14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 AĞUSTOS 1995 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Karadeniz Bakır, satışa hazır • ANKARA(ANKA)- Karadeniz Bakır Işletmeleri, ana sözleşmesinde yapılan düzenlemeyle özelleştirijmeye hazır hale getirildi. Özelleştirmc Yüksek Kurulu'nun 12 Ocak 1995 tarihli karanyla özelleştirme programına alınan Karadeniz Bakır tşletmeleri AŞ'nin ana sözleşmesi yeniden düzenlendi. Düzenlemeyle birlikteKBt'nin261 milyar lira olan sermayesi. 3 trilyon 443.5 milyar liraya yükseltildi. Arttınmın 1 trilyon 976.9 milyan yeniden değerleme fonundan. 1 trilyon 97.8 milyan KBE'dealacağına mahsuben OlB tarfından, 105.8 milyar üralık bölümü de Tahkim Yasası uyannca Hazine tarafından karşılandı. Bezmenler'in iflas davalam • ANKARA(ANKA)- Halil Bezmen'in holding ve büyük şirketlerinin iflasından sonra. küçük şirketleri için dogrudan açılan iflas davalannın duruşmalanna da başlanıyor. Bezmen'in iflas eden holdingi ve büyük şirketlerinin iştiraki olan ve bir süre önce dogrudan iflas istemiyle mahkemeye başvuran kuruluşlanndan Koruma Temizlik Maddeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti'ninduruşması 14 eylülde görülecek. Zfraaften özel şubeler t ELAZIĞ (AA)- Ziraat Bankası Genel Müdürü Cilıan Paçacı, ihracatın. sanayinin yoğun olduğu bölgelerde. ""Mega Şube" adı altında çok özel şubeler açacaklarını söyledi. Cihan Paçacı. banka olarak özellikle döviz varlıklannı ihracatta kullandırmak istediklerini belirterek, şöyle devam etti: "Genellikle tanmsal krediler veren ve emekli ödemeleri gibi devletin bankacılık dışında verdiği görevleri yerine getiren bir bankayız. Buradan yola çıkarak, 'mega şubeler" adı altında ilk etapta 25 yeni şube açıyoruz." Enerjide Yap- Işlet-Devret • ANKARA(AA)- Türkiye'nin 20001i yıllardaki elektrik ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak sürdürülen enerji yatınmlannda yap-işlet- devret modeli (YtD), büyük ilgi gördü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, YtD modeli, toplam 34 megavat (mvv) kurulu güçteki üç projenin devreye girmesiyle ilk meyvelerini verirken. bu model kapsamındaki başvurulann sayısının hayli yüksek olması dikkati çekiyor. 1984yılında çıkartılan 3096 sayılı yasa çerçevesinde, bugüne kadar !5MW'lık Aksu-Çayköy, 9.35 mw'lık Hasanlar ve 9.6 mvv'lik Kısık Hes olmak üzere toplam 34 mvv kurulu güç devreye girdi. Toplam 3.6 mvv kapasiteli projelerin inşaatı ise sürüyor. Aylık masrafın 30 milyon liraya ulaşması, maaşlara yapılan yüzde 72.5 zammı kuşa çevirdi Memııra bu yü ımıut yokEkonomi Servisi - Memurlar. 1995'in ilk yansında da enflasyon karşısında ezilmekten kurtulama- dı. Haziran 1995"te4 kişilik birai- lenin mutfak masrafmın 9 milyon 680 bin liraya, toplam masrafın ise 30 milyon 250 bin liraya ulaşma- sı, bu yıl içinde memur maaşlan- na yapılan yüzde 72.5 oranındaki zammı kuşa çevirdi. Haziran 1995 itibarıyla 10 milyon 540 bin lira maaş alan bir memurun geliri an- cak mutfak masrafının tamamını karşılamaya yeterken, toplam har- camalann yüzde 34'ünü karşılaya- bildi. Türk Harb-tş Sendikasf nın ha- zırladıgı -1994-1995 Ydlan Ara- sında Memurlann KayıplarT adı- nı taşıyan raporda memurlar. al- dıklan maaş ve görevlenne göre dört kesime aynlarak reel gelirle- rinin enflasyon karşısındaki deği- şimi incelendi. Buna göre birinci kesimde yer alan hizmetli, lise rne- zunu memur ve servis şeflerinin • Haziran 1995'te 4 kişilik bir ailenin mutfak masrafının 9 milyon 680 bin liraya, toplam masrafın ise 30 milyon 250 bin liraya ulaşması, bu yıl içinde memur maaşlanna yapılan yüzde 72.5 oranındaki zammı kuşa çevirdi. Haziran 1995 itibarıyla 10 milyon 540 bin lira alan bir memurun geliri mutfak masrafını karşılamaya yeterken, toplam harcamalann yüzde 34'ünü karşılayabildi. maaşlarına 1994-1995 haziran ay- ları arasında yüzde 120 oranında zam yapılmışolmasına ragmen sa- tın alma güçlerinde, gıda harcama- ları dikkate alındığında 9 puan. toplam harcamalarda ise 2 puanlık bir artış gerçekleşti. Yıl sonunda yüzde 70'lik enflasyon hedefinin sonbaharda beklenen artışlarla bir- likte aşılacağının vurgulandığı ra- porda. memurlann satın alma güç- lerinde ve reel kayıplannda bir iyi- leşme saglayamayacağı görülüyor. Raporda. memur maaşlarındaki toplam yüzde 72.5'lik artışın bir yılın enflasyon rakamı ile başa baş olması veya bu-rakamdan yüksek olmasının bile. uzun yılların birik- miş kayipları nedeniyle ancak nis- pi bir iyiieşme sağlayabileceğine değiniliyor. Ek zam seçime bağh Rapora göre. yıl sonuna kadar ancak seçim ekonomisi uygulanır- sa ek zam yapılabileceği dikkate alındığında I995"in sonuna kadar enflasyon artışı sıfır olsa bile. bu artış bir anlam ifade etmiyor. Ra- porda birinci kesimde yer alan me- murlann satın alma güçlerinin 1995'te yapılan 'yüksek' zamlarla arttığı düşüncesi 'safsata' olarak nitelendiriliyor. Aynı zaman aralı- ğında ikinci kesimde yer alan şu- be müdürü. hemşire. tekniker ve öğretmenlerın satın alma güçlerin- de ise. yüzde 97 oranındaki zam- ma ragmen 1994 yılına göre hiçbir iyiieşme olmadı. Oldukça kalaba- lık bir grubu oluşturan pratisyen hekim. mühendis. öğretmen. avu- kat. araştırma görev lisı. polis me- muru, komiser ve teğmenlerden oluşan memurlar ise maaşlarında yüzde 81'lik artış elde ettiler. An- cak yine de satın alma güçlerinde yüzde 7.5 oranında gerileme mey- dana geldi. Son olarak satın alma gücü göreli olarak daha iyi olan profesör, genel müdür. kıdemli al- bay ve kaymakam gibi memurlar da yüzde 131 zam aldıkları halde 1995 Haziranı'nda 33 milyon 154 bin üralık maaşları ıle toplam har- camalannın tamamını karştlayabi- lecek durumdalar. Yine de bu me- murlann gelirlerinde çok ciddi bir artış söz konusu değil. Raporda sonbaharda yapılması olası bir seçimin \e son aylarda ekonomik ve sendikal taleplerinı yoğunlaştıran memurların eylem- lerinin hızını kesme isteğinin ek zammı gündeme getirebileceğı de belirtilerek "Hükümet. memur maaşlannın asgari yaşam stan- dartlannın altında gerçekleştiğin- den hareketle, maaşlara yapılacak ek zammın grevli-toplusözJeşmeli sendika hakkı talebini perdeleye- ceğini düşünüyor. Bu evlenıliliğin hızını kesnıek için, bir miktar arn- şı göze alabilir" denilıyor. DUNYA EKONOMİStNE BAKIŞ /ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Amerika, atom bombasını neden kullandı?50 sene önce, 6 ağustos pazar günü saat 08.15'te, birkaç saniye içinde, 70 bin kişi öldü. Hiroşima şehri, jiletle kazın- mışçasına, yeryüzünden silindi. Üç gün sonra Nagasaki de aynı kaderi paylaşa- caktı. Neden? Toplam 300 bin kişiyi öl- düren bu iki atom bombasının kullanılma- sının arkasındaki asken gerekçeler, ara- dan 50 yıl geçmiş olmasına ragmen, tar- tışılmaya devam ediliyor, ama ortada hâ- lâ tatmin edici bir cevap yok. Açıklamalar, tatmin etmiyor Resmi açıklamalara göre atom bomba- sının atılması, savaşın sonunun gelmesı- ni çabuklaştırdı; Japonya'yı işgal etmeye gerek kalmadı, dolayısıyla on binlerce Amerikan askerinin yaşamı kurtarıldı; bomba, son askerine kadar savaşmaya niyetli olan Japon militarizminde bir şok yarattı ve nihayet teslim olmayı kabul et- mesine yol açtı... Nltekim Bill Clinton'a göre de "50 yıl sonra bile bu kadar acı vermesine ragmen, Başkan Trumanya- pılması gerekeni yapmıştı". ABD ve in- giltere'deki muhafazakâr politikacılar, bü- yük basın ve muhafazakâr kamuoyu da aynı fikirde. Evet, Başkan Truman, belki yapılması gerekeni yapmıştı, ama bu ya- pılması gerekenin arkasındaki amaç ney- di acaba? Amaç, gerçekten bize söylen- diği gibi askeri miydi? Bu soruya olumlu bir cevap vermek imkânsız. Bomba atıl- dığı sırada Japonya tümü ile abluka al- tındaydı ve ülkeye dışarıdan yakıt dahil, hiçbir şey giremiyordu. Japon ordusu- nun önemli bir kesimi Asya'daydı ve Mançurya üzerinden gelmekte olan Kızı- lordu karşısında dayanacak durumda de- ğildi. Japonya'nın banş için yollar arama- sının bir nedeni de buydu. Japonya'nın hava savunması da tümüyle çökmüştü: Japon şehirlerini bombalamaya giden ABD uçaklan, pilotlannm söylediğine gö- re, adeta talim uçuşuna gider gibiydiler. Hiçbir direnişle karşılaşmıyoriardı. Bu uçuşlardan sadece birinde, B-29'lar Na- palm kullanarak Tokyo'da 80 bin kişi öl- dürmüşlerdi. Kısacası konvansiyonel bombardıman da atom bombası kadar Japon öldürebiliyordu (CNN: Larry King - 04/08/95). Nihayet Batı'da Hitler'e kar- şı savaşı kazanmış muazzam bir mütte- fikler ordusu ve bu moral ile Japonya ile savaşmak üzere doğuya doğru yola ko- yulmuş olan ABD askerleri vardı. Japon- ya'nın teslim olması, an olmasa bile gün meselesiydi. Özetle bombanın atılması için yeterince askeri gerekçe yoktu. Başkan Truman, 21 Temmuz 1945'te genel olarak atom bombasının kullanıl- masına, 31 temmuzda da özel olarak Hi- roşima'nın, esas olarak, kadın, çocuk ve ihtiyarlardan oluşan (genç erkeklerin he- men hepsi savaştaydı) nüfusuyla birlikte yok edilmesine karar verdiğinde, gerçek- ten de savaşın sonunu bir an önce getir- mek için gerekli olan tek seçeneğin bu ol- duğundan kuşku duyanlar vardı. Truman'dan sonra başkan olacak olan General Dvvight Eisenhovver e göre Ağustos 1945'te "Japonlar gururlarını kaybetmeden teslim olmanın yollannı anyoriar"û\ ve "bu korkunç şeyle vurma- yahiç gerekyok"\u. RooseveKsonra da Truman'a Genelkurmay Başkanlığı yapan Amiral Leahy, daha sonra aralarında "Ja- ponlar çoktan yenilmişlerdi, teslim olma- ya hazırdılar... Hiroşima ve Nagasaki'ye bu barbarsilahı kullanmak savaşın sonu- nu getirmemize hizmet etmedı... Bu ato- mik silahı kullanan ilk ülke olarak.. bar- barlığın ahlaki kurallannı benimsemiş ol- duk" (Le Monde Diplomatique 08/1995) diye yazacaktı. Bombanın kullanıhş tarzı konusunda da hem de yönetiminin en üst düzeylerinde, Truman'la aynı fikirde olmayanlar vardı. Örneğin aralannda De- niz Kuvvetleri Müsteşan Ralph Bart'ın da olduğu bir grup Japonlara, teslim ol- madıklan takdirde neyle karşı karşıya ka- lacaklannı, bombayı atmadan once söy- lemekten yanaydılar. Belki. önce bir çöl- de gösteri yapılabilirdi. Hatta hedef ön- ceden Japonlara bildirilir ve boşaltılma- sına olanak sağlanabilirdi... Bu grubu kimse dinlemedi, Ralph Bart görevinden alındı. Truman'ın Başkan Yardımcısı Hen- ry Stimson da bombanın atılması konu- sunda tümü ile ikna olmuş değildi. 2 tem- muzda Truman'a "Japonlar aklın sesini dinleyeceklerdir, deli bir fanatikler ulusu değildirler" diyen bir mektup göndermiş, ama etkili olamamıştı (Le Monde 3/08/95). Evet. bombanın atılması için yeterince askeri gerekçe yoktu, ama bomba yine de kullanıldı. Çünkü işin içinde başka he- saplar vardı. işin içinde başka hesaplann olduğu. Hiroşima'yaatıldıktan sonra, Ja- ponlara hiçbir düşünme ve teslim olma şansı tanınmadan, üç gün içinde Naga- sakı'ye ikinci bir bombanın atılmasından da belliydi. Bu hesapları, Japonya'da de- ğil, Potsdam'da aramak gerekir. Bomba gerçekten de Prusyalı meşhur stratejist, general Claustzvvitz'in birzamanlar, sa- vaşı kazanmak için, önerdiği şekilde bir şok yaratmak amacıyla kullanıldı. Ama bu şok, savaşı kazanmak için değil, ba- rışı rehın almak için ve de Japonya değil, dünyada, özellikle de Podstam'da pa- zarlık yapmış olanlarda bir şok yaratmak için kullanıldı. 24 temmuzdaki ilk nükleer denemenin başanlı olduğunu duyduğun- da Truman, Podstam'da Churchill ve Stalin ile zirve toplantısındaydı. Pods- tam'da (14 haziran-2 ağustos) koşulla* Yalta Konferansı'na göre biraz farklıydı. ingiltere Başbakanı Clement Atlee git- miş, yerine Churchill gelmişti; Roosevelt ölmüş, yerini Truman almıştı. Böylece Ba- tı, Yalta'da göreli olarak daha sağ, muha- fazakâr ve militarist politikacılarla temsil ediliyordu. Hava da değişmişti. Artık II. Dünya Savaşı sonrasında, Avrupa'da e- sas olarak iki gücün. ABD ile SSCB'nin karşı karşıya kalacağı belli olmuştu: "So- ğuk savaş" mayalanıyordu. Almanya'ya karşı bağlaşık olan bu iki büyük güç, ABD ve Rusya. şimdi bir rekabet ve pazarlık içindeydiler. Bu ortamda bombanın ba- şan ile denendiğinin haberini alması Tru- man'ın, görüşmelerde daha bir kendine güvenli ve uzlaşmaz olmasına olanak ver- di. Podstam bittikten 4 gün sonra Hiro- şima'da bombanın patlaması gerçekte Podstam'daki pazarlığın bir devamıydı. Bomba, Batı'nın yeni liderinin ve Rus- ya'ya karşı bekçisinin kim olduğunu ve üstelik oyunun kurallannın da değiştığini gösteriyordu. Bomba işlevsizdi Bu yüzden, bomba Japonya ile sava- şı bitirmek konusunda işlevsizdi, ama II. Dünya Savaşı sonrasında, Batı ülkeleri- nin ABD hegemonyasını kabul etmeleri- ni sağlamış ve soğuk savaşın başlama- sına yol açmış, Pax Amerikanayı kur- muştu. 1952'de ve 1953'tesırasıyla Ame- rika ve SSCB hidrojen bombasını patla- tınca İkinci Dünya Savaşı sonrası döne- min dehşet dengesinin tüm parçalan da yerli yerine oturacaktı. Özetle atom bombası, 50 sene önce dün, tüm kendisinden önceki silahların aksine, bir savaşa son vermek için kulla- nılmadı. Atom bombası, ABD'nin savaşa ilişkin kaygılarından dolayı değil, ulusla- rarası hegemonyasını kurmasının birara- cı olarak kullanıldı. Ve bu aracın kendini en etkili bir şekilde gösterebilmesi için de bir çölde değil. Hiroşima ve Nagasaki üzerinde patlatılarak 300 bin kişinin kat- ledilmesi gerekiyordu. ANTALYA ASLİYE 3. HUKUK MAHKEIVIESİ EsasNo: 1994'669 Davacı Anadolu Anonim Türk Sıgorta Şirketi vekıli Av. Ibrahim Yalçın ve davalı Sadi Bozkurt arasında açı- lan tazminat davasında: Ahmet Köseoğlu yönetimınde- ki 07-AC-35O plakalı araç ile 07-KE-446 plakalı aracın çarpışmasından dolayı 11.289.323 TL tazminat talep et- tiğini, bu tazmınatın davalıdan tahsiline karar verilmesi istenmiştir. Davalı adına yapılan tebligatlar iade edilmiş ve C. Savcılığı'nca adresi tespit edılemedığinden ilanen dava dilekçesinin tebliğine karar verilmiştir. Davalı Sadi Bozkurt adına mahkememizde yapılacak olan 3.10.1995 günü saat: 9.20'deki duruşmada hazır bu- iunması veya kendisini bir vekille temsil ettiımesı. aksi halde yokluğunda karar verilecegi, davaya devam oluna- cagı hususu ilanen tebliğ olunur. 18.7.1995 Basın: 35111 İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 199L236 Davalıiar: 1- Nimet Tümkaya (Aydogan) 2- Yasemin Tümkaya (Bolgil) 3- Naciye Tümkaya 4- Nizamettin Tümkaya. Ahmet Selim Tümkaya; adresleri meçhul. Dava: 2942 sayılı yasanın 38. maddesine göre tescil. Davacı Hazine-i maliye vekili Av. Fatma Melda Eroğ- lu tarafından davalıiar Nimet Tümkaya ve arkadaşlan aleyhine açılan tescil davasının mahkememizde yapılan açık duruşması nedeniyle: Davalıiar adlanna duruşma gün ve saatini bildirir da- vetıyenm tanınmadıgından ve adres tahkikatında da ad- reslerinin saptanmadığından bahısle ve bu kerre adlan- na ilanen davetiye tebliğine karar verilmiştir. Duruşma günü olan 4.10.1995 günü saat 9'da duruş- maya gelmeniz veya sizi temsılen bir vekil gönderme- niz. gelmediginiz veya bir vekil göndermediğiniz takdir- de HLMK'nın 509 ve 510. maddeleri geregincedavanın gıyabmızda kalacağı ve karar verilecegi davetiye yerine kaım olmak üzere ılan olunur. 10.7.1995 Basın: 35940 HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1993 756 Davacı: Cevher Yanarav. kendisıne asaleten oğlu Se- zer Yanaray'a vekâleten Antakya Toygarlı Köyü'nden. Vekıli: Av. Cemal Silmen Doğan-Antakya. Da\alı: Yu- suf Yanaray-Yukan Ekincı Köyü. Antakva. Davacı ve- kıli tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan na- fakanın arîtırılması davasında davalı Yusuf Yanaray'a dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğine karar verildiğinden, Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde davacı için 100.000 TLyoksulluknafakasının dava tarı- hinden itibaren 700.000 TL ortak çocuk Sezer Yanaray için 100.000 TL iştirak nafakasının dava tarihınden iti- baren 500.000 TL'ye çıkanlmasına ilişkin dava bulundu- gu. duruşma gününün 28.9.1995 saat 9'a bırakıldığı, da- valının duruşmaya gelmesi ya da bir avukatla kendisini temsil ettiımesı. aksi takdirde duruşmanın yokluğunda yapılıp karar verilecegi Tebligat Kanunu'nun 28,29.30. 31. maddeleri uvannca ilan olunur. Basın: 35918 ERDEMLİ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1994 82 Davacı PTT Müdürlüğü vekili tarafından davalı Ke- nan Menken aleyhine açılan işbu tazminat davasında ya- pılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne. 4.847.844.- lira tazminatm. olay tanhi olan 1.8.1993 tarihinden iti- baren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine. 125.000.- lira karar ve ilam harcının dava- lıdan alınmasına, peşin alınan harcın bu harçtan mahsu- buna. davacı idare tarafından yapılan 1.735.000.- lira mahkeme masrafının davalıdan almarak davacıya veril- mesine, davacı idare. davada vekille temsil edıldıginden dava tarihi itibarı ile hesaplanan 484.784.- lira nispi ve- kalet ücretinin davalıdan alınarak davacı idare vekiline verilmesine karar verildi. Verilen karar davacı idare ve- kilinin vicahında. davalının yokluğunda temyiz yollan açık alenen tevhim kılındı. İşbu ılanın yayımlandığı ta- rihten itibaren yasal süresinde davalı tarafından temyiz edilmediği takdirde kesinleşeceği ilanen duyurulur. 18.7.1995 Basın: 35130 ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SAT1Ş MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI Es. 1995 35 Antalya merkez Yüksekalan Mahallesi. 4825 ada, 6 parselde kayıtlı taşınmaz. Antal- ya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1994 1590 esas. 1995 266 sayılı karan geregince sa- tılacaktır. Tapu kaydına göre satışa konu parsel 675.00 m2'lik arsa olarak kayıtlıdır. Ta- mamı parsel üzerinde kalan tek katlı gecekondu tıpinde 1 salon. iki oda. WC, banyo ve mutfaktan ibaretev ile 18.00 m2'lik kısını parsel üzerinde kalan yığmayapı tarzındaiki oda. WC, banyo. holden ıbaret e\ bulunmaktadır. Yine 85.00 m2"lik kısmı parsel üzerin- de kalan gecekondu tipınde ev ile odunluk. briket duvar ve muhtelif cins ve yaşta ağaç- lar bulunmaktadır. Parsel batıdan ikiz nizamda 3 kat inşaata müsaittir. Parsel meskûn sa- hada yeralmaktadır. Mahallı rayiçlere göre arsa m2 si 3.250.000 TL'den. üzerindeki muh- tesatlarla birlikte parselin tüm değeri 2.434.445.000 TL'dir. I. Satış 18.9.1995 günü saat 11.00-11.10 arasında. Antalya Adliye Sarayı Kat. 3 No: 22'de açık arttırma ile yapıla- caktır. Bu satışta değerinin n b 7 5'ini bulmadığı takdirde 28.9.1995 günü aynı yer ve aynı saatte 2. arttırma yapılır. 2. arrtınnada ise değerinin "b40'ını ve mahkeme masraflarını geçtiği takdirde en çok arttırana ihale edılecektir. Satış peşin para ıledir. Ancak isteyen alıcıya 20 günü geçmemek üzere mehil venlebilir. Satışa iştirak edenin. değerinin "b20'si nispetinde teminat yatırması şarttır. Ihaleye iştirak edenlerin. şarrnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmış sayılacakları. başkaca bilgi almak isteyenlerin memurluğu- muzun 1995 35 esas sayılı dosyasına başvunnaları ilan olunur. Basın: 35948 ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI Es. 1995'22 Antalya Merkez Yeşilbayır Köyü 436 parselde kayıtlı taşınmaz, Antalya 2. Sulh Hu- kuk Mahkemesi'nin Es. 1993 76 k. 1994.1394 sayılı kararı geregince satılacaktır. Tapu kaydına göre satışa konu parsel 18.416 m2'lik tarla olarak kayıtlıdır. Dava konu- su parsel tarla hüv iyetınde olup zirai faalıyet olarak kuru tarıma elverişlidır. Üzerinde 10 adet 30-33 yaşlannda zeytin ağacı bulunmaktadır. Köy yerleşim alanı ve imar planı dı- şındadır. Mahalli rayiçlere göre dekarı 125.000.000 TL.'denparselüzerindeki muhtesat- larla birlikte muhammen bedeli 2.302.000.000 TL'dir. I. Satış 11.9.1995 günü saat 11.00-11.10 arasında. Antalya Adliye Sarayı Kat. 3 No: 22'de açık arttırma ile yapılacaktır. Bu satışta değerinin %75'ini bulmadığı takdirde 21.9.1995 günü aynı yer ve aynı saatte 2. arttırma yapılır. 2. arttırmada ise değerinin %40'ını \e mahkeme masraflarını geçtiği takdirde en çok arttırana ihale edilecektır. Satış peşin para iledir. ancak isteyen alıcıya 20 günü geçmemek üzere mehil verilebi- lir. Satışa iştirak edenin. değerinin %20'si nispetinde teminat yatırması şarttır. Ihaleye iş- tirak eden. şartnameyi «örmüş ve münderecatını kabul etmış sayılacakları. başkaca bil- gi almak isteyenlerin memurluğumuzun 1995 22 esas sayılı dosyasına başvurmaları i- Ian olunur. Basın: 35947 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Bolluk-KıtJık İkilemi Bolluk ve kıtlık, tüm kavramlar gibi, görelidir; birey- sel ya da toplumsal açılardan değişik algılanabilecek- leri gibi, yere ve zamana göre de değişirler. Daha açı- ğı, bolluk ve kıtlık "gereksinime göre" belirlenir. Ister elmas-su, ister ekmek-pasta örnekleri alınsın, bu ku- ral geçerli sayılır. Geçmışte bolluk ve kıtlık doğal koşullara bağlıymış, günümüzde, aklın egemenliğinin sonucu olarak, üre- time, dahadoğrusu "teknolojiyedayalı üretime" ba- ğımlıdır. Ülkelerin gelişmişliği de kıtlığın akılla ortadan kajdırılması anlamına geliyor. Ülke ekonomisi son günlerde bu anlamda bir bol- luk-kıtlık çelişkisi yaşıyor. Bolluk alanı, dövizdir. Ekonominin yabancı para sorunu aşılmış görünüyor. Merkez Bankası, yılbaşın- dan bu yana döviz kaynaklarının yüzde yüz dolayın- da bir artışla 14.7 milyar dolara yükseldiğini açıkla- dı. Geçenlerde girilen Japonya piyasasından sonra bu kez de Avrupa piyasalanndan alınacak borçlarla bu tırmanışın süreceği genel bir beklentidir. Özetle ekonomi, yabancı para sıkıntısı çekmiyor. Özellikle fa- iz oranlarının "sıfıra yaklaştığı" Japon piyasasından yüksek faizle borçlanmanın ağır maliyeti bir yana, döviz bolluğu, işin parlak ya da olumlu tarafıdır. Dövize boğulan ekonomi. "en temel" gereksinme- lerini dışardan alıyor. Son aylarda, ana gıda ürünleri dışalımla sağlanıyor. Et ve şekerden sonra şimdiler- de de buğday dışalımı gündemdedir. Tarımsal üre- timde kendi kendine yeterli az sayıda ülkeden biri ol- makla övünen Türkiye, en temel gıda ürünlerini dışar- dan sağlama noktasına gelmiştir. Gıda ürünlerinin "vazgeçilmezliği"n\, en iyi bunla- rın ticaretiyle uğraşan tekeller bilir. "Yaşamınız için" gerekli olan ürünler satın almak için "elinizde ne var ne yok" verirsiniz. Bu nedenle dünyanın her yerinde hükümetler, temel gıda ürünlerinin fiyatlarını, serbest piyasa koşullarına bırakmaz, bırakamaz. Bu bir. Ikin- cisi de eski çağlardan bu yana her yönetim, öncelik- le yönettiklerinin gıda gereksinmelerini karşılamaya öncelik verir. Türkiye ekonomisinde 1980'li yıllara dek "üretime öncelik" anlayışı geçerliydi; 1980 sonrasın- da, "dövizimiz olsun gerisi kolay, dışarıdan satın alı- rız" anlayışı egemen kılındı. Önce, hayvancılık öldürüldü; sonra da tanmsal. destekleme yanlışlanyla, ürün yapısı değiştirildi. Tür- kiye, patatesten peynire, yıllarca kolaylıkla ürettiği gı- da ürünlerini dışarıdan almaya başladı. Kısacası, ulaşılan sonuç, bu ekonomi politikası yanlışlanndan, daha doğrusu uzun soluklu yaklaşım- lar yerine "günü kurtarma "ya yönelik uygulamalar- dan kaynaklanıyor. Oysa, ülkeyi yönetenlerin kendi siyasal çıkarlarının gereği olan güncel ile toplumsal çıkann zorunlu kıldığı uzun erimli olan ekonomi poli- tikalarının en uygun bileşimini sergilemek gibi bir so- rumluluğu vardır. • • • Geçenlerde yasalaşan Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, bilindiği gibi 1996-2000 arası beş yılr kapsıyor. Gerçi nüfus konusundaki çözümlemelerinde 2030 yılına dek uzanıyorsa da, öngörülmek istenen gele- cek beş yıldır. Plan kavramının hemen tümüyle bir yana bırakıldı- ğı 1980 sonrasında bile kalkınma planlan ürün düze- yine varan ayrıntıda, toplam üretim, tüketim, dışalım ve dışsatım öngörülerine yer vermekteydi. Yedinci Beş Yıllık Plan'da ne hikmetse. bu tür bir yaklaşıma, daha doğrusu alt sektör ve ürün düzeyinde "üretim- tüketim" öngörülerine yer verilmiyor. Ekonomi "yer- li üretim" olgusunu esas alarak serbest piyasanın o dayanılmaz çekiciliğine bırakan bir noktaya getirilmiş bulunuyor. Oysa üretimden koparılma. her yönüyle toplumun "ekmeğiyle oynama" anlamına geliyor. Ülke, bugün- leri de aratacak bir sürece sokularak, et, ekmek, şe- ker gibi birincil gereksinmelerini uluslararası tekelle- rin saptadığı fiyattan ve bunun bedelini de yabancı- lann yüksek faizle verdiği borçlarla karşılayacak bir yolda kalkınacak sanılıyor. Yedinci Beş Yıllık Plan'da esas olarak öncelik ve- rilen "insan kaynaklarının geliştirilmesi"d\r. Eğitim, nüfus ve aıle planlaması, sağlık, istihdam ve işgücü piyasasında etkinlığin arttırılması alt başlıklarıyla ele alınan yeniden yapılanma anlayışı, "niteliksel birge- lişmeyi" amaçladığından. özünde doğrudur. SİLİ\Tİİ \SUYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı Karayolları Genel Müdürlüğü vekıli Av. A. Rıfkı Eşıt tarafından davalı Recep Kaya mırasçıları. eşi ZarifeKaya. kendisineasaleten çocuklan Dilay Kaya ve Inan Kaya'y a v elayeten aley hine açtıgı 2.692.803 TL.'lik tazminat davasından dolayı: Davacı vekıli tarafından verilen 1.12.1993 tarihli da- va dılekçesi ile Silıvri Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1993 592 esas sayılı dosyasında dava devam etmekte olup davalılann murisinin sahibi bulunduğu. kendi sevk ve de Istanbul-Edirne (E-5) karayolunun Sılıvn Çamur- luçeşme mevkıınde yapmış olduğu bir trafik kazası se- bebi ile yol boyundakı idare tesislerinde 2.692.802 TL.'lik hasar meydana geldiğını. hasar bedelini talep et- miş olmakla: davalı Zarife Kaya. Dılay Kaya ve Inan Ka- ya'yı bütün aramalara ragmen adresi tespit edilemedi- ğinden dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla: 6.11.1995 günü saat 1 l'de Sılivri Asliye Hu- kuk Mahkemesi'nde yapılacak olan duruşmada davalı- nın hazır bulunması. hazır bulunmadığı ve kendisini bir vekil ile temsil ettırmediğı takdirde tahkıkatın yoklu- ğunda sürdürüleceği ve de hüküm verilecegi hususu da- valılara dava dılekçesi teblifii yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 28.7.1995 Basın: 36119 KARABÜK TEREKE RÂKİMJLİĞİ DosvaNo: 1994 16 Kamu hukuku tarafından açılan Tereke tasfiyesi da- vasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasın- da: Istanbul ili, Fatih ilçesi. Davutpaşa Mah. 281 hanede nüfusa kayıtlı Ismail oğlu Fatma'dan 1331 vılında doğ- ma olup Karabük Esentepe Mah. Kapullu S'olu altı No: 167"de ikamet etmekte iken 17.10.1994 tarihinde Kara- bük Devlet Hastanesfnde vefat eden Selahattin Kaf- kas'ın mirasçılannın MK'nın 530'uncu maddesi uya- nnca sıfatlannı beyan etmek üzere ilan yoluyla mütev ef- fanın terekesinin tasfiyesi cihetine gıdileceği hususunun duyurulmasma karar verilmiş olup verilen karar uyarın- ca müteveffa Selahattin Kafkas'ın borçlularının ve ala- caklıları ile varsa mirasçılannın MK'nin 577. maddesi uyannca işbu ilan tarihinden itibaren I ay içerisınde Ka- rabük Tereke Hâkımliği'nemüracaatetmeleri ilanen teb- liğ olunur. 18.7.1995 Basın: 35356 SI\AS 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1995 43 Davacı Ali Yılmaz tarafından davalıiar Hasan Hüse- yin Yıldırım ve müştereklerı aleyhine mahkememizde açılan ızale-i şüyu davasının yapılan açık yargılaması sı- rasında: takdirde davaya yokluğunda devam edilerek ka- rar verilecegi hususu HUMK'nin 509. ve 510. maddele- ri geregince işbu duruşma davetiyesi yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. Basın: 35326
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear