22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 ŞUBAT1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Seyitömer Santralı'nın lastik ihalesini Good-Year firmasının almasına Petlas bayileri tepki gösterdi Hıalelerde KTT'ler devredısıHACERGEJVDCİ Kamu ihalelerinde özel sek- töre tanınan ayncahk ayakta kalma mücadelesi veren KTne- ri arkadan vuruyor. Son olarak Tûrkıye Elektrik Üretim Ileti- şım AŞ'ye (TEAŞ) bağlı Se- yitömer Termik Santralı'nın "lastik ihalesinde" belirsiz bir nedenle "Good- Year" tercih edilmesi Petlas bayilerini aya- ğa kaldırdı. Ihaleye katılan Pet- las bayilerinden Abdulcemal Taşçılar "lastik ihalesi mi, Go- od-Year için açılmış özel bir iha- le mi anlayamadık" derken Pet- las Genel Müdürü Aşır Iman da "Bu bir marka tercihidir ve neden tercih edildiği açıklan- mabdır" dedı. Aralık 95'te Seyitömer Ter- mik Santraı'nın isteği üzerine TEAŞ tarafından açılan lastik ihalesinde başlangıçtan itiba- ren şaşırtıcı gelişmelerolduğu gözlendi. llk ihalede "Lastik- lerin Good-Year marka ohna- sı tercihimizdir" ibaresi dikkat çekti. llk ihaleye sadece Petlas • Türkiye Elektrik Üretim Iletişim AŞ'ye (TEAŞ) bağlı Seyit Ömer Termik Santralı'nın 'lastik ihalesinde' belirsiz bir nedenle 'Good-Year'ın tercih edilmesi özelleştirilme pazannda yer alan Petlas'ı arkadan vurdu. katılınca "en az iiç firma katıl- malı" gerekçesi ile ihale iptal edildi. Ardından 6 şubat 96 ta- rihinde açılan ikinci ihalede ise Good-Year ibaresi biraz yumu- şatıldı. "Lastiklerin Good-Ye- ar veya eşdeğer kalitede başka bir marka oünası tercihimiz- dir" şeklinde değiştirilirken bu teklif isteme şartnamesıne 5 şirketten yanıt geldi. En düşük teklif ile arasında yaklaşık 500 milyon lira yük- sek olmasına karşın Seyitömer Termik Santrali yöneticilerinin isteği yine de Good-Year'dan yana oldu. Konuyla ilgili olarak görüş- tüğümüz TEAŞ yetkilileri he- nüz ihalenin sonuçlanmadıği- nı belirterek "Seyitömer Ter- mik Santraliı'nın 500 milyonli- ra yüksek olmasına karşın Go- od-Year istemesinin nedeni öğ- renmek istiyoruz. Aynı kalitede Ud üriin arasmdaki lercihimiz tabii ki daha ucuz olandan va- na olacakür" diyorlar. Bu arada Seyitömer Termik Santralı lşletme Müdürü oldu- ğunu ileri süren ancak adını açıklamak istemeyen bir yet- kili de ihalede "Good-Year ter- cihini" olayın büyümesi üzeri- ne değiştirmiş görünüyor. "Genel Müdürliik'teki ko- misyondan ne çıkarsa biz onu kabul ederiz" diyen sonradan adının Mehmet Beyaz oldu- ğunu öğrendimizyetkili nin da- ha önce neden Good-Year'da ısrarlı oldugu ise bilinmiyor. Seyitömer Termik Santra- lı'ndâki yetkililerinin ihaleye gelen 5 teklifî gördükten son- ra dahi Good-Year'da ısrar et- tiğini belirten TEAŞ'tan biryet- kili. "En ucuz teklifle arada 400-500 milyon liraük fark var. Komisyonu toplayıp inceleye- ceğiz. İhale> i iptal de edebiiiriz. İşletmenlni istediği bizi bağla- maz" diyor. Petlas Genel Müdürü Ömer Aşır da Seyit Ömer Termik Santrali'nin "Good-Year ter- cih etmesinin nedenini anla- madıklarını" belirterek ~İha- lenin bağlanmadan bu duru- mun öğrenihnesinden memnun- luk duyuyoruz. Hiçbir kuruluş Petlasaimak zorunda degiL An- cak bir ihale açılıyor ve sadece bir arka teşvik edilnor. Bizi ra- hatsı/ eden durum bu. Eğer bir kuruluş 400-500 miryon farka rağmen Good-Year'ı tercih edi- yorsa üstünlüğünü de savun- mak zorundadır. dedi. IVamuînaiesmOtOOOG-lear UlterCUıeuilluesi M ıervınımı«ıır luaıesı ulM^in ıuı»oiuııiiuıı mıı j«vııııı_™ıır gcıtıı j ıcıum guıuıuutıı juır JVIM usıuıuuguuu uc » t ı u r sunr Petias bayiierini ayağa kaidırdı. çekti. llk ihaleye sadece Petlas ra yüksek olmasına karşın Go- ra dahi Good-Year'da ısrar et- mak zorundadır. dedi. nunı ÇEAŞ'ı Sanayi Bakanlığı'na devrederek yönetimden çekilen Sermaye Piyasası Kurulu, skandala i T T 1 ^ 1 1 1 1 • Petlasbayilerinden Abdulce- mal Taşçılar da kamunun yi- ne kamu kuruluşlanna öncelik tanıması gerektiğini ifade ede- rek şunlan söyledi: "Bu uygulamadan gına gel- dL Kamu kunıluşlan açtıklan ihalelerde Petlas lastiklerini al- mıyorlar. Son olarak Seyitömer Termik Santraliı için 500 mil- yon farka rağmen terih edilme- diğjmizi öğrendik. A\ nı ebat ay- nı kat aynı desenleri muadili olan bir lastik ihalesinde yük- sek fryat ve ktsa ömüriü bir mar- ka>7 tercih edilmesi Petlas'ı baJ- taiamak amaına yönetiktir. Dev- leti göz göre göre zarara sokan bi kişilerin önüne geçilmelidir." Konuyla ilgili görüştüğümüz KİGEM Genel Sekreteri İlter Ertuğrul özelleştirme pazan- na çıkan kuruluşlann önünü bi- lerek tıkandığını ifade ederek "Petlas'ı da bitirmek istiyor- lar. Daha önce Petlas'ın aske- ri zırhlı araçları ilcihalesini kazandığı halde 5 Nisan' dan sonra iptal edilmesi de bu- nun en güzel örneğidir" dedi. ısyan ettı: Uzanlar'a karşı yalıuz bırakıldıkESRA YENER ANKARA - Sermaye Pi- yasası Kurulu (SPK), atadı- ğı yönetim kurulu üyelerinin Uzanlar'ın "Çukurova Elekt- rik AŞ'nin (ÇEAS)içini tama- men bosaltması; hiçbir defter, bügisavar ka> dı ve kayıtlı bel- genin bulunamaması"nede- niyle istifa etmesi üzerine. şirketi Sanayi ve Ticaret Ba- kanlığYnadevrettı. SPKBaş- kanı Ali İhsan Karacan, ÇE- AŞ olayının sermaye piyasa- sı hukukunun sorunu olmak- tan çıktığını ve bir "devlet so- runu" durumuna geldigini belirterek, "Enerjive Sanayi bakanlıklanm sorumluluk- tannı yerine getirmeye davet ediyoruz" dedi. SPK yetkilileri de Maliye ve Sanayi bakanlıkJartndan istedikleri müfettişlerin gön- derilmediğini, kurulun ata- dığı yönetıme birçok zorluk çıkanldığını belirterek, ''Dev- let bizi yalnız bıraktı. Ortada şirket yok, Sanayi Bakanüğı ne yaparsa yapsın" dcdılcr. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı. Türk Ticaret Yasası çerçeve- sinde ÇEAŞ'ı ya fesh ede- cek ya da yargıya başvurup bir kayyum atayarak yeniden genel kurul toplatacak. SPK, ÇEAŞ'ta küçük tasar- rufçuyu Uzanlar'a karşı ko- rurnak için verdiği mücade- lede hükümetin kendisini yal- nız bırakmasına isyan etti. Ankara 10. Idare Mahke- mesi'nin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın ÇEAŞ yönetimini Uzanlar'ın ele geçir- mesine olanak veren özel denetçi atama işlerrü için yürütmeyi durdurma karan vermesinin ardından, önceki gece ÇEAŞ yönetimini infaz memuru aracılığıyla devralan SPK'nin atadığı yeni yönetim Uzan-Baykal görüşmesi dedikodusu CHP'de ÇEAŞ kavgası büyüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Aralannda Hasan Fehmi Güneş. Halil Çulha- oğlu'nun da bulunduğu 8 CHP Parti Meclısi (PM) üye- si. Sanayi Bakanı FuatÇay'ın Çukurova Elektrik AŞ'ye (ÇEAŞ) ilişkin Uzan ailesi yanlısı uygulamalannınyar- gı tarafından durdurulduğu- nu, Sermaye Piyasası Kuru- lu (SPK) tarafından da des- teklenmediğinı vur- gulayarak, partiye karşı kuşkulann art- tığına dikkat çektiler. Çulhaoğlu, CHP Ge- nel Başkanı Deniz Baykal'ın da Rumcli Holding'in Yönetim Kurulu üyesi Cem Uzan'la görüstü- ğü dedikodu'an olduğunu vurgulayarak, konuya açıklık getirilmesıni istedi. Sanayi Bakanı Çay'ın, L'zanfar'ın, ÇEAŞ yönetimi- ne yeniden ele geçirmelerine olanak veren ısrarlı uyguia- maları CHP'yi kanştırdı. CHP Samsun Milletvekıli Murat Kara>alçın ile Sana- yi ve Ticaret eski Bakanı, CHP kökenlı DSP Istanbul Milletvekili Tahir Köse'nin ardından PM üyeleri de açık- lama istediler. CHP PM üye- leri, Hasan Fehmi Güneş, Ha- lil Çulhaoğlu, Rıza Yılmaz. Kenan Çoşar, Mustafa Ga- zalcı, Ziya Halis, Şahap İnce ve Bedri Baykam dün CHP Genel Baskanlığı'na bir ya- zı yazarak ÇEAŞ'a açıklık getirilmesıni istediler. Baykal ve Sanayi Bakanı Çay'ın Uzanlar'ın televizyo- nu tnterstar'dan ya- rarlandıklan, bunun ÇEAŞ konusundaki uygulamalann sonu- cundakı *ka>ırmanın gizli bedeli" oldugu yönünde ıddaların bulunduğu belirtilen yazıda, şöyledevam edildi: "Hemen her gün yazüıp yayımlanan bu eleştirilere verilen janıt- lar \ icdan rahatlatacak açık- hktan, inandıncılıktan \ç iç- tenh'kten \oksundur. Kaldı ki Sana>i Bakanlıği'nın bu ko- nudaki tasamıflannın yargı karan ik durdurulmu^ obna- sı, yapılan rüm açıklamala- nn da bir kamu kunıluşu otan SPK'cedoğrulanmaması par- tide ve kamuoyunda oluşan kuşkuyu arttırmaktadır." SPK'nin yönetımi, devir teslimden sonra istifa etti ÇEAŞ yönetimsîz kaldı AOANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bü- rosu) - ÇEAŞ'ta son üç gündür yaşanan ikı baslı yönetim, yerini yönetimsizliğe bırak- tı. Infaz memuru eliyle görevi Uzan yanlısı yönericilerden devxalan SPK'nin atadığı yö- netim kurulu, devır-teslimın hemen ardından istifa etti. Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Ozbek, "Devlet kendi maluıa kendisi sahip çıksın" dedi. Adana Aslıye Ticaret Mahkemesı'nin ka- ran uyannca ÇEAŞ yönetimini SPK tarafın- dan atanan kışılere devretmek üzere aynı mahkemenin ınfaz memuru olarak atadığı Adaha 1. lcra Daıresı Müdürü Hüseyin As- lan, dün sabah SPK avukatlan ile bırlikte şır- kete gıttı. Uzan yanlısı yönetıcı ve avukat- larla yapılan yaklaşık ıkı saatlık görüşme ve tartışmanın ardından görev devri yapıldı. Şirket yönetımi, Av HüseyinÖzbek,Serdar Kurt Osman Ali Yılmaz, Gürhan Kalaycı- lar, Muzaffer Terlikstz, Ali Polat ve Nihat Dursun'a teslim edilirken Uzan yönetimi ÇEAŞ merkez tesislennden ayrıldılar. De\ ır teslıminden sonra yönetim kurulu üyelenyle bırtoplantı yapan Başkan özbek, 3 kasımda atanmalanndan bu yana sürekli sabote edıldiklennibelirterek istifa ettikle- rini açıkladı. lsrifanın tek taraflı bir işlem ol- duğunu ve geri dönmeyeceklenni bildiren Öz- bek. tesıslerden aynlmadan önce şunlan söy- ledi :"Lzanlar,eDerinde bulundurduklan te- le\izyon kanalı ile haysijet ve şerefimizJe oy- nadL Şu anda tüm yönetim kurulu üyeieri ola- rak görevimizden istifa errik. Dilekçelerimi- zi SPK'jegönderdik. Şu andan itibaren dev- let kendi malına kendisi sahip çıksın." kurulu üyelerinin bütün bilgisayarlann si- lindiğini, defter ve resmi belgelerin yok edildiğini ve şirketin tüm nakit varlığı- nın boşaltıldığını gördükleri bildirildi. Yeni atanan yönetimin, şirketin bosaldı- ğını görmesi üzerine istifa karan aldığı- nı bildiren yetkililer. "Sanayi ve Ticaret Bakan hgı ile Maliye Bakanlığı'ndan mü- feftiş istedik. Göndermediler. Yönetimi 3 gündür devrahnaya çalışı>oruz, engelle- niyor. Sonuçta L'zanJar biz de>ralana ka- dar tüm şirketi boşalttılar" açıklamasını yaptılar. Artık kurulun yapabileceği bir şey kalmadığını, ÇEAŞ'ın Uzanlartâra- fından "bosaltılnıış. ortada olmayan bir şirket" konumuna getinldiğini anlatan SPKyetkililen, u Devlet bizi >amız bırak- tı. Arftk ÇEAŞ'tan çekiliyonız. Sanayi Bakanlığı'na devrediyoruz" dedıler. SPK'nin Sanayi ve Ticaret Bakanlı- ğı'na bir yazı göndererek, ÇEAŞ'ın ar- tık yasal olarak yetkili bir yönetimi ve denetim kuru- lu kalmadığını bildırdi. Ba- kanlıktan Türk Ticaret Ya- sası 'nın hükümleri çerçeve- sinde yasal yetkilerini kul- lanması ıstenen yazıda. "Bo çercevedeyaflgüişirketin in- fisahı (feshi) için gerekli pro- sedür söz konusu bakan- hkça başjaülmalı ya da yar- gıdan şirkete bir kayyum atanması istenmelidir" de- nıldı. SPK Başkanı Ali İhsan Karacan, Anayasa Mahke- mesı'nin, SPK'nin görev- lennı ve yetkilerini düzen- leyen kararnameyi iptal et- tığini anımsatarak, ÇE- AŞ'tan istifa eden yönetim kuruluna karşı yeni bir yö- netim atayamadıklannı be- lirtti. Artık şirketin Sanayn ve Ticaret Bakanlığı'na devredildiğinı belirten Ka- racan, "Bizim için yeni bir sa>fa açıkn. ÇEAŞ, kurulu- muz üyesi bir şirket otduğu için pesini bırakmayız" de- di. DYP-CHPkoalısyonu- nun, başlangıçta SPK yö- netimini destekleyen tav- nndan vazgeçmesi sırasın- da, Uzan ailesine ait Inters- tar televizyonundaki Baş- bakan Tansu Çiller karşıtı yayınlara son verilmesi ve CHPIideri Deniz Baykal'a programlarda geniş yeray- nlmaya başlanması dikkat çekri.hususi murakıp(öze! denetçi) atayarak genel ku- rul toplatacağı bildinldi. SPK, ÇEAŞ'ta küçük tasarufçuyu Uzanlar'a karşı koru- mak için verdiği mücadelede hükümetin kendisini yalnız bırakmasına isyan etti. SPK yetkilileri, devletin hiçbir organın- dan destek alamadıklannt. aksine büyük engellemelerle karşılaştıklannı belirttiler. ÖİB'ye ödeme yapılmıyor, şirket parçalanıyor, yönetim ve çalışanlann işine son veriliyor Havaş'ta îşler arapsaçıııa döndüAHMETÇELÎK Özelleştirme bedelinin ödenmemesi "danışıklı dövüş" olarak yorumlanan Ha- vaş'ta işler arapsaçına döndü. TH Y'ye ait yer hizmeti lisansını bahane ederek özel- leştirme tutannı ödememekte direnen Ha- vaş'ın yeni patronu Yazeks firması, THY'den transfer edilen yöneticilerin işi- ne son verdi. Yazeks, çalışanlan da kapı dışan ederek otobüs işletmesi ve yertesi- sat bakım atölyesini diğer şirketlerine dev- retti. Otobüs işletmesini Cinerler Ulaşun AŞ'ye ve yer tesisat bakım atölyesini de Honda'ya veren Havaş'taki bu operasyon. yaklaşık 150 kişiyi işinden ederken yöne- ticilerin kendi isteklenyle değil yönetim kurulu karanyla görevden uzaklaştınldı- ğı iddia ediliyor. Sivil havacılıkla ilgisı ol- mayan Yazeks'in, Havaş'ı satın almasın- dan itibaren geçen süreyi geçış dönemi olarak kabul ettiği ve yeterli deneyime sa- hip olduktan sonra da farklı bir yönetim yapılanmasına gittiği ileri sürülüyor. Yazeks, Ulaştırma Bakanlığı 'nın THY'ye yer hizmeti lisansı vermesini bahane ede- rek taksitlerini ödemiyor. Özelleştirme Idaresi, ödemelerin yapılmasıru ıstıyor: THYise"BenzatenyıllardanberiyerhE- meti verijorum. ,\ld^un lisansı iki yıl kul- lanma>acağıma dair vazılı garanti de ver- dnD" dıyerek aradan sıynlmaya çalışıyor. Ödemediği taksitler ve teminatına ihti- yati tedbir karan aldıran Yazeks, satış an- laşmasının 15. maddesine aykın davTan- dığı için ÖtB alevhine: ihtiyati tedbir ka- ran olduğundan teminat mektuplanna el koyamamaktan yakınan ÖlB'nin de ala- caklann tahsili amacıyla Yazeks aleyhine açtığı da\ alar sürüyor. Havaş satıldıktan hemen sonra sözleş- mede yer alan "Hiçbiı kamu kuruluşu- nun2yıl yerhizmeti vermeyeceği" taahhü- dûnerağmen.Ulaştırma Bakanlığı "mn ge- Havaş'ın yeni patronu \azeks firması, THY'den transfer edilen yöneticilerin işine son verdi. Kargaşa nasıl başladı? THY, Havaş"taki grev nedeniyle yer hizmetlerinin aksamaması amacıyla geçici ruhsatını 16 Mart 1995'te aldı. Havaş'ın satışı için Yazeks ile ÖfB arasındakı anlaşma ise 17 Nisan 1995 tarihinde imzalandı. Sözleşmede, 17 Nisan 1995 "ten itibaren iki yıl boyunca herhangı bir kamu kunıluşunun yabancı ^ uçaklara yer hizmeti "" vermemesı şarta bağlandı. Ancak Ulaştırma Bakanlığı, 25 Mayıs 1995"te THY'ye verilen geçici ruhsatı lisansa dönüştürerek sürekli hale getirdi. Her ne kadar THY tarafından söz konusu hizmetlenn iki yıl verilmeyeceği konusunda yazılı taahhüt verilse de bu Yazeks'in taksitlen ödememe gerekçesinı ortadan kaldırmadı. 14 milyon peşin, kalanı 4 taksıtte olmak üzere Havas'ı 36 milyon dolara alan Yazeks, 17 ekimde ödemesi •"%», gereken ılk taksidını ödemedi. Borç taksitleri için verdiği teminat mektuplanna ihtiyati "" tedbir karan aldıran Yazeks. lisansın iptali ve satış bedelinin üçte bir oraıunda düşürülmesi için iki ayn dava açarken ÖfB de alacaklannın tahsili için mahkemeye başvurdu. çici ruhsatı lisansa dönüstürmesini danı- şıklı dövüş olarak nitelendiren kaynaklar, THY'nin yer hizmetleri lisansını kullan- mayacağım yazılı olarak taahhüt etmesi- ne rağmen, iptaline yanaşmamasını çeliş- ki olarak nitelendiriyor. THY'nin yuzde 98'inin ÖlB'ye ait olduğunu da hatırlatan ay-nı kaynaklar, ÖJB'yi gelışmelere seyir- ci kalmakla suçluyor. ÖİB yetkilileri, Ulaştırma Bakanlığı ta- rafindan verilen yer hizmetleri lisansına THY'nin gelirini arttıncı ve Havaş'ın ge- lirinı azaltıcı etkisi bulunmadığı için ses çıkarmadıklannı, Yazeks yetkilileri ise li- sansın ÖlB'nin haberi olmadan verildiği- ni ve idarenin itirazına rağmen kaldınlma- dığını belirtiyorlar. Lisansın verilmesi sı- rasında müdahale edemediği belirtilen ÖtB'nin, kontrolün kendilerinde olduğu- nu iddiası ise Yazeks tarafından "Madem kontrol eDerinde,ikiyılsonrageçerli otanak üzere lisansı iptal etsinler, biz de ödemde- re başlayahm" şeklinde yanıtlanıyor. Karşı'hklı olarak açılan davalarda mah- kemenin Yazeks lehine karar vermesi şir- ketin ödeyeceği bedelin 1/3 oranında azal- ması anlamına gelirken aleyhte sonuçlan- ması ise döviz kurlannın sürekli baskı al- tında tutulduğu Türkiye'de ödemenin top- lu yapılması dışında Yazeks için pek bir anlam ifade etmiyor. Genel müdürün son açıklaması THY'nin Havaş grevdeyken hizmet ıh- tıyacının giderilmesi için geçici olarak gö- re\ lendırildiğıni belirten Havaş Genel Mü- dürü MuratOztürk, görevden aynlmadan önce Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada "Ancak gre\in bitmesi} le görevi olusruran şartlar bittiği için ortadan kalkması gere- kjyordu. Ancak THY'ye bu llsansın nıuh- temel bir kısun kişisel ilişkiler vasıtasıyla tahsis edildiğini öğrendik Bu tahsis edilis. bizi iki yıldan sonra da rahatsız eder. An- cak iki vtldan önce bu lisansın verümeme- si konusundaelimizde hukuksal bir hak var ve biz bunu kuuanıyoruz" dedi. Bu sorunun çözümünün çok basit oldu- ğunu belirten Öztürk, "THY'nin kasasın- da tuttuğu ve 'Ben bunu ikı yıl kuîlanma- yacağım' dediğj belge iptal edilsin biz de taksitleri ödeyeKm" dıye konuştu. THY 'nin şu anda yabancı uçaklara hiz- met vermedığinı belirten Öztürk. şöyle devam etti: "Anlasmava görebu üsans be\- gesi onlara verilemez. Ama Liastırma Ba- kaniığı vermiş. Biz hirazunızı vaptık. Son- ra da mahkemeye haşvurduk. THY'nin kasasında duran bu kâğıt parçası bizi ra- hatsız edrvor. Bu lisansui 17 Nisan 1997'de geçerli olâcak şekilde iptal etmelerine da- hi razıyız," THY'ye lisansın Ulaştırma Bakanlı- ğı'na ıNafizKurt'un üç günJük vekaleri sı- rasında verildiğini kaydeden Öztürk, "Bu bakanın kardeşi de TTfY Yönetim Kuru- lu üyesi. 5 yıl ulaştırma bakanlığı raflann- da tozlanmış bir lisans isteği bir gün için- deimzalandı"dedi. Yapılanların Havaş'ın özelleştirilmesinegösterilen reaksiyon ol- duğunu belirten Öztürk, şöyle konuştu: "Şimdi ise tstanbul HavayoOan pazara giriyor. 5 yıldır beklenilen lisans basvuru- su,3 hafta önce kabul cdildL Havaş'ı 36 mü- yona okuttuktan sonra Türkiye'de 5 yıldır askıda tutulan bir ruhsatı geçici Liaşarma Bakanı Oğuz Tezmen verdi. Bizim 36 mil- yon dolara akhğunızı. onlar 78 bin dolara aldı. Şu anda TH V de STFA-Ogden ortak- hğı vediğer havaavolu görüntüsündeki or- ganizasyonlar da İstanbul Havayollan'na bu hak verfldikten sonra hak sahibidirler ve yer hizmetleri lisansını almak zoru nda- dırian" IŞÇEMNEVREMNDEN ŞÜKRAN SONER Beyin Özürlü 8 mart yaklaşıyor ya. Son günlerde aldığım telefon- lar, kadın hakları ile bağlantılı etkinlik çağnlan ağırlıklı. Siyasi partiler, belediyeler, çeşitlı sivil toplum örgütle- ri, kadın sorununu ele alan toplantıları haftaya yayıyor- lar. Eskiden haftaya akıştınlmış olsa da ülke çapında çok sayıda sivil toplum örgütünün kadın sorununa eğil- melerini, soruna ilginin artması, hakJar bilincinin geliş- mesi anlamında çok olumlu, sevinçli yorumlardım. Elim- den geldiğince de katkıda bulunmak üzere, bazen ay- nı günde iki ayn kentte yapılacak toplantılara dahi "evet" yanıtını verir, dilim bir kanş dışarda, oradan ora- ya hevesle koştururdum. Bu yıl da elimden gelen çabayı göstermeye çalışmak- la birlikte, yeni bir çağrıya yönelik telefon aldığımda içi- min giderek daha fazla daraldığını gözlüyorum. Sorun, çağnların çoğunluğuna "hayır" demek zorunda kal- makla ilgili degil. Bir kısırdöngünün içinde saplanıp kal- dığımızın giderek daha fazla bilincine varmakla ilişkili. Sadece kadın sorunu örneğinden yıllar içinde olup bitene şöyle bir göz atalım: 1980'li yılların ikinci yansın- dan bu yana çok yaygın bir biçimde her 8 martlan ya da seçilme hakkını kazanma günü ile bağlantılı aralık ayının ilk haftalannı, kadın sorunlannın tartışıldığı sayı- sız etkinlikle geçiriyoruz. Her yeni yılda gerçekleştiri- len etkinliklerde sorunlann çözümünde kımı adımlar atılmış olarak gündem degiştırebilmiş olsak, bu çok onemli bir başarı sayılabilırdi. Ama biz bilincine varsak da varmasak da hiçbir çö- züm üretemeden, aynı sorunlan, aşağı yukan aynı ör- güt çatılan altında ve aynı gündemler, belkı de aynı ki- şiler olmasa da aynı dünya görüşleri etrafında toplan- mış dinleyicilere yönelik ve yine aşağı yukan aynı tar- tışmacıların yer degiştirmesi ile konuşup duruyoruz. Ama 8 mart denince, şartlı bir refleks gibı siyasi par- tilerden başlayarak, sivil toplum örgütleri birer açık otu- rum düzenlayerek. kadın sorununa sahip çıktıklarını kanıtlama gereğini duyuyorlar. Biz de kadın haklan sa- vunuculan, orada burada konuşup, yapılan etkinlikle- re dinleyici olarak katılıp, görevımızı yapmış olmanın, vicdanımızı aklamanın rahatlığını yaşıyoruz. Aynı kısır döngüyü, yaşamın her alanındakı sorun- larla ilintili de gözlemleyebilinz. Kimilerı sadece ilgili meslek dalının örgütleri çerçevestnde kalmış olarak, çe- şrtli konular, belirti tanhlere hapsedilmiş olarak, yol alın- madan, sorun çözümünde ciddı adımlar atılmadan, kaçınılmız aynı çerçevelerde ele alınıp duruyor. Sağlık, orman, egıtım, gençlik, çevre... Bir de sivil toplum örgütlenmızin çoğunluğu için, yi- ne kimı tarihlerle bağlantılı vazgeçilemez, yaşamsal gündem maddeleri var: Insan haklan, demokrası, cum- huriyet, laiklik, şeriat tehdidi, Atatürk ve devrimler, te- rör.. sorunlannın çözümünde bir arpa boyu yol alınma- dan, birçoğunda daha da boyutlanmış olmasının ka- ramsarlığı içinde, aynı kısır çerçeveler içinde tartışılıp duruyor. Gazeteci kimliğiniz giderek kaybolup, gezginci vaiz kimliğiniz öne çıktığında, benzer kuruluşlann toplantı- lanna gide gele, hem sizin çağnldığınız konulann baş- lıklan klişeleşiyor, hem de kuruluşlann programındaki etkinlik konulan. Çoğunluk sivil toplum örgütleri, belir- li tarihlerde, belirlı konularda etkinlik yaparak, sivil top- lum örgütü olma işlevlenni tamamlamış oluyorfar. Bir de konulann parsellenmışliği var ki çok daha iç- ler acısı. Işçi sendikalan, Türk-lş sadece kamu ışçile- rinın toplusözleşme uyuşmazhğı olduğunda ortada. Kamu sendikalan, kamu çalışanlannın sendıkalaşma hak- larının verilmemesi ile düşük ucret zammı takvimine; Alevi derneklerı, göçmen demekleri, meslek odaları tek maddelik gundeme, tek soruna endekslenmiş ko- numdalar. Şu halimize bir bakın. Türk/ye'nin Meksika'dan çok daha ağır bir krize sürüklendiği haberieri ekonomık ve- rilerle gündemde. CIA'nın Türkiye'nın iki yıl sonrasını bugünkünden çok daha karanlık gördüğü ve Yunanis- tan'a Türkiye'ye yönelik dayatmalannda ıkı yıl sabret- mesinın önenldiği ortaya çıkıyor. Siyasi çözümsüzlüğe bulunmaya çalışılan çözümler ürkütücü. Sivil toplum örgütlen, bırakınız çözüm üretmeyi, çö- züm üretme yolunda etkıli, baskı gücü oluşturmayı, ey- leme geçmeyi. herkesin yaşamsal güncel sorunlan üzerinde tarhşmayı bile düşünemiyor. Elimızde bir şablon var. O şabloma göre bellediği- miz işleri yaptığımızda, üzerimize düşenı yaptığımıza inanıyoruz. O çok karşısında olduğumuzu sandiğımız sandık demokrasisinde üzerimize düşen rolü sonuç olarak başan ile yerine getirmış oluyoruz. Oy verdiği- rniz parti, oy verme nedenimiz ile yüzde yüz çelişen uy- gulamanın ıçine giriyor. Verdiğimiz oya lanetlemekle yetiniyoruz. Bir düşünün Mesut Yılmaz'ın Refah'a karşı güven- ce olacaklan vaadi ile ANAP'a oy vermiş milyonlarla seç- men, en pasif direniş yöntemlerinden bırini dahi seç- miş olsalardı, partiye aynı çerçevede üye olanlar, yö- netiminde görev alanlar, parlamentoya gırenler, yine en pasif eylemlerden biri olan ıstifayı gündeme getir- selerdi; Yılmaz, bırakınız anlaşma noktasına gelmeyi, Refah'la iktidar ortaklığı pazarlığını yapabilir miydi? Ya günübirlik yaratılan kısır gündem içine kendimizi hapsetmemize ne demeli? Tabii katılımcı değil, seyir- ci olarak. Olup biteni bize dikte edilen boyutlarda gö- rüp yorumlamakla yetinerek. Hepimiz okullardaki ezberci sistemden, çocuklann akıllarını kullanmadan test ezberleyerek sınav kazan- maya koşullandırılmalarından, çarpık egıtim sistemın- den yakınıp duruyoruz. Yaşamın her afanında, hele de sivil toplum örgütlerinin, işlevlerinin, demokrâsinin iş- letilmesinde, beyin özürlü bir toplum haline geldiğimizin bilincine varamadan... TÜRK-JAPON İŞ KONSEYt^NDE Demirel, Japonlan yatınma çağırdı ANK4RA (Cumhuriyet Bürosu) -Cum- hurbaskanı Sü- leyman Demi- rel,Türkive"nin dünyanın önemlibireko- nomik güç merkezi olan Pasifik bölge- sinde. başta Ja- ponya olmak üzere bölge ülkeleri ile iliş- kilenni ve ışbirliğini, müm- kün olan her aIanda geliş- rirmeyi hedeflediğini belirt- ti. Demirel. hükümet buna- lımı sürerken, Japon işadam- lanna "Türkije'dedemokra- si işlemeye devam edecek- tir" sözleriyle güven verme- ye çalışarak yatınm yapma çağnsı yaptı. Cumhurbaşkanı Demirel, Dış Ekonomik llışkiler Ku- rulu (DEİK) bünyesinde fa- aliyet gösteren Türk-Japon lş Konseyi'nın. önceki gün Sheraton Oteli'nde başla- >ıp. dün sona cren 9. Ortak Toplantısj'nda "Bölgesel İşbû-- liği PotansiyeH" konusunda bir konuşma vaptı. Demireî. "Sa- na>ı çağının, ye- rini iletişim ve bilgi çağma bı- raktığı «ünü- rnüzdf, büyük veya küçük hiçbir ülkenin küreselleşme oigusunun dı- şuıda kalması nıümkün de- ğildir. Bunun dışında kal- maktaısrar edenler. gerçek- leri göreme>enler, çağın ge- risinde kalma\a mahkûm- durlar. Bütün bu süreçte, ül- kelerin dikkatetmesi gereken nokta. bölgesel işbiriiği olu- şumlannın.derinle^mesinin de etkisrv le, dışa kapalı mo- delkre, yeni bloklara dönüş- memeleri, aksine içiçegeçen halkalar halinde küreselleş- me> e, küresel işbirliğine kat- kıda bulunmalandır" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear