23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM1996CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Yazmak ve Yaşlılık MELİH CE\T>ET ANDAY G azetemızde okudum: "Ağ-, "Tek Boynuzlu At". "MeleklerinZama- nı". "İtahan KızT. "Ke- sik Bir Baş". "Çan". "Kumdan Kale" adlı ki- taılan\ labizdedetanınan ünlü yazarlris Murdoch son zamanlarda yazamamak- taı sıkıntı çekiyormuş. Eşi diyorki. "Da- hi önce de böyle olmuştun. Çiinkü sende öteki yazarlara benzemeyen bir şey var, masa başına oturup saatlerce başını kal- di-manıak yerine canın çektiğinde yazı- yorsun.*™ Bir şairin bır yazann çalışma yaşamı içınde bu gıbı oîaylar olağan sayılmali- dır. öyle de sayılır; ama gene de şaşırtı- c ıdır. Ö şai r. o y azar" Birdenbire bana ne oldu?" dıye dü^ünür. "yaratıcılığımın ka> nağı mı kurudu?" Ve en önemlı soru geliverir arkasın- dai: •\aratıcılığımın kayvıağını besleven ne> di?~ Nobel ödüllüOctavioPaz."Şürherza- nun\azılmaz"demı:jtı. Demek eşrefsa- ati var. Nedir o? Bu sorunun yanıtı olarak ilk akla ge- len esindir. Bana sorarsanız. şairi yazan yaratıcı çalışmaya götüren esin değildir: tersine. yaratıcı çalışma esini getirir. bir konu üzerinde yoğunlaşmanın ürünüdür o. Öyleyse edebiyatta. sanatta tembelli- ğe hie yer yoktur. Vardır. ben bu alandaki tembellikleri- me •'kartoplama" derim. Hani biraz son- ra yağışı getirecekolan yalancı güzel ha- va. Belki de yaratıcılık süreci aralıksız- dır. Ama yorulmak yok mu. tükenmek yok mu?IrisMurdoch'unbaşınagelen nedir'1 Şuracıkta söyleyiverey im: yaşlanmış şairlere. yazarlara. sanatçılara. sanatın gençlik hevesi olmadığını kanıtlamalan bakımından biiyük bir saygı duyarım. Bunun başka bir anlatımı da şudur: Ya- ratıcı için yaşlanma söz konusu olamaz. Tam tersine, yıllar geçtikte akıl ve zekâ ölümsüzlüğün diriliğine yaklaşır. Ama beden bu sürece e^lik edemiyor- Başka örneklere de bakahm: Somerset Maugham (1874-1965). ölü- mün yaklaştığını duyumsamış olacak kı yaşlılığında yazmayı bıraktı, "Dünyayı dolaşacağım" dedi, dolaştı da. Burada konumuz bambaşka bir duruma giriyor: Yazmak. yaratıcıyı yaşamaktan mı alı- koyuyor yoksa'1 Sanat bir özven midir'1 Böyle ise, yaratıcı niçin katlanıyor öz- veriye? "Olümsüzlüğe kaMjşmak için" diyebi- linz. ama buradaki 'ölümsüz1 'lüğün uy- durma bir şey olduğunu en iyi o bilmek- tedir. Aynca yaratma bilinci. yaşamın en yoğun \e en sıcak aşamasıdır; böyle ol- duğu için de ölümsüzlükten üstündür. Aynca ölümsüzlüğü tanıyan hiçbir yara- tıcı yoktur; geleceğin ne getıreceğini bi- lemeyiz. Demek yaratıcı hiç de özveride bulunmuyor. seçtiğibiryaşamyolunuiz- liyor. Ancak tannlıktan bıkmak diye ya da padişahların. kıralların 'tebdil gezme'le- rine benzer bir sıradan olma gerekseme- si de v ardır ki. y aratıcı sık sık bu yola baş- vurur Belki de bır sav unrrta içcüdüsüdür bu. Yaratıcılık kolay taşınır şey değildir. 34 oyun bırakmış olan (yazarlık yılla- rına vurursak yılda 2 oyun eder) Shakes- peare'in son on yıl hiçbir şey yazmama- sı düşündürücüdür. nitekim bütün araş- tıncılar bu konu üzerinde önemle dur- muşlardır. Dahası. o oyunları Shakespeare'in yazmadığı kanısında olanlar. son on yı- lın boşluğunu, kendi savlannın kanıtı di- ye göstermişlerdir. Ben hiçbirzaman bu savayakın olma- mışımdır: çünkü bu büyük yaratıcının oyunlanna bilebildiğimizce tarih sırası- na göre baktığımızda bir 'gelişme'nin yadsınamaz olduğunu görürüz. Başkala- n, böyle bir gelişme sürecini oluştura- mazdı. Son on yılında ne yaptı Shakespeare, neden hiçyazmadı? (Telefon çaldı. Adam Yayıncılık sahi- bi editörüm. şair İnci Asena ile. yeniden basılmış olan kitaplarımdan konuştuk. Beyoğlu'ndaki yeni yerlerine gelmişler. Kutladım. Bu arada dostum Memet Fuat'ı sor- dum. oradaymış. İnci Hanım telefonla baeladı. - Cumhunyet yazılarına başlıyorum. dedim. Shakespeare'in son on yılında ne- den hiç vazmadığı konusuna geldi da- yandı yazı. Bildiğiniz bir dedikodu var mı? Memet Fuat. - Ben Shakespeare'in yaşam öyküsü- nü bır türlü öğrenememişimdir. di\ e kes- ti attı. Demek hayalimizi çalıştıracağız bu konuda.) Yaşlanmanın rahatsızlıkları erincini bozmaya başlamıştı büyük yazann: yeni bir sone yazmaga kalksa ikı dizeden öte- ye gidemıyordu: yeni bır oyun tasarısmı ıse boyuna ıleri atıyordu; sevdiğı içkiyi süreklileştirmişti: yaşamanın en safan- lamı ile yaşıyordu. yalnızca yazmakla yazmamak değil, yaşamakla \ aşamamak da özdeşleşmişti artık onun için. bütün sesler. bütün renkler. bütün biçimleronu şaşkınlık içinde bırakıyordu artık: yaz- mak önemlı değildi. ama yaşamak da önemli değildi. \arlığının bilincini de- netliyordu sürekli. oyunlannın kahra- manlanndan bin olmuştu sanki... Ölüm- süzlüğü hiç düşünmüyordu. ölme korku- su da kalmamıştı.. ARADA BIR Prof. Dr. TÜRKAKAYA AT.4ÖV Cemal Hakkı Selek'in Aydın Yaşamı Geçen hafta yaşama gözlerini kapayan Cemal Hakkı Selek'in eskilerın deyimiyle, "namus-ı mü- cessem "liğinde herkes birleşir. Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında ileri bir hukuk toplumu olma uğ- raşına üst düzeyde verdiği destek, dikkatli yayım- cılığını hem üniversıte gençliğine hem de halka yö- nel k bilimsel yapıtlarını hizmetine sunması ve hu- kuk eğıtimiyle medenı cesaretini. toplumun emek- çi kesimine adayışı bende (aynı zamanda eşimin babasıolan)bukişinin neredeysebiryüzyıllık(asır- lık) ömrünün (1902-96) ender görülen bir aydın ya- şamı olduğunu söyleme gereksinimini doğuruyor. Namusun bu gücünü Shakespeare'in, Jül Se- zar'ında sanınm dördüncü perdede "Namusun ka- zandırdığıyla öylesine silahlıyım ki tehditler başı boş ruzgâr gibi bana dokunmadan geçip gidiyor" sözcükterıyle iyı anlatıyor. Ankara Hukuk (1928) ve Cenevre Hukuk (1934) fakülteleri mezunuydu. isviçre'ye gitmeden önce Bozkurt- Lotus davasının başarılı hukukçusu, za- manın Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un özel kalem müdürüyken Bozkurt evlenme cüzda- nına yazdığı notta onu "Kanun-u Medeni'nin ya- radılışmda bana sabahlara kadar bugünkü saba- hı görmek için yardım eden ve yanımdan ayrılma- yan genç mesai arkadaşım" diye tanımlamıştı. Isvıçre'den dönüşünde daha çok yayıncı olarak çalıştı. Ama yayın çizgisi çok belliydi. 1940'ta baş- lattığı "Fen ve Teknik" dergisi altı yıl sonra "Bilgi Dünyası" ve dokuz yıl sonra da "Köylünün Kılavu- zu" oldu. Bu dergilerin çoğu Cumhunyet gazete- sininmatbaasındabasılmıştı. 1946'dafürkEditör- ler Derneği'ni kurmuş. üç yıl başkanlığını yapmış- tı. Üniversıte Kitabevi sahibiydi ve bu bağlamda yüksek öğretim gençliği için yüz kadar bilim kitabı yayımlandı. Tek roman Balzac'ın "Altın Gözlü Kız" adlı yazınsal yapıtıydı. Aynca Bilgi Dünyası "halk kitaplan" dizisinin fi- zik, kimya, matematik, gökbilim, tıp. hayvanlar ve bitkıler dünyasına ilişkin çeviri kitapçıklar sunmuş- tu. Günün kitap tanıtıcılarından Şevket Rado, "Atomlarve Yıldızlar", "ArılarınHayatı"ve "Kadın- ların Hijyeni" gibi halka yönelik bilim kitaplarına bakarak bunların büyük bir boşluk doldurduğunu vurguluyordu. Cemal Hakkı Selek, üniversite öğ- retim üyelerinden bir kurulu da bu amaçla oluştur- muş, çevrilecek yapıtları onlarla birlikte saptıyor- du. "Türkiye'nin 'amber'e değil, arıcılığa ihtiyacı var" diyerek o addaki romanı basmayı reddetmiş- ti. 1945'te başlattığı u Ayın Bibliyografyası,"okuma- ya alışanları yeni yayınlardan haberdar etme ama- cını güdüyordu. Aileden kalan toprakları satıp o heyecanlı savaş yıllarında "Hakikat" gazetesinı ya- yımlamıştı. Sahibı olduğu bu gazetenin genç yazı işleri müdürü ise sonraları "Milliyef'i kuracak olan Ali Naci Karacan'dı. 27 Mayıs'tan sonra Türkiye Işçi Partisi'nin çok sancılı kuruluş yıllarında Bursa'da kalabalık bir grup bu partinin üyelerine sokak ortasında saldırdığın- da. Cemal Hakkı Bey. ancak "Babanız yaşındaki birine el kaldırmaya utanmıyor musunuz" diyebil- miş, kendini hemen kaybetmişti. Bu sözü bugün de torunu yaşındakilere ibret olsun. Kanlı gömleği evinde hâlâ olduğu gibi duruyor. Bu provanın baş- ka bir oyununa ben Kayserf de TOS yöneticisiyken tanık olmuştum, daha kanlısı da Sıvas'ta gerçek- leştirildi. Izmir milletvekili olduğu sırada. TİP Genel Sek- reteri ve aynı partinin TBMM'de grup başkan yar- dımcısıydı. Birçok yönden cesaret sahibiydi. Çok güç koşullarda TİP gibi bir kuruluşu omuzlayanlar- dan oluşunun yanıbaşında. mahkemede gelişigü- zel hareket eden yargıca. "Muhakemenin ciddiye- tini bozuyorsunuz" diye ihtar edişini anımsıyorum. En sert düşünceleri sükûnetle söylemesiyle de ün- lüdür. "Sosyal Adalet" dergisini Ankara'da, Prof. Sadun Aren'ın başkanlığında beş kişi çıkardığımız sırada, yayının TİP adına sahibi oydu. Yahya Kemal ve Ibrahim Çallı'dan bu yana ül- kemizdeki birkaç kuşak aydın. yakın dostu oldu. Bırkaç gün öncesine değin. Ilin ve SegaPın "Insan Nasıl insan Oldu" başlıklı kitaplarını okuyordu. Uzun oluşundan daha önemli olan aydın yaşamı, sayfa 112'de noktalandı. Basın Acıklaması TÜSIAD'IN GİRİŞİMLERİ ye HENRYKISSINGERİN İÇ YÜZÜ Konu^macı: Talat Turhan (Ara^tırmacı Yazar) BASIN MÜZESİ B. Konferans SaJonu Türbe Yanı Cağaloğiu - tST. 12 Ekim 1996 Cumartesi, 14.00 (0212) 511 08 29 TARTIŞMA Medyanın Çıkarcı Yaklaşımı... E lımızde kapsamlı ıstatıstıksel sonuçlar olmamasma karşın sıgara. alkol \e uyuşturucu madde borunlannııı toplum sağlığım tehdıt eden bovutlara ulaştığı hemen her kesimde kabul edılmektedir. Gerek polıs kavıtlan. gerekse psikıvatn klınıklennın belgelıklen (arşı\lerı) sıgara. alkol ve uyuşturucu kuilammımn gençler arasında hızla vayıldığını ve bu maddelere başiangıç yaşının çok erken >aşlara ındığını göstermektedır. Toplumun bazı kesımiennde daha masum bır alışkanlık olduğu \arsayılan sigara alışkanlığı ise çok tehhkeli bır bıçımde va\gınlaşmaktadır. Okullann açılmasıyla. neredeyse tüm televızyon kanallarının ana haber bültenlennde. haber prosramlarında ve birçok gazetede aileler ve gençler alkol \e uyuşturucu madde tuzağına düşmemeleri konusunda uyarıldı. Hatta kendı vaptığı programın "fişşşek" gibi olduğunu kendisı sık sık tekrarlayan bir televizyon muhabiri. biraz daha ıleri giderek ülkemızdekı en büyük bağımlılık tedavısi kliniğinin başhekimmı gatlete düşmekle suçladığı "fe*kaladeyararlı" bir program >aptı. Toplumun bağımlılık yapıcı maddelerden korunması gıbı son derece önemlı bir konuya değinen program yapımcısı. programa. ciddı bırbıçimde hazırlanmak \enne kulaktan dolma bılgılerle çıkma\ ı tercih etmişti. Bu programcı ve onun gıbı toplumun geniş kesimferine ulaşma olanağı bulunan medva çalışanlannı. gençlerımızı sıgara. alkol ve uyuşturucu maddelerden korumak ıçın çaba göstermek istıyorlarsa. "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak"yenne bırkaç noktaya dıkkat etnıeve çağırıyorum: Kendı programlannızda \e bağlı bulunduğunuz yayın kurumlarının programlannda eğıtım. kültür ve spor programlarına ayrılan sürenın arttınlmasını sahıp. düzenli olarak spor \apan. hobılerıyle uğraşan \e gelecekten umudu olan gençlerın yaşamın güzellıklerınden \üz çev irıp UN uşturucu maddeîere sığınması pek olası değildir. Çalıştığmız medya kuruluşlarının yayınlannı ıncelersenız ıçensınde kıtap, satranç. müzık. spor. tartışma köşelerınin yer aldığı gençlere vönelik ne kadar az program olduğunu göreceksıniz. Sporun sadece futbol fanatızmı olmadığını \e başka spor dallannın da bulunduğunu. futbolcunun özel hayatında kımlerle kaçamak yaptığının saatlerce yayımlanması venne amatör sporu özendırmek gerektığinı lütfen unutmavınız. Med>a. ratingkaygısıyla vazgeçemedığı bu uyuşturucu programlan vasımlamakla rahatsız olan vıcdanını okullann açıldığı günlerde gençlere ve ailelere "aman dikkat" diyerek rahatlatmak gibi kolav bır \ol seçmiştır. Medya. gençlenn zararlı alışkanlıklardan korunması konusunda gerçekten ısteklışse, öncelikle çocuk ve gençlerın ızledığı saatlerdekı programların bir kısmını uzmanlara danışarak hazırlamaltdır Dr. Evüp Sabri Ercan Ege Ünıversitesi Tıp Fakültesı Çocuk \e Ereen Ruh Saâlıöı Bilim Dalı r I toplumunun gözii kulağı sesi... Bulgaristan'da AJevilik Sorunlan ve arayışlanyla Atevi Gençliği Eyüpte bir Bektaşi Dergahı 500 yıllık ıçık yuvası; Şahkulu Adalarda Cem Cem Vakfı'nda tarihi toplantı Tükenmeden alın Abone: (0.212) 232 77 55, 232 72 53 ACI KAYBIMIZ Müteveffa Fatma, Hüseyin Gültekin'in oğullan, E\rensel Sanatlar Müzik Merkezi'nin sevgili babası, Em. Kd. Albay GULTEKEVi kaybettik. Acımız sonsuzdur. Cenazesi l I.IO. 1996 Cuma giinü Fatih Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Üsküdar Bülbülderesi Mezarlığı'nda defnedilecektir. Tanrıdan rahmet dileriz. Eşi: Halide Gültekin, Oğullan: Bora. Alev, Tayfun Gültekin, Evrensel Sanatlar Müzik Merkezi Öğrencileri HAYDARPAŞA GlRİŞGÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Gumrü|umüzce 'ı'üksel KahveTıc. ve San. A.Ş. adı- na tescıllı 69493 sayılı 10 II. 1993 tanhli girij be- yannamesinden kaynakla- nan toplam 45.423.000.- TL gelir eksiğı ile ılgılı olarak mükellefine yapılan tebli- gatlanmız. adre> yetersızli- *ı nedenıv le iade edildığın- den ve teblıgata sanh başka- ca adres bulunamadığından teblıgat yenne kaım olmak üzere 7201 sayılı kanunun 28. ve 29. maddeleri gere- gince ılanen teblığ olunur. Mehmet M. YILMAZER Gütnrük Md. N rd. Ba.sın 11056(1 HAYDARPAŞA GtRİŞ GÜN1RLK MÜDLRLÜĞÜ'NDEN Gümrüğümüzee Elsan Elektronık Ürünlen San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tes- cillı 16016 sayılı 18.3.1993 tarıhlıgiriş'be- yannamesinden İcavnak- İanan toplam 14.727.000.-TLgehrek- siği ile ilgili olarak mü- kellefine yapılan teblıgat- lanmız adres yetersizliğı nedeniyle iade edildiğın- den v e tebligata sanh baş- kaca adres bulunmadığın- dan gümrük 738 örnek yerine kaım olmak üzere 7201 sayılı kanunun 28. v e 29. maddeleri gereğın- ce ilanen tebliğ olunur. - 8.268.000.- TL gelır eksiği 6.459.000.- TL TK- Mehmet M. YILMAZER Gümrük Md. Yrd. Basın: 110559 TURSAK SİNEMA KURSLARI l.Km (Hafta Som) 12 Ekim 28 Arolık 1996 (Cumanesı gutılen Sact 14 00 18 00) 2. Kurs (Hafta Ici) 14 Ekim - 8 Kosım 1996 {Pazortesı Corsombo, Curao Soat 14.00 -18.00) • Dvıya SineıiM Tarihne Genel fiakış • Türk Sinema Tgrihiıe Geıel Bakış • Sinema Kuramlan • Senaryo Yazım Tekniği • Smema Kamcfoları • ObjeklH Öıellikleri ve Kadroj • Video Kamcralan • Sinemodo Sonat Ybnetimi • Aydınlatma Tekniği ve IşA BSgisi • Çekim Plonlan ve Kamera Hareketleri • Sinemado Oyuncuiuk • Sinemodo Kurgv ilkeleri • Sinemodo Seslendirrae İlkeleri • Sinema Filminde Kurgu Tekniği (Stüdyo Ziyoreli) • Video Hkmdc Knrgu Tekniği (Stiidyo Syareti) • Fln YönerimMn Ten*l ilkeleri • Bir füm* Yapw S«f«d • fSa Çiıimkmni Aynca: AMTRAKT dergisine bir yri üaetsiz ofaoneA rirsak Sinemo Ubgı %30 in<ürimİ fÜRSAK VAKFI GozetKi Etol Oemek Sok. No:l 1/2 Beyoğlu İSTANBUL Tel <0 212) 251 67 70 244 52 51 İ.O. kimliğimı kaybettım. Hükümsüzdür. ZEYXEPAR.4YICI TEŞEKKUR Canımız annemız. M R.\N ÖZLtK'un geçırmı> olduğu eıddı amelivatını ger^ekleşiıren Prof. Dr. ERGİN BENGİSU, Jin. Opr. Dr. AYŞEN BENGİSL, Dr. FERR\T ZEKİBAHŞ \e Narkozcular. Dr. A\X.\ AKMAN. Dr. BtNM'R BAŞLI ile Amelıvat Hemşıre&ı MANİJE NEJAD, Vatan Hastanesı ebelen AFİFE CERİT. A.NTİKA LKSAŞ. SİBEL OEMİRBAŞ \e tum ha-»ıane personelme A\nca bu stkıniılı anımızda annemı/ı ve bızlen ara\ıp. rahailatan lum akraba. dost \e >akınIanmLza candan teşekkurlerımızı bır borç bîlınz ÇOCUKLARI t.Ü. Iktisat Fakültesi 4. sınıf kimliğımi kaybettim. Hükümsüzdür. SCHEYLA L'ÇU\ TEŞEKKUR Babamız, Sevgili aile büyüğümüz HAYDAR BEHRAMOCLU'nun vefatında, son yolculuğa uğurlanışında bizleri yalnız bırakmayan, başsağlığı dilekleriyle acımızı paylaşan dostlarımıza, meslektaşlarımıza ilerici kurum ve kuruluşların değerli üye ve yöneticilerine en içten saygı, teşekkür ve minnet duygularımızı bildiririz. EŞİ, OĞULLARI, GELİNLERİ, TORUNLARI Babam Muharrem Olcay"aaıt 1922 tarıh. 2692 sicıl numaralı Istıklal Madalyası beratını kaybettım. Duyurulur. ERSİR.4LOLC.4Y DÜZELTME 9 EKİM 19% Çarşamba aünkü uazetemızde >avımlanan SODA SANAYİ A S YÖNETİM KURL'Lb BAŞ1CANLIĞI tarafmdan ve- rilen ılanda. ••SER\!AYE'ı r EMŞEKİL\|ddde6"l>o!ümününsonparagrafın- dabelınılen• Bukezarttınlan 1.886.000.000 000 -(Bırtrılvonsekız- yuzseksen altı mılyar) Türk Lırası yanlış dızılmı^ olup. doğrusu: "Bu kez arttınlan 1 866.000 000 000.- (Bırtrılyon sekızyüzaltmışaltımıl- \ar) Türk Lırası olacaktır. Duzeltınz. Beyoğlu'nda restore edilmiş satılık daire. 245 06 49 I.Ü.CTFkimliğimi kavbettim. Hükümsüzdür. AYŞE ASL1ŞAHİS * Sel Yayınoılık Çetin Yiğenoğlu SON MEYHANECİ 'Son Meyhaneci' de Çukurova'nın sıcak renkleriyle tanışacaksınız. Krtaptaki 'Kartal Yavrusu' adlı öykü 1995 Haldun Taner öykü ödülü ikinciliğine değer görüldü.' PENCERE llkel Diinya Üzerinde Din... Batı dünyasıyla Islam arasında gittikçe derinleşen bir "uygarlık savaşı" mı var?.. Haçlı Seferleri'nden bu yana. iki dinsel dünyanın pek banşık olmadığı biliniyor. Türkler'in dışında bü- tün islam ümmeti, vaktiyle Hıristiyanların sömürge- leştirdiği toplumlardan oluşur. Uzak Asya'dan Afri- ka'nın Batı ucuna değin uçsuz bucaksız bir coğrat1 yanın tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömüreh Hıristiyanlar, kapitalizmın sanayi uygarlığına ulaştı- lar. Ne varki bu işi özellikle "islama düşmanlık olsun" diye yapmadılar. > Yeryüzünde hiçbir ırk, soy. ulus. halk. din, kapk talizmin sömürüsünden kurtulamadı; emperyalız.- min buyurganlığına başkaldıramadı. Eskimo. Kızılderili. karaderili. Müslüman, HindıJ, Budist yeryüzünde kim varsa, Batılı 'nın üstünlüğü- ne karşı direnemedi; kapitalizmın evrenselliği. 21 "ir>- ci yüzyıla girerken. 'Yeni Dünya Düzeni' adı altında yeryuvarlağının tüm enlem ve boylamlarında tek ya- şama bıçımi olarak dayatılıyor. ; Bu durumda temel çelişkiyi islam ile Hıristiyanlık arasında aramak yanıltıcı olur. • : Peki, bu dünyada Türkler'in durumu ne?.. ' Çok ilginç... ; farih sahnesine geç çıkıyor Türkler. isa'dan üç yüzyıl önce Orta Asya'da boy gösteriyorlar. Üstelik bu tarihte göçebedirler. Oysa tarım, isa'dan 8-9 bın yıl önce başlamış, toplumlar yerleşik düzene geç>- mek olanaklarına kavuşmuşlar. Isa'dan önce 6250 yılında Anadolu'da ilk kent kuruluyor. Türkler tarıh sahnesine çıktıktan 1000 yılı aşkın bir süre sonra isr lamlaşmaya başlıyorlar. 1071 'de Malazgirt savaşıy,- la Anadolu'ya göç başlıyor. Ancak Türkler'in ilginç yetıleri var. Bu nitelıkleri olmasaydı, Anadolu ve Ru- meli'dekı Hıristiyan halklan nasıl egemenlıkleri altt- na alıp Viyana'ya dek Avrupa'yı yüzlerce yıl yöne^- tebilirlerdi?.. Osmanlı imparatorluğu'nun yalnız kı- lıç zoruyla yürüdüğünü söylemek yanılgıdır; her as- keri gücün arkasında incelenmesi gereken gerçek.- ler yatar. • Türkler 1453'te Istanbul'u fethettiler. Tarihçilere göre isa'dan sonra 476 ile 1453 arasr, 'Ortaçağ'dır. 1453 ile 1789 arası 'Ven/ça^'diyeadr landırılıyor. Çünkü fetihle birlikte Avrupa'ya kaçao Bizanslı sanatçılar ve bilim adamları Rönesans'ın iti- ci gücünü Batı'da oluşturdular. 'Yenıçağ'da Röne 1 - sans'la birlikte 'Reform' ve 'Aydınlanma Devnmii Batı uygarlığını yarattı. Ne var ki Avrupa 1453'ten beri istanbul'u unuta- madı. Yunanistan için Kostantinopl 'Megalı /dea'nıriı gereğidir. Birincı Dünya Savaşı'ndan sonra Batı, fır- satı yakalamıştı. Osmanlı Imparatorluğu'nun islam coğrafyasındakı tüm 'mülk'ünü paylaşırken. Türk- leri Avrupa'dan kovacak, Istanbul'u Müslümanların buyruğundan kurtaracaktı. Avrupa. istanbul'u 16 Mart 1920'de ışgal etti. 6 Ekim 1923'te istanbul kurtarıldı. istanbul'un ışgal altında kaldığı yaklaşık 3 yıl, han- gi iki çağın arasındaki parantezdır?.. • Istanbul Türkler'in eline düştü diye 'Yeniçağ' açı- lıyorsa, üzerinde düşünmek gerekir: Atatürk'ün Is- tanbul'u 1923'te yeniden Hıristiyanların elinden kur- tarması da yeni bır çağın başlangıcı mıydı?.. Bu soruya yanıt ararken güncel bir olayı da yaşı- yoruz. Ortadoğu'da dinleı;açısjndan iki büyük kut- - sal kent var: Biri istanbul... Öteki Kudüs!.. Dünya Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın altına tünel kazılıyor diye hop oturup hop kalkıyor... Insanlık ılkei mi ilkel... TEŞEKKÜR DİSK / Deri-İş Sendikamızın merhum Genel Başkanı KENAN BUDAK'ın babası, ailemizin büyüğü AHMET BUDAK'm vefatı nedeniyle cenazesine katılarak; telgraf, faks ve çiçek göndererek acımızı paylaşan tüm dostlarımıza en içten duygularımızla teşekkür ederiz. Ailesi adına RIDVAN BUDAK DİSK Genel Başkanı VEFAT Eski İstanbul \e Beykoz Belediye Meclis üyesi sevgili HALİT YEŞİLBAŞ'ımızı kaybettik. Ba^ımız sağolsun. Cenazesi bugün öğle namazını müteakip Paşabahçe Camii'nden kaldmlacaknr. CHP BE\TCOZ İLÇE MECLİSİ •Sel Yayıncıhk Babıalı Cad.20/1 Cağaloğlu- İSTANBUL Tel-Fax: (0 212) 5111005 İTÜ kimliğimı yitirdim. Geçersizdir. İRFASSOSAL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear