Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S9KJHSIVI1996SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sözde Kürt
1>arlanentosu
• OSLO (Cumhuriyet) -
Exil Küdıstan
ParlaTnertosu, 6'ncı genel
kongTesni Norveç'in
başkentı Oslo'da dün
•başlattı. Carşamba akşamı
sona ere;ek toplantinın
açılışı Norveç parlamentosu
Stortîngefteyapıldı.
Açılışa, Niorveçli
parlamenterlerden oluşan
Da\amşna Komitesi ile
Kürt HaUan Konseyi,
Norveç hsan Hakları
Enstitüsî. Norveç Düşünce
Özgiirlüğü Forumu. Norveç
HelsİT\kiK.omitesi, Norveç
YazarlarBirlıği,
Uluslararası Âf Örgütü
Norveç Subesi. Noneç İşçi
Sendikahn
Konfederasyonu ve Norveç
PEN KulJbü katıldı.
Niyazov'un
temasları
• ANKA.RA (Cumhuri\et
Bürosu)-Sağlık
denetimınden geçmek için
İstanbul'a gelen
Türkmenıstan De\let
•Başkanı Saparmurat
Niyazo\ \e he\etinin
Ankara'daki temaslarının
gündemınde "petrol \e
doğalgaz'" yer alıvor.
Cumhurbaşkanı Süleşman
Demirel \e Niyazo\.
görüşmelere ilışkin ortak
birbildinyı ımzalarken ikı
ülkenin enerji bakanlıklan
arasında petrol \e doğalgaz
ticareti konusunda
görüşmeler \apıldı. Devlet
Bakanı Abdullah Gül.
Türkive \e Türkmemstan
araMndakı tıcaret hacminin
1 mılyardolara
çıkanlnıasını
hedefledıklerıni bildirdi.
Çiller'in imza
yetkisi
• ANKARA (ANKA) -
Anayasa Mahkemesi.
atama. nakil \e görevden
alma kararnamelerinin
başbakan dişinda koalısyon
örtağı dığerpartiye mensup
başbakan yardımcısı
tarafından da imzalanmasını
öngören \asanın iptali
istemiy le açılan davayı
gündemıne aldı. Yüksek
mahkemenin. bu hafta
esastan görüşmeye
başlaması beklenen yasayı
iptal etmesi halinde
Başbakan Yardımcısı Tansu
Çiller'in. Başbakan
Necmettın Erbakan
karşısındaki gücü elinden
alınmış olacak.
Erbakan'dan ek
zam vaadi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan
Necmettın Erbakan,
rnemurlara kaynak
J>aketlerinden gelir
sağlandıkça ek artış
yapılacağı vaadinde
bulunurken '"Allah'ın
verdiği zenginlikleri
harekete aeçiriyoruz" dedi.
Erbakan."REFÂHYOL'un
"hayali" olarak nitelendiren
kaynak paketlerinden
üçüncüsüvle de Hazine'ye
8-10 milyar dolarlık gelir
sağlanmasının
hedeflendiğini ve
Güneydoğu illeri ağırlıklı
olmak üzere 200 bin ışsize
istihdam sağlayacak 60"a
yakın proje hazırlandığını
bildirdi.
Savaş kapşıtlan
davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Genelkurmay
Askeri Mahkemesi'nde
fıalkı askerlikten soğutmak
suçundan tutuklu olarak
yargılanan Osman Murat
Ülke'nin bugün yapılacak
duruşmasını Avrupalı savaş
karşıtları da ızleyecekler. 1
Eylül 1995 tarihinde
''askere gitmek istemediğini
ve vicdani ret hakkını
kullandığını" açıklayan
Ülke hakkında. 2 aydan 2
yıla kadar hapis cezası
isteniyor.
Sağlık bütçesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sağhk Bakanı
Yıldırım Aktuna. 1992
yılında başlatılan \e
ekonomik yetersizlik
Lçindeki kişilere \erılen
yeşil kart uygulaması ile
ügilı suiistimaller nedeniyle
şimdiye kadar 49 bin 64
kartın iptal edildiğini
açıkladı. 1992 yılında
başlatılan uygulama ile
şjmdi\e kadar toplam 5
mihon 492 bin 604 kışıye
kartverildiğini belirten
Âkruna. ekonomik durumu
iyi elduğu halde, sahte
beyanlarla kart alanlann
yeşıi kartlannın iptal
edildiğini. şişirilmiş
faturalann da ilgililerden
tahsiline başlanıldıâını
bildirdi. TBMM Plan ve
Büt;e Komisyonu'nda.
Sağhk Bakanlığı'nm 1997
bütcesi görüşülerek kabul
edildi.
ÇİZMEDEN YL KARI MUSA KART
Cumhurbaşkanı Demirel. •maf\a-de\let-aşiret' ilişkileri hakkında 'fare\i \akalamak için e%i \akma\alım' dedi.
Hozat
Başkan
Doğan:
Ölüm
ensemizde
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Tunceli"ye bağlı
Hozat ilçesinin CHP'li
Belediye Başkanı Celal
Doğan. bölgede köylerin
boşaltılması nedeniyle
vaşanan sorunlann
yoğunlaşarak arttığını
belirterek "Ölümiin
soluğunu ensemizde
hissedi\oruz~dedı.
Doğan. uzun süredir
bağımsız beledıve başkanı
olarak tzörev yaptığını.
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın Tunceli
ıncelemeleri sırasında
partiye katıldığını
anımsatarak ~CHP"nin
çizgisinin doğru olduğunu
ve sorunları çözümii
.vönündegirişimde
bulunacağına inanıvorum"
dedi. Doğan. ıdeolojilerın
öne sürüldüğü gibi ortadan
kalkmadığını belirterek
inançları nedeniyle politika
yaptığını anlattı.
REFAHYOL'un basından intikam hazırlığına muhalefet sert tepki gösteriyor
4
Besleme basın istiyorlar'ANKARA (Cumhurhet Büro-
su) - REFAHYOL hükümetinin
bugün yapılması beklenen 'basın'
konulu genel görüşmenin ardm-
dan. yeni bir sansür vebaskı tasa-
nsı\ la basından öç alma hazırlığı-
na muhalefet sert tepki gösterdi.
CHP Ankara Millet\ekih Yılmaz
Ateş, "besleme basın \aratılmaya
çalışıldığınr belirtirken. ANÂP
Adana Milletvekıli Iğur Aksöz.
basına yargısız infaz yapıldığı gö-
rüşünü dile getirdi.
TBMM Danışma K.uruiu"nun
bu sabah yapacağı toplantıda.
RP'nin "basın" konulu genel gö-
rüşme önergesinin gündeme geti-
rilmesi beklenıyor. Muiıalefetin
tepkısı nedeniyle Danışma K.uru-
lu"ndano\birliği\lekararçıkartı-
lamayacağından. RP'nin
önerisinin bugün öğleden
sonraTBMM Genel Kuru-
lunda oylanacağı bildiril-
di. Çoğunluğu saglayama-
dıkları için geçen hafta mu-
halefetten arka arkaya
"gol" yi>en REFAHYÖL
ortaklarının oylamada ço-
ğunluğu sağlamalan duru-
munda, "basın" konulu ge-
nel görüşme bugün gerçek-
leştinlecek.
ANAP'ın "basın yayın-
dan sommlu gölge bakarn",
Adana Millenekili Uğur
Aksöz. RP'nin basına "yar-
gısız infaz" uygulamak is-
tediğini söyledi. Aksöz. Su-
surluk'taki trafik kazasının
ardından de\ let-mafya iliş-
kileri \e birçok karanlık
işin üstüne giden basını
Basına yarçjlSIZ İnfaz Muhalefet, koalisyonun basını cendereye alma
girişimlerine karşı büyük tepki gösteriyor: CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş.
besleme basın yaratılnıak istendiğini söylerken ANAP Adana Milletvekıli Uğur
Aksöz de basına yargısız infaz yapıldığını ileri sürdü.
susturmak isteyen hükümetin, bu
nedenle apar topar Meclis'e bir
genel görüşme önergesi \erdiğini.
amacın yasaklaşıcı hükümlerge-
tırmeden önce. kamuoyu oluştur-
mak olduğunu sövledı.
Önergenin daha ilk satırında.
"Med>a teröristtir" deme cüreti
gösterildığıne dıkkat çeken Ak-
söz. "Susurluk'ta esrarı. u> uştu-
rucusu. silahıyla yakalananlara
•terörist'demejeThükümet. bası-
na bunu demecüretini nasıl göste-
ri\or? Bu demokrasi a\ ıbıdır"de-
di. Hiikümet ortaklarının da birbı-
ri^le çeliştiğinı kavdeden Aksöz,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"D> P'liNamık Kemal Zeybek.
basın özgürlüğü>le ilgili yasa ha-
zııiadıklannı sö>lerken, RP'li Ka-
zan basın için 'Avağına pranga eli-
ne zincır bağlayacağını. kalemini
kıracağım. ağzına bant yapıştıra-
cağım" diyor. Ortaklann söylem-
leri \c tasanlan farklı. Hiikümet
karanlık ilişkileri orta>a çıkaran,
Susurlukola\ ını aydınlatmaya ça-
lışan 4. kuvvet basına daha fazla
özgüriük, destek, çalışanlarına
sos>al haklar \ermesi gerekirken.
"Sen sus Resmi Gazete ol. hatta
okul gazetesi. du\ar gazetesi ol.
şıir yaz. resım >ap' di>or. Genel
görüşme ters tepecek."
'Duvargibiler''
ANAP Genel Başkan Yardım-
cısı İbrahim Yaşar Dedelek de.
"Basın kapalı birçok olavı ortaya
çıkanyor. Bizim dahi gücümüz
>etmiyor. Geniş yetkileıie donatıl-
mış bir komis>on kurulsun, ola\-
Hükümette sansür çelişkisiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -T-iükümet ortaklan
DYP ve RP"nin, Basın Yasası'nda yapılacak yeni
düzenlemeler konusunda "çok başh" çalışma
yürütmeleri dikkat çekti. Basından sorumlu Devlet
Bakanı DYP'li Narrnk Kemal Zeybek, kendi yürüttüğü
çalışmanın yasanın tümünde bir değişiklik içerdiğini
belirterek, "DYP ve RP gruplannda yapılan çalışma
ise, bir teklif. yani benim çalışmama yama > apıyorlar"
dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri
Kozakçıoğlu ise. DYP"nin hayali üretilen haberlere
karşı önlem almasından yana olduğunu, ancak RP'li
Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın hazırladığı yasa
taslagından haberi bulunmadıfeını kaydetti.
Devlet Bakanı Zeybek, DYP"ve RP Grup
yöneticilerinin Basın Yasası konusunda ayrı bir
çalışma yaptıklannı söyledi. Kandisinin Basın
Yasasf nın tümünün değişririlmesini öngören bir
çalışma yürüttügünü kaydeden Zeybek. "Gruplann
ortak çalışması bir teklif, yani benim çalışmama yama
yapıyoriar" dedi. Grupların hazırladıklan çalışmanın
yasalaşmasının söz konusu olamayacağını kaydeden
Zeybek, "Benim genişleterek yürüteceğim çalışmam
sonunda yasalaşır" diye konuştu.
RP Samsun Milletvekili Musa L'zunkaya ise. TBMM
Plan ve Bütçe Romisyonu'nda Sağlık Bakanlığı
bütçesi görüşülürken. "Medvayı bakanlık faaUyetlerini
duyurmaya mahkûm edelim" sözleriyle partisinin
medyaya bakış açısını ortaya koydtı. Bu konuda
yapıiacak yasa değişikliğine grup olarak destek
vereceklerini vurgulayan Uzunkaya. "Sağlık herkesi
ilgüendiriyor. Tanıtım için bakanlığın bütçeden ödenek
ayırmasına gerek yok. ilgili yasada değişiklik yapalım
ve medyayı, sağhk programlannı \a\ ımlamaya mecbur
edelim'* görüşünü savundu.
ların üstüne gidilsin,di\e ha\kırı-
>oruz. Ama du\ar gibiler" dive
konuştu.
CHP Ankara Milletvekili Yıl-
maz Ateş. REFAHYOUun de-
mokratik hukuk de\ letini sa\ unan
kesimleri sindirmeve çalıştığını
>ö\ ledi. Ateş şu görüşleri dile ge-
tirdi.
"Özgür, demokratik basın yeri-
ne, 1908'lerin. I95«"lerin basınını
\aratmak istedller. Demokles'in
kılıcı gibi basının üzerinde baskı
\aratnıak istediler. Ben >atandaş
olarak haber alma ö/gürlüğüm
açısından. getirecekJeri >asaya
e\et" divemem. Gazeteci kökenli
bir milletvekili ve CHP'li olarak
da "e\et" divemem."
Ateş. bugünlerde halkın "iyi ki
medya var" dediğini akta-
rırken de, "Medya demok-
rasimize tuzaklân duyur-
du. Kuruluş amacı hırsız-
lıkları örtmek olan RE-
FAHVOL'un basını ceza-
landırmaya gücü yetmez"
dedi.
CHP Genel Sekreter Yar-
dımcısı Atila Sa\ da. RE-
FAHYOL hükümetinin
"\olsu/lukları önlevemez-
sen gerçekleri sakla basını
sustur" \ öntemi u\ gulama-
ya hazırlandığını belirterek.
"Bu antidemokratik bir tu-
tumdur. Basının susturul-
ma\a çalışılması. hükümeti
kurtarmaz: si\asal ve sos-
yal çürüme\ i önlemez. Tam
tersine üstünü örtme çaba-
ları çürüme\i kökleştirir,
hastalığı yayar" dedi.
TGS Genel Başkanı Sonay, taslakla Abdülhamit döneminin aratılmayacağını söyledi
Basın kuruluşlarından sert tepkiİstanbul Haber Servisi - Basınla ılgılı ha-
zırlanan yeni "tasan taslağı" basın meslek
örgütlerinin sert tepkisine neden oldu. Tür-
kı\e Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel
Başkanı Ziya Sonsç, taslakla "Abdülhamit
döneminin aratılmayacağını" \ urgularken.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Baş-
kanı Nail Güreli de taslakla ilgili girişimle-
rı, ıktıdarın bir süredir basına karşı \ ürüttu-
ğü kampanyanın birparçası olarak niteledi.
Basın Konse\ i Başkanı Oktay Ekşi ise tas-
lağın hükümetin programında vaat edilen
"şeffaflık" ilkesine aykırı olduğunu belirtti.
Hazırlanan yasa tasansının yalnızca ba-
sını ve gazetecileri değil. muhalefet partile-
rini. demokratik kitle örgütlerini. bilim
adamlannı \e \ azar. çızer. sanatçılan sustur-
mayı amaçladığını belirten TGS Genel Baş-
kanı Ziya Sonay, daha önce kimi iktidarlar
tarafından denenen yasakların kendilerine
güç katmadığının görüldüğünü ifade etti.
RP'nin Basın Yasası Taslağf nın Abdülha-
mit dönemini aratmav acak bir sansür döne-
mine girilmesini öngördüğünü kaydeden
Sonay. "Basınımız, bizim de eleştirdiğimiz
kimi yozlaşmalara karşın. gerçekleri okur-
lanna aktarmayı her cezavı göze alarak sür-
dürmegeleneğindenaynlmayacaktır"dedi.
TGC Genel Başkanı Nail Güreli. yaptığı
yazılı açıklamada, medya hakkında Genel
Görüşme açılabilmesi için iktidann RP ka-
nadı tarafından önümüzdeki salı aünü Mec-
lis'e önerı getirileceği haberleri bulunduğu-
nu belirterek bu girişimin basını susturma-
\ ı hedetleyen v asaklav ıcı önlemlere ve bas-
kı yasalanna gerekçe hazırlama\ı amaçla-
dığını öne sürdü.
Genel Görüşme'nin ardından. gizlitutul-
maya çalışılan bir yasa teklifinin de Mec-
lis'ten hızla geçirilmek istenileceği endişe-
sını taşıdıklarını belirten Güreli. şu görüş-
lere yer verdi:
"İktidar temsilcilerinin basın için söyle-
diklerû'Kendı emrinde yönetim istiyor' sö-
zünü, iktidar için. 'Kendi emrinde basın is-
tiyor' şeklinde söylemek daha doğrudur. A-
ma bu niyetlerine erişemeyeceklerdir."
Basın Konseyı Başkanı Oktay Ekşi'de
açıklamasında yalan \e\a iftira niteliğı ta-
şıyan habere aklı başında herkesin karşı çı-
kacağını belirterek. ancak hükümetin bu ya-
sa tasansıyla halkm gerçekleri öğrenmesi-
nin engellendiğini kaydetti. Ekşi bugün Ka-
zan'ın getirdiği önerinın bundan 40 vıl ön-
ce Adnan Menderes'in "Çanlanna ot üka-
ma" iddiasıyla çıkartılan 6732 sayılı yasay-
la aynı olduğunu öne sürdü.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Baş-
kanı Ismet Demirdöğen ise yaptığı açıkla-
mada. "Basın toplumun aynasıdır. Aynaya
kızılmaz" dedi. RP'nin her alanda iflas et-
miş olduğunu ifade eden Demirdöğen. ba-
sını suçlayarak kendini aklamaya çalıştığt-
nı öne sürdü.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Herkes gibi ben de basından
şikâyetçiyim. Yıllarımı verdiğim
bu meslek ne yazık ki büyük bir
çürüme içinde. Medya, çeşitli sı-
nırlamalar nedeniyle görevini la-
yıkıyla yerine getiremiyor.
Basının giderek kartellere dö-
nüşmesi ve medyanın bir sana-
yi dalı haline gelmesi. basının
başlı basına büyük sermaye
grubu olarak ortaya çıkmasına
neden oldu. Televizyonun ve kit-
le iletişim araçlannın olağanüs-
tü büyümesi, devlet-basın ilişki-
lerini, haber alma özgürlüğünün
boyutlannı da yeniden günde-
me getirdi.
Türkiye'de haber alma özgür-
lüğü olduğunu söyleyebilir mi-
yiz? Bence hayır. Yürürlükteki
basın yasası, ceza yasaları, ba-
sın özgürlüğünün önündeki en
büyük engeller. Ayrıca büyük
basın tekellerinin hükümetlerle
olan kredi ilişkileri de onları bu
ilişkileri doğrultusunda yayın
yapmaya zorluyor. Büyük basın
tekelleri, onların arkasındaki ser-
maye gruplan hükümetle ilişkile-
Kazan Cezaevinde BBC Dinliyordu
rine bağlı olarak yayın yapıyor-
lar.
Bir basın tekeli, hükümetle
olan ilişkisi iyi ise hükümeti des-
tekleyecek haberleri ön plana çı-
kanyor, ilişkisi kötü olan ise hü-
kümeti sıkıştıracak ve dize geti-
recek bir çaba içine giriyor. Mad-
di çıkarların yansıması olan ya-
yın çizgisi, medyaya olan güve-
ni sarsıyor. Bizim gibi işin uzma-
nı olanlar, acaba bugün ne oldu
da bunu manşete çıkardılar so-
rusunu sorup, bu sorularına sa-
tır aralarından cevap arıyorlar.
Sermayenin olağanüstü bü-
yümesi, medyanın tiraj ve rey-
tıng kaygısını her şeyin önüne
geçiriyor. Ben daha çok izlen-
dim, ben daha çok okundum ya-
nşması, gazetecileri semt pazar-
larının çığırtkanlarına dönüştü-
rüyor. Bu arada haber doğruy-
muş. insanların yaşamını altüst
ediyormuş, kimsenin umurunda
değil. Haber bültenlerinin gide-
rek "realiti şov"a dönüşmesi de
bunun sonucu.
Gazete patronuyla, gazeteci
arasındaki bağ da giderek baş-
ka bir boyut kazanıyor. Çok yük-
sek maaş alan basın yıldızları,
kraldan fazla kral taraftarı kesi-
lerek, rekabet nedeniyle olma-
dıkşeyleryapıyorlar. Patronların
birbiri arasındaki kavganın silah-
şörleri olan bu yıldızlar, en aşa-
ğılık saldırıları karşı patrona ya-
parak kendi patronlarının gözü-
ne girmeye çalışıyortar. Aynı
adamların ve kadınların bir süre
sonra sövdükleri patronunun
emrine girmeleriyle ahlaksızlık
diz boyu hale geliyor.
Bu arada, mesleğin hamalı
olan basın emekçilerı, yani mu-
habider ve diğer çalışanlar, bu
yozlaşma içinde oraya buraya
sürükieniyorlar. Örgütlenmeleri
yasak, sendikalı olmaları yasak,
itiraz etmeleri yasak. hatta istıfa
etmeleri bile yasak. Çünkü diğer
patronla yapılan anlaşma onları
ömür boyu açlığa mahkûm ede-
bilir.
Basının yozlaşmasının asıl ne-
denı basın özgürlüğünün olma-
yışı. Tekelleşme özgürlüğü da-
ha da kısıtlıyor. Tekelleşen basın
devleri, diğer basın kurumlarını
yok etmek amacıyla, baskı, teh-
dit, haksız rekabet yollannt kul-
lanmaktan çekinmiyorlar. Gaze-
tecilere getirilen ceza uygulama-
ları, basın patronlannı rahatlatı-
yor. dik başlı gördükleri yazarla-
rı, muhabirlerı ceza yasalarıyla
korkutarak ıstedıklerı an kapı
önüne koyabılıyorlar.
Basındaki yozlaşmanın asıl
nedeni. devletin yasalar ve kre-
di muslukları yoluyla getırdiği sı-
nırlama ve baskılar. Yeni hükü-
met. var olan sınırlamalar yetmi-
yormuş gibi, daha fazla sınırla-
malar getirerek basını lyıce gö-
revini yerine yapamaz hale ge-
tirmeye çabalıyor. Şevket Ka-
zan, "devletin sıyası ve mali ıti-
bannı sarsan veya kamunun te-
laş veya heyecanına neden olan
veya havadisleri yanlış metinle-
ri.." cezalandıracaklarını açıkla-
dı.
"Devletin siyası ve mali itıba-
rı" ne demek? Buna kim karar
verecek? Şevket Bey mı? Nec-
mettin Bey mi? Itibardan ne
kast ediliyor? Uyuşturucu şebe-
kelerinin itibarı mı? Kumar maf-
yasının ittbarı mı? Çağdaşlık
düşmanı örgütlenmenin itibarı
mı?
Yarın siz de zor koşullarda
gerçek haberleri dinlemek ister-
siniz. Şevket Kazan, 12 Eylül dö-
nemınde cezaevındeyken kula-
ğını BBC haberlerini almak için
radyoya dayıyordu. Gerçekleri
ingiliz basınından öğrenmeye
çalışıyordu. O günlerı unutma-
masını diliyorum. Yann yine ba-
sın özgürlüğüne ihtiyacı olabi-
lir...
iktidar sonsuz değil. ama ha-
berler sonsuza kadar devam
edecek.
POLtTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Harran Üniversitesi...
Nurcuların Harran Üniversitesi'nde örgütlen-
melerine gösterilen hoşgörüyü "Özerk-demok-
ratik ve bilimsel üniversite" isteyen gençlerimıze
gösterebiliyor muyuz?
Ne gezer!.
Bu ülkede öğrenci gençlik ezilir, horlanır...
Ankara veistanbul'datekmelenen.saçlarından
tutularak yerlerde sürüklenen gençler ne istiyor-
lar?
Onlar özerk ve demokratik bir üniversite istiyor-
lar...
Karşılarına çıkanlar kim?
Irkçı ve şeriatçı tosuncuklar...
Bu tosuncuklar, Anadolu üniversitelerinde ör-
gütlenmelerini tamamladılar yıllar Önce...
Anadolu üniversiteleri bilimden uzaklaştırıldı
ve 'tarikat şeyhleri'n\r\ denetiminde medreseye
dönüştürüldü...
Oralardaki demokrat, yurtsever öğretim üyele-
ri ırkçı ve şeriatçı yapılanmaya karşı mücadele
ettiler, gerici kadrolann tüm engellemelenne kar-
şın ödün vermediler...
YÖK, tüm bu olup bitenleri sadece izlemekle
yetindi, siyasal iktidarların buyruğunda olduğunu
kanıtladı...
Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Servet
Armağan'ın görevinden alınması elbet önemli bir
gelişme, ama ya diğer Anadolu üniversitelerinde-
ki "ırkçı ve şeriatçı' yapılanma nasıl çökertilecek?
Nurcu Abdülkadir Badıllı, Halil Gönenç ile Su-
udi prens Muhammed Faisal Al Suud'a fahri
doktora verenler Harran'da kalacaklar mı? Kimi
Anadolu üniversitelerinde, öğrencılere "iran Is-
lam devrimi, Türkiye 'de de gerçekleşecek" diyen
öğretim üyeleri yerlerinde oturacaklar mı?
işin ilginç yani YÖK, Harran Ünıversitesi'ndeki
'şeriatçıyapılanma 'yı 4 yıl süreyle izledi ve sonun-
da karara vardı:
"Bu örgütlenmenin amacı, laik demokratik
cumhuriyeti yıkmaya yöneliktir..."
• • •
Şimdi size bir mektubu özetleyerek sunaca-
ğım...
Bakın neler oluyor üniversitelerde:
"Ağustos 1996'da Harran Üniversitesi çeşitli
dallarda sınav açtı. Sınav sonucunda Abdullah
Taştekinyabancı dil sınavında, Almancadan 100
üzerinden 80 aldı, bilim sınavında da diğer rakip-
lerini geçerek araştırma görevlisi oldu. Girdiği
dal, kamu yönetimi bölümü. Aynı şahıs, Eylül
1996'da Gazi Üniversitesi'nin açtığı kamu yöne-
timi bölümü yüksek lisans sınavına girdi. (Zanne-
dersem bölümün alt dalı olan siyaset bılimi 2'n-
ci öğretim sınavıydı. Her bölümün birkaç tane alt
dalı oluyor.) Sınav sonucunda Almancadan 30
üzerinden 8 aldı ki, bu 100 üzerinden 27 yapıyor.
Bilim sınavında ise 70 üzerinden 3 aldı ki, bu da
100 üzerinden 4 yapıyor.
Gördüğünüz gibi Harran Üniversitesi Kamu Yö-
netimi Bölümü'nün yaptığt-s/navın sonuçlartyla
Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nün
yaptığı yüksek lisans sınavı sonuçları arasında
dağlar kadar fark var. Halbuki Gazi Üniversite-
si'nin yüksek lisans dil sınavı çok kolaydır. Buna
rağmen Abdullah Taştekin hem dil sınavında hem
de bilim sınavında son sırada yer alıyor. Ve bu şa-
hıs, ağustosta yapılan sınav sonucunda Harran
Üniversitesi'ne araştırma görevlisi olarak girdi."
• • •
Tarikat şeyhlerinin 'denetiminde' bulunan okul,
yurt. dershane ve evlerdeki 'şeriatçı örgütlenme-
yi' hoşgörenler, aynı hoşgörüyü niçin öğrenci
gençliğe göstermezler?
Nedeni açık: Öğrenci gençlik, aydınlık bir Tür-
kiye için özerk, demokratik ve bilimsel üniversi-
te istiyor; tarikat şeyhleri ise ülkeyi ortaçağ ka-
ranlığına götürmek için şeriatçı örgütlenme isti-
yor...
Devleti yönetenler sanırlar ki tarikat şeyhlerine
ödün vermezlerse siyasal gelecekleri tehlikeye
girer...
Sultanbeyli'yeAtatürkanıtınıTuğgeneralDoğu
Silahçıoğlu'nun yaptırıp koydurmasını 'anti-de-
mokratik' bulan numaracı cumhuriyetçiler, şeriat-
çı yurtlardaki Mustafa Kemal'in büstüne tükü-
ren tarikat şeyhlerinden 'nasiplenirler' ve bu yüz-
den de onları koruyup yanlarında yer alırlar.
Sonra ne yapar numaracı cumhuriyetçiler?
Demokrasi, insan hakları, yaşama özgürlüğü
üzerine ahkâm keserler, 'sendikal hak ve özgür-
lükler' denilince de "Bırakın çağdışı şeyleri" de-
yip gerçek yüzlerini gösterirler...
Bu ülkede imam-hatip liselerinin Refah Partisi
güdümünde olduğu tartışılır, ama tarikat şeyh-
lerinin okulları, yurtları. vakıfları, dershaneleri tar-
tışılmaz...
Tarikat şeyhlerinin okullarında yetenekli öğren-
ciler vardır. Ancak o öğrenciler cumartesi ve pa-
zar günleri kimi evlerde toplanır ve şeriat eğitimi
görür.
Kimse bu öğrencilerin o evlerde ne yaptığını
araştırmaz, 'Islam cumhuriyeti' kurma planlarıy-
la ilgilenmez...
Bu yurtlar. dershaneler, hanlar, hamamlar, ya-
lılar, katlar, hastaneler. okullar, şirketler nasıl
kurulur, üzerine gidilmez...
Sahi bu paralar nereden gelir? Kırgızistan'da.
Azerbaycan'daki yatırımları kim finanse eder?
Bu köşeyi izleyenler yıllardır olup bitenleri gö-
rür, ama devleti yönetenler görmemezlikten ge-
lir.,.
Bu arada bir soru:
"Tarikat şeyhleri ABD aleyhine niçin tek kötü
söz söylemez? Tarikat şeyhleri niçin sık sık
ABD'ye gider?"
• • •
13 yıl önceTurgut Özal'ın, daha sonra Bülent
Ecevit, Deniz Baykal'ın 'yağdanlığı' olan takke-
siz liboş bakın ne demiş:
"Hocam, inanınız (Fethullah Hoca 'ya söylüyor)
Deniz Gezmiş yaşasaydı şimdi o da bizim gibi
düşünürdü. Bu masada, sohbette o da aramız-
da olurdu..."
Hey Alpay Şahin, sende hiç utanmak, sıkılmak
yok mu! Hey Alpay Şahin, hocaefendilerin peşin-
den koşmanın nedenini bir açıklar mısın?
Şahın'in 'döne döne' başı dönmüş...
Dön Şahin dön. sana dönmek yakışır!..
Irternet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E ı.ıail: Hikmet .Cetinkaya << Planet.com. TR