25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 AĞUSTOS1996SALI CUMHUBİYET SAYFA EKONOMI Tofaş'ta yıllık bakunizni • BURSA(AA)-Tofaş Otomobil Fabrikası'nın yıllık bakıma alınmasıyla işçiler de izne aynldı. Türk Metal Sendikası Bursa Şube Başkanı Sabri Özdemir, fabrikanın 31 temmuz - 23 ağustos tarihleri arasında bakıma girmesi nedeniyle fabrikada çalışan 5 bin işçinin izne çıkanldığını söyledi. Tofaş'ta üretimin durmasıyla fabrikaya yedek parça üreten yan sanayi kuraluşlannda da yıllık izin uygulamasına geçileceğini belirten Ozdemir, "Bakım süresince Tofaş ve yan sanayide toplam 9 bin işçimiz izin kullanacak" dedi. Bono alacaklanna çözüm îşçiliü • ANKARA (UBA)- thracatçılann 'bono'lu alacaklanna, Eximbank Genel Müdürü Ersoy Volkan çözüm buldu. Volkan, "Merkez Bankasf ndart bonosunu alan bana getirsin, kredisini alsın" dedi. Eximbank Genel Müdürü Volkan. "Ihracatçılara, Merkez Bankası'ndan alacaklan karşılıgı kendilerine verilen 300 milyon dolarlık. iki yıl vadeli bonolan karşılığında, isteyene döviz, isteyene de Türk Lirası kredi verebileceğini" açıkladı. Türkiye'de aile yaygın • ANKARA (ANKA)- Türkiye'de nüfusun büyük bir çoğunluğu geleneksel yapının getirdiği yaşam tarzının etkisiyle ücretsiz aile işçisi olarak çalışryor. Ailesi hesabına çahşanlann oranı özellikle tanm kesiminde yüzde 50'lerin de üzerine çıkıyor. Ekim 1994 itibariyie Türkiye'deki 20 milyon 398 bin istihdamın 8 milyon 361 bini ücretli ve yevmiyeli, 6 milyon 244 bini kendi hesabına ve işveren, 5 milyon 793 bini de ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Yaş çay alımları • RİZE(AA)-Çay Işletmeleri (ÇAYKUR) Genel Müdürlüğü, 5 mayıs tarihinde başlayan alım kampanyasında. bugüne kadar 308 bin ton yaş çay yaprağı aldı. Çaykur'dan yapılan açıklamaya göre, alınan yaş çay yapragı işlenerek 61 bin ton kuru çay üretildi. Bu arada 2. sürgün yaş çay yaprağı alımlannın kıyı kesimlerinde tamamlandığını ve iç bölgelerde hafta sonunda sona ereceğini ifade eden yetkililer, bu nedenle kıyı kesimlerindeki 12 fabrikanın devre dışı bırakıldığını söylediler Antalya'da dev yatrım • AJNTALYA(AA)- Antalya'nın 35 yıl sonraki nüfusuna hizmet verecek şekide planlanan yeni kanalizasyon çahşmalanmn bugünkü birim fiyatlarla 4 trilyon liraya mal olacağı bildirildi. Antalya Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla Ilişkiler Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre. yapımına 3 yıl önce başlanan ve şu andakentin 100. Yıl BulvarTnda çalışmalan sürdürülen kanalizasyon inşaatı için bugüne kadar 180 milyar lira harcandı. Köy-Koop biPlikleri tekçatıda • Ekonomi Servisi- Türkiye Tanmsal Amaçlı Kooperatif Birlikleri Merkez Birliği kuruluyor. Edirne, lzmir, Kınkkale. Manisa, Muğla, Burdur Tanmsal Amaçlı Köy-Koop Birlikleri Temsilcileri taranndan Kurucu Genel Kurul oluşturuldu. Uzun zamandır kuruluş hazırhklan sürdürülen Tanmsal Amaçlı Kooperatif Birlikleri Merkez Birliği. Türkiye'de kurulu birliklerin üst örgüt bosjuğunu doldurmak. tanmsal amaçlı kooperatifleri bir merkez altında toplamak ve demokratik bir güç oluşturmak amacıyla kuruluyor. Kurucu Genel Yönetim Kurulu Genel Ba>kanlıgı'na Kırklareli K.c\-Koop Başkanı Edoğan Kantürer seçildi. Destek ve teşvikte 7 kurumun söz sahibi olduğu Türkiye'de Tarım Bakanlığı seyirci rolünde Tarım, bürokrasi kazanında• Tanm Bakanlığı'nın, uygulanan tanm politikalannda yeri oldukça belirsiz. Bakanlık aksini istemesine rağmen çıkanlan bir tebliğ ile hayvancılık teşvik edilemeyen yatırım konulan arasma atılırken, Para Kredi Koordinasyon Kurulu yine Tanm Bakanhğı'na rağmen et ve sütteki teşvikleri kaldırabiliyor. Bakanlığı tarafindan aksi is- tenmesine rağmen çıkanlan bir tebliğ ile hayvancılık teş- vik edilemeyen yatınm ko- nulan arasında yer alabiliyor. Et Balık ve SEK'in özel- leştirilmesiyle gündemin ilk sırasına oturan. kemiksiz et ve ardından buğday ithalatı ile birlikte tartışılmaya baş- lanan Türkiye'nin tanm ve hayvancılık politikalanna tam bir karmaşa hâkim. Tanm ülkesi olarak geç- meyen Amerika ve Avrupa ülkelerinde bile tanmsal üre- tim. yapılan uzun vadeli planlarla yönlendirilirken, adı tanm ülkesi olarak geçen Türkiye'nin henüzoluşrurul- muş bir ulusal tanm politika- sı yok. Devletin üretimden tüketi- me kadar denetleyici ve dü- zenleyici görevler alması is- tenirken, uygulanan yanlış AHMETÇELtK Tanm ve hayvancılık. bü- rokrasi kazanında. Henüz ulusal bir tanm politikasının oluşturulamadvğı Türki- ye'de, destek ve teşviklerde hangi kurumun söz sahibi ol- duğu belli değil. Türkiye'de tanm ve hayvancılık konu- sundaki destek karan Bakan- lar Kurulu tarafindan verildi- ği halde. destekleme fiyatla- nnı Sanayi Bakanlığı belirli- yor. Desteklemenin parası Hazine'den çıkarken. Para Kredi Kurulu isterse teşviki kaldırabiliyor. Ithalat ve ih- racat kararlan Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan, üretim planı ise Devlet Planlama Teşkilatı'ndan geçiyor. Ta- nm Bakanlığı'nın bu tablo içindeki yerinin ne olduğu konusundaki belirsizlik ise devam ediyor. Çünkü Tanm Tarım ve hayvancılığa destek; Karar, Bakanlar Kurulu'nda Para Hazine'de Destek- leme fiyatları Sanayi Bakanlı- ğf nda İptal yetkisi Para Kredi Kurulu'- nda İthalat- ihracat, Dış Ticaret Müsteşarlı- ğı'nda Üretimin planlan- ması Devlet Planlama Teşkila- tı'nda Seyirci kalmakla suçlanan ise Tanm Bakanlığı politikalarla her şeyin arap- saçına döndüğü tanm ve hayvancılıktaki karar meka- nizmalarında ise adeta bir çeşit karmaşası yaşanıyor. Tarım ve hayvancılıgın desteklenmesi konusunda. karan Bakanlar Kurulu'nun verdiği Türkiye'de para Ha- zine'den çıkarken, Para Kre- di Koordinasyon Kurulu. Ta- nm Bakanlığı'nın aksi görüş bildirmesine rağmen, süt ve etteki teşvik uygulamasını kaldırabiliyor. lthalat ve ih- racat işlemleri Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafindan yü- rütülürken. destekleme fi- yatlannı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, üretim planlama- sını ise Devlet Planlama Teş- kilatı yapıyor. Tüm bu karmaşa içerisin- de bazı çevreler tarafindan iyi şeyler yapmaya çalıştığı belirtilen Tanm Bakanlığı ise bazı çevreler tarafindan tüm olan bitene seyirci kal- makla suçlanıyor. Taban fiyatlannın Bakan- lar Kurulu tarafindan belir- lendiğini belirten Türkiye Süt. Et, Gıda Sanayicileri ve Creticileri Birliği Başkanı Doğan Yardarlı. belirleme- lerde siyasi tercihlerin ön plana çıktığına dikkat çeke- rek bunlann teknik konular olduğunu ve siyasilere bıra- kılmaması gerektiğini belirt- ti. 1992 yılında çıkanlan bir tebliğ ile hayvancılığın, Ta- rım Bakanlığı'nın itirazına rağmen teşv ik edilmeyen ya- tırımlar arasına alındığını vurgulayan Vardariı. "Bir daha da teşvik kapsamma alınmadı. Hatta diğerteşvik- ler de birer birer kaldınuna- ya de\ am edildi" di> e konuş- tu. Bakanlık bünyesinde bir "tantn desteklemeveyönlen- dirme kurulu" oluşturmak için başvurduklannı belirten Tanm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cengiz Aldemir. aynca desteklemenin yapıla- bilmesi için bir fon oluşrurul- masmı istediklerini kaydetti. Hangi ürünün ne zaman, ne kadar desteklenmesi gerekti- ğinin teknik bir konu oldu- ğuna değinen Aldemir. ba- İcanlığın tanm konusunda be- lirleyici olamadığını kaydet- ti. Aldemir. destekleme ve teşvik gibi konulann Tanm Bakanlığı 'na bağlanması ge- rektiğini ifade ederek "Ta- nmsal faaliyetter Tanm Ba- kanhğı tarafindan yönlendi- rilmelidir'" dıye konuştu. Ankara Valisi Şahinoğlu, Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Birliği'ni 4 ekimde toplantıya çağırdı Ekmek zammına vali el koyduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başkentte 7 bin 500 liradan satılan ek- meğin 9 bin liraya çıkanlmasıyla başla- yan tartışmalara Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu nokta koydu. Vali Şahinoğlu. ekmeğe yapılan zammı uygun bulmadı- ğını belirterek. Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Bırliği'ni 4 ekimde toplantıya çağırdı. Türkiye genelinde. ekmeğin il- ler arasında yüzde 100'e varan oranlar- da farklı fiyatlarda satılırken sadece un fiyatının, ekmek fiyatını belirlemekte etkili olmadığı ortaya çıktı. Ankara Valisi Erdogan Şahinoğlu. ekmek zammına karşı çıkan tartışmalar üzerine olaya el koydu. Vali Şahinoğlu. dün yaptığı yazılı açıklamada. Ankara Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Bırliği'nin onayladığı zam oranını uygun bulmadı- ğını belirterek, "Ekmek, temel ihtiyaç maddeleri arasında gerek üretim mikta- n ve rüketim miktan ile gerekse fıyatı açısından tüm tüketicileri ilgilendiren en önemli tüketim maddesidir" dedi. Şahi- noğlu. Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Ya- sası'nın mülki amirlere tanıdığı yetkile- re dayanarak. esnaf odası yetkililerini 4 ekimde toplantıya çağırdığını ve bu ta- rihe kadar ekmeğin zamsız satılacağını bildirdi. Şahinoğlu, aynı yasaya göre. esnaflarla anlaşma yolunu arayacağını. ancak bunun sağlanamaması durumun- da 15 gün içinde Ankara Sanayi ve Ti- caret Müdürü'nün başkanlığında. An- kara Esnaf ve Sanatkâr Odalan Birliği Başkanı ve Ankara Ticaret Odası tem- silcilerinden oluşan bir komisyonun zammı inceleyeceğini açıkladı. Ankara Fırıncılar Odası Başkanı Yu- suf Ekşi. Cumhuriyet'e yaptığı açıkla- mada. ekmekteki fiyat artış hızını dur- durmak için acilen un ithalatına gidil- mesi gerektiğini savunarak. "Gerekli tedbirier alınmazsa, ekmek fiyatian yıl sonuna kadar 20 bine çıkar" dedi. Ek- şi. akaryakıt. su. elektrik ve diğer girdi- lerde meydana gelen artışlan ekmek fi- yatlanna yansıtmadıklannı belirterek, 1 ağustostan itibaren geçerli olacak 1500 liralık artışın sadece un fıyatlann- daki artışlardan kaynaklandığım söyle- di. Ekmeğin girdi maliyetlerinin yüzde 45'ini unun oluşturduğunu söyleyen Ekşı. "Bu artış htnnın durdurulması için buğdavdan önce un ithaline gidil- mesi gerekmektedir. Bu >ıl buğdavda meydana gelen hastalık ve vagmurlann fazİa olması nedeniyle buğdav yok dene- cek kadar az. TMO'ya müracaat ederek un fiyatlannın istikrara kavuşmasını ta- lep ettik. TMO," Bugüne kadar Diyar- bakır'dan 25 ton buğday alımı yapılabil- miştir'cevabını verdi" dedi. Ekşi. "Ba- vi ondaltgı" ve fınncı kân dışında ekme- £in maliyetınin 6750 lira olduğunu söy- fedi. Türkiye Un Sanayicileri Demeği Ge- nel Sekreteri İlker tanık ise TMO'nun "Ekmek zammında un fivatı bahane "' açıklamasına destek \erdıklerini belir- terek. *Fınnlardaununpavı>üzde30ci- vanndadır. Bir çuvaldan 250 ekmek >a- pdıyorsa yapılnıası gereken zam bin li- radır' % dedi. Ankara Fınncılar Odası nın "Buğday yerine un ithal edilsin" görü- şüne karşı çıkan Tanık. şunlan söyledi: "Biz bütün dünyaya un ihraç ediyo- ruz. Dünyaya un satan ülkenin un ithal etmesi banaldir. Dışandan un gelmesi söz konusu olamaz. Zam gereklidir, ama un artışlara bağlanamaz. Belediyenin u- cuz ekmek satışına karşıyız. Bu haksu rekabettir. Belediyenin yanfiyatınaek- mek satmasını gerçekçi bulmuyoruz. Halkın ihtiyacı ana gıda maddesini ucu- za alması gerekir. Gramajı yükseitilmeli. fivat serbest bırakılmalı." Ekmek fiyatının artışını durdurmak için ithalat y^pılacak. Hükümetin bazı kombinalan vermeye razı olduğu Öz Gıda-îş, teklifi net bulmadı EBK'de hüküınet-senclika pazarbğıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Et ve Balık Kuru- mu'nun (EBK) kombinalan- nın satışına, çalışanlardan gelen yoğun tepkiler. hükü- meti sendikayla pazarlığa oturttu. Hükümet, bazı et kombinalannın Öz Gtda-tş Sendikasf na verilmesi yö- nünde girişimde bulunurken, Özgıda-lş Genel Sekreteri Salim L'slu, önerinin net ol- madığını vurgulayarak, "Güvence verilmedi, anlaş- maya varmış degfliz" açıkla- masını yaptı. Hükümet. EBK'nin 11 kombinasının satışının ar- dından kamuoyundan gelen tepkiler karşısında, EBK'nin özelleştirilirken bazı kombi- nalann sendikaya devre- dileceği bir öneri hazırladı. • EBK kombinalarının satışına çalışanlardan gelen tepkiler, hükümeti sendikayla pazarlığa oturttu. Hükümet. bazı kombinalann Öz Gıda- Iş Sendikası'na verilmesi yönünde girişimde bulunurken, Özgıda-lş Genel Sekreteri Salim Uslu. önerinin net olmadığını vurguladı. Özelleştirmeden sonımlu De\let Bakanı Bekir Sami Daçe. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun EBK'yle ilgili olarak geçen hafta birtoplan- tı yaparak sendika temsilcile- Neydi, • Hak-İş'in teklifınde 4 bin işçiye iş güvencesi vardı. Geçen hafta yapılan satışta iş ve •, gelir güvencesi 9 r ]?' verilmedL ?I • • EBK'nin 6 ^V trilyon liralık "*t7 borcunu dev let üstlenecekti. Şimdi ise bu borç 8 trilyon lira oldu. • Hak-İş 2 trilyon liralık ne oldu? 1 ihbar ve kıdem tazminatını üstlenecekti. Şimdi ise devtet 11 g kombinadaki 400 *T" milyar lirahk y j | tazminatlan Jf J* üstlendi. *?£? % Şubat ayındaki satışta üretim güvencesi verilmişti. Şimdi ise yalnızca 3 yıllık üretim sağlanıyor. ton et kesti. Bizim 34 kombi- na 1 yılda 50 bin ton et kesti. Nerimlilikkrini kay betmişler. İsrihdam alanı. sosy al yardım vasıflı bir isrihdam alanı ha- ttne gelmişlerdir? Politikacn lann da bunda etkisi olmuş- tur. 100 triKonluk borçla kit- leri ayakta tutma imkânı riyle görüştüğünü söyledi. Daçe, sendikaya EBK'nin özelleştirmesinin bu yıl için- de tamamlanması gerektiği- ni anlattıklannı belirterek şu açıklamayı yaptı: "Sendikaya bunun gerek- çelerini anlathk. EBK'nin 10 trilyon lira borcu var. 1994y> lı zaran 7 trilyon lira. Çankı- n 'da yeni birentegretesis ku- ruldu. 3 ayın icerisinde 62 bin ÖzGıda-jşGenel Sekrete- ri Uslu da. ÖYK'yle yaptık- lan görüşmelerden kesin bir sonuç alınmadtğını vurgula- yarak, "Yaptığımız itirazlan haklı buluyorlar" dedi. ÖYK'nin özelleştirme ko- nusunda mesleki örgütler- den, bilgi almadığını vurgu- layan Uslu. kararlann ayak üstü alındığını savunarak. ~Bu konulan ilettik. Bazı te- reddütleri var. Özelleştirme- de, satmanın ötesinde kuru- mun fonksiyonlan konusun- da temel ilkeler olması lazını. EBK'nin yaşatılması gereki- yor* dive konuştu. Anlaşma yapdacak Uslu, ÖYK'nin bazı kom- binalannın Öz Gıda-lş'e ve- nlmesi yönündeki teklifi için de şu görüşleri dile getirdi: "Bir anlaşma yapdacak, Biz bu çalışınaya evet vcya hayır demedik. Temsilcilerle gö- rüşmderyaptık. Temsilci 100 kadar arkadaşımız, satışa evet diyebileceklerini pren- sipte kabulettiler. Ancak tek- nik aynntı ve sonuçlannı gör- mek istediklerini belirttiler." Uslu. bugünden itibaren görüşmelerin yenıden başla- yacağmı da belirtti. MAIİYE GENELGE YAY1MLAD1 Zirai ürünlere vergi denetimiANKARA (AA) - Maliye Bakanı tsmet Attüa. vergi ka- yıp ve kaçağı- nın yoğun ola- rak yaşandığı zirai ürün hare- ketlerinin kont- rolü için defter- darlıklara ge- nel gegönderdi. Bakan Attila, defterdarlıklara gönderdiği genelgede. "Denetimler, zirai ürünle- rin hasatından başlayıp il dışına sevkine kadar olan tüm aşamalan kapsayacak şekilde organize ediiecek- tir" dedi. Maliye Bakanı lsmet At- tila. genelgesinde, vergi ka- yıp ve kaçağının yaygın ol- duğu zirai ürün hareketleri- nin, belge düzeni içinde ce- reyan etmesinin sağlanma- sı bakımından, her ildeki vergi denetmenlerinin ko- ordinasyonunda oluşturula- cak ekipler vasıtasıyla yo- gun denetim yapılmasının gerektiğini kaydetti. Denetimlerin. her ildeki Malive Bakanı Attila. zirai ürünlerin hasatından baş- layıp il dışına sevkine kadar olan tüm aşa- malan kapsa- yacak şekilde organize edil- mesi gerektiği- ni bildiren Ba- kan Attila. ge- nelgede şu hu- suslara yer ver- di: "Buna göre varsa ekim sayım beyanlanndan hare- ket edilerek. zirai ürün top- tancılığı veya komisyoncu- luğu yapanlara ilişkin istih- bari bilgiler değeıiendirile- rek. bu kişilere ah depo. am- bar ve benzeri yerlere şok denetim planlan uygulana- caktır. Denetimin tekdüze otmamasına ve mükellefle- rin önceden haber ve tedbir almalannı engeOeyecek şe- kilde gizliliğe azami derece- de riayet edilecektir. Depo, ambar vesair yerierde yapı- lacak fiili ve kaydi envanter çalışmalan bizzat vergi de- netmenleri tarafindan y apt- lacaktır." 94 krizinden sonra ithalattaki artış sadece yatınm mallannda değil Çikitalı giinler yeniden başladı Yıl 1990 1991 1992 1993 1994 1995(6 • 1994yıhnda yaşanan ekonomik krizin ardından bıçak gibi kesilen ithalat son hızla artarken. yerli üreticiler ile ithalatçılan birbirine düşüren çikita muz da bundan payını alıyor. Ekonomi Senisi - Türki- ye 1944 yılında yaşanan ekonomik kri- zi çabuk unuttu. Devlet Bakanı Aykon Doğan'ın "Yatınm mallan itlahatı ar- tıyor'"sözlerini 'çikita muz' yalanlıyor. 1994 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından bıçak gibi kesilen ithalat son hızla artarken. yerli üreticiler ile itaha- latçılan birbirine düşüren çikita muz da bundan payını alıyor. 1994 yılında yaşanan ekonomik kriz nedeni ile 163 bin tondan 66 bin tonla- ra kadar düşen muz ithalatı 1995 yılın- da dövizin yeniden baskı altında tutul- ması ile birlikte tırmanışa geçti. 1995"in ilk altı ayında muz ithalat miktannın yeniden 40 bin tonlara ulaşması 10 yıl- dır süren kavgayı yeniden önplana çı- kardı. 1984-1985 yıllannda muzun it- hal edilmeye başİanması ile beraber yerli üreticilerle ithalatçılar arasında başlayan kavga 10'uncu yılını doldu- rurken üreticiler halen ayakta durma mücadelisi veriyorlar. 1984 yılındadö- nemin başbakanı Turgut Özal'ın muz tarlalan için "Bunlar rantaN değil. bun- lansöküp yerine soğan ekin"' şeklinde- 1990 yılından bu yana muz ithalatı Bin ton 55 6 9010 11713 16318 662 40 4 Dolar 2.150.000 1.700.000 2.210.000 4.190.000 2.817.894 5.200.000 ki demecinin ardından devletin yerli muz üretimini iyice gözden çıkardığı- nı hatırlatan üreticiler. örgütlenerek it- hal muza savaş açsalar da rakamlar ye- nilgilerini gözler önüne seriyor. Öte yandan yerli üreticiler ithalatın başladığı yıllarda daha önceleri 50-60 bin ton olan üretim düzeylerinin 20 bin tona kadar düştüğüna ardından topar- landıklannı belirîerek "Bir süre sonra mu2 ihraç edebilir dunıma gelecegiz'' diyorlar. Muz üreticilerinin aralannda kurduklan Akdeniz Muzcular Deme- ği'nin Başkanı Prof. Dr.Hüseyin Sipa- hioğlu. ithal muzun maliyetinin daha fazla olduğunu ileri sürerek. "Biz mu- zun kilosunu 15-20 bin liraya mal eder- ken ithal muzun maliyeti 1.İ3 dolara ya- ni 50 bin liraya mal oluyor. Senelik top- lam muz ithalatı 150 bin ton dolaylann- da. DolayısıyU ülkemiz senedc 169.5 milyon dolarlık döviz kaybediyor. Tür- kiye'nin iklim yapısı muz yetiştirmeye çokelverişli. İthalatçılar Türkiye'de üre- timi 20 bin ton olarak göstermeye çaln şryorlar, ancak gerçek üretim miktan 60 bin ton. Aynca yeni top- raklar üretime açıldikça Tür- kiye muzu ihraç eder duru- ma bile yükselebilir" dedi. Türkiye'de ithalatın kont- rol edilmediğinı de belirten Sipahioğlu daha sonra ko- nuyla ilgili olarak şu açıkla- malarda bulundu: "Gelen muzun bir kısmı bozulup atılıyor. Türki- ye'ye diğer ülkelerin artık- ları ithal ediliyor. Biz hiç muz ithal edilmesin demiyoruz. Muz ithal edil- sin, ama yerli pazar da korunsun. Yerli muzun piyasada olduğu 3-4 ay içinde muz ithalatı kısıtlansın." Yılda ortalama 100-150 bin ton muz ithal eden Türkiye'de ithalatçı fîrma sa- yısı ise oldukça az. Bunlardan biri olan Bonita'nın Türkiye araştırma ve geliş- tirmeden sorumlusu tbrahim Kuyucu, muz ithalatımn iddia edilenin aksine tü- keticinin ve ülkenin yaranna olduğunu savunuyor. Muz ithalatımn bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu belir- ten. Kuyucu. muz ithalatçılannın bakış açısını ise şöyle açıklıyor: "Muz ithalatı iki nedenle gerçekleşi- yor. \'eıii üretim, toplam talebi karşıla- yamıyor, Talep toplam üretimden bir- kaç kat daha fazla. İthalat.fiyatiandü- şüriiyor. Muz ithal edilmeden önce or- tadirek muzu rüyasında bile göremiyor- du. Et fıyatı ile muz fiyaO neredeyseeşit- ri. Aralannda yüzde 10-15 fark \ardi. Düşünün ithalat olmasa muz fiyatian şu anda 200 bine yaklaşmış olacaktı." IŞÇININ EVRENINDEN ŞUKRAN SONER Aymazlık Hafta sonu Ankara'da Tes-lş ve Ağaç-lş sendikala- nnın genel kurullan yapıldı. Izleyemediğim için, televiz- yon haberlerinden, gazete sayfalarından bir şeyler ya- kalamaya çalıştım. Ne gezer? Anlaşılan, Türk-lş'in iki sendikasını bundan sonra 4 yıl boyunca kimlerin yönetecegini, genel kurullarında neler olup bittiğini hiç merak eden yok. Ondan da önemlisi, işçilerin, sendikalann güncel, en sıcak sorun- larının gündeme getirilme platformu olan genel kurul- lar, çok önemli bir nabız yoklama aracıdırlar. Genel kurul raporları, genel kurullarda yapılan ko- nuşmalar, tartışmalar, alınan karariar, nereden yola çı- kılıp nereye gidildiğinin göstergesidirler. Sıcak bir eko- nomik kriz yaşanmış, çahşanlann koşulları büyük bir olumsuzluğa sürüklenmişken, gundemde önemli işçi uyuşmazhkları, eylemleri varken bu ilgisizlik, bu duyar- sızlık açıklanır gibi değil. Birkaç işadamının hemen hdr gün, her konudaki gö- rüşlerine geniş yer ayıran, ilgi gosteren medya; önümüz- deki haftalarda önemli işçi mitingleri, iş bırakma da da- hil çeşrtli direniş kararlan söz konusu iken, bunlann en canlı tartışma ortamlan genel kurullan izlemek gereği- ni bile duymuyor, dahası yok sayıyor. Şunun şurasında, Türk-lş'in iddialı mitingine, iş bırak- ma eylemlerine bir hafta, on günlük süreler kalmış. Tes-lş, enerji işkolunda grev hakkı olmadığı için top- lusözleşme uyuşmazlığı Yüksek Hakem Kurulu'na git- miş bir sendika. Yakın günlerde Türk-iş düzeyinde hü- kümetle anlaşma olmazsa YHK'ye hükümetin dikte et- tireceği rakamlarla toplusözleşmesi yürürlüğe girebilir. Enerji işçileri ve sendikaları bunun kaygısıyla Türk-lş'in eylemlerinde ağırlıklarını koyacaklardır. Onların eylem- leri herhangi bir işkoluna benzemez. Enerjide direniş, şalterlerin çekilmesi, Türkiye'de yaşamın durması ola- bilir. Hükümet, medya, nasıl bu kadar aymaz, aldırmaz, yok sayma tavn içinde olabiliyorlar? Tes-lş'in, Ağaç-iş'in genel kurullan izlenseydi, hazır- lanmış çalışma raporlanna, çeşitli konulara ilişkin özel raporlara şöyle bir göz atılsaydı Türkiye için medyanın bugünlerde sunduğu tablo ile gerçeklerin birbiri ile na- sıl çelişkili, çatışmalı olduğu da gözlenebilirdi. OrneğinTes-lş Başkanı Faruk Barut, TEK'te, PTT'de neden özelleştirme yapılmaması gerektiğini, yaşamsal sakıncalarını anlatmış. Ağaç-lş Başkanı Güral Erçakır da aynı ölçüler içinde ORÜS'ün özelleştırılmeye kalkı- şılmasının Türk ormancılığı, ekonomisi, orman köylü- sü, yöre insanlarına zararlannı saymış. Bunlar: kulakların tıkanmak istendiği, tersyüz edil- meye çalışılan, kamuoyunun sürekli aldatıldığı, bilin- mesi istenmeyen gerçekler. Elbette özelleştirme, işçileri de çok yakından ilgilen- diren, ülkenin dev sorunlarının sadece bir tanesi. Ger- çeklerin tersyüz edildiği, kamuoyunun sürekli aldatıldı- ğı sayısız sorun ve konu var. Ekonomide krizden kurtulunduğu, özel sektörün bu anlamda mucizeler yarattığı, Türkiye'nin kredibilitesinin yükselmekte olduğu, Çiller'in anayasa değişikliği de dahil kendini kabul ettirecek önemli işler yaptığı, pem- be tablolann çizildiği şu günlerde, durum değerlendir- mesi niteliğindeki konuşmalar, raporlar, yok sayılan ger- çekleri çok çarpıcı biçimde su yüzüne çıkarıyor. Bu köşe onları yansıtmaya yeterli değil. Sadece Ağaç-lş Genel Başkanı Güral Erçakır'ın konuşmasından birkaç cümle alıntı yaparak belki "aymazlık, gerçekleri çarpıtma" boyutlan hakkında, bir iki küçük örnek ver- miş olabiliriz: "Türkiye, maalesef iyi yönetilmiyor. Adaletsizliğin, eşitsizliğin, güvensizliğin, istikrarsızlı- ğın kol gezdiği bir ülkede yaşıyoruz. K/mse ne yannınt görebiliyor ne de geleceğe umut- la bakabiliyor... Sadece 1994 yılı için bûyümenin eksı 3.8 olduğu, ka- pasite kulanımlannın yüzde 607ara düştüğü, işçiçıkar- malan yanında işsizliğin yüzde 20'lere ulaştığı, iç borç stokunun iki katına ulaştığı. faiz oranlarının anoımalleş- tiği, enflasyonun cumhuriyet tarihi rekorunu kırarak yüzde 125-146'larayükseldiği, ücretlerdeyüzde 35'le- re varan reelgerilemeyaşandığı, paranın yüzde 200 7e- re varan oranlarda değer kaybettiği bir tabloda... Böyle bir tabloya hiçbir Batı demokrasisinde tahamül edilemez. Başarısızlar da siyaset sahnesinden silinir gi- der... Sadece ekonomiyi katlanıfmayacak hale getirenler değil.. Milletin malının talan edilmesine gözyumanlar.. Yolsuzluklara mücadele etmeyenler.. Siyasi geleceklerini bağladıkt&n 200-300 ailenin çı- karlannı halkın çıkarları üstünde görenler. 60 milyon içinde o küçücük zenginler kulübünün her istediğini emir kabul edenler de gider... Bu ülkeden gitmiyortarsa düşünmek zorunda olan- lar bizleriz... Sermaye, demokrasinin kısıtlı olmasını istemektedir. Bunlann da bu isteğe karşı çıkmaya ne güçleh ne de niyetleri vardır. Anayasa değişikliklerinin demokratikleşme yolunda ciddi ve esaslı bir başlangıç teşkil ettiği yolundaki ıd- dia da koskocaman bir yalandır, yutturmacadır. Önü- müzdeki günlerde bu işten nasıl bucak bucak kaçacak- lannı hep birlikte göreceğiz.. Türk sendikacılık hareketi. olmak ya da olmamak gi- bi yaşamsal bir tablo ile karşıkarşıyadır... Hedefimiz, bize karşı yıllardır sürdürülen savaştan başanlı çıkabilmek olmalıdır. Bu da herşeyden önce herkesin, hepimizin şapkayı önümüze koyup düşünmeye başlamamızı gerektirir..." Avrupa, işsizlikte Türkiye'yle yanşıyor Ekonomi Servisi- Avru- pa Bırliği'nde işsizlik yüzde 1 l'eulaştı. Amerika "da yüz- de 6.5 Japonya'da yüzde 3'ten az olan işsizliğin Av- rupa Birliğinde yüzde 11 ol- ması. topîuluğu bu konuda iyice duyarlılaştınyor. Kasım ayında lspan- ya'nın başkenti Madnd'de. üye ülke hükümefierinin ya- pacağı büyük toplantıdan önce Avrupa Birliği'ndeki ıstihdam durumunu göste- ren bir rapor yayımlandı. Avrupa Birliği Sosyal Ilişki- ler Komisyonu üyesi Padra- ig Flynn tarafindan hazırla- nan rapora göre Amerika'da yüzde 6.5. Japonya'da ise yüzde 3'ten az olan işsizli- ğin Avrupa Birligi'nde yüz- de 11 gibi yüksek bir oran- da olduğu bildirildi. Birlikteki ülkeler ekono- mik güç bakımından hâlâ büyük farklılıklar gösteri- yor. Özellikle Yunanistan'ın ekonomik büyüme bakı- mından birliğe pek katkısı olmamasına karşın işsizlik oranını arttırmada büyük pay sahibi olması. üye ülke- lerin yakınmalanna konu oluyor. Türkiye'nin de aynı nedenden dolayı tam üyeli- ğe geçmesinin zorlaşacağı düşünülüyor. Türkiye'de 1994'te yüzde 19.4 olması beklenen işsizlik oranının gümrük birliğinde işgücü- nün serbest dolaşımına izin verilmemesinın en büyük nedeninı oluşturdugu belir- tılıyor. 1991- 1994 \ıllan arasında 6 milyon kişilik bir istihdam kapasitesınin eko- nomi dışına çıkmasıv la top- luluktakı işsizliğin. toplam işgücünün yüzde 11 "ine u- laştığına dikkat çekılen ra- porda. ekonomi dışına çıkan istihdam sayısının Avrupa Birliği ülkelerindeki 2. Dünya Savaşı öncesi toplam istihdamın iki katından da- ha fazla olduğu bildirildi. Rapordaki diğer noktalar da şöyle sıralandı: "1993'te üretim düzeyi artmasına rağmen istihdam oranında bir artış görülme- di. Çalışan kişi sayısının ça- lışabilir yaştaki nüfusa ora- nı geçen sene y üzde 6()'ın al- tına düştü. Bu oran 1992'de yüzde 62 dolayındaydu 1990- 1994 arasındaki eko- nomideki bunalım sırasında bir milyon işçi işini kay betti. İşsizlik. kadınlar arasında daha yay gın. Ancak çalışan kadınîann işlerini kay betme hızlan daha düşük. Kadın işgücünün yüzde 12.5'k er- kek işgücünün ise yüzde 9.5'i işsiz. 25 yaşın altındaki işgücünde 1990-1994 arasın- da üç milyonluk bir düşüş
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear