29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 1995 CUMA 10 DIZIYAZI yeti olmayanbir dinDünyanın her yamnda Zoroastrianlar olmasına (tran. Hindistan. Pakistan, Azerbaycan, Almanya. Fransa, İngiltere, Avusturya, Yeni Zelanda. Kanada. Ame- rika, Avustralya) ve geleneklerini. göre- neklerini korumaya çalışmalanna rağ- men. bugün esas olarak bütün özellikle- rini. özüne uygun, en iyi şekilde koruyup sürdürenler. Iran'daki Zoroastrianlardır. Ve buradakiler, halen eskı dillerini, yani Dary dilini konuşurlar. Zoroastrianlar, Avestadilini. yani Dary dilini konuştuk- lannda. Farsça ya da (Cürtçe bilenler bu dili ve konuşmalan anlayamazlar. Zarathushtra, Kürt kökenli olmasına rağmen. bugün yaşayan Zoroastrianla- nn millıyeti yoktur. Onlar; Fars. Kürt ya da Azeri değillerdir. Onlar sadece Zoro- astriandır. Zarathushtra ile ilgili birbirinden çok farklı birçok tarih ve anlatım \ ardır. An- cak bana göre bunlann içinden en akla yatkınolanı: "Bundan vüzyıllar önce, İran'ın batı- sında Medler >aşamaktaydüar. Medler, çeşitli bo>lardan oluşmuştu. Ruslar. Pa- rathakenler, Strukhatlar,Arizantlar, Bu- diler ve Magiler. Bir Med boyu olan Magiler, Orumich Gölü"nüngüne\doğusunda. FJe\endDa- ğı'nın yamaçlannda. şimdiki Hemedan bölgesinde \ aşı>oriardı. Magilerin büyük bir çoğunlugu sihir ve bü\ü>le uğraş- maktaydılar (magi-magic, ln«ili/cedeki gibi). Nlüslüman Araplar. Zoroasrrian- lara 'Mecusi" demektedirler." Zerdüşt'le ilgili efsaneler Magilerin soylu bir ailesinden olan Za- rathushtra"nın dogumundan sonra (MÖ 683) olan bitene dair çeşitli efsaneleran- latılır. Bunlardan biri, Sihircibaşı Dura- san ile ilgili anlatiiandır: "Zarathushtra doğduğunda Durasan; doğan çocuğun, bü\ üdüğü \akit. sihri ve büyüyü yok edeceğini. bütün sihirbaz ve büyücüleri kovacağını sv/mişti. Bunun için de Zarathushtra iki \ aşında iken Du- rasan, sihirbazlarından üçünü. Zarat- hushtra'yı ateş tapınağına getirmeleri için görevlendirdi. Bü\ iik bir ateş vaktır- dı. Bebeği getirdiklerinde, onu ateşin or- tasına attılar ve tapınağı terk ettiler. Du- rasan, bu Zarathushtra'nın sonu olacak divedüşünüvordu.Zarathushtra'nınan- nesi eve gelip bebeği göremev ince, ateş ta- pınağına dua etmeve koştu. Ve orada Za- rathushtra'nın ateşin içinde alev leıie ov- nadığını gördü." Buna benzer bir efsaneyi. Museviler ve Müslümanlar lbrahim içın anlatırlar: 11 Kral N'imrod. tannlığını kabul etme- yen ve kendisine karşı çıkan İbrahim'i ateşe attmr. Fakat ateş yakmaz onu." Zarathushtra. 7 yaşına geldiğinde o dönemin en bilgili insanı olarak bilinen Burzin-Kurus'unyanınagönderildı. Bu- rada 8 yıl kaldı ve ondan çok şey öğren- di. 15 yaşında e\ine döndüğünde, bu Ariaülkesini. anavatanlan kuzey ovala- n ve Moğolistan Dağlan olan Turanlılar işgal etmişri. j Zarathushtra. Turanlılar ile yapılan sa- vaş sırasında yaralı askerleri tedavi et- mek üzere gönüllü olmuştu. Savaş bitti- ğinde Turanlıların kralı Azdehak. Analı- ÂTEfT TKt MlY)Wrf1f Yazı: SAMt SOLMAZ Fotoğraflar: SAMİYE GÜÇER M.AKİF SOLMAZ • Bugün tüm özelliklerini en iyi koruyup sürdürenler, iran'daki Zoroastrianlardır ve eski Dary dilini konuştuklarında, Farsça ya da Kürtçe bilenler anlayamazlar. Zarathushtra, Kürt kökenli olmasına rağmen, bugün yaşayan Zoroastrianların milliyeti yoktur. Onlar; Fars, Kürt ya da Âzeri değil, sadece Zoroastriandır. Chak Chak Dağları'nda bulunan Pıre Sabz, Zerdüş- tilerin hac yerleridir. 15-18haziran günleri dünyanın her yerinden Zerdüştiler burayı ziyaret ederler. lan tam anlamıyla egemenliği altına al- mıştı. Ardından da Hindikuş"un bir ko- lu üzerinde yer alan Belh'te göçebe ka- bilelere daha rahat hükmetmek amacıy- la bir kale inşa ettirmiştı. Kral Azdehak, kudretini kabul edip kendisine itaat eden Aria kabilelerini oraya yerleştirmişti. Kabilesinden arkadaşlanyla birlikte Zarathushtra da kaleye gitmişti. Ama kral Azdehak'a ıtaat etmek için değil. düşmanını daha yakından görebilmek için. Kral Azdehak. kanlı manda derileriy- le kaplı bir tümseğin üzerinde yer alan tahtında oturmaktaydı. Çevresinde ise büyük birdaire oluşturacak şekilde uzun mızraklı komutanlan sıralanmıştı. Kra- lın gerisinde. dağın içine mağara gibi oyulmuş kaba saba birmabet dikkati çek- mekteydi. Bu mabedin girisinde, kayala- ra yine kaba biçimde oyulmuş ıki dev ej- Zerdüştilerin terk ettikleri evlerin kubbe ve çatıları incelendiği zaman islam, Osmanlı ve Hıristiyan mimarisinin nereden etkilendiği daha iyi anlaşılır. derha yer almaktaydı. Bunlar. mabedin hem muhafızı hem süsüydü. Ortadaki bazalt sunakta, kıpkırmızı bir ateş yan- maktaydı. İçine ara sıra insan kemiği, boğa kanı ve akrep atmaktaydılar. Bu ate- şin gerisinde. zaman zaman iki koca yı- lan belirmekte ve ısınmak üzere sunağın yanına gelmekteydiler. Bu mabet Ahri- man'a (Şeytana) vakfedilmiş bir mabet- ti. "Nevnoz efsanesinde adı geçen kral Az- dehak veyılanlan. kutsal kitap Avesta'nın Zamyad-Yast 37/6 bölümünde anlatıl- maktadır. Sanıldığı gibi kral \zdehak A- sur kralı değil. Turanlıdır ve Türktür.'" Acının yok edilmesi Zarathushtra. tam 10 yıl boyunca. fa- kirlik ve yoklukla uğraşti. Bir yandan da halkının acılannı hafifletici yöntemler bulabilmek için durmadan çalıştı. Dün- yadaki bütün kötülüklerin nereden gel- diğini düşünmeye başladı. Istırabın kaynağını bir bulabilse halkını mutlu ve güçlü kılma rüyasını gerçekleştire- bileceğine inanıyordu. Ve Zarathushtra, iyilik ve kötülük üzerine daha iyi düşünebilmek. dünya- yı anlayabilmek için Sabalan Dağı'na çıktı. Dağda geçirdiği üçüncü günün gecesinde, uykusunun en derin nokta- ya vardığı bir anda, önce gökgürültüsü- nü andınr biçimde başlayan, sonra in- sanın içini okşayan bir mmltıya dönü- şen müthiş bir ses işitti. Daha sonra çok şiddetli bir ışık çöktü üzerine ve tann Ahura-Mazda ona insan suretinde göründü. Ve Ahura-Mazda ona. "Seni varatmış ve sonra da sevgili olarak seçmiş olan Ahura-Mazda'yım ben. Ey insanlann en iyisi olan Zarat- hushtra, şimdi sesimi dinle. Sesim, sana gece gündiiz demeden sürekli hitap ede- cek ve böylece sana hayattar kelamı yaz- dıracaktır." Zarathushtra, tannnın söylediklerini. koyun derisi üzerine, ateşe daldırılmış tahta bir çubukla yazmaya başladı. Ve Avesta böyle meydana geldi. Tıpkı Müslümanlann Kuran'ı gibi önce hay- van derilennin üzerine yazılmış: sonra Musa'da olduğu gibi dualan, yasaları ve ibadet şekıllen sedirden yapılmış kutsal bir emanet sandığının içinde mu- hafaza edilmişti. On yıl sürelı bir yalnızlık dönemin- den sonra. doğduğu kabileye dönmüş olan Zarathushtra. kabilesiyle birlikte. komşu Aria kabilelerini bir araya geti- rip onlan Turanlılara karşı savaşmaya teşvik etmişti. O sırada onlara Ahura-Mazda'nın ke- lamı olan Avesta'yı müjdelemişti. Ve ardından Turanlılann kralı Azde- hak, demirci Kavva tarafından öldürül- müş. kalesi Arialılar tarafından işgal edılmiş, her iki de\ yılan paramparça edildıkten sonra. Ahura-Mazda'nın'di- ni kurulmuştu. "Ey Mazda. beni kendi dil ve sözünle bunlardan haberdar buyur ki ben onla- n insanlara tebliğ edevim." (Yasna 31 3) Yarın: Nevruz ve bayram gelenekleri CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ İSTANBUL İL BAŞKANLIGI'NDAN DUYURU CHP Olağan îstanbul İl Kongresi 20 Ağustos 1995 Pazar günü, saat 10.00'da, Hilton Oteli Convention Center Salonu'nda aşağıdaki gündemle toplanacaktır. İl Kongre üyelerine duyurulur. Gflndem: 1- Yoklama, açılış, 2- Başkanlık dıvanı seçimi, 3- Saygı duruşu, 4- Hesap komisyonu seçimi, 5- Raporların okunması 6-Raporlar üzerinde görüşmeler, 7- Hesap komisyonu raporunun okunması. görüşülmesi, karara bağlanması, 8- Aklama, 9- Kongre üyelerinin dilekleri, 10- Organlann seçimi, 11- Kapanış. HAYAL Kahvesi ÇmtmUmUmmm TEŞEKKÜR Sevgili annem V'efa Kuran'ın ameliyatmı başanyla gerçekleştiren Op. Dr. ÖZTÜRK KARABEY, Op. Dr. GÜLNİHAL BÜYÜKYILDIRIM, Anest. Dr. AIİ KIVANÇ, Anıel. Hem. GÜLAY S O \ X U ' y a tedavisi süresince yakın ilgisini esgirmeyen Başhekim Op. Dr. ŞİNASİ CAN ve ÖZEL ACIBADEM HASTANESİ tüm çalışanlanna, Kadın Doğum Servisi'nin güleryüzlü ve özverili hemşire ve personeline şükranlanmı sunanm. Dr. ISMAİL KURAN ÇATI / BAR TEKNE GEZİLERİ 5 ağustos cumartesi 20.30'da Dolmabahçe'den, 21.00'de Üsküdar'dan Boğaz'a hareket... # Canlı müzik # 2 bardak içki # Çerez, meyve... Sadece 500.000.- TL. ÇATI RESTAURANT GîTI 251 00 00 * tstege bağlı özel gezilerde düzenlenir. 251 00 00 Istanbul'da dünya çapında bir tenis olayı! 29 Temmuz - 6 Ağustos @ DEMİRBANK m UlkıU.ıyl». Biletlerinizi TED ve AFM gışelerinden elde edebilirsinü. Ûğrencilere ve lisanslı sporculara ücrelsiıûir. (Daha fazla bilgi için telefon: 0-212 262 90 80) Kaş 'ta tatilfırsatı Villa Mata Hotel ** Bütçenize uygun. denize sıfır, deniz ve orman manzaralı, rüyalar beldesi Kaş'ta, Tatil fırsatını kaçırmaym... 2 kişi oda / kahvaltı 1.200.000.- Ayrıntılı bilgi için 021229353 11 /Îstanbul 0242 836 23 00 /Kaş Nüfus kağıdımı kaybettim hükümsüzdür. Leyla ÇETİNKAY A Kurtuluş, Mecidiyeköy, Beşiktaş, Şişlı civarında 6.000.000 TL.ye kiralık ev aranıyor. Tel.: 293 89 78 Ali Özbm Pasomu kaybet- tim hükümsüzdür. Hanım EYCAN Ehliyetımi kaybettim hükümsüzdür. Mehmet GÖKBORA İSPİR ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞt'NDEN EsasNo 1994 142 KararNo: 1995 66 Davacı Karayollan Ge- nel Müdürlüğü vekili ta- rafından davalılar Fatma, Ahmet, Hüseyin. Zeki, Sefıne ve Zıyeddin AJkan ile Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü aleyhıne açı- lan tapu ıptalı ve tescil da- vasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda; davalı Tapu Ka- dastro Genel Müdürlüğü aleyhıne açılan davanın, husumetyönünden reddi- ne. diğer davahlar aleyhi- ne açılan da\amn kabulü ile Erzurum ıli Ispır ılçesı Bademli ko\ü Belliçayır mevkıindek'am 16.7.1991 tarih 154 ada. 5 nolu par- selde kayıtlı 0468.49 m2 miktarındakı taşınmazm. teknık bilırkişı M. Halıs Recepoğlu'nun 31.5.1995 tarihh rapor ve krokısınde (A) harfi ile kırmızı kalemle boyalı 0370.49 m2'lik kısmının tapusunun ıptalı ile dava- cı Karayolllan Genel Mü- dürlüğü adına ve aynı yer aynı mevkiinde kain 16.7 1991 anhve 155 ada 5 nolu parselde kayıtlı 1230 m2 miktarındakı ta- şınmazm. teknık bilirkişi M. Halıs Recepoğlıfnun 31.5.1995 tarihlı rapor ve krokısinde(C)harfî ile ve kırmızı kalemle boyalı 464 98 mTIık kısmm ta- pusunun iptali ile davacı Karayollan Genel Mü- dürlüğü adına tapuya ka- yıt ve tescılıne karar venl- miş ancak bu karar dava- lılar Ispır Bademli kövün- den Şabanoğlu 1928"d.lu Ahmet Altan, Hılmı oğlu 1949 d.lu Zekı Alkan ve Hilmıkızı 1952 d.lu Sefı- ne Alkan'a, gösterılen ad- reslerinde bulunmadıkla- nndan ve adreslerı tesbıt edilemedıgınden tebliğ edilememış olup bu dava- lılara ılanen tebliğe karar verilmıştır. lşbu kararın, ilanm yayımlandığı tanh- ten itıbaren 15 gün sonra davalılara tebliğ edılmiş sayılacağı, teblığden itı- baren 15 gün içinde tem- viz edilmedıği takdırde kararın kesınleşeceğı ıla- nen tebliğ olunur. 12 07 1995 Basın 34659 ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Yaz Başhyor Havran'a doğru guzel bir kavuşmayı kutlanm her za- man. Önce çamlar, ardından zeytinlikler, Körfez mavi mavı gülümser derken. Sevdiğim doğa parçasını ku- caklanm. Eve vannca bir solukta denize dalanm. bir ku- laç, bir kulaç daha derken yaz başlar. Uzun yıllann alış- kanlığı bu; yaz Ören'de başhyor, Ören'de bitiyor, Kör- fezde demek daha doğru belki, bu güzel doğa parça- sını görmeye de, gezmeye de doyamıyorum. Hâlâ git- mediğim yerler var. Bilge dostum ida gülümsüyor, gü- zellikleri yitırmeden görmemi öneriyor. Çevre kirlen- mesinden, doğayı yok eden, zeytinlikleri betonlaştıran eylemlerden, bilgısizlikten, hoyratlıktan, sevgisizlikten, sömurüden çok rahatsız besbelli. Yüzyıllar boyunca neler görmüş ama böylesini görmemiş anlaşılan. Her dalda, her konuda çelişkiler yaşanıyor ülkemiz- de. Kıyılarda yenı siteler oluşuyor durmadan, antması yapılmadan denize dökülüyor atık sular, zeytinyağının değeri, yaran giderek önem kazanırken zeytin ağaçla- rı kesılerek arsaya dönüşüyori Yaz başlıyor. başkentin gerilimi, yozluğu geride kalıyorama, Körfezin sorunla- n, çevrenin konulan başhyor bu kez. Onlara kapana- rak yaşayamıyor insan! Geldiğim akşam kapı çaldı, DYP'li Belediye Başkanı Necdet Uysal geldi, yanında iki CHP'li üye. Önce kutladım, sokak da deniz de kum da temiz bu yaz. Iskelede çiçeklı parklar var. Partisi ne olursa olsun, seçim bölgesıne, seçmenlerıne sevgi ve saygıyla çalışan bir başkana ilgi duyarım. Destekle- mekten geri kalmam. Yalnız RP'lilere tepki duyuyorum. Çünkü onlar tüm davranışlarıylaCumhuriyetimizi oluş- turan ilkelere tepkiyi yansıtıyor. laikliğe karşı şeriatçılı- ğı, çağdaşlığa karşı çağdışılığı. Başkan Uysal ilçeye dö- nük çalışmalannı özetledi bana, amacı kalıcı btrşeyler yapmak, her yıl düzenlenen festivali daha iyi birdüzey- de kurumlaştırmak, halkın ekonomik yaşamına katkı- da bulunacak girişımlerı gerçekleştirmek. Örneğin, Örentepe'de bir açıkhava tiyatrosu yerel yönetimin gündemine girmış bulunuyor. Projesi ODTÜ Mimarlık Fakültesi'nde hazırlanan bu tiyatro gelecek yıl açıhrsa festivalin kültür ve sanat programı daha güzel ve renk- li olacak, d'ryor ve ekliyor, "Ben başkanhkta kalmaya- cağım ama, bana oy verenler, onların çocuklan tiyat- rodan yarahanacak." Güzel bir yaklaşım değil mi? Başkan Uysal ile gelen iki CHP'li üyeden biri Şükrü Özgüçlü. Şimdi Mehmet Hoca diye anılan öğretmen Mehmet Özgüçlü'nun oğlu. içten bir CHP'li. Babasın- dan söz ettik bırarahk. Dınlerken hüzün bastınyor. Öz- güçlü'nün sağlık sorunlan var bir süredır. Yıllarca ön- ce Örentepe'de karşılaştığım genç öğretmeni düşünü- yorum, Pelitköy ilkokulu'ndageçirdığim bırsabahı, kal- bi bu doğa parçası, bu Körfez, bu dağlar, bu dağların eteklerindeki uygarlıklar için çarpıyor, sevdalı değil ka- raseydah bir Burhaniyeli. Özgüçlu olmasaydı başkent- liler Ören'e gelir miydi bilmem? iskele yolunda, öğret- men evlerinde, Sunar Sitesı'nde. 27 Mayısçılar'dan, CHP'liler'den, yazarlardan, sanatçılardan, bılim adam- larından büyük bir grup var bugün. Hepsinin gelişinde Özgüçlü'nun etkısi var, onu da Nuri Bozyel'i de teşek- kürle anmak gerekir bence. Ören'e gelince onu sık sık görürüm, yeni öykuler anlatır. yazarlardan, çizerlerden son haberleri verir bana, sabahlara dek okuduğu kitap- lardan söz eder. Bana da anılarımı yazmamı söyler dur- madan. Söz verdim başladım, bir bölumü de özgüçlü kuşkusuz, ancak Özgüçlü için bir roman yazmak ister- dim doğrusu. Burhaniyeliler onu yeteri kadar tanıyor mu acaba? Savaştepe Köy Enstitüsü çıkışlı bir öğret- men Özgüçlü. Ocagının ateşi hiç sönmedi yüreğin- de.Tonguç Baba'lan. Hürrem Arman'lan hiç unut- madı, Sabahattin Eyuboğlu, Bedros Reis Kazda- ğı'na onunla tırmandı, Samim Kocagöz'ün kapısını sonuna dek o çaldı. Belleğini yitirdıği soyleniyor şim- di. O bellek tükenmez bence. Belki de unutmayı yeğ- liyor. Az acı çekmedi, Savaştepeli olmanın. sol aydın- larla dostluğun acı faturalarıyla dolu yaşamı.. belleğin- den onlan silmek ıster belki de. Karşılaşınca neler konuşacağız kimbilir. Belki Perte- rene'yi anlatır bana, hayal ettiği antik kentin sokakla- nnda gezdirir, ya da Nâzım'dan dizeler, Benden Se- lam Olsun Anadolu'ya kıtabından bir bölüm okur, Bo- razan Efe'ye yönelir derken. Bunlan unutmuş olabilir mi? Düşünürken hüzün bastınyor, neler yaşıyor insan, nelere direniyor, nelere dırenemiyor, birlıktelikler nasıl bölünüyor, tıp bilimindeki gelişmeler de nasıl geride ka- labiliyor... ••• Güneşin batışını çok severim Körfezde. Assos'un ötesinde görkemli bir şölen seyrederim. Kimi akşam güller açar denizde, pembeliğine dalar düşlenirim, ki- mi akşam menekşelenir sular. mor bir bahçe oluşur dağlann gölgesinde. Güneş batar ama, panltısı uzun sürer gökyüzünde. Ben de batışı değil doğuşu düşü- nürüm; güzel bir güne, yenı bir sabaha uyanmayı, tüm sevdiklerimle yeniden buluşmayı, tüm güzellikleri bir- likte yaşamayı. Başkan Uysal'dan sonra Balıkçı Mehmet Çavuş geldi balkona. Körfezdekı en eski dostlanmdan biri, sardalya getirmiş bana. Nasıl pişeceğini anlatırken se- si gülüyor. Sordum birden. Mendirekten nehaber? Se- si daha çok güldü. Çok iyi haber abla, dedi. Mendirek bitecek, güzel bir liman olacak iskelemiz, tekneler ge- lecek, yatlar, kotralar, burası şenlenecek, işler gelişe- cek, biz de denızımize, kaptanlığımıza kavuşacağız. Sesi gülüyor, gözleri umutla parhyor bahkçının. fnsa- nımızın gizemini yansıtıyor. Guç koşullara karşın u- mudu solmuyor. Solduranlara da bir uyan kuşkusuz. BULMACA SEDAT YAŞAYAX 1 2 3 4 5 6 SOLDAN SAĞA: 1/Meyvebılım. 2/ Eski yapı ya da 1 kent kalıntısı... O- val. 3/Ağn'nınbır ^ ilçesi... Islamlık- 3 tan önce Kâbe"de duranüçputtanbı- 4 n (diğerlen Uzza c ve Menat). 4/ Kü- çük mağara... Gö- rülenâlemınötesi. 5/"Sunsâgan — bana mestâne de- sünler Usanma- dı gitti gör o di\ â- " ne desünler" (Şeyhülıslam Yahya)... Yabancı.' 6/ Mer- kez... Bir nota. II Sert bir ıç- ki... Bir çubuk üzenne asılan üçgen yelkene \enlen ad. 8/ Mıllı Edebiyat dönemınde "Rubab" dergisi etrafında toplanan şairlerin meydana getirdiği topluluk. 9/ Atlas Okyanusu'nda bir takımada ve ülke. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Tereyağlı küçük kuru bıs- küvi. 2/ Mevkı. makam... Derıde sınırler boNiınca bırtakım ağnlı fıskelerin dökülmesiyle beliren hastalık. 3/Çelikço- mak oyununa ve bu ovunda kullanılan değneğe verılen ad... Tören nitelıği taşıyan bir halk oyunu. 4/ Bir ışı doğru ve uygun bulmak... Şaşma belırten bir ünlem.5/ Meyve kuru- su... Misket limonu da denılen küçük bir limon cinsı. 6/ Os- miyutn elementının sımgesı... Çanta ve ayakkabı yapılan se- pılenmiş dana derisi. II Et suyunun soğuduktan sonra gev- şek ve esnek bir kıvam almış durumu... Arthur Hailev 'in bir romanı. 8/ Bir düşünce anlatan bir ya da bırkaç tümcelik söz... "Irlanda Cumhurıyet Ordusu." 9/Ağırlık ve uzunluk ölçüleri için kabul edilmış yasal ölçü modelı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear