 4066 619 46 872 »16417 10082 99 480 17 233 S Arabıstan Rıyalı 1 5394 ABD Dolan 1 2495 ABD Dolan 1 4660 ABD Dolan 94 453 TL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear