14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16ŞUBAT1996CUMA 12 HABERLER Hazar'daki erken üretim petrolünün anlaşma aşamasında Ankara'ya düşkıncı mesaj: Bakii-Ceyhan için giivence yok• Azerbaycan'ın Hazar Havzası petrollerini işletecek firması AIOC, erken üretim petrolü anlaşmasında Türkiye'nin atıfta bulunulmasını istediği Bakü- Ceyhan hattı için giivence vermelerinin söz konusu olmadığını bildirdi. LALE SARIİBRAHİMOĞLU ANKARA - Hazar Hav zası petrol ya- taklannı işletmeye hazırlanan uluslarara- sı konsorsiyum. ana üretim öncesinde gerçekJeştirilecek erken üretim petrolü için yapılacak anlaşmada Türkiye'nin atıfta bulunulmasını istediği Bakü-Cey- han hattı için bir güvence verilmesinin söz konusu olmadığını bildirdi. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın da (TPAO) yüzde 6.75 hisseyle ortak oldu- ğu Azerbaycan Uluslararası Işletme Fir- ması (AIOC). ana üretim petrolünün uluslararası piyasalara taşınması olası- lıkJan arasında bulunan Ceyhan hattına rakip Rusya. Bulgaristan ve Yunanis- tan'ın alternatif boru hattı önenlerinin de gündemlerinde bulunmadığını belirt- ti. AIOC ve Azeri hükümetinin petrol iş- lerinden sorumlu sözcüsü Einar Bergh. Bakü'den Cumhuriyet'in sorulannı ya- nıtlarken, şu anda erken üretim petrolü üzerinde anlaşma yapma aşamasında ol- duklannı belirterek şöyle dedi: "Erken üretimin Ceyhan ile bir ilgisi yok. Şu anda erken üretim petrolünün taşınması konusunda görüşmeler yapı- yoruz. Ancak Boğazlar'ın, ileride artan petrol tankeri trafiğini taşıyamayacağı- nın da farkındavız. Bu nedenle ana boru LASSERRE PROJESİ İLE İLGİLİ TEKLİF İSRAİL'E İLETtLDt Rusya-Türkiye-İsrail doğalgaz hattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ve Israil'in gereksinim duyduklan doğalgazın Rusya'dan boru hatlan ile taşınması için oluşturulan konsorsiyumun, konu ile ilgili öneriyi Israil Başbakanı Şimon Peres'e ilettiği bildirildi. Rusva-Türkıye-lsraıl'den geçecek ve toplam 1600 kilometre uzunluğunda olacak boru hatlannın toplam maliyetinin 2 milyar 35 milyon dolar tutacağı kaydedildi. "Lasserre projesi" olarak adlandınlan boru hatlanndan 16 milyar metreküp doğalgaz akıtılabileceği vurgulandı. BOTAŞ'tan dün yapılan açıklamada. Türkiye'nin doğusundaki ülkelerden doğalgaz alarak hem Türkiye hem de üçüncü ülkelere gaz geçişini sağlamak üzere Gazprom (Rusya). Transcanada (Kanada), Del-Men (tsrail) ve BOTAŞ arasında bir konsorsiyum oluşturulduğu anımsatıldı. Konsorsiyum üyelerinin 11-13 şubat günlerinde Israil'e yaptığı ziyarette. tsrail Başbakanı Şimon Peres ve Enerji Bakanı Gonen Segev'e Lasserre projesi ile ilgili önerinin iletildiği belirtildi. Açıklamada, BOTAŞ Genel Müdür Vekili Işık Eyüboğlu'nun teklif ile ilgili şu görüşlerine yer verildi: "Rusya-Türkiye-Jsrai] doğalgaz boru hatn, ülkemiz için bir firsat olarak görülmektedir. Bu boru hattı ile Kıbns dahil Doğu Akdeniz ülkelerine doğalgaz ana söz konusu olacakür. Boru hattının yap-işlet-devret yöntemi ile yapdması planlandıgından. Türkiye büyiik yaünmlara girmek zonında kalmayacaknr." Açıklamada Lasserre projesi ile ilgili olarak şu bilgilere yer verildi: u Boru hattının Türkiye'den geçecek kısmı 1120 km; toplam boru hattı uzunhığu 1600 km; boru çapı 36 cm; borudan geçecek doğalgaz kapasitesi 16 mihar metreküp; boru hattının Türkiye'den geçecek kısmının maliyeti 1 milyar 425 milyon dolar; toplam maliyet 2 nûryar 35 milvon dolar." hattı için karar alma aşamasuıa geldiği- mizde, bu hattın Türkiye'nin Akdeniz li- manı Cey han'a döşenmesi makul bir gii- zergâh olarak görünüyor. Ancak bu, Cey- han için resmen bir karar aldığımız an- lamına gelmiyor." Türkiye. 27 şubatta AlOC'nin Supsa hattı için alacağı kararda ana hedefi olan Bakü-Ceyhan'a da atıfta bulunulmasını öneriyor. AIOC, Türkiye'nin erken üre- tim petrolünün Gürcistan üzerinden uluslararası piyasalara taşınacağı Supsa Limam'nda gerekli çalışmalann yapıl- ması için öngördügüprojenin finansma- nına ilişkın önerisi üzennde 22 şubatta Bakü'de bir toplantı yaptıktan sonra 27 şubatta nihai karannı verecek. Erken üretim petrolünün taşınacağı di- ğer güzergâhı da "kuzey hattı" olarak anılan Rusya'nın Karadeniz'deki Novo- rossisk limanı oluşturuyor. Ancak Azer- baycan'ın 18 ocakta Rusya ile yaptığı ikili anlaşma çerçevesinde 5 milyon to- na ulaşması beklenen erken üretim pet- rolünün tümünü Novorossisk için taah- hüt etmesi, Türkiye'yi, Supsa limanına pompalanacak ek petrol arayışlanna yö- neltti. AIOC sözcüsü Bergh. konsorsiyu- mun erken üretim için öngörülenden da- ha fazla üretim yaparak Supsa için pet- rol bulabileceğini söyledi. Kazakistan'ın Tengiz petrol yataklannı işleten Ameri- kan Chevron fırmasınm da Supsa için petrol vermesi öngörülüyor. Ancak bu konuda nihai bir karar henüz alınmadi. Erken üretim petrolünün bu sonbahar- da çıkanlmaya başlanmasının beklendi- ğini belirten Bergh, ana petrol boru hat- tı için 1997 yılı ortası ya da daha önce bir karar venleceğini kaydetti. Eşzamanlı olmayacak Geçen yıl 9 ekimde Bakü'de yapılan toplantıda erken üretim petrolünün No- vorossisk ve Supsa limanlanna eşzaman- lı olarak pompalanması karan alınmıştı. Ancak sözcü Bergh. Gürcistan hattının erken üretim petrolünün verilebilmesı için Novorossisk için öngörülenden da- ha fazla bir çalışma gerektirdiğını ve bu nedenle Novorossisk hattına petrolün da- ha önce pompalanmasınm beklendiğini vurguladı. Türkiye yaklaşık 230 milyon dolarlık proje finansmanı desteği verdi- ği Supsa hattına Novorossisk ile eşza- manlı olarak erken üretim petrolünün ve- rilmesini istivordu. Bergh, bir soru üzerine, Novorossisk ile Supsa'nın ileride ana üretim petrolü için kiıllanılmasının bekJenmediğini de belirterek, bu iki hattın günde 700 bin va- rile ulaşması beklenen ana üretim petro- lünü taşıyabilecek kapasiteye çıkanlma- smın düşünülmediğini söyledi. 'Boğadar'a duyarlıyız' Sözcü Bergh, Türkiye'nin Boğaz- lar'dan petrol yüklü tankerlerin geçişine sınırlama getirmesi politikasının. Al- OC'nin ana üretim petrolünün geçeceği güzergâh konusunda alacağı karan ne ölçüde etkileyebileceği yolundaki soru- ya şuyanıtı verdi: "Şu anda ana boru hattı üzerinde ça- tışmıyoruz. Türkiye erken üretim petro- lünün Boğazlar'dan geçmesinin bir sa- kınca doğurmayacağını bi/c söyledL AI- OC yönetimi daha önce defalarca Boğaz- lar konusunda Türkiye'nin politikasına duyarlı olduğunu bciirtti. Biz de Türki- ye'nin Boğazlar politikasını göz önüne alarak ana hat için bir karar vereceğE." Rus-Bulgar-Yunan hatü Rusya. Bulgaristan ve Yunanistan, ge- çen yıl Ceyhan hattını önlemeyi amaç- layan bir girişimle Hazar Havzası'ndan gerçekleştirilecek ana üretimin uluslara- rası piyasalara taşınması için bir alterna- tif hattı gündeme getirdiler. Buna göre Rusya'nın Novorossisk Limanfndan tankerlerle Bulgaristan'ın Burgaz Lima- nı'na taşınacak petrol. döşenecek bir hat- la Yunanistan'ın lskenderiye Lima- nı 'ndan uluslararası piyasalara verilecek. Sözcü Bergh, bu projenin kendilerine ait olmadığını belirterek. "Ancak böyle bir boru hatü hem pahalı olacak hem de çevresel açıdan riskler taşıyor. Ancak Rusya, bu projeyi isterse, kendisi finanse edip hayata geçirebUn-" dedi TURKMEMSTAN HATTI Dogalgazda Türk-Iran rekabetiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rusya ile Hazar Havzası petrollerinin payla- şımı konusunda rekabete gi- ren Türkiye, dünyanın en bü- yük doğalgaz rezervlerinden birine sahip olan Türkmenis- tan'm doğalgazı için de Iran ile gizli bir çekişme içınde. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Şinasi Alüner'in, An- kara'da Türkmenistan heyeti ile yapılan görüşmeler sıra- sında, Azeri topraklannın yüzde 20'sini işgal altındatu- tan Ermenistan'ı da, Türk- men doğalgazının taşınması için olası güzergâhlar arasın- da telaffuz etmesi, Dışışleri Bakanlığf nda rahatsızlık ya- rattı. Türkiye, geçen yıl Türk- menistan'dan doğalgaz alımı ve boru hatlan için bir proto- kol imzalarken. Iran. Türk- menlerle boru hattı için bir •anlaşma yaparak doğalgazda Ankara'nın önüne geçti. Tür- kiye. boru hatlannın yanı sı- ra doğalgaz hatlannın da ken- di topraklanndan geçmesı politikası çerçevesinde Türk- menistan Cumhurbaşkanı Saparmurat Türkmenba- şı'nın hafta başında Anka- ra'yı zıyareti sırasında bu ko- nuda bir niyet protokolü im- zaladı. Türkiye ve Türkme- nistan arasında imzalanan ve siyasi iradeyi yansıtan. ancak bağlayıcılığı olmayan niyet protokolü, ikı ülke arasında çalışma gruplan oluşturul- masını ve boru hatlannın hangi güzergâhlardan en u- cuz \e güvenli bir şekilde geçmesi gerektiği konusun- da 30 gün içinde bir karar ver- melerinı öngörüyor. Konuyla ilgili bir hükümet yetkilisi. Cumhuriyet'e yap- tığı değerlendirmede, Türk- men doğalgazıyla ilgili ola- rak bugüne kadar "edebiyat" yapmanın ötesine gidilmedi- ğipi belirterek "Şimdi artık ciddi bir şekilde iki ülke şir- ketierinin karşı karşıya gelip konuşınalan gerckivor. Bu konuyu politik hesabın dışın- da bir tkari işbirliği imkânı olarak gördük" dedi. Yetkililer. ABD ve diğer bazı Batılı ülkelerin Türkmen doğalgazının Iran üzerinden uluslararası piyasalara venl- mesı için gerekli finansman desteğini sağlamalannın mümkün görünmediğini be- lirttiler. Bakanın gifi Türkmenbaşrnın. Cum- hurbaşkanı Süİeyman Demi- rel'ın davetlisi olarak Anka- ra'yı ziyareti sırasında Ener- ji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Şinasi Altıner'in gafı, Dışiş- leri Bakanlığı'nı tedirgin et- ti. Altmer'in Türkmen doğal- gazının geçebileceğı güzer- gâhlar arasında halen Azer- baycan topraklannın yüzde 20'sini işgal altında tutan Er- menistan'ın da adını, henüz banş sağlanmadan telaffuz etmesi rahatsızlık konusu ol- du. Türkiye ile Türkmenistan arasında imzalanan niyet pro- tokolüne göre Türkiye. 1998'de 2 milyar metreküp. 1999-2004 tarihleri arasında 5 milyar metreküp, 2005- 2009 arasında lOmilvar met- reküp ve 2010-2020 arasında da 15 milyar metreküp doğal- gaz alacak. Diplomatık kaynaklar, önemli olanın Türkmenlerin doğalgazlannı satıp iki ayak- lan üzerinde durmalan oldu- ğunu belirterek bu ülkenin yılda 200 milyar metreküp doğalgaz satabilecek kapasi- tede olduğuna dikkat çekti- ler. VAR TUMTİS Ambar işçisi Erol Atpınan, greve başladığında 40 yaşındaydı, şimdi 44'ünde ve grevde dördüncü ramazan bayramına haarlanıyor. 4 yıldır tek başına direniyor• Sürat Izmir Nakliyat'ta Tümtis tarafından başlatılan grevi 42 aydır tek başına sürdüren ambar işçisi Erol Atpınan, 'Ölmek var, dönmek yok' diyor. ÜMİTOTAN İZMİR - Greve başladığında 40 ya- şındaydı, şimdi 44'ünü "sürüyor". Ambar işçisi Erol Atpınan. tek başı- na sürdürdüğü grevıyle, emeğiy le ge- çinenlenn direnmekten başka çaresi kalmadığmı göstermeye çalıştığını söylüyor; "Ötmek var, dönmek yok" diyedeekJiyor... Izmir'in Bornova ilçesindeki Am- barlar Sitesı olağan hareketliliğini ya- şıyor. Kamyonlar yanaşıyor, koliler yükleniyor, indıriliyor. Sürat Izmir Naklıyat Amban "nda tam tersine bü- yiik bir sessizlik. Dört yıldır kapısın- da "Bu işyerinde grev vardır. Tümtis" pankartı asılı işyennin bir tek "konu- ğu". "müdavimi" var. O da Tümtis'e üye grev gözcüsü Erol Atpınan. 12 Eylül sonrasınm en uzun ve en "ilgûıç" grevı yaşanıyor lzmir'de. 1992'nin 4 Eylülü'nde üç kişiyle baş- layan grev, bugün bir kişiyle sürüyor. Işveren hern Tümtis'in hem de Erol Atpınan 'nın "pes" etmesini bekliyor, ama boşuna. Her şey 31 Eylül 1991'de Sürat Izmir Nakliyat'ın beş işçisinin sendikaya üye olmasıyla başlıyor. Işverenin, "Sendikadan çı- kın, size daha çok para vereceğim" yaklaşımına kimse aldırmıyor. Bu kez ayn bir şirket kuran işveren, yet- kinin alınmaması için işçileri iki iş- yerine bölüştürüyor. Sözleşme görüş- melerine de kesinlikle yanaşmıyor. Prosedür uzadıkça uzuyor, sonuçta 4 Eylül 1992'de "grey gözcüsü" göm- lekleri gıyiliyor. "Öykü" de ondan sonra başlıyor. Bir işçı, kapsamdışı olduğu için greve katılamıyor. Bir dı- ğeri kendine başka bir ekmek kapısı buluyor. Erol Atpınan vazgeçmiyor. Bugünlere vanyor. Tabii kolay olmu- yor. Sabah kahvaltısını yeni bitirmiş. çaymı yudumluyordu. Bu kaçıncı sa- bah çayıydı? Dört yılı bir duvann al- tında tüketmiş, neredeyse grevde yaş- lanmıştı. Oğlunu askere gönderme hazırlığı yapıyor. Birde kızını evlen- dirirse yükünün azalacağını söylüyor. Koskoca kırk iki ayın neler götürüp neler getirdiğini anlatırken heyeca- nıyla gençlere taş çıkanyor Erol At- pınan: "*Çok zor günler geçirdik. Şu gör- düğün yerde küçük bir baraka vardı. "Yasak" dediler, söküp attılar. Sonra naylondan bir küçük sığınma yeri yapüm, ona da izin vermedüer. Gece- leri burada nöbetçi bekleyen arabala- nn içinde uyudum. İkide bir karako- la çağınrlardı. Kaç kere ifade verdi- ğimi ben de unuttum. Gözdağı veren- ler oldu, yümadım, direndim. Bu di- renci tek başıma tabii ki gösteremez- dim. Önce sendikam Tümtis bana her türlü desteği verdi. Aybkgeçineceğim kadar bir aylık bağladı. Ambarlarda çabsan tüm arkadaşlarun eUerinden geldigince yardım ettikr." Tümtis Yönetim Kurulu üyesi Re- cep Ava, bir grup ambar çalışanıyla grev yerini ziyarete geldiler. Recep Avcı. grevi bitiren tarafın Tümtis ol- mayacağını. işverenın sonunda masa- ya oturacağını. bu yönde olumlu du- yumlar da aldıklannı belirtirken Erol Atpınan araya giriyor: "Bizim gibi emeğiyle geçinenlerin direnmekten başka çaresi yok. Bu grev tüm işçilere örnek olacak. İşci eğer sendikasıyla birlikte hareket ederse, örgütienirse kimse >ıkamaz. Çok zor günkrden geçtim. Dört yü bu. azzaman degil. Ama kazanacağu. Ölmek var. dönmekyok. Şimdi düşü- nün burada toplusözleşme yapılır. ka- pılar tekrar açılır, çalışma başlarsa, onca çileye değmez mi? Bizim bu de- neyimimiz birçok işyerine örnek ol- maz mı?" Erol Atpınan, grevde dördüncü ra- mazan bayramına hazırlanıyordu. Bu bayram da grev de geçecekti. Yağmur başladı. O. yıllann alışkanlığıyla yağmur almayan köşede yenni aldı. Yüzün- dekı sert çizgiler sevecen bakışlanna engel değildi. Erol Atpman, grevde yaşlanmıştı, ama yılmamıştı, yılacağa da benze- mıyordu... Petrol Ofisi yobıızhığu doğralandı Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafmdan Başbakan Çiller'e sunulan raporda, İskenderun ve İstanbul Bölge Müdürlüğü'nde ortaya çıkanlan yolsuzluklarla ilgili olarak Petrol Ofisi Genel Müdürü Korel Aytaç'ın görevden alınması istenildi ESRA \TNER ANKARA-Petrcl Ofisi'nde tskende- run Bölge Müdürlüğü'nde Değer Nak- liyat Limited Şırketi tarafından taşınan akaryakıtlann bir kısmının standartlara uymadığı. kurumun İstanbul Bölge Mü- dürlüğü'nde ortaya çıkanlan yolsu^luk- lara idari hatalann neden olduğu, aske- ri yakıtlann se\ kıyatında usulüne uygun davranılmadığı yönündeki bulgular. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun raporuy- la da doğrulandı. Başbakan Tansu Çiller'in "olur" \ er- diği raporda. Petrol Ofisi Genel Müdü- rü Korel Aytaç'm göre\den alınması is- tenildi. Petrol Ofisi Teftiş Kurulu müfettişle- n tarafından 1994ve 1995 yıllannda ha- zırlanan raporlarda belirlenen >olsuz- luklar Başbakanlık Teftiş Kurulu tara- fından da incelenerek doğrulandı. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun 27 Kasım 1995 tarihli raporunda. Petrol Ofisi İskenderun Bölge Müdürlü- ğü'ndaki nakJiye tankJan ile Değer Nak- liyat şirketi tarafından yapılan taşımada kullanılan tankerlerin 4"ünden alınan ör- neklerin Milli Savunma Bakanlığı An- kara Akaryakıt ve Madeniyağ Labora- tuvan'nda incelendiği belirtildi. İncele- me sonucunda, "reid buhar basıncı ve destilasyon'" yönlerinden tüm örneklerin TÜPRÂŞ spesifikasyonuna uygun ol- duğu, 3 tank ve iki tanker numunesinin yoğunluk yönünden, 2 tank ve 1 tanker numunesinin de API yönünden spektle- re uvgun olmadığı belirtildi. TU PR AŞ' ın laboraruv ar sonuçlarının elle yazıldığı için resmi bir nitelik taşı- mamasına karşın sonuçlann Petrol Ofi- si Genel Müdürü Korel Aytaç ve müfet- tişlerce onaylandığı belirtildi. tskenderun Bölge Müdürlüğü labora- tuvar'annda yapılan incelemede de De- ğer Nakliyat AŞ'nin 484 tankerinden alınan örneklerin 394'ünden standart değerlerin üzerinde, bozuk sonuç alın- dığı belirtilen raporda, bu hususlann Petrol Ofisi Genel Müdürlüğü'nce de- ğerlendirilmediği vurgulandı. Raporda aynca, Değer Nakliyat AŞ'nin tankerlerinintaşıdığı Jet A-l ya- kıtlannın kirlendiği ve bu nedenle Ada- na Hava İkmal Amirliği'nce teslim alın- madığı, ancak Genel Müdür Aytaç'ın imzasıyla hava ikmal amirinin bilgisi dı- şında nakliyatın gerçekleştirildiğı belir- tildi. Raporda, Değer Nakliyat AŞ ile Pet- rol Ofisi arasındaki bu raporlara karşın halen süren anlaşmanın da iptal edilme- si istenildi. 'istanbul yolsuziuğu büvüyor' Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda kurumun tstanbul Bölge Müdürlüğü'nde yapılan yolsuzluklar nedeniyle Petrol Ofisi'nin 138 milyar 820 milyon liraza- rara uğratıldığı, yapılan incelemelerde zarann büyüyeceğinin beklendiği belir- tildi. Açıklamada. yolsuzluğa personel atamalannının "isabetsiz" olmasının ve takdiryetkisinin hukuka uygun kullanıl- mamasının neden olduğu belirtildi. Askeri ikmalde ihmal Petrol Ofisi'nce askeri teslimatlann bayilere dağıtımının genel müdürlük onayına uygun olarak gerçekleştirilme- diği de belirtilen raporda, bu teslimatla- n yapan ve çekleri karşılıksız çıkan 74 bayiye büyük ölçüde kontenjan tanındı- ğma işaret edildi. Raporda. olayın so- rumlulan olarak görülen Petrol Ofisi Ge- nel Müdür Yardımcısı Ergun Akın ile ANT Daire Başkanı Mehmet Uncu'nun görevlerinden alınmalanna ilişkin rapor ve Genel Müdür Aytaç'ın olur imzasına karşın gerekenlerin yapılmadığı belirtil- di. Raporun "sonuç ve öneriler'" bölü- münde, son gelişmeler karşısında Petrol Ofisi Genel Müdürü Korel Aytaç'ın gö- revden alınması gerektiği belirtildi. Başbakan Çiller tarafından 28 Aralık 1995 'te "olur'" verilerek imzalanan rapo- ra karşın, A^ç'ın aradan geçen 1.5 ay- da hâlâ görevden alınmadığına dikkat çekildi. ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Bir Sevgi Öyküsü TV'nin karşısında yaşadığım gerginliği Alma Mah- ler'in yaşamöyküsünü okuyarak aştım son günlerde. Baştan sona bir sevgi öyküsü; Mahler'in müziğini de dinliyorum sayfalannda, şarkılan çınlıyor kulaklarım- da, yüreğimde ürpertiler, sevginin güzelliğini düşünü- yorum. Viyana'nın en güzel kızı Alma, büyük aşklar, sevdalı dostluklar, mutluluklar var yaşamında. Müzik dünyasının, resim dünyasının, yazın dünyasının önemli kişileri var. Güçlü bir soluğu var Alma Mah- ler'in, bence sevgiyle boyutlanıyor. Aşk insana güzel boyutlar katar değil mi? Ne güzel dönemler yaşanmış dünyamızda. 1900'lerin başında bir Vıyana'da sanatın doruğunda, sevdanın da doruğuna tırmanıyor insanlar. Ressam Kokoschka Windsbrant tablosu da o doruktan bir armağan insanlığa. isviçre'ye gidip yakından görmek istiyorum. Burgaç gibi dönen bir yatakta bir kadın, Al- ma, Kokoschka'nın omuzunda uyuyor. Yıl 1914. Yıl- lar geçiyor aradan, Alma'nın yaşamında yeni aşklar, yeni erkekler.. ama Mahler'in müziğini dinlemekten geri kalmıyor hiç; o müziğe esin kaynağı olmanın onurunu da mutluluğunu da duyuyor sonuna dek, Kokoschka'nın mektuplannı da ölünceye dek okuyor gülümseyerek. Yıl 1964... 85. doğum gününü kutla- yacak Alma Mahler. Kokoschka New York'a gelip onu görmek istiyor, Alma "hayır" diyor, sevdiği erke- ğe yaşlı bir kadın olarak görünmek istemiyor. Kadın- sı esintileri var hâlâ. Kokoschka gelmiyor, "Sevgili Alma, Basel'deki Windsbrandt'umda sonsuza dek birieştik biz" diye sesleniyor: "Herzaman yaşam sah- nesinde olacağız biz, tutkudan bir görkem oluştura- cağız bu dünyada." Kitabı kapayınca düşündüm, tutkunun görkemi de belli bir çevrede oluşuyor ancak. Çevre yozlaşınca duygusal tırmanışlar yavaşlıyor galiba. Medyatik aşk- lar geliyor gündeme, küçük Ingiliz kızı Sarah'nın öy- küsüne saplanıyor insanlar! ••• Dâhilerin esin perisi Alma'nın öyküsünü Suna Gü- ler çevirmiş dilimize, sevgili dostum Ara Güler'in eşi. Suna Kan getirdi Istanbul'dan. 14 Şubat Sevgililer Günü öncesinde okumam da güzel bir rastlantı doğ- rusu. Sevginin güzelliğini yeniden düşündürdü bana. Franz VVerfel'i, Thomas Mann'ı, Cari Zuckmeyer'i çok okudum gençlik yıllarımda. Alma Mahler'in dost- lanymış onlar. Ben Ankara'da, Istanbul'dayım; onlar Viyana'da, New York'ta ya da Los Angeles'ta. 1940'ların Ankarası da çok güzel doğrusu. Erdal Inö- nü de ne güzel anlatıyor. Sevgililer Günü kutlanmı- yordu, ama sevginin üretkenliğini yaşıyordu başkent- liler... Şimdi de sevgisizliği yaşıyoruz değil mi? Siyasal sanneyi izlerken buzullaşma hissetmiyor musunuz? Gözleriniz, kulaklannız örselenmiyor mu? Vatandaş- lık onurunuz zedelenmiyor mu? Biraz önce TV'yi aç- tım, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan'ın basın toplantısını izledim. "Hükümet kurulacak mı" sorusu yine hava- da kaldı. Siz bu yazımı okurken sonuç belli olacak mı bilmem. Ekrandaki pembe diziler gibi diziler seyredi- yoruz her gün, her gece. Pembe değil, kara diziler. Dünyamız da giderek daralıyor ekranda. Ayru kişiler, aynı sözler, aynı şarkılar... Yok, böylesine küçük de- ğil dünyamız, siyasal sahnenin ötesinde de bir yaşam var ülkemizde. Acı gerçeklere, kan ve gözyaşına, çir- kinliğe, duyarsızlığa karşın yaşama gücü, umut, gü- zellik, üretkenlik de var. Sevgisizliğe karşı sevgiyle çarpan kalpler, dünyaya, insanlara sevgiyle gülüm- seyenler de var. Soysuzlaşmaya karşın soylu çaba- lar... O çabalara saygı duymaktan da geri kalmıyor insanlar. Bakın Hop Dedik yazarına! Mesleğimizdeki eroz- yona karşın Şinasi Nahit Berker onurlu bir gazete- ciyi simgeliyor, onurlu bir yaşamı. Mezarı başında da neler söyleniyor, nasıl saygıyla selamlanıyor... Onu uzaktan uğurladım ancak. Kitaplığımdaki çi- çekleri okşadım gözlerimle. 1960'larda bir yazımı çok sevmiş, "Sana çiçek" diye iki kitabını getirdi eve. Ha- nımeli Sokağf ndaki çatı katına tırmanmış bir soluk- ta. Hâlâ duyanm o günün sevincini. Gazeteci doğ- manın faturasını hayli acı ödedi, ama mesleğimizin kaçınılmaz yazgısı bu. Belli faturalan göze almak ge- rekiyor. Şinasi Nahit, tüm faturalan ödedi; ama rahat uyu- yor mu, özlemi dindi mi acaba? Geride kalanlara da belli görevler düşüyor bence. Meslek dalımızdaki soylu savaşlan, onurlu direnişleri, acı faturalan genç kuşakların da bilmesi gerekiyor. Öyküleri de yazılmalı bence. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Üzerine konan resmin kopya edil- mesini ya da üze- rine çizili şeklin ışıktan yararlana- rak bir başka kâğıt üzerine aktanlma- sını sağlayan yan saydam çizim kâ- ğıdı. V Budun ön kısmından elde edilen dana eti... Haberci. 3/ Istan- 9 bul'un bir semti... g Bir nota. AJI Hatı- ra... Lütfi Ö. .-Vkad'ın bir fil- mi. 5/Cıva sülfür bileşimlı bir mıneral. 61 Anadolu halklan- ,nm en eski ana tannçası... Bir nota... Sınır nişanı. II Yurdu- muzda bir ırmak... Sonuçsuz. başansız. $/ "Lakin kalacak doğduğumuz toprağa bizden / Şimşek gibi bir hatıra — seslerimizden" (Yahya Ke- mal)... Eskı zamanla ilgili. 9/ Kâğıtlann yüzünü düzelt- mekte kullanılan \e mühre de denilen araç. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir görevi, işi, sorumluluğu yüklenme. 2/Çin'in para bi- rimı... Halk dilinde negatif fotoğrafa verilen ad. 3/İçkulak- taki kemik dolambacın orta bölümü... tngıltere'de çok se- vilen bir bira çeşıdi. 4/ Karakter... Soyaçekım. 5/ Adet... Sat- rançta bir taş. 6/ Deniz kuşlannın gübre olarak kullanılan pisliği... Dınsel ınançlan olmayan. II Yabancı... Napol- yon'un Mısır'ı işgali sırasında Osmanlı ordusuna karşı kazandığı savaş. 8/ Sergen... Eskı dilde taht. 9/ tyice an- lamak. Umutlarınızı Fidan Dikerek Yeşertin. ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear