25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İnrivaz Sahibi: Berin Nadi GeneJ Yayın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yavın Koordınatoru Hikmet Çetinkaya # YazıışJerı MudurJen Ibrahim VıldızlSorumluı. Dinc. Ta>anç # Haber Merkezı Muduru Hakan Kara 9 Gorsel Yonetmen Fikret Eser D/ş Haberler Şinasi Danışoğlu • ktıhbarat: Cengiz Yıldırım • Ekonomı Şülent Kızanlık 9 Kultur Handan Şenköken # Spor vbdûlkadir > ücelnıan 9 Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı • fotofraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra % \ urt Haberlen. Mehnîet Faraç V: ayın Kurulu Orhan Erinç, Okta\ Kurtboke Hikmet Çetinkaya.ŞûkranSoner. ErgunBalcLDinçTa>anç. Ibrahim V ıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balbav, Hakan Kara. A.nkaraTemsılcısı Mustafa Balha> • HaberMudüru Doğan Akın Ataturk Buhan No 125. Kat 4. BaLuılık!ar-Ankara Tel 4195020 r hat). Faks 4195027 • Izmır Temnlcısı. Serdar Kjnk. H Zı>a BK 1352 S. 2 3 Tel 4411120, Faks 441911~# AdanaTemsılcısı Çedn Yiğenoğlu, InonuCd 119 S No 1 Kat l.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Müesi.eie Muduru Erol Erkut # Koordınatör. Ahmet K'orulsan • Muhasebe Bülent V ener 0 Idare HösejİD Gûrer 0 fşletme Önder Çelik 0 Bılgı-Işlem Nail İnal 0 Bılgısa>arSıstem Yfürinet Çiler MEDVA C: • Yonetım Kurulu Ba^kanı - Genel Mudur Gulbin Erduran 9 Koordınatör Reha Işıtman 0 Genel Mudur Yardımcibi Mine Akdağ Tel 514 (T 53 - 51395S0-5l3S46ıWI.Falo 5I3S461 ^ a \ ı n l a w n \e Basan: Yenı Gun Haber AıartM Bastn \e Ya>ıncı!ık \ S Tu ; kx-ağ'! J a d }-> 4 Caâaloâlu 3433-; Ist PK 246 Isianbul fei (0 212» 512 05 05 C 0 haît Faks (0 2I2ı 5 P xf 95 6ARALIK.1996 Imsak: 5.36 Güneş: 7.08 Öğle: 12.02 Ikindi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.09 Ufcıdağ'da sezon açılıyor • Haber Merkezi - Türkiye'nin önemlı kış turızmı merkezlennden L'ltdaöda sezon 21 araıktaaçılıyor Güney MaTnara Turistık Otelcıler \e işlermeciler Bırlığı (GÜV1TOBI Başkani Işık L'ğurtuğ. Turizın Bakanı Bahattm Yücel tarafından açıhcak kayak sezonu içın tüm hazırlıklann tarrumlandığını söyledi Doğu Anadolu Bölgesı nde son günlerde vaştnan ve 30 vıldır görllmeyen bahar havası. dün sabah saatlennden ıtıbaren yerinı kar yağışına bıraktı Erzurum Palandöken Dağı'nda kar kalınlığı 20 santimetreye Hastaneler kötü kokmayacak • A.NKARA (AA) - Sağl-k Bakanlığı Müsteşan Ayrun Çıra>, hastanelerde kokmayan. hızmetin güleryüzle görüldüğıi bırortamın hede'lenmesını ıstedı. MüsteşarÇiray. valiliklere gönderdığı genelgede. çağda^ hastane ış.letmecilığinde tıbbi teda\i ve bakım hızmetJennın kalıtelı olarak sunulmasının. ancak hastane içerisindekı otelcılık hızmetlerinin en iyi bıçırnde yerine getınlmesı ile mümkün olduğunu ıfade etti. Terk edilen çocuklar • AN KARA (.4.4)-Bu yılın ilk 6 aylık bölümünde 0-6 yaşlan arasında 246 çocuk aılelen tarafından sokağa terk edildi. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esırgeme Kurumu Genel Müdürlüğu'nden alınan bilgi>e göre terk edilen çocukların ıllere göre dağılımında Istanbul büyük farkla ilk sırada yer alı>or. İstanbul'u. Ankara, Izmır. Antalya. Diyarbakır ve Adana gıbi göç alan iller ızlıyor. Hasankeyf taşınıyor • DhARBAKIR(AA)- Ilısu barajının göl alanında kalacak olan Batman'ın Hasankeyf ılçesınin yenı yerleşeceği alan. 15ocak tanhınde yapılacak ihaleden sonra bellı olacak Hasankeyf Beledıve Başkanı Fehmi Cihan. enerjı amaçlı Ilısu Barajı'nın yapılmasıyla. Hasankeyf ıle bırlikte Diyarbakır. Mardın. Siirt ve Barman'a bağlı 68 köyün sular altında kalacağını ıfade ederek şöyle dedi: "Hasankeyf. 19*92 yıhnda ılçe stariisüne kaviiştu. Tamamı SİT alani olan ve 5 bıni aşkın mağaranın bulunduğu ılçemızde. 3-4 yıldır kazı çalışmaları yapılamıyor. Konut sorununun yaşandığı 5 bin nüfuslu ilçede 10 aile. halen mağaralarda yaşamını sürdürüyor." Barış suyuna çevre koruması • ANTALYA (AA) - Manav gat O> mapınar Baraj Gölü çevresınde yürürülen banş suyu projesıne çev re koruma önerisi getınldı. Antalya İl Çev re Müdürii Rafet Ustün. aöl çe\ resinin doğal SİT alanı olarak ılan edilmesıni ıstedi. Üsrün. amaçlannın sürdürülebilir kalkınma çerçevesınde sürdürülebilir gelır elde etmek oldugunu vurgularken baraj gölü çevresınde kaçak yapılaşmanın ve deniz kıdiliğinın önlenmesı gerektığıni söyledi. Salim Özgür'ün resim sergisi • Haber Merkezi - Ressam Salım Özgür"ün resim sergısı Taksim Sanat Galerisi'nde de\am ediyor. Halen Avcılar'da resim öâretmeniiğı \apan Özgür. 1950 yilındâ " Bulganstan'da doğdu. Razgard Üni\ersitesi'nde resim öğretmenliği yapan Özgür. 1988yjJında Türkiye'ye geldi. Daha önce 8 kez Türk sanatseverlerle bır araya gelen Özgür'ün resim sergısı. 17 aralık salı gününe kadar gezilebilır. Prof. Kemal Alemdaroğlu, 4 Bu senaryoyu oluşturanlar laikliğin temelini sarsmak isteyenlerdir' dedi 4 TürbanIı asistan'a yalanlamaVUSUFZİVAAV Türban konusunu her fırsarta çarpıtarak gündeme getıren şerıatçı basının bir iddi- ası daha valanlandı. Islanbul Lni\ersıtesı Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Cerrahı Tıp Bı- limlerı Bölümü'nde türbanla göre\ yap- makta dırenen asıstan Dr Şükran Erdem Çalor'ın. böliim başkanlığmın aldığı karar- la "görev \erinin değjştirilerekCerrahi Mü- zesi'ne hapsedüdiği" ıddıasının dogru ol- madığı belıriıldı. Bölüm Başkanı Prof. Dr Kemal Alemdaroğlu. "Bu kişi birsenano- nun parçasıdır. Bu senanoyu oluşruranİar. laik demokratik Türkije Cumhuriyeti'nin temelini sarsmak iste>enlerdir" dedi. Cerrahpaşa Tıp Fakultesı Genel Cerra- hi Anabıüm Dalı'nda 5 av önce asıstan olan Dr. Şükran Erdem Çakır'ın türbanla görev yapmakta dırenmesı üzenne. hak- kında "Dev let Memurlan KılıkKı>afet Vö- netmeliği''ne av kın da\ randığı gerekçesıy- le soruşturma açıldı Soruşturma süresın- ce görev yen değıştırilen Dr. Şükran Erdem'e "önemJi bazı hastalıkJarla ilgili araştırma yapma"görevi \erildı Ancak Dr. Çakır. şe- natçı vayın organlarına yaptığı açıklama- larda. kendısının Prof. Âlemdaroğlu'nun emny le "Biriskelet. masa \esandahelerin bulunduğu Cerrahi Müzesi"ne hapsedilerek, kapının iizerinekiltlendiğini" ıddıa etti. Bu arada Dr. Çakır. Yakıflar Genel Müdürlü- ğü 'nde başka bır görev e atanması ıçın Rek- törluğe baş\ urdu. İstanbul Cnıversıtesı Rektörlüğü'nün onayı ıle 28 kasım tanhınde ünnersıteyle \asal ılışkısı kesıldı. Ancak işlemlerın he- nüz tamamlanmamas! nedenn le halen gö- rev ıne devam ediyor. 2 aralıkta olağanüstü toplanan Jstanbul Ünıv ersıtesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yö- netım Kurulu. Dr. Şükran Erdem Çakır'm "De\ let Memurlan Kı>afet Kanunu \e Vö- nefmclikferi ilecerrahi biliminin kurallan- naavkın" davrandığınıve bu konuda Çer- rahı Tıp Bılımlen Bölüm Başkanlığı 'nın uy- gulaması ile aldığı önlemleri yerinde bul- duğunu 2.12 19% tarıh ve 37 54 savılı va- zıyla karara bağladı. istanbul Cnıversıtesı Cerrahpaşa Tıp Fa- kültesı Cerrahi Tıp Bılımlen Bölümu Baş- kanı Prof Dr.Kemal Alemdaroâlu. konuv- • İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü'nde türbanla görev yapmakta direnen asistan Dr. Şükran Erdem Çakır'ın, "görev yerinin değiştirilerek Cerrahi Müzesi'ne hapsedüdiği" iddiasının doğru olmadığı belirtildi. la ılgilı sorularımızı yanıtladr -Dr. Şükran Erdem Çakır. asıstanlık gö- rev ı sırasında türban takmakta dırendiği ıçın Cerrahi Müzesi'ne hapsedıldığıni ıd- dıa ediyor Bu ıddia dogru mu° "Bu kişinin iddiası doğru değildir. Bu ki- şi bir senanonun parçasıdır. Bu senanov u oluşturanlar,laik,demokran'k Türkjve Cum- huriyefi'nin temelinisarsmakistevenlerdir. Mü/enin anahtarı kendisine verilmiştir. Kendisi bir o> un tezgâhinor. Siz inanabili- yor musunuz, bir doktorhanımı Cerrahpa- şa Hastanesi'nin bir anlamda merkezi bir yerinde, bir ücra köşesinde de değiL üç ay sürevle odaya kilitlettiğime? Bu doktorun eşi de Çocuk Bölümü'nde asistan olacak. bu doktor hergiin çıkacak. evine gidecek." -Bır asistan müzede gorev lendınlebılır mı1 "Asistana görev termern normal yetki- miz dahiünde olan birşey. Araştırma yap- ması ya da bir hastayı muayene etmesi için görev veriyoruz. "Hayır. ben muayene et- mem " midiyecek. Bu düşüncedeki biri bel- ki onu da söyleyecek. Biz öğrencilerin tür- ban takmalanna karşı değiliz. Sokakta, te- orik derslerde de türban takılmasına kar- şı değiliz. Ama uygulamalı derslerde, has- ta başında. laboratu\arda. başörtüsü te benzeri görüntülerin yasa \e yönetmelikle- re girmemesinin yanısıra o çaiışma koşul- laruıa uymaması sözkonusudur." -Dr. Çakır'a karşı şenatçı basında yer alan "Ya peruk tak. ya çek git. Bu şekiİde buradaçalışamazsın"ıfadcsın] kullandınız mı° "Ben hayatımda hiç kimseye "çek gıt" sö- zünü kullanmadım. Bcn vasaİan uygulayan ve yasalan çok iyi bilen bir kişiyim." -Dr.Çakır'ın ~Biriskelet»esandalyeler- den oluşan müzeye hapsedüdiği" ıddıası doğru mu'1 "Bu müze yeni oluşturulmakta olan bir kurumdur. Bir masa, bir koltuk \e bir is- kelet. iki de cerrahi aletleri içeren doiap \ardir. Memuruolmayan bir kurumda dok- tor hanım ne yapacak? Müzenin yanında- ki kitapükta araştırma yapma görevi \eril- miştir. müzede değil. Bu araştırmanın so- nucu bekienmektedir.Sonuçda hâlâgelme- miştir. O kitaplığa giriş ya dersaneden, ya da müzeden olmaktadır. Dersanede ders yapıldığı için kitaplığa giriş için müze ka- pısından geçilebilmektedir." '\argiya çağrı' Öte yandan İstanbul Üniversitesi Sena- tosu da yaptığı açıklamada. Dr.Şükran Er- dem Çakır'la ılgilı bazı yayın organlann- da yayınlanan haberlerın gerçek dışı ve kamuoyunu yanlış yönlendırmeve yönelik oldugu belirtılerek. durumun şıddetle kı- nandıgı bıldırıldi. Mariah Carey, En Ateşli Şarkı ve En Ateşli Şarkıcı ödüllerini, su- nucu Brady "nin eb'nden aldı. (Fotoğraflar REUTERS) Carey, en ateşli şarkıcı Kültür Servisi- 7 . Billboard Müzık Ödülleri, 4 aralık gecesı Las Vegas'ta düzenlenen bırtörenle sahiplerını buldu Cnlü şarkıcı Madonna. 'En Başanlı Sanatçı' (Artist Achievement Avvard) ödülüne değer bulundu. Efsanevı gıtanst CarlosSantana(üstte) objektıflere başanlı müzik geçmışı nedenıyle aldığı "Yüzyılın Ödülü' heykelciğı ıle gülümsedi. Boyz I! Men ile birlıkte seslendirdığı 4 ÖneSweet Day'adlı şarkısıvla ABD lıstelerinde 16 haftadır bır numarada olan Mariah Carey ıse gecenın yıldızıydı. Sanatçı. 'En Ateşli Şarki' ve 'Eri Ateşli Şarkıcı' ödüllerini sunucu Brady nın elınden aldı. Grammy ödüllü genç kadın şarkıcı Alanis Morissette ıse 'Yılın Şarlocısı' seçildi. 'Macerena' şarkısının ünlendirdıği topluluk Los Del Rio. rap şarkıcısı LL Cool J, The Tony Rich Project ve Tony Bravton gecenın diğer ödüllü yıldızlanydı. Geçen av yaptığı doğumdan sonra ilk kez kameralar karşısına geçen Madonna. ödülünü alır almaz sahnevi terkerti. Çocuğunu pazarlayan anneye 43 yıl hapis FLAT KOZLL'KLU VVASHINGTON ABD'nın Cleveland ken- rınde bıranne, ılkokul öğ- rencısı oğlunu 51 vaşında- ki okul müdiresıne para karşı lığı "seks kölesi" gi- bi pazarladığı ıçın 43 yıl hapse mahkûm edildi. 12 yaşındakı öğrencısine "te- ca\üz etmek" ve "riişvet almaktan"yargılanan okul müdıresi Nancy Marks25 yıl hapisle cezalandınldı. Robbi Robûıson adlı 36 yaşındakı anneye venlen cezanıngerekçesı; "Nancy Marks'tan tehditle 15 bin dolar para almak ve çocu- ğunu fahişeliğeyöneltmek" şeklinde açıklandı. İki yıl önce ortaya çıka- nlan ola> öncekı gün ve- nlen "tarihi hapis cezala- nyla" son bulurken, mah- keme yargıcı Kathleen .Ann Surula. "oğiunun tecav üze uğrayışına para karşılığı gözyııman" anneye. "Kö- pcğinıin seninkinden daha güçlü annelik içgüdüsü var" dedi. ABD basınında yer alan habere göre. "seks ve riiş- vet skandalı" iki yıl önce ortaya çıkarıldı. Clevland Case Ilkokulu'nun 51 >a- şındakı müdıresı Nancy Marks. 12 yaşındakı öğ- rencısinı cınsel ılışkıye zor- ladı Bayan Marks, yaklaşık ıkı yıl boyunca erkek öğ- rencısine tecavüz etti. Bu durumu öğrenen anne Rob- bie Robınson.>a>lı kadını "poliseşikâyetle" tehdıt et- ti ve >usmak için para is- tedi. Okul müdiresi "tehdit" üzerine, anneye ıstedıği pa- rayı vermeye başladı ve toplam 15 bin dolar ödedı. Ancak bır süre sonra pa- rası olmadığını belirterek, oğlunu satan anneye *Bu- raya kadar" dedi ve 1994 May is ay ında ödemey i kes- tı. Olay da. 51 yaşındakı kadının para ödemey ı dur- durmasından iki gün son- ra, oğlunu "pazarlayan'" annenın polıse başvurup "Oğluma tecavüz edildi" demesıyle ortaya çıktı. Çocuklar en fazla ödevlerin çokluğundan yakınıyor Evlere pedagog servisi FİGEN ATALAY Birçofunda okul fobisı var. Kimisi hiperaktif. Ara- Jannda davranış bozukluk- lan olanlar, okula uyum sağ- layamayanlar, yürüme so- runu bulunanlar var. Bazıla- n ıse yalnızca ders çalışma- sına yardımcı olacak bir ab- la ya da agabeye gereksı- nim duyuyor. Farklı özellik- leri olan bu çocuklann hep- si de her gün ev lenne gelen pedagoglarlaeğıtımvetera- pi çalışmaları yapıyorlar. Bakırköy 'de bulunan Psı- kolojik Danışma Merkezi. 20 pedagogla evlere "senis yapıyor". Merkezinyöneti- cisı Psıkolog Dr. Olcay Ku- lakoğlu İlhan. evde verilen eğıtım ve terapınin yararla- nnı şöyle açıklıyor. "Çocukev ortammda ken- dini daha güvencede hisse- diyor. Çocuk muayenehane- de kendûıisakJayabitiyor, an- ne-baba kendini en şirin ha- liyle gösterebiüyor. .\ma ev ortammda bu mümkün de- ğil. Pedagoglar, her gün git- tikleri evde çocuğu çok iyi tanıyor. anne-babaların ha- talarını görebüiyorlar. Ge- rekirse, anne-babayla özel toplantılar yapüarak doğru davranış kalıpları öğretili- yor." Okul fobisinde patlama var Pedagojik sorunlar ıçınde bu yıl okul fobisinde patla- ma yaşandığını belırten İl- han, bir okul müdürünün ha- reketli bir çocuğun annesı- ne, 'bu çocuğun içinde cin var,okutturun" dediğıni an- latıyor. Bu çocuk, üç okul dolaştıktan sonra sevecen ve sabırlı bır öğretmen sa- yesinde okul fobisıni yen- miş. İlhan, okul fobisini. tele- vızyon programlarından kaynaklanan sorunlann iz- lediğini v^irguluyor. İihan'm verdiği bılgilere göre, kimi telev ızv on programlarından sonra çocuklarda davranış bozukluklan görülebilıyor, çeşitlı fobiler başlayabıli- yor. tlhan. bu konuda anne- • Uzmanlar, evde yapılan pedagojik terapinin çocuğun kendini güvende hissetmesini sağladığını belirtiyorlar. Çocuğun muayenehanede kendini saklayabildiğini söyleyen pedagoglar. her gün gittikleri evde anne-babaların da hatalarını daha kolay görebüiyorlar. babalan, her sabah çocukla- nnın gün içinde televızyon- da hangi programlan izleme- lerinin sakıncalı olacağına karar vermelen ve buna tı- tizlikle uymalan konusunda uyanyor. Birbaşka örnek de her ıs- teğıne "evet" denılmış. ar- mağanlara boğulmuş çocuk- lardakı sosyal davranış bo- zukluklan. Buçocuklardan kımisi para kullanmay ı. alış- veriş etmeyı bilmiyor. Pe- dagoglar, bu çocuklarla alış- verişe çıkıyor. kafeteryada oturuyor ve böylece para kullanmasını öğretmeye ça- lışıyorlar. u Bugün ödev çokw Pedagojik egıtımın evde nasıl verileceğını meraket- tik vesekızyaşındaki Gök- han'a kısa bir süre ıçın ko- nuk olduk. Gökhan. pedagog ablasi Mine Göl'u "Bugün öde> çok" diye yakınarak karşılıyor. Ders çalışmak de- ğil. top oynamak, resim yap- mak istiyor. Mine Göl. " Bunlan da yapacaksın,ama benim sana karşı sommlu- luklarım \ar, ders çalışma- na yardım etmem. bir şey ter öğretmem gerekiyor" diyor. Gökhanın buna karşılığı. "Ben zaten >«rgununı.Okul- dan geliyorum, sen geliyor- sun"oluy or. O zaman Mine Göl. psıkodrama yönteminı uygulamaya karar veriyor ve Gökhan "a "Haydi rolle- ri değjşelim" önerisinde bu- lunuyor. Mine Göl. Gök- han ' ın her zaman yaptığı gi- bi odanın içinde dolaşarak ders çalışmak ıstemediğıni söylüyor. Gökhan. "Mine olmak çok zor, sen acaip bir kızan" diyerek pes ediyor v e derse oturuvor SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Tarihin Verdiği Ders!.. e-posta : tan •« vol. com. tr Siyanürlü altm tartışması İZMİR(AA)-Bergama Be- lediye Başkanı Sefa Taşkın. ÇHP İzmir Milletvekılleri Ay- dın Güven Gürkan ile Aü Rı- zaBodur'un. sıyanürkullanı- larak altın çıkanlmak ıstenen Ov acık yöresmde referandum yapılması ıçın TBMM'yeya- sa teklifi vereceklennı bildır- di. Sefa Taşkın. vaptığı yazılı açıklamada. ınsanları ve çev - reyı etkıleyecek çahşmalar içın bölge ınsanlarından "olur"alınması gerektığıni kaydederek. "Bununyoluda referandumdur" dedi Eurogold fırmasınm Berga- ma Ovacık'ta sıyanür kulla- narak altın çıkarmasına kar- şı çıkan 17 köy ıle ılçe halkı- nın 6 y ıldır referandum yapıl- masını istediklerinı hatırla- tan Taşkın, İzmir Milletve- kılleri Gürkan ıle Bodur'un pazartesi günü ılçelerıni zi- yaret ederek, köy muhtarları ve kendısınden son gelışme- ler hakkında bılgı aîdıklarını ve köy lülerin referandum ıs- teğmı olumlu buldukiannı ifa- de~ertı. Yaşanmış gerçektir: II. Dünya Savaşı sonrasın- da, Fransız Komünist Partisi, girdiği bütün ge- nel seçimlerden, 'en büyük parti' olarak çıkıyordu; Meclis'dekien kalabalık 'grup', onun grubuydu; ül- kenin en çok satan gazetelerinin arasında, onun or- ganı l'Humanite gazetesi de bulunuyordu. Bu 'sal- tanat' beş on yıl kadar sürdü. 1960'lara doğru, aynı parti şiddetli bir inişe geçmişti; prestiji düşmüş, sü- rekli seçmen kaybediyor, yayın organları bunalımda! peki, ne olmuştu da, savaş ertesınde onu başına taç eden Fransız halkı, gün geçtikçe araya mesafe koy- muş, oyunu ondan esirgemişti? 1950'de FKP'nin halk arasındaki adı 'Le Partie des Fustlles / Kurşuna Dizilmişlerin Partisi' idi; çün- kü liberal partilerin, sosyal demokratların ya işbirlik- çi ya da opportünist davranmasına karşı; FKP ve onun silahlı direniş kanadı, Naziler'e karşı amansız bir mü- cadele vermiş; Fransa uğruna pek çok FKP milita- nı (bu arada Jacques Decour, Gabriel Peri) kurşu- na dizilmişti: aslında Fransızlar, ülkesini savunmak- ta onca yiğitlik gösteren bır partiyi yüceltiyordu. Oysa Soğuk Savaş'ın civcivli günlerinde, FKP'nin efsanevi lideri Maurice Thorez, Meclis kürsüsün- de son derece sert bır konuşma yaparak; 'eğer bir gün Fransa ile SSCB arasında savaş çıkarsa, Par- ti'nin ve komünistlerin Kızılordu'nun yanında yer alacaklarını' söyledi. Fransız halkı bunu aslaaffetrne- di, desteğini FKP'den çekti. Onu başında taşırken de, ondan desteğini çekerken de, halkın kriteri aynıydu yurt bilinci ve tam bağımsızlık isteği. Fransa, çoğumuzun sandığı gıbi, 'yekpare' bir top- lum değildir: Normanlar, Brötonlar, Basklar, Flaman- lar, Franklar vb etnik gruplardan oluşmuştur; ama Fran- sız milleti bunlann toplamı, belki biraz da fazlasıdır; yurt bilinci ve bağımsızlık gündeme geldi mi. etnik kökenleri ne olursa olsun, tek yumruğa, tek yüreğe dönüşürler. Birey'in yurttaş' olduğu an... Y aşanmış başka birgerçek: 1910'lu yıllann sonun- da, Devlet-i Aliyye'nin Anadolu'daki 'ahalisi', uzun ve yenilgiyle sonuçlanmış savaşlardan yorgun- du: geri kalmıştı ve yoksuldu; bunlar yetmezmiş gi- bi, Balkan 'hezimetinden' ve Seferberlik'ten son- ra Düvel-i Muazzama {'SJstem'Jnın yurduna göz dik- tığinı, onu parçalara ayırıp yokettiğini görüyordu; iş- gal askeri, Izmir'e, Adana'ya çıkmış, iç bölgelere ya- yılmaya başlamıştı. Devlet-i Aliyye-i Şâhâne, altıyüz yıllık bir devlet; Osmanlı hanedanı. bu halk/ bunca zaman yönetmiş, üç kıt'ada hüküm sürmüş, 'cihangirane bir devlet' yaratmış; üstelik padişah, aynı zamanda 'Halife-yi rû-yi zemîn zıllulah-i fil'arz', dünya müslümanları- nın en büyük ruhani lideri; gel gör ki bu defa, ülkeyi parçalara ayıran Sevres Sözleşmesi'ne karşı çık- mıyor, işgal kuvvetlerıne kolaylık gösterilmesinı isti- yor; daha da kötüsu, bu 'bölünmeye' karşı koymak isteyenleri, 'ihanet-ı vataniye' ile suçlayıp, 'Kürt' Mustafa Divan-ı Harbi'nde idama mahkûm ediyor. Osmanlı halkı da 'yekpâre' bir halk değildir, işin ilginç yanı, daha önce 'milli bir dönem' yaşamamış- tır; Anadolu toprağında Türklerin yanısıra Lâzlar, Çerkesler, Kürtler, Tatarlar, Gürcüler, Araplar vb ya- şamaktadır; ama bu halk, üzerinde yaşadığı yur- dun, sahip olduğu bağımsızlığın tehlikeye girdi- ğini görünce, aslında bir 'millet' olduğunun sa- pına kadar bilincine varmış, -aynen Fransız mılle- tinin yaptığı gıbi- yurt bilinci ve bağımsızlık tutku- su ile, altıyüzlük hanedanı bırakıp, ne olacağı be- lirsiz bir avuç yüreği pek inkılâpçının ardına düş- müştür. Yakın tarihten, daha pek çok örnekler gösterilebı- lir. Bazen olaylar öyle koşullar yaratır ki, 'kul' bırden 'yurttaş' olur; 'birey', toplumsallığını herşeyin önü- ne çıkarır. her şeyin üstünde tutar; çünkü modern zamanlarda, milliyetçilik kavramının 'ırk'la bir ilişkisi yoktur, onun temel ilişkisi üzerinde yaşa- nan yurtladır. Tarihin verdiği ders bu. Gâzi Mustafa Kemal, bunu daha 1920'desöyle- miş: "... burada maksut olan ve yüksek Meclisi- mizi oluşturan kişiler yalnız Türk değildir, yalnız Çerkes değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Lâz de- ğildir; fakat hepsinden oluşmuş Müslüman un- surlardır; samimi bir toplamdır. Şu halde bu yük- sek heyetin temsil ettiği, hukukunu, hayatını, şe- ref ve şanını kurtarmak için azmettiğimiz emel- ler, yalnız bir İslâm unsuruna art değildir, çeşitli Islâm unsuıiarından ofuşmuş bir kütleye aittir." O 'kütle' bütün Türkiye'nin halkıdır. Cerekçe', aynı idi... Ohalkın. Gâzi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının yönetiminde, Müdafaa-i Hukuk doktrini'ne dayanarak. savaşa savaşa kurduğu Türkiye Cum- huriyeti, açıkça görülüyor ki. hanidir sürdürülen 'so- ğuk bir savaş'ın türlü çeşit 'seyyiâtını' yaşıyor. Ekonomik kalkınması, uluslararası örgütler tarafın- dan denetlenmekte, kalkınması ve güçlenmesi, el al- tından, engellenmektedır. Bır zamandır buna 'düşük yoğunlukta bir iç savaş' eklenmiş, böylece 'yıpratıl- ması'tasarlanan 'amaçlar' bakımından münasip gö- rülmüştür. Handiyse yarım yüzyıldır. ne pahasına olursa ol- sun destek olduğu Batı'lı 'müttefikleri'nin, en önde gelen yetkili ve sorumluları, Türkiye Cumhuriye- ti'nin Devlet Başkanı'nın yüzüne karşı, bütün kötü- lüğün 'üniter devlet yapısından' kaynaklandığı- nı söyleyebilmekte, kısacası Lausanne Anlaş- ması'ndan vazgeçilmesini, Sevres Sözleşme- si'ne dönülmesini isteyebilmektedir. Hem de 'de- mokrasi' ve Insan hakları' gerekçesiyle! 'Tanzimat'ı ve 'Meşrutiyet'i de, aynı gerekçeyle destekleyıp arka çıkmışlardı, netice malûm. Türkiye halkının, kimden yana çıkacağını sanıyor- sunuz? www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear