22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmem: Orhan Erinç • Dış Haberler Ergun Bılcı • Istıhbarai >»lçın YayınK.urulu tlhanSelçııklBaşkan). Genel Yayın Koordinatöru. Hikmet Çakır • Ekonomı Bülent Kızanhk • Kültür Orhan Erinç. Oktay Kıırtböke. Ç e t i n k a y a 0 Yazıışlerı Müdürleri: HandanŞenköken #Spor. Abdülkadir Yücelman Ozgen Acar, Hikmrt Çeünkaya, fbrahim Vlldız ,Dİnç Tavanç (Sorumlu) • Makaleler S»mi Karaören •<,ewrı Sevfettin Şükr»n Soner. Ergun Bakı, Dinç • Haber Merkezı Müdürü- Hakan Kara Turhan • Duzehmc: Ab<iullahYazıcı«Bılgı-Bci- Ta>anç, ibrahim Vıldız, Orhan • Görsel Yönetmen: Fikret Eser ge Edibt Buğra • Fotoğraf. Erdoğan Köseoğla Bursah, Mustafa Balbay. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay • Haber Müdürü MüesseseMudûrü:ErolErkut»Ko- MEDYA C: • Ydneiım MEDYA G: • Doğan Alan Atatürk Bul\ an \ o 125. Kat:4. Bakanlıklar- ordmatör Ahmel Konılsan • Kurulu Başkanı-Genel Yonetım Kunılu Ankara Tel: 4195020 Chat). Faks. 4195027 •lzmırTem- Muhasebe. Bülent Yener • tdare Müdur Gülbin Erduran Başkanı - Genel sılcısı SerdarKmk,H.ZıyaBlv.l352S.a3Tel-441122O, Hüseyin GSrer • Işletme- Önder • Koordınator Reha Müdur Cstün Ak- Faks.4419117#AdanaTemsılcısı.ÇetinYiğenoğlu, tnönü ÇeKk• Bılgı-tşlem Naillnal#Bıl- Ijıtman • Genel Mudur men • Murahhas Cd. 119 S.No 1 Kat:I.Tel: 3522550, Faks 3522570 gısavar Ststem MürmrtÇBer Yardımcısı MineAkdağ üve BoraGönenç Yanmlayaa ve Bısan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basm \e Yayıncılık A Ş Türiocaft Cad T>'4I CaŞaloglu M334 Ist PK 246 lslanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat> Faks-(0712ı 513 85 95 23EYLÜL1995 İmsak: 5.20 Güneş: 6.45 Öğle: 13.04 İkindi: 16.26 Akşaml9 08 Yatsı: 20.28 MEDYACTel 514 07 53 - 513 95 80 - 513 8460-61, Faks 5118466 Marksve Spencer btanbul'da • Haber Merkezi - Kadın, erkek iç giyim, aksesuvar ve kozmetik çeşitlerinden oluşan 900'ü aşkın ürünün 'St. Michael' markası adı altında satışa sunulacaği Marks ve Spencer, Nişantaşı'nda V'ali Konağı Caddesi ile Abdi Ipekçi Caddesi'nin kesiştiği köşede açıldı. Dörtkatlı 1000 metrekarelik mağazanın açılışına davetliler, basın mensuplan ve müşteriler katıldı Açılış nedeniyle akşam Ingilız Konsolosluğu'nda bir resepsiyon düzenlendi. Resepsiyonda mankenler Marks ve Spencer'in • sonbahar koleksiyonundan örnekler sundular. Kalemde yeni urun • Haber Merkezt- Avnıpa'nın önde gelen kalem üretiçilerinden Inoxcrom firmasının yeni modeli AvTiıpa ile aynı zamanda Türkiye'de de piyasaya sürüldü. Yeni model, Inoxcrom Design (I.D.) adını taşıyor. Dört ayn renkte dolma ve tükenmez kalemlerden oluşan yeni modelin gövdesi paslanmaz çelikten oluşuyor. Dolmakalemin ucu ise iridyum maddesinden yapılmış. YÖK'ten korsan üniversitelere savaş Kocaeli'de, smav kazanmadan kayıt yaptıranlann sayısı 50'yi aştı •** Anadolu lisesine açıktan kayda tepkiAHMETKURT İZMİT - Kocaeli'de Anadolu lise- lerine açıktan kayıt yaptıranlann sayı- sı artınca büyük tepkiler oluşmaya başladı. Kayıtlan yaptıranlar, 13 Ma- yıs 1993 tarih ve 2158 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yasa hükmün- den yararlanıyorlar. Söz konusu Anadolu liselerinde sı- navlan kazanıp okumaya hak kazanan ögrenci velileri tepkilerini dile getirir- ken "Bizler büyük fedakârlık yapıp çocuklanmızı dersanelere gönderdik. Aynı özveriyi çocuklarunız da göster- dL Ancak bazı uyanık veliler, üzülerek söylüyoruz,özeflikle Milli Eğitim cami- asından üst kişiler Ugili yasayı suiisti- mal ederek çocuklannı bu okullara nakJertiriyorlar. 36 kişilik sınıflar 40'la- nn üstüneçıkû. Buna dur denmeüdir" dedıler. Elde ettiğimiz bilgilere göre Koca- eli'de Oruç Reis Anadolu Lisesi'ne 20. Gölcük'e 20. Karamürsel'e 11. Gebze'ye 3. 24 Kasım Anadolu Lise- si'ne, Bilecik, Kınkkale ve Düzce Anadolu hselerine bu yolla kayıt yap- tıran öğrenci sayısının 1 'er olduğu tes- pıt edildi. Ilgili yasanın suiistimal edilmesine en çok yol acanlan da Milli Eğitim içinde yer alan üst düzey görevliler oluşturuyor. Milli Eğitim Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev yapan Adnan Demir'in, Özel Atafen Koleji'nde geçen yıl 1. sınıfı bitiren çocuğuyla ilgili raporu aldıktan son- ra, Izmit'te Milli Eğitim lojmanlann- da ikamet etmesine karşın Körfez il- çesinde oturuyormuş gibi sahte ika- metgâh ilmuhaberi çıkardığı ve çocu- ğuyla ilgili nakil işlemini gerçekleştir- diği öğrenildi. • Veliler, "Üzülerek söylüyoruz, özellikle Milli Eğitim camiasından üst kişiler, ilgili yasayı suiistimal ederek çocuklannı bu okullara naklettiriyorlar. 36 kişilik sınıflar 40'lann üstüne çıktı. Buna dur denmelidir" diyorlar. Aynca yine Milli Eğitim'de görevli müfettiş OrhanTohı iki çocuğunu bir- den Özel Kocaeli Koleji'nden aldınp Oruç Reis Anadolu Lisesi'ne nakil yaptırdı. Müfettiş Tolu, geçen ders yi- lınm sonunda, önce öğretmen olan eşi- ni Körfez ilçesindeki bir okula tayin ettirdi. Ancak aile Kuruçeşme'deki Milli Eğitim lojmanlannda oturmayı sür- dürdü. Tolu, hastane raporu yolunu denemedi. Yaptığı başvuruda. eşinin işyeri nedeniyle Körfez ilçesine taşın- dıklannı beyan etti ve yasalardaki boş- luğu kullanıp sınav kazanamamış. özel okulda okuyan iki kızını, rahat- Iıkla Anadolu lisesine aktardı. Müfet- tiş Tolu'nun ve ailesinin "Körfez ilçe- sinde oturuyoruz" şeklinde verdikle- ri beyan ve belge de tamamen sahte. Çünkü Tolu ailesi halen İzmit Kuru- çeşme'de Milli Eğitim lojmanlannda oturuyorlar. Demir ve Tolu gibi bir kısım eğitim- ci de bu suiistimalin içinde yer ahyor- lar. 24 Kasım Anadolu Lisesi Müdü- rü Mehmet Nuri Engin, Fevzi Çakmak llköğretim Okulu Müdür Yardımcısı Nuray Kaba, Eğitim Araçlan Müdü- rü Şefik Görgüfü, Kız Meslek Lisesi Müdürü Fatma Kurşunoğluda çocuk- lannı sınav kazanamamış olmalanna karşın Anadolu Hselerine aldırmayı başardılar. Özel okullardan Anadolu liselerine nakillerde önemli gerekçelerden biri olan çocuklarla ilgili sağlık raporlan- nın verildiği İzmit Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Burhanettin Ulusu, "Yaşanan olaylar vicdani yaradır ve bizce de kabuİ edilemez. Ancak kim- senin hekimleri ve hastaneyi suçlama- ya hakkı \oktur. Bütün kusur Milli Eğitim'dedir" dedi. Bu raporlarda hekirrüer açısından maddi çıkar veya siyasi baskmın söz konusu olamayacağım belirten Baş- hekim L'lusu, "Milli Eğitim'den biri- leri okul müdürleri veliiere akıl veri- yorİar. Gidin hastaneden rapor alın di- yorlar. Bizim verdiğimiz rapoıiann hepsi aynıdır. Başvuran çocuğun aile- sinin yaıunda öğrenim görmesi gerek- rtğini beiirtiyonız. Bu rapor kesinlikle bir özel okuldan Anadolu Lisesi'ne na- kil »çin gerekçe olamaz. Ancak şehirle- rarası nakifler için belki kullanılabi- lir" diye konuştu. Bu tür heyet raporlanndan bir tane bile hastane personeli için verilmedi- ğini de vurgulayan Dr. Ulusu, "Benim çocuğum da özel okulda okuyor. Pek çok hekim arkadaşımın çocuğu da. Bir teki için bile böyle bir uygulama yapü- mamıştır. tnsanlar, kendi çocuklan ile ilgili ruhi depresyon raporu istiyoriar. Asbnda bir anne baba bunu nasıl isti- \ttr anlamıvorum. Ama İzmit, inanın çok ilginç bir > er. Gelip sizden istiyor- iar. Sürekli gelip gidivorlar. Ruhi dep- resyon teşhisi herhangi bir somut veri- ye dayanmaz. Bövle bir raporun, böy- le haksız bir uygulamada kullanılması da hekimlerisorumlu durumda bırak- maz" diye konuştu. Müzik, kitap, bilgisayar süpermarketi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Y'ükseköğretım Kurulu (YÖK), özel kurs adı altında yabancı üniversitelerin Türkiye'de şubelerini açan korsan üniversitelerin önlenmesı için Başbakanlık, lçişleri ve Milli Eğitim bakanlıklanna başvurdu. YÖK, muhasebe, 1 işletme ve yabancı dil kursu adıyla izin almak isteyen kuruluşlara karşı dikkatli olunmasmı istedi. YÖK Başkanvekili Uygur Tazebay, anayasa ve YÖK Yasası gereği, yalnızca devletin ve kâr amacı gütmeyen vakıflann üniversite kurabileceklerini belirtti. Rudolptı Peierls oldu • LONDRA(.\A)-llk atom bombasının geliştirilmesinde, teoride temel işlevi olan bilim adamlanndan Alman asıllı Ingiliz fizikçi Sir Rudolph Peierls, 88 yaşında öldü. Oxford kentinde ölen Peierls, Nazi Almanyası'ndan kaçmış, 194O'lı yıllann başında Ingiltere'ye yerleşerek Avusturyalı ünlü bilim adamı Ötto Frisch ile birlikte ilk atom bombasının yapımını sağlayan tez çalışmasını gerçekleştirmişti. Kabaktan karpuz çıkmaz F elipe atalan kabaklan ekmiş- ler, bakmışlar ki hep kabak çı- kıyor, bu sözü söylemişler. Demek ki oralann kabaklan verimlı değılmiş. Eğer onlar gelip de bizim kabaklardan neler çıktığını görseler- di bu atasözünü söylemez, "kabak- tan herşeyçıkar"derlerdi. Bizim ka- baklanmızdan pek çok büyük adam çıkmıstır, çıkmaya da devam etmek- tedir. Öyle büyük adamlanmız vardır ki olsa olsa balkabağından çıkmış olabilir. Uzun uzun konuşmalan din- leyip de içinde hiçbir şey bulamazsa- nız anlayın ki bu muhterem konuş- macı sukabağından çıkmadır. Nice genç kızlanmız vardır ki akşam ya- tıp sabah uyanınca kendini ses sanat- çısı buluvermiştir. Bunlann da kabak çiçeğinden çıktığı ayan beyandır. Bi- zim kabaklanmız böylesine verim- liyken bu atasözünü doğru bulmamı- zın mümkünatı da yoktur, Felipeli'li kardeşlerimiz kusura bakmasınlar. Bizim buralarda "kabak" çok değer- li sayılır ki omuzlannın üstünde baş yerine kabak taşıyan nicelerinin Kültür Servisi - Türkiye'nin ilk müzik, kitap ve bilgisayar süpermarketi Megavizyon açıldı. Firmanın Genel Müdür Yardımcısı Ali İhsan Toker, müzik sanayisinin tüketiciye ulaşmakta çektiği zorluğu bildiklerini ve bir perakende kanalı yaratmayı hedeflediklerini ifade etti. lleriye dönük olarak. mağaza sayısını arttırmayı düşündüklerini vurgulayan Toker. önümüzdeki günlerde Kadıköy'de ve daha sonra Ankara, lzmir ve Türkiye'nin diğer büyük şehirleri başta olmak üzere bir mağazalar zinciri kurmayı hedeflediklerini belirtti. Megavizyon'un oluşturulmasına ilişkin aşamayı, "Megavizjtm'u oluştururken, dünyada neler yapıhyor ve biz onlardan neler alabiliriz? Bunlann hepsini inceledik. Aynca biz kendimizden de bir şeyler kattık. Sonuçta, müzik sektörü açısından, dünya genclindeki sevryeyi Türkiye'ye getinııe}e çalıştık" şeklinde değerlendiren Toker, önümüzdeki günlerde Megavizyon üyelik sistemini oluşturacaklannı, . ünlü sanatçılann imza günlennı düzenleyeceklerini ve değişik bir mantalite ile yapmak istedikleri pek çok şeyin olduğunu sözlerine ekledi. Bir Net Holding A.Ş. kuruluşu olan Megavizyon, Türkiye'nin en büyük kaset- CD ve CD-Rom koleksiyonuna sahip. Haftanın 7 günü 24.00'e kadar açık olacak Megavizyon'da, sürekli DJ yayını ve multivizyon gösterisi yapılacak. (Fotograf: DEVRİM BARAN) Tahir Merzeci Ilkokulu'nun adı var, eğitimi yok Oğretmen yerine velüerden ders • tzmir'deki Tahir Merzeci llköğretim Okulu'nda öğretmen yokluğu yüzünden dersler yapılamıyor. Müdürün bile izinli olduğu okulda derslere öğrencilerin velileri giriyor. ASLTMAN ABACIOĞLU tZMİR- Güneydoğuda değil, lzmir'in ortasındaki Tahir Merzeci llköğretim Okulu'nda on gündür öğret- men yokluğu yüzünden dersler yapılamıyor. Okulla bu yıl ilk kez tanışan birincı sınıf öğrencileri, henüz öğ- retmen yüzü görmediler. Öğretmen yokluğundan derslere "idareten"'giren ve- liiere ise çocuklar "Bu haki- kisi değil >alancı öğretmen" diyorlar. Eski lzmir adıyla tanınan Uzundere, lzmir ili sınırlan içinde, ancak biraz "kenar- da" kalıyor. Bu nedenle ol- sa gerek. geçen yıl öğrenime ilk açıldığında Tahir Merze- ci llköğretim Okulu'nda gö- reve başlayan öğretmenler, bu yıl ya raporlular ya izin- liler ya da tayinlerini başka yerlere yaptırmışlar. Okulun 150 ılkokul öğ- rencisi için öğretmen yok. Orta bölümünde ise birçok branş dersi öğretmeni olma- dığı için öğrenciler sabah Tahir Merzeci Ilkokulu'nun öğrencileri gerçek anlamda bir eğitim istiyoriar. gelip bir süre sonra evlerine dönüyorlar. Kısacası Tahir Merzeci ll- köğretim Okulu'nun adı var, eğitimi yok. Boş bir tarla görünümün- de ve rüzgâr esince ortahğın toz duman olduğu bahçede yalnızca velilerle ve öğren- cilerle görüşebiliyoruz. Çünkü okulun müdürü de "izjnli". Yasemin Küçükbil- ge adlı veli, henüz ilkokul birinci sınıfta olan çocuğu- nun "öğretmen" yüzü göre- mediğini belirterek "Bir günlük mesele değil. on gün- dür kızunla gelip gidiyorum. Biz çocuklannıızın geleceği- ni buraya bağladık. Öğret- meni olmadıgı için çocuk, okula alışamadı. Çocuklan- mtzın başında biz dunıyo- ruz. Çocuklar bize 'yalancı öğretmen' diyorlar. Başka bir okul da almıyor, çünkü en yakın okul burası" diyor. Diğer veliler Hediye Ço- banoğlu ve Güldane Kaya da aynı yakınmalarda bulu- nuyorlar. Tek istedikleri öğ- retmen. Oysa çevremizi sa- ran ilk bölüm öğrencilerinin istekleri yalnızca öğrermen- le sınırlı değil. Onlar gerçek anlamda bir eğitim istiyoriar. "Araç ge- reç yok, laboratuvar yok, kü- tüphane yok" diye bağnşı- yorlar hep bir ağızdan. Veli- ler. "O kadannda gözümüz yok, öğretmen olsun yeter" derken. yerlerinde durama- yan gençler, haklı olarak da- ha fazlasını istiyoriar. He- nüz camlannın bile yansı ta- kılmamış olan bu okulda, haklı olarak spor salonu da istiyoriar. "Bütûnokullarbt- zimki gibi mi" diye soru- yorlar. Okul Koruma Derneği yöneticileri, devletin okulla ilgili hiçbir konuda katkısı olmadığını belirterek. "Ba- ri öğretmen versinler" diyor- lar. Velüerden de gerekli des- teği görmediklerinden yakı- nan dernek yöneticisi ba- yanlar. türbanlı olmalanna karşın şu beklenmedik gö- rüşleri dıle getiriyorlar: "Velilerden okul için yar- dım istediğinizde, devlet yapsın diyorlar. Kapı kapı dolaşıp cami için para topla- maya kalksanız hepsi verir. Ancak okul için yardım is- tendiğinde hiçbiri yanaşnu- yor. Çoğu \oksul ancak içle- rinde durumu ryi olanlar da \-ar. Oysa camiye birkaç kişi gkkr, okula yüzlerce çocuk geliyor." Eğitim-Sen Konak Şube Başkanı Fikret Doğan, bazı okullarda öğretmen açığı yaşanırken bazı okullarda da ögretmen yığılması oldu- ğunu \urgulayarak bunun "iyi planlamanın yapılama- masmdan ve Milli EğJ- tim'deki particüikten'" kay- naklandığını söylüyor. Atatürk Kültür Merkezi, kapatdmadan onarılacak SERPtLGÜNDÜZ Bina 28 yıllık. Yangından sonrakı yaşı ise 17. Türki- ye'nin gözü. kalbi. Bu yüzden eleştirilerden o da nasibini alıyor. Atatürk Kültür Merke- zi'ne (AKM) 5 ay süren onanm çalışmala- n sonucunda yaklaşık 40 milyar lira har- candı. Şu anda 25 milyarlık yeni bir ihale aşamasında. Onanm bu kez AKM kapatıl- madan gerçekleşecek. 1994 sonunda kapatılarak onanma alı- nan AKM'de 17 Ocak 1995'te Oda Tiyat- rosu, 10 Şubat I995'te Konser Salonu, 25 Mart 1995'te Büyük Salon hizmete girdi. Ancak şikayetlerhiç bitmedi. Seyirci ve sa- natçılar onanm için milyarlarca lira har- canmasına karşın Aida operasının genel provasında Büyük Sahne'ye kafeterya su- lan aktığından, tuvaletlerin temiz olmadı- ğından, salonların doğru dürüst kurum ve topluluklara kiralanmadığından yakınıyor- lar. Örneğin geçen yıl düzenlenen bir gü- zellik yanşması için Devlet Senfoni Or- kestrası'nın konserinin iptal edildiğini öne sürüyorlar. 12 Nisan 1969'da Opera binası olarak hizmete açılan, 27 Kasım 1970'de çıkan bir yangın sonucunda büyük bir bölümü hasar • 1994 sonunda kapatılarak onanma alınan AKM'de 17 Ocak 1995'te Oda Tiyatrosu, 10 Şubat 1995'te Konser Salonu, 25 Mart 1995'te Büyük Salon hizmete girdi. Ancak şikâyetler hiç bitmedi. gören AKM 7 yıl süren onanm çahşması- nın ardından 1977 yılında tekrar hizmete girmişti. Binada ve sistemlerde yıllann ver- miş olduğu eskime ve malzeme yorulma- lan görüldüğünü, bazı malzemelerin de ekonomik ömrünü doldurduğunu söyleyen AKM Müdürü Gülser Orhan, 1994 yılı sonunda kapatılan binanın yaklaşık 5 ay sonra hizmete açıldığını söyledi. "Bina- nın eski olması tuvaletleri bile 'pis' gö- rünümlü yapıyor" diyen Orhan. yeni iha- le aşamasında bu sorunun da çözümlene- ceğini yağmur suyu borulannın yanısıra Büyük Salon perdelerinin değişeceğini söyledi. Kültür Bakanlığı yetkilileri ise, 1994'te- ki onanm çalıştnası için 120 milyar lira pa- ra istendiğini ancak "tasarnıf tedbirleri" çerçevesinde AKM'ye 40 milyar lira para aynldığını dile getirdiler. Yetkililer onanm sırasında "Türkiye'nin tek kültür merke- zini nasıl kapatırsınız?" şeklinde saldırı- larla karşı karşıya geldiklerini anlattılar. AKM'nin onanm ihtiyacı ve işletme soru- nu ile ilgili tüm şikayetlerin doğru olduğu- nu belirten Bakanlık yetkililerine göre AKM'ye 15 yıldırçivi bileçakılmadı. Kad- ro eksiklikleri olduğu da doğru. Bakanlık yetkilileri açılan yeni ihale ile bu eksiklik- lerin tamamlanacağını belirtiyorlar. Kadro sorunu Bu arada Devlet Senfoni Orkestrası'nın kadro ve para sorununa değinen sanatçılar. Orkestranın 120 elemanı olması gereklr- ken 107 sanatçıyla çalışmasından yakmdı- lar. Orkestrada çalışıyor görünen 7 'işgal' kadrosundan söz eden sanatçılar, "7 kişi devlet sanatçısı ve orkestra solisti kadro- sunda görünüyor. 120 kişi her hafta gö- rev yaparken solist ve solist sanatçılar >ılda bir kez görev yapıvor. Bu sorun Ba- kanlığa bildirildi. Soruşturma başlatıldı ancak sonuçlanmadı" şeklinde değerlen- dirme yaptılar. Sözü edilen duruma örnek isim olarak Halit Çam gösterildi. 1984 yılanda kadro- ya alınan "görevi ve unvanınf kimsenin bil- medıği Çam'ın bordrodan çıkanldığı hal- de Bakanlıktan maaş aldığı ve teşvik ikra- miyelerinden yararlandınldığı bildirildi. 6940 sayılı yasanın yönetmeliğine göre kadroda solist sanatçı diye bir unvanın ol- madığını belirten Orkestra yetkilileri bu so- runun çözümlenmemesinden yakındılar. Sorunu aktardığımız Kültür Bakanlığı yetkilisi Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfo- ni Orkestarasf nın yeni açılan sınavında ka- zananlann çoğunun Orkestra elemanlan- nın yakını ya da jüri üyelerinin çocuklann- dan oluştuğunu dikkat çekerek. "Bakan- lıkta böv le bir gelenek oluşmuş. Bunu da soruşturuyoruz"şeklinde yanıtladı. Ha- lit Çam sorununa da değinen yetkili, "Kendisi Danıştay kararı ile gelmiş biz olayı kucağımızda bulduk" dedi. Yetkili şunlan söyledi: "Devlet Senfoni Orkestrası'nda solist kadrosu olmadıgı doğrudur. Ancak Pekinel kardeşleri düşünün. Bu sanatçılara orkest- ra ile günde 3 kez prova v aptırabilir misi- niz? Bu olmaz. O nedenle solist kadrosuna aünıyorlar. İstanbul. Ankara ve Çukuro- va'da 30 solist kadrosu var. Bunlan Anka- ra'da 'Çoksesli Koro'ya çekip. orkestra- lara da boş kadroları iade edelim istedik. Ancak Maliye Bakanlığı buna yanaş- madığı gibi Senfoni'de boşalan yerlere boş kadro vermiyor." omuzlara alınıp taşındığı çok göriil- müştür. Onun için de biz böyle ata- sözlerine değil, haşmetlı kabaklan- mıza bakalım. Bakalım da bu büyük kabaklann bizi kurtaracaklan günle- ri bekleyelim. Şapkaran fiyatı beynhi öiçâsü değHdir... urada da Afro-Amerikalılann atalan bir güzel yanılmışlar. Zamanlar çok değişti benim güzel kardeşlerim. Şimdilerde bey- nin ölçüsü şapkanın fiyatıdır. Sade- MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Kabaktan karpuz çıkmaz mı?.. ce bu kadarla da kalmaz. Adamın öl- çüsü, içine bindiği arabanın marka- sıdır. Kadının ölçüsü, gıydıği giysi- nin imzasıdır. Ayağın ölçüsü, giydi- ği ayakkabının Italyan olmasıdır. Ga- zete okurunun ölçüsü, topladığı ku- ponun ne verdiğidir. Anlaşıldı mı ca- nım kardeşlerim Afro-Amerikalılar. Sizin de bunu çok iyi bilmenız gere- kir, zira ki bunu dünyaya öğretirken iyilık edip bize de öğretenler sizin yaşadığınız ülkenin patentli akıl ho- calandır. Böyle markalı yiyip marka- lı giyinirsen sen de makbul bir mar- kalı olursun, herkesler de senı hay- ranlıkla seyreder durur. Anlaşıldı mı kardeşim Afro?.. Kspsh sğzs srtnift düşmeL.. •^talyan atalanna aferın, doğru bir / söz söylemişler. Onlar oldumbit- JL tim şu işlenn raconunu iyi bilir- ler. Bizde de armut ağza beklenmez, armutun düşeceği yer yan tarafa açıl- mış avcun içidir. Saftirikler ağzmı açıp da armut düşsün diye beklerken bizim uyanıklar kolunu yana kaydı- np avcunu açıverir, hop armut düşer. Ama bu da öyle kendiliğinden olu- vermez. Bunun da yolu yordamı var- dır. Önce sana işi düşen bin olur, as- lında yapman gereken işi yokuşa sü- rersin. Yokuş dediğin de kimselerin bilmediği "mevzuat" girdaplanndan oluşur. Işinin oimasını bekleyen kişi gelir gider, gelir. bakar ki böyle bir şey olacağı yok. Durumu ya çakar ya da ona çaktınrlar. O da gidip pazar- dan bir armut alır, işini yapması ge- reken kişinin yana uzanmış avcunun içine koyuverir. Iş de şıp diye oluve- rir. Onun için biz de Italyan atalanna "bravo"diyor, armut düşsün diye ağ- zını açıp kapayanlara da bu atasözü- nü bağışlıyoruz. BiryaprakkâprJmuileikiyüzu vardr... T"apon atalan böyle söylemişler / ama bu da bizim buralarda KJ "kâğıdına göre değisir." Bizim kâğıtlann tek yüzü vardır. o da bize doğru gelen yüzüdür. Kâğıdm öteki yüzünün olup olma- dığını "yukardakiler" bilir. Onlar "Evet, öbür yüzü de vardır"derse biz onugörebilıriz. Eğer "kimdemiş öte- ki yüzü diye, bunu söylemek yasak- tır" derlerse akan sular durur, biz de ötekı yüzü asla göremeyız. Uyanık bir Türk vatandaşı böyle dolduruşla- ra gelmez. Zaten belki de bu sözü Ja- ponlar içimıze fesat gırsin diye söy- lemişlerdir. Bizim atalanmız nasıl Çinli çaşıtlardan, içlerine sokulan fe- satlardan dağılıp bölündülerse biz de Japon çaşıtlanna kulak asacak deği- liz. Kökü dışarda atasözlerini de hep kuşkuyla karşılamak gerekir. Belki de Japonlann atalan "Biz böyle bir sözsöyleyelim de öteki milletler kanıp bölünsünler" diye düşünmüş olabilir. Öyle "Bir kâğıdın bile iki yüzü var- du-"sözüne kanıp da vatan haini ola- cak kimse yok buralarda. Anlaşıldı mı Mik\ Moto? Tek kitaplı insanlardan kork... Bu da Latin ata sözüymüş. Bak bak, lafa bak. "Tek kitaplı insanlar- dan kork" demek. ne demektır? Bu laf belli bir şey, dinsiz lafı. Şimdi şu her şeyi bilen allamelere sorsan, on- lar "Canım, elbette bu söz doğrudur, siz tek bir kavnakla, tek bir görüşle kalnıayın. başka kitaplan başka gö- rüşleri de okuyun öğrenin, tek tip in- san olmaym" demek istiyor diyecek- lerdir. Bundaki hınzırlığı görüyorsu- nuz, elbette. Şimdi bu laf, tek kitap- lı dinlere kinaye değil mi? Yani insan kendi dininin kitabıyla kalmayacak, öbür dinlerin kitabını da okuyacak öyle mi? Insanın kafası kanşacak kı imanı sarsıla. Yağma yok Latin ağalan. Bizim böyle laflara karnımız tok. Biz tek bir kitap bilıriz, tek bir lider tanınz, tek bir gövde, tek bir kafa oluruz. He- pimiz bir ve beraberiz. Birlik ve be- raberliğimize uzanan dilleri de ali- mallah keseriz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear