13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1996 SALI * • • * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 19 Adana PB 25 ,Ecrr= Çcna<-e!e Kccs rlznir Tı/İ£ni a jAyjır ;De-ızi Y Y B Y Y Y B 14 18 16 22 21 24 22 Samsun PB 19 Trabzon PB 19 Gıresun PB 19 Ankara PB 18 Konya PB 16 Y 24 Eskışehir PB 16 Hakkâri PB 15 Antalya PB 26 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıırt Hakkâri Van PB PB PB Y Y Y Y 25 20 21 17 19 11 13 B 9 Marmara'nın batısı. kıyı Ege. Güneydoğu Anadolu'nun doğusu ıle Van. Hakkâri ve Bıtlıs çevrelerı yağ- murlu. yurdun ıç ke- sımlen yer yer sıslı di- ğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Hava sıcakltğı bıraz artacak. Rüzgâr gu- ney ve batı yönler- den hafıf ara sıra or- ta kuvvefte esecek. Londra Paris Roma Berlın Y Amsterdam Y Madrıd Y ' Sofya Y ' Brüksel Y Budapeşte Y 6 Münıh Atina Milano Oslo Helsınki Stockholm Belgrad Vıyana Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 18 12 7 4 4 15 11 5 Taşkent Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tifüs Kahire FB B B PB PB B PB B / 14 7 10 14 10 12 28 Şam PB 21 . C T ^ Pa'çalı buljtlu : Sısl Buljtlu ^ Çok DJJUÎIU Yagmurii; CÖEYT ARCAYÜREK Ka-tı I B Bdftarıfı I. Sayfada A/e vzr <i Cumturbaşkanı, -tabii eline geçmediği ftçir, bs'.çevardi/emiyor- bilgilehn açıklanması du- rumuıca "devletin zarar görmeyeceğini, tersine ejüçleıeceğıni' özenle vurguluyor." CoafLSJ. siyasetçilerin aklı karıştıkça, Susur- fıuk'tapatlayan skandal bir yandan giderek boyut- lanıycr. Dİr yandan da daha karmaşık biçimler alı- yor. Muhaefet partilerı hükümetin üzerine düşen gö- revi yapTiadığını öne sürüyorlar. Başbakan Hoca jse kesti'meden gidıyor: "Belge yok, iddia var." Muhatefet partilerı. parlamentoda kurulmak üze- re oiar a'aştırma komisyonunun skandalın içinden çıkamayacağmı öne sürüyorlar. Sonjçta rejimin işlemesinde titizlik göstermesi gerekener; başta muhalefet partıleri. çözümü "meşrj ve geçerlizeminler dışında, örneğin parla- mentc &şı kimi kurumlarda arıyorlar." Hükjmetin "skandalı örtbas etmek n/yef/"nden yola çı<anlar -örneğin Yılmaz- Hoca'nın emrindeki Eîaşbakanlık Teftiş Kurulu'yla Yüksek Denetleme Kurulu'njr "inceleme ve soruşturmayla" görev- iendırilmesıni istiyor. Bu oavranış; ne perhiz ne lahana turşusu özde- yişini anımsatıyor. Üstelik yasası gereğı, YDK'nin böyle bir görev üstlenemeyeceğıni bilmezlıkten geliyorlar. Tanık Başbakan Hoca'yia yardımcısı Şaıbe Hanım; kuşkusuz, olayı örtbas etme niyetinde. Oysa. Çan- kaya'dan hükümete giden yazı. değışik açıdan ba- kılırsa. birçeşit "ıhbariçeriğinde". Başbakan Hoca ne yapabılir? Pekâlâ bu yazıyı Adalet Bakanfna gönderebilir. Kazan Şevket de Cumhurbaşkanfnın hükümete gönderdiği yazıyı DGM savcıiığına "havale ederek" cıddi bir soruş- turmaya yargı yolunda ilk adımı atabılir. Sorunun birkaç noktası giderek önem kazanıyor. Ivedilik ve öncelikle Yılmaz'ın elindeki "belgelenn varlığı" tartışma sınırları dışına çıkmalı. çıkarılmalı. TBMM Başkanvekıli Yasin Hatipoğlu. güzel söy- lemiş, yapılması gerekeni söylemiş; "Devletin var- lık kavgasının olduğu yerde hiç kımsenın sırrı be- nim için sır değıldir" diyor. Çankaya'da "hüküme- tin açıklamaktan kaçındığı belgeleri Yılmaz açıklar- sa, 'devletin zarar değil yarar göreceğini' resmen ifade edıyor." Böylece Yılmaz'a. varolduğundadirendiği "bel- gelerle bilgileri" açıklama görevi. hatta sorumlulu- ğu düşüyor. Üstüne üstlük isim, yer. olay. gün, tarih verme- den şeffaflığı bir yana atarak kimi bilgileri ıma yo- fuyla medyaya duyuran Yılmaz'ın, skandalın daha karmaşık duruma gelmesinden kaçınması artık zo- pjntataatagaliyor. — - « • • Örneğin, "Cumhurbaşkanı'na, kumarhane sahi- bi Topal'/ öldüren özel timin ifadelerini alanlardan birini 'tanık' diye gösterdı. Demirel, o tanıkla konuş- tu". Yılmaz son olarak bunu açıklıyor. Kamuoyuna isim vermeden bu tanıktan Cum- hurbaşkanı'na niçin söz ediyor? Doğal k; bilgileri ya da elindeki belgelenn varlığını kanıtlamak için! Şim- di soru geliyor: "Tanık"\r\ elınde belge, video kasedi var mı. yok mu? '• Varsa, "tanık"tan cinayet kanıtlarını Yılmaz da edinmiş olabilir. "Tanık"\n elinde özel tim eleman- larının sorgulanmasıyla ilgili "tutanak ya da video yoksa". o zaman bunlar Yılmaz'da da bulun- mayabilir Bu nedenlerle, hele hükümet susuyorsa, ANAP Genel Başkanı gerekli açıklamalan yapmalı. Kararsızlık, karanlığı daha da koyulaştıran son söylemler. giderek devleti zayıflatıyor. Kimi çev- relerde de darbeye ortam hazırlandığı gibi kuşku ve kaygılar uyandırıyor. Güngörmüş siyasetçiler ise Yılmaz'ın kurul- komisyon diyerek ortaya attığı devlet+mafya skan- dalını "başka mercilere havale" ettiği sanısıyla bir benzetme yapıyorlar: "Mesut Yılmaz galiba binecek bir at arıyor!" iyi mi? Bucak'm koruıııalarıııın dosyası kabarık HÜLYATOPCl Kamuoyunda kumarhane- tcr kralı olarak tanınan Ömer Lütfı TopaPın öldürülmesı olayına kanştıklan öne sürij- len'DYP Şanlıurfa Millene- kili Sedat Bucak'ın koruma- tan Ayhan Çarkın \ e Ömer Kaplan. kamuoyunda ">ar- gısız infaz" olarak nılelendı- rilen 16-17 nısan. Perpa. Mahmutbey. Bahçelievler operasyonlannda "adam öl- dürdükJeri" iddiasıy la halen çeşitli mahkemelerde vargı- lanıyor. Korumalar Ayhan Çarkın \e Omer Kaplan hakkında açılan bazı davalar ^öyle: - 27 Ocak 1992'de Mah- mutbey'de gerçekleştirilen bir operasyonda Servet Sa- mim, İsmaÖ CengizGözenek. Hüsejin\aşar'ınöldürülme- si: Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi. -24Mart I992'de Bahçe- lie\ ler'de İbrahim \alçın An- kan. A\ni Turan, Recai Din- çer'in öldürülmesı: Bakırköv 2. Ağır Ceza Mahkemesi. -6Mart 1993"te Kartal'da Bedri^ağan. GürcanÖzgür. Menekşe Meral. Rıfat-Asi>e Kasap'ın öldürülmesı. - 13 Ağustos 1994"teOk- me>danı Perpa'da SelmaÇıt- lak Mehmet Salgın. Sabri Atılmış. Hakan Kasa \ e Ne- bi Ak\ürek'in öldürülnıesi: Istanbul 7. Ağır Ceza Mah- kemesi. - 16-17 Nisan 1992 günü Çifteha\uzlar"da Sabahat Karataş. Sinan Kukul. Taş- kuı L sta \ e Eda Yüksel'ın öl- dürülnıesi: Ka\seri Ağır Ce- za Mahkemesi. - İbrahim İlçi'nın öldürül- mesı: Istanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi. - Nurten Demir \e İsnıail Akarçeşme'nın öldürülmesi: Be\oğlu 1. Ağır Ceza Mah- kemesi. Tekneye Yuııaıı ateşi • Baştarafı 1. Sayfada firirken Hüseyin Yay kolundan yaralandı. Olay, silah ses- lerini duyan Türk bahkçılannın durumu Türk sahi! gü\en- lik göre\lılerine bildirmesı sonucu öğrenildi. Baltutan'ın Söke Devlet Hastanesı morguna kaldırıldı- ğı. Hüse\in Ya\'ın da sınır ihlali \eadam kaçırmak suçla- nndan Yenihisar jandarması tarafından gözaltına alindığı bildırildi. "Yjnanıstan Büyükelçiliği Başkâtibi. Dışi^leri Bakanlı- ğrnaçağınlarak türkive'nın konuşla ılgıli protestosu ile- tildı Dışışlerı Bakanlığı. sivil bir teknede ölüme \ol açan olaşın tekrarlanmamasının beklendiğini \ urgula>arak tek- nedeki yaralılann kaderlerine terk edilmelerinin anlaşıla- macıgını bildirdi. 4 Gazetecfler iııfaz edilecek 9 • Baştaraft 1. Sayfada \a'\a "kale"de a\nlan bölüm Bu- cak'ın yaşadığı odalann altında. 6 metrelik taş dınarlarla çe\rıli bah- çedeki 3 katlı \a>\an binanın dışın- da sadecea^iretlerin ağırlandığı 250 kişilik bir de misafirhane \ar. Son teknoloji hankalan> la donanmı^ e\- de. Özkayaanlatma\abaşlı\or. Ga- zetecilere. ^aka \ollu sitem edişor' "Bu gazeteeiler bisküvi çocuğu. Doğu'nun kültiiriinü hiç bilmivor- lar. Insan karalamak kola>.aklamak olanaksız. Ama onlara derim ki "ayaklarına ta> değerse kalplerine baksınlar." Her iftira insanın kendi- ne döner." *AyakJanna taş değecek" olanlar gazeteeiler \e teleMzyoncular. Bu sözün anlamı. ba^ıııa kötü bir >e\ gelirse. dönüp geçmişine bak. nıut- laka sen de kötü bir şe\ sapmışsın- dır. Özkava. gülerek eklıvor: "Şimdilik biitiin gazeteleri birik- tiri>orum. Zamanı gelince teker te- ker infaz edilecekler." Bu bir tehdıt mi yoksa şaka mı pek anla^ılmıvor. Sedef kaknıalı M- lahını çıkarıp \anına koyuyor \ e sö- zede\am edi\or: "Sedat Be>. bu gazetecileri bura- da ağırladı. önünü itikle\ ip hem de. Sedat Be\ bir çocuğun önünde hiie önünü ilikier. Biitiin Siverek şimdi med>a>a lanet okuytr. PKK">i lr- fa'\a sokma\an adama bu \apılır mı? Yok \anında Abdullalı Çatlı varmış. Abdullah Öcaian olsa daha Bu sirada odava "Bucak'ın orta- ğı" dı\e tanıtılan İbrahim girivor. İbrahim. Isianbul'dan henüzgelmiş. hastanede va^ananları anlatıvor: "Gazeteeiler tutturdu "Hüseyın Kocadağ'ııı bovnundakı kolşe İsa'nın resıın' di>e. kalktım.Susur- luk Savcısı'na gittim. Gösterdi. Hz. AITnin resmi \ar kol\ede. Bu med- \a bö\ le çarpıtnor işte." Özkaşa. de\am ednor: "Abdullah Çatlı\ ı ben ha>atımda görmedim. Y ıllardır burada> ını. ilk ke/ tcleviz>ondan gördüm. Ama Hüsı\ in K<K-adağ aik' dostudur. Di- > arbakır'daki özel timin kuruluşun- dan IKTİ ailecek gidip gelirler." Pekı Bııcak Izmır'de ne \apıyor- du? "Bucak İzmir'e geçnıiş olsuna gitmişti. Si\erekli aile dostu Alı A\ - dınlık'm oğlu intihar etnıiş. yaralı. bitkisi'l ha>atta> nıış. Oradan döner- ken kaza uldu. Zaten Sedat Bev ki- nıin ölüsıi. kinıin hasiası \arsa >eti- şir. Pejgambcr nıcsola \a da Ata- türk. nasıl onlar gibisi bir daha gel- me/se. Sedat Be\ de eşi benzeri bu- lunrıunan bir adamdır." Bucak'ın ort.ığı İbrahim de\anı edışor. "Hastanede bilebizden iş is- tediler. Sedat Bev sakat bir çocuğa akülü araba aldırdı. Hastalar Sedat Be> içindualarettiler." RıtVı Özkasa. kapıdan sürekli Za- zaca emirler \erı\or Bu arada Ab- dullah Çatlı konıiMimı dönüp med- \a>a kızıvor: "Yok Abdullah Çatlı neden Türk ba\ rağına sarılmış? Y ıllardır mille- tine. devlctine hizmet eden insanı Rus ba> rağına mı saracaklar? Ame- rikan ba> rağına mı sarsınlar? Mese- la Mesut \ ılmaz'ın >aptığı olacak şe\ değil. İnsan de\ let sırrını açıklar mı? 'Belgelerım \ar" dhe gezhor ortada. Yok biz beyaz işi > apı> ormu- şuz. Aha işte, bak tarlalara hepsi be- >az. Be> az işi \ apıyoruz tabii. Araba- dan çıkan da bir içimlik esrar. Bir çanta dolusu olsa "Satmava götürü- \ordu. alnıaktan gelı\ordu' dersin. ama bir içimlik. Sedat Be\ ağa, ö\le şe>e tenezzül etmez. Bütün bu tarla- larda bir odalık yere eksen mahve- der \allahi." 'Çakıcı'yı arayalım' Özka\a. tekrar mcdya\a gönder- me yapıp odalann kapalı kapılanııı gösterivor "Çakıcı'yı saklıyjrmu- şuz... Hadi gezelim beraber. bulun Çakıcı">ı; bizde Çakıcı falan \ok." Özkasa. bu arada Ankara'\a. Se- dat Bucak'ın millenekili lojnıanla- rındakı e\ine gönderıleeekİer hak- kında emirler veri>or. Birkoyun.bir tulum sade yağ. bir cu\al pirinç \e ba^ka şeylergönderili\or. Sedat Be> ancak Snerek'ın yağını yiyornıuy Özka>a konuşmasına devam edivor: "Bakın, Sedat Bev ni\e tenezzül etsin? 50 bin dönümün Uzerinde ara- zisi \ar. \ ıllık geliri 200 mil>an bulur. Ama inanın bir kuruşu cebine gir- mez. Para geri Si\erek'e döner. Val- nız ben 8 kö\e bakı>omm. Şimdi Se- dat Be> \ok. marabalann parasını veremi>oruz. Ben versem fırsattan istifade etmiş olurum. Sedat Be\ 'in getmesini beklivorlar. Ko\un can derdinde, kasap et derdinde." Sedat Bey, Si\erek'e dönecek mi peki°Özka\a, Si\erek"tedoktorol- madığı için şimdi dönmeyeceğini. ama belkı de üeleceğinı söylüyor. Zaten bütün akrabalar Ankara'da, Sı\erek Belediye Başkanı \e Sedat Bucakın eniştesı HasanÇelebi. ka- sabanın ılerı gelenlerı. geçmış olsu- na gitmişler. daha da dönen yok. Herkes. "ağanın"* sağlığını merak edijor. Göz alabildiğine uzanan pamuk tarlalannda hasat bitmiş, ağa hasta vatağında. ağır bir sessızlik \ar. Si- lahlanmış sessızlik ovanın sırrı. kımse konuşmamalı Göçle başla- yan yeni Güneydoğu düzeninde güçsiizleşen ja da \ok olan diğer aşiretlerden gerive kalan en büyük güç Bucaklar. Ağaoğullarının Stan- tbrd>adaSorbonneüni\ersıtelerin- de okutulduğu. kızlann ikı kere pa>- taneye gittı diye şehir me\danında. herkesın gözlerı önünde boğazı ke- sılerek öldürüldüğü Ş. Lrfa'nın ka- nunu da güç zaten. "Yiğitliğin vurmakla. ağalığın vermekle olduğu" a>rı düma. uzun vekılıtlı bir >essızlik. Ş. Urfa'daan- latılan >u t'ıkra bu dün\anın başka- lığını anlatmaya belki yetiyor: Iki Güneşdoğulu zengın olurlar- sa ne \apacaklannın hayalinı kuru- yorlarmiş Biri demiş ki "Z«ngin olursam bütün soğanlann cücüğünü yerim." Sonra da sormu;;. "Sen ne >apardın" diye Öbürü vanıtlamış: "Bana bir şey bırakmadın ki." Ş. Urt'a. kolay ölümlerin. zor >a- şamların sonsuzdüzlüğü .. ANAP'a göre hükümet özelleştirmeye 'özel çetelerle' emniyetten başladı 'Hükümet Sıısıırhık'u ıınutturma çabasında' ANKAR.A (Cumhuriu't Bürusu) -ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Dedelek. hükümetin Susurluk olay ını \ede\let-mafya-aşiret ilişki- lenyle ilgili ıddıaları gündemden düşürmek. unutturmak ıstedığini ilerı sürdü. Dedelek. hükümetin özelleştirme i^lemıne "özel çeteler kurarakemnivettenbaşladığınr ıd- dıa ettı. Yaşar Dedelek. dün ANAP Genel Merkezi'ndedüzenledığı basıntop- lantısında, 15 gün öncc Susurluk'ta- ki kazay la ortaya çıkan de\ let-maf- ya ılişkilerinin Türkıye'yi sıkıntıya soktuğunu \e halkı rahatMZ ettığını kaydetti. Bugüne kadar hükümetin konuya ilı^kin cıddı hıçbır açıkla- ma yapmadığını belirten Dedelek, olayın unutturulnıaya çalı^ıldığım sövledi. Dedelek. hükümet ortakla- rınııı karşilıklı olarak Atatürk ilke \e de\ rımlerıne saldırılar ılede\ let- siya.setçı ilişkılerı gıbı ıkı yanlı^ ko- nuyıı bırbınne çarpı^tırarak kendi- lerını kurtarmaya çahştıklarını söy- ledı. De\letm "şaibe" altında oldu- ğunıı kaydeden Dedelek. Içişleri Bakanı Meral Akşener'in ciddi açıklamalar yapmasi beklenirken ba^.ka ı^lerle ugra^tığıııı .söj ledi. De- delek. Akşener'in ana ^efkatinden bahsettığini anımsatarak "Bir ana vardı >etmedi, ikincisi çıktı" dedı. Y'a^ar Dedelek. Işçi Parti^i Genel Başkanı DoğuPerinçekın DYPGe- nel Başkanı \e Başbakan Yardımcı- sı Tansu Çiller ıle eşi Özer l'çuran Çiller'ı çete kurmak \e mafya ile karanlık işler ıçinde olmakla suçla- dığıııı anınisatırken "Çillerlernece- \ap vermektedirler ne de da\a aç- maktadırtar. Demek ki korktukları, çekindikleri se\ ler \ar" dedi. Hükümet ortaklarından millet\e- kıli dokunulmazlığının sınırlandı- rılması konusunda ıçten olnıalarını isteyen Dedelek, hiçbir şeyin üstü- nün örtülemeyeceğıni. bir gün mut- laka gerçeklerin ortaya çıkacağını söyledı. "Cşkı>adün\a>ahâkinıol- maz" diyen Dedelek. hükümetin mutlaka tarihi ders alacağını söy le- dı. Meclis'i \e diğer anayasal tüm kuruluşları göre\ini yapmaya bir kez daha çağırdıklarını ifade eden Dedelek. ay rıca gerekirse hafıy elık. dedektitlik de yapacaklarını bıldır- di. Dedelek. eski Ülkü Oeakları Başkanı \e ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gülün Abdul- lah Çath ıle ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın görüştüğüne ıliş- kin açıklamalarına da tepki uöster- di. Dedelek. DYP'ye kayıtl? oldu- ğunu \e mılletvekilı aday ı dagöste- rildiğinı belirttiği Gül'ün aynı za- manda eskı ülkücü D\P Istanbul ll Başkanı CelalAdan'ındaadamıol- duğunu söy ledi. Bu nedenle Meh- met Gül'ün ıddialarının ciddiye alınmamasıgcrektığını savundu. Kırli ilışkilerin ortaya çıkanlma- sı için her zaman belge bulunama- yacağını >a\unan Dedelek. "Gayri- meşru iş \apanlar elbette belgeleri yok edeceklerdir. O nedenle iz takip etmek zorundayız. Bir siyasi liderin 5 y ıl önce politikaya atıldığında mal- \aıiığı ney di. şimdi ne oldu.ona bak- mak gerekir. Çiller. babasından ka- lan paranın bileşik faizinin hesabını bir kez daha \ermek zorunda" de- dı. Sulu kar t Gök guruîtulu Içişleri Bakanlığı'na kaymakam raporu: Demokrasi mafyanm işine gelmez 'Tk fy d l lk 9 'Türkiye mafya için ideal ü E\ İN GÖKTAŞ ANKARA - Türkiye'nin gerek coğrafı konumu. gerekse sistem so- runlan açısından mafya ıçın ideal bir ülke olduğu sa\unuldu. Türkı- ye'deki gücünü. büyük ölçüde sıs- temin zaaflanndan aldığı belirtilen mafyanın. ekonomik sorunlarını çözmüş demokratık rejimlerde ko- lay öraütlenenıediğine dikkat çekil- di'. "De^let-mafya" bağlantısıy la il- gili tartışmalarde\am ederken Ela- zığ'ın Sivrice ilçesı kaymakamı Ha- san Canpolat. "uluslararası mafy a " konusunda bir inceleme raporu ha- zırladı. Canpolat. Içişleri Bakanlığı'na gönderdiği raporda. Türkiye'de son yıllarda yolsuzlukların. gündemin ön sıralarına yerleştiğine dikkat çe- kerken mafya tabirınin kamuoyun- da aksayan hemen hemen tüm alan- larda kullanılmasının ka\ram kar- gaşasına yol açtığını kaydetti. Tür- kiye'nin gerek coğrafi konumu. ge- rekse yürürlükteki sistemi nedenıy - le mafya için "en ideal ülke" oldu- ğunu sa\unan Canpolat. son yıllar- da Türkiye'y e y önelen dış tehditle- nn başında terör ve mafyanın gel- diğim bildirdi. Türkiye'de toplum yaşamının he- men hemen tüm alanlanna mafya- nın girdiğini kaydeden Canpolat. "Aslında ortada, çoğu konuda oldu- ğu gibi bir ka\ranı kargaşası var. Mafya tabirini sadece uluslararası bağlantılan olan organize sııçlar için kullanmalıyız. Bu tür örgütlü suçlar, başlıca uyuşturucu \e silah kaçak- çılığı. kara para aklayıcılığı. tekno- loji hırsızlığı, değerli her türlü ma- lın ilaç, nükleer malzeme bilgisi \s. illegal üretim ve naklini kapsar" de- di. Canpolat. raporunda. günümüz- de mafyanın tüm insanlığm sorıınu olduğunu kaydederek şu görüşlere yer \erdi: "Aslında mafyanın uzantisı olan bir çok terör örgütünün temel ama- cı. illegal yollardan para kazanmak olduğu için. bunu sosyal hedefle maskeleyerek hedef ülkeleri teröri- zeeder. Böylece dikkatleri başka >ö- ne çekerek rahat bir çalışma alaııı yaratır. Bu illegal faaliyetlerin ciro- su. düny a tıcaret hacmine paralel bir hale gelmiştir. Bu durumun en bü- \ üksakmcası kara paranın aklana- rak hem siy asal sistemleri etkileme- si hem de legal parayı ko\masıdır. Bu sebeple ulusîararası mafya ör- gütü dünyanm bütün ülkelerindefa- aliyette bulunmasına rağmen. siva- sal \e ekonomik sistemleri düzenli olmayan ülkelerde çok daha güçlü- dür. kara paranın ülke ekonomisi- nihâkimiyetinealmasnesiyasal sis- temi yakından etkilemesi iie mafya adeta ülke ile bütünleşir. Bu organi- ze uluslararası suç örgütü. kökleşti- ği ülkelerde me\cut kötü gidişi da- ha da hızlandırır \e ülkenin siste- minden kay naklanan alışkanlıklar- la bütünleşir. adeta ondan da güç alır \e durum ayrt edilemez olur. Bugün düny adaki suç dalgasının ço- ğu ülkede a> ırt edilemez hale gelme- sinin en büy ük nedeni iştebu biitiin- leşmedir." Raporunda. Türkıye'nın her za- man mafyanın faaliyetlerıne sahne olduğunu anlatan Canpolat, şöyle de\am etti: "Türkiye. bu faaliyetler açısından bir üretim ve dağıtım alanı olmak- tan çok bir geçiş yolu olarak kulla- nılmaktadır. Ülkenin dengesinin bo- zulduğu dönemlerde bu geçiş yolu olma imkânının kolay laştığı, hatta üretim \e dağıtım alanı da olabildi- ği görülmüştür. Nitekim 12 Eylül 1980 dönemi öncesi silah kaçakçılı- ğının iyi bir pazan olmuştur. Ülke- nin dengesiz olması. bu bakımdan bu tip örgütlerin çok işine yarar ve ülkenin dengesini bozmak için çe- şitli legal \ e illegal faaliyetler içine gi- rebilirler. Türkiye'deki illegal örgütlenme- nin mafya ile ilişkide bulunması da tesadüfi değildir. Bazilan mafya ta- rafından kullanılmakta iken bazila- rı ise biz/at mafya tarafından kur- durulmuştur. Türkiye'nin, mafya- nın en güçlü olduğu Örtadoğu. Rus- ya\eAs\aülkelerinekomşu ülke ol- ması bu durumu kolay laştırmakta \ebu tipörgütler rahatİıkla buralar- dan hertürlüdestekalabilmektedir. Bölgenin istikrara kavuşması, eko- nomisinin düze çıkması. demokra- tik yönetimlerin gelmesi en başta uluslararası niaf>anın*eonunyerel yöneticilerinin işine gelmemektedir. Türkiye'yeycnelikdıştehditlerinen önemlilerinden birisi uluslararası mafya olup bu tehdit kimi zaman terör örgütü şekline girer, kimi za- man ülke içinde illegal ve legal faali- \etler gösterir. Ülke içinde gösterdi- ği her türlü faaliyette ise gücü nü bü- yük ölçüde sistemin bazı zaaflann- dan almaktadır." Canpolat. raporunda ekonomik, idari. adli. hukuki. siyasi \e gü\en- lık sistemlerindekı zaatların. maf- yanın faaliyetlerine zemin hazırla- dığını belırtirken bu zaatlann gide- rılmesi için köklü reformlara gerek- sinim olduğunu vurguladı. Canpo- lat. daha sonra şunları kaydetti. "Bütün diinyayı saran organize suç dalgası mafya. eğer ülkenin. top- lumun \e sistemin bazı zaaflan var- sa bunları daha da dejenere ederek kendi yaranna kullanır ve adeta bir ağacın içten kurutulması gibi ülke- y i bütünüy le sarar \e yerel suçlular- İa işbiıiiğine giderek içinden çıkıl- maz bir kördüğüm ortamı yaratır. Bu durumdançıkışın ikiyolu vardır. Birincisi sistemin zaaflanm gider- mek.yani mafyanın kullanabileceği ortamı kurulmak \e ikincisi ise maf- ya örgütlenmesi ile etkin mücadele- de bulunmak. Türkiye'de mafya ti- pi uluslararası suç örgütlerinin faali- yetlerini en aza indirmek için bu iki yol kullanılmalıdır. Önce tespit edi- len alanlarda sistemdeki zaaflar gi- derilmeli.yerel suçluluğayol açacak sebepler ortadan kaldınlmalı \e bundan sonra da organize suçlaıia \e bunların her tür örgütlenmesiy- le ciddi ve etkin bir mücadele yürü- tülmelidir." Topal cinayeti içîn dörtlü soruştnrma A\KARA/lSTANBUL(Cumhıı- riyet) - Içişleri Bakanlığı. Emniyet Genel Müdürlüğü, Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Baş- savcılığı ve Sanyer Cumhuriyet Baş- savcıhğı'nca; ANAP Genel Başkanı Mesut Ydmaz'm. OmerLütfiTopal'ı öldürdüklerini itiraf ettiklerini açık- ladığı DYPIi Sedat Bucak ı koruyan 3 polis hakkında ayn ayn soruştur- ma başlatıldı. Adalet Bakanı Şevket Kazan da dün gazetecilerin sorulannı yanıtlar- ken. "Susurluk soruşturması bizim açımızdan kapanmıştır. Olaya Ugüi cumhuriyet savcılıkları ile TBMM Araştjrma Komisyonu el koy muş ve gerekli sonışturmalardevam etnıek- tedir" dedi. Yılmaz'ın, Topal* ı öldürdüklerine ilişkin itiraflannın video kasete çe- kildiğini açıkladığı özel tjm mensu- bu polisler Ercan Ersoy,Omer Kap- lan ve Ayhan Çarkın hakkında, Içiş- leri Bakanlığı ile Emniyet Genel Mü- dürlüğü bünyesinde iki ayn koldan soruşturma başlatıldı. Aynca İstan- bul DGM Başsavcılığı ve Sanyer Cumhuriyet Savcılığı'nın da 3 polis hakkında soruşturma açtığı kayde- diidi. Emniyet Genel Müdürİüğü yetkilileri, adı geçen polislerin Ömer Lütfı Topal'ı öldürdüklerini itiraf et- tiklerine ilişkin video kaseti ile ifade tutanaklannm. önümüzdeki günler- de îstanbul DGM Başsavcıhğı'na gönderileceğini söylediler. Yetkili- ler. cinayetle suçlanan 3 polisin şim- dilik gözaltına alınma durumlannın olmadığını, ancak yeniden soruştur- ma başlatan Îstanbul DGM'den gele- biiecek bir taiimat üzerine, Bucak'ın adı geçen korumalannın gözaltına alınabileceğini kaydettiler. Sanyer Cumhuriyet Başsavcıhğı, DYP Şanlıurfa Mi'lietvekili Sedat Bucak'ın üç koruması hakkında ba- sında çıkan haberleri ihbar kabul ederek soruşturma başlattı. Sanyer Cumhuriyet Başsa\cısı Veli Engin Arslan, Emniyet Genel Müdürlü- ğü'ne bir yazı göndererek üç koru- manın Topal'ı öldürdüklerini itiraf ettikleri öne sürüten video kasedi hakkında bilgi istedi. Emniyetten ya- nıt beklediklerini ifade eden Sarıyer Cumhuriyet Başsavcısı V'eB Engin Arslan. buyanıta göre üç korumanın ifadesine başvurulabileceğini belirt- ti. G Ü N D E M MUSTAFA B.4LBAY • Baftarafı 1. Sayfada lantısına, içi içine sığmayarak koşan Karatepe. yap- tığı konuşmayla biranda gündemin tepesine otur- du. Içişleri Bakanhğı'ndan iki müfettiş, önceki gün çalışmasını tamamladı veAnkara'ya döndü. Onla- rın raporu ışığında alınacak karar ne olursa olsun, kamuoyunda yankı bulacak. Benim düşüncem o ki, Karatepe'nın Atatürk'ü sevip sevmemesi, 10 Kasım törenıne katılırken his- settikleri öncelikli konu değil. Hiçbir sevgi, ısmar- lama-zorlama olamayacağına göre, Atatürk sevgi- si de öyle olamaz. Bunlar ikinci şıktan sonrası... Önce Karatepe'nın gazetelerde de tam sayfa ilanladuyurulan konuşmasından bir paragraf akta- ralım. Şöyle diyor Karatepe: "Şükrü Karatepe süslü giyer. Laik görünür. Ha- yır, öyle değil. Tek başıma da kalsam, Refah Parti- li olarak yeryüzünde tek başıma da kalsam, bu zu- lüm rejimi değişmelidir. Tek parti rejiminin kalıntı- sı, çağdışı olmuş, insanları köle gibi gören ve rey verip de yönetıcisini seçen insanlara, hiç muame- lesiyapan bu düzen mutlaka değişmelidir. Ve Müs- lümanlar, içinizde bu hırsı, bu kini, bu nefretı, bu ımanı eksik etmeyın. Bu bizim boynumuzun bor- cudur. Bu düzen değişmelidir. Inşallah hakça bir düzen kurulmalıdır. Ancak o zaman milletin irade- si devlete yansır, hükümete yansır." Şükrü Bey, "Bir cümleyi cımbızla alıp eleştirmiş- ler" demesin diye paragraf) tümüyle aktardım. Şükrü Bey'e sorumuz. "Atatürk'ü niçinsevmiyor- sun", "10 Kasım'a niçin saygı duymuyorsun" de- ğil. Şu: "Sözünü ettiğiniz kin ve nefret nedir? Kimedir? Müslümanlara bunu içinizden eksik etmeyin der- ken, ne demek istiyorsunuz?" Partililere kin ve nefret öneren bir belediye baş- kanı. bugün mazlum. hakkı yenmış, yanlış anlaşıl- mış. zulme uğramış. sevgi dolu bir kışı olarak su- nulmaya çalışılıyor. Haydi oradan... Bu klasik bir şeriatçı davranışı: Kendinizi güçlü hissettiğiniz an, karşınızdakini nasıl doğrayacağınızı anlatacaksınız. Güçsüz his- settiğiniz an nasıl el pençe divan duracağınızı... Şeriatçı kesimin konuya yaklaşımı da bunu doğ- ruluyor. Birtarafta. "Bravo başkan, diline sağlık..." Bir tarafta, "Laik yobazlar başkanın sözlerini çar- pıttılar..." Hangisi doğru? Parti içi gemokrasi... Karatepe'nin konuşmasının asıl ağırlığı ise RP'nin iktidara gelince nasıl değiştiği, düzene nasıl ayak uydurduğu yönünde... Konunun bu yanı. RP'nin derinliklerınde tartışılıyor, ama su yüzüne çıkan bir şey yok. Şimdilik. "Kol kırılırcüppe içinde kalır"\ ser- giliyorlar... ll divan toplantısını izleyen muhabirimiz Rece'p Bulut'un gözlemine göre, RP'liler Karatepe'ye söz hakkı vermek ıstemediler. Sonra. "Başkandır, ayıp olur" deyip "buyur" ettiler. Konuşmanın bu yanı başka bir yazı konusu. RP'de parti içi demokrasi yok. gemokrasi var... O da yoksa yemokrasi... Karatepe'yle devam edelim... Yazının başında vurguladığımız gibi kendileri haf- ta sonu çalışmasını Istanbul'da yaptılar. Malta Köş- kü'nde de bir basın toplantısı düzenlediler. Karatepe'nin basın toplantısında söylediklerin- den birkaç tümce: "Yaptığım konuşmanın bütün bölümlerine katı- lıyorum. Ancak üslup biraz sert olmuştur. Bu tutu- mumdan dolayı Türk kamuoyundan özür dilerim." Bu tümceleri bu köşenin diline çevirirsek şöyle di- yebiliriz: "Yaptığım doğru, ama yanlışlığını kabul ediyo- rum..." Karatepe'yi dün öğleyin makamından aradım. yoktu. "15.00gibi döner" dediler. O zaman aradım. basın danışmanı çıktı. Şöyle dedi: "Başkan, son basın toplantısında her şeyi söy- ledi. Artık konuşmayacak. Zaman, Akıt. Yenı Şa- fak'tan arasalar da konuşmayacak." Ben sorumu yineliyorum: "Karatepe, 'içinizdeki kini, nefreti eksik etmeyin' derken ne demek istiyorsun?" Şükrü Bey. bundan sonra sadece işiyle meşgul olacakmış... Herhalde, 23 Nisan konuşmasını hazırlıyordur: "Bugün 23 Nisan, kin doluyor insan..." YAZIODASI SELIM ILERI • Baştarafı 14. Sayfada ği pek beğenilir, Kireçburnu'nkinden ille galeta alınırdı. Şimdi semt fırınları iyice azaldı. Ben epeydir görmüyorum: Gün biterken yel- kovan kuşları handiyse suyun yüzeyine kanat çırparak akıp giderler, yiterlerdi. Bu yelkovan- kuşlarının bir tek Boğaziçi'nde yaşadığı söyle- nirdi, bilmem doğru bilmem yalan. Yelkovankuşlarını göremiyorum. Hatırladığım Boğaziçi'ni görebilmek için albümlerdeki sepya fotoğraflara, Nazmi Ziya'nın, Hikmet Onat'ın, bazı ressamlarımızın resimlerine bakıyorum. Gece olunca, işin tuhafı, Boğaziçi hâlâ güzel. Bu sonbahar sevgili Çolpan İlhan'ın Kanlıca'da- ki yazevinden karşı kıyının ışıklarına o kadar çok baktım ki... Denizde oynaşıp durdu ışıklar. De- niz, zavallı kirli deniz hâlâ kirli havayı temizleme- ye çalışıyordu. Derin derin nefes almak saade- tiyle eriyip gidiyordunuz. Refik Halid hayli eski tarihli yazısında: "Boğa- ziçi bitmiş, harp Boğaziçi'nibitirmiş!" diyor. Bo- ğaziçi'nin o günkü çöküşünü savaş yıllarının yı- kımlarına bağlıyor. Boğaziçi şimdi zenginlerin elinde. Belki bu da bir 'harp'tir...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear