23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 AĞUSTOS 1995 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 19 Futbolda hııkıık kavgası • Baştarafi 1. Sayfada ması'nın icra yoluyla uygu- lanması karan verildi. 4 hazi- randaki genel kurulda yaşa- nan tartışma, bu karann uy- gulanmasında engel oluştur- du. Kongrenin açıhşında di- vanın oluşumu ıçın Erzık. 'açık' ya da 'kapalı' oy kulla- nılması yolunda seçım yapıp sonucu da "Drvan oluşmuş- tur" şekhnde açıklayınca uzun tartışmalar yaşandı. Bu tartışmalar sonucunda Erzik yanhlan salonu terk ederken seçıldığini ıddıa eden AtaAk- su divan başkanı olarak seçi- rtıi erteledığını duyurdu. An- cak Zorlu yanlılan Necdet Çobanb başkanlıgında bır di- van oluşturup genel kurulu sürdürdüler. Bu genel kurul da ıleri bır tanhe ertelendı. TFF içın dûğûm çözüleme- yince spordan sorumlu Dev- let Bakanı Şükrii Erdeın ola- ya el koyarak denetleme yet- İcisini kullanıp ne Erzık'ın ne de Zorlu'nun ıstedığını yaptı. Kendisi bir tarih belirleyerek 4 temmuzda seçım yapılaca- ğını du>iirdu. Bu arada, ılk genel kurulda yaşanan olayla- ra ılışkın tartışmalar da sürdü. 4 temmuzdan önce ıstıfa eden TFF Başkanı Erzık ve arka- daşlan, bir daha aday olmaya- caklannı duyurdular. Zorlu ve ekıbi ıse 4 temmuzda aday ol- duklannı açıkladılar. Erzık ve arkadaşlan istıfa etmiş olma- lanna karşın genel kurulun yapılmaması içın her tûrlü ça- bayı gösterdıler. Zorlu ıse ço- ğunluk sağlanamazsa bıle da- ha önce yaptıklan genel kuru- lu sürdüreceklennı açıkladı. Bunun üzenne Erzik, Ankara 6. Aslıye Hulcuk Mahkeme- si'ne bu genel kurulun durdu- rulması ıçin başvurdu. Ancak mahkeme, böyle bır kongre- nin yapılamayacağını belirt- mesıne karşın istıfa etmış ol- ması nedenıyle 'durdurma is- teminde bulunamayacağını' bıldırerek Erzık'ın ısteminı reddettı. 4 temmuzda Ankara"da ge- nel kurulu yapan Kemal Zor- lu ve arkadaşlan, yasal bir yö- netim oluşturduklannı behr- terek seçım sonuçlannı Dev- let Bakanı Şükrü Erdem'e verdiler. Ancak Erdem kendi ılan et- tığı genel kurulun yapılmadı- ğını ileri sürerek Erzık'ın açıkladığı 14-15 ağustosta se- çım yapılacağını bıldirdı. Er- dem, bu karan Başbakanlık Müşavirliği'nden aldığı görüş sonrasında açıkladı. Oysa Müsteşar Yardımcı Ahmet Köksal'm ımzasını taşıyan yazıda Erdem'e, 'yargıya in- tikal eden konu hakkında bu aşamada görüş belirtilemedi- ği' bıldınlmıştı. Zorlu, bunun üzenne Ankara 7. Asliye Hu- kuk Mahkemesi'nde tespit davası açtı. Bu dava, konunun mahkeme yoluyla ıncelenip çözümü gerektığı ıçın redde- dildi. Zorlu, bu kez Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesı'ne başvurdu. Mahkeme, belirle- diğı bılırkişinın konuyu ince- lemesinı ıstedi. lsmet Teroei- taş ve Ramazan Başço- ban'dan oluşan büirkişi, ya- pılan seçım ıle Kemal Zorlu ile yönetimınin yasal olduğu- nu saptadı. Erziİc ekibi de boş durmayarak bu yönetımın ya- sal olmadığını belirten karar aldıklannı açıkladı. 14-15 ağustosta yapılacak seçıme üç gün kala ıki ılgınç karar daha çıkınca, TFF'de yaşanan kaosun. hukuksal alana da sıçradığı görülüyor- du. Zorlu ekibınden Sabri Hasemoğiu. Ankara Elmadağ Aslıye Hukuk Mahkemesı'ne başvurarak 14-15 ağustos se- çımlerinın, federasyonun ış- galınin ve yetkılerin durdu- rulmasına, Zorlu'nun yöneti- mınin yasallığına ıhşkuı karar çıkardı. Bu karar, geçen haf- ta cuma günü öğle saatlenn- de uygulanırken 5 saat sonra aynı mahkeme 'ekak evrak fle karar verildiğini' duyurarak yapılan ıtıraz üzerine yeniden 'durdurma' karan verdi. Futbolun yönetiminde ya- şanan hukuksal savaş üzerine görüşü ıstenen Anayasa Mah- kemesi Başkanı Yekta Gün- gör Özden ıse gazetecilere, "Bir komıda bu kadar farktı düşünülüvorsa. bu işin içinde bir işvardır" yorumunu yapı- yordu. Federasyon ıçin bunca uğ- raş, bunca karar. Hangısı uy- gulanacak ya da uygulanma- yacak. Orası belirsız. Durum böyle olunca, her gün verdık- len haberlen değışik kararlar- la duyurma açmazına düşen gazeteler de ışı "gırgıra" dö- küyorlardı. Dün bır gazetede yer alan "özûr" ilanındaki, "Futbol Federasjonu Baş- kanlığı, bu konuy la ilgili mah- kemclerin hafta sonu tatili do- layısıyle değişmemişrir. Salı gününden itibaren hangi ada- yıo o anda başkan olduğunu dakika dakika gazetemizden takip edebilirsiniz. Sa>gılan- muteT tümcelen dikkât çekı- yordu. Evet, TFF'de kaos sürüyor. Bakalım bugün ya da yann yapılacak genel kurul ne gibı bır çözüm üretecek. Sazıyla komışan • Baştarafi 1. Sayfada Sezen Aksu'nun son çalış- ması 'Işık Doğudan Yûkse- Hr'e büyük katkısı olan 'halk müziği sevdalısı' Anf Sağ ıçin Aksu. "Sizinle stüdyoda coşkudan gözümüzden scüer boşahrken tekrar tekrar Tann'ya şükrettim. Bir bilgi- sayardan daha hızlı usta par- maklanmzın teUcrin üstün- deki dupdunı, gösterişsiz, ta yürekten gezintileriniaklıma yazdım. Dağ gjbi ağırtığınızı nasıl kimsenin sırtına yükle- meyişinizi seyrettim. İıicettk- li olmanın yeni yeni sırlannı keşfettim. Bir gün deyişlerk, türkülerle, aşkla. acdaria ya- nan kocaman kalbinizde be- nim de bir yerim olduğunu hissettim. Hocam bir sevin- dirn ki sormayın gftsin»" di- yor. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada nuda öncelik bizim" havasına girince, sağlam bir zemin hazırlanmayınca her şey karmakanşık oldu. Pek çok önemli konuda olduğu gibi Orta Asya'da da ulusal bir politika orta- ya koyamadık. llişkilerin gidişıni de rast- lantılar belirlemeye başladı. Bu, şu so- nuçlan doğurdu: - Turan özlemcılerınden şenat elçile- rine kadar Türkiye içindeki akımlar, Or- ta Asya'da "Türkiye'yi temsil etmeye" başladıfar. - Bu kesimlerin gittikleri ülkelerdeki uğraşlarından biri, yönetimlere karşı muhalefet yaratmak oldu. Azerbaycan ömeğinde olduğu gibi darbeyle yöne- tim değıştirmeye girişenler de çıktı. Bu durum, türkiye ile söz konusu ülkeler arasındaki ilişkileri olumsuz yönde etki- ledi. - Uluslararası arenada Türkiye ile ilgi- li soru işaretleri oluştu. Türkiye'nin Or- ta Asya'ya, "hangi pencereden baktı- ğı" sorusu gündeme geldi. - Bu cumhuriyetlerin tümünde yöne- tim, sosyalist sistemdekı yöneticılerden oluşuyor. Çok partili demokrasiye geç- me yolunda Türkiye onlara katkıda bu- lunabilirdi. Politikasızlık bu konuda da adımlar atılmasını engelledi. Bağımsızlıklannı kazanmalannın üze- rinden dörder yıl geçmesine karşın bu ülkelerin Rusya ile ilişkilerınde henüz "normalleşme" yok. Kızılordu'nun ya- pısı eski Sovyetler Birliğı koşullarından Orta Asya ve Türkiye çok farklı değıl. KafkasJar'dan Moğol sı- nınna kadar askeri birlikler yerini koru- yor. Kardeşlik duygulanyla ilk sarılmala- rın ardından zaman gösterdi ki Rusya, Iran ve Çin faktörünü yok sayarak Orta Asya'da politika yapmak olanaksız. Or- ta Asya cumhuriyetlennin kendı içlerin- de bile bir araya gelmesi, Rusya'nın "bilgisi dahilinde" gerçekleşiyor. Iran'ın, özellikle Azerbaycan ve Türk- menistan'la bağlan var. Iran'da 25 mil- yon dolayında Azerinin yaşaması, iliş- kilerin yumuşak karnı. Türkmenistan'ın Iran'la bin kilometreyi aşan sınırı pek çok alanda "ortak hareket etmeyi" da- yatıyor. Türkmenıstan Devlet Başkanı Niya- zov, "herkese pasaport" taktiğini uy- guluyor. Geçen yıl, Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'in ziyareti sırasında kendisineTürkmenistan pasaportu ver- miş ve "Artık bizim de yurttaşımızsınız" demişti. Sonradan öğrendik ki Yeltsin le Raf- sancani'ye de pasaport vermış. Bugünkü açılmadan sonra ortaya çı- kan gerçek şu ki yüzyılın başında Sov- yetler Birlığı'nin çatısı altınagiren bu ül- kelerde "aşiret düzeninde sosyalizm" denendi. Sistem çökünce de yeni dev- let, mevcut yapı üzerine kuruldu. Orta Asya cumhuriyetlerine yönetim biçimı bakımından en yakın ülke ise Çın Halk Cumhuriyeti. Muhalefetsiz merke- zi yönetim. Başbakan Tansu Çiller'in beş günlük Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenis- tan gezisinın ilk durağı Almatı'dayız. Kazakistan, Türk cumhuriyetlerinin yüzölçümü bakımından en büyük, do- ğal kaynaklar bakımından en zengin üi- kesi. Türkiye, Kazak petrolünün Ana- dolu toprakları üzerinden Batı'ya ulaş- tınlmasını istiyor. Kazakistan daaynı dü- şüncede. Ne var ki Rusya, bugünkü du- rumu korumaktan yana. Halen, Kazak petrollerinin önemli bir dilimi, boru hat- tı ile Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki Novorossisk Limanı'nataşınıyor. Bura- dan tankerlerle istanbul ve Çanakkale Boğazı üzerinden Batı'ya ulaştırılıyor. Bugünkü görüşmelerin en önemli maddelerinden biri bu. Irak'taki gelişmeler Türkiye'nin "ulusalpolitika" üretmek yerine ABD'nin peşine takılmayı yeğle- diği dış konulardan biri de Irak. Körfez Savaşı'nda Irak'a ambargo uygulanması kararını hiçbir pazarlığa girmeksizin anında yerine getirip boru hattını kapatmıştık. Ürdün bile Türki- ye'den daha karariı çıkmış ve uğraya- cağı zarara dikkat çekerek ambargoya soğuk bakmıştı. Aynı Ürdün, bugün Saddam'ın kızı, damadı ve beraberindeki 30 kışiye ka- pısını açıyor. Aniden ne değişti? Ürdün, Saddam'a en zor günlerinde sahip çı- karken bugün niçin arkadan hançerli- yor? Damatlarla Urdün yönetıminin di- yaloğunu kim sağladı? Henüz bu soruların yanrtı verilmiş de- ğil. Akla şu olasılıklar geliyor: - Bu planı, Saddam'ın ancak böyle bir aile operasyonuyladevrilebileceğinı dü- şünerek ABD mi hazırladı? - Dublin'de Kürt liderlerin anlaşmasıy- la Saddam'a karşı böyle bir plan kurul- ması arasında bağlantı var mı? Bu gelişmelerin nelerdoğuracağı he- nüz kesinlik kazanmış değil. Ancak ABD yönetiminin konuya ilişkin olarak Anka- ra ile de temas kurması şu soruyu gün- deme getiriyor: - Acaba Ankara'ya düşen bir rol mü var? Başbakan Yardımcısı Hikmet Çe- tin'le önceki akşam görüştüm. Geliş- meleri izliyor. "Yorum yapmak için er- ken" diyor. Çetin'in Irak değerlendirme- si şöyle: "Irak'ı kimin yöneteceği Iraklılann işı- dir. Buna kanşamayız. Ama Irak'ın ulus- lararası alanda yalnız kaJmasının birin- ci sorumlusu Irak'taki yönetimdir. Bu- güne dek, hep bir şeyleri açıkta bırak- tılar. Birteşmiş Milletler'in istemlerinin bazılannı yerine getirmeyip koz verdi- ler." Ortadoğu yeni değişıkliklere gebe. Gelişmeler, Türkiye'ye de rol biçilece- ğini gösteriyor. Tren kazası: 31 yaralı ULUKIŞLA (AA) - Nığ- de'nin Ulukışla ilçesinde meydana gelen tren kazasın- da 31 kişi yaralandı. Niğde'den Konya'ya gi- den, Nazif Ceylan yöneti- mindeki yolcu treni saat 15.30'da IJlukışla tren istas- yonuna girerken yanliş yol verilmesi sonucu istasyonda bekJeyen yük trenine çarptı. Kazada yaralanan İbra- him Özkan, Ali Paçacı, Be- hiç Baş, Osman Özcan, Nazif Ceylan, Mehmet Bay lan. Yasemin Polat, Ay- şe Tulgar, Bahide Karataş. Hatice Ökten, Yakup Ök- ten. Mustafa Okçu, Mah- mut Öztürk, Mehmet Ka- ban, Esim Ballı, Ahmet Ü- nal. Hilal Ünal, Aydan Ay- biike, Emine Ozkan, Er- dem Ozkan, Fahrettin De- mirbaş, Rüşhan Turna, Yonca Turna, Emine Usta- lı, l'mut Tulgar, Tuncer Özen, Muammer Yılmaz, Ziya Güney, Hakan Esen, Esat Ballı Ve Ali Yüksel, Nığde ve Ulukışla Devlet hastanelerinde tedavi altına alındı. Ara seçîm - erken seçîm • Baştarafi 1. Sayfada bunu da dönemin ilk otuz ayı ile son yı- lı içinde yasaklayıp bir buçuk sene içe- risine sıkıştınyor. Yerel yönetim organ- lannın seçimleri aynı kurallara bağlana- rak, politikacı fidanlığı sayılan bu seçim bölgeleri de dar kalıplar içinde tutulu- yor. Demokratikleşme yolunda başany- mış gibi sunulan son anayasa değişiklik- leri arasında, mahalli idarelerin seçimle- ri ile milletvekılleri seçimlerinin aynı za- manda yapılmasını saglamak üzere, ge- nel ve ara seçimlerden önceki ve sonra- ki bir yıl içinde yerel yönetimlerde hıç- bir halde seçime gidilmemesi emredilı- yor. Bu yeni düzenlemenin, seçim aler- jisinin ek bir göstergesi ve siyasi iktıdar ıle yerel yönetimlerin ayıu polıtik güçle- rin eline geçmesi amacına yönelik oldu- ğu açıktır. Anayasa, böylece seçmenle- rin sandık başına gitmelerini kutlamak- la yetinmiyor; milletvekillerini de, TB- MM başkanlık divanı üyelerini, bir ya- sama dönemi içerisınde ikı ve üç yıllık görev süreleri için, yalnız iki kez seçme- lerine olanak tanıyor. iştebuanayasalçerçevede 1991 Ekım ayı sonunda başlamış olan TBMM 19'uncu döneminin 450 üyeliğınden beş- te birinın, değişik nedenlerle boşalmış olduğu nedeniyle, ana muhalefet partisi, anayasa uyannca, ara seçim yapılması için bir süre önce bir kanun teklifi sun- muştur. Fakat, koalisyon hükümetinin büyük ortağı siyasi partinin bu öneriyi benimsemek istememesi yüzünden, Meclis Anayasa Komısyonu'nda beklet- tiği anlaşılmaktadır. Geçen temmuz ayı sonlannda anayasada gerçekleştirilen değişikliklerden biriyle Meclis'in her yıl kendilığindentoplanmagünü 1 eylülden 1 ekime alınınca ana muhalefet partisi, ara seçim yapılmasına ilişkin teklifinin yasama döneminin son yılına girilmeden önce ele alınıp karara bağlanmaması ola- sılığı belirdığınden. tatılde bulunan TB- MM'yi 14 ağustosta toplantıyaçağırma- sı için 93 imzalı bır önerge ile Meclis Başkanlığı'na müracaat etmiş ve bu is- tem kabul edilmış bulunmaktadır. Buna göre, Meclis Genel Kurulu, 16 ağustos çarşamba günü ara seçim konusunu görüşmeye başlayacaktır Öte yandan muhalefet partilerinin bü- yük çoğunluğu, 26 Mart 1994 günü ya- pılan tüm yerel yönetim seçimlerinde. iktidarda bulunan koalisyon partilennin oylannda önemli ölçüde düşüşler olma- sı karşısında, genel seçimlerin yenilen- mesini, yani yasama dönemi sona erme- den erken seçim yapılmasını sürekli bi- çimde ıstemektedirler. TBMM'nin 1983 'ten bu yana geçirdiğı önceki ikı ya- sama döneminde de normal süre olan beş yılını doldurmadığı göz önüne alınırsa, dört yıllık sürenin iktıdarlan yıpratmaya yettiği kabul edilmek gerekir. Ne var kı, koalisyon hükümetinin bü- yük ortağı siyasi parti, 19'uncu yasama döneminin beşinci yılını da iktidarda ge- çirmekte karariı görünüyor ve ara seçım yapmayı da göze alamıyor gibidir. Çö- zülme sürecine girmiş olan iktidann kü- çük ortağı siyasi parti ise gerek ara, ge- rek erken seçım konusunda kararsızlık sergiliyor. Bu yüzden, ana muhalefet par- tisi lideri, iktidar yandaşı milletvekileri- nin Anayasaya Komisyonu ve/veya ge- nel kurul toplantılannı engelleme yolu- na gidebilecekleri kuşku ve kaygısmı açıklamaktan geri kalmıyor. Ana muha- lefet partısınin bir genel başkan vekili ile ara seçim kanunu teklifinin sahibi, Mec- lis grubu başkanı vekili, ara seçim istem- leri ile iktidan asıl erken seçime zorla- mayı amaçladıklannı belirtıyor; kısmi seçime karar venldikten sonra, genel se- çimlerin yenılenmesını de birlikte karar- laştırmaya hazırolduklannı açıklıyorlar. Koalisyonun büyük ortağı partinin bir genel başkan vekili ise, ara seçim kara- nnın çıkması halinde erken seçimı gün- deme getireceklerini söylüyor. (Bu pa- ragrafta aktanlan bılgiler, Cumhunyet'in 11 Ağustos 1995 günlü sayısındakı ha- berden alınmıştır.) Sonuncu genel başkan vekilınin soz- lerinden çıkan anlam şudur: Biz aslında ne ara seçim ne de genel seçim istiyoruz; ama her şeye rağmen, ara seçim kanunu teklifi kabul edilecek olursa, o zaman biz de erken seçim önerisinde bulunuruz. Bu yoldan ara seçim yapılmasını önler ve dönem sonuna yakın birgünde seçimle- n yenileyerek, 1996'da iktıdarda kalınz. Karmaşık görünen bu seçım tertıbınin uygulamaya geçirileceği kuşkulu ıse de anasaya karşı hile olduğu açıktır. Şöyle ki, TBMM, ara seçim konusu teklıfini yasalaştınrken, 1995 Kasım ayından önce gelen bir günde oy verilme- sini kabul ederse bu seçım, anayasanın 78. maddesine uygun olarak, 19'uncu dönemin dördüncü yılı ıçmde gerçekleş- miş olur. Ara seçim kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, erken seçim yapıl- masını öngören bir kanunun çıkanlma- sı, ara seçimın uygulanmasını engelle- mez. Çünkü anılan 78. maddede göste- rilen süreler beş yıllık tam bir yasama döneminin başlangıç ve sonuna göre he- def edilmek gerekir. Yoksa, zaten her dö- nemde bir kez yapılmasına izın verilen ara seçim, Meclis'teki herhangi bir ço- ğunluğun istencine bırakılmış olur. Oy- sa gerçek demokrasilerde kısmi seçim- ler, en az genel seçimler kadar önemli ve etkıli olan halkın nabzmı yoklama aracı- dır. Özellikle Türkiye gibi uzun süredir hemen her alanda derin bunalımlardan geçmekte olan ülkelerde ara seçimlerin yapılması, toplum yaşamında büyük sa- kınca ve tehlikeleri gidermek ve önle- mek bakımından bir zorunluluktur. Ara seçime karşı çıkanlann ileri sür- dükleri neden ve gerekçelerden hiçbıri geçerli ve yerinde sayılamaz. Kısa ara- larla seçim ortamına ginlmesı ve halkın kampanyalarla meşgul edilmesi, zaman ve enerji yitirilmesine neden olur. kamu düzeninin ve güvenlığinin bozulmasına yol açılabılir deniliyor. Ara seçimler de yapılmayacaksa, bu ülkede çağdaş demokrasinin katılım öğe- si nasıl somutlaştınlacak? Seçım kam- panyalannın düzenlı ve güvenli biçimde yürütülmesı, siyasi partilerin sistemli ve dısiplinli çalışmalan ile idarenin kolluk görevlerini gereği gibi yerine getirme- siyle sağlanabilir ve sağlanmalıdır. Se- çimler, gerek siyasi partiler ve adaylar için. gerek Hazine yönünden büyük har- camalan gerektirdiğinden, özellikle eko- nomik ve malı bunalımın sürdüğü bu ül- kede, israfa yol açan bir süreçtir. Anaya- sada (m.68) öngörülen siyasi partilere devletin mali yardımı, herhalde üyeleri- nın kişısel çıkarlan için değıl, daha çok seçim giderlerinr karşılamalannı amaç- lamaktadır. Devletin, yalnız ara seçimler dolayısıyla değil, beş yıl boyunca genel ve yerel tüm seçimler için harcamak du- rumunda olduğu paralar, sadece bir yıl- da siyasılerle maiyetlerinin ve yüksek bürokratlann iç ve dış gezileri, resmi mi- safirleri ağırlama ve protokol, her türlü ulaşım araçlan giderlen ile kimilerine sağlanan teşvik, kredi, ödeneklerin vb toplamı yanında devede kulak ölçüsün- de kalır. Ve bütün bu konular ve etkin- likler, herhalde seçim işlerinden daha önemli ve gerekli değildir. Bu nokta ile bağlantıh olmak üzere, hükümet başka- nının, içinde bulunduğumuz ortam ve koşullarda ara seçime gidilmesi duru- munda(sankı mübah ve kaçınılmaz imiş gibi) "seçim ekonomisi"nın tüm olumsuz etkılenyle bunalımı daha da ağırlaştıra- cağını, ara seçime karşı pohtikası için bir gerekçe olarak açıkça ıleri sürebilmesi, gerçekten hazin ve korkunçtur. Jktidann, iki yılı aşkın süredekı tasarruf ve ıcraatı ile ülkeyi ve toplumu içine soktuğu çok ağır durumdan yasama döneminin geri kaian son bır yılında mucizeler yaratarak kurtarmak olanağı bulunmadığından; se- çimlere gitmeyip, bu süreyi de kullan- mak ıstemesı, gerçekçi ve haklı görüle- mez. Bu konuyla ilgili yaygm, fakat bence yanlış bir kanıya göre; siyasi iktidar, ge- rek ara seçimin gerek genel seçimin ken- di çıkanna en uygun zamanda yapılma- sını kararlaştırma yetkisine sahiptir. In- gilız genel seçım teamülünden esinlenen bu görüş. yasama dönemi süresınin ya- salarda behrli olduğu parlamenter rejim- lerde doğru ve geçerli olamaz. Çünkü bu ülkelerde olağanüstü haller dışında, ge- nel seçimlerin önceden saptanan süre bı- timınde yapılması zorunlu olduğu gibi; kısmi seçimlenn de en kısa zamanda ger- çekleştirilmesı kaçınılmaz sayılmakta- dır. Türk siyasi sisteminde ve uygulama- lannda, seçım dönemleri belirlı sürelere bağlı olup, ara seçimlerin de kısa zaman- da yapılması geleneğı bulunduğundan; TBMM, yasal koşullann gerçekleşmesi halinde hiçbir seçımi engelleyemez ve erteleyemez. Boşa zaman harcamayın...Gönlünözce eğlence yalnızca HBB'de! Sörprizlerle dolu bir canlı yayın... Haftanın en flaş olayları bu programda... Sinema klasiklerinden yine muhteşem bir film... 25 bin atama yapılacak Oğretmen atamalan 26 ağustosta • Bakanlık yetkilileri, 1995 yılı atama döneminde 25 bin kadroya başvuran 25 bin 312 adaym ataması için hazırlıklann sürdürüldüğünü, atamalann 26 ağustosta yapılmasının planlandığını belirttiler. ALOALO Bu programda da sizden uzak değiliz. Arayın, sorun... şeniiğe siz de ortak olun. Ayrıco sevdiğiniz sanatçı Mistihan Acar'ın en göıel parçalarını dinleyin. Dahası? İzleyİn, görün! MEGAZIN YAZ SONU MESAM ve Yıldtrım Gürses'le itgili yolsuzluk iddiaları... Bülent Ersoy'un muhteşem gecesi! .. Röçhan Adlı'nın cenazesi ve Türkan Sultan'ın suskunluğu...Bu program yine dopdoiu! İzlememek olur mu? Gene Keiiy ve Judy Garland'ın olağanöstu performanslorını sergiiediği... Her iki kuşağın da zevkie izleyeceği bir sinema şöleni! Kesintikle kaçırmayın. Her programı bir olay... işte izlenecek kanal! opoooo "İyi TV" ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Ba- kanlığı, 64 branşta 25 bin oğretmen kadrosuna yapıla- cak atamalan 26 ağustosta bilgisayar kurasıyla gerçek- leştirecek. 64 branşın 28'inde kon- tenjandan fazla başvuru alı- nırken, Japonca'da başvııru- da bulunan olmadı. 9150 kontenjanla en yüksek açığı oluşturan sınıf öğretmenliği için 5116 kişi başvuruda bu- lundu. Bakanhk yetkilileri, 1995 yılı atama döneminde 25 bin kadroya başvuran 25 bin 312 adayın ataması için ha- zırlıklann sürdürüldüğünü, atamalann 26 ağustosta ya- pılmasının planlandığını be- lirttiler. Branşlara göre, kon- tenjan ve başvuru sayılan şöyle: Okulöncesi öğretmenliği (350-549), sınıf öğretmenli- ği (9150-5116), Türkçe, Türk dili ve edebiyarı (2000- 1504), felsefe(400-813), ta- rih (1500-1478). coğrafya (1000-841), sosyal bilgıler (150-46), matematik (533- 1510), fizik (500-1232), kimya (500-1497), biyoloji (500-1824), fen bilgisi (100- 63), beden eğitimi (750- 865), müzik (500-314). re- sim-iş (400-614), iş ve tek- nikeğitimi (100-87), e\ eko- nomisi (100-87), ticaret (100-61), Ingılizce (1750- 789), Hollandaca(S-l), Ja- ponca (7-0), matematık-In- gilizce (350-48). fizik-tngi- lizce (75-34), kimya-tngiliz- ce (100-33), biyoloji-Tngi- lizce (75-22), oğretmen li- seleri meslek dersleri (5- 478), din kültürü ve ahlak bilgisi (750-1139), rehber öğretmenliği (300-714), işitme engelliler sınıf öğret- menliği (49-21), zihinsel en- gelliler sınıf öğretmenliği (60-41), görme engelliler sı- nıföğrermenliği (15-17), ti- caret lisesi meslek dersi (400-243), nakış (90-126), çocuk gelişimi ve eğitimi (100-46), el sanatlan-çiçek (100-229). ev yönetimi (145-114), resim 2 (50-51), grafık (70-12), seramik (16- 56), besin ve gıda analizi (10-336), klasikçiftçilık (5- 1), sıhhı tesisat (60-43), ya- pı (30-269), tesviye (70- 177). matbaa (60-51), tele- komünikasyon (40-11), ge- mi makınelen(20-4), güver- te (10-3), elektronik (250- 83). elektrik(350-15),bilgi- sıyar( 120-123), teksril (75- !32),metalişleri(120-178), makine (130-63), tnkotaj (45-33), giyim (100-216), hazırgiyim (50-44), kuaför- lük (45-35), makine resim- ciliği(35-113),motor(100- 118), harita kadastro (20- 24), mobılya dekorasyon (105-90), kalıpçılık(35-50), model (10-55).
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear