25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 JMAUK 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA TELEVIZYON 17 Pop sürgünden dönüyor • CUMHUR CANBAZOĞLU ı TLTyönetırrininRad.vo-resürgüne oöncsrdıği pop müzık yeni yılla bırlik- te Rad>o-3'e g;ri dönüyor. Rajyo-3'ün »aynn saatı tekrar 14 sa- ate çkânlıyoMe Klasik Batı Müziği ıle caza "üzde 75, popa (pop, rock. vb., yüz- de 2i oranındayer aynhyor. Bunagöre toplan yayım içindeki payı yiizde 40'tan yüzcfc 25'e dûşen pop müzik _»__ 24.CK-02.00.07OO-03.OO, 14.15- 15.OC 18.00-lc .00 saatleri ara- sındadinleyicıye ulasacak. Böy- lebirJeğişiklik çinTRT'nınba- şına jelecek yeai genel müdürii bekleyen TRT yönetirn kurulu rahatazhğın aıtması üzenne top- lanıp •ayın forraatlannın eskiye dönrresıne karar verdi. Ondörtayönceeski TRTGenelMü- dürü Tayfun Akgüner'ın emriyle Rad- yo-3 umamen klasik müzik ve caza ay- nlmış. Stüdyo FM gibi Radyo-3'le öz- deşlesmış birçok program Radyo-1'de monoolarak yayımlanmaya başlamıştı. Akgüıer uygulamanm üç av denenece- ginı, lu süre sonunda denemenin yara- nnın mlaşılaca|ını belirtmişti. Bu süre içinde dinleyicıden gelen tep- kilenr yüzde 85'i olumsuz çıkmış. an- cak Genel Müdür keyfi kararla uygula- manın süreceğini bildirmişti. flginçtir bu karan protesto edenlerin önemli bölü- mü klasik müzik dinleyicısiydi; çünkü iyi bir klasik mûzik programının ardından gelen kaliteli pop ya da rock köşesi kla- sik dinleyenin de dikkatini çekiyor, mü- ziksevere yeni pencere açıyordu. Aynı ko- nu pop dinieyıcisi içın de geçerliydi. En büyük özel radyo istasy onunun bile yir- Eski TRT Genel Müdürü Akgüner'in keyfi karanyla mono yayın yapan Radyo-1 'e aktanlan pop müzik programlan 1997'de Radyo-3 'te yayımlanacak. 24 saat yayına geçecek Radyo-3'te pop müziğin payı yüzde 25 olacak. miye yakm merkeze ulaşabildiği bir ül- kede halkın yüzde 99'una yayım yapan Radyo-3'e bu müdahale popa öldürücü darbeyı vurmak demekti. Kimse, tamamen klasik müzık ve caz yayımlayan bir radyonun olmasına. he- le hele bunun devlet tarafından gerçek- leştirilmesine karşı değildi. Ancak Rad- yo-3 gibi yayın formatı yıllardır dinle- yicinin isleklerinegöreoluşturulmuş bir kanalın sadece klasiğe aynlması büyük hataydı. De\ letin olanaklan şu anda \ al- nız bir stereo istasyona olanak tanıdı- ğından, çokseslı bütün türler arasında kanalı pay etmek daha doğruydu. Mono yayım yapan Radyo-1 'ın polı- tikası daha çok toplumun geneline. on- lann beğenisi ve kültürüne hitap eden programlardan, halk müziği ve sanat mü- zıği ağırhklı müzikten oluşuyordu. Rad- yo-3 dınleyicısi Radyo-1 'de maç yayın- lan, mevlitier, bayram özel prog- ramlan gibi süreklt süresı sarkan bir yayım ıcınde kendi progra- mının peşinde koşamadığından birçok programın ızlenirlik ora- nı düşmüştü. Ömeğin Fehmi Akgün'ün tan- go programı (Radyo-3'te artık tangoya yer yok denince Akgün yeni yıldaTRT'ye program üret- meyi bırakmış) dört hafta yayımlanama- mış, Stüdyo FM de tam 22 kez yayım- dan kaldınlmıştı... Birkaç gündür Radyo-I, Radyo-2, Rad- yo-3 ve TRT-FM'de sürekli anonslarla Radyo-3'tekı format değişikliğı müzik- severe aktanlmaya başlandı. Dileğimiz, bu önemli adımdan sonra popun süresi- nüı eskisi gibi yüzde 40'a çıkartılıp ül- ke çapında kaliteli popa hasret katmış din- leyıcinın memnun edılmesı. EKRANSEPETÎ FİKJRET ESER Futbol, futbol, futbol... Maçların yayın hakkını elindetutan televizyon ka- nalının esirisinız mecbu- ren. Prjgramın adı 'Mara- ton'. Sunucu bir zamanlar çalıştıgı kanala söylemedi- ğini bırakmayan biri. Hem de haber özgürlüğü adma. Görüntü hakkı için dünyanın her yerinde çok büyük paralar «____™» ödendiğini bilmezmiş gi- bi. Şimdi is- • tediği yerde... Saat 22.00. günlerden pa- zar. Ligin ilk yansının son maçlan oy- nanmış. Yayın hakkının sa- hfbî programı başlatıyor. İlk haber, önce şöyle bir Günay Restaurant'a uza- nalım. Galatasaray kutla- ması var. Ikinci haber, AJi Şen ve Fenerliler Deniz- li'de nasıl dansöz oynattı. Beşiktaş Başkanı Seba birgece açılışında. Haber- lerarkaarkayageliyor. Kol- tuğamıhlanıyorsunuz. Yi- 'Maraton Düğün SalomTna hoşgeldiniz!.. ne Günay'a bağlanıyoruz. Muhabirkonuşuyor: "Bur- da hava ısınıyor. Muaz- zez Abacı sahne aldı. Elin- de Cim-Bom bayrağı." Alttan görüntü geçiyor. Az sonra maç görünrtileri. Bir kez daha Denizli'deyiz. AJi Şen yüriiyor. Eşofinanla- nnı çekmiş. Ardındagaze- teci ordusu. Az sonra maç görüntülerı, bizden aynl- mayın. BirTelevoletanıtı- ™»^™™»_!ra, mı. Hemen devam edece- ğiz. Beşiktaş- lı Oktay'ın doğum gü- nünde yalnız biz orday- dık... Hayır __________ biz orda ol- mak istemi- yoruz. Biz spor istiyoruz. Tuttuğumuz takımın ma- çını seyretmek istiyoruz. Çıldırtan yorumiannızı is- temiyoruz. Temiz toplum temiz spor deyip sayfalannda ekranla- nnda işine geldigi gibi dav- rananlan istemiyoruz. Ha- berimizi istiyoruz. Görün- tü istiyoruz. Nefes almak is- tiyoruz... Osmanlı haremine kötü bir bakıs İnterstar 00.45 Gözde - The Favorite / Yönetmen: Jack Smight / Senaryo: Larry Yust (Yunan Prensi Michael'ın romanından) / Görüntü: Hovvard Wexler, Glorgio Tonti / Müzik: VVilliam Goldstein / Oyuncular: F. Murray Abraham, Amber O'Shea, Maud Adams, Ron Dortch, James Michael Gregary, Faruk Peker, Laurent le Duyen /1989 ABDyapımı, 101 dakika. MLRATOZER Hollywood'un "görme- yen" gözüyle çektiği Os- manlı haremi diye niteleye- bileceğımiz bir fılm gelecek bu gece ekranlara;''Gözde" (The Favorite). Televizyon kökenli yaşlı yönetmen Jack Smight, ;> Kaleidoscope"(1966). ".\irport 75-HavaaJanı 75" (1974), "Fast Break" (1978) gibi sıra işi fılmlenn yönetmeni olarak tanınır Hollyvvood'da. Yönetmen- lik yaşamı boyunca 1966'da çektiği "Harper" dışında dışe dokunur herhangi bir fil- mi daha yoktur. Ancak "Gözde"yİe sıra altına dü- şüşünü belgeler bir çizgiye doğru yönelmiştir. Bıldigi- miz kadanyla da bu fılmden sonra başka bir projede yö- netmenlik yapması mümkün olmamıştır. Balıkçılardan iıısaııbk dersi ) TRT 2 007l5 Kahraman Kaptan - Captains Courageous / Yönetmen: Victor Fleming / Oyuncular: Spencer Tracy, Lionel Barrymore, Freddie Bartholemew, Mickey Rooney, Melvyn Douglas, Chartey Grapevvin, Christian Rub, John Carradine/1937 ABDyapımı, 116 dk. TVServisi- 1930'lu yıl- ların çok sevilen ve ıyı iş ya- pan filmlerinden biri olan "Kahraman Kaptan" (Cap- tains Courageous). gecenin kayda değer belki de tek fil- mi. Zengin ve bir o kadar da şımank bir çocuk (Bartho- lemew), babasının gemisın- den denize düşer. Onu bulan ve besleyen balıkçılar, bu kü- çük çocuğa nasıl "insan" olunacağı konusunda iyi bir ders venrler. Tabii kı bu ba- lıkçılardan biri de "baba" aktör Speacer Tracy'dır... Artık klasıkleşmiş bir film- Yunan Prensi Michael'ın Osmanlı harem yaşamım ve kadınlann hanedan üzerin- • dekietkisinianlatan"Saray Geceleri"adlı romanından uyarlanan film, yakın tarihi- mize "kısır" bir açıdan ba- kan oldukça başansız bir ya- pım. F.Murray Abraham (Onun da neden bu fılmde rol aldığını anlayamadık doğ- rusu!) da olmasa kesinlikle çekilemeyecek bir film olan "Gözde", sekizincı sınjfbir Hollywood yapımı olduğunu her karesinde haykinyor. Kalabalık bir kadroya ge- reksinımin olduğu film, dar bütçenın getirdiği dar kad- royla gerçekleştirilmiş. Ye- teneksiz oyuncuiann yete- neksizliklerini sonuna kadar sergiledikJeri birarenayı an- dıran Osmanlı haremi, kötü kostüm. makyaj ve çevre dü- zenlemesinden de kendine düşenı alarak "bayağı" bir filme mekân olma özelliği kazanmış. Bir de, film hakkında za- manında Türkiye'de yapılan onca tartışma düşünülünce, fılmi izledikten sonra tüm bunlann boşa kürek çekmek- ten başka bir şey olmadığmı görüyorsunuz. Lzennde her- hangi bir tartışma yapmaya bı- le gerek olmayan berbat bir film bu. Film Türkiye sinema- lannda gösterime girdiğinde yapılan taiışmalar şu mın- valde cereyan ediyordu: Fil- min ıki sahnesı kesilmiş, Os- manlı'yı yanlış anlatıyormus, padişah sevışirken terler mıy- miş, vs... O iki sahne kesilmese ve ta- rihi doğru aktarsa bile bu fılm "adam" olmazdı. Çünkü bu bir Hollyvvood yapımı, hem de sekizincı sınıf... Büyük aktör Spencer Tracy, ilk Oscar'ını 'Kahraman Kaptan'la kazanmıştı. dır "Kahraman Kaptan". "Aile filmi" kategorisinin vazgeçılmezyapıtlanndan bı- rıdır. Denızin ve balıkçılann da en iyi kullanıldığı filmler- den bındir aynı zamanda. Bel- kı yeterince gerçekçı bir ba- kış açısı yoktur filmin, ama stüdyonun (MGM) da böyle bir derdi yoktur doğrusu. On- lann tek derdı, "kitie"ye ya- kın gelebilecek birfilmkotar- maktır ve bunu da başanyla gerçekleştirmışlerdir. Büyük aktör Spencer Tracy'nin ilk Oscar'ını ka- zandığı fılmdır "Kahraman Kaptan". Tracy, biryıl son- ra "Boys' Town - Yannın Çocuklan"vla da yanı ödü- lü kazanmayı bılmiştir. Bu ödüle yedi kez daha aday ol- duğunu da belirtefım bu ara- da. Aktörün kazandığ! Oscar dışında en iyi fılm ve senar- yo dallarında adaylıkla yeti- nen yapım, bu hafta içinde ekrana gelen ikinci Rudyard Kipling uyarlaması. TRT 2 22.45 'Akbank Caz Festivali' TVServisi -TRT2'nin "Festivallerden" kuşağında Akbank 6. Uluslararası Caz Festivali'nden bir konseryer alıyor. Konserde. adını solist- leri ve liderleri Kuvezin'in çaldığı Tuva Arpı'ndan alan Yat-Kha grubunun seslen- dirdiği parçalar var. MERCEKLE BAKINCA MAHMUT T. ÖNGÖREN Zorfa Olur mu? 19 Kasım 1996 günü Feyziye Mektepleri Vakfı'nın yaptırttığı Işık Üniversitesi'nin açılışında Cumhurbaş- kanı Demirel'i karşılayan öğrencilerin ellerindeki pan- kartlarda, "Hoşgeldiniz", "Yaşasın Demirel" gibi söz- ler yazılıymış. Ama Türkçe değil, Ingilizce... Ote yanda, Türkiye'de yaşayan Kürtler Türkçe ko- nuşmuyor, Kürtçe şarkılar türküler söylüyorlar filan di- ye bir kınama, bir şiddet, bir eleştiri ki, sormayın git- sin. llkokul üördüncü ya da beşinci sınıftayken (1941, 42 yılları) öğretmenlerimız bizlere "Vatandaş Türkçe konuş" ilkesini belletmişlerdi. Istanbul'da yaşayan Rumların ve Ermenilerin sokakta kendi dıllerini konuş- tuklarını duyarsak, hemen gidecek ve "Vatandaş Türkçe konuş" dıye uyaracaktık. Bir gün, Bostancı'daki evimize gitmek üzere okul- dan çıktığımızda iki Türk bebeginin arabasını süren ve aralarında Ermenice ve bebeklerle de Türkçe ko- nuşan iki bakıcıyla burun buruna geldik. İki arkadaş- tık. Bakıcıların gözünün içine baka baka, sertçe, "Va- tandaş Türkçe konuş" diye o küçük yaşımızın verdi- ği coşkuyla haykırdık. Yıllarca sonra, bu masum ve öğretmenlerimiz ta- rafından İDeynimize doldurulmuş dürtünün etkisiyte baş- vurduğumuz davranışa ne denli üzülecektim. Bizim küçücük boyumuza bakmadan yüzlerıne haykırdığı- mız uyan her iki bakıcıyı müthiş korkutmuştu. Yüzle- rındekı gerilmış çızgıler hâlâ belleğimde. Başlarını eğerek hemen oradan uzaklaşmışlardı. Geçenlerde Istanbul'da, kalabalık Taksim Meyda- nı'nda otobüs beklerken, bırden çocukluğumu anırrt- sadım. Neden mi? Hemen çıkaramadım. Sonra bir- den kulaklarımı dolduran, yakınımdan geçen iki kişi- nin konuşmasını duyduğum için çocukluğuma dön- düğümü sezdim. Bu iki kişi hemalde Yunanlı turist- lerdi ve kendi dillerinde konuşarak yanımdan geçip gidiyorlar ve çocukluk anılanmı da beraberlerindeta- şıyorlardı. Benim çocukluğum istanbullu Rumların ve Ermenilerin arasında geçmemiş miydi? Onlarla arka- daşlık ederek büyümemiş miydim? Onlarla çocuklu- ğumun ve gençliğimin coşkularını paylaşmamış mıy- dım? Nerelere yitip gitmişlerdi bu çocukluk ve genç- lik arkadaşlarım benim? Bizler onlan küçücük yaşlarımızda Türkçe konuş- maya zorla koşullandırırken, Beyoğlu'ndaki en bü- yük mağazalar, pastaneler nep yabancı Avrupa dil- lerinde adlar taşımaktaydı. Bunlar çoğunlukla Fran- sızca sözcüklerdi. Onlan değiştirmeye, kimi üniver- site ögrencilerinin etkisiz çabalarının dışında, kimse yeltenmezdi. Sözürnüzü ancak "bizden" olmasını sağlamamız gereken azınlıklann çaresiz üyelerine ge- çirmeye zorlanırdık. Ne var ki, Türkçe de bizım dılimizdi. Bugün de iyi ve yeterli Türkçe kullanılması için ne evde, ne okul- da, ne iş ve ne de özel yaşamımızda örgütlü ya da kişisel çaba harcıyoruz. Ozellikle de özel radyolar ve televizyonlar, hatta kımi köşe yazarian bile Türkçeyi çarpıtmak için sanki "dış mihraklar"dan buyruk al- mışçasına gayret gösterip duruyorlar. Sonra da kalkıp bir vakıf üniversitesinin ögrencile- rinin, sıradan bir unvan sahibini değil, Cumhurbaş- kanı'nı Ingilizce pankartlarla karşılamasına göz yumu- yoruz. Bırakın, Türkiye'de yaşayan herkes kendi di- linde konuşsun; ama Türkçeye de önem vermeyi bü- sin, öğrensin. Yeni yılın başında çıkacak: "Çağdaş TürkDili" (Ay- lık dil ve yazın dergisj), Sorumlu Genel Yayın Yönet- meni: Prof. Dr. Olcay Onertoy, Sayı: 107, Ankara, 1997. KENT HABERLERI Suttanbeyli'de kaçırdan çocuk • İstanbul Haber Servisi - Sultanbeyli'de evinin önünden kırmızı bir minibüsle 10 Nisan 1996 tarihinde kaçınlan 5 yaşındaki Mustafa Tannkulu'nun ailesi, aradan 8 ay geçtiğini ancak çocukJannın bulunmadığını belirterek devletin görevini yapmadığını söylediler. Insan Haklan Demegi'nde ailesi, f demek yetkilileri ve olayın görgü tanığıyla birlikte bir {toplantı düzenleyen baba Recep Tannkulu, çocuğunu J kaçıran araç ve İcişinin eşgalinin belli olmasına karşın ' dev letin çocufunun bulunması için yeterlj çabayı ! göstermediğinden yakındı. İKüçükçekmece'de tapu dağıtımı | • İstanbul Haber Servîsi - Küçükçekmece İ Kartaltepe Mahallesi'nde özel mülkiyet kapsamındaki { 30 hektarlık alanda yapılan ifraz ve tescil işlemleri { sonunda. müşterek tapulan bulunan 782 aileye • müstakil tapulan verildi. Törende konuşan Belediye • Başkanı Nurettin Şen, yıllardan beri yaşanan S sıkıntılann son bulduğunu söyledi. i Endüstri ilişkileri { • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Sağlık Işçileri J Sendikası'nın Azerbaycan Sağlık İşçileri Sendikası • vöneticileri için düzenlediği ve 4 gün süren "Endüstri S îlışkileri" konulu seminerin kapanışında. 25 Azeri ! sendikacıya başan belgeleri verildi. Csküdar SSK 5 mısafirhanesinde yapılan seminere katılan İstanbul J Bjyükşehır Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, J Azerbaycan ile ilişkileri geliştirmek için belediye • olarak çahşmalara başladıkJşnnı belirtti. : Özürlülerin sergisi _ İstanbul Haber Servisi - İstanbul Fizik Tedavi ve R;habiliteasyon Merkezi'nde teda\i gören birgrup btdensel özürlünün el becerileri sergilendi. Başhekim Hirrivet Yılmaz, bu şekilde hastalannı yeniden yişama döndürmeyi amaçladıklannı söyledi. l^ayısal Loto kumar değil' • İstanbul Haber Servisi - Devlet Bakanı Nafız Kjrt, Sayısal Loto'nun kumar olmadığını bir talih cvunu olduğunu söyledi. Ankara'dan gelişinde Âıatürk Havalımanı'nda gazetecilerin sorulanru c«vaplandıran Kurt, kaldınlması için bir girişimde bılunulursa savunmasını yapacaklannı vurguladı. lîzminat davası • İstanbul Haber Servisi - Eminönü Belediyesi T;ftiş Kurulu Başkanhğı'ndan alınan İhsan Maçin'in, İ-ore Mahkemesi'nin karanna rağmen görevine iade erilmediği gerekçesiyle Başkan Ahmet Çetinsaya, Bışkan Yardımcısı Ceyhun Cesur ve Personel IVüdürü Zeynep Akı hakkında açtığı toplam bir ralyar liralık tazminat davasının görüşülmesine t sanbul 6 Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başlanıldı. Daruşma, delillerin mahkemeye sunulması için j ;Jbdullaiı Bozdağ kayıp • İstanbul Haber Servisi - fzmir'de süren DHKP-C cseraâyonunda gözaltına alınan. yapılan ^aştırmalarda gözaltı kaydı bulunmayan Abdullah Eâzdağ adlı kişiden 18 gündür haber alınamadığı hsdinldi. Maden Mühendisleri Odası: Zehirlenmenin kullanılan kömürle ilişkisi yok "Köıııüı* sobası yakmak clikkat ister 9 İstanbul Haber Servisi - Lodos'un etkisiyle son günlerde can almaya başlayan soba zehirlenmelerinin, kul- lanılan kömürün cınsiyle bir ilişkisi- nin olmadığı belirtildi. Maden Mühendisleri Odası İstan- bul Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ergin Anoğlu. yaptığı yazılı açıklamada. zehirlenme olaylannın, sobalarda ya- kılan kömürün tam yanmaması sonu- cunda oluşan "karbonmonoksit" gazından kaynakJandığını bildirerek, bu olaya maruz kalan kişilerde ilk görülen belirtinin şiddetli baş ağnsı olduğunu ifade etti. Prof. Anoğlu, böyle durumlarda odanın hemen ha- valandınlarak en yakın acil servise başvurulması gerektiğini söyledi. Kömürün tam yanmasını sağla- • Zehirlenme olaylannın artması üzerine bir açıklama yapan Maden Mühendisleri Odası Istanbu) Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ergin Anoğlu, zehirlenmelerin kömür cinsiyle alakası olmadığını bildirdi. mak açısından, kullanılan kömüre basınç düşmesinin oluşması (lodos- uygun soba seçimi ve yakma yönte- minin yaşamsal önemi bulunduğu- un vurgulayan Anoğlu. uçucu mad- de içeriği az olan ithal kömürün alt- tan. uçucu madde içeriği fazla olan yerli kömürün ise üstten yakılması- nı önerdi. Ergin Anoğlu, tam yanma- nın soba içindegerçeklesmemesi du- rumunda oluşan zehirleyici karbon- monoksit gazının, bacadan oda hac- mine doğru yayılması ancak baca çe- kişinin fevkalade az olması veya ba- cadan sobaya doğru daha güçlü bir lu havalarda olduğu gibi) sonucun- da meydana geldiğini kaydetti. An- oğlu baca çekişinin zayıf olmasının diğer nedenlerini de şöyle sıraladı: "Baca gazlarının, baca kanalının veterh' olmayan ısı yalınmı sonucun- da çok düşük sıcaklıkta olması, ba- cadaki kurumun temi/lcnmemesi, ani yön değişimlerinin bulunması, baca çapının darlığı ve istenen yü- ze> pürüzlüğüyle inşa edilmemesi." Sobanın tamamen temizlenmeden veni kömür atılması durumunda ek- sik yanmanın söz konusu olabilece- ği uyansında bulunan Prof. Anoğlu, dış havanın sıcak olduğu zamanlar- da. baca çekişi azalacağından, gece vaktinde kesinlikle sobalann yakıl- mamasını istedi. Soba ve kazanlann, yüksek verim- de çalışması ve baca gazlannın hava kirliliği yönünden daha az emisyon- da oluşması için yakıta uygun tasar- lanmış olması gerektiğini bildiren An- oğlu, teknik şartlan tam gerçekleşti- rilmemiş baca inşasının da çok önem- li olduğunu anımsattı. Anoğlu, ayn- ca, şu önerilerde bulundu: "Kış sezo- nu başlamadan baca temizliğine önem verin, bacada kurum taba- kası olması, hem sobanın ısı verimi- ni düşürür hem de çekişi azaltır." DBP'Iİ YÜksel 'K. Maraş zihniyeti değişmedi' İstanbul Haber Servisi - Demokrasi ve Banş Partisi İstanbul ll Başkanı Kemal Yüksel, aradan 18 yıl geç- mesine karşın K. Maraş kat- liamını yapan zihniyetin hâ- lâ değişmediğini ve iktidarda bulunduğunu söyledi. Kahramanmaraş katliamı- nın 18. yıldönümü nedeniy- le yazılı bir açıklama yapan Kemal Yüksel, 18 Âralık 1978 günü K. Maraş'ta düzen- lenen bir provokasyonla, Ale- vileresaldıran faşisrlerin, top- lam 111 kişiyı öldürdüğünü, 180'e yakın kişiyi yaraladığı- nı ve 200'ün üstünde ev ile 1 OO'e yakın işyerini tahrip et- tiklerini anımsattı. Ülkücü Gençlik Demeği ve kontge- rilla uzmanlannca düzenle- nen bir provokasyonla, sirie- maya patlayıcı madde atan faşistlerin, daha sonra bunu gerekçe yaparak CHP il bina- sı ile TÖB-DER şubesine sal- dırarak iki devrimci öğretme- ni öldürdüklerini belirtti. Susurluk'un K. Maraş'ın vardığı tepe nokta olduğunu da savunan Yüksel, "Maraş- lar bugün Lice'lere, Şır- nak'lara ve Gazi'lere dö- nüşmüştür. K. Maraş'ı va- ratan zihniyet, bugün Di- yarbakır Cezaevi'nde dev- rimcileri katledivor" dedi. n h kn\Jttin<1 * Rtt* nlîi Alibeyköy'de dün gece sağanak yağış nedeniyle meydana gelen un nuyftlUSl. Ult UIU t o p r a k kâyması sonucu çöken gecekonduda "bulunan bir kadın öldii, bir kişi de yaralandı. Olay sırasında evde bulunan 2 çocuk ise yara almadan kurtuldu. Alibeyköy Ak- şemsettin Mahallesi Gülen Sokak 270 numarada bulunan gecekondunun bazı bölümleri yamaçta bulunan toprağın yağış nedeniyle kayması sonucu saat 04.30 sıralarında çöktü. YakJaşık üç buçuk saat süren kurtar- ma çalışmalan sonunda, enkaz altında kalan ve bir fabrikada işçi olduğu öğrenilen Bedri Onur yaralı olarak kurtarılırken eşi Melahat Onur'un cesedi bulundu. Çökmc sırasında evin diğer bölümlerinde bulunan Fatma (9) ve Kadir Onur (12) adlı çocuklar ise olaydan yara almadan kurtuldular. (Fotoğraf: ÖZKAN GLTV'EN) Orman Genel Müdürü Sağkaya yalnız bırakıldıklannı söyledi 6 Resmi kurumlar ormanlara duyarsız' İstanbul Haber Servisi - Orman Ge- nel Müdürü Abdurrahman Sağkaya. son yıllarda hızla arîan orman yağma- smdan "ilgili diğer resmi kurumla- nn sorumlu olduğunu" belirterek. ko- ruma konusunda kendilerıne destek ve- rilmemesinden yakındı. Sağkaya, "Ma- alesef resmi kuruluşlann bazılannın yeterli destek vermemeleri ve bize yardımcı olmamaları nedenivle mü- cadele çalışmalarımız istenilen sevi- yeye ulaşmanıaktadır" dedi. Ozellikle belediyelerin kaçak yapı- laşmaya göz yumması \ e orman içi alan- larda \ ılla \ apılaşmalanna ait imar plan- lannı yoğunluk arttırarak onaylamala- rı sonucunda lstanbul'daki ormanlar hızla azahyor. Bu sürece dikkat çeken Orman Genel Müdürü Abdurrahman Sağkaya. yaptığı yazılı açıklamada, son 5 yılda Istanbul'da toplam 3 bin 819 dekar kanunsuz açma ve 2 bın 869 de- karyerleşmenin beürlenerek mahkeme- ye \ enldiğıni. bazı makınelere el konul- duğunu belirtti. Yeni yıl öncesi olası tahribatlara karşı tstanbul'da "koru- ma ekibi" oluştunjlduğunu bildiren Sağkaya. Ktanbul'un çe\resındeki or- man alanlannın hızla azaldığını vurgu- layarak. ormanlann daha etkılı konına- cağını kaydetti. Sağkaya. devlet orman- lanndaki izinsiz yerleşmenin ve kaçak yapılaşmanın önlenmesi için teşkilatın canlan pahasına mücadele ettiğini ifa- de ettı. Sağkaya, şunlan söyledi: "Belirli günler öncesi tahribatın hızlandığını gözlemlemekteyiz. Yeni yıla yaklaştı- ğımız bugünlerde olası tahribatı ön- leyebilmek için güvenlik güçlerinden de yardım alınmak suretiyle güçlü bir koruma ekibi' oluşturulmuştur/' Tartısmaya açıldı Belediyelerle ilgili tasanya tepkiler sürüyor İstanbul Haber Servisi - Esenyurt Belediyesi. hükü- metin TBMM gündemınde- kı belediye yasataslağını "Id- tapla" eleştirdi ve uzmanla- rın hazırladığı "alternatif yasa taslagf'ni aynı kitap- la tartısmaya açtı. Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gür- büz Çapan, REFAHYOL hükümetinin belediyelerle il- gili yasa taslağını, beledıye- lerde şeriat düzenini öngö- ren bir padişahlık yasası ola- rak tanımladı ve "Bu hila- fetçilerle cumhuriyetçile- rin betki de son kavgasıdır. Ama biz Kurtuluş Sava- şı'nda tercihimizi ilerleme- den yana koyduk ve Türk halkının bu tercihini hiç kimse değiştiremez" diye konuştu. Esenyurt Belediye- si'nce hazırlanan "Nasıl Bir Belediye, Nasıl Bir Yerel Yönetim" adlı kitabın ya- yın koordinatörü \e gazete- miz yazan yük- sek mimarök- tay Ekinci de Türkiye'de ilk kez biryasa tas- lağına kitapla karşı çıkıldığını ve alternatifbir model sunuldu- ğunu belirtti. Esenyurt Bele- diye Başkanı Gürbüz Çapan. dün hükümetin belediyeler ya- sa taslağı ile ilgili olarak ve hazırlanan kitabı tanıtmak üzere Esenyurt Belediye Evi'nde bir toplantı düzenîe- di. Taslakla iigili görüşlen- nın ve çözüm önenlerının "Nasıl Bir Belediye, Nasıl Bir Yerel Yönetim" adlı ki- tapta derlendiğmi belırten Başkan Çapan. çağunızın ye- rel yönetımler çağı olmasına karşın. REFAHYOL 'un aşı- n bencil ve merkezci dav- randığını savundu. Çapan, yeni taslağın büyükşehir be- lediye başkanlarına olağa- nüstü yetkiler tanıdığmı ve denetime kapalı olduğunu vurgulayarak "Ben dahil hiç kimseye, bu kadar yetki, bu kadar müdahale hakkı ve bir kent üzerinde keyfi tasarruf olanağı verilme- meli. Fakat bunlar, her i$e kanşmak. her noktayı ken- di çıkarlanna bağlamak is- tiyor ve bunu da demokra- Gürbüz Çapan. si maskesiyle yapıyorlar. Oysa bu yaptıkları şeriat- çı darbedir" diye konuştu. Çapan, şöyle devam etti: "Şimdiye dek hiçbir bfl- yükşehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanlarını adam yerine koyup, birlik- te bir şeyler yapmak isteme- di. Ben, Tayyip Erdoğan ve . Melih Gökçeke alt beledi- ye, üst belediye ayrımını yapmamalarını söyledim. Eğer bu y apılacaksa vatan- daş bizi niye seçti? Biz F.sen- yurt'ta her şeyi halkla ve halk meclislerinde birlikte yaptiğımız için, 2 yılda 250 bin ton asfalt döktük, 1 yıl içinde tüm Eseny urt'un ka- nalizasyon işini çözdük ve Esenkent-Boğazköy proje- siyle kooperatifçiliğin en güzel, en sorunsuz örnek- lerini verdik." Esenyurt Belediyesi'nce hazırlanan kitabın yayın ko- ordinatörü olan, gazetemiz ya- zan Oktay Ekinci de yasa taslağının laik demokratik cumhuriyeti, belediyelerden başlayararak şeriat devletine dönüştürmeyi amaçladığını savundu ve şöyle konuştu: '" Kamuoyu eğer bu kitapta yer alan ev- rensel ve ulusal yerel yöne- tim ilkeferine sahip çıkar ve duyarlı davranırsa, ge- lecek aydın olur. Aksi hal- de, bu yasa körükörüne ka- bul edilirse geleceğe yöne- lik kaygılarımız daha da artar." Esenyurt Belediyesi'nce bütün milletvekillerine, ba- kanlıklara, ünıversitelere ve meslek odalanna dağıtımına başlanan kitapta "Avrupa Yerel Yönetimler Özerk- lik Şartı" ve "Yedinci Bcş V ılhk Kalkınma Planında Kentleşme ve Yerel Yöne- timler" gibi yeni bir beledi- ye yasasında uyulması gere- İcen uluslararası ve ulusal bel- geler de yer alıyor. Hüküme- tin yasa taslağının ise bu bel- ge ve ilkelere aykın olduğu açıklanan kitapta, alternatif bir yasa taslağınada yer ver- lıvor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear