Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6ARALIK1996CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Batı Çıkmazı Ne Demek?
MELİH CE VDET ANDAY
atı ÇıknıazT adlı kı-
tabı (Dergah ^lavın-
ları l 975) okumuş-
lum bılıyordum bır
dostıımunkıtaplığın-
da gorunce \enıden
okuma hevesıne kapıldım Ivı dc etmı-
şım Sankı okuvan ben değılım vepye-
nı ızlenimler ald'm Tartışmalar çıkar-
dını kafamda
Once kıtabı tarıtav ım kisaca
öHazıran l8S0"de. Moskova'da Puş-
kinvonııtunıınaçılıştorenı vapılıvor Bıı
Rusvada bır şaır ıçın dıkılen ılk yonut
Ola\ ıiç gun suren torerı v e toplantılarla
kutlarmor ona "ulusal şair" nıtemı \e-
rılıvor
Kıtabın gmş bolumunde şovle denı-
\or
"Bu kutlama törenleri dış gorunuşte
edebî nıtelikte olmakla birlikte, içın için
guçlu bir sivasi aniam taşıyordu. O sıra-
da Rıma'da ıkı ana sivasi parti vardı.
Bunlardan birı, duşuncelerini Avru-
pa'dan alan Bitıcılar oteki ise Rus-
va'nın geleceğinı kendi başına sağlavabi-
İeceğine ınanan "Slavcılar va da millı-
vetçılerdı. Batıcılar adına Turgenv e\ ko-
nuşu>ordu. Dosto\e\ skı ıse,kendıdepck
farkında olmadan. kendini Sla\cılann sa-
fında buldu. O giin Dostovevski konuş-
masıvla halkı coşturdu ve gunun kahra-
manı oldu. 1880 yılının Ağustos avında
Dostovevski Bır Yazann DergiM adlı der-
gisinin ozel bir sayısını çıkardı. Bu sayı
aşağjda sunacağımız uç bolumden oluşu-
vordu."
Işte ehmızdekı kıtabın ıçenğı bu
Anlaşılan Dergâh Yayınevı kıtabınsı-
vasal ıçenğını ılgınç bulduğu ıçın çevı-
nsını gereklı bulmuş Bunu Sunuş vazı-
sında şoyle açıklıyor
"Batılılaşma siireci Turkive'de ikinci
juzyılını doldunıvor. Bu bınuk zaman
dilimi içinde toplum tarihî. iktısadî. içti-
nıaî. sivasal ve kulturel çalkantılar vaşa-
dı. Dinî temele dayanan dunva goruşu ve
dev let anlav ışr v ıkıldı. Bu tcmel uzerinde
altı >uzyıl vaşavan memlekef parçalandı.
Vine bu dinî ozden ka\nakJanan kultu-
ru, gelenekleri buv uk değişiklikJer geçir-
di. Bin yıllık tarihi inkâredilerekyeni ne-
silleriearadaki koprüler atildı. Gunumuz
Turk toplumunu oluşturan fertler artık
ma/i ile bağlantı kuramayacak derecede
kendi geçmişlerine vabancılaşmış du-
rumdadııîar.
Butun bu çalkantıiann bir tek gavesi
vardı: Çağdaş uygarlık sevivesine ulaş-
nıak. Vani on dokuzuncu vuzvıl Batı ka-
pitalizminin somurgeci geçmişinin uze-
rine bina ettiği goz kamaştıncı ileri tek-
nolojık seviveye \armak. Vani liberalist
anlamda hur \e yine aynı anlamda mu-
reffeh bir Batı ulkesi haiine gelmek Turk
toplunııı usttencı baskılarla bu volda lan-
/imat. Meşrutivet.Cumhuriyetaşamala-
nndan geçti"
Kıtabın kapagını çev ırıp y enıden oku-
yorumadını BatıÇıkmaa.
E şu Sunuş yazısındakı sozlen de
okuvunca o "çıkmaz" sozunun anlamı
daha bır a\dınlığa kavuşuyor Batılılaş-
mak yanlış bır amaçtır toplumu geçmı-
şinden eder
Turk toplumu Tanzımat. Meşrutıset
Cumhunyet aşamalarınddn geçerek şan-
lı geçmışınden olmuş ve bu vuzden bır
"çıkmaz"a gırmıştır
Elımızdekıkıtapbırçevırı 1880 \ ı lın-
da Mosko\a'da dıkılen Puşkın vonutu
dolayısıyla duzenlenen toplantıda o za-
mankı Rusya nınBatıulan(orneğınTur-
genyev) ıle Slavcılar arasında (orneğın
Dostovevskı) geçen çok ılgınç bırkarşı-
laştırmav ı gozler onune serıyor
Ama bu ılgınç olav ustune bılgılenır-
ken bız bırv andan Batılılaşmanın van-
lış oldugu aşılam?sı ıle de karşılaşıvoruz
dahası. bız Tanzımat tan bu yana yaşa-
dığımız vozlaşma geçmışımızı yadsı-
ma. kendımız olmaktan çıkma surecının
bılıncıne Do&toyevskı'nın duşuncelerı
ıle vamoruz Kıtabın amacı bu
Okur ıster îstemez soruyor
•\rada bov lesıne bır benzerlık \ar mı1
Once ^.u "şanlı geçmişimiz" uzerinde
bırazduralım
Tanzımat tan oncekı \a^antımızda
Turk toplumunun kulturel sanatsal. bı-
lımsel duze\ı neNdı1
Bunu bılıyor mu-
yuz1
Kaç kıtap vardı. okur yazar ;>ayısı
ney dı' Hangı bılumel buluşlar sanatsal
yenılıkleratılmı^tı ortava1
\çma\ahm acıklıdır
O> sa Dostoye\ skı. o torendekı konuş-
masından soz ettığı yazısında ^o\le dı-
\or
"İlerıyi gorme yeteneği sadece Puş-
kin'de değil, butun Rus milletinde \ardır.
Tabii Puşkin kusursuz bir şaır olduğu
için bu yeteneği sanatı aracılığn la en ku-
sursuz bir biçimde ifade etmiştir. Ger-
çekten de bizim halkımızda bo\ le e\ ren-
sel anla\ış \e ıı/la^ma eğılimi \ardır. Rus
milleti bunu De 11 Petro' nun dev rimlerin-
den sonrakı iki > u/\ ıl boy unca birkaçde-
fa ispatetmiştir. Konuşmamda, halkımı-
zın bu veteneğine değindikten sonra bu-
nun geleceğimiz için tek teselli ve buvuk,
belki de en buvuk bir umut ışığı olduğu-
nu soylemeden geçemedim. En onemlisi.
\vrupa'va benzeme emelimızin butun
aşın hay ranlıklara ve taşkınlıkJara rağ-
men, temelde dogru ve gerekli olduğunu
ve artık halka mal olmuş bulunduğunu
soyledim. Vanı bu emel milli emeHerimi-
ze gavet iyi uymaktadır. \e hiç şuphesiz,
esasında milli emellerden de daha vıik-
sektir."
O gunku torende kendi de pek farkın-
da olmadan kendını Slavcılann safmda
bulan Dostoy e\ skı Batı'y ı hıç de bır çık-
mazolarakgormuvor çunku Batı kultu-
runun kapıtalızmdenba^kabırşey oldu-
ğunu çok ıyı bılıyor
O zaman Ruvva'da Batıcılarla Slavcı-
lar arasında geçen tartışmanın, anlaş-
mazlığın ozu başka yerdedır Batıcı av-
dınlar çoğunlukla Rushalkındanumut-
suzdular ıçlerınde "Halkbinmistediği-
miz yere gelmezse vok olsun!" dıyenler
bıle çıkmıştır Burada Ataturk'un sesı
kulağımda çınlıyor "Turk milleti zeki-
dir. Türk milleti çalışkandır."
Buna tepeden ınmecılik. usttencılık
denebılır mı'
Ataturk Batı"nın kapıtalızmını. so-
murgecılığını Avdınlanmafebefesınden
avırmasını bılen ılk oncu>du
Puşkın y onutu dolay ısıy la duzenlenen
torendekı konuşmalann "şanlı mazi-
miz'"cılerıni!,!neyaramadığıanlaşılmı:r
tır sanırım Onun ıçın de Dostoyevs-
kı'nın duşuncelerini daha açmaya artık
gerek gormuyorum
ARADABIR
BURHAN ŞENATALAR
Tütengili Anarken
1966-67 ders yılında demek kı tam otuz yıl on-
ce IU iktısat Fakultesı'nm ıkıncı sınıf oğrencılen
sosyolojı dersınde Doç Dr Cavıt Orhan Tuten-
gil'le tanıştılar Kısaboylu.sakın cıddı mesafelıve
saygı uyandıran bu hoca. once zaman konusunda-
kı tıtızlığıyle dıkkatı çektı Zıl çalmadan sınıfın kapı-
sına gelıyor, zılle birlikte sınıfa gınyor zıncırlı saatı-
nı kursuye koyuyor dersını duzgun ve ozenlı bır
Turkçe ıle anlatıyor Konusu, azgelışmışlığın sosyo-
lojısı ıdı Doğal olarak Turkıye nın sorunları uzerin-
de duruyor oğrencılen duşunmeye ozendınyor, ıl-
gılılere odev yaptınyordu Bır raslantıyla lıse oğren-
cısıyken Tutengıl ın Prens Sabahattın adlı çalışma-
sını okumuştum Hemen odev yapmaya talıp ol-
dum ve sanırım odasına ılk kez gıdışım odev konu-
su saptamak amacıylaydı Daha sonra Cavıt Bey ın
rahmetlı Oğuz An ıle yuruttuğu "Istanbul'a Goç ve
Çalışma hayatına Intıbak' araştırmasında anketçı
olarak çalışmıştım Asıstanlık yıllarımda ıse Cavıt
Bey le daha sık goruşme olanağı buldum Kendi-
sını bıraz daha tanıdıkça, mesafelı dış gorunuşu-
nun ardından çok sıcak ve esprılı bır yanının oldu-
ğu ortaya çıkıyordu
Cavıt Bey her zaman nesnel (objektıf), ılkelı ve tu-
tarlı olmaya buyuk bır ozen gosterıyordu Goste-
rışten uzak ve son derece alçakgonulluydu Ken-
dısını son goruşum rahmetlı Umit Doğanay'ın vu-
ruluşunun ertesı gunuydu Saygıdeger Nun Kara-
can'ın odasında bır grup oğretım elemanı toplan-
mış bır basın bıldırısı kaleme almaya çalışıyordu
Oda kalabalıktı Metnın bır yerınde kapı tarafından
gelen bır ses bırduzeltme yaptı Bu Cavıt Bey'dı
Hepımızden buyuk olmasına karşın kenarda dur-
mayı ve her zaman yaptığı gıbı gereken yerde, ge-
rektığı kadar konuşmayı seçmıştı Birkaç hafta geç-
meden Doğanay la aynı yazgıyı paylaşacağını o
anda herhalde kımse duşunmemıştı
Cavıt Bey çalışkanlıgına ve başarılı yapıtlarına
karşın solculugu nedenıyle ılk başvurusunda pro-
fesor yapılmamışti O gun Profesorler Kurulu nun
kararını bır odada birlikte beklemıştık Olumsuz ha-
ben soğukkanlı ve olgun bır tavırla karşıladı Ancak
bu tavrın arkasında azımlı kararlı savaşımcı bır kı-
şılık yatmaktaydı Toplumsal değışımın ağır bır su-
reç olduğunu ve savaşım gerektırdığını en ıyı bılen-
lerdendı Bu bılınçle yorulmadan usanmadan ya-
zıyor, konferans ve panellerde konuşuyordu
1979 yılının sonunda Tutengıl ve Doğanay neden
hedef seçılmıştı'? Kararı kım vermıştı'? Cana kıyıcı-
lar (katıller) kımlerdı
7
Bu soruların kesın yanıtlarını
bugun de bılmıyoruz Ulku ocaklarına uye kışıler-
den olabıleceğı gıbı devlet ıçındekı bazı odaklarda
olabılır Doğanay ve Tutengıl ın ortak yanları ılerıcı,
demokrat kışılıklerı ve oldukça genış kesımlerde
tanınmaları ve sevılmelerı ıdı Dolayısıyla vurulma-
ları buyuk bır etkı yarattı aynı zamanda kımı çev-
relerde tedırgınlık ve yılgınlığa yol açtı Turkıye ve
Istanbul Unıversıtesı ıkı durust ve değerlı evladını
yıtırmış, karanlık çeteler ıse hedeflerıne bır adım
daha yaklaşmıştı
Tutengıl ın 17 Ocak 1921 de Tarsus'ta başlayıp
7 Aralık 1979 da (yarın 17 olduruluş yıldonumu) Le-
vent te sona eren yaşamı bır onur oykusudur Son
yılların ruzgârları ve "yukselen değerlerı" karşısın-
da, dostlannın ve oğrencılerının Tutengıl ı bugun
daha çok aramaları ve ozlemelerı doğal değıl
GELENEKSEL KERMESİMİZ İ
bu yıl farklı bır mekânda î
" "CEYLANINT1RC0NTINENTAL'"
OTEIF
(Eskl Sheraton)
Balo Safonunda
Özenle hazıriadjğımız elışlenmızı ve
hedıyelıkierımızı goımeruz ıçın sızlen beklıyoruz.
FAKIRLERI KOROMA DERNEGI
TARİH 10ARA1JK 1996SAU
YER CEYU\NIMTERCOHTINENTALOTELİ
SAAT 1030
KUŞADASFnda
SATILIKDAİRE
Kadınlar Denızı Anıber Sıtesı nde --arılık: \azlik daıre
Denız manzaralı 2vatakodaM tiırsafon
Tel- 0216- 3^ 48 09 02*6-614 50 36
2 ve 7 yaşlarındakı kızkardeşler
için bakıcı abla arıyoruz.
Bilgi Yerine Söylenti
BÜLENT TANLA / DSP Istanbul \fıllen-ekılı
M
eslek olarak bılgı uretımı ve
pazarını seçmı> bu alanda
çeyrek > uzyıla yakın çalışmış
bır arajtırmacı doğrudan sı-
yasetle ugraşmaya başladı-
ğında venı etkınlık alanına
uzman gozuyle bakarsa nelen tark eder1
Her
meslek mensubunun siyasete gırdığı andan ıtıba-
ren kendi kendıne sorduğu pek azınınsa kamu-
oyu> la pav la^tığı turden bu soruyu gundeme ge-
tırerek onenıl ı bulduğum bır sorunu ele almak ıs-
tıyorum Nevi ne kadar biliyoruz? Bilgive nasıl
yaklaşıvoruz?
Burada bılgı felsefeM uzenne dennlere dal-
mak. yontembılım sorunlanyla uzaklara yelken
açmak nıvetınde değılım Şu kadar kı, liter mes-
lek olarak uğravilım. ısterseya^amın herhangıbır
evresinde zorunlu olarak karşıla^alım bılgı uze-
nnde dururken bazı temel sorulan her zaman goz
onunde tutmak zorundayız Bılgıden ne anlıyo-
ruz
1
Bılgı ıçın hangı sınıra kadargıdıyoruz
1
Han
gı bılgıyı negerekçeyle arıyoruz
7
Bılgıyene ka
daronem \en\oruz'
Buyazınınçerçe\ebinı kamuya^amında eko-
nomıde, eğıtımde, sağlıkta. adalette gunluk ge-
reksınımımız olan bılgn le bu bılgıy ı edınme su-
recındegozledığımız bazı temel aksaklıklarolu*-
turacaktır Temel gozlemımız ^udur Sağlam \e
kanıtlanmı^ bılgı verıne soy lentıy e (rı\ayete) \o-
nelıyoruz Bılgıdıyebaktığımızbazı\erılerse>a
yanlış >a da eksıktır Bu sorunlann kaynağında
ıse bırolçude teknık vetersızlıklerle bılgı anlavı-
^ımızdakı geleneksel v e çağdaş sorunlar y atmak-
tadır ama bızı ılgılendıren asıl alan olan sorum-
luluklar duzevi, kamusal ve sivasidır
"Bilgi toplumu~nun gerçeklığı ya da bu konu-
dayapılan spekulasvonlar uzerinde durmakıste-
mıvorum Ancak meslekiel olarak baptadığım
bırgerçek orneğın \ırmı yıl oncesıne oranla da-
ha \a\gm \e avnntılı bılgıye gereksinım duyul-
duğu ve bu bılgılere dayanan karar alma >UKÇ-
lennın tempo duzey ının de baş dondurucu hızla-
ra ulaştığıdır lş yaşamında, ekonomıde bılım
dunyasında. teknıkte söz konusu olan bu gerçek
elbettekamuyaşamımız ıçınde sıyasettedege-
çerlıdır ^ncak onıeğın kuçuk bır kurumun >o-
netımınde soz konusu bıle olamay acak bır uvgu-
lama kamu vaşamında bu topluma reva gorule
bılmektedır Tamamen hayalı ve gerçek dışı ge-
lır tahmınlenne davalı "denk butçe" tanımıyla
gerçek bılgı \e ongoruler yenne kâğıt uzennde
gunu kurtarma oyunlarına ba^vurmu^ oluyoruz
"Doğru vorum" gıbı tumden "vonım'
H
a bağlı
kav ramlara dayanarak ıfade ve basın ozgurluğu-
nu kısıtlama altına almayı amaçlayan tasarılar
onenler hazırlıyoruz Bu ıkı ornekle bıle doğru
ve sağlam bılgıy le ışımız olmadığını aslında ge-
çerlı ve yerınde kararlaralmak gıbı bırnıyetımız
bulunmadığını bızım gıbı duşunmevenlen sus-
turmakdışında bıramaı, yokluğııyla rahatsizol-
duğumuzu ortaya koyınuş oluyoruz Daha kotu-
su bır \andan "bilgi toplumu" dıve bıraz moda-
\a uvarken ote \andan soylentı frıvayet) toplu-
munu guçlendırme volunda sağlam \e kalıeı
adımlaratıyoruz Sovlentı (eskıdıllenva>et)de
bırbılgı turudur doğrulanmamış>ddadoğrulan-
ması bıle kuşkuhı bılgı demektır I^ın aslına ba-
karsanız ınsanların onur \e kışılıklerıvle uğraş-
madığı temel ahlaka avkırı olmadığı surece n-
vayete de bır dıvecegımız olamaz So) lentılere
karşı çıkmakdaboşunabıruğraştır Insanlannher
bılgıyıedınmesı onlarıdoğrulatması butunbun-
lara olanak bulması -,oz konusu değıldır Sonra
herkesı, kendi dar ılgı alanımız ıçınde kendi ku-
rallanmıza gore saptadıgımız konularda bılgı-
lenmeye zorlamaya da hakkımız yoktur Ancak
insanlann ozellikle kamusal alanda doğru. sağ-
lam. avnntılı veçok vonlu bilgilenme olanağını or-
tadan kaldırırsak. sovlentiler alanını daha da ge-
nişletmiş, her geçen gun gerileme surecini veniden
uretmiş oluruz.
Çok y onlu ve doğru bılgı yenne soylentıler ça-
ğınayenıden donmenın kasıtlı yapıldığını ve bel-
lı çıkarlara hızmet ettığını duşunuyorum Bu su-
retle ınsanların kamu otorıtesıne, dev lete toplu-
ma kendılerıneguvenlerıazalmakta veyaratılan
bu ortam ıçınde kamuoy unun genış ve doğru bıl-
aı sahıbı olması enüellenmektedır Bu dumanlı
havadan yararlanacak olanlar da bu eksık ve y an-
lış bılgılerle goz gozu gormezken kendılenne
kay nak aktanlan çıkarsağlanan çe\ relerolurken
toplumun genış çoğunluğu devre dışi kalmakta-
dır Sorununsıyasalaçıdanbamtelıburadadırve
konu bu yonuyle sıyasaldır Kamunun butununun
hedeflerı, gunluk ya^am ve mutluluguy la yakın-
dan ılgılıdır
Başlangıçtakı sorunumuza donecek olursak.
yaşamının bu donemındekı sureklı uğraş olarak
doğrudan sıyasetı seçmış bıraraştırmacı, burada
bılgı uretımıyle sıyaset arasındakı ılgı ve ıletışı-
mı yakından gormekte ve karşılaştığı sorunlara
çozum aramaktadır
Gozlem ve saptamalanmızı şu ıkı noktadatop-
layabılınz
1) Eksık ve yetersız bılgı çok çeşıtlı alanlarda
elımızı kolumuzu bağlamakta sorunlann çozu-
munu zorla^tırmaktadır Ornek Kayıtdışı eko-
nomınınboyutlannelerdır^Goçlernedenıyleya-
pısı buyuk değışıklıklere uğrayan yerleşım yer-
lennın nufusu sureklı bır bıçımde doğru olarak
hangı duzeneklerle (mekanızmalarla) saptanabı-
lır' Gayn safı mıllı hasılanın hesaplanmasında
nerelerde yanlış yapılmaktadır
1
Tartışmalı ışgu-
cu \e ıstıhdam anketlenndekı ekstk ve aksaklık-
lar nasıl duzeltılebılır
1
2) Sıyasei adamlan var olan bilgi ve verileride
sıklıkla yanlış degerlendırıp kendi amaçlarına
gore kendi çıkarlan ıçın kendi yandaşlanndan
vana kullandırmaktadırlar Olmayan bılgıler de
varmışgıbı gostenlıpyıne dar sıyasal çıkar amaç-
lı kullanım ıçın uydurulmaktadır
Nufus sayımlanndan seçmen lıstelenne, gay-
rımenkul parkımızdan yerleşım yerı planlanna,
kayıtdışıgelırlerden Lalelı pıyasasının veturızm
gelırlerının gerçek buyukluklerının saptanması-
na kadar bırçok alanda doğru ve dınamık venle-
re gereksınım duyulmaktadır Kamudakı temız-
lık ıstemlennın (taleplennın) karşılanması de-
mokrasının sağlıklı ışlemesı butun bu alanlarda
ıvedı vekapsamlıbırenvanterçalışmasını gerek-
lı kılmaktadır Avrupa Bırlığı'nın babası Jean
Monnetde bu bırleşmenın temelını daha 1950'le-
nnılkyıllarındaboylebırenvantergınşımıvleat-
mıştı
TARTIŞMA
O Güzelim Türkçe Ezan...
S
avın Nusret
Demiral'ın
Bılkent
Lnıversıtesi'nde
gençlerle
yaptığı
toplantıda ezanın Turkçe
okutulması yolundakı
beyanı emeklı olduğu gun
koşarak gırdığı
mıllıyetçıyızdıyen
partısınden sırf bu beyanı
ıçın ıhraç edılmesi çok
duşundurucudur
Kuran ın Zuhruf
Surebi nın 2-3 ayetlerınde,
"Apaçık kitaba yemin olsun
ki, şuphesiz bfr onu
duşunup anlayasınız dive
Arapça indirdik" ve
Fussulet Suresfnın 44
ayetı ıse "Eğer biz Kuran'ı.
yabancı bir dil ile bildirmiş
olsa idik şunu diveceklerdi:
Ayetlen uzun uzun
açıklamak gerekecek değıl
mı ıdı Bır Arap'a yabancı
dılle soylenırmı7
'
derlerdi."
Goruluyor kı, Kuran
duşunup anlavabılmelen
ıçın ınsanlara kendi
anadıllen ıle seslenılmesı
gereğını belırtıyor
Araplaryenı ulkeien
fetıhlen sonutu bu
mılletlere kendi dınlerını
kabul ettırmışler veo
ulkelere yerleştırdıklerı
Araplar\asıtası ıle
ıbadetlenn Arapça
vapılmasını sağlamişlardır
(Erdoğan \ydin; "Nasıl
Muslumanblduk")
Kuran. butun dıllere
tercume edılmesıne karşın
yalnız Turkçeye çevnlmesı
gunahtırdıye Osmanlılar
tarafından yasaklanmıştır
Ta kı Ataturk'un tercume
edılmesıne emır vermesine
kadar'
Evet Ataturk. Kuran 'ı
çevın emrı venrken, bu
mılletdınını yuzyıllarca
cahıl hocalardan naklen
değıl doğrudan doğruva
oğrensin demıştır Nevazık
kı hala dınımızı doğrudaıı
oğrenmekten uzak
bulunuvoruz
Hayatında her şevın en
mukemmelını yapan bu
buyuk ınsanın ezanın \e
ıbadetın Turkçe
vapılmasını da bu avetlere
dayanarak ıstemış olduğu
kolaylıkla anlaşılmaktadır
Kuran, bır Arap'a yabancı
bırdıl ıle soylenemez
derken bır Turk'e Arapça
soyleneceğı nasıl ızah
edılebılırr)
Maalesef,
dunyada kendi dılı ıle
ıbadet etmeyen yegâne
topluluk Turk devletlen
topluluğudur
Bugun Ataturk'un,
Osmanlının şenat
duzenınden (tarıhçı
Bernard Levvis'ın deyışı
ıle "Osmanlı
bov undunığundan")
kurtardığı Turk mılletını
tekraraynı duzene
sokmaya çalışıyorlar
Ataturk'un emn ıle 1932
Aralık ay ında ezanın
Turkçe okutulmasına
başlanılmasından sonra
buna karşı 1933 yılında
Bursa'da cuma namazı
çıkışında, Arnavut
Seyfettin ıle Gurcu Haftz
Mustafa ve 80 kadar
taraftannın "Arapça ezan
isteriık" ıtırazlan
yukselmış ıse de.
kendılenne halktan hıçbır
destek gelmemıştır
Bu hareket uzenne
Ataturk, ıbadetın de
Turkçe yapılmasını
emretmıştır
1950 yılına kadar Turkçe
ezan uygulaması yapılmış
ısede ıbadet
Turkçeleştınlememıştır
1950 yılında ıse. ezan
tekrar Arapçalaştınlarak
Turklere kendi dılı ıle
duşunup anlayarak ıbadet
etmelen yasaklanmıştır
Av. Kemalettin Çelan
Şirine\/er Tel: 504 62 "7
(4 kşanı 19.00- 22.00 arası)
ERCİŞ KADASTRO AIAHKEMESİ'NDEN
DosvaNo 1991 64 1992 108
Davacılar Tahır Sunme \e arkadaşları tarafından da\alılar Umaıl Baş \e arkadaşlan alevhıne mahkememızde açılan kadastro tespıtıne ıtıraz davası-
nın vapılıp bıtırılen açık vargılamasi sonunda llçemız Kocapınar kdsabasında kam 2^3 nolu parsel hakkındakı davada davacılann davasının reddıne nı-
zalı parselın Agıt oğlu tbmaıl mıras^ılan Agıt oğlu Ahmet mırasçıları \e Zınne Çalışkan adına avnı kov 198 nolu parsehn ıse yıne aynı şahıslar adma
tapuva kavıtve tescılıne karar \erıldıgı ancak dava taraflanndan Talıa Durdu (Avcu) mırasçılan Ibrahım Av^e AhmetveBedıa nın tunı aramalara rağ-
men adreslerının tespıtının mumkun olmadığından hukmun teblığ edılemedıgı
lş bu ılanın vavın tanhınden ıtıbaren vasal surebi ıçınde \asal haklannı kullanmadıkları takdırde teblığ edılmış sayılacağı krar ve temyız dılekçsı verı-
ne kaım olmak uzere ılanen teblıs olunur O
7
11 i 996 Basın 119409
DENİZLİ İKİNCİ İCRA MÜDÜRLÜĞL
DosvaNo 1996 2649
Alacaklı Tahır Demırel vekılı A\ Salıh Erbevın tarafından borçlular son olarak Denızlı V ucebag Mah 835 Sok \ o 6 l"
7
Sakarva ışhanında oturan
Nurçın Surucu ıle Denızlı Emek Caddesı 1284 Sok No 1 de ıkamet enıgı belırtılen Haluk Gelgor alevhıne 20 05 1996tanzım 1006 1996 vade tarıhlı
2 100 000 -TLIıkbono senedıne da\alı olarak vade tarıhınden ıtıbaren O
o98 taızı protesto masrafi ve ıhtıyatı hacızmasraflan dahıl 2 194 7
58 699 -TL
alacağın takıp tarıhınden sonra ışieyecek °o 98 faız. ıcra masrafi \ekalet ucretı ıle birlikte tahsılı ıçın 26 06 1996 tarıhınde takıp talebınde bulunulmuş,
borçluların vukanda vazılı senette belırtılen adreslenne çıkartılan teblıgatlar adresten taşındıkları \e tanınmadıklanndan bıla teblığ ıade edılmış. savcı-
lıkkanahvlazabıtamanfetıyle>aptırılantahkıkattadaadreslen tespıtedılememıştır Borçiulardan Nurçın Surucu nun Denızlı Atalar Mah 17ada. I par-
seldekı payı ve Değırmenonu Mah 1916 ada, 13 parsel uzenndekı Ha>ıbe Surucu nun pavından kendısıne ısabet edecek hıssesı uzenne 26 06 1996 ta-
nhınde ıhtıvaten hacız konulmu^tur Borçluların adresı tespıt edılememı^ olduğundan 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28 \e muteakıp maddelenne gö-
re kanunı surelere 15 gun ılavesı suretıyle ılanen teblığıne karar verılmıştır
Yukarıda yazılı borç ve masrafları borçluların ışbu odeme emrının gazetede ılan tarıhınden ıtıbaren 25 gun ıçınde odemelen, takıbın davanağı senet.
kambıyosenedı nıtelıgınde değıl ıse 20 gun ıçınde mercıe şıkâyet etmelerı takıp dayanağı senet altındakı ımzalan kendılenneaıtdeğıl ıse yıne bu 20gun
ıçınde avnca ve açıkça bır dılekçe ıle fcra Tetkık Mercıı ne bıldırmelen aksı takdırde ıcra takıbındekı kambıyo senedı altındakı ımzanın kendılerınden
sayılacağı, ımzasını haksız vere ınkar ederler ıse alacağın % 4O'ı nıspetınde ınkar tazmınatı ve senet bedelının °o 10'u oranında para cezasına mahkûm
edılecekîen alacağın zamanaşımına uğradığı hakkında ıtırazlan varsa sebeplerı ıle birlikte 20 gun ıçınde Icra Tetkık Mercu'ne bır dılekçe ıle bıldırerek
mercıden ıtırazın kabulune daıı bır karar getırmedıklerı takdırde cebn ıcraş a de\ am olunacagı ıtıraz edılmedığı \e borç odenmedığı takdırde 25 gun ıçın-
de 74 madde gereğınce mal bevanında bulunmaları bulunmaz ıseler hapısle tazvık olunacaklan hıç mal bevanında bulunmaz \eva hakıkate avkırı be-
yanda bulunurlarsa hapıslecezalandınlataklaıı borçlunun Atalar Mah Pada I parseldekı payına425 000 000 -TL kıvmettakdıredılmışolup kıymet
takdırıne bır ıtırazı varsa ılandan ıtıbaren 22 gun ıçerısınde kıvmet takdırıne ıtırazını etmesı aksı takdırde kıvmet takdırının kesınleşecegı ıhtar olunur
1111 1996 Basın 119V9
PENCERE
Bugiinden Uç
Veren Göstepgelen...
Haberı ılk Cumhunyet verdı
"ABD Çekıç Guç'ten vazgeçıyor "
Sam Amca nıçın değışmıştı? Bugune değın Çe-
kıç Guç'un kalkmasını ısteyen Turkıye, kalmasını ıs-
teyen VVashıngton değıl mıydı'? Hangı dağda kurt
olmuştu''
Korfez Savaşfndan bu yana Amerıka'nın Irak'ta
yuruttuğu polıtıka ıflas etmıştı
Neydı o polıtıkanın ozu Irak'ı kuşatmaya alıp
Bağdat yonetımını soluksuz bırakarak Saddam'ı<
devırmek1
Aradan beş yıl geçtı Saddam yerınde duruyor
•
__1991'de Korfez Savaşı patlarken Turkıye'de'
Özal ın "dedıgı dedık, otîurduğu duduk"tu Bızım-
kı tarıhsel bırfırsat yakaladığına ınanarak heyecan-
lanıyordu, unlu "wzyon"unu açıkladı
- Korfez Savaşı 'nda 1 koyup 3 alacağız
- Nasıl?
- ABD Cumhurbaşkanı Bush azız dostumdur,'
kararını vermış, Saddam 'ın defterı artık duruldu
Ortadoğu hantası değışecek, hıçbır şey eskısı gı-'
bı kalmayacak Fırsatı kaçırmayalım, savaşa gıre-
lım, ganımet masasına oturalım
Zamanın Genelkurmay Başkanı Torumtay bu<
çılgınlığa dırendı, baktı olmuyor ıstıfa ettı, Ozal zorî
bela frenlendı, kraldan çok kralcı duşmanlık polıtı-
kası, komşumuz Irak'ın yureğıne ışledı, barışçılar
Ozal'ı uyarıyorlardı
- Yavaş gel1
Amenka yann obur gun bolgeden
çekılır, bız komşumuz Irak'la baş başa kalırız
"CIA Turklerı" ıle Ozal yalakaları, barışçılara sal-
dırıyorlardı
- Saddam'ın adamları'
•
Acımasız bırambargoyla Irak'ı kuşatan Amerıka,
beş yıldan bu yana komşumuzu aşsız, ılaçsız, sut-
suz, besınsız aç bırakıyor VVashıngton un hesabı-
na gore Irak ordusundan Saddam'ı devırecek bır
general beklenıyor ambargo 'Kerkuk - Yumurta-'
lık'petrol boru hattını kapadı Irak'la alım-satım yol-
lanmızı tıkadı Turkıye'nın beş yıldakı zararı yakla-
şık 30 mılyar dolar savaş ertesınde PKK guçlendı,
Saddam fobısıyle gozlerı kararan VVashıngton, Ku-
zey Irak'ta kukla Kurt devletı tasarımına yol verdı,
devletın çekırdeğını "CIA Kurtlen"oluşturdular Tur-
kıye'nın başına belalar sarılıyordu, ama bolge ba-
taklıktı devlet temelını oluşturacak zemın yoktu,
Amenka aşıretler çatışmasının batağına duştu, her
bır aşıretın arkasına komşu devletlerın guçlerı yığı-
nak yapınca ış sarpa sardı
Amenka çekılmelı mıydı?
VVashıngton, Kuzey Irak'takı yaklaşık 5 bın "CIA
Kurdu"nu Turkıye yoluyla Guam Adası'na goture-
rek kurtardı tarıhsel kepazelık vurgulandı, artık Çe-
kıç Guç e ne gerek vardı? Amenka Çekıç Guç'u Ku-
zey Irak'takı Kurtlen değıl CIA Kurtlerını korumak
ıçın konuşlandırmıştı
Turkıye, 1 koyup 3 alamadı
Tersıne çok buyuk zararlan ustlendık, geleceğın
sakıncalarını yuklendık
•
Pekı, şımdı ne olacak''
ABD'nın Irak a yonelık yenı planlarının ne oldu-
ğu açıklığa kavuşmuş değıl
Ancak Turkıye bolgede sıkışıyor, Iran bıze şenat
ıhraç etmek ıstıyor, Surıye su savaşını yurutuyor;
Irak, Ozal yuzunden Turkıye'ye duşmanlaştı
Bu durumda israıl eksenının gerçekçı omurgası
oluşuyor
Islam coğrafyasında ıçerıden ve dışarıdan şerı-
atçı kuşatmayla "laık cumhunyet modelı" tehlıke-
ye duşen Turkıye, Avrupa'dan da dışlandıkça
"Amenka - Turkıye - İsraıl" uçgenının bır koşesıne
yerleşmek olanağında ıç ve dış guvencelerını ara-
mak zorunda kalacak
Bu uçgen, Turkıye yı ıç polıtjkasında şımdıden uç
veren koklu kararlara doğru ıtebılır ya da bu yolda
elverışh ortamı yaratabılır
Cumhuriyet
Güney İlleri Bürosu
Yeni Telefon ve Faks
numaralan
Tel: 0 322 363 12 11
Faks: 0322 363 12 15
ERCİŞ KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
DosvaNo 1995 S4-55
1991 22
Dav acılar Ateş Ataç \ e arkadaşlan tarafından davalılar
Şerıfe Onal ve arkadaşlan alevhıne mahkememızde
açılan kadastrotespıtıne ıtırazdav asmm venlen ara karan
gereğınce
Ercış ılçesı Karatavuk kovunde kaın 592 417. 587,
372 475 \e 354 601 949 432 435 ve 438 nolu
parsellerle ılgılı mahkememızde açılan davanın
taraflanndan.
Davalı Şenfe Onal mırasçılan Sıddıka Sanıye, Nar-
den Demırden Marıtet Mantıka Onal
Zekı Lnal mıras-çıları Ta>ıa Necıbe Nesım Nevzat,
\esıle Ihsan Guler Erhan 'Sadıgar Kenan, Esmer ve
Songul Onal
Ateş Ataç mırasçıları Mukrıme Mustafa ve Yakup
Ataç Ahmet Çelebı mırasçıları Sulevman ve Mustafa
Çelebı Mehmet Çelebı mırasçılan Bılıcan Canan ve
Yakup Çelebı nın tum aramalara rağmen adreslen tespıt
edılemedığınden adlarına dava dılekçesi ve komısyon
kararının teblığının mumkun olmadığı Yukanda adlan
aeçen şahıs ve mırasçılarının duru^ma gunu olan
2901 199^ gunu saat 09 00 a kadar ıtıraz vedelıllen ıle
birlikte mahkememızde hazır olmaları veva kendılennı
bır vekıile temsıl ettırmelerı aksı takdırde yargılamava
gıyaplarında devam edılıp hukum kurulacağı komisvon
karan dava dılekçesı ve duru^ma gunu yenne kaım ol-
mak uzere ılanen teblığ olunur 30 10 1996Not Mahke-
memızın 1991 22 esassavılıdosvasmda Ercış Karatavuk
koyul064 107
2 1086 nolu parseller hakkında taraflan
davalılar "Velı ^'ıldırım Hazıne \e Hacı Çıftçı oğlu olan
davadadabulunamadıklarından Ateş Ata^ mırasçılanna
komısyon kararı dava dılekçesı ve duruşma gunu olan
19 2 1997 duruşma gunu ılanen teblığ olunur (3402 say ılı
vasamn28 2 maddesi gereğınce) \ınemahkememızın
1995 58 savılı dosyasinda taraflan davacı Ateş Ataç ve
arkadaşlan davalı Mehmet Ergul olan Karatavuk koyu
nızalı 950 nolu parselle ılgılı olarak devam eden davada
da bulunamadıklarından vukarıda açıklandığı uzere ıla-
nen teblığ olunu Basın 119416