14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6^ARALIK1996CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kadın ve şiddet üzerine yapılan araştırmaya göre erkekler dayak atmayı 'hak' olarak görüyor Şiddetin gerekçesi natnusBAJVLSALMA.N /ŞkVKARA-Şanlıurfa'dason üç ay ıçe- nsisnde 3 kadjn "namus" gerekçesivle öldvırülürken.yapılanaraştırmalardaka- dınia vönelık şiddetin namus gerekçesıy- le s-av unulduğunu ortava kovdu. "Mo- d c n n kapitalist" toplumlarda kadına sal- dıntia bulunan erkeklerin psıkolojık du- rumiannda "anormaüik" olmadıgi belir- tilirl^en.erkeklenn dayak atmayı "hak": teca"vüz etmevı "erkeklik kinıliğinin uzaratısı" olarak kabul ettıkleri kaydedıl- di. ICadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce kadına yönelık şıddetle ilgili \eriler sunan araştırma sonuçları bir araya getiriJdi Kadın Dayanışma Vakü'nın. Âvrupa BırhğYnın (AB)des- tekle--diğı "Kadımn Insan HaklarT pro- jesı lcapsamtndagerçekleştırdığı ara^tır- • "Modern kapitalist" toplumlarda kadına saldında bulunan erkeklerin psikolojik durumlannda "anormallik" olmadığı belirtilirken erkeklerin dayak atmayı "hak", tecavüz etmeyi "erkeklik kimliğinin uzantısı" olarak kabul ettikleri kaydedildi. maya göre. Türkıve'de 100 kadından 97sine kocası şiddet uyguluvor. Kadın- lann >üzde21 'ı kocası taraftndan tehdit edılırken, vüzde 15'i hastanelık olacak kadar kötü dö\ ülüyor. Kocaların yüzde 62 sınin kadın kendı düşüncesınekatılmazsa kızdığı belirtılen araştırmada. kocalann yüzde 35 ı kadı- nı başkalannın önünde azarlay ıp hakaret ediv OT. Kadının isteğıne aldırmadan cinsel ilışkıde bulunan kocaların oranı yüzde 51 olarak belirtılen araştırmaya göre. 100 erkekten 21 "ı de e^lerinı istemedik- len bıçimde cınsel ilışkive zorluyor. "Ailede Kadına Karşı Şiddet ve Kadın Suçluluğu" başlıklı araştırmada da. şid- dete uğra>an kadının evi terk etmesinın kolay olmadığı belirtilirken. kadının gı- decek v ennin olmamasının ev ı terk etme karannda etkın rol oynadığı kaydedildi. Şiddetin Türk toplumunda önemlı ölçü- de onaylanan \e sert tepkfyle karşılan- mayan bırolgu olduğu görüşüne verve- nlen araştırmada. "Kadın sosyo-ekono- mik diizeve göre sııçlu \e suçlu olmayan grupta eşin kötü davranışlanna farklı de- ğil, biivük bir oranla homojen bir tepki vermekte. sabretmekte ve katlanmakta- dır. Kadınlann ileride kızlan için tav siye- leri de bu yöndedir" denıldi. Araştırmada. cezaevlerındeki suçlu kadınlann > üzde 52.5'inın, e\ li kadınla- nn da yüzde 69.9"unun kocasının şiddet kullanmasından kendıni sorumlu tuttu- ğu kavdedıldı. Gazetelerde yer alan 79 haberin ınce- lendıği "Medya, Şiddet ve Kadın" araş- tırmasında ıse çekırdek aılelerde yaşayan kadmlar \ e genç kadınlann daha çok şıd- dete maruz kaldığı belirtildı. Şiddet eylemlennde saldırganın bü- vük olasılıkla kadının kocası ya da ya- kın duygusal ilişkıve girdiği bir erkek olduğuna dikkat çekilen araştırmada. "Saldırganın ruhsal durutnunda bir anormallik söz konusu değildir. Zaten modem kapitalist toplumlarda şiddet üzerine vapılan araştırmalar da saldır- gan erkeklerin psikolojik durumlannda herhangi bir anormalliğe rastlanmadığı- nı ortava koymaktadır" denıldi. Kadınlara yönelık şiddetin en belirgin nedeninın "toplumda kabul gören genel ahlak \e namus anlayışı" olduğu belirtı- len araştırmada. $u görüşlere yer v erildi: "Kadının öldürüîmesi, namus kavra- mı ile gerekçelendirilerek hakülaştınlan bir şiddet biçimi olarak azımsannıaya- cak bir orandadır. Erkek, şiddet eyJem- leri içinde da\ ak v e tecavüzü kişiselleştir- mekte, kadına hiçbir nedene davanma- dan dayak atmayı kendi hakkj görmek- te ve tecavüz etmeyi erkeklik kimliğinin bir uzantısı olarak kabul etmektedir. Ya- ralama ve öMürme gibi ağır şiddet ey- lemlerini toplunısallaştırmakta, gelenek- scl ahlak ve namus anlavışı ile konumu- nu haklılaştırmaktadır." Kadınlar 'Kirli siyasete hayır' İZ.\ IİR (Cumhurivet Ege Bü- rosu) - Izmır'de kadınlar. "kirlisi- yaseti temiz siyasete dönüştür- mek" ıçin "Beyaz Başkaldın'vı dün bir vurüvuşleba^lattılar Eskı Balık Fİali önünde toplanan ka- dınlar. temız toplum ve temız sı- yaset ıstemlennın simgesı olarak beyaz çarşaflar açarak Cumhuri- vet Alanfna kadar yürüdüier. Yürüy iişte. kollanna bevaz kur- dele bağlavan kadınlar. "l'reten biziz. yöneten de biz olaca- ğız~.-Etekli Meclis. onurlu Mec- Iis".~Si>aseti biz temizlevecegiz". -Ataerikil aile savaş. anaerkil aile banş". "Dmartan tık, sokağa çık"\azılıpankanlarta>ıdılar Yü- rüyiiş h»o>unca kadınlar. "Temiz Sivaset Jstivoruz*\ "Duvarlanvık- nk,sokaklara(ikhk". "Susnıasus- tukça sıra sana gelecek". "Be>az Başkaldün kadınlann onuru" slo- ganlannı attılar Cumhurivet Alam'nda bir ko- nuşma yapan Ege Kadın Davanış- tııa Vakü Ba^kanı Prof.Dr. JVIer- yem Korav. kadınlara seçme v e se- çılme hakkının \erıldığı 5 Ara- lık'ların kutlanmasında bugüne kadar sı>asetien uzak kalındığını, kadınlar sivasetten uzak kaldıkça. siyasete ve topluma karanlıkların egemen oldufunu î.öy Jedı. Cum- huriyet Alanı'ndabulunmalannın üç nedenı bulunduğunu \urgula- van Koray. bunlardan bırıncısının İcadına seçme \ e seçıime hakkı \ e- rilmesının > ıldönumü olmasından kavnaklandığını belırterek. "Bu- günü şadecc Atatiirk'ii anmakla geçiremeyiz. Ona layık biçimde davrannıak zorundavız. Bugün Atariirkolsav dı İznıir'in bütün ka- dınlannı bu mevdanda görmek is- terdi. 5 Aralık'İan Atatürk'ü bu- güne taşıyarak anrnak istivonım. Bunun için sokağa çıkmak gerek- tiğini, bey nimi. aklınıı kullanmam gerektiğini bilivorum, onun için buradavım" dı\e konuştu Ikıncı olarak. "5 Aralık'ta top- lumda kadın olarak biz de vanz demek için" alanlara çıktıklannı kavdeden ProfDr Kora>. "Siya- sete.siyasetçive güvenivor muv uz? Havır. kendimize güveneceğiz. o- nun için buradayız" dedı Temız sıvasete. avdınlık geleceğe özlem duvduklan ıçın alanlara çıktıkla- nnı. eğer bu olmazsa gelecekten umut duyamayacaklarmı belırten Korav sözlennı şo\ le sürdürdü. "Artık nutuklan bırakıp.somut hedefler koyalım. Milletvekili. be- ledive meclis üvesi seçilmek için demekJerinıizi. partilerinıizi zoıîa- >alım. Ben sizin aklınızı istivorum, İaf üretmevi değil. somut hedefle- re vürümenizi istivorum. Bugün burada vürüvüşle başlattığınuz Bevaz Başkaldın. bt'lki başka bi- çimlerde başka sembollerle bütün kadınlar taraflndan sürdürülme- ü. Bütün kadınlar. evlerinin bal- konlanna beyazçarşaflarserebilir, arabalanmıza bevaz kurdeleler bağlavabiliriz." CHP İl Örgütü Kadınlar Komisvonu Fatihte "rJaklanmızı KoruyaJım">üriiyüşü gerçekleştirdi. A.\AP'ü kadınlarise TaLsinfı vurüdüler.(Fotoğraf: KUBİLA 1 *' TÜNTÜL) Kadmlann seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 62. yıldönümü törenlerle kutlandı Kurultayda eşitlik çağrısı yapıldı A.NK.ARA / İSTANBL L (Cumhuriyet) - Türkıye'de kadınlann genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 62. yıldönümü törenlerle kutlandı. Kadın bakanlann ve mılletvekıllerinin katıldığı "Kadın KunıltavTnda ızleyıcilerin çoğunluğunu ögretmenJeri eşlıgınde okullarından getırılen kız öğrencıler oluştururken. MHP'lı kadınlar üç hılalli bayrak açtı. Partısının karar organlannda kadınlara yer vermeyen Başbakan Necmettin Erbakan "Hükümetimiz kadınlara mutlu yannlar sa»lavacak" derken. Başbakan ^ardımcısı ve Dışışleri Bakanı Tansu Çiller "kadının insan haklan" için çalışacaklarını v urguladı Kadınların seçme ve seçilme haklannı kazanmasının 62. yıldönümü kutlamalan dün kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Işüay Saygın öncülügünde gönüllü kadın'kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşlannda görevli kadınlann Anıtkabir'i ziyaretıvle başladı. Anıtkabir ziyaretinin ardından Atatürk Spor Salonu'nda "Kadın Kurultayr başladı. Işılay Sa>gm. İçışlerı Bakanı MeraJ Akşener. Dev let Bakanı Avfer YümazDYPmılletvekıllerı Lmran Akkan. Gencav Gürün. CHP Izmır Milletvekili Birgen Keleş ve Ankara Valisi ErdoğanŞahinoğlunun katıldığı kurultay. tüm gönüllü kuruluşlaradına Türk Kadınlar Federas>onu Bırlıği Başkanı Gülten Daşın vaptığı konuşmayla açıldı. Içışlen Bakanı Akşener. "Bugün Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verildiği değil. Türk kadınının bu haklan aldığı gündür" dıyerek başladığı konuşmasında, Kurtuluş Savaşı'nda Türk kadınının gösterdıği özvenyi anlattı DYP'li Akkan. kadının çalışma vaşamında yeterlı düze>de kendinı gerçekleştiremediğmi v urgularken. Bırgen Keleş. "Şeriat seslerinin vükseldiği bugünlerde kadınlann birlikte olması gerekir" dedı Konuşmasında kadınları çağdaş cumhurıyetm sımgelerı olarak gösteren Gencav Gürün. "Atatürk'ü bizlere verdiği haklar için kalbimizin içinde gerçek bir insan gibi se\elim" dıve konuştu. Devlet Bakanı Afer Yılmaz. konuşmasında kadının ev ıçi emegının sosval güvenceye bağlanması gerektiğini belırtırken. salondakı MHP'lı kadınlar üç hilallı bayraklar açtılar Kutlamalara katılmavan Tansu Cüler'ın. kurultavda okunan ılctısinde. Türkıve'de kadınların seçme ve seçilme hakkının tam ışlerlik kazanmadıgına dikkat çekildi Gönüllü kuruluşlar da yayımladıklan iletılerde. kadınların sıyasi yaşamda haklarını yeterlı düzeyde kullanamadıklannı, kadının insan haklarının Türkıye'de gerçekleştırilemediğinı belırterek kadın haklan için örgutlenmenıngereklılığıne dikkat çektiler İstanbuFda CHP İstanbul l! Örgütü Kadınlar Komısyonu. "Haklanmızı Koruyalım" yürüvüşü gerçekleştirdi. CHP Fatih llçe MerkezT önünde başlayan yüriiyüşe İstanbul millenekılleri ,Aigan Hacaloğlu ve .AJımet Güryüz Ketenci. İl Başkanı IMehmet Ali Özpolat \ e Partı Meclisı üvesı Bedri Baykam'ın da aralannda bulundugu vaklaşık bın beş yüz kışi katıldı. Deniz Baykal start verdi kadınlar yanştı...ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- CHP'nın. geleneksel hale getırdiği Atatürk Ev i'nden Anıtkabır'e kadar süren kadın koşusunun startını Genel Başkan Deniz Baykal verdi. Kadınlararası 8. Yol Koşusu"nu başlatmadan önce açıklama yapan Baykal. kadınlara siyasal hak tanımanın. laık toplum için ilk aşamayı oluşturduğunu sövledi. Baykal. "Kadınlann, Türkiye'nin laik ve demokratik bir toplum olması için en büvük katkıvı sağlavacaklarından eminiz" dedı. Cankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen. CHP İl Başkanı Havdar Doğan. CHP Ankara Millenekilı Yılmaz Ateş ve Yenımahalle Beledıve Başkanı Abdurrahman Oğultürk'ün katılımlanv la gerçekleştınlen koşuda. ^enunahalle Beledivesi. CHP Genel Merkezf ne bir teşekkür plaketi verdi. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY) Hükümet, vetonun ardmdan hiçbir çalışma yapmadığı zorunlu tasarruf kesintilerini kaynak olarak kullanıyor REFAHYOL lıiiküıııeti nemaları unutturduANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Zorunlu tasarruf kesintilerini kaldıran. ancakçalışanlann bırikimlennın neza- man ve nasıl ödeneceğıni öngörmeyen \asanın Cumhurbaşkanı Sülevman De- mirel tarafından \eto edılmesinin ar- dından REFAHYOL iktıdarı vaatlenni unutturdu. Zorunlu tasarrufla ılgıli her- hangı bir çaîışma yapmavan iktıdann kaynak arav ışında olduğuna dikkat çe- kılerek Cumhurbaşkanı'nın vetosun- dan vararlandığı belirtildı. REFAHYOL hükümetı. Cumhurbaş- kanı Denıırelın. "iş\erenden alınan yüzde 3'lük kesintinin kazanılmış hak olması nedeniyle çalışanlara ödenmesi- ni ve vasada çalışanlann alacaklannın nasıl ödeneceği konusunda bağlayıcı hükmeyer verilmesi" ıstemıyle veto et- tığı zorunlu tasarruf kesintilerini kaldı- ran yasayla ilgili vaklaşık 3 aydır hiç- bir çalışma y apmadı. Vetonun ardından çalışanlann bırikımlennı 5 yıla vayarak ödemev i planlayan hükümetın bu pla- nından da vazgeçmesınin tasarruf ke- sintilerini "kaynak" olarak değerlendı- receğinin göstergesı olduğu belirtildı. Nemaiarın ödemesini yapamayan hü- kümet. Ziraat Bankasf nda toplanan ke- sintılenn kullanımını sürdürüyor. Sendikaların zorunlu tasarruf tepkı- smi 'Günaydın' dıyerek karşılayan Ça- lışma ve Sosval Güvenlik Bakanı Ne- catiÇelik'in, RPmuhalefetteyken 6 Şu- bat 1996 tarıhinde v erdiği önerge doğ- rultusunda ana para v e nemaiarın nere- lerde kullanıldıgını araştırmak üzere Meclis araştırma komisvonu kuruldu. Komısyonun başkanlığına DYP Afyon Milletvekili İsmct Atila getirilirken, DYP Isparta \filletv ekilı Aykon Doğan da sözcü oldu. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak. "unutuldu gibi görünen nemaları" anımsatmaya başlayacaklarını söv ledı. Zorunlu tasarnıfun kaldınlmasına ılış- kın yasanın vetosunun hükümetin "işi- negeldiğini"belirten Budak. "Tabiibir kaynak. onu da alıp istedikleri gibi kul- lanıyoriar. Türkiye'nin gündemi başka şey lerle işgal olduğu için zorunlu tasar- ruf unutuldu gibi görünüvor. Onlann yapfıkları av ıpları unutuyor değiliz" dı- ye konuştu. Türk-tş"in öncekı gün açıklanan Baş- kanlar Kurulu bildırgesınde de hükü- metin zorunlu tasarruflar konusundaki tavrı kınamrken. fonda binken paranın 3 av1 içinde çalışanlara ödenmesı ısten- di. îşverenın yüzde 3'lük katkı payının işçi ücretlerine eklenmesi gerektıöı kaydedilen bıldirgede. "Zorunlu tasar- ruf uygulaması kaldırıhncaya kadar. fonda binken paranın piyasa faizleriy- le değerlendirilmesi ve fonun vönetimi- ne çahşanlann katılması sağlanmalıdır" denıldi. Türk-İş. 28 aralıkta Ankara'da ger- çekleştıreceğı mıtıngde. zorunlu tasar- ruf konusunu da gündeme getirecek. Türkıye Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay. zorunlu tasarruflann temel olarak tasfiyesini istedıklerını, ancak borç batağındaki bütçenin buna uvgun olmadığını belırterek. "Bunu bir nok- tava kadar anlayışla karşılayabiliriz. A- ma. nemalandırma konusunda hoşgö- rümüz olamaz. Bizim tasarrufumuza > üzde 54 noma veren hükümet, rantiye- lerin tasarrufuna >üzde 144.92 faiz \e- riyor"dedı. Çalışanlann yaranna olduğunu söy- lediğı zorunlu tasarruflann yılbaşında vüzde kaç nemalandırılacağına baka- caklarını kavdeden Akav. "Düşük ne- malandırma vapılırsa bizi kimse tuta- maz" dıye konuştu. Çelık"in önergesi üzenne kurulan araştırma komısyonun- da 3 RP. 2 DYP. 2 ANAP. 1 DSP ve 1 CHP'limılletvekıiı bulunduğunaveko- misyonunbaşkanlığınaİsmet Atıla'nın, sözcülüğüne de Aykon Doğan'ın geti- rildığine dikkat çeken Akay. şunları söyledi: "Kim kimden hesap soracak? Bu ha- legetiren ikisi zaten. Hesapsoracak olan da soruiacak olan da aynr kişiier. Komis- yon daha baştan gölgeli. Bu komisyon- dan olumlu bir sonucun eıkması nıiim- kün değil. Bu araştırma komisvonu tam bir mizah unsııru. Savın Çelik'in sendi- ka başkanı olduğu dönemdeki görüşle- rini bıraktım. milletvekili olduğu dönemde söylediklerine sahip çıkmasmı istivorum." HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Yarınımız, Haraç Mezat... Kapitalizm ve "serbestpiyasa ekonomısı"ri\<n en zayıf noktası neresi? teknoloji ilerledikçe işsizliğin ve huzursuzluğun artması! Makıne insanın işinı kolaylaştırır. Teknoloji gelış- tikçe, az emekle daha çok üretim yapılabilir. Kol gii- cünün üretimdeki yerinı, gıderek kafa gücü alma- ya başlar. Bu, insanın daha az çalışarak daha çok üretebil- mesi demektir. Böylece kendısine, sevdiklerıne ayı- racak zamanının daha çok olması demektir. Ama öyle olmuyor. Fabrikanın bir kapısından daha gelişmiş makine- ler gırerken öteki kapısından işsız kalmış ınsanlar çıkıyor... Mutsuz ve umutsuz. Oysa o makineler sayesinde. ışçı çıkarmadan aynı üretim sürdürülebilirdı. Hem de eskiden gün- de sekiz saat çalışırken şimdi örneğin altı saat ça- lışarak. Olmuyor... Çünkü "serbest rekabet" buna izin vermiyor! Çünkü işçi çıkarmak ve gene sekiz saatlik iş gü- nünü sürdürmek daha kârlı... Sonuç? Daha çok işsiz... Daha çok mutsuz... Daha çok suç ve suçluluk... • • • Şimdi şu rakamlara bakın! Türkıye'de KlT'ler bu yılı 112 trilyon kârile kapa- tıyorlar... Hem de KİT'leri arpalık olarak kullanan. devlet sırtından kişılen zengınleştirmenin aracı ya- pan siyasal iktidarlara karşın. Yarım yüzyıllık bir sağcı tahribata karşın... Örneğin Erdemir, üretim hedefinı yüzde 2. satış hedefinı yüzde 7 aşmış. Bnjt kâr yüzde 36.5 olmuş. 8 tnlyon 876 milyon lira net kâr elde etmış. Demir-çelık üretiyor ve ne kadar üretse satılıyor Üretim fazlası gıbı stok oluşumu gibi bir sorunu yok... Sanki altın yumurtlayan tavuk. Ama Erdemir'in satış kararnamesi hazır! Bir KİT nıçin özelleştirılır? Zarar ettıği ıçın... Satıldığında daha ıleri bir tek- nolojıye geçilme şansı doğacağı için... Ya da eko- nomık gücü halka yaymak ıçın... Oysa burada üçü de yok! • • • Kemalist devletçilik, dönemin yerlı ve yabancı uzmanlarınca bir "i/çivncivyo/"sayılmıştı. Kapita- lizm ile komünizm arasında bir üçüncü yol. Özel girışim, ekonomınin temelı sayılıyordu. Ama onun yapamadıklarını ya da toplumun genel çıkar- larının gerektirdiği şeylerı de devlet yapacaktı. Bir ekonomık mucıze gerçekleşti Atatürk döne- minde. Tarımda, cumhuriyet dönemı yıllık ortalama bü- yüme hızı yüzde 3.5. Atatürk dönemınde yüzde 7.6. Sanayide, cumhuriyet dönemi yıllık ortalama bü- yüme hızı yüzde 6.4. Atatürk dönemınde yüzde 9.6. Bu ölçüde yüksek bir ekonomik büyüme hızına ulaşmış üç ülke var o dönemde: Japonya. Rusya ve Türkıye... Üstelik de dış borç almayan, Osman- lı'nın borçlannı ödeyen ve enflasyonu sıfır düzeyin- de tutan bir Türkiye. Atatürk, KlT'lerin "akıllı bir tüccar" gibi çalışma- lannı, kâretmelerini öngörmüştü. Günü geldığinde "halk"a devredilecek ve elde edilen gelirle yeni ya- tırımlar yapılacaktı. Kemalızm akılcıdır! Toplumun ortak yarannın gerektirdiği yerde "özelleştırme"y'ı kabul eder. Ama gene o ortak ya- rar gerektırdığınde, "kamulaştırma "ya da evet der. Herhalde kabul edemeyeceğı tek şey ıse yılların birikiminin tüketilmesidir. İç ve dış çıkar çevreleri- ne "peşkeş" çekılmesidir... Ya da bugünü kurtar- mak, beceriksiz iktıdarların ekonomık açıklannı ka- patmak uğruna, "feda" edılmesidir... Komünizm. "merkezizorunlu planlama" ile da- ha sağlıklı bir topluma ulaşılabıleceğıne ınanıyor- du. Kapitalizm. "serbestpiyasa ekonomisi"nm en lyi çözüm olduğunu savunuyor. Birinde iticı güç "ortak akü"... Ötekısinde ıse "bi- reysel çıkar"... Bınncısı tıkandı... Ikincisı işsizlık, suçluluk, çev- re kirliliği, huzursuzluk ve gıderek uçurumlan daha da büyüyen bir dünya yarattı. Kemalızm, ne bireyin yaratıcılığını yadsıyor. ne de ortak aklın ve toplum yarannın önemıni... Ama 1920'lerde olduğu gibi bugun de kabul edemeye- ceği bir olgu var: Dış çıkarların, iç çıkarların önüne geçmesi... Bi- reysel çıkarların toplumsal çıkarların önüne geçme- si. Ya da nesli tukenen eskı mandacıların yerini, "ye- ni mandacılar"\n alması! SSK sınavı Çalışma Bakanlığı iddiaları geçiştirdî ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu)-Çalışmave Sosval Güvenlik Bakanîığı, vönet- melığe aykın olduğu ve ıp- tal edilebileceği belirtılen Sosval Sıgortalar Kurumu (SSKı sınavı ile ılgıli "şa- ibe"1 ıddalarını vanıtlarken. ikna edıcı açıklama aetıre- medı. ANAP Genel Başkan Yardımcısı AgâhOktav Gü- ner. sınav ın OSYM tarafın- dan merkezi sıstemle vapıl- madıkça SSK'ye alınacak insanlarla ılgıli kavgıların devam edeceğıni söv ledı Çalışma ve Sosval Gü- venlik Bakanlığf ndan dün yapılan açıklarnada. SSK sı- navının "İlk Defa DevletKa- mu Hizmeti ve Görevlerine Devlet Memuru Olarak Ata- nacaklar İçin Mecburi Ve- terlik ve Yanşma Sınavlan Genel \ onetmeliği"ne değil. 1987 vılında \a_\ımlanan SSK Personel Yönetmelı- ği'negöreyapıldıSını bıldir- di. SSK sınavının v önetmelı- ğe aykın olduğu ve bu ne- denle ıptal edilebileceği de- ğerlendırmesının "yanlış bilgive" dayandığı ıleri sü- rülen açıklamada. "şaibe id- dialannın davanaksız ve ge- çersiz" olduğu savunuldu. Açıklamada. şöv le denıldi: "SSK. 4792 savılı Kuru- luş Kanunu'na göre idari ve mali bakımdan özerkbir ku- ruluş olup sözü edilen genel ûinetnıdik kapsamında bu- İunmamaktadır.SSKperso- nel işlemleri. 3 Ağustos 1987 tarih ve 19537 savılı Resmi Gazete'de yavimlanan SSK Personel Yönetmeliği hü- kümlerine göre vapılmakta olup son personel sınavı da bu vönetmeliğe uygun ola- rak açıimıştır. Sınav lann ku- rum personel \önefmeliğine göre yapılması vasal bir zo- runluluktur. Söz konusu >ö- netmeliğe göre daha önce de defalarca sınav vapılarak personel alınmıştır." ANAP Genel Başkan Yardımcısı Güner de. partı- sının Genışletılmı^ Başkan- lık Divanf ndan sonrayaptı- ğı açıklamada. SSK sınav ı- nı gündeme getırerek hükü- metın ışsizlere "parya mu- amelesi" vaptığını söyledi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear