25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
,19 KASIM <9S6 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABD'li Lockheed firması ile şimdilik mahkemenin eşiğinden dönüldü Mısır ile F-16 kriziLALE S\R1İBRAHİMOĞLI .VsK.AR.A-1«9. K.örfezSavaşisırasın- da müttet'ık cre tncirlık'i açması karşilı- gmda Mbiri F-11< satışı yapabilen Tür- kıye ile Mıs-arasmda, yapımcı Lockhe- ed firmasinrdava.masıvedönemınTürk yetkililennir hatalı yaklaşimları soııucu tjıplomatıkbjnalırıyaşanıyor Amerikan Lockheed fı-rna^ı. Türkiye'de üretilmek- te olan ikınc partı F-!6'lar ıçııı \h>ır'ın parça üretm^iri siğlamaya yönelik bu ülkede yaptıjı yakıaşık 50 mıİyoıı dolar- lık yatınmınr>a'as:nı Türkıye'den ı^tcdı. Jıirkiye'den Jınılj yanıt alamay ınca da- \a açma lehJid nıie bulunan Lockheed. bu girışiminien ^mdılik caydınldı. An- iak Ankara. ka.ıire ile yaptığı offset an- İa^mabi çerçae>ınde hu ülkeye »attıöı F- 16'lann kar^ ığında \h>ır'a iş vermek zo- runda. Türkıve ve Mısır arasinda diploniatık bunalıına dörüşen. Lockheed ile Türk Ha- \ a Kuv veıler nı mjhkemenin eşiğıne ge- tiren Kahıre'ye F-16 satişi karşılığı iş ver- me sorunu çözürn ıçin tnasada beklerken Mılli Savunna Bakanlığı (MSBı Müste- $arı K.orgene-al Tuncer Kılınç. konuylail- gili olarak Cumhuriyet'e yaptığı açıkla- • Lockheed Türkiye'de üretilmekte olan ikinci parti F-16'lar için Mısır'ın yedek parça üretmesini sağlamaya yönelik bu ülkede yaptığı 50 milyon dolarlık \atırımın parasını Türkiye'den istedi, olumlu yanıt alamayınca dava açma tehdidinde bulundu. Türkiye. Lockheed'in pahalı yatırımının parasını ödememekte ve Mısır'dan F-16 parçası almamakta kararlı. mada. Ankara'nın kararlılıömı dile ızetir- di. Kılınç. "İkinci parti F-16'lar için Mı- sır'dan alını yapamayız. l retimimiz geci- kir. Ancak Mısır'a offset taahhütümü/ü (iş verme) yerine getireceğiz" dedı Türk \e ABD lıükünıetlerı. ABD ün- derlığındekı koalisyon güçlcnnin Irak'ın K.uveyt'ı işgalinı püskürtmek amaeıyla gerçekleştırdiği Körfez Sava^ı MiıiMiıda Türkiye'nin >ağladığı dc>teğe kaı>ılık ola- rak 1W1 yılında Türk Ha\acıl\k Sanayıı (TAİI tesi>lerınde Lockheed ile ortakla^a üretilmekte olan F-l(ı"laıdan46'\inın Mı- >ır"a satı^ını kararlaştırdılar. Bu anlaşma yapıldığı sırada Türkiye'nin F-16 ?>atı>ı karşılığında Mısır'a i^ vermeM gündeın- de değildı. Ancak o zamankı adı üeneral Dynamics (GD) olan Amerikan Lockhe- ed' firması. Mısır yönetımını. F-16 kar^ı- lığında üretmekte olduğu "Abranıs M1A1" tanklannı Türkiye'nin satın al- ması ıçın yöıılendirdi. Türkiye tank ge- reksinınıi olmadıeını bıldırerek bu öncri- yi gen çev ırıncc. Mısır. Lockheed'ın des- teğı ile T\l'de üretımıne başlanan ikincı partı S0 adet F-16 uçağınm bazı parçala- rmın üikesinde üretılmeM önerisını Anka- ra'v.ı iletıı 'Hatalı politika' ' 'ıice karşihkMZ olan Türkıyenın Mı- sir'a F-16 satişı. Lockheed t'irınaMiıın gi- rı-jinılcn soıuıeu Ankara \e Kahire ara- ^ıııda offset anl.işma>ma dönüştü. 46 adet [ -16 ıçınTAI'dc hareaııaeak olan kişi ba- îiııa 42" bın Miatlık îigücü tutarıııa eşit bır I.MII de Miiir'a vcrıImeM ve böy iece Tüı- kiyc'nin ABD'den satın alacağı S0 adet F-16 uçağı için MiMi'da >öz konusu ı^gü- cûnc denk düzey de parça üreıımı y aptınl- ma.M konusiında ania^nıa sağlaııdı. Türkı- >e"nın MiMi'a yaptığı 3U milyon dolarlık F-16 satı-ji karşilığında aynı mıktarda bu ülkeden i> alması anlamına gelen bu aıı- la.şmanın. dönenıın hatalı politıkasi sonu- cıı yapıldığına dıkkat çekıldı. N1SB Mü.steşarı Kılınç. kendı dönemın- den önce yapılan bu ı^lem konu^unda yo- rum yapmamayı tercılı ettı Türkiye. Mı>ır"a46adet F-16 >atişi kar- şılığında 3(ı milyon dolarlık gelir >ağladı. Ancak bu girdınin bü>ük bölümü üretım ıçııı harcandığından elınde yainızea 3.5 milyon dolar \e işm prestıjı kaldı Türki- ye'nin ^ıı anda kar^ı çıktığı. Lockheed'in normalden üç. dört kat fazla yatırım ya- parak Ankara'dan 50 ıııılyon d'olarm üze- rınde para ı>teme planımn kabul edilnıe- ^ı ABD finvuiM ile Mısır'ın i^ıne \ara>a- cak. Bu pa/arlıklar olurken Loekheed Mı- sır'da üretılıp TAI'ye \erilmcsinı öngör- düğü parçaların üretımı ıçın gereklı altya- pı yatırımlarına ba^ladı. Mısır ıçın öııgö- rülen 46 adet F-16 uçağının TAİ tesi>le- rınde tamamlanarak 1W5 y ılında son uça- ğın bu ülkeye tolim edildığinı bclırten Korgeneral kılınç. şiı açıklamayı yaptı. "Buna kanjilık Türk F-16 uçaklarına parça üatımk amacı>la Lockhcvd Mar- tinc Tactical Aircratt S\stems (L.MTAS) firması Mısır"daki aln apı hazırlıklannı ta- mamlayarak Türk F-16 uçaklarına Mı- sır'da üretilecek parçalar için fi>at teklifı- ni MSB'\e »önderdi. Bu teklifin incelen- mcsi sonucunda LMTAS fırmasından 11 mihon ABD doları ödenerek alınabilecek parçaların Mısır'da üretilebildiği takdirde 58.2 miKon dulara nıal olacagı ^örülerek, Ii> at ttkİifınin ıııakul diizev e indirilmesi is- tendi. Ancak bu indirimin sağlananma- ması ü/erinc paı\alann ürt'timinin LM- TASfirmaMtarafmdan VBD'de üretilme- si kararlaştırılnıiMir." 7 alanda iş önerisi MSB \lü>te-;aıı Korgeneral Kılınç. Türknc'nııı. F-İ6 >atı^ı karşılığında Mı- sir'dan ahmyapmayadabu ülke\e i) \er- me taalılıudüiHİn yerine getirilnıcsi ama- cıvla MiNir'a ~ a\rı alanda ış önerisinde bulıırıulduğunu. ancak Kahıre'nın yine Ankara'nın kabul etmedığı ıkınci parti Türk F-İ6'lar için ülkeMiıde yedek parça ürctııiıınde i>rarettiğıni \urguladı. Lock- heed'ın day atmaM .sonucıı Türkiye ile Mı- >ır ara>ınd'a diplomatık bunalıına dönü- şeıı F-16 sorunu. Kahıre'nın Türkıye'ye F-16 parçaları satnıakta direnmesı nede- nı\le çözümlenemı\or YOK B.\ŞK.\M Gİ Rİ ZDEN TEPkİ 4 Kılık-kıyafette yasayı uygıılarız' • REFAHVOL hükümeti döneminde Başbakan \ecmettin Erbakan'ın açıklamalarından giiç alarak suçlamalarını ağırlaştıran RP millet\ekillerine sert yanıt veren \'ÖK Ba^kanı "Bu yasalar uygulanmaya de\am edecektir. Cumhuriyet ilkelerinden taviz \erilmesi söz konusu olamaz" dedi. ANK.AR.A (Cumhuriyet Bümsu)-'\ükseL Oğretım Kurulu (^'Ökı Ba^kanı Prof. Dr. Kemal Gürüz. bazı ünısersıtelcrdeki türban >orunu nedenı\ le rektörlerı tehdıt eden RP'lılere. "Kılık-kıvafct konusunda me\cut\asalar u>gulanı\or \e u>gulanma>ade\am edecektir. Bunu herkes bö>le bilsin. Atatürk'ün kurduğu cumhuri>etin ilkderindtn ödiin \erme>iz"yaıııtını \erdı. Gürüz'e soru \onelten RP'lilerın. yurtdisinda laiklik karşıtı propaganda yapan burslu öğrencilerın gen çekılmelerı \e Mısır El-Ezher UımerMtesi'ne Iisan^ denkliğı \erilmemesinden rahatsız olmalart dıkkat çektı. Millı Eğitını Bakanlığı. YÖK ve ünı\erMtelerın 1997 yıiı bütçeleriıım TBMM PlanveBütçe Komısyonu'nda görübülmosi Mra-.ında. RP'liler türban konusunda \'ÖK Ba^kanı Güruz \e rektörlerı tehdıt ettı. RP'Iİ millenekıllerı başörtüsünün kızların ^iffetToldugunu $a\ unurak "l ni\ersitelerde rektöıier. hocalar. dekanlar kjzlanmızın iffeti ulan başörtüsüne el sürü>orlar. Bunu Yunanlılar. başka de\ letler > apsa ellerini kıranz. Ama Türk (k-kanları. rektöıieri \e (ıocalan bunu \apı\or" çiedıler. \ÖK Bask'anı Gürüz. REFAHVOL kükümeti döneminde Ba^bakan Necmettin Jürbakan'ın Jçıklamalanndan güç alarak suçlamalarını ağırlaştıran RP mıllenekillerine sert yanıt \erdı. Gürüz. kılık-kıyafet konu>unda uygulanan \asalann ünnersite öğrencilerıne u\gulanmama>ının söz kotuivu olamayacağını \ urgulay arak "Bu yasalar u\«ulanma\d de\am edecektir. Bunu herkes bü\\e bilsin. l ni\ersitelerimiz. başta rektörlerimiz ulmak ü/ere Türk milletine, bilime. insanlığa \e Atatürk'ün kurdıİgu Türkije Cumhuri\eti'nin hi/nıtt yolunda ödün \ermeden göre\lerini sürdürecektir. Cumhuriyet ilkelerinden ta>i/ \erilmesi söz konusu olamaz" dedi. RP'lıler. Gürüz'e yönelttikleri sorularda. Mısır El-Ezher Üniversıtesi öğrencılerine lısans denkliği \erilmemchi \e yurtdı^ında burslu yüksek lısans yapmasma karsın Atatürk ve laiklik kar^ıtı propaganda yaptığı belırlenen bazı öğrencilerın geri çekılmesınden duydukları rahatiizlığa dıkkat çektıler. Gürüz'e yöneltilen bazı sorular ^öyle: -\urtdıs;ındaki burslu araşnrma göre\lileri neden geri çekilhor? Öğrencilerin >urtdışına gönderilmesinde uygulanan merkezi sına\ terk edilerek neden sözlü sma\a geçildi? Mısır El- Ezher L ni\ersitesi"nin denklik sorunu hâlâ sürmektedir. Bunun için bir şey yapılması düşünülüvormu? Hollanda'daki bazı okullara bu ülkenin u>gun görmesine karşın Türkhe neden denklik \ermi\or?" t V ^ U f l n n i l l ^ ı ı i n K l l l i l l l l C u m n u r i > 1 ' X a k t l Danışma Kurulu cumartesi günü Armada Oteli'nde i > t l K l l L F a i U Ş I I i a J V U r U l U t o p | a n d l D a n ı Ş nıa Kurulu Başkanı Prof. Dr. Aydın Aybay'ın vönettiği toplantıda ilk konuşnıay ı Cumhuriyet Yakfı kurucusu \e Başkanı Berin Nadi \ap(ı. \akıf Başkamekili Osman Nuri Torun. vakfın çalı^malar \e girişimleri hakkında bilgi \erdi. Ga/etemiz Na\ın Kurulu Başkanı İlhan St4c.uk da C'unıhuriyet gazetesi ile ilgili bilgik-ri aktardı. Cunıhuriyet gazetesine. basın-yayın \aşunıınıı/a. gazetecilik mesleğine. kültür \e bilinı dünyasına maddi \e mane>i katkıları olan kişilerden olusan danışma kurulu üycleri dalıa sonra söz alarak görüş \e önerilerini belirttiler. Nakıf N önetim Kurulu. toplantı sonrasında görüş \e önerileri özenie değer- lendireceğini \eyaşama geçirilnıesi için gerekli çalışmaların yapılacağını açıkla>arak Danışma Kurulu üyelerine teşekkür etti. (KADER TLGLA) Tarikatçı rektör Prof. Servet Armağan'ın görevden alınması memnunluk yarattı 'Anııağan Urfa'ya karanlığı getirmişti' ÖZCANGLNEŞ Ş.ANLIl RFA-Nurcu kadrolasina- ya gıttığı. Atatürkçü öğretım üyelc- nne baskı >aptığı sıerekçe>ıy le Har- raıı Cnı\ersite>ı Rektorü Prof. Dr. Senet Arnıağan'ın göre\den alıııma- M Şanlıurfa'da memnunluk yarattı. DSP. CHP. HADEP \e Eğıtim-Sen vöneticilerı. YÖK'ün kararını des- tekledıklcrını bıldırirken DYPGenel Başkan Yardımcisi Necmettin Ce\hc- riile yeğeninın yerel bır T\ 'de Nur- cu rektöre salııp çıkması dıkkat çek- tı. Armağan'ın göreNden alınmaMN- la ılgıli oîarak sıya.si partı sedemok- ratık kitletemsilcileri şugörü^lerı di- le getırdıler: Nihat A\ci( DSP 11 Başkanı): -Çok i>i bir gelişme. Özellikle bu karan, çağdaş Türkiye'nin geleceği açısın- dan bir teminat olarak görüyorum. Rektör Senet Arnıağan gibi bugün Nurculuğu >ayma>a çalışan birçok zihniu't bulunuyor. Dileğimiz. aynı ciddiyetin ülkegenelinde gösterilme- sidir. A>nca \ OK'ü. bu karanndan dolayı kutluyorunı." Halil Pa\'daş (CHP İl Bu>ktıııi) "Lrfa'da Nurculuğu yayaıı Ser\et Armağan'ın göre\inden alınması için çok çaba harcadık. Ser\ et Arnıa- ğan. Urfa'ya karanlığı getiren adanı- dır. Antı-deınokratik uygulamalarıy- labilinen Armağan'ın göre\denalın- maM karan. geç kalınmış bır karar olmasına karşııı oldukça se\ indiricı- dir." Reşat\ardımcılHADEP Merkez İlçe Başkanı): "\OK.gerici hareke- ti Şanlıurfa'\a taşıyan Senet Arnıa- ğan'ı rektörlükten almakla >erinde bir karar \erdi. İslanı maskesi adı al- tında bazı işler yapılıyordu \e bu ne- dcnle kimse üzerine gidemhordu. L ni\ersitenin özerk olması \e özgür bir eğitim ortamına ka\uşturulması gerekiyor. Harran İ nnersitesi'ne çe\re Ûlerden özellikle getirilen Nur- cu öğretim üyeleri ile okutmanlann da göre\den el çekrirmelerini isti\o- ruz." İbrahim Kürek lEğıt-Sen Şube Başkanı) "SenetArmağan'ıngöre\- den alınması olumlu \e \erinde bir karardır. Harran İ ni\ersitesi'ndeki gerici kadrolaşmaya son \erilmesi için iyi bir başlangıç olabilir." Ce\ heri sahip çıktı Şanlıurfa'dadınağırlıklı program- lar yapan yerel bir TY'de Armağan için düzenlenen programa telefonla katılan D\ P Genel Ba^kan '»'ardım- cısı Necmettin Ce\heri, Senet Ar- mağan'ın göre\den alma kararının Cumhurba^kanı'na ona> latılma>ı a^ama>ında de\reye gıreceklerinı söyledı. Armağan'ın göre\e tekrar getinlmesı için ellerınden geleni ya- pacaklannı \ urgulay an Ce\hen"nın. "Atanması sırasında olduğu gibi şim- di de gönüllerimiz Armağan'dan ya- na" dıy e konuşması dikkati çekti. RPİi Belediye Başkanı Ahmet Bahçı\anda programa katılarak par- lamcnteıierle görü^tüklerıni \e Ar- mağan'ın görevde kalınasi ıçın çalı- ^acaklannı söyledı. Kendisinı DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'ın e^ki siyasi danişma- nı \e Başbakanlık göre\ lisi olarak ta- nıtaıı Necmetıın Ce\ herıjıın yeğeni Halil İlhan Ce^heri de YÖK'ün "art niyetli da\randığını" öne sürdü ve "Bu art niyeti bertarafedeceğiz" di- _vc konu^tu Sadece şenatçı ki^ılerin görüşleri- ne ycr verılen ve tepkılere yol açan programda RP il ba^kanı Şe\ki Altı- nözde "Rektorü yalnızbırakmay aca- ğı/**dedı. Hakkında çeşıtlı usulsüz- lük ıddiaları da bulunduğu için göre- vındeıı alınan Prof. Servet Armağan ise programda. \'ÖK'ün kendisini görevden alamayacağını öne sürerek "A>in ve dini tören serbesttir. Anaya- sada \ar. l rfa'da. Diyarbakır'da. İs- tanbul'da milyonlarca tarikatçı \ar*"dedı. YÖK. hedeflerini gerçeklestiremiyor Üniversitelerde ödenek yetersîzliği Adil Düzen'in Sansürü ORHAN ERİNÇ KAPLAN ! ANK.AR.A - Yüksek Öğretım kurulu (\ÖKı. ünıversıtelerı tiarboğaza sokan ödenek sıkıntı- f,ı nedeniyle. 2000 yılı için belır- lenen hedeflerin 2010 yılına ka- darbilegerçekleştırilemeyeceğı- ni saptadı. • YÖK tarafmdan hazırlanan -\ ükseköğretimin Finansman İhtiyacı" başlıklı raporda. Türki- ye 'de- üniversiteve , girmek ısteyenlenn sayısının birçok ül- keyle kar^ılastırıla- mayacak derecede yüksek olduğu kay- dedilerek üniversıte sına\ına yapılan başvurularda her yıl "Yaklaşık 60 bin öğrenci > urt- dışında yükseköğrenim görmek- tedir. Bu \olla dövi/ olarak vuıt- dışında harcanan paralann topla- mıııın ünhersitelerin toplam öde- neklerinin üzerinde olduğunu söylemek münıkündür. Diğer yandan yurtdışında öğrenim gö- ren bu ögrenciler. birçok kötü alış- kanlıklar edinmektedir." Devlet üniversitesi sayısının hiçbirülkevlekarşılaştınlamaya- • YÖK tarafmdan hazırlanan "Yükseköğretimin Finansman İhtiyacı" başlıklı raporda, Türkiye'de üniversiteye başvurularda her yıl yüzde 10'luk bir artış oldueu belirtildi. yüzde 10 oranında anış gözlendi- gine işaretedildi. Buöğretimyı- lı için sınavlara yaklaşık 1.5 mil- yon öğrencinin başvurusunun beklendiği kaydedılen raporda. 2000 yılında bu rakamın 2 milyo- na ulaşacağı vurgulandı. Ünnersitelerdeki kontenjan azlığı nedeniyle yerleştirileme- ten birçok öğrencinin yurtdışına ittiğine dikkat çekılen raporda. şöyle denildi: cak biçimde 28"den 53'e çıkanl- dığına işaret edilen raporda. yeni üni\ ersitelerin açılmasıy la birlik- te mekân sıkıntısının daha da art- tığı. Batı ülkelennde 20-30 nıet- rekare olan öğrenci başına düşen kapalı alan miktannın Türkiye'de 12 metrekareve kadar gerilediği \urgulandı. Üniversitelerde yenı kapasite yaratılması ve mekân aereksıniminin karşılanması için îW 7 yılında yaklaşık 200 trilyon liralık y atınm ödeneğine gereksı- nim olduğu kaydedilen raporda. yatırım ödeneğinın yainızea 57.5 trilyon olarak öngöriildüğüne i^a- ret edildi. Öd.enekyetersizlığı ne- deniy le 535 projenın gelecek \ ıl- kıra .sarktıüına dıkkat çekılen ra- porda. şöyle denildr "Planlanan fıziki yatırımların zamanında bitirilmesi için 1997 y ılı fi\ atlarıy la toplam 38() tril>on liraya. öğretim üvesi >etiştirmek \eyeni personel har- camalarım karşıla- mak üzere toplam 529 trilyon liraya ge- reksinim vardır. Transfer harcamala- n ile birlikte2000 yı- lı sonunda yükse- köğretim kurumla- nna yaklaşık 1 katrihon 112 tril- yon lira ödeneğin tahsis edilrm-si gereknıektedir. 1997 \ ılında teklif edilen ödeneğin yüzde 41'i tahsis edilmiştir. A>TU tahsis oranının ge- lecek yıllarda da gerçekleşmesi durumunda. yeni kurulacak \ ük- seköğrerim kurıımları gö/ önüne alındıûında 2(M)0 v ılı için öııgörü- len plan hedeflerinin 2010 yılında dahi gerçekleşebileceğini söyle- mek. aşırı i> imserlik olacaktır." REFAHYOL koalisyonunun basını yönlendirip yönetme konusundakı hayalleri, sonunda somutlaşıp yasa taslağı şekline dönüştü. Ancak önce bir çelışkıyi vurgulamakta yarar var. Bakanlar Kurulu toplantısında tasarı taslağı hazırlama konusunda görev alan Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek, uzmanlanna bır taslak hazırlatmış ve kamuoyu önünde tartışmaya açmıştır. Taslağın pek çok eksiği ve yanlışı vardır, ama ciddi bır çalışma sonunda düzeltilebilecek yapıdadır. Buna karşılık Adalet Bakanı Şevket Kazan da bir taslak hazırlamış ya da hazırlatmıştır. Bu taslak ise tümüyle yanlış ve tehlikelidir. Tehlikesi ise salt basını değıl. demokratik yaşamımızın geleceğinı tehdit etmesındedir. Taslak yasalaştığı takdirde yainızea gazeteciler ve yazarlar değil: muhalefet partileri, demokratik kıtle örgütlerı. bilım adamları ve sanatçılar, ülke sorunları hakkında görüş açıklama olanağından yoksun kalacaklardır. Ülke yönetiminın çeşıtlı katmanlannda giderek yoğunlaştığı gözlenen yozlaşmanın ipuçları bu yasa ile kamuoyundan gizlenecek. zaten tartışmalı olan demokrasımizın yalnız adı kalacaktır. Bu tutum. örneklerini 11 Mayıs 1876'dan bu yana izleyegeldiğimiz sansür karabasanının bir kez daha hortlatılmasını amaçlamaktadır. Refah Partilılerin. her vesileden yararlanarak övdükleri "Ulu Hakan Abdülhamid Han "ın bu yönünü örnek almış olmalarına da şaşmamak gerekir. Yolsuzlukları. kokuşmuşlukları. yozlaşmaları önleyecek önlemleri almak yerine, bunların kamuoyuna yansımasını engellemeye kalkışmayı öngören bir "adil düzen", ancak kendilerıne devlet adamı süsü veren politıkacılarımız tarafmdan önerılebılır ve savunulabilir. Türkiye. ülkeyi ve vatandaşlarını korumak gerekçesiyle kendi iktidarlarını korumak için gerçekleri gizlemeye yeltenen yönetimleri görmüştür. Ancak bu yöntem. hıçbir iktidara güç ve süre kazandırmamıştır. Benzer yollara başvuranlar, daha sonra ker.di yaptıkları yasalara uygun biçimde hesap vermek zorunda kalmışlardır. Şeriatçı basının RP'den geldiği için sansür taslağına arka çıkmasını anlamak da gazetecilik açısından olanaklı değildir. iktidarların oyla değiştiği bir ortamda, RP'nin kalıcı bir iktidarı da söz konusu olamaz. RP muhalefete geçtığınde bugün bizler için öngörülen sınırlamalar ve astronomik para cezaları onlar için de gündeme gelecek: aynı sorunu onlar da yaşamaya başlayacaktır. "RP iktidardan gıtmez" gibi bir anlayış içindeyseler. bu anlayış. getirilmek istenilen sansür yasasından da tehlikelidir. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Hep 0 Şarks... Bizim "dinci" basının yıllardan beri bıkmadan, usan- madan yürüttüğü bir yalan kampanyası var. Gençli- ğimizde. henüz demokrasi bu denli yeşermemişken. aynı çevrelerin birtakım "söylentıler'' ortaya attığını gözlerdik. Şimdi artık bu tür söylentı ve "dedıkodu- /ar"yerine. oturup gazetelerıneyazıyorlar. Ve işin ilgin- ci, kımıleri de buna ınamyor. Geçenlerde bu "cenahın "kabadayı geçınen bir ga- zetesi. binlerce kez yinelenen bir "tevatürü" yenıden ortaya attı. Bırinci sayfalarınm sağ üst köşesıne Ata- türk'ün güzel birfotoğrafını koymuşlarve "Fakirdoğ- duzengın öldü" manşetini atmışlar. Alt manşet daha ılgınç: "Yetım ve dul bırkadının oğ- lu olarak hayata atılan ve hayatının büyük birkısmını maaşlı asker olarak geçıren Atatürk, cumhunyetı ku- rar kurmaz zengın oldu." Gene 1. sayfadaki haber özetinde şöyle deniyor: "Öldüğünde sadece Iş Bankası 'ndaki parası 217 bin 127 Cumhuriyet altınıydı. (Bugunkü değen 1 trilyon 682 mılyarlıra)... Aynı yıllardakı maaşı ise 1200 Cum- huriyet altınıydı (bu yılkı rakamlarla 9 milyar 300 mil- yon)..." Hep aynı saptırmaca, hep aynı zıhın bulandırmaca... Fakat öylesine utanmazca ve öylesıne ısrarla yürü- tüyorlar ki; biraz yukarıda vurguladığım gibi. kımıleri inanıyor ve kımilennin de en azından kafaları kanşı- yor. Buradaki ''kurnazlıkları". Atatürk dönemındeki "li- ra "yı. günumüz Cumhuriyet altını ile eşdeğer sayma- ları. Sankı insanlar o günlerde cuzdanlarında para ta- şımıyor. bunun yerine kese ıçinde altın taşıyorlardı. Herhangı bir şey satın alacakları zaman da keseleri- ne davranıyor ve aldıkları malın bedelini altın olarak ödüyorlardı. Oysakı bu Cumhuriyet altını hiçbir zaman "7 lıra" karşılığı olmadı. Şimdıki gibi 8 milyon lıra falan değil- di ama, o dönemlerde de 20-30 liranın üzerinde ıdi. Ve bu nedenle Türkiye'nin cumhurbaşkanının o dö- nemde aldığı aylığı 8 milyonla çarparak, saçma sa- pan rakamlara ulaşmanın hiçbir mantığı yoktur. Fakat doğrusunu istersenız ben. bu saçmalıkları yazanlar- dan çok bunları okuyup inananlara şaşırıyorum. O dönemde milletvekılı maaşları 350 lira ıdı. Öğret- men maaşları 100-150 lıra arasında değişiyordu. Ka- mu kesımınde en düşük ucret 30 liraydı. Şımdi bu mantığa göre "O günlerde milletvekılı maaşlan 3 mıl- yarliraydı" diyebılır miyız? "Oğretmenlerbirmilyarın üzennde, çöpçuler yarım milyar maaş alıyordu" de- nilebilir mi? Belli saplantılan olmayan hangi mantık ka- bul eder bunu? Aynı yazıda, Atatürk'ün fakir doğduğu halde zen- gin olduğunun ilerı sürülmesinden sonra. son padi- şah Vahdettin'ın zengin doğmasına karşılık fakir öl- düğünden söz edılmekte ve borçlarınm kimi islam devletlerinin başkanları tarafmdan ödendiği belirtil- mekte. Vahdettın'in büyük yoksulluk içinde öldüğü doğru- dur. Ancak yakın tarihimizi biraz inceleyenlet, bunun sorumlusunun Vahdettin'in yakın bazı ahbap ve ak- rabaları olduğunu bilirler. Ve Vahdettin'in bundan çok yakındığı da bilinir. Cumhuriyetimiz bunca sıkıntı ve yoksulluğuna kar- şın, Osmanlı hanedanının tüm malvarlığı karştlığını, son kuruşuna kadar ödemiştir. Ve çok ilginç bir nok- ta olarak altını çizmek ısterim kı; Osmanlı hanedanın- dan hiçbir üye ne Türkiye Cumhuriyetı, ne de Atatürk hakkında bır tek olumsuz görüş ıleri sürmemış. bu ko- nularda kendllerine yapılan astronmik söyleşi öneri- lerini reddetmişlerdır. Ne hazındır ki; bugün kendile- rini o insanların avukatı olarak görenler, o ınsanların gönül yüceliğinın bıle çok uzağındadırlar. Aynı kabadayı gazetenın, aynı günkü nüshasında bu yazının altında bir kuçük haber daha var. "Ölüleri bıle astılar!" dıyor. Haberın altına baktığımız zaman bir tarihçınin(l) "IstıklâlMahkemelen'nın gerçekleştırdığı acımasız ıdamlan anlatırken, Mevlevi İbrahim Hak- kı Efendi'nın naaşının darağacma asıldığını söyledi- ğini 1 ' görüyoruz. Aynı saçma iddia ılkokul diplomasını dışardan sı- nava girerek alan ve bugünlerde sanıyorum ortaokul sınavlarına hazırlanan bir başka hanım "tahhçı"(\) ta- rafmdan bir kitabında ortaya atılmış ve bunun filmi de yapılmıştı. Baştan sona yalandı. Talihsiz bır televizyon tartış- masında bu hanımla karşı karşıya oturmuş ve bu bıl- ginın kaynağını sormuştum. Kaynak "söylentıler" ve "herkes söylüyor" idı. Fakat öyle bir ibrahim Hakkı Efendi gerçekten var- dı ve Mevlevi olan bu saygın zat, normal bır ölümle aramızdan aynlmıştı. Ne istiklal Mahkemesi mezarını açtırmış, ne de bir başka makam naaşını darağacma çektirmişti. Istanbul'da yaşayan torunları ve diğer yakın akra- balan bu çirkin olaya sert bir tepki göstermişler ve bu yalanları dile getırenleri mahkemeye vermışlerdi. Da- vanın sonucunun ne olduğunu bılemiyorum. İşin ilginç yanı, tüm bu haberlerın ve yalanların di- le getirildiği günün tarihi 10 Kasım'dı. Yani yuzbinler- ce ve yüzbınlerce insanın Atatürk'e sevgilerini dile ge- tirmek için Anıtkabir'e gitmelerinden ürken ve bunu bir "provokasyon" olarak nitelendirerek savcıları gö- reve çağıran Atatürk cumhuriyetinın başbakanının, sanıyorum uykularının kaçtığı gün... Aynı yalanları bıkmadan ve usanmadan yıllardır yi- neliyorlar. Biz de bıkmadan ve usanmadan aynı ya- lanları suratlarına vurmaya devam edeceğız. Zira gü- neş balçıkla sıvanmaz. ama eğer bu balnkla sıvama işlemine ara vermeksizin devam edilirse, biraz göl- gelenebilir. Buna da izin vermeyeceğiz. Bu boylece biline... G.Doğu'da çaüşma: 41 terörist öldü Yurt Haberleri Senisi- Güneydoğu'da. güvenlık güçlerince 3 gündür sürdü- rüleıı operasyonlarda çıkan çatışmalarda 41 teröristın öldürüldüğü açıklaııdı. Ça- tışmalarda 5 güvenlik gö- rev lısı >ehıt oldu. Olağanüstü Hal Bölge \'alilığı'nden yapılan açık- lamaya göre. Doğu ve Gü- neydoğu'dakı operasyonlar- da. Şımak'ın Geçıtboyu kö- yü kırsalında c ). Sılopı ılçe- sı Kapıh sınır bölgebinde 5. Bıngöl'ün Dallıtepe ve Gökçedal bölgelerınde 14. Bıtlis'ın Tatvan ılçesi Zıya- rettepe mevkunde 7. Dıyar- bakır'ın Dıcle ılçesı kırsa- lında 3. Mardın'ın Nusaybın ılçesınde 2 ve Elazığ'ın An- cak ılçesı kırsalında da bır olmak üzere toplam 41 P- KK'lı öldürüldü. Bıtlis'ın Tatvan ilçesi kır- »alında güvenlik kuvvetle- ny le çatışmaya gıren 2 terö- nst gözaltına alındı. Çatış- malarda. 2'sı geçıcı köy ko- rucu^u olmak üzere 5 gü- \enlık görev IIM de şehıt ol- Örgürten kaçan 9 terörı^t Şırnak'ta. 2 terörıst de Bın- göl ve Tuncelı'de güvenlik kuv vetlerıne te^lım oldu. Jandarma ve poliMiı ortak operasyonu sonucıı. bomba- lı ıntıhar »aldınlarının so- rumlularının aralarında bu- lunduğuve 14 kişının öldü- rülme>ıne olaylarına kanş- tıkları belırtılen. ya^adışı P- K.K örgütünün 17 elemanı Mersın'de yakalandı. Büyük kısmı Adana'da bulunan örgüt ev lerınde ya- pılan aramalarda da 3 Ka- le^nıkof. 13 tabanca. taarruz tıpı bır el bombası. güv enlık güçlerının konu^malarını dınlemede kullanıldığı be- lırtılen bırözel frekanslı cep radyosu. bomba yapımında kullanıbn çok miktarda malzeme ile örgütsel dokü- man ele geçırıldi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear