29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
\ dAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 1995 PERŞEMBE 12 DlZİ YAZI Türkiye mahkûm edilebilir• Avrupa Insan Hakları Komisyonu ve Mahkemesi, siyasal nitelikli organlar (örneğin Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi vb.) değil; sözleşmeyle kurulan, teknik hukuk incelemesi yapan, heyetlerinde Türk üyelerin de bulunduğu, sadece Avrupa'da değil, dünya çapında ürettiği ve yaşama geçirdiği evrensel ölçekli insan hakları standartları nedeniyle siyasal çevreler ve kamuoyu nezdinde saygınlığı olan organlardır. III-) Komisyonun kabul edilebilir- lik kararlarındançıkartılabilecekso- nuçlar: Komisyonun, Türkiye'nin olağanüs- tü ha! bölgesinde gerçekleştiği ileri sü- rülerek yapılan şikâyet başvurulannda. iç hukuk yollannı tüketme kuralının da içtihadi istisnasını oluşturarak verdiği çok sayıdaki kabul edilebilirlik kararla- nna ilişkin bazı ara sonuçlan çıkartmak gerekir. a-) Birinci Ara Sonuç: Türkiye'nin Mahkûmiyetlerine Kapı Aralandı Bir kez, yukanda ömeklenen kararlar. henüz, şikâyetlerin esası hakkinda veril- miş hükümler değildir. Başka deyişle, komisyon. anılan kararlarda. şikâyetçi- lerin iddia ertiği sözleşme ihlallerinin gerçekleşip gerçekleşmediğini henüz netleştirmiş değildir. Bu Vak'alar bakı- mından içınde bulunulan süreç, şikâye- tin esasının komisyon önünde irdelen- mesidir. Şimdiden öngörülebilecek ola- nı, bu vak'alarda komisyonun. Türki- ' ye'yi büyük olasılıkla mahkûm edece- • ğidir. Ostelik, süregiden olağanüstü hal rejimi, hukuksal dokusuyla ve uygula- : mada aldığı şekliyle. sadece kabul edi- lebilirlik karanna bağlanmış başvurular ekseninde değil. ama aynı zamanda, ola- sı yeni kitlesel başvurular ekseninde de, Türkiye'nin uluslararası düzlemde ala- cağı insan haklan ihlali gerekçeli mah- kûmiyetlere de sürekli şekilde yataklık etmektedir. Dikkat çekmek gerekir ki, Avrupa İn- san Haklan Komisyonu ve Mahkemesi, siyasal nitelikli organlar (örneğin, Avru- pa Parlamentosu gibı, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi gibi, vb.) değildir; sözleşme ile kurulan, teknik hukuk in- celemesi yapan, heyetlerinde Türk üye- lerin de bulunduğu (komısyonda. Prof. Dr. Şeref Gözübüyük; mahkemede. Prof. Dr. Feyyaz Gölcüklü) ve sadece Avrupa'da değil. ama dünya çapında ürettiği ve yaşama geçirdiği evrensel öl- çekli insan haklan standartları nedeniy- le, hem siyasal çevreler hem de kamu- oyu nezdinde saygınlığı olan organlar- dır. Bunun anlamı şudur. Türkiye'de ulu- sal kamuoyu önünde de. siyasal çevre- ler önünde de zaman zaman dıle getiril- diği üzere, siyasal nitelikli organlann Türkiye'yi insan haklan ihlalcisi devlet olarak suçlayan kararlannın, bunlar is- ter haklı. isterse de çifte standartlı, ön- yargılı, siyasi hesaplı, vb. olsun; karşı- sına, siyasal, diplomatik. geçerli ve et- kili olan argümanlarla çıkmak ve onla- n çürütmek olanaklıdır. Oysa, insan haklan sözleşmeleriyle yapılaştınlan komisyon, mahkeme gibi organlann ve- receği mahkûmiyet kararlannın nesnel- liği ve daha yüksek kredibilıtesi karşı- sında, muhatap devletin yitirdiği ulusla- rarası prestiji yeniden kazanması daha da güçtür. Kaldı ki, Ulusalüstü İnsan Haklan Hukuku'nun bir karakteristiği olarak açığa çıkan, bölgesel ve ulusla- rarası insan haklan sistemlerinin hem kendi içınde hem de birbirleriyle etkile- şip bütünleşmesi; norm ve ıçtihat olarak birbirlerinden beslenmesi ve birbirleri- ni yönlendirmesı gerçeği karşısında, mahkûm edilen devletler hakkında çok daha geniş ve yaygın bir olumsuz ıkli- min doğacağı açıktır. Türkiye tçin sistemli işkence suçlaması Buna hemen bir somut örnek verebi- liriz. Dünkü yazıda örneklenen Zeki Aksoy V. Türkiye Vak'ası'nda Strasbo- urg Komisyonu kabul edilebilirlik kara- nnı verirken, şikâyetçinin göndermesi- ni yaptığı Avrupa îşkencenın Önlenme- si Komitesi'nin, Işkencenin Önlenmesi Avrupa Sözleşmesi sistemi içindeki en ağır yaptınm olan, hazırladığı bir rapo- ru alenileştirmesi olanağını Türkiye için kullanarak Türkiye Raporunu "Kamu- ya Açıklama" başlığı ile 19.12.1993 "te yayımlamasına ve bu raporda Türki- ye'yi "sistemli işkence uyguiayan bir devlet"olarak nitelendirmesine de yer vermiştir(lO). AİH sözleşmesininkurduğubirorgan < f İnsan Haklan V f Dargeçit'te işkence gördüğü öne sürülen Ş.A. gibi, komisyon ve mahkemenin saygın ve objektif kararlar üreten organlar ola- rak ortaya koyacağı bu hükümler karşı- sında Türkiye, sadece Strasbourg siste- mi içinde değil. ama tarafi bulunduğu diğer ınsan haklan sıstemleri ekseninde de. yakın bir gelecekte, "insan hakları ihlalcisi bir devlet" sifatının ağır ulus- lararası yükünün altından kalkmakta ciddi zorluklan yaşayacaktır. Bunu bir örnek karar ile somutlaştı- rabiliriz: Bilindiği üzere, işkencenin ön- lenmesine özgülenen uluslararası bel- gelerden birisi de "BM İşkencenin Ön- lenmesi Sözleşmesi"dir. Bu belge, 10/12/1984'te BM Genel Kurulu'nun 39/46 sayılı karan ile kabul edilmiş, 4/2/1985'te imzaya açılmış ve 26/6/1987'de yürürlüğe girmiştir. olan AİH Komisyonu'nun, Avrupa lş- kenceyi Önleme Sözleşmesi'nin kurdu- ğu birorgan olan tşkenceyi Önleme Av- rupa Komitesi karanna gönderme yap- ması, böyle bir etkileşime ilişkin olarak gösterilecek biricik örnek değildir. Böl- gesel ve uluslararası sistemler arasında da benzeri etkileşimler görülmektedir. Örneğin, BM Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi'nin yapılaş- tırdığı organ olan BM İnsan Haklan Ko- mitesi, Birleşik Krallık'a ilişkin 1979 tarihli raporunda. ilgili hükümet temsil- cisinin tamamen ayn bir sistem olan Av- rupa tnsan Haklan Mahkemesi'nin üret- tiği içtihatlara yaptığı göndermeye yer vermiştir. Yahut bir başka örnek, Ame- rikan Insan Haklan Sözleşmesi sistemi içinde irdelenen bir bireysel başvuruda görülmüştür. Mario Firmenich v. Arjan- tin Vak'ası Ameri- kan İnsan Haklan Komisyonu önünde ıncelenirken, muha- tap Arjantin hükü- meti, Avrupa tnsan Haklan Mahkeme- si'nin Stogmüller Vak'ası'nda ürettiği içtihada yollama ile bir savunma yapmış- tır ve Amerikan İn- san Haklan Komis- yonu, bu örnek içti- hat da dahil, hükü- metin argümanlannı benimseyerek o olay- da Arjantin 'in Ame- rikan sözleşmesini ihlal etmediği sonu- cuna\armıştır (11). Dünkü yazıda ve- rilen birkaç örnek, bölgesel ve uluslara- rası insan haklan ko- ruma sistemleri ara- sındaki etkileşimi göstermeye yeterli- dir. Sonuç olarak, Strasbourg Komis- yonu'nun Türkiye'de olağanüstü hal böl- gesinden yapılan başvurular eksenin- de verdiği kabul edi- lebilirlik kararlan, büyük olasılıkla ko- misyon ve götürülür- se mahkeme önünde davanın esası bakı- mından Türkiye'nin mahkûm edilmesi .. sonucuna yol açacağı Ozel Tim'in uygulamalan tartışılıyor. Türkiye'de ulusal kamuoyu ve siyasal çevreler önünde siyasal nitelikli organların Türkiye'yi insan hakları ihlalcisi devlet olarak suçlayan kararlarını, siyasal, diplomatik, geçerli ve etkili argümanlarla çürütmek olanaklıdır. Oysa insan hakları sözleşmeleriyle yapılaştırılan komisyon, mahkeme gibi organlann vereceği mahkûmiyet kararlannın nesnelliği ve yüksek kredibilitesi karşısında, muhatap devletin yitirdiği uluslararası prestiji yeniden kazanması çok güçtür. dayanarak, "bu tür bir şikâyetin/iç-hu- kuk başvurusunun, 'a priori' etkisiz olduğu sonucuna uİaşılamayacağı ve bu başvuru bakımından sözleşme md. 22/5, b'de düzenlenen istisnai koşulla- rın gerçekleşmediği" değerlendırme- siyle reddetmiş ve anılan başvuru için kabul edilemezlik karan vermiştir. Bu vak'ada da başvurucu, Kürt kökenli bir Türk vatandaşı idi ve şikâyeti BM ko- mitesine ilettiği zaman, yurtdışında, Fransa'daidi (13). Strasbourg Komisyonu'nun, AİHS çerçevesinde, Türkiye'nin olağanüstü hal bölgesinden yapılan başvurular için şikâyetçilerin 'iç-hukuk yollannı tü- ketmesi' yükümlülüğünden giderek muaf tutulmalan doğrultusunda oluştur- dugu içtihadi standardın, zamanla, yu- kanda örneklendiği üzere, Türkiye'nin tarafi bulunduğu diğer insan haklan or- ganlan önünde de, örneğin BM tşken- cenin Önlenmesi Komitesi önünde de kabul bulması olasılığı sanıldığından çok daha yüksektir. Başka deyişle, anı- lan Strasbourg organlan dışındaki diğer insan haklan birimlerinin, yakın gele- cekte bir ıçtihat değişikliğine giderek, Türkiye'den yapılan başvurulan, iç-hu- kuk yollan tüketilmemiş olsa bile doğ- rudaiı kabul etme eğilimine girebilme- sinin önü, Türkiye'nin yetkili çevreleri artık uyanmak zorundadırlar ki, hızla açılmaİctadır. Nitekim, BM İşkencenin Önlenmesi Komitesi (Avrupa İşkencenin Önlenme- si Komitesi değil), 12-13' 11/1990 tarih- li beşinci oturumunda, Türkiye'ye iliş- kin raporu inceleyip bunu yayımlayarak Türkiye'nin işkenceci bir devlet olduğu- nu uluslararası kamuoyu önünde aleni- leştirmişti (14). Bunun ardından, apayn bir sistem olan, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Ko- mitesi, 15/12/1992 tarihinde, kendi sis- temi içinde bir yaptınm olan hükmü kul- lanarak, Türkiye Raporunu "Kamuya AçıkJama" yoluylaalenileştirmiştı. Bu- nu da izleyen adım, tekrar BM İşkence- nin Önlenmesi Komitesi, BM tşkence- nin Önlenmesi Sözleşmesi sistemi için- deki en ağır yaptınmı, sistem içinde yi- ne ilk kez uygulamaya konan bir örnek olarak, bu kez 18/2/1994 tarihinde "Türkiye Hakkında Soruşturma" / (Inquiry on Turkey) raporu şeklinde ya- yımladı ve Türkiye'nin işkenceci bir devlet olduğunu yeniden uluslararası ca- miaya ilan etti (15). 1/1/1995 tarihi itibariyle 85 devlet, bu sözleşmeyi onaylamıştır. Türkiye, BM sözleşmesini 25/1/1988 tarihinde imza- lamış ve 21/4'1988 tarih ve 3441 sayılı "İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gay- rünsani ve Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Söz- leşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun" ile onay- lanmışür (RG, 29.4.1988, ş: 19799). Türkiye'nin BM İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesi'ni onaylama belgesi, BM Genel Sekreteri'ne 2/8/1988 depo edil- miş ve bu sözleşme. Türkiye bakımın- dan, (md. 27/2) hükmü uyannca, 1/9/1988 tarihinde yürürlük kazanmış- tır(12). BM İşkencenin Önlenmesi Sözleşme- si ile BM lşkenceyi Önleme Komitesi kurulmuştur. Bu komi- teye de, işkence ve kö- tü muamele ya da ceza- ya maruz kaldığını id- dia eden mağdurlar "bireysel şikâyet baş- vurusu" yapabilmek- tedir. lşkenceyi Önle- me Komitesi'ne yapı- lan bireysel başvuru- lardan birisi de Türki- ye'ye ilişkindi. "R.E. v. Türkiye Vakası" olarak bilinen başvuru- da (Başvuru No. 4/1990), komite başvu- ruyu ilkın, kabul edile- bilirlik açısından irde- lemişti. Şikâyetçi, iç- hukuk yollannı tûket- meden bu başvuruyu yaptığını; zira. bu yol- ların Türkiye'de etkin olmadığını, dolayısıyla sözleşme md. 22/5, b'de düzenlenen iç-hu- kuk yollannın tüketil- mesi koşulunun nor- matif istisnasına (ki bu istisna, maddede, "bir iç başvuruda, makul olmayan ölçüde gecik- me varsa ya da mağ- dura etkili olmayan bir katkı sağlayacak ise, iç-hukuk yollan- nı tüketme koşulu aranmaz" şeklinde formülleştirilmiştir) dayandığını ileri sür- müştür. BM lşkenceyi Önleme Komitesi ıse, şikâyetçinin bu argü- manlannı. kendi'komi- tenin elındeki bilgilere (10)[İşkencenin Önlenmesi Komitesi 'nin anılan Kamuya Açıklama sı için bkz., Meh- met Semih Gemalmaz, Ulusalüstü Insan Haklan Hukuku nda Yasam Hakkı ve İşken- ce Yasağı, Kavram vay., tstanbul, 1994 (2. bası), sf: 351-399; "fşkencenin Önlenme- si Avrupa Komitesi'nin Açıkladığı Türki- ye Raporu (19 Arahk 1992) ve Çıkartılma- sı Gereken Dersler", Ankara Barosu Der- gisi, S: 1993/1, yıl: 50 Ankara. sf: 89-112] (ll)[llkolay için bkz., UN HRC, 1979 Report; ikinciörnek için bkz., Mario Firme- nich v Arjantin Vak'ası, Başvuru No: 10.037, Amerikan Komisyonu 'nun karar ta- rihi: 13.4.1989; bunlara ilişkin ayrıntılar için bkz., Mehmet Semih Gemalmaz. Ulu- salüstü tnsan Hakları Hukukunda ve Türk Hukukunda Olağanüstü Rejim Standartla- rı, Beta Yay, tstanbul, 1994 (2. bası), sf: 114-115. Aynca, BM tnsan Haklan Komi- tesi Usul Kurallarının Türkçede ilk tam me- tin çevirisı için bkz., M.S. Gemalmaz, Temel Belgelerde ınsan Haklan Usul Hukuku: 1, sf: 47-77; Amerikan tnsan Haklan Komis- yonu Statüsü'nün Türkçede ilk tam metin çevirisi için bkz., M.S. Gemalmaz, Temel Belgelerde İnsan Haklan Usul Hukuku: 2, sf: 126-135]. (12)Aynntılar vesözleşme metni için bkz., M.S. Gemalmaz, UsulHukuk 1, Nısan 1995, sf: 85-111. (13)Aynntılar için bkz., M.S. Gemalmaz, Yasam Hakkı ve İşkence Yasağı, sf: 304- 348. (l4)Bkz., Report CAT, Off. Rec, 46 ses- sion, supplement no. 46 (A/46/46 sf: 18-23; bunun Türkçesi ve analizi için bkz., M.S. Gemalmaz, Yaşam Hakkı ve fşkence Yasa- ğı, sf. 334-344. (l5)Bkz., Report CAT, Off. Rec, 48 ses- sıon, Supplement no. 44/a -A/48/44/Add.-l Yarın: Dışişleri'nin çaresizligi ÇALIŞANLARIN SORULARISORUNLARI / YILMAZ ŞIPAL 3.000 dolar ödeyerek emekli oldum ' SORU: Ben. 1969 yılında SSK'Ii olarak çaJışma hayatına başla- dım. Ardından 1971-1973 yılları arasında askerliğimi yap- tım. Askerlikten sonra 1973 yılı haziran ayında Alman- ya'ya işçi olarak gidip 19 yıl arahksız olarak çalıştım. Sağ- îık nedenlerinden dolayı, 1992 yılında kesin dönüş yapıp, Türkiye'ye geri döndüm. Emeklilik için yaptığım başvu- ruya, 25 yılı doldurmadığım için 2 yıl daha isteğe bağlı ola- rak prim ödemem gerektiğini söylediler. Ben de üst gös- terge olan 6.650'den 1993-1994 yıllarının primlerini iste- ğe bağlı olarak muntazaman ödedim. Sigorta ilgilileri, 25 : yıl ve 5.000 günüzerinden emekli olacağımı söylediler. Ben i de Türkiye'de geçen sigortalılık sürem ile askerlik ve is- teğe bağlı sürelerin üzerine yurtdışında çalıştığım 3.000 iş gününü borçlanarak \e her gün için bir dolardan öde- yerek emekli oldum. Sonuçta bana, tavan gösterge olan 6.650'den değil, daha , düşük bir göstergeden aylık bağladılar. Öğrenmek istedik- | lerim: 1) Bana aylık bağlanırken neden 6.650 gösterge göz önüne alınmamıştır? 2) Almanya'da geçen çalışma ' sürem 19 yılın tümiinü (6.840 dolar) ödeseydim, aylıgım- da ne gibi artış olurdu? (O.Ç.) YANIT: 1) 1995 yılında özel sektörden emekli olan sigortalıla- ra tavan gösterge olan 6.650'den yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için 1 Ocak 1988-31 Aralık 1994 arasında geçen. 7 takvim yılı sigor- ta primine kazanç ortalamasının, 38 milyon 666 bin 353 lira ol- ması gerekir. Ocak 1995'te, 1 Amerikan Dolan'nı yaklaşık 39 bin 150 lira- dan hesapladığımızda, 1 takvim yılı için sigorta primine esas ka- zanç, 70 milyon 470 bin lira olmaktadır. Dolara göre yıllık kazanç. sigorta primine esas tavan (en yüksek) kazançlan fazla olamaya- cağı için sigorta primine esas kazanç, tavan kazanç olarak kabul edilecektir. 1994 70.470.000 85.386.240 70.470.000 7 yıl toplamı 7 yıl ortalaması 270.664.470 38.666.353 255.748.230 36.535.461 Yıl 1988 1989 1990 1991 1992 1993 Dolara göre Kazanç 70.470.000 70.470.000 70.470.000 70.470.000 70.470.000 70.470.000 SSK Tavan Kazanç 7.065.720 12.787.380 22.080.060 31.564.980 46.842.660 64.937.430 Aylığa Esas Kazanç 7.065.720 12.787.380 22.080.060 31.564.980 46.842.660 64.937.430 1 Amerikan Dolan 39 bin 150 lira olduğu zaman, son yedi yı- lın prime esas kazancı da 36 milyon 535 bin lira olmaktadır. Son yedi yılın sigorta primine esas kazancı, 36 milyon 535 bin lira olan bir sigortalının. özel sektörden emekli olanlara uygula- nan Üst Gösterge Tespit Tablosu'ndaki yeri, 1. derece 2 kademe olup, göstergesi de 6.250 'dir. Yaşlılık ayhğınız, bu nedenle, 6.650 göstergeden bağlanamamış- tır. 2) Almanya'da geçen 19 yılın tümünü ödeseydiniz, göstergeniz yine 6.250 olarak kalacaktı. Buna karşılık, fazla ödenen 3.840 gün karşılığında, aylık bağla- ma oranınız, yüzde 16 (on altı) artacaktı. 6.250 gösterge ve 1225 katsayıya göre ayda yüzde 16 oran için 1 milyon 225 lira fazla yaş- lılık aylığı bağlanacaktı. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Bir Barış Savaşçısı; Aksoy...Saynevinden yeni çıkmıştım, 1989'da. Muammer Ak- soy aradı, şöyle dedi: - Bak Mustafa, ikimiz de san kart gördük. Aman dikkat edelim, kırmızı kart görmemeye bakalım! Yarın 1 Eylül, Dünya Barış Günu, Muammer Aksoy'un öldürûlüşünün deyıldönümü. Banş için savaşmış Muam- mer Aksoy'a yakışıyor; 1 eylül cuma çjününden 3 eylül pazara dek, doğum yeri ibradı'da üç gün şenlikler, tören- ier var. ibradı, kadılanyla ünlü, Akseki'ye bağlıydı birza- manlar, şimdi İbradı ilçe. Toroslar'ın tepesinde, üzüm bağlanndan başka bir şeyi yok. O nedenle, "Geleneksel İbradı Üzüm Şenliği" ile birleştı, Muammer Aksoy'u an- ma törenleri. Ibradı'da, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin bir kolu da açılıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği'nin ku- rucu Genel Başkanı olan Prof. Muammer Aksoy'un doğum yerinde, bunun şımdiye değin gerçekleştir- ilmemesi bir eksiklikti. Girişimcileri kutluyorum! Prof. Muammer Aksoy, Ibradı'da 1917 yılında doğdu. Meclisalbümündeondan "hukukçu, siyasetadamı"diye söz edilır. SBF'de medeni hukuk doçentı iken, fakültede gelişen olayiar nedenıyle, görevinden ayrıldı. Çok kişi anımsar, fakülte dekanı Prof. Turhan Feyzioğlu'nun ün- lü birçıkışı vardı, "Nabzagöreşerbetvermeyin!"demişti. Feyzıoglu, bunu Aydın Yalçın'ın uğradığı bir haksızlık nedeniyle mı söylemıştı? Feyzıoğlu'yla birlikte, Aydın Yalçın, bir de Şerrf Mardin görevlerınden ayrıldılar. Turhan Feyzıoglu, CHP'ye girdığinde, 1957'deSıvas'tan CHP mılletvekili olup Meclıs'e de gırdi. Muammer Aksoy onlarla ilgili olmasa da, ünıversitede özgürlük kalmadığı gerekçesiyle, fakülteyi bıraktı. 1958'de o da CHP'ye gir- di. 1960 öncesinde, DP'den aynlıp Hürriyet Partisi'ni ku- ranların, CHP ile güçbırliğı yapmalan, birleşmeleri için elinden geleni yaptı. Bu birleşmenın miman oldu. 21 Mayıs Devrimi'nden önce, yaptığı bir çıkış sonucu Sıkıyönetim Komutanlığı'nca gözaltına alındı. 27 Mayıs Devrimi olunca, 27 Mayısçılar, onu hapisten çıkardılar. Cezaevinden çıkınca, arkadaşı Prof. Bahri Savct'ya: - Artık ben, medeni hukuk hocası olmak istemiyorum. Anayasayı seçeceğim! dedi. 27 Mayıs Devrimi olur olmaz Istanbul'da oluşturulan Sıddık Sami Onar başkanlığındakı Anayasayı Hazırla- ma Kurulu'na Ankara'dan Prof. llhan Arsel, Prof. Bahn Savcı ile birlikte katıldı. Yeraltı zengınlıklerinden petrol sorunu ile onun gibı il- gılenen sanki yoktu. 1961 Kurucu Meclısı'ne Antalya'dan girdi. Meclis'te, Anayasa Yarkurulu sözcülerinden oldu. Kurucu Meclis'ten sonra, üniversiteye döndü. Artık anayasacıydı, 1963 yılında profesor oldu. Toprak refor- muyla çok yakından ilgiliydi. Haldun Derjn başkanlığın- daki toprak reformu çalışmalarına Abdi Özkök'le birlik- te sürekli katıldı. 1970'lerden önce, CHP Parti Meclısi'ndeydı. 1969'un Mart ayında, Ismet Paşa'nın "kuyudan adam çıkarma" gırışimi patlak verdı. ismet Paşa, Celal Bayar'la birlikte eski Demokrat Partilılere siyasal haklannı sağlayarakSü- leyman Demirel'i köşeyesıkıştırmakıstiyordu. Paşa'nın konuyu Partı Meclisi'ne danışmadan basına açıklaması, üç kişinin tepkısine yol açtı. Nermin Abadan, Prof. Muammer Aksoy, bir de Doç. Mukbil Özyörük Parti Meclısı'nden istifa ettiler. Genel Sekreter Bülent Ecevit, Nermin Abadan'a: - Siz devrim yobazısınız!ded\. llhami Soysal, Nermin Abadan'la konuşup bunu yazdı. 12 Mart, birçok aydını, bilim adamını ıçerı tıktığı sıra- da, Muammer Aksoy da nasıbini aldı, o da gözaltına alınıp tutuklandı. Çokları gibi, o da aklanıp çıktı. 1977 yılında, CHP'den Istanbul'dan milletvekili seçilip Meclis'e girdi. Muammer Aksoy, Antalyalı olmasına karşın, 1973'te Antalya'dan önseçimlere sokulmak is- tenmemiştı. Çünkü, orada, bir ikinci Antalyalı vardı, Deniz Baykal! Bunu pek kimse bilmez. Muammer Ak- soy'a, bir çeşit gözdağı verildi, "Antalya'dan aday olur- sa veto edileceği" bıle söylendı kulislerde. Antalya za- ten çıkarsa çıkarsa CHP'den en çok iki tane çıkarıyordu. Kazanabilmek için liste başı olmak gerekıyordu. Deniz Baykal varken, Muammer Aksoy'a ekmek olur muydu hiç? Muammer Aksoy bir daha aday olmadı.1977'de Is- tanbul'da ıse "fcL//t/arsofras/"kurulmuştu, Muammer Ak- soy tek başına orada savaşım verdi. Hiçbır gruptan, hizipten değildi. Seçmenin sevgisiyle kazanıp döndü Ankara'ya. Meclis'te Anayasa Komisyonu başkanlığı yaptı.1980 cuntası işbaşına gelınce, üniversiteye dön- medi; savunmanlık yaptı. Yazılar yazdı, savaşımını sürdürdü. Türk Hukuk Kurumu Başkanıydı. Atatürkçü Düşünce Derneği'ni kurdu. Başkanlığa, Nadir Nadi'nin gelmesinı istiyordu. Nadir Bey, "Beni bağışlasınlar, Hıfzı VekJet Velidedeoğlu olsun!" diye önerdi. Velidedeoğlu, derneğın onursal başkanı oldu. Muammer Bey, devrimcı öğretmenın sorunlanyla yakın- dan ilgilendi, onların davalannı alıp savundu. 1980'den sonra Ankara Barosu başkanlığına seçildı.Yarın Ibradı'da olmak vardı; kim bilir ne güzel konuşmalar dinleyecek- tim. Oraya gideceği sırada, ADD Genel Başkanı Suphi Gürsoytrak la konuştum. O, Gürbüz Tüfekçi, İbradı şubesinin açılışı için buyuk çaba gösterdiler. Al- manya'dan Çeşme'ye gelen ADD Almanya Başkanı Dur- sun Atılgan ıletı yolladı. Önceki gün çıkan "Karaören'in OdasındakiFotoğraf..." başlıklı "Ankara Notlan'nda, son paragrafta, dordüncü satırda "Atatürk'ün Harp Okulu 'nda öğretmeni olan kişi" diye geçıştırdiğim, Esat Sagay'dır. 1927'den 1938'e değın mılletvekilıydi. 1930, bir de 1932'de iki kez ismet Paşa kabınesinde Milli Eğıtim Bakanhğı yaptı. Bakanlık süresi iki aydan çok fazla. 1874'te Selanık'te doğan E- sat Sagay. 22.5.1938'de ölmüş. Arkadaşımız Işık Kansu, Mareşal Çakmak'ın yanındaki Halis Bıyıktay'ın sağ omzundan bakan kalpaklı kişinin, buyükamcası Mazhar Müfit Kansu'ya benzediğıni söyledi. Dün yayımlanan fotoğrafa baktım, Işık Kansu'ya da benziyor valla. Olabihr. Suphi Karaman: - Ben, Sami Bey'in odasındaki fotoğrafı yakından görsem, çoğunun kim olduğunu bilebilihm! diyor. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Sarhoş olmak. 2/ Hayat arkada- 1 şı... "Gizlesem de „ etsem de ca- ^ nımsın benım" 3 (Şeyh Galip). 3/ Asya'dabirülke... 4 Sümerler'de sağ- lık tannçası. 4/ Yapma, etme... Arkadaş, yakın dost. 5/ Motorlu taşıtlarda direksi- yon ile tekerlek arasındaki bağlan- tıyı sağlayan mil... Bir göz rengi. 6/ Divan edebiyatın- da bir gazelin her beytinin başına üç dize eklenerek ya- zılan şiir... Hayvanlara vuru- lan damga. II Csrü kapalı olarak anlatma... Romatizma ağnsı. 8/ Çeşitli yapıtlardan alınmış seçme parçalardan oluşmuş yapıt. 9/ Ûflemeli bir çalgı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yağış nedeniyle oluşan u- fak sel. 2/ Halk dilinde soğuk algınlığına verilen ad... Emel- ler, istekler. 3/Göç eşyası. 4/ Nâzım Hikmet'ın soyadı... Kemiklerin yuvarlak ucu... Türkiye'nin plaka işareti. 5/Bir ürünün halka tanıtılması amacıyla ücretsiz dağıtılan küçük miktar. 6/ Necati Cumah'nın filme de aktanlmış olan bir oyunu... Yayvan sepet. II llave... Türk resim sanatında önemlı bir grubun ad olarak benimsediği harfin okunuşu... Borsada belli miktardaki hisse senedini belirtmekte kulla- nılan işlem birimi. 8/ Ebe. 9/ Davranışlannda duygu ve coş- kunun aşın ölçüde etkısı bufunan.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear