Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 JMAUK 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
TELEVIZYON 17
Pop sürgünden dönüyor
• CUMHUR CANBAZOĞLU
ı TLTyönetırrininRad.vo-resürgüne
oöncsrdıği pop müzık yeni yılla bırlik-
te Rad>o-3'e g;ri dönüyor.
Rajyo-3'ün »aynn saatı tekrar 14 sa-
ate çkânlıyoMe Klasik Batı Müziği ıle
caza "üzde 75, popa (pop, rock. vb., yüz-
de 2i oranındayer aynhyor. Bunagöre
toplan yayım içindeki payı yiizde 40'tan
yüzcfc 25'e dûşen pop müzik _»__
24.CK-02.00.07OO-03.OO, 14.15-
15.OC 18.00-lc
.00 saatleri ara-
sındadinleyicıye ulasacak. Böy-
lebirJeğişiklik çinTRT'nınba-
şına jelecek yeai genel müdürii
bekleyen TRT yönetirn kurulu
rahatazhğın aıtması üzenne top-
lanıp •ayın forraatlannın eskiye
dönrresıne karar
verdi.
Ondörtayönceeski TRTGenelMü-
dürü Tayfun Akgüner'ın emriyle Rad-
yo-3 umamen klasik müzik ve caza ay-
nlmış. Stüdyo FM gibi Radyo-3'le öz-
deşlesmış birçok program Radyo-1'de
monoolarak yayımlanmaya başlamıştı.
Akgüıer uygulamanm üç av denenece-
ginı, lu süre sonunda denemenin yara-
nnın mlaşılaca|ını belirtmişti.
Bu süre içinde dinleyicıden gelen tep-
kilenr yüzde 85'i olumsuz çıkmış. an-
cak Genel Müdür keyfi kararla uygula-
manın süreceğini bildirmişti. flginçtir bu
karan protesto edenlerin önemli bölü-
mü klasik müzik dinleyicısiydi; çünkü iyi
bir klasik mûzik programının ardından
gelen kaliteli pop ya da rock köşesi kla-
sik dinleyenin de dikkatini çekiyor, mü-
ziksevere yeni pencere açıyordu. Aynı ko-
nu pop dinieyıcisi içın de geçerliydi. En
büyük özel radyo istasy onunun bile yir-
Eski TRT Genel Müdürü Akgüner'in keyfi
karanyla mono yayın yapan Radyo-1 'e
aktanlan pop müzik programlan 1997'de
Radyo-3 'te yayımlanacak. 24 saat yayına
geçecek Radyo-3'te pop müziğin payı
yüzde 25 olacak.
miye yakm merkeze ulaşabildiği bir ül-
kede halkın yüzde 99'una yayım yapan
Radyo-3'e bu müdahale popa öldürücü
darbeyı vurmak demekti.
Kimse, tamamen klasik müzık ve caz
yayımlayan bir radyonun olmasına. he-
le hele bunun devlet tarafından gerçek-
leştirilmesine karşı değildi. Ancak Rad-
yo-3 gibi yayın formatı yıllardır dinle-
yicinin isleklerinegöreoluşturulmuş bir
kanalın sadece klasiğe aynlması büyük
hataydı. De\ letin olanaklan şu anda \ al-
nız bir stereo istasyona olanak tanıdı-
ğından, çokseslı bütün türler arasında
kanalı pay etmek daha doğruydu.
Mono yayım yapan Radyo-1 'ın polı-
tikası daha çok toplumun geneline. on-
lann beğenisi ve kültürüne hitap eden
programlardan, halk müziği ve sanat mü-
zıği ağırhklı müzikten oluşuyordu. Rad-
yo-3 dınleyicısi Radyo-1 'de maç yayın-
lan, mevlitier, bayram özel prog-
ramlan gibi süreklt süresı sarkan
bir yayım ıcınde kendi progra-
mının peşinde koşamadığından
birçok programın ızlenirlik ora-
nı düşmüştü.
Ömeğin Fehmi Akgün'ün tan-
go programı (Radyo-3'te artık
tangoya yer yok denince Akgün
yeni yıldaTRT'ye program üret-
meyi bırakmış) dört hafta yayımlanama-
mış, Stüdyo FM de tam 22 kez yayım-
dan kaldınlmıştı...
Birkaç gündür Radyo-I, Radyo-2, Rad-
yo-3 ve TRT-FM'de sürekli anonslarla
Radyo-3'tekı format değişikliğı müzik-
severe aktanlmaya başlandı. Dileğimiz,
bu önemli adımdan sonra popun süresi-
nüı eskisi gibi yüzde 40'a çıkartılıp ül-
ke çapında kaliteli popa hasret katmış din-
leyıcinın memnun edılmesı.
EKRANSEPETÎ
FİKJRET ESER
Futbol, futbol, futbol...
Maçların yayın hakkını
elindetutan televizyon ka-
nalının esirisinız mecbu-
ren. Prjgramın adı 'Mara-
ton'. Sunucu bir zamanlar
çalıştıgı kanala söylemedi-
ğini bırakmayan biri.
Hem de haber özgürlüğü
adma. Görüntü hakkı için
dünyanın her yerinde çok
büyük paralar «____™»
ödendiğini
bilmezmiş gi-
bi. Şimdi is-
• tediği yerde...
Saat 22.00.
günlerden pa-
zar. Ligin ilk
yansının son
maçlan oy-
nanmış. Yayın hakkının sa-
hfbî programı başlatıyor.
İlk haber, önce şöyle bir
Günay Restaurant'a uza-
nalım. Galatasaray kutla-
ması var. Ikinci haber, AJi
Şen ve Fenerliler Deniz-
li'de nasıl dansöz oynattı.
Beşiktaş Başkanı Seba
birgece açılışında. Haber-
lerarkaarkayageliyor. Kol-
tuğamıhlanıyorsunuz. Yi-
'Maraton
Düğün
SalomTna
hoşgeldiniz!..
ne Günay'a bağlanıyoruz.
Muhabirkonuşuyor: "Bur-
da hava ısınıyor. Muaz-
zez Abacı sahne aldı. Elin-
de Cim-Bom bayrağı."
Alttan görüntü geçiyor. Az
sonra maç görünrtileri. Bir
kez daha Denizli'deyiz. AJi
Şen yüriiyor. Eşofinanla-
nnı çekmiş. Ardındagaze-
teci ordusu. Az sonra maç
görüntülerı, bizden aynl-
mayın. BirTelevoletanıtı-
™»^™™»_!ra, mı. Hemen
devam edece-
ğiz. Beşiktaş-
lı Oktay'ın
doğum gü-
nünde yalnız
biz orday-
dık... Hayır
__________ biz orda ol-
mak istemi-
yoruz. Biz spor istiyoruz.
Tuttuğumuz takımın ma-
çını seyretmek istiyoruz.
Çıldırtan yorumiannızı is-
temiyoruz.
Temiz toplum temiz spor
deyip sayfalannda ekranla-
nnda işine geldigi gibi dav-
rananlan istemiyoruz. Ha-
berimizi istiyoruz. Görün-
tü istiyoruz. Nefes almak is-
tiyoruz...
Osmanlı haremine
kötü bir bakıs
İnterstar 00.45
Gözde - The Favorite
/ Yönetmen: Jack
Smight / Senaryo:
Larry Yust (Yunan
Prensi Michael'ın
romanından) /
Görüntü: Hovvard
Wexler, Glorgio
Tonti / Müzik:
VVilliam Goldstein
/ Oyuncular: F.
Murray Abraham,
Amber O'Shea,
Maud Adams,
Ron Dortch,
James Michael
Gregary, Faruk
Peker, Laurent le
Duyen /1989
ABDyapımı, 101
dakika.
MLRATOZER
Hollywood'un "görme-
yen" gözüyle çektiği Os-
manlı haremi diye niteleye-
bileceğımiz bir fılm gelecek
bu gece ekranlara;''Gözde"
(The Favorite).
Televizyon kökenli yaşlı
yönetmen Jack Smight,
;>
Kaleidoscope"(1966).
".\irport 75-HavaaJanı 75"
(1974), "Fast Break"
(1978) gibi sıra işi fılmlenn
yönetmeni olarak tanınır
Hollyvvood'da. Yönetmen-
lik yaşamı boyunca 1966'da
çektiği "Harper" dışında
dışe dokunur herhangi bir fil-
mi daha yoktur. Ancak
"Gözde"yİe sıra altına dü-
şüşünü belgeler bir çizgiye
doğru yönelmiştir. Bıldigi-
miz kadanyla da bu fılmden
sonra başka bir projede yö-
netmenlik yapması mümkün
olmamıştır.
Balıkçılardan iıısaııbk dersi
) TRT 2 007l5
Kahraman Kaptan -
Captains Courageous
/ Yönetmen: Victor
Fleming / Oyuncular:
Spencer Tracy,
Lionel Barrymore,
Freddie
Bartholemew,
Mickey Rooney,
Melvyn Douglas,
Chartey Grapevvin,
Christian Rub, John
Carradine/1937
ABDyapımı, 116 dk.
TVServisi- 1930'lu yıl-
ların çok sevilen ve ıyı iş ya-
pan filmlerinden biri olan
"Kahraman Kaptan" (Cap-
tains Courageous). gecenin
kayda değer belki de tek fil-
mi. Zengin ve bir o kadar da
şımank bir çocuk (Bartho-
lemew), babasının gemisın-
den denize düşer. Onu bulan
ve besleyen balıkçılar, bu kü-
çük çocuğa nasıl "insan"
olunacağı konusunda iyi bir
ders venrler. Tabii kı bu ba-
lıkçılardan biri de "baba"
aktör Speacer Tracy'dır...
Artık klasıkleşmiş bir film-
Yunan Prensi Michael'ın
Osmanlı harem yaşamım ve
kadınlann hanedan üzerin-
• dekietkisinianlatan"Saray
Geceleri"adlı romanından
uyarlanan film, yakın tarihi-
mize "kısır" bir açıdan ba-
kan oldukça başansız bir ya-
pım. F.Murray Abraham
(Onun da neden bu fılmde
rol aldığını anlayamadık doğ-
rusu!) da olmasa kesinlikle
çekilemeyecek bir film olan
"Gözde", sekizincı sınjfbir
Hollywood yapımı olduğunu
her karesinde haykinyor.
Kalabalık bir kadroya ge-
reksinımin olduğu film, dar
bütçenın getirdiği dar kad-
royla gerçekleştirilmiş. Ye-
teneksiz oyuncuiann yete-
neksizliklerini sonuna kadar
sergiledikJeri birarenayı an-
dıran Osmanlı haremi, kötü
kostüm. makyaj ve çevre dü-
zenlemesinden de kendine
düşenı alarak "bayağı" bir
filme mekân olma özelliği
kazanmış.
Bir de, film hakkında za-
manında Türkiye'de yapılan
onca tartışma düşünülünce,
fılmi izledikten sonra tüm
bunlann boşa kürek çekmek-
ten başka bir şey olmadığmı
görüyorsunuz. Lzennde her-
hangi bir tartışma yapmaya bı-
le gerek olmayan berbat bir
film bu. Film Türkiye sinema-
lannda gösterime girdiğinde
yapılan taiışmalar şu mın-
valde cereyan ediyordu: Fil-
min ıki sahnesı kesilmiş, Os-
manlı'yı yanlış anlatıyormus,
padişah sevışirken terler mıy-
miş, vs...
O iki sahne kesilmese ve ta-
rihi doğru aktarsa bile bu fılm
"adam" olmazdı. Çünkü bu
bir Hollyvvood yapımı, hem
de sekizincı sınıf...
Büyük aktör Spencer Tracy, ilk Oscar'ını 'Kahraman Kaptan'la kazanmıştı.
dır "Kahraman Kaptan".
"Aile filmi" kategorisinin
vazgeçılmezyapıtlanndan bı-
rıdır. Denızin ve balıkçılann
da en iyi kullanıldığı filmler-
den bındir aynı zamanda. Bel-
kı yeterince gerçekçı bir ba-
kış açısı yoktur filmin, ama
stüdyonun (MGM) da böyle
bir derdi yoktur doğrusu. On-
lann tek derdı, "kitie"ye ya-
kın gelebilecek birfilmkotar-
maktır ve bunu da başanyla
gerçekleştirmışlerdir.
Büyük aktör Spencer
Tracy'nin ilk Oscar'ını ka-
zandığı fılmdır "Kahraman
Kaptan". Tracy, biryıl son-
ra "Boys' Town - Yannın
Çocuklan"vla da yanı ödü-
lü kazanmayı bılmiştir. Bu
ödüle yedi kez daha aday ol-
duğunu da belirtefım bu ara-
da.
Aktörün kazandığ! Oscar
dışında en iyi fılm ve senar-
yo dallarında adaylıkla yeti-
nen yapım, bu hafta içinde
ekrana gelen ikinci Rudyard
Kipling uyarlaması.
TRT 2 22.45
'Akbank Caz
Festivali'
TVServisi -TRT2'nin
"Festivallerden" kuşağında
Akbank 6. Uluslararası Caz
Festivali'nden bir konseryer
alıyor. Konserde. adını solist-
leri ve liderleri Kuvezin'in
çaldığı Tuva Arpı'ndan alan
Yat-Kha grubunun seslen-
dirdiği parçalar var.
MERCEKLE BAKINCA
MAHMUT T. ÖNGÖREN
Zorfa Olur mu?
19 Kasım 1996 günü Feyziye Mektepleri Vakfı'nın
yaptırttığı Işık Üniversitesi'nin açılışında Cumhurbaş-
kanı Demirel'i karşılayan öğrencilerin ellerindeki pan-
kartlarda, "Hoşgeldiniz", "Yaşasın Demirel" gibi söz-
ler yazılıymış. Ama Türkçe değil, Ingilizce...
Ote yanda, Türkiye'de yaşayan Kürtler Türkçe ko-
nuşmuyor, Kürtçe şarkılar türküler söylüyorlar filan di-
ye bir kınama, bir şiddet, bir eleştiri ki, sormayın git-
sin.
llkokul üördüncü ya da beşinci sınıftayken (1941,
42 yılları) öğretmenlerimız bizlere "Vatandaş Türkçe
konuş" ilkesini belletmişlerdi. Istanbul'da yaşayan
Rumların ve Ermenilerin sokakta kendi dıllerini konuş-
tuklarını duyarsak, hemen gidecek ve "Vatandaş
Türkçe konuş" dıye uyaracaktık.
Bir gün, Bostancı'daki evimize gitmek üzere okul-
dan çıktığımızda iki Türk bebeginin arabasını süren
ve aralarında Ermenice ve bebeklerle de Türkçe ko-
nuşan iki bakıcıyla burun buruna geldik. İki arkadaş-
tık. Bakıcıların gözünün içine baka baka, sertçe, "Va-
tandaş Türkçe konuş" diye o küçük yaşımızın verdi-
ği coşkuyla haykırdık.
Yıllarca sonra, bu masum ve öğretmenlerimiz ta-
rafından İDeynimize doldurulmuş dürtünün etkisiyte baş-
vurduğumuz davranışa ne denli üzülecektim. Bizim
küçücük boyumuza bakmadan yüzlerıne haykırdığı-
mız uyan her iki bakıcıyı müthiş korkutmuştu. Yüzle-
rındekı gerilmış çızgıler hâlâ belleğimde. Başlarını
eğerek hemen oradan uzaklaşmışlardı.
Geçenlerde Istanbul'da, kalabalık Taksim Meyda-
nı'nda otobüs beklerken, bırden çocukluğumu anırrt-
sadım. Neden mi? Hemen çıkaramadım. Sonra bir-
den kulaklarımı dolduran, yakınımdan geçen iki kişi-
nin konuşmasını duyduğum için çocukluğuma dön-
düğümü sezdim. Bu iki kişi hemalde Yunanlı turist-
lerdi ve kendi dillerinde konuşarak yanımdan geçip
gidiyorlar ve çocukluk anılanmı da beraberlerindeta-
şıyorlardı. Benim çocukluğum istanbullu Rumların ve
Ermenilerin arasında geçmemiş miydi? Onlarla arka-
daşlık ederek büyümemiş miydim? Onlarla çocuklu-
ğumun ve gençliğimin coşkularını paylaşmamış mıy-
dım? Nerelere yitip gitmişlerdi bu çocukluk ve genç-
lik arkadaşlarım benim?
Bizler onlan küçücük yaşlarımızda Türkçe konuş-
maya zorla koşullandırırken, Beyoğlu'ndaki en bü-
yük mağazalar, pastaneler nep yabancı Avrupa dil-
lerinde adlar taşımaktaydı. Bunlar çoğunlukla Fran-
sızca sözcüklerdi. Onlan değiştirmeye, kimi üniver-
site ögrencilerinin etkisiz çabalarının dışında, kimse
yeltenmezdi. Sözürnüzü ancak "bizden" olmasını
sağlamamız gereken azınlıklann çaresiz üyelerine ge-
çirmeye zorlanırdık.
Ne var ki, Türkçe de bizım dılimizdi. Bugün de iyi
ve yeterli Türkçe kullanılması için ne evde, ne okul-
da, ne iş ve ne de özel yaşamımızda örgütlü ya da
kişisel çaba harcıyoruz. Ozellikle de özel radyolar ve
televizyonlar, hatta kımi köşe yazarian bile Türkçeyi
çarpıtmak için sanki "dış mihraklar"dan buyruk al-
mışçasına gayret gösterip duruyorlar.
Sonra da kalkıp bir vakıf üniversitesinin ögrencile-
rinin, sıradan bir unvan sahibini değil, Cumhurbaş-
kanı'nı Ingilizce pankartlarla karşılamasına göz yumu-
yoruz. Bırakın, Türkiye'de yaşayan herkes kendi di-
linde konuşsun; ama Türkçeye de önem vermeyi bü-
sin, öğrensin.
Yeni yılın başında çıkacak: "Çağdaş TürkDili" (Ay-
lık dil ve yazın dergisj), Sorumlu Genel Yayın Yönet-
meni: Prof. Dr. Olcay Onertoy, Sayı: 107, Ankara, 1997.
KENT HABERLERI
Suttanbeyli'de kaçırdan çocuk
• İstanbul Haber Servisi -
Sultanbeyli'de evinin önünden
kırmızı bir minibüsle 10 Nisan
1996 tarihinde kaçınlan 5
yaşındaki Mustafa Tannkulu'nun
ailesi, aradan 8 ay geçtiğini
ancak çocukJannın
bulunmadığını belirterek devletin
görevini yapmadığını söylediler.
Insan Haklan Demegi'nde ailesi,
f demek yetkilileri ve olayın görgü tanığıyla birlikte bir
{toplantı düzenleyen baba Recep Tannkulu, çocuğunu
J kaçıran araç ve İcişinin eşgalinin belli olmasına karşın
' dev letin çocufunun bulunması için yeterlj çabayı
! göstermediğinden yakındı.
İKüçükçekmece'de tapu dağıtımı
| • İstanbul Haber Servîsi - Küçükçekmece
İ Kartaltepe Mahallesi'nde özel mülkiyet kapsamındaki
{ 30 hektarlık alanda yapılan ifraz ve tescil işlemleri
{ sonunda. müşterek tapulan bulunan 782 aileye
• müstakil tapulan verildi. Törende konuşan Belediye
• Başkanı Nurettin Şen, yıllardan beri yaşanan
S sıkıntılann son bulduğunu söyledi.
i Endüstri ilişkileri
{ • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Sağlık Işçileri
J Sendikası'nın Azerbaycan Sağlık İşçileri Sendikası
• vöneticileri için düzenlediği ve 4 gün süren "Endüstri
S îlışkileri" konulu seminerin kapanışında. 25 Azeri
! sendikacıya başan belgeleri verildi. Csküdar SSK
5 mısafirhanesinde yapılan seminere katılan İstanbul
J Bjyükşehır Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,
J Azerbaycan ile ilişkileri geliştirmek için belediye
• olarak çahşmalara başladıkJşnnı belirtti.
: Özürlülerin sergisi
_ İstanbul Haber Servisi - İstanbul Fizik Tedavi ve
R;habiliteasyon Merkezi'nde teda\i gören birgrup
btdensel özürlünün el becerileri sergilendi. Başhekim
Hirrivet Yılmaz, bu şekilde hastalannı yeniden
yişama döndürmeyi amaçladıklannı söyledi.
l^ayısal Loto kumar değil'
• İstanbul Haber Servisi - Devlet Bakanı Nafız
Kjrt, Sayısal Loto'nun kumar olmadığını bir talih
cvunu olduğunu söyledi. Ankara'dan gelişinde
Âıatürk Havalımanı'nda gazetecilerin sorulanru
c«vaplandıran Kurt, kaldınlması için bir girişimde
bılunulursa savunmasını yapacaklannı vurguladı.
lîzminat davası
• İstanbul Haber Servisi - Eminönü Belediyesi
T;ftiş Kurulu Başkanhğı'ndan alınan İhsan Maçin'in,
İ-ore Mahkemesi'nin karanna rağmen görevine iade
erilmediği gerekçesiyle Başkan Ahmet Çetinsaya,
Bışkan Yardımcısı Ceyhun Cesur ve Personel
IVüdürü Zeynep Akı hakkında açtığı toplam bir
ralyar liralık tazminat davasının görüşülmesine
t sanbul 6 Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başlanıldı.
Daruşma, delillerin mahkemeye sunulması için
j
;Jbdullaiı Bozdağ kayıp
• İstanbul Haber Servisi - fzmir'de süren DHKP-C
cseraâyonunda gözaltına alınan. yapılan
^aştırmalarda gözaltı kaydı bulunmayan Abdullah
Eâzdağ adlı kişiden 18 gündür haber alınamadığı
hsdinldi.
Maden Mühendisleri Odası: Zehirlenmenin kullanılan kömürle ilişkisi yok
"Köıııüı* sobası yakmak clikkat ister
9
İstanbul Haber Servisi - Lodos'un
etkisiyle son günlerde can almaya
başlayan soba zehirlenmelerinin, kul-
lanılan kömürün cınsiyle bir ilişkisi-
nin olmadığı belirtildi.
Maden Mühendisleri Odası İstan-
bul Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ergin
Anoğlu. yaptığı yazılı açıklamada.
zehirlenme olaylannın, sobalarda ya-
kılan kömürün tam yanmaması sonu-
cunda oluşan "karbonmonoksit"
gazından kaynakJandığını bildirerek,
bu olaya maruz kalan kişilerde ilk
görülen belirtinin şiddetli baş ağnsı
olduğunu ifade etti. Prof. Anoğlu,
böyle durumlarda odanın hemen ha-
valandınlarak en yakın acil servise
başvurulması gerektiğini söyledi.
Kömürün tam yanmasını sağla-
• Zehirlenme olaylannın artması üzerine bir açıklama yapan
Maden Mühendisleri Odası Istanbu) Şubesi Başkanı Prof. Dr.
Ergin Anoğlu, zehirlenmelerin kömür cinsiyle alakası
olmadığını bildirdi.
mak açısından, kullanılan kömüre basınç düşmesinin oluşması (lodos-
uygun soba seçimi ve yakma yönte-
minin yaşamsal önemi bulunduğu-
un vurgulayan Anoğlu. uçucu mad-
de içeriği az olan ithal kömürün alt-
tan. uçucu madde içeriği fazla olan
yerli kömürün ise üstten yakılması-
nı önerdi. Ergin Anoğlu, tam yanma-
nın soba içindegerçeklesmemesi du-
rumunda oluşan zehirleyici karbon-
monoksit gazının, bacadan oda hac-
mine doğru yayılması ancak baca çe-
kişinin fevkalade az olması veya ba-
cadan sobaya doğru daha güçlü bir
lu havalarda olduğu gibi) sonucun-
da meydana geldiğini kaydetti. An-
oğlu baca çekişinin zayıf olmasının
diğer nedenlerini de şöyle sıraladı:
"Baca gazlarının, baca kanalının
veterh' olmayan ısı yalınmı sonucun-
da çok düşük sıcaklıkta olması, ba-
cadaki kurumun temi/lcnmemesi,
ani yön değişimlerinin bulunması,
baca çapının darlığı ve istenen yü-
ze> pürüzlüğüyle inşa edilmemesi."
Sobanın tamamen temizlenmeden
veni kömür atılması durumunda ek-
sik yanmanın söz konusu olabilece-
ği uyansında bulunan Prof. Anoğlu,
dış havanın sıcak olduğu zamanlar-
da. baca çekişi azalacağından, gece
vaktinde kesinlikle sobalann yakıl-
mamasını istedi.
Soba ve kazanlann, yüksek verim-
de çalışması ve baca gazlannın hava
kirliliği yönünden daha az emisyon-
da oluşması için yakıta uygun tasar-
lanmış olması gerektiğini bildiren An-
oğlu, teknik şartlan tam gerçekleşti-
rilmemiş baca inşasının da çok önem-
li olduğunu anımsattı. Anoğlu, ayn-
ca, şu önerilerde bulundu: "Kış sezo-
nu başlamadan baca temizliğine
önem verin, bacada kurum taba-
kası olması, hem sobanın ısı verimi-
ni düşürür hem de çekişi azaltır."
DBP'Iİ YÜksel
'K. Maraş
zihniyeti
değişmedi'
İstanbul Haber Servisi -
Demokrasi ve Banş Partisi
İstanbul ll Başkanı Kemal
Yüksel, aradan 18 yıl geç-
mesine karşın K. Maraş kat-
liamını yapan zihniyetin hâ-
lâ değişmediğini ve iktidarda
bulunduğunu söyledi.
Kahramanmaraş katliamı-
nın 18. yıldönümü nedeniy-
le yazılı bir açıklama yapan
Kemal Yüksel, 18 Âralık
1978 günü K. Maraş'ta düzen-
lenen bir provokasyonla, Ale-
vileresaldıran faşisrlerin, top-
lam 111 kişiyı öldürdüğünü,
180'e yakın kişiyi yaraladığı-
nı ve 200'ün üstünde ev ile
1 OO'e yakın işyerini tahrip et-
tiklerini anımsattı. Ülkücü
Gençlik Demeği ve kontge-
rilla uzmanlannca düzenle-
nen bir provokasyonla, sirie-
maya patlayıcı madde atan
faşistlerin, daha sonra bunu
gerekçe yaparak CHP il bina-
sı ile TÖB-DER şubesine sal-
dırarak iki devrimci öğretme-
ni öldürdüklerini belirtti.
Susurluk'un K. Maraş'ın
vardığı tepe nokta olduğunu
da savunan Yüksel, "Maraş-
lar bugün Lice'lere, Şır-
nak'lara ve Gazi'lere dö-
nüşmüştür. K. Maraş'ı va-
ratan zihniyet, bugün Di-
yarbakır Cezaevi'nde dev-
rimcileri katledivor" dedi.
n h kn\Jttin<1 * Rtt* nlîi Alibeyköy'de dün gece sağanak yağış nedeniyle meydana gelen
un nuyftlUSl. Ult UIU t o p r a k kâyması sonucu çöken gecekonduda "bulunan bir kadın
öldii, bir kişi de yaralandı. Olay sırasında evde bulunan 2 çocuk ise yara almadan kurtuldu. Alibeyköy Ak-
şemsettin Mahallesi Gülen Sokak 270 numarada bulunan gecekondunun bazı bölümleri yamaçta bulunan
toprağın yağış nedeniyle kayması sonucu saat 04.30 sıralarında çöktü. YakJaşık üç buçuk saat süren kurtar-
ma çalışmalan sonunda, enkaz altında kalan ve bir fabrikada işçi olduğu öğrenilen Bedri Onur yaralı olarak
kurtarılırken eşi Melahat Onur'un cesedi bulundu. Çökmc sırasında evin diğer bölümlerinde bulunan Fatma
(9) ve Kadir Onur (12) adlı çocuklar ise olaydan yara almadan kurtuldular. (Fotoğraf: ÖZKAN GLTV'EN)
Orman Genel Müdürü Sağkaya yalnız bırakıldıklannı söyledi
6
Resmi kurumlar ormanlara duyarsız'
İstanbul Haber Servisi - Orman Ge-
nel Müdürü Abdurrahman Sağkaya.
son yıllarda hızla arîan orman yağma-
smdan "ilgili diğer resmi kurumla-
nn sorumlu olduğunu" belirterek. ko-
ruma konusunda kendilerıne destek ve-
rilmemesinden yakındı. Sağkaya, "Ma-
alesef resmi kuruluşlann bazılannın
yeterli destek vermemeleri ve bize
yardımcı olmamaları nedenivle mü-
cadele çalışmalarımız istenilen sevi-
yeye ulaşmanıaktadır" dedi.
Ozellikle belediyelerin kaçak yapı-
laşmaya göz yumması \ e orman içi alan-
larda \ ılla \ apılaşmalanna ait imar plan-
lannı yoğunluk arttırarak onaylamala-
rı sonucunda lstanbul'daki ormanlar
hızla azahyor. Bu sürece dikkat çeken
Orman Genel Müdürü Abdurrahman
Sağkaya. yaptığı yazılı açıklamada, son
5 yılda Istanbul'da toplam 3 bin 819
dekar kanunsuz açma ve 2 bın 869 de-
karyerleşmenin beürlenerek mahkeme-
ye \ enldiğıni. bazı makınelere el konul-
duğunu belirtti. Yeni yıl öncesi olası
tahribatlara karşı tstanbul'da "koru-
ma ekibi" oluştunjlduğunu bildiren
Sağkaya. Ktanbul'un çe\resındeki or-
man alanlannın hızla azaldığını vurgu-
layarak. ormanlann daha etkılı konına-
cağını kaydetti. Sağkaya. devlet orman-
lanndaki izinsiz yerleşmenin ve kaçak
yapılaşmanın önlenmesi için teşkilatın
canlan pahasına mücadele ettiğini ifa-
de ettı.
Sağkaya, şunlan söyledi: "Belirli
günler öncesi tahribatın hızlandığını
gözlemlemekteyiz. Yeni yıla yaklaştı-
ğımız bugünlerde olası tahribatı ön-
leyebilmek için güvenlik güçlerinden
de yardım alınmak suretiyle güçlü bir
koruma ekibi' oluşturulmuştur/'
Tartısmaya açıldı
Belediyelerle ilgili
tasanya tepkiler sürüyor
İstanbul Haber Servisi -
Esenyurt Belediyesi. hükü-
metin TBMM gündemınde-
kı belediye yasataslağını "Id-
tapla" eleştirdi ve uzmanla-
rın hazırladığı "alternatif
yasa taslagf'ni aynı kitap-
la tartısmaya açtı. Esenyurt
Belediye Başkanı Dr. Gür-
büz Çapan, REFAHYOL
hükümetinin belediyelerle il-
gili yasa taslağını, beledıye-
lerde şeriat düzenini öngö-
ren bir padişahlık yasası ola-
rak tanımladı ve "Bu hila-
fetçilerle cumhuriyetçile-
rin betki de son kavgasıdır.
Ama biz Kurtuluş Sava-
şı'nda tercihimizi ilerleme-
den yana koyduk ve Türk
halkının bu tercihini hiç
kimse değiştiremez" diye
konuştu. Esenyurt Belediye-
si'nce hazırlanan "Nasıl Bir
Belediye, Nasıl Bir Yerel
Yönetim" adlı kitabın ya-
yın koordinatörü \e gazete-
miz yazan yük-
sek mimarök-
tay Ekinci de
Türkiye'de ilk
kez biryasa tas-
lağına kitapla
karşı çıkıldığını
ve alternatifbir
model sunuldu-
ğunu belirtti.
Esenyurt Bele-
diye Başkanı
Gürbüz Çapan.
dün hükümetin
belediyeler ya-
sa taslağı ile ilgili olarak ve
hazırlanan kitabı tanıtmak
üzere Esenyurt Belediye
Evi'nde bir toplantı düzenîe-
di. Taslakla iigili görüşlen-
nın ve çözüm önenlerının
"Nasıl Bir Belediye, Nasıl
Bir Yerel Yönetim" adlı ki-
tapta derlendiğmi belırten
Başkan Çapan. çağunızın ye-
rel yönetımler çağı olmasına
karşın. REFAHYOL 'un aşı-
n bencil ve merkezci dav-
randığını savundu. Çapan,
yeni taslağın büyükşehir be-
lediye başkanlarına olağa-
nüstü yetkiler tanıdığmı ve
denetime kapalı olduğunu
vurgulayarak "Ben dahil hiç
kimseye, bu kadar yetki,
bu kadar müdahale hakkı
ve bir kent üzerinde keyfi
tasarruf olanağı verilme-
meli. Fakat bunlar, her i$e
kanşmak. her noktayı ken-
di çıkarlanna bağlamak is-
tiyor ve bunu da demokra-
Gürbüz Çapan.
si maskesiyle yapıyorlar.
Oysa bu yaptıkları şeriat-
çı darbedir" diye konuştu.
Çapan, şöyle devam etti:
"Şimdiye dek hiçbir bfl-
yükşehir belediye başkanı,
ilçe belediye başkanlarını
adam yerine koyup, birlik-
te bir şeyler yapmak isteme-
di. Ben, Tayyip Erdoğan ve .
Melih Gökçeke alt beledi-
ye, üst belediye ayrımını
yapmamalarını söyledim.
Eğer bu y apılacaksa vatan-
daş bizi niye seçti? Biz F.sen-
yurt'ta her şeyi halkla ve
halk meclislerinde birlikte
yaptiğımız için, 2 yılda 250
bin ton asfalt döktük, 1 yıl
içinde tüm Eseny urt'un ka-
nalizasyon işini çözdük ve
Esenkent-Boğazköy proje-
siyle kooperatifçiliğin en
güzel, en sorunsuz örnek-
lerini verdik."
Esenyurt Belediyesi'nce
hazırlanan kitabın yayın ko-
ordinatörü olan,
gazetemiz ya-
zan Oktay
Ekinci de yasa
taslağının laik
demokratik
cumhuriyeti,
belediyelerden
başlayararak
şeriat devletine
dönüştürmeyi
amaçladığını
savundu ve
şöyle konuştu:
'" Kamuoyu
eğer bu kitapta yer alan ev-
rensel ve ulusal yerel yöne-
tim ilkeferine sahip çıkar
ve duyarlı davranırsa, ge-
lecek aydın olur. Aksi hal-
de, bu yasa körükörüne ka-
bul edilirse geleceğe yöne-
lik kaygılarımız daha da
artar."
Esenyurt Belediyesi'nce
bütün milletvekillerine, ba-
kanlıklara, ünıversitelere ve
meslek odalanna dağıtımına
başlanan kitapta "Avrupa
Yerel Yönetimler Özerk-
lik Şartı" ve "Yedinci Bcş
V ılhk Kalkınma Planında
Kentleşme ve Yerel Yöne-
timler" gibi yeni bir beledi-
ye yasasında uyulması gere-
İcen uluslararası ve ulusal bel-
geler de yer alıyor. Hüküme-
tin yasa taslağının ise bu bel-
ge ve ilkelere aykın olduğu
açıklanan kitapta, alternatif
bir yasa taslağınada yer ver-
lıvor.